• Sonuç bulunamadı

Hayati ÇELEBİ(l) ATATÜRK ÜNIvERSİTESi ERZURUM ÇİFTLİm TOPRAKLARINDA ÖZET

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Hayati ÇELEBİ(l) ATATÜRK ÜNIvERSİTESi ERZURUM ÇİFTLİm TOPRAKLARINDA ÖZET"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ATATÜRK ÜNIvERSİTESi ERZURUM ÇİFTLİm TOPRAKLARINDA ORGANİKMADDEMİKTARI İLEAGREGATSTABİLİTESİ ARASINDAKİ

tLtŞKİ

Hayati ÇELEBİ(l)

ÖZET

Bu araştırma, Atatürk Üniversitesi Erzurum Çiftliği toprak-

lanııda organik madde miktarı ile agregat stabilitesi arasında bir

ilişkinin tesbiti gayesiyle yapılmıştır. Çiftlik arazisini karakterize edecek şekilde yüzeyden alınan 12 adet toprak ö'rnekleri üzerinde

çalışılmıştır. Bunun sonucu olarak aşağıdakihususlar tesbit ve tavsiye

edilmiştir :

ı. Adı geçen toprakların üst katlarında organik madde miktarı

ortalama

%

1,84 olup, bunlar organik maddece fakirdirler. Bu mik·

tarm artırılması icabetmektedir.

2. Bu topraklann agregat stabilite indeksleri

%

35,7-84,6

arasında değişmektedir. Ortalama kıymet

%

56,6 dır. Bu değervasat seviyede olup daha da yükseltilmetidir.

3. Ar(lJtırma konusu toprakların organik madde miktarları ile agregat stabilite indeksleri araslııda

%

5 ihtimale göre ö'nemli po- tif bir korelasyon katsayısı (r=+0,5886) bulunmuştur.

4. Araştırma konusu toprakların organik madde muhtevasmı, dolayısiyle agregasyon değerini artırmak için şu tedbirlerin alınma­

sına ihtiyaç vardır :

a) Münavebede baklagil yem bitkilerine ve çayır otlarına

fazla yer vermek ,

b) Topraklara yeteri kadar ahır gübresi vermek,

c) Bitki artıklarının toprağa karıştmlmasınaönem vermek, ve d) Toprakları mikroorganizma kültürleri ile aşılamaktır.

(1) Atatürk Üniversitesi Ziratat Fakültesi ToprakİlmiBölümü (Doc. Dr.) Dergi Komisyonunagelıştarihi: 30.9.1971

(2)

Organik madde, toprağın fiziksel ve kimyasal özeııikleri üzerine etkili olan önemli bir unsurdur. Nitekim;

toprağın iyi bir struktür kazanması, agregatların stabil bir hale gelmeleri,

toprağın su tutma kapasitesi,havalan-

ması ve tav durumu gibi fiziksel özel- likler geniş çapta toprakta mevcut or- ganik madde muhtevası ile ilgilidir.

Organik maddebakımındanzengin olan

toprakların katyon değişim kapasitesi de yüksektir. Dolayısiyle, bu topraklar verimlidider.

Organik maddenin toprak verim-

liliğini artırdığı çok önceleri bilinen bir gerçekti. Çiftçiler, geneIlikle, koyu renkli toprakların açık renkli olanlara nazaran daha verimli olduklarını bi-

liyorlardı.

Memleketimiz toprakları umumi- yede organik madde bakımından fa- kirdir. Bu duruma,gübrenin tezek o- larak kullanılması gi bi ekonomik zo- runluklar ve uygun bir bitki müna- vebesinin uygulanmaması gibi teknik

noksanlıklarsebep olarak gösterilebilir.

Toprakta organik maddenin kayna-

ğını bitkisel ve hayvansal dokular mey- dana getirirler. Organik madde terimi, mikroorganizma faaliyeti ile henüz ta- mamen ayrışmamış her türlü bitkisel ve hayvansal artıklarıifade etmektedir.

Bunlar toprağa intikal ettikten sonra toprakta mevcut sayısız mikroorganiz-

maların etkisile aynşmaya başlarlar.

GİRİş

Bu suretle "Humus" adı verilen bir madde hasıl olur. Rengi kahve rengin- den koyu siyaha kadar değişenamorf ve oldukça stabil bir madde olan hu- musun içinde artıkbitki ve hayvan do-

kuları teşhis edilemez. Bu madde, bit- kilerin faydalanmasına yarayan erimiş mineraf maddeler için önemli bir kay-

naktır.

Topraklarda agregat oluşumu ve stabilizasyonu bahsi toprak ilminde en az açıklığa kavuşmuş bir konudur.

Agregatlar, primer toprak zerrelerinin birbirleri ile birleşmesi sonucu hasıt

olan sekonder oluşumlardır. Bu hu- susta en önemli faktör, toprağın kol- loidal fraksiyonudur. Topraklarda ag- regat oluşumunu açıklayan pek çok teoriler vardır. Fakat bunların hiçbirisi de konuyu tam manasile aydınlatacak

nitelikte değildir. Bu teoriler arasında Russell(J956) tarafından ileri sürüIeni daha fazla tutulmuştur. Russell'e göre, kil zerreleri, toprak çözeltisinde dissosiye

olmuş katyonlar ile kil zerrelerinin yü- zeyindeki negatif yük arasına yerleş­

miş olan su molekülleri ile birbirine

bağlanmışlardır.Burada su molekülleri, negatif yüklü kil kolloidleri ile pozitif yüklü katyonlar arasında dipoııer hasıl

ederek zerreleri birbirine bağlarlar. Fa- kat bu izah tarzı, kil zerrelerinden

müteşekkil ünitelerin bir kere kuru- duktan sonra neden su içinde stabil

olduklarını açıklamaktan uzaktır. Bu

(3)

şekilde, toprak zerre1erine kuvvetle

bağlı bulunan su, miktar itibarile aza-

lınca kil zerreleri birbi r(erine yaklaş­

maya başlarve kümeler hasıl olur. Bu duruma göre, agregatlarm oluşumunda

dehidratasyon olayı esastır. Agregas- yonun kuvveti, parçacıkların temas yü- zeylerinin büyüklüğüne bağlıdır.

Agregatoluşumuiçin noküleolmuş

zerreIerin birbirlerine yapışık olması şarttır. Yapıştırıcı maddelerin çoğu da inorganik ve organik tabiatlı koııoidler­

den ibarettir. Suya mukavim agregat- lar ancak bunların yapıştırıcı etkisile

oluşabilirler. Toprakta agregatların oluşumuna yardımeden koJ[odidIerden koIIoidal kil, koIIoidal demir oksitler ve alüminyum oksitler ve kolloidal or- ganik madde önemlidir. Toprağın 5 mikrondan küçük fraksiyonu ile 50 mikrondan büyük agregatları arasında

yüksek bir korelasyonun mevcudiyeti, kolloidal kilin agregat oluşumu üze- rindeki rolüneişareteder (Ergene, 1966).

Kil kolloidlerinin yapıştırıcı etkisi kü- çük toprak zerreleri için daha ehemmi- yetlidir. Demir ve alüminyum oksit gibi koJloidal mahiyetteki bileşiklerde top- rak zerrelerinin birbirlerineyapışmasına

hizmet ederler. Kolloidal organik mad- denin agregatoluşumundaönemli oldu-

ğu bilinmektedir. Organik karbon mik-

tarı ile 50 mikrondan büyük agregatlar

arasında bulunmuşolan korelasyon bu durumu teyit etmektedir (Ergene, i966) Organik maddenin agregatoluşumunda­

ki rolü bugüne kadar tam olarak anla-

şılamamıştır.Fakat kil zerreleri ile orga- nik molekLillerjn karışık bir zincir mey- dana getirerek biIi'thara dehidratasyon

olayıiIe stabilize olmalarındanileri gel-

diği izah edilmektedir.

Elson ve Lutz (1940) yapmış 01- duldan araştırmaIarda;suya mukavim agregatlar nispetinin topraklarda eroz- yon indeksi olarak kullanılablJeceğini,

suya mnkavim agregatların miktar ve

büyüklüğü arttıkça yüzeyakışın azal-

dığını ve malısul münavebenin, de-

vamlı mısır ve kısa köklü çayır otlarına

nazaran büyük çaplı suya mukavim agregatlar nispetini artırdığını tespit

etmişlerdir.

Baver ve Rhoades (1932) ve Cole ve Edlefson (1935), suya mukavim

agregatların tayininde sürüklerne veya çöktürme veyahut ta ıslak eleme ve çöktürme metodları kombinasyonunu ku !lanmış] ardır.

Baver (1934), primer ve sekonder toprak zerrelerinin dizilişIerini esas a- larak büyük toprakgruplarındaki stnık­

tür tiplerini incelemiş ve bunların ik- lim ile olan münasebetlerini şematik

olarakgöstermiştir.Keza, Baver (1935), organik maddenin agregat oluşum de- recesi ile ilişkişi üzerinde çalışmış ve neticede organik madde miktarı fazla olan toprakların genelolarak çok sa-

yıda suya mukavim agregatlara sahip

olduklarını tespit etmiştir.

Ertuğrul (1966) yazmış olduğu

"Erzurum Ovası Topraklarında Top- rak-su Münasebetleri ve OvanınSulama Suyu ihtiyacı Üzerinde Bir Araştırma"

adlı escrde, bu toprakların agregat stabilitelerinin tayininde "fslak eleme"

metodunu tatbik etmiş ve buna göre, agregat stabilitesi üzerinde genellikle organik maddenin fazla roloynadığını

ve toprakların stabilite indekslerinin organik madde miktarıile doğru oran-

tılı olarak çoğaIdığıııı tespit etmiştir.

Browning (1927), organik madde- nin süzlilme ve infiltrasyonu çOğaittı-

(4)

ğını, organik madde ile birlikte kireç tatbikinin süzülme nispetini azalta-

cağlIll ve yalnız organik madde il~ve­

sile suya mukavim agregatlar miktarıIlln çoğalmış olduğunu araştırmıştır. Metz- ger ve Hide (1938) de, kireçlemenin muhtelif tırfıl ekili topraklarda agregat

oluşumuna müspet bir şekilde etki et-

tiğini, fakat nadasa terkedilen top- raklarda bu hususta bir tesire sahip

olmadığını 'müşahade etmiştir.

McCaUa (1944), suya mukavim agregatlar miktarınıntayininde "Damla metodu"nun kullanılmasını tektif et-

miştir. Buna göre, iyi agregat özelliği

gösteren bir üst toprağın stabilitesinin

bozulmasıiçin çok sayıdasu damlasına

ihtiyaç vardır. Bundan ayrı olarak.

McCalla (1946) çeşitli mi kroorganiz-

maların suya mukavim agregatların oluşumu üzerindeki etkisini incelemiş

ve özellikle mantarlarınsu damlalarının

çarpma tesirlerini azaltarak struktür stabilitesinin inkiş:ıfında çok müspet bir fonksiyonda bulunduklarını araştır­

mıştır. AyIll araştırıcı, ayrışmış bitki

artıklarının toprak agregat stabilite- sini ve dolayısile infiltrasyonu artırdı­

ğınıtespit etmiştir(Mc Calla ve Army, 1961).

Puri ve Rai (1944) toprak agregat

oluşumunda kil fraksiyonunun önemini ortaya koymuşlardır.

Gish ve Browning (1949) agregat stabilitesi üzerinde etkili faktörleri ele

almışlar ve mevsim, mahsul münave- besi ve örneğin alınış anında toprağın havİ olduğu rutubet miktarırunagregat

oluşması üzerinde dikkate değer bir tesir gösterdiğini açıklamışlardır.

Mazurak, Valassİsve Harris (1954),

BatıNebraska'da suluşartlarda devamlı

nadasa bırakılan ve muhtelif mahsul

münavebe sistemleri uygulanan patates

tarlalarında agregatların suya muka- vemet derecelerinin tayininde, agregat-

larıngeometrik ortalamaçaplarını, aynı agregatlarındispe.se edilen zerrelerinin geometrik ortalama çaplarına oranıill

esas almışlar ve bu oranları devamlı

mahsulde 16, üç yıllık münavebede iO ve alu yıllık münavebede ise 31 olarak tespitetmişlerdir.

Van Bavel (1949), agregat analiz

sonuçlarınındaha iyi birşekilde kıymet­

lendirilebilmesi için "Ortalama Ağırlık

Çap" değerinin kullanılmasını teklif ve tavsiye etmiştir.

Toprak agregat stabilitesinin ta- yininde Yoder'in ıslakeleme metodunu kullanan Robinson ve Page (1950);

agregatların suda dağılmaları üzerinde

katyonların, organik maddenin, kil mineral tiplerinin, agregat büyüklüğü­

nün ve toprağın ıslanmaya karşı muka- vemet derecesinin etkilerini münferiden

incelemişlerdir.

Reeve (1953), toprağın hava ve su permeabilite değerlerinin birbirine

oranını agregat stabilitesi yönünden

kıymetlendirmekteve bu oranın bire

eşit olmasıhalinde toprak struktürünün çok fazla stabilolduğunu; iki buçuk

değerinin az miktarda kil ve değişe­

bilir sodyuma işaret ettiğinive 50 bin gibi çok yüksek kıymetlerindaha fazla miktarda değişebilir sodyumun mevcu- diyetini gösterdiğini yazmaktadır.

Akalan (1969), "Kuzey-Batı Çu- kurova TopraklarındaOrganik Madde

Miktarı ile Suya Dayanıklı Agregat- lar Arasındaki İlişki" adlı eserinde

adı geçen topraklarda bu iki husus

arasında orta derecede pozitif bir korelasyon bulmuştur.

(5)

Cagauan ve Uehara (J965), agre- gat stabilitesinin kıymetlendirilmesinde

yeni bir metod geliştirmişlerve bera- berce yazmış oldukları "Toprak Ani-

zotropisı ve Bunun Agregat Stabilitesi ,ile Münasebeti" adlı eserde bu hususta

geniş bilgi vermişlerdir. Söz konusu metodunesası,toprak zerreleri içinden geçirilen polarize ışınların bir fotomet- re yardımı ile okunmasıdır. Şayet ag- regat!ar içinde birbirlerine paralel ince kil tabakaları mevcutsa, bu taktirde polarize ışın daha fazla geçecektir.

Rost ve Rowles (J940), A.B. Dev- letlerinde yapmış oldukları araştırma

sonucunda, organik madde miktarı

ile agregat oluşumu arasında oldukça yüksek bir korelasyon tespit etmişler­

lerdİr. Bu hususta. Alderfer ve Merkle (1941) de daha yüksek bir münasebet

bulmuşlardır.

Çelebi (1967), "Atatürk Üniversi- sitesi Erzurum Çiftliği Topraklarının

Agregat Stabiliteleri ve Erozyona M u- kavemetIeri ÜzerindeAraştırmalar"adlı eserinde; söz konusu topraklarınsuya mukavim agregatlar nispetierini, sta- bilite indekslerini ve toprakların eroz- yona mukavemet derecelerini ayrııayrı

tayin etmiştir. AraştIrJCl,suya mukavim

agregatlarınanalizinde ıslak eleme me- todunu tatbik etmiş; stabilite indeksi olarak suya mukavim agregatlar ve mekanik analiz sonuçlarınıngeometrik ortalama çap değerlerinin birbirlerine

oranlarını ve Van Ba verin ortalama

ağırlık çap değerlerini esas almış ve

toprakların erozyona mukavemetleri-

nİn tesbitinde ise dispersiyon faktörü, dispersiyon nispeti ve erozyon nispetini esas almıştır.

MATERYAL ve METOT

Toprak Örneklerinin Alınması ve Analize Hazırlanması

Söz konusu araştırma Atatürk Üniversitesi Çiftliği arazisi üzerinde

yapıldığı için, adı geçen sahada çeşitli

toprak tiplerini karakterize edecek şe­

kilde yüzeyden (0-30 cm.) on iki adet toprak örneği alınarak bez torbalara konup, bilahare bunlar iki milimetre

çapındakielekle elenerek laboratuvarda analize hazır duruma getirilmişlerdir.

Analiz Metot/an

Mekanik an.aliz: Mekanik analiz

"Pipet metodu"na göre yapılmıştır

(Baver, ı956)

Suyamukavinıagregat/ar: Bu mak- satlaeııi mikrondan küçük suya muka- vimagregatlarınanaliziyapılmıştır.Suya

mukavim agregatlar analizinde Ameri·

kan Tuzluluk ve Alkalilik Laboratu-

van'nın uygulamakta olduğu esas dik- kate alınmıştır (U.S. Salinity Lab, Staff, 1954).

Agregasyol1 yüzdesi: Agregasyon yüzdesi, önceden tayin edilmiş olan mekanik analizsonuçlarıve suya mu ka- vim agregatların yüzde değerleri esas

alınarak hesap yolu ile bulunmuştur.

Bu hususta, Amerikan Tuzluluk ve Alkalilik Laboratuvarının tatbik et- mekte olduğu aşağıdaki formül kulla-

nılmıştır (U.S, Salinity Lab. Staff, 1954).

Organik madde: Organik maode- nin tayininde "Islak yakma" metodu

kullanılmıştır (Peech, Dean ve Reed, 1947).

(6)

<

50 [L. Mekanik analizsonuçları,

%

Agregasyon,

%

<

50 [L. Mekanik analiz

sonuçları, ~~

<

50 [L. Suya mukavim agregatlar, ~~

---.xlQO

SONUÇLAR ve TARTIŞMA

Araştırma konusu toprakların nu-

maraları, derinlikleri, mekanik analiz

sonuçları, suya mukavim agregatlar yüzdeleri, agregasyon yüzdeleri ve orga- nik madde değerleri(Cetvel i) de görül- mektedir.

Bu cetvelin tetkikinden anlaşıla­

cağı üzere, adı geçen toprakların or- ganik madde miktarları

%

0,80

ile

%

2,94 arasında değişmekte olup ortalama değer

%

1,84 olarak hesap

edilmiştir. Bu vaziyet gösteriyor ki,

araştırma sahası toprakları umumi- yetle organik maddece fakirdir. Bu- nun sebebi; yem bitkileri ve çayır otlarım ihata eden uygun bir müna- vebe sisteminin uygulanmaması, bitki

artıkltziraate önem verilmemesi ve yeşil

gübreleme yapılmamasına atfedilebilir.

Toprakların agregasyon yüzde- lerine ait rakamlar

%

35,7-84,6 ara-

sında değişmekteolup ortalama kıymet

%

56,6 olarak tespit edilmiştir.Toprak-

ların mühim bir kısmında bu değer

%

50 nin üzerinde bulunmaktadır.

Şekil (1) de de görüleceği gibi, or- ganik madde miktarlarıile agregasyon yüzdeleri arasında

%

5 seviyede önemli pozitif bir korelasyon bulunmuştur.

Bu hususta Amerika şartlarında yapmış oldukları araştırmalarda,Rost ve RowJes (1940) korelasyon katsayısı

olarak pozitif 0,675 ve Alderfer ve Merkle (1941) de pozitif 0,730 değerini

tespit etmişlerdir. Diğer taraftan, Er-

tuğrul (1966), Atatürk Üniversitesi

Çiftliği topraklarında bu değeri pozi- tif 0.534 olarak bulmuştur.

Organik madde Agregasyon

Cetv:l ı. Araştırma konusu toprakhrın d::,'inliklcrİ . mekanik analiz sonuçları,

suya mukavim agregatlar yüzdeleri, agregasyon değerlej'i ve organik madde miktarları.

Toprak'oeriii.JJk:'-- Mek'ilmka'na!iz

--i·"

Suya-mukaYi-ffi

örnek agregatlar

-(>5oı:;:·)I"«56~.)

-i

(>50[L.)

IT<SO

[L.)

No (cm.), (%) (%) (%) (%) (%) (%)

·-ı---'Ö'---30 14,1 i 85,9

,'---s6,'if'-

----r3,'2--1-. 84,6--- - -

2,85-

11 « 41,9 58,1 83,2 16,8 i 71,0 2,22

2 « 16,0 84,0 72,3 27,7 i 67,0 2,94

5 « 48,8 51,2 83,1 16,9 67.0 2,61

10 « 21,7 78,3 72,7 27,3 65,1 0,80

7 « 43,5 56,5 76,7 23,3 58,7 1,92

J2 « 33,0 66,4 70,i 29,9 55,0 1,84

9 « 24,5 75,5 61,8 38,2 49,4 1,18

8 « 26,8 73,2 58,9 41,i 43,9 0,89

3 « 28,8 i 71,2 59,5 40,5 43,i 1,94

6 « 43,3 56,7 65,2 34,8 38,6 0,96

4 « 36,i 63,9 58,9 4i,i 35,7 2,00

(7)

100

'"

fO

10 O

LO

:' SO ı:>- 40

..

.. ..

. .. ..

)0 JO 10

O

tt.0.1.6

,. Oıl

O O

Şekil ı Organik madde ile agregasyon yüzdeleri arasındaki münasebet.

SUMMARY AN INVESTIGATION ON THE RE-

LATIONSHIP BETWEEN THE OR- GANIC MATTER CONTENTS AND AGGREGATION STABILJTY INDEX- ES OF THE SOILS ON ATATURK UNIVERSITY FARM IN ERZURUM,

TURKEY

This investigation has been carried to find out the relationship between the organic matter contents and aggre- gation stability indexes of the soils on Atatürk University farm in Erzurum, Turkey. The investigated area extends' from the base of Palandöken Moun- tains in the south to the canalaf

Karasu in the north. lt consists of young alluvial materral formed by depasits, carried by the Paşalar and

Kırkdeğirmenleı streams.

For this intention, twelve soil samples coHected from the topsoil have been taken into consideration, in order to characterize the farın area.

Consequently, the fol1owing matters have been obtained and recommended:

1. In the upper Jayer of the soil investigated, the organic matter con- tent is between 0.80 per cent and 2,94 per cent. The mean value is 1.84 per cent. This indicates that these soils are poor in organic matter content.

This amount is to be increased.

2. The aggregation stability indexes of these soils differ from 35.7 per cent to 84.6 per cent. The ınean value is 56.6 per cent. This shows That the aggregation stability is an average value.

But this should be further increased.

(8)

3. Between aggregation stability indexes and the organie matter eontents of the soils investigated, a signifjeant eorrelation eoeffieient (r=+0. 5886) has been ealeulated at the level of 5 per cent.

4. In this ease, it İs necessary to take the following praetices, in order to inerease the organie matter content, and eomequently the value of aggre- gation of these soils:

a) To give much importanee lo legumes and grasses in the erop rotation.

b) To apply the sufficient amounts of farrn manure to the soils investi- gated,

c) To give more ernphasis to plow- ing under the plant residııes (stubbie mulch), and,

d) To inoeulate the soils with

mieroorganısm eultures.

LİTERATÜR LiSTESİ Alderfer, KB. and Merkle, F.G. (1941)

The Measurement of Struetural Stability And Permeability and The InfJuenee Of Soil Treatments Upon These Properties. Soil Sci.

51 :201-212.

Akalan, 1.(1969) Kuzey -Batı Çukuro- va TopraklarındaOrganik Madde Miktarı İle Suya Dayanıkıt Agre- gatlar Arasındaki ilişki.AnkaraÜ- niversitesi Ziraat Fakültesi YıJ1ığı, Yıl: ı9, Fasi kül 1-2. Ankara Üni.

Basımevi, sa: 170-227.

Baver, L D. and Rhoades, RF. (1932) Aggregate Analysts As and Aid In The Study Of SoiI Structure Relabonships. Journal Amer. Soc.

Agron. 24: 920.

Baver, L.D. (1934) A Classification Of Sad Struetme And Its Relation To The Main Soil Groups. Amer.

Soil Survey Assoc., Bulletin XV, Hourna, Luisıana, sa: 107-109.

Baver, L.D. (1935) Faetors Contri- buting To The Genesis Of Soil Microstrueture. Amer. Soil Survey Assoc., Bulletin, 16:55-56.

Browning, G.M. (1927) Changes In Erodibility Of Soils Brought A- bout By The Application Of Organic Matter. Proc. Soiı SeL.

Amer., 2:85-96.

Cagauan, B. and Uehara, G. (1965) SoiI Anisotropy And [ts Relation To Aggregate Stability. Soil Soe.

Soc. Amer. Proe. 29:i98-200.

Cole, R.e. and Edlefson, N.E. (1935) A Sedimentation Tube For Analyz- ing Water Stable Sait Aggregates.

Soil Seı., 40: 473-479.

Çelebi, H. (1967) Atatürk Üniversitesi ErzurumÇıftliği TopraklarınınAg- regat Stabiliteleri ve Erozyona Mu- kavemetlerj Üzerinde Araştınna­

lar. Habiltasyon tezi, basılmamış.

A.Ü. Ziraat Fakültesi, Erzurum.

Elson, J .And Lutz, J. (1940). Factors Affeeting Aggregation Of Ceei!

Sods And Effect Of Aggregation On Run-off and Erosion. Soil Sci., 50: 265

Ergene, A. (1966). Toprak Biliminin

Esasları. Ziraat Fakültesi Ders Kitabı,Atatürk ÜniversitesiYayın-

(9)

ları: 42. A.Ü. Basımevi, Ankara, sa: 123.

Ertuğrul, H. 966) Erzurum Ovası Topraklarında Toprak - Su Mü- nasebetleri ve Ovanın Sulama Suyu İhtiyacı Üzerinde Bir Araştırma.

Habiltasyon tezi, basılınamış. A.Ü.

Ziraat Fakültesi, Erzrurum. sa:88.

Gish, R.E. and Browning, G.M. (1949) FactoL Affecting The Sta bility Of Sod Aggregates. Soil Sci. Soc.

Amer. Proc. 13: 51-55.

Mazurak, A.P., Valassis, V.T and Harris, L.e. (1954) Water - Sta- bility Of Aggregates From Potato Plots As Affected By Different Rotation Systems Under Irrigation In Western Nebraska. Soil Sei.

Soc. Amer. Proe. 18(3): 243-247.

MeCalla, TM. (1944) Water· Drop Method Of Deteımining Stability Of Soil Structlile, Soil Sei. 58:

117-121.

McCaUa, TM. (l946) The Biology Of Soi[ Structure. Jour. Soil and Water Cons. 1:71-75.

McCaııa, TM. and Army, TJ. (1961) Stubble Muleh Farming. Advance in Agronomy. 13;125-196.

Metzger, W.H. and Hide, J.e. (1938) Effect Of Certain Crops And Sod Treatments On Soil Aggre- gation and The Distribution Of

Organie Carbon In Relation To Aggregate Size. Jour. Amer. Soc.

Agron., 30: 833-843.

Peech, M., Dean, L.A. and Reed, J.F.

(1947) Methods Of Soil Analysis For Soil Fertility Investigations.

Cireular No. 757, U.S.D.A., Was- hington,25, D.e.

Reeve, R.e. (1953) A Method For Determining The Stability Of Soil Strueture Based Upon Air and Water Permeability Measure- ments. Soit Sei. Soe. Amer. Proc.

17(4):324-329.

Robinson, D.O. and Page, J.B. (1950) Soil Aggregate Stability. Soil Sci.

Soc. Amer. Proe., 15:25-29.

Rost, e.O. and Rowles, e.A. (1940) A Study Of Faetors Affecting The Stability Of Soil Aggregates.

SoiL Sci. Soc. Amer. Proc., 5:

421-433.

Russell, E. W. (1956) Soil Condition and Plant Growth. Eighth edition, Green And Co. Longmans, Lon- don, sa: 413·414.

U.S. Salinity Laboratory Staff (1954) Diagnosis and Improvement Of Saline and Alkali Soils. Agr.

Handbook No. 60, sa: 125-126.

Van Bavel, C.H.M. (1949) Mean Weight- Diameter Of Soil Aggregates As A Statistical [ndex Of Aggregation.

SoilSeLSac. Amer. Proc., 14:20-22.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışma, çöp kompostu, tütün işleme atığı ve çeltik kavuzu kompostu organik düzenleyicilerinin asit, nötr ve alkalin reaksiyona sahip toprakların agregat

Otel işletmelerini uygulama alanı olarak ele alan bu çalışmada ise örgütsel özdeşleşme aracı değişken olarak ele alınmış ve sonuçta örgütsel özdeşleşmenin hem

olarak anılan tarım politikaları açlık sorununu kısmen çözmüş, ama asıl sorun üretim miktarı değil üretilen ürünün dağılımının adaletsizliği

• Toprağın üstüne veya içine dahil olan bitkisel ve hayvansal kalıntı karmaşık süreçlerle mikroorganizmalar tarafından ayrıştırılır.. • Başlangıç maddelerinden

Toprak ekosisteminde karbon döngüsü, CO 2 ’in bitkiler tarafından fiksasyonu ve organik bileşiklerin sentezi için özümlenmesini, bitkisel organik kalıntılar ile

Toprak ekosisteminde karbon döngüsü, CO 2 ’in bitkiler tarafından fiksasyonu ve organik bileşiklerin sentezi için özümlenmesini, bitkisel organik kalıntılar ile

 Geleneksel tarımda uygulanan organik tarım yöntemleri Geleneksel tarımda uygulanan organik tarım yöntemleri ise, kapalı besin maddesi döngüsü, dış kaynaklı

Bazı şekerler inorganik fosfatlarla birlikte purinler ve pirimidinlerle tepkimeye girerek ribonükleik asitlerin (RNA’lar) ve deoksiribonükleik asitlerin.. RNA molekülleri,