KONU BAŞLIKLARI Molekül Hareketleri,
Hücrenin Fiziksel Yapısı,
Hücre zarının özellikleri ve görevleri Hücrede Zarında TaĢınma,
(ilke ve çeĢitleri)
Biyolojik sistemlerde süreçler, enzimlerin kontrolleri altında
oluĢurlar. Bu süreçteki kimyasal reaksiyonlar ve reaksiyonların hızı ise FĠZĠKSEL ETMENLERLE sınırlıdır.
En önemli fiziksel sınırlamalardan biri ise, reaksiyona girecek maddelerin reaksiyon bölgesine belirli hızlarla taĢınmasıdır.
Tüm
organizmalarda,
temel fonksiyonel
birim HÜCRE’dir
Hücre
Canlının, tüm canlılık işlevlerini yürütebilen temel birimine hücre denir.
Hücre iç bileşiminin sabit kalması için, membrandan net ileti belli bir hızda devam etmelidir.
Küçük Moleküller(Mikromoleküller), elektronlar, fotonlar, protonlar, iyonlar ve su
Orta büyüklükteki moleküller amino asitler ve şekerler, Makromoleküller proteinler ve DNA
Zardan geçen maddelerin çoğu seçime tabi tutulurlar.
Canlı sistemlerde, moleküler iletim ve moleküler dağılımda etkili olan birçok fiziksel süreç vardır.
Hücrelerde moleküler harekete;
•Elektriksel itme ve çekmeler,
•Van der Walls kuvvetleri,
•Membranın mekaniksel kuvvetleri etki eder.
Membranda madde iletiminin hangi mekanizmalarla olduğunu anlayabilmek için kısaca hücre yapısı ve ilgili fiziksel süreçleri inceleyeceğiz.
Hücre içi ve hücre dışı sıvılar arasındaki madde alışverişi, özel bir yapıya sahip olan hücre zarı (membran) aracılığı ile olur.
Hücre zarı ya da plazma zarı hücrenin
organellerini ve sıvı içeriğini saran ve hücreye
yapısal bütünlük sağlayan ayrıca çok önemli
işlevleri yürüten seçici geçirgen bir yapıdır.
Yapısı: Hücre zarı baslıca protein ve
fosfolipitlerden oluĢmuĢ çift katlı bir sıvıdır.
Fosfolipit tabaka membranın sıvı bölümünü oluĢtururken, fosfolipitten oluĢmuĢ bu sıvı
tabaka içine gömülü halde bulunan proteinler
ise mozaik bölümünü oluĢtururlar.
Hücre Zarı
Polar (Kutuplu) Maddeler = Hidrofilik Polar Olmayan (Kutupsuz) Maddeler = Hidrofobik
Fosfolipid = Fosfat + Lipid
Baş Bölgesi Kuyruk Bölgesi
Polar Non-Polar
Hidrofilik Hidrofobik
Fosfolipid Topluluğu Sulu Ortamda ; -Misel
-Bilayer = Double Layer
Bir madde; Ya akıcı, hareketli, kararsız,
Ya da düzenli, kristalize, yüksek organizasyonlu Hücre membranının bilayer tabakası : Ġkisi de.
Singer ve Nicholson’un akışkan mozayik modeli (1972) Bilayer tabaka üzerindeki mozayikler = Proteinler
Hücre Zarındaki Proteinler:
-İçsel = Integral Proteinler -Yüzeyel = Periferal Proteinler
Hücre Zarının Kantitatif Özellikleri
Kalınlık = 6 - 10 nm
Kapasitans = 0.5 - 1.3 µF/cm2
Direnç = 102 - 105 Ohm x cm2
Bozulma Potansiyeli = 100 - 150 mV
Su Geçirgenliği = (0.4 - 400) x 10-6 m/s Yüzey Gerilimi = 0.03 - 0.1 N/m
ÖZELLĠKLERĠ:
• Kesintisiz olarak hücreyi çevrelerler
•Kalınlıkları 75-100 A0 kadardır
• Canlı-saydam ve esnektir
•Üzerinde por (8 A0)denilen delikler bulunur
•Seçici geçirgendir
•Zardaki proteinler enzim görevi yapar
•AkıĢkan bir yapıya sahiptir
•Elektriksel bakımdan yalıtkandır
Membranlar bir iç ve bir dıĢ yüzeye sahip asimetrik çit tabaka Ģeklinde yapılardır.
Bu tabaka Ģeklinde yapılar termodinamik olarak kararlı, metabolik olarak aktifler. Ve aralarında non- kovalent bağlar vardır.
Membranların yapısı, organizmalar arası, hücreler arası ve farklı organeller arası farklılıklar gösterir.
Farklı fonksiyon- farklı yapı
Yapıda değiĢim- fonksiyonda değiĢim
Plazma membranının fonksiyonları
•Bariyer
•Selektif permeabilite
•Reseptörler ve sinyal iletimi
•Endositoz, eksisitoz
•Tanıma ve hücreler arası iletiĢim
•Hücrenin Ģekil ve hareketi
► Hücre zarının en önemli özelliklerinden birisi seçici geçirgenlik özelligine sahip olmasıdır.
• Bu;
► homeostazis için ve
► hücrelerin uyarılması için gereklidir.
Membranlar Morfolojik yapılarına,
Geçirgenlik derecelerine,
Geçirgenlik derecelerini değiĢtirme yeteneklerine göre sınıflandırılırlar.
Geçirgenlik derecelerine göre-1
Semipermeabl membran (yarı geçirgen zar):
Bunlar sadece su molekülleri gibi küçük moleküllerin geçişine izin verirler relatif katı maddeleri - kristalloid, kolloid gibi- geçirmezler..
Ultrafiltre ve diyalizan zarlar:
Su ve tüm kristalloidlerin geçmesine izin verip kolloitlerin geçmesini kısıtlayan zarlardır.
Geçirgenlik derecelerine göre-2
Selective permeabl (seçici geçirgen ) membranlar:
Bir çözeltideki farklı özellikler taşıyan parçacıklardan bir kısmını geçirip diğer bir kısmının geçmesine imkan
vermeyen zarlardır. Kolloidlerin hiçbirini geçirmeyip kristalloidler için de seçici davranır. Örn. canlı
organizmadaki hücre zarları.
Geçirgenlik derecelerine göre-3
Uyarılabilen membranlar (sinir, kas hücresi membranları..) Uygun bir uyaranla membranın geçirgenliği değiĢtirilebilir (elektriksel uyaran, mekanik uyaran, transmitter olabilir).
Membrandan geçen madde miktarı ve geçiĢ hızı kontrol edilebilir.
Bir membrandan maddenin geçme hızını belirleyen 2 etmen vardır.
1- Hareketi oluĢturan kuvvetlerin Ģiddeti
(konsantrasyon gradyienti, elektriksel gradiyent, basınç gradiyenti)
2-Zarın geçirgenliği
Membran Transport sistemleri
1- TaĢınacak bileĢiğin özelliğine göre sınıflandırma 2- TaĢıyıcı proteinin varlığına göre sınıflandırma
1- Taşınacak bileşiğin özelliklerine göre sınıflandırma Küçük moleküllerin geçişi
Pasif Transport
Basit difüzyon
Kolaylaştırılmış Difüzyon Aktif transport
Büyük moleküllerin geçişi Endositoz
Eksositoz
2-Taşıyıcı Protein Varlığına Göre
a- Aracısız transport Basit difüzyon
b-Aracılı transport
Kolaylaştırılmış Difüzyon Aktif transport
HÜCRE ZARINDAN MADDE TAġINMASI
Canlılığın devam etmesi için bütün canlılar dışardan bazı maddeleri alıp, bazı artıkları dışarı atmak zorundadır.
Madde geçişleri hücre zarında olur.
Porlardan küçük maddeler (Difüzyon, Osmoz ve Aktif taşıma)
Glikoz, fruktoz ve galaktoz.
Amino asit,Yağ asitleri ve gliserol,Vitamin.
Mineral, tuz ve sudur.
Porlardan büyük maddeler (Ekzositoz ve Endositoz) Maltoz, sakkaroz ve laktoz
Yağ, Protein.
Nişasta, glikojen, selüloz ve kitindir.
Molekül Hareketleri
Maddelerin katı, sıvı, gaz olma durumlarına göre molekülleri hareketsiz, az hareketli veya çok
hareketlidirler.
Brown hareketi,
Sıvılarda ya da gazlarda bulunan çok küçük taneciklerin yaptıkları sürekli ve düzensiz hareketleri açıklar. Adı bulucusu Robert Brown'ın (1773-1858) adından kaynaklanan Brown hareketi, her parçacığa sıvı ya da gaz moleküllerinin çarpmasının sonucudur; çok küçük tanecikler içeren bir sıvı damlasının mikroskopta incelenmesi sırasında kolayca gözlenebilir ve sıvı ya da gaz moleküllerinin sürekli ve rastgele hareket halinde olduklarını ortaya koyar.
BROWN HAREKETĠ
Özellikle sıvılarda ve sıvılarda çözünen katı
moleküllerin hareketi bu tarzda olmakta, böylece moleküler difüzyon gerçekleĢebilmektedir.
DĠFÜZYON
Gaz veya sıvı moleküllerinin sahip oldukları kinetik enerji yardımıyla rastgele yer değiĢtirmesidir.
A- gazlar ve gazların difüzyonu, B- Sıvılar ve sıvıların difüzyonu, C- Katılar ve katıların difüzyonu
A- Gazlar ve gazların difüzyonu Belirli şekil ve hacimleri yoktur,
Moleküller birbirinden uzaktır. Bu nedenle çekim güçleri zayıftır.
Sahip oldukları kinetik enerji nedeniyle molekülleri devamlı hareket halindedir.
Bu hareket ısıyla artar ve bulundukları ortamın her tarafına dağılırlar.
B- Sıvılar ve sıvıların difüzyonu
Hareketleri yavaĢ, çekim güçleri fazladır.
Birbirlerini çektiklerinden bulundukları ortamın Ģeklini alırlar. Difüzyonları da moleküllerin kinetik enerjiye sahip
olmasından dolayıdır.
Katılar ve katıların difüzyonu
Moleküller arası çekim kuvveti fazla olduğundan bu kuvvet moleküllerin yer değiĢtirmesine engel olur. Bu yüzden hareketsizdirler ve Ģekilleri sabittir.
Molekülleri titreĢim halindedir.
Katı maddelerde serbest molekül hareketi değil de ancak titreĢim hareketi olduğundan, difüzyonları için bir çözücü tarafından eritilmeleri gerekir.
Solüt- katı madde, Solvent- çözücüye,
Solüsyon-Çözünme sonucu oluĢan karıĢıma denir.
Hücrede en iyi solvent sudur.
Solüsyon ve Solüsyon tipleri
Ġki ayrı yapının birbiri içinde eriyerek oluĢturduğu karıĢım solüsyondur.
A- hakiki gerçek solüsyon Suda dağılan partiküller < 1 mµ
Saydam olan solüsyonların suyu uçurulursa kristal halde kalır ve kristaloit adını da alırlar
B- Kolloid çözelti: Suda dağılan partiküllerin büyüklükleri 1-100 mµ arasındadır. Filtre edilemezler, kristal oluĢturmazlar, su molekülünün hareketi ile
taĢınamazlar fakat yinede ÇÖKMEZLER.????
Su içinde çözünen partiküller > 100 mµ
Kolloid çözelti partikülleri aynı elektrik yüküne sahip oldukları için birbirlerini iterler , buda partikülleri dağılmıĢ(disperse) halde tutar.
Sitoplazma proteinleri de izoelektrik noktasına göre alkali ortamda bulunduklarından yalnızca – yüklü olurlar ve sitoplazmanın iskeletini oluĢtururlar.
C-Süspansiyon
Su içinde çözünen partiküller > 100 mµ
Canlı sistemlerde çözücü moleküller SUDUR.
Hücre sıvısında(protoplazma) bulunan çözünmüş tuzlar, şekerler ve diğer maddeler hücreye belli bir yoğunluk ve osmotik basınç kazandırırlar.
Bu sayede hücre bulunduğu ortamın yoğunluğuna göre çevresiyle alışveriş yapabilir. Hücre, içinde bulunduğu solüsyon tipine göre durumunu değiştirir.
Buna göre solüsyonlar;
1- İzotonik solüsyonlar, 2-Hipotonik solüsyonlar, 3- Hipertonik solüsyonlar
Difüzyon-1
Bir kaba konan sıvı veya gaz şeklindeki
maddenin molekülleri, kabın her yerine ortalama olarak aynı konsantrasyonda dağılır.
Difüzyon-2
Bir maddenin çok olduğu yerden az olduğu yere geçmesidir.
Difüzyon;
Çok yoğundan az yoğuna doğru olur.
Porlardan küçük maddeler geçer.
Enerji harcanmaz.
Enzimler kullanılmaz.
Denge sağlanınca durur.
Gazların geçişi difüzyonla olur.
Gaz ve sıvılarda
Herhangi bir maddenin yoğunluğunun yüksek olduğu bir ortamdan, düşük olduğu ortama geçmesine
difüzyon denir.
Her iki ortamdaki madde yoğunluğu eşitleninceye kadar geçiş devam eder.
Madde yoğunluğundaki fark fazla ise difüzyon çok daha hızlı gerçekleşir.
1.av i
difüzyonun yönü
difüzyonda hareket tek yönlü değildir
moleküller devamlı hareket halinde olduğundan, az yoğun ortamdan çok yoğun ortama da bir
miktar madde geçişi olur
iki yöne doğru olan difüzyon akımları
arasındaki fark net geçişi verir
difüzyonun gücü
Difüzyon akımının büyüklüğü çeşitli faktörlere bağlı olarak değişir:
konsantrasyon farkı
sıcaklık
molekül kitlesi
yüzey alanı
ortam hali
difüzyonun hızı
moleküller düz bir çizgide çok uzağa gidemezler
dolayısıyla difüzyon süresi moleküllerin difüze olacakları mesafenin karesiyle orantılıdır
organizmada dolaşım sistemi
mesafeleri kısaltıcı işlev görür
►Diffüzyon hızı hangi faktörlere bağlıdır ?
• Gaz yada sıvı oluşlarına, gazlar daha hızlıdır.
► Isı,
ısı arttıkça difüzyon artar.
► Moleküllerin büyüklüğü, küçük daha hızlı.
► Difüzyon alanı,
alan arttıkça hız da artar.
► Membran kalınlığı
diffüzyon mesafesi, mesafe arttıkça hız azalır.
Saf Madde C (Max)
Konsantrasyon
Uzaklık
0 (Maddenin Verildiği Yer) X
Madde Yok C=0
Maddenin
Verileceği Yer X
DĠFÜZYON DĠNAMĠĞĠ t0 = Madde yok
Saf Madde C (Max)
Konsantrasyon
Uzaklık
0 (Maddenin Verildiği Yer) X
Madde Yok C=0
Maddenin Verildiği
Yer X
DĠFÜZYON DĠNAMĠĞĠ t1 = Ortama madde verildi
Saf Madde C (Max)
Konsantrasyon
Uzaklık
0 (Maddenin Verildiği Yer) X
Madde Yok C=0
Maddenin
Verildiği Yer X
DĠFÜZYON DĠNAMĠĞĠ
t2 = Madde difüzyonu başladı
Saf Madde C (Max)
Konsantrasyon
Uzaklık
0 (Maddenin Verildiği Yer) X
Madde Yok C=0
Maddenin
Verildiği Yer X
DĠFÜZYON DĠNAMĠĞĠ
t3 = Madde difüzyonu (devam)
Saf Madde C (Max)
Konsantrasyon
Uzaklık
0 (Maddenin Verildiği Yer) X
Madde Yok C=0
Maddenin
Verildiği Yer X
DĠFÜZYON DĠNAMĠĞĠ
t4 = Madde X noktasına ulaştı
Saf Madde C (Max)
Konsantrasyon
Uzaklık
0 (Maddenin Verildiği Yer) X
Madde Yok C=0
Maddenin
Verildiği Yer X
DĠFÜZYON DĠNAMĠĞĠ
t5 = 0 noktasındaki kons. azalıyor
Saf Madde C (Max)
Konsantrasyon
Uzaklık
0 (Maddenin Verildiği Yer) X
Madde Yok C=0
Maddenin
Verildiği Yer X
DĠFÜZYON DĠNAMĠĞĠ
t6 = 0 - X arası doğrusal dağılım (STEADY-STATE ANI)
Saf Madde C (Max)
Konsantrasyon
Uzaklık
0 (Maddenin Verildiği Yer) X
Madde Yok C=0
Maddenin
Verildiği Yer X
DĠFÜZYON DĠNAMĠĞĠ
t7 = Doğrusal dağılım (devam)
Saf Madde C (Max)
Konsantrasyon
Uzaklık
0 (Maddenin Verildiği Yer) X
Madde Yok C=0
Maddenin
Verildiği Yer X
DĠFÜZYON DĠNAMĠĞĠ
t8 = Madde dağılımı homojen (EQUILIBRIUM ANI)
membranlardan difüzyon
hücre zarında difüzyon, aynı molekülün sudaki difüzyonundan çok daha yavaştır
membranda difüzyonu sınırlayan esas faktör lipid çift tabakadır
polar ve iyonize moleküller ya hiç ya da çok az difüze olur
bir maddenin lipidlerde eriyebilirliğinin yüksek olması membranlardan daha kolay geçmesini sağlar
►Oksijen akciğerlerdeki alveollerden, difüzyon ile kana geçer. Kandan da oksijen yoğunluğunun düşük olduğu hücrelere geçer.
► Hücre solunumu sonucunda oluşan CO2 difüzyon ile kana geçer. Kandan yine difüzyon ile CO2alveollere
geçer soluk verme ile buradan dışarı atılır.
► Parçalanan besinlerden bazıları difüzyon ile ince bağırsaktan emilerek kana geçer.
osmoz; suyun difüzyonu
► su, polar bir molekül olmasına rağmen hücre zarından hızla difüze olur
► geçiş iki taraf arası osmolarite farkına göredir
► su, osmolaritesi düşük olan bölgeden yüksek osmolariteye sahip tarafa geçer
osmotik basınç
bir solüsyonun osmotik basıncı = “saf su ile yanyana konduğunda, su difüzyonunu önleyebilmek için
uygulanması gereken basınç”
osmotik basıncı arttıkça osmolarite de artar, su konsantrasyonu düşer
izotonik solüsyon = membrandan geçebilen mevcut madde konsantrasyonuna bakılmaksızın, 300 mOsm/l geçemeyen madde içeren solüsyon
hipertonik solüsyon = Membrandan geçebilen mevcut madde konsantrasyonuna bakılmaksızın, 300 mOsm/l’den fazla geçemeyen madde içeren solüsyon
hipotonik solüsyon = membrandan geçebilen mevcut madde konsantrasyonuna bakılmaksızın, 300 mOsm/l’den daha az geçemeyen madde içeren solüsyon
Hücrenin çevresi ile seçimli madde alışverişi yapması, gereksinim duyulan maddelerin kolaylıkla içeriye alınması, reaksiyonlar sonucu artık ürünlerin dışarıya atılması hücre zarları aracılığı ile gerçekleşir. Biyoelektrik olaylarda hücre zarlarının bir fonksiyonudur.
Hücre düzeyinde en önemli tanecik taşınımı konsantrasyon gradiyentle rinden kaynaklanır yani difüzyonla sağlanır.
DİFÜZYON
Fick I. Yasası
Maddenin moleküler kinetik teorisine göre, mutlak sıcaklığı T olan bir Ortam içindeki m kütleli moleküllerin ortalama kinetik enerjileri,
k= 1,38x10-23 J/mol (Boltzman sabiti) olmak üzere,
Öte yandan , çözelti çok büyük olmayan bir v hızıyla hareket eden bir Molekül, hızı ile orantılı ve zıt yönlü
F=-fv sürtünme kuvveti etkisinde kalır
f:sürtünme katsayısı, taneciğin iriliğine, biçimine, ortamın viskosluğuna bağlıdır.
F= -6πηav ―› Stokes yasası f=6πηa η: viskosluk katsayısı
a: yarıçap
Fick yasası ile maddenin kinetik teorisi sonuçlarının karşılaştırıl masından, D ile f arasında
D= kT/f yazılabilir
Difüzyon olayının temelinde moleküllerin gelişigüzel hareketleri
yatmaktadır. Bir molekül için gelişigüzel haraket sonrasında ortalama yer değiştirme
x2= 2 kT/f .t = 2Dt x2+y2= 4Dt
x2+y2+z2= 6Dt
ZARLARDA DİFÜZYON VE OZMOZ
Eğer zar kalınlığı x2-x1=δ kalınlığına sahip ise; o halde 1. Fick yasası Mdif=-D dc/dx ≈-D c2-c1/x2-x1=-P(c2-c1)
Mdif=P(c1-c2) P: permeabilite (geçirgenlik)
Örneğin; PK ≈10-8 m/s PNa ≈10-10 m/s
Osmotik Basınç: Yarı geçirgen bir zardan derişik çözelti tarafına su geçişini engellemek için çözeltiye uygulanması gerekli basınca çözel- tinin osmotik basıncı denir.
П = i c R T T: mutlak sıcaklık
R: 8,3145 J/K .mol genel gaz sbt i: çözünenin bir molekülünün
çözeltiye verdiği tanecik sayısı
TRANSPORT ĠLE ĠLGĠLĠ YASALAR
1. Fick Yasası
Difüzyon akı yoğunluğu, konsantrasyon gradienti ile doğru orantılıdır.
dx J = -D dc
J(mol/m2s) : Difüzyon akı yoğunluğu
TRANSPORT ĠLE ĠLGĠLĠ YASALAR
2. Nernst Denge Denklemi
Bir iyonun, bir membranla ayrılmış iki hacimdeki konsantrasyonları eşit değilse, bu konsantrasyon farkından kaynaklanan elektriksel potansiyel farkı hesaplamayı sağlayan, yani bu konsantrasyon farkını dengeleyecek potansiyeli hesaplamayı sağlayan denkleme Nernst Denge Denklemi adı verilir.
Ci dış ln
RT E=
F Ci iç
R = 8.3143 J K-1 mol-1 T = 37 0C = 310 0K F = 96500 Cmol-1
= 0.0267 Volt RT
F
ECl- = -90 mV EK+ = -98 mV ENa+ = +66 mV
TRANSPORT ĠLE ĠLGĠLĠ YASALAR
3. Gibbs-Donnan Dengesi
Nernst Denge Denkleminin özel bir durumudur. Ortamlardan birisinde membranı kesinlikle geçemeyecek bir maddenin bulunması halinde, iki iyon arasındaki dengenin sağlanabilmesi için gerekli iç ve dış konsantrasyonları hesaplamak için kullanılır.
[Cl-]dış
=
[K+]iç
[K+]dış [Cl-]iç
FİCK Kanunu :
(geçiş hızı)Difüzyon Hızı :
D : Difüzyon sabiti A : Membran alanı
K : Partisyon katsayısı
Delta x : Membran kalınlığı
Difüzyon Hızı :
D.A.K. ( Cdış – Ciç ) Delta X
D.A.K. C dış Membran kalınlığı
OSMOS ve OSMOTĠK BASINÇ
2. Osmoz
Suyun difüzyonudur. Yani suyun çok olduğu yerden (yoğunluk az) suyun az
olduğu (yoğunluk çok) yere suyun geçişidir.
Özellikleri
Su, çok olduğu yerden az olduğu yere geçer.
Su porlardan küçüktür.
Enerji harcanmaz.
Enzimler kullanılmaz.
Denge sağlanınca durur.
Konsantrasyon Gradienti =
++++++
Hidrostatik Basınç Farkı =
0
Konsantrasyon Gradienti =
+++++
Hidrostatik Basınç Farkı =
+
Konsantrasyon Gradienti =
++++
Hidrostatik Basınç Farkı =
++
Konsantrasyon Gradienti =
+++
Hidrostatik Basınç Farkı =
+++
Farklı iki çözeltiyi ayıran yarı geçirgen bir zardan suyun geçmesine karşın, bir takım iyon vb. maddelerin geçememesi, difüzyonun özel bir durumudur ve OSMOS olarak adlandırılır.
Osmotik Basınç
Hücre yoğunluğundan dolayı, hücre dışındaki suyun hücreye girmek için dışardan zarlara yaptığı basınçtır.
Yoğunluk arttıkça osmotik basınç artar.
Osmozla Ġlgili Deneyler
Bir hücre kendisinden daha yoğun bir ortama konursa, su kaybederek büzüşür. Buna, Plazmoliz denir.
Bir Hücrenin Çok Yoğun Ortama (Hipertonik) Konması
• Su hücre zarı içerisinden, solütlerin az suyun fazla olduğu ortamdan, solütlerin yoğun suyun az olduğu ortama doğru hareket eder - osmosis
• Ekstraselluler [NaCl], intracelluler [solute] ortamla dengededir
• Denge Na-K ATPase pompası tarafından devam ettirilir
düşük [solüt] yüksek [solüt]
osmotik
basınç H2O H2O
H2O H2O
gerilir büzülür
Osmotik dengenin sürekliliği
Osmos
Düşük solüt
konsantrasyonundan yüksek solüt
konsantrasyonlu
bölgeye doğru suyun
hareketi
Osmoz
; suyun geçişini ifade eder. Bir taraftan diğer tarafa suyun geçişidir. Sadece su için kullanılır. (ilaç ya da ksenobiyotik için kullanılmaz)Filtrasyon
; membrandaki porlardan süzme olayıdır.Aslında bu da difüzyon olayıdır. Glomerüler filtrasyon bir difüzyon olayı gibi kabul edilebilir.
Burada konsantrasyondan ziyade basınçtan söz edilebilir.
Ancak albumin gibi 66 000 dalton ağırlığındaki molekülleri filtre edemez.
İlkeleri
• Büyüklük
• Konsantrasyon farklılıkları
• Lipid içerisinde çözünebilme
• Elektriksel yük
Hücre zarında taşınma
• Lipid çift tabakası pratik olarak suda çözünen moleküllere karşı (hydrophilic/lipophobic) impermeabeldır.
• Hücrelerin suda çözünmüş besinlerin girişine (şekerler, amino asitler, vs), son ürünlerin atılmasına ve iyon konsantrasyonlarının kontrol edilmesine (H+, Na+, K+, Ca2+, vs) ihtiyaçları vardır
• Membran transport proteinleri spesifik moleküllerin giriş çıkışını sağlarlar (örn Na+ - K+ değil, glukoz – fruktoz değil)
• Her bir tip membran hücreye veya organellere girip çıkacak solütlerin miktarını ayarlayan karakteristik transport proteinlerini bulundurur
protein-free suni lipid çift tabaka
Hücre membranı
Membran transportu
I.BASİT DİFÜZYON :
Membranlardan geçişlerin % 90’ı bu şekilde olur. Filtrasyon ve osmoz da buna dahildir.Difüzyonun kuralları ;
Yüksek konsantrasyondan düşük konsantrasyona geçiştir
Enerji gerektirmez
Difüzyonun kaideleri tamamen pH partisyon teorisine dayanır
Her iki kompartmanda konsantrasyon eşitleninceye kadar devam eder
Kanlanma ve yüzey genişse geçiş kolay olur (Kanlanma az olduğu için, adipoz dokuda difüzyon hemen durur, eşitlenir.)
MEMBRANDAN GEÇİŞ ŞEKİLLERİ
• Çoğu hücreler zarlarında bir voltaja (potansiyel farka) sahiptirler - membran potansiyeli
• Membran potansiyeli bütün yüklü moleküllerin (iyonlar) zardaki hareketlerini etkiler
• Plazma zarının sitoplazmik tarafı, dış tarafına nazaran genellikle negatif potansiyele sahiptir
• Elektrostatik kuvvet katyonları hücre içine ve anyonları hücre dışına iter
• Böylece, eğer yüklü solütlerin membrandan diffüzyonu gerçekleşirse, iki kuvvet göz önüne alınmalıdır:
• (a) Transmembran konsantrasyon gradyanı (kimyasal potansiyel)
• (b) Transmembran potansiyel farkı (Membran potansiyeli)
• Net etkili kuvvet = Elektrokimyasal gradyan
Elektrokimyasal gradyan-1
potansiyeli Zar yok
in out
İç tarafı negatif zar potansiyeli
Katyon transportu iyileştirilir
İç tarafı pozitif zar potansiyeli
Katyon transportu zayıflar
Elektrokimyasal gradyan-2
Basit difüzyon
• Basit difüzyon hücre membranında iki yol izlenerek gerçekleştirilir:
– 1- Özellikle difüze olacak madde yağda eriyorsa çift katlı lipit tabakasının
aralıklarından,
– 2- Taşıyıcı proteinlerin su dolu kanallarından.
Lipitte eriyen maddelerin difüzyonu
• Lipitte eriyen maddelerin çift katlı lipit tabakadaki hızını belirleyen en önemli faktörlerden birisi o maddenin lipitteki eriyebilirliğidir.
• Örneğin oksijen, karbondioksit, azot ve alkolün lipitte çözünürlüğü yüksektir.
• Bütün bu maddeler çift katlı lipit tabakada doğrudan çözünürler ve sudaki çözeltilerinde olduğu gibi difüzyona uğrarlar.
• Bu nedenle özellikle oksijen hücrelere bu şekilde kolaylıkla, sanki hücre zarı hiç yokmuş gibi
iletilir.
Moleküllerin membranı geçebilirlikleri, büyüklüklerine ve yağda çözünürlüklerine bağlıdır
Su, molekül ve iyonlar ancak çift tabakanın hidrofobik iç kısmından diffüze olarak geçebilirler
İyonlar, şeker ve aminoasitler gibi polar moleküller membranı çok yavaş geçerler
!! Bunun için hücre zarında taşıyıcı proteinler yer alır
Basit diffüzyon
Solütler, yüksek konsantrasyondan düşük konsantrasyona kendi kinetik hareketleri ile diffüze olurlar. Yön,
konsantrasyon gradyanı tarafından belirlenir (yokuş aşağı).
Fosfolipit tabakanın hidrofobik olan ara bölgesi pekçok solüt ve iyonun basit düffüzyonuna engel olur.
Alkol, eter
Amino asitler, gliserol, yağ asitleri, inorganik tuzlar, asit ve bazların iyonları, disakkaritler (sakkaroz, maltoz,
laktoz) Protein,
polisakkaritler, fosfolipitler
Maddelerin diffüzyon
dereceleri
Hücre membranındaki difüzyon olayı basit difüzyon ve kolaylastırılmıs difüzyon diye iki alt gruba ayrılır.
Suyun difüzyonu
• Su molekülleri lipitte erimedigi halde protein kanallarından her iki yönde de kolaylıkla geçerler.
• Öyleki alyuvar membranında saniyede difüzyona uğrayan suyun toplam miktarı alyuvar hacminin yaklaşık 100 katıdır.
• Lipitte erimeyen öteki moleküller eğer yeteri kadar küçük iseler su molekülleri gibi protein kanallarından geçebilirler.
• Molekül büyüklüğü arttıkça geçis hızı da yavaşlar.
• Protein kanalları genellikle belirli maddelere karsı seçici geçirgendirler ve kanalların çoğu kapılarla açılıp kapanırlar.
Kolaylaştırılmış Difüzyon:
• Kolaylaştırılmış difüzyona aynı zamanda tasıyıcı- aracılığı ile difüzyon da denir.
• Çünkü bir maddenin bu şekilde taşınması özel taşıyıcı bir protein yardımı olmaksızın gerçekleşmez.
• Glikoz ve amino asitler yağda erimezler ve bu yolla hücre içine taşınırlar.
Kolaylastırılmıs Difüzyon-I
• Örneğin amino asit taşınmasını bu yolla
açıklamak istersek, hücre içine girmesi gereken molekül zarda bulunan özel taşıyıcı proteine
geçici olarak bağlanır ve lipitte eriyebilen yeni bir bileşik oluşur.
• Aminoasit-tasıyıcı protein kompleksi plazma membranını geçer ve amino asit sitoplazmaya bırakılır. •
Gerektiğinde taşıyıcı protein diğer amino asitler içinde taşıyıcılık görevi yürütebilir.
• Bu olayda ATP formundaki hücre enerjisi kullanılmaz, yalnızca tasıyıcı proteinlerin iç yapıları degisir.
• Glikoz da 45000 molekül agırlıgındaki bir tasıyıcı
protein aracılıgı ile hücre içine alınır ve insülin hormonu glikozun kolaylaştırılmış difüzyonunu 10-20 kat
artırabilir.
Difüzyon hızı hangi faktörlere baglıdır ?
• Gaz yada sıvı oluslarına, – gazlar daha hızlıdır.
• Isı,
– ısı arttıkça difüzyon artar.
• Moleküllerin büyüklügü, – küçük daha hızlı.
• Difüzyon alanı,
– alan arttıkça hız da artar.
• Membran kalınlıgı
– difüzyon mesafesi, mesafe arttıkça hız azalır.
Ozmoz (Osmos-Geçisme)-Su geçisi
• Moleküller ve iyonlar devamlı hareket ederler, bu
moleküllerin ve iyonların birbirlerine ve bulundukları kabın çeperine çarpmalarından osmotik basınç meydana gelir.
• Yarı geçirgen bir zarla ayrılmış bir ortamda suyun osmotik basıncın yüksek olduğu taraftan, düşük olan tarafa doğru bir geçme eğilimi vardır.
• Geçis çok yoğun ortamdan, az yoğun ortama doğru olur ve suyun basıncı zarın her iki tarafında eşitlenince durur, bu olaya ozmoz denir.
izotonik
• Canlı hücrelerin, kendi hücre içi yoğunlukları, içinde bulundukları çözeltinin (solüsyonun) yoğunluğuna eşit olduğu zaman (izotonik-isotonic) su molekülü konsantrasyonu da eşittir, böylece su molekülleri hücreden içeri ve dışarı aynı oranda hareket ederler, su moleküllerinin net hareket sürekliliği sıfırdır.
• Vücut sıvıları izotonik sıvılardır.
Hipertonik
• Hücreler kendi yoğunluklarından, daha
yoğun bir çözelti içinde (hipertonik-hypertonic)
bulundukları zaman , su hücreden ayrılır ve hücrenin büzülmesine, kurumasına ve belki de ölümüne yol açar.
Hipotonik
• Hücreler, kendi yoğunluklarından, daha az yogun bir çözelti içinde bulundukları zaman (hipotonik-hypotonic) hücre bu
solüsyon üzerinde osmotik basınç yapar ve su hücre içine doğru hareket eder.
• Hücre içine giren su onun şişmesine, büyümesine belki de patlamasına yol açar.
Filtrasyon (Filtration)
► Bir membranın iki yüzü arasındaki hidrostatik basınç farkı nedeniyle, basıncın yüksek olduğu taraftan az olduğu tarafa doğru sıvı ve beraberinde erimiş küçük moleküllerin
geçisine filtrasyon (süzülme) denir.
► Vücutta filtrasyona örnek kapillerlerdeki ve böreklerdeki taşıma olayları gösterilebilir.
► Kapillerlerdeki olay basınç farkı nedeniyle su ve suda erimis partiküllerin damar dışına çıkısıdır (dokulararası sıvıya geçisidir).
► Filtrasyonda proteinler gibi büyük moleküller damar dışına geçemez.
Molekül ne kadar küçükse katman arasından o kadar hızlı diffüze olur
Molekül su ile ne kadar zayıf bağlanırsa çift katmandan o kadar hızlı diffüze olur Lipitlerde eriyebilirliği, moleküler
büyüklüğü, yükü.
Isı, zarın yüzey alanı, kalınlığı...
Diffüzyonu etkileyen faktörler
Difüzyon hızı hangi faktörlere baglıdır ?
• Gaz yada sıvı oluslarına, – gazlar daha hızlıdır.
• Isı,
– ısı arttıkça difüzyon artar.
• Moleküllerin büyüklügü, – küçük daha hızlı.
• Difüzyon alanı,
– alan arttıkça hız da artar.
• Membran kalınlıgı
– difüzyon mesafesi, mesafe arttıkça hız azalır.
KOLAYLAġTIRILMIġ DĠFÜZYON
Permeaz adı verilen proteinlerce gerçekleĢtirilen taĢıma tipidir.
Herbir permeaz sadece bir iyon veya bir molekülü geçirir.
Herbir taĢıyıcı protein, taĢıyıcı solutun tutunacağı, özel bir bölge ihtiva eder.
solüt
durum
A durum
B Dış taraf
İç taraf solüt bağlantı taşıyıcı yeri
protein
Konsantrasyon gradyanı
lipid
katmanı
örn memeli KC hücreleri glukoz taşıyıcısı
Farklı yöne doğru transportun derecesi zardaki konsantrasyon gradyanı ile belirlenir. Hep konsantrasyon gradyanı yönündedir (Yokuş aşağı)
Kolaylaştırılmış diffüzyon
(Çoğu doku hücrelerinde glukoz ve amino asit taşınımı)DeğiĢmeli difüzyon; TaĢıyıcı ile meydana gelir. Alınan ve atılan molekül veya iyon miktarları birbirine
eĢittir.??????
Her taĢıyıcı bir taraftan diğer tarafa hareket ederken yüklenmektedir demektedir. Ġyonik hareketler nötraldir- yani birebir aynı tür iyon değiĢimi olur. Metabolik
zehirlerden etkilenmediğinden, metabolik enerji değil, kinetik enerjinin kullanıldığı kabul edilmektedir.
Dizi halinde difüzyon;
Pasif ve Elektro difüzyon
Dizi halinde difüzyon; Hücre zarında 8A0 çapında ve birbirinden belirli aralıklarla ayrılmıĢ porlar vardır.
Porlardan maddenin difüzyon süreciyle geçiĢinde, genel fifüzyon kurallarıyla birlikte 3 etki daha rol oynar.
1- Porun çapı, geçecek olan maddenin çapı porun çapından küçük olmalıdır,
2-Geçmekte olan maddelerin elektrik yükü,
3- Porun geçirgenliğini değiĢtiren etkiler. Örn;Hücre dıĢında Ca’un artması-geçirgenliğin azalmasına
Pasif ve Elektro Difüzyon;
Ġç yapısından ötürü her biyolojik hücre zarı, molekül ve Ġyonların içlerinden geçmesine karĢın bir miktar direnç gösterir.
Üç tip taşıyıcı
•Uniport: Tek bir molekülün taşınması
•Symport: İki farklı molekülü aynı yönde taşır
•Antiport: İki farklı molekülü farklı yönlerde
taşır
KolaylaĢtırılmıĢ difüzyonK
Taşıyıcı molekül vardır,
Yoğun konsantrasyondan, düşük konsantrasyona doğrudur,
Pasif difüzyondur, enerji harcanmaz.
Kolaylaştırılmış diffüzyon
İntegral transmembran proteinleri (kanal ve taşıyıcılar) spesifik moleküllerin zarı geçmelerine izin verirler.
Basit diffüzyonda akı konsantrasyon gradyanı
ile artarken, basitleştirilmiş olan akı bir
doygunluk değerine ulaşır
Kolaylaştırılmış Difüzyon;
aktif transportun alt kademesidir. Difüzyon gibi yüksek konsantrasyondan düşük konsantrasyona doğru geçiş olur, taşıyıcılar vardır, ATPgerektirmez.
Iyon Intrasellüler Ekstrasellüler
Na+ 5-15 mM 145 mM
K+ 140 mM 5 mM
Mg2+ 0.5 mM 1-2 mM
Ca2+ 10-7 mM 1-2 mM
H+ 10-7.2 M (pH 7.2) 10-7.4 M (pH 7.4)
Cl- 5-15 mM 110 mM
sabit anyonlar yüksek 0 mM
[intrasellüler] ortam [ekstraselluler] ortamdan çok farklıdır katyonlar (+yüklü türler) anyonlarla dengelenir (- yüklü)
Intrasellüler ve ekstrasellüler iyon konsantrasyonları
• Zar etrafındaki konsantrasyon gradyanı passif diffüzyonun yönünü ve oranını belirler.
• Moleküller yüksek konsantrasyonlu bölgeden düşük
konsantrasyonlu bölgeye hareket ederler (“yokuş aşağı”
transport)
• Basit diffüzyon: moleküller lipid çift tabakasını rahatça geçerler
• Kolaylaştırılmış diffüzyon: taşıyıcı protein aracılı diffüzyon (enerji gerektirmez)
Özet- Pasif transport-1
lipid katmanı
basit
diffüzyon kanal-
aracılı taşıyıcı aracılı
pasif transport aktif transport taşıyıcı
protein
konsantrasyon gradyanı
Taşınacak madde
Özet-Pasif transport-2
(Basitleştirilmiş diffüzyon)
Küçük moleküllerin ve iyonların hücre zarında taşınması
Pasif taşıma
Aktif taşıma
Büyük moleküllerin hücre zarında taşınması
Endositoz
Pinositoz
Fagositoz
Reseptör aracılı endositoz
Ekzositoz
Endositoz
• Lipitler ve protein gibi büyük moleküllerin ve büyük
miktarlardaki suyun hücre içine girişi endositoz yoluyla olur.
• Materyal hücre zarı ile sarılır ve hücre içine alınır.
Endositoz sekilleri
• Pinositoz,
• Reseptör aracılıklı endositoz,
• Fagositoz
Pinositoz;
• Hücrenin içmesi anlamına gelir.
• Hücre dısı sıvısı küçük damlacıklar halinde hücre içine alınır.
• Bu sıvı içinde çözünmüs herhangi bir materyal varsa (düşük molekül agırlıklı besinler, amino asitler, glikoz, vitaminler ve diger maddeler gibi) sıvıyla birlikte onlarda hücre içine alınırlar.
• Böbrek hücreleri pinositoz kullanımına örnek pekçok hücreden birisidir.
Reseptör aracılıklı endositoz;
• Hücre dışındaki makromolekülü tanıyıp ona bağlanan özel reseptör aracılığıyla oluşur.
• Reseptöre bağlanan madde ligand olarak isimlendirilir.
• Reseptör-ligand kompleksini ihtiva eden eden hücre zarı bölgesi endositoza uğrar.
• Bu yolla taşımanın spesifik örnegi LDL nin (düşük molekül ağırlıklı lipoprotein) hücre içine alınmasıdır.
• Yeni membran oluşturmak için gerekli olan kolesterolün çoğu LDL olarak bu yolla hücre içine taşınmaktadır.
Fagositoz(Phagocytosis)
• Kelime olarak "Hücrenin Yemesi" anlamına gelir.
• Fagositozda, hücre bakteri, besin gibi katı maddeleri içine alır (yutar) .
• Hücre zarının uzantıları maddenin ya da bakterinin etrafını sarar ve onu gövdenin içine çeker.İ çeri giren bu madde
sitoplazmada yüzmeye baslar.
• Örneğin beyaz kan hücreleri bakterileri böyle yutarlar, sonra lizozomlar bakterilerin etrafını saran hücre zarını eritirler ve güçlü enzimleriyle bakterileri parçalarlar.
Egzositoz
• Endositozun tersi durumdur.
• Hücre dısına atılacak sitoplazmik veziküller plazma membranı ile birleşir ve hücre dışına atılırlar.
• Egzositoz ile hücre içinde sindirilemeyen partiküller
atıldığı gibi, sinir hücrelerince sentezlenen transmitterler ve bez hücrelerince sentezlenen hormon ve benzeri
gerekli, faydalı maddeler de bu yolla hücre dışına taşınır.
Özet olarak
Hücre zarı
Protein, fosfolipid ve karbonhidratlardan oluşur
Hücre zarı
Koruma, bütünlük, madde giriş-çıkışını kontrol, haberleşme ve hc. organellerinin hareket
etmesine yardımcı olur
Hücre zarında taşınma
Büyüklük, konsantrasyon farklılıkları, lipid
içerisinde çözünebilme ve elektriksel yüke göre taşınma sistemi belirlenir
Membranlar; çift katlı lipit tabakalarıdır ve protein + karbonhidrattan oluĢur.
Membran, statik değildir. Hareketli bir yapıya sahiptir.
Lipitler yan hareketlidir. Karbonhidratlar lipid veya proteinlere bağlı halde bulunurlar. Buna göre; glikolipid veya glikoprotein olarak adlandırılırlar.
Membran modelinde sıvı mozaik modeli kabul edilmektedir.
Lipid çözünürlüğü fazla olan maddeler membranları kolaylıkla geçerler (suda çözünenler zor geçer).
Polarite;
ne kadar polar ise suda o kadar fazlaçözünürlük özelliği vardır. Polaritesi yüksek maddelerin lipid çözünürlüğü azdır. Membranları zor geçerler.
Glikoprotein uzantıları genelde hücre dışına bakar ve hücrenin kimliğini oluşturur. Bu yüzden önemlidir. (örn: kan grupları , CA hücreleri). Bir kısım glikoproteinler ise lipidde
kanallar oluştururlar (voltaj değişikliklerinde geçişe imkan veren kanallar). İç ve dış yüzeye bakan internal ve eksternal
proteinlerin yanında, kanalları oluşturan intrinsik proteinler de vardır.
Bir maddenin lipid çözünürlük düzeyi
partisyon
katsayısı
ile ölçülür. Partisyon katsayısı ne kadar büyükse, lipid çözünürlüğü o kadar fazladır ve membranları kolaylıkla geçer.PARTİSYON KATSAYISI
:Partisyon Katsayısı x 100 : %’de Partisyon Katsayısı Maddenin iyonizasyon derecesi çok önemlidir. Ne kadar noniyonize ise, lipid çözünürlüğü o kadar fazladır ve
membranları kolaylıkla geçer. İyonize madde ise, zor geçer (lipidde az çözünür). Bu ilişkiyi inceleyen pH partisyon teorisi vardır. Bir madde hangi pasajda ne kadar noniyonize formda ise en fazla oradan emilir.
Lipid çözünür Nonpolar Noniyonik Partisyon Katsayısı yüksek ise membranları kolay geçer.
Yağda çözünürlük Suda çözünürlük C (yağ)
C (su)