• Sonuç bulunamadı

b2-) Salgı Kanalları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "b2-) Salgı Kanalları"

Copied!
26
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

b2-) Salgı Kanalları

Salgı maddeleri ile dolan hücreler arası boşluklar üst üste gelerek uzun kanallar meydana getirirler. Umbelliferae meyvaları, Pinaceae familyası bitkilerinde yaprak ve gövde de “reçine kanalları” şeklindedir.

b3-) Salgı Tüyleri (Bez tüyleri)

Epiderma hücrelerinden meydana gelen ve salgılarını dışarı çıkaran tüylerdir. Bir baş, bir veya birkaç hücreden meydana gelen sap kısmı bulunur. Çoğunlukla uçucu yağ salgılarlar.

Uçucu yağ çeperle kütikula arasında toplanır. Kütikula parçalanınca salgı etrafa yayılır.

b4-) Bal Özü Bezleri (Nektaryumlar)

Bitkinin çiçekleri ya da çiçek dışındaki kısımları üzerinde yer alan, şeker içeren bir sıvı olan nektar salgılayan bir bez, özelleşmiş hücre grubu / bir tüy nektaryum diye isimlendirilir.

Bunlar şekerli sıvı olan balözünü salgılayan tüy / diğer bezlerdir. Bunların böcekler aracılığı ile, polenlerin çiçekten çiçeğe tanınmasında yani tozlaşmada önemi büyüktür. Nektaryumlar tarafından salgılanan nektarın bileşimi: sakkoroz, glukoz ve fruktozdur. Ayrıca protein, aminoasit (glutamik asit) organik asitler ve çeşitli elementler (Na, Ca, K, Mg, nitrat, fosfat) de bulunabilir.

b5-) Sindirim Bezleri

İnsektivorlarda (böcek yiyen) gördüğümüz ve epidermadan meydana gelen ve sindirimde rol oynayan organik asitleri, sindirim enzimlerini salgılayan bezlerdir. Örneğin: Drosera sp. ve Nepenthes sp. vb.

(2)

Bitkide iki türlü iletim akım doğrultusu vardır:

• 1-Yukarıya doğru akım: Köklerin topraktan aldığı su ve suda erimiş tuzların, bitkinin üstündeki organlarına iletilmesi.

• 2 – Aşağı Doğru Akım: yapraklarda asimilasyon sonucu meydana gelen organik maddelerin, yapraklardan bitkinin diğer organlarına iletilmesi. Bu iki ayrı yönde (aksi yönde) ki besin eletimini yine iki ayrı iletim dokusu yapar.

Ksilem:

Köklerde alınan su ve besin tuzlarını aşağıdan yukarıya iletir.

a1) Trake a2) Trakeit

a3) Ksilem parenkiması a4) Ksilem sklerenkiması

• Floem

Asimilasyon ürünü olan organik maddeleri yukarıdan aşağı iletir. Aynı zamanda köklerde üretilen bitki hormonlarını yukarıya iletir. Yani çift yönlü bir iletim söz konusudur.

b1) Kalburlu borular b2) Arkadaş hücreleri b3) Floem parenkiması b4) Floem sklerenkiması

3- İLETİM DOKU

(3)

İletim Doku Elementleri ve Çeşitleri

İletim doku demetleri, gövde ve kökte floem ve ksilemin durumuna göre başlıca şu tiplere ayrılır.

a) Radyal iletim doku demetleri Kökte b) Konsentrik iletim doku demetleri Kök ve gövdede

c) Kollateral iletim doku demetleri Gövdede

(4)

1- Radyal tip → çoğunlukla köklerde 2- Konsentrik tip

• Hadrosentrik → Eğretilerin kök ve gövdelerinde Leptosentrik → Monokotillerin kök ve rizomlarında

3- Kolleteral → gövdede

• Kapalı kollateral → Monokotillerde

• Açık kollateral → Gimnosperm ve dikotillerde

• Bikollateral kollateral → Kabakgillerde

(5)

BİTKİ YAPISI VE FONKSİYONLARI

• Her organizmanın iki önemli görevi vardır:

Yaşayabilmesi için kendini beslemesi, gelişmesi, korunması.

Soyunun sürekliliğini sağlamak için, üremesi gerekir.

• Çünkü her organizmanın sınırlı bir hayat süresi vardır. İlkel yapılı bitkilerde bu iki görev organizmanın bütün hücreleri tarafından yürütülür, aralarında bir iş bölümü yoktur. Buna karşılık ileri yapılı bitkilerde ise bu görevleri organlar yapar. O halde organ: “Belli bir görev yapan ve çeşitli dokulardan meydana gelen, organizmanın bir kısmına” denir. Diğer bir deyişle: “ Dokulara oranla daha yüksek bir görev birliği meydana getiren ve çeşitli dokulardan oluşan kısımlara organ denir.”

1- Beslenme, gelişme, korunma görevlerini yapan organlara Gelişme Organları (=vegetatif organlar) denir.

2- Üreme görevini yapan organlara da Üreme Organları (=generatif organlar) denir.

1 Gelişme organları Kök Gövde

Yaprak

2- Üreme Organları Çiçek Meyva

Tohum

(6)

KÖK

• Ana kök ve yan köklerle birlikte kök sistemi, bitki ekseninin toprak altında gelişen kısmıdır. Topraktaki inorganik tuzları ve suyu absorbe eder ve bitkiyi toprağa bağlamakla görevlidir. Birçok bitkide kök karbonhidratları depo eden başlıca organdır. Son yıllarda ise tüm bitlilerin köklerinin hormon kaynağı olduğu kanıtlanmıştır. Kökler sitokininlerin esas kaynağıdır, birçok giberellin de köklerde sentezlenir. Diğer hormonlar ise yapraklarda oluşur sonra köklere iletilip aktif şekillerine burada dönüştürülür. Kökler yer çekimi doğrultusunda gelişir, yan kökler ise belirli bir yanal açı ile toprakta ilerlerler.

(7)

Kökün Görevi

1- Bitkiyi toprağa bağlamak dayanıklı bir kök yapısı primer kökten birçok lateral köklerin ve adventif köklerin gelişmesiyle oluşan geniş bir dallanma sistemiyle sağlanır.

2-Topraktan su ve mineral maddelerin alınması su ve tuzların emilmesi kök ucunda meydana gelir ve absorsiyonla ilgili bölge hetergen bir yapıya sahiptir. Kök tüylerinin varlığı da kökün absorsiyon yüzeyini artırır. İyonlar kökler tarafından seçilerek alınır, iletilir/ biriktirilir. Su ve iyonların başlıca iletim sistemi olarak işlev gören vasküler silindir düşük bir metabolizmaya sahiptir ve biriktirme olayında iş görmez. Sekonder büyüyen ve periderme sahip olan köklerde lentiseller fazla miktarda su absorbe eder fakat absorbsiyon ve biriktirmenin başlıca merkezi genç köklerdir.

3- Su ve Mineral maddelerin gövde ve yapraklara taşınması kök tüyü ile emilen su ve minerallerin bitkinin diğer bölümlerine ksilem elemanlarıyla taşınmasıdır.

4- Besin maddelerinin depo edilmesi kök genellikle bitkinin depo organı olarak iş görür ve şekilce de bu işleve uyum sağlamıştır. Primer kökler yapraktan gelen asimilasyon maddelerini (=

nişasta) depo eder. Sekonder büyüyen köklerde ise (havuç, şeker pancarı, turp) ksilem ve floem parenkiması ve sklerenkima dokusu depo görevi yapar.

5-Gaz alış verişi bazı bitkilerde köklerde bulunan lentiseller havalandırma görevi yaparlar. Ayrıca sarmaşık ve epifit bitkilerde hava kökleri gövdeyi herhangi bir desteğe bağlayarak dayanıklılık da sağlar

6- Vegetatif Üreme adventif kökler bitkilerin vegetatif üremesinde de yardımcı olur. Bu tip köklerin oluşması çelikle geliştirme ve kök aşısında önemlidir.

7- Hormon ve sentezi kökler sitokininler ve birçok giberellinlerin sentez edildiği yer olarak kabul edilmektedir.

8- Toprak mantarları ve bitkiye besin temin eden mikroorganizmalar ile ilişkilidirler.

(8)

Kaliptra kökün ucunu çepeçevre içine alır ve büyüme bölgesi kök ucunun tam ortasında kalır.

Yüksüğü meydana getiren hücrelerin, özellikle en dıştaki gelişmiş hücrelerin, pelteleşmesi ve dokudan ayrılmasıyla kaygan bir yol hazırlanır böylece kök ucu da toprak içinde hiç zarar görmeden gelişmesine devam eder.

Su bitkilerinin köklerinde kaliptra yoktur.

(9)

 Kök büyüme bölgesi meristem hücreleri, yukarıya doğru kökün sürekli doku hücrelerine dönerler.

Buna karşılık büyüme bölgesinin ucundaki bir kısım meristem hücreleri de (=kaliptrogen) kaliptranın gelişmiş hücrelerini meydana getirirler.

(10)

Dermatogen

En dışta bulunan ve büyüme bölgesini örten tabakadır.

Dermatojen meristem hücreleri kökün daha yukarı kısımlarında gelişerek epidermis hücrelerini meydana getirirler.

Periblem

Dermatojen tabakasından sonra gelen üçüncü/dördüncü tabakadır. Kökün daha yukarı kısımlarında kabuk parenkiması hücrelerine dönüşür.

Plerom

En içte, orta kısımda bulunan meristem hücreleri tabakasıdır. Bunlarda gelişerek kökün iletim doku demetlerini meydana getirirler.

(11)

 Kök büyüme ve farklılaşma bölgesi meristem hücrelerinin sürekli bölünmesi ve kök gelişmiş doku hücrelerine dönmesi sonucunda kök uzunluğuna büyür.

 Toprak içindeki köklerde emici tüylere rastlanır.

Bunlar canlı ve çeperleri çok ince olan epiderma hücrelerinin bazılarının borular şeklinde dışarı doğru uzamaları sonucu meydana gelirler.

Bunların üzerinde kaygan maddelerle örtülmüştür.

Emici tüylerin görevleri topraktan su ve besin maddelerini emmektir.

Kökün uç tarafında yeni emici tüyler meydana geldikçe eskiler ölür ve dökülür.

(12)

1- Epiderma

En dışta epiderma hücrelerinden meydana gelen tabakadır.

Üzerindeki emici tüylerle beraber topraktan su ve besin tuzlarını akır. Gövde epidermisinden farklı olarak kutikula ve stoma taşımaz. Genel olarak tek sıralıdır. Üzerindeki emici tüylerle birlikte kısa süre içinde ölür ve dökülür.

2- Ekzoderma (=hipoderma, kütis dokusu)

Epiderma döküldükten sonra koruyucu doku olarak bunun yerini hücre çeperi mantarlaşmış 1/daha çok hücre tabakasından meydana gelen ekzoderma dır.

3- Kabuk bölgesi

Renksiz parenkima hücrelerinden meydana gelir. Merkezi silindire doğru hücre arası boşluklar görülür. Hava köklerinde kabuk parenkima hücreleri kloroplast taşıyabilir.

(13)

4-Endodermis

Kabuğun iç tabakasıdır. Kabuk ve merkezi silindir arasında kesin bir sınır oluşturur bütün köklerde bulunur. Biraz yaşlı köklerde hücre çeperi kalınlaşmıştır. Bu kalınlaşma üç şekilde görülür:

a.Kaspari Şeridi

b.Atnalı kalınlaşma

c.Tüm çeper kalınlaşması

(14)

5- Perisikl

Kökte merkezi silindirin en dıştaki parankima hücrelerinden meydana gelen yani endormisin hemen altında yer alan tabakadır.

Genellikle tek sıra hücreden meydana gelir. Yan kökler bu tabakadan çıkar.

6- Merkezi Silindir

İletim demetlerinin yer aldığı bölgedir. Bütün köklerde radyal iletim doku demetleri şeklindedir. Ksilem kollarının sayısına göre 2 kollu=di ark,

3 kollu=tri ark, 4 kollu=tetra ark,

çok kollu=poli ark denir.

Genellikle dikotillerin ve gimnospermlerin ksilem kollarının sayısı di ark/tetra ark, monokotillerin ise poliark şeklindedir.

(15)

 Kökün uzunluğuna büyümesi sırasında meristem hücrelerinin gelişmesi sonucunda kök çok az da olsa enine büyüme gösterir.

Bu büyümeye primer kalınlaşma denir.

 Kök esas olarak kambiyum tabakası hücrelerinin bölünmesi ve yeni floem ve ksilem elemanlarını oluşturması ile enine büyüme gösterir. Buna ise sekonder kalınlaşma denir.

(16)

 Gymnospermae ve Dicotyledonae bitkilerinin kökleri sekonder olarak kalınlığına büyümeye başladığı zaman, iletim doku demetlerinin ksilemi ile floemi arasında bulunan parenkima hücrelerinden bir kambiyum şeridi meydana gelir.

Bu şeridin kenarları, perisikl tabakası içinde ve ksilem kolları önünde birleşir. Bu birleşmede perisikl tabakasını meydana getiren hücrelerin de kambiyum hücrelerine dönüştüğü görülür. Böylece enine kesitte dalgalı bir kambiyum halkası görülür. Kambiyum halkası hücreleri bölünerek dışarı doğru sekonder floem elemanlarını yani ikinci kabuğu, içeriye doğru da sekonder ksilem elemanlarını meydana getirir. Bir süre sonra kambiyum hücrelerinin düzenli çoğalmaları sonucunda dalgalı durum kaybolur ve tam bir halka şekli meydana gelir.

(17)

 Bitkilerin bir yıllık, iki yıllık/çok yıllık olarak sınıflandırılması toprak altı kısımlarının hayat süresine dayanır.

 Bir yıllık bitki hayat süresini bir vejetasyon dönemi içinde tamamlanır.

 İki yıllık bitki iki vejetasyon dönemi içinde yaşamlarını tamamlar. Kışın sadece kökleri yaşar.

 Çok yıllık bitki ikiden fazla vejetasyon dönemi yaşarlar.

Bazılarının toprak üstü kısımları bir yıllıktır. Toprak altı kısımları ise kışın yaşamaya devam eder.

Odunsu bitkilerin gerek topraküstü gerekse toprakaltı kısımları çok yıllıktır.

(18)

 Bazı köklerin özel görevleri vardır, bu amaçla da kökün yapısında bazı değişiklikler meydana gelir. Meydana gelen bu değişikliklere kök metamorfozu denir.

1- Depo Kökleri

Besin maddelerinin depo edilmesi görevini üstlenmiş kalın ve etli köklerdir. Örn.: Havuç, pancar.

Bir kısım çöl ve step bitkileri köklerinde su depo ederek kurak mevsimlere dayanırlar.

(19)

2-Solunum Kökleri

Bitkinin diğer kısımları gibi köklerde O2 alıp CO2 verirler, toprakta fazla su olması O2 azlığına CO2’in fazlalığına neden olur. Bu durum özellikle bataklıklarda görülür.

Burada yetişen bitkilerin kökleri derine değil toprak yüzeyine paralel olarak gelişir ve bazende yerçekiminin aksine gelişir. Taxodium

(20)

3-Tutunma Kökleri

Bazı sarılıcı bitkilerin gövdelerinden meydana gelen ve diğer bitkilere/duvarlara tutunup yükselmelerini sağlayan kökler.

Duvar sarmaşığı Hedera helix

(21)

4- Destek Kökler

Tropik bölgelerde bataklıklarda yetişen ve bitkinin yumuşak bataklık toprağına iyice bağlanmasını sağlayan gövdeden meydana gelen ek köklerdir.

Ficus religiosa, Zea mays

(22)

5- Asimilasyon Kökleri

Epifit orkidelerin gövdelerinden meydana gelen şerit şeklinde yassılaşmış köklerdir.

6- Sömürge Kökleri

Parazit bitkilerin üzerinde yaşadıkları konak bitkinin

besininden faydalanmayı sağlamak için konak bitkinin iç dokularına doğru geliştirdikleri köklerdir.

Viscum album

(23)

7- Çekme Kökleri

Bazı bitkilerin kökleri gelişmelerinin bir devresinde kısalarak bitkinin toprak altı gövdesinin daha derin toprak

tabakalarına inmesini sağlar . Crocus, Lilium

8- Diken Kökler

Bazı palmiyelerde kökler diken şeklini almıştır.

Koruyucu görev yapar.

(24)

Bir bitkinin yaprak ve üreme organlarını taşıyan ve genellikle toprak üstünde yükselen eksen kısmına “gövde” denir.

 Vasküler bir bitkinin vejetatif yapısı kök, gövde ve yaprak olarak üç tip organdan oluşmuştur.

Fakat bu bölünme daha çok kurumsaldır. Çünkü gövde ve yaprak arasında bir ayırım yapmak oldukca güçtür. Her iki organ da aynı meristemden yani gövde ucunun apikal meristeminden gelişir. Yaprak sekonder olarak yassılaşmış gövdeye benzeyen bir yapıdır.

(25)

 Gövde evrim sırasında özellikle bitkilerin kara hayatına uyumu ile gelişme gösterir.

 Bitkiler aleminde en yaygın gövdeye kara yosunlarında;

iletim demetlerine sahip tipik gövde yapısına eğrelti otlarında; en gelişmiş gövdeye ise çiçekli bitkilerde rastlanır.

(26)

 Gövde ve yaprağın morfolojik değeri ve bunların birbiriyle ilişkisinin yorumlanmasında başlıca üç özellik üzerinde durulmaktadır:

1. Yaprak ve gövde bitki yapısının ayrı ayrı sonlanan birimlerdir.

2. Yapraklı gövdeler, bir yaprakla onun altındaki gövde bölümünü kapsayan büyüme birimleridir.

3. Eksen, asal organdır ve yaprak eksenin bir modifikasyonudur.

Referanslar

Benzer Belgeler

 İskelet kas liflerini innerve eden İskelet kas liflerini innerve eden tüm aksonların sinir hücreleri tüm aksonların sinir hücreleri motor sinirler (somatik efferent

Palizat parenkiması genellikle sadece üst epiderma altında gözlenir (bifasiyal yaprak), bazen hem üst hem de alt epiderma altında da bulunabilir (monofasiyal yaprak).. Palizat

Ancak ipek liflerinin elde edilebilmesi için kozaların delinmemiş olması gerekir.. Yani ipek elde etmek için krizalitin dışarı çıkmaması için yaşam döngüsü

• Spina bifida ile beraber omuriliği çevreleyen meningeal zarların arkaya doğru poş oluşturması meningosel dir. • Meningoselin içinde omurilik veya sinirler de varsa

• Eğrilik: Ön-arka plandaki eğilme. • Apeks (tepe): En çok

Bununla birlikte dışarıdan yüksek düzeylerde uygulanan İAA’ in kök ucundaki hücre genişlemesi etilen oluşumu nedeniyle engellenebilmektedir Yatay (lateral) kök oluşumu

Doku Kültürü ile Çoğaltım Doku kültürü Yöntemleri Embriyo Kültürü Meristem Kültürü Anter Kültürü Kallus Kültürü Protoplast Kültürü.. BAHÇE BİTKİLERİNİN

Üç yaşında kız hastanın sol ayak bileğinde oyuncak silah mermisi çarptıktan sonra oluşan yumuşak doku apsesi, antibiyotik ve apse drenajı ile tedavi edilmiştir.. Bu olgu,