• Sonuç bulunamadı

7. Mineraller-1

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "7. Mineraller-1"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Veysel Işık

Ankara Üviversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Mineraller

Prof. Dr.

JEM 107/125/151

Genel Jeoloji I

(2)

Yeryuvarının en dış katı kesimini oluşturan

litosfer çeşitli kayalardan oluşur. Kayalar ise, mineral olarak adlandırılan tanelerden oluşur.

(3)

Minerallerin insanlar ile olan ilişkisi oldukça eskidir. Eski dönemde Mısır’ın güneyinde Kızıl Deniz’de olan küçük bir adada peridot adlı mineral bulunup,

parlatıldıktan sonra eski Mısırlılar süs olarak

kullanmaya başlamışlar; öldükten sonra bu süs taşı ile gömülürlermiş. İleryen yıllarda bazı süs taşları diğer medeniyetlerde görülmeye başlanır.

Veysel Işık

Her yıl yeni mineraller tanımlanmakta ve adlandırılmaktadır. İsimlendirmede bazı isimler latince, Yunanca, Almanca ve İngilizce’den esinlenilmekte... Örneğin

Albit; Latince kökenli olup beyaz anlamındadır.

Ortoklas; Almanca kökenli olup dik açıda bölünebilen anlamlıdır. Olivin; zeytin yeşil rengi temsil eder.

Sillimanit; ünlü bir mineraloga (Benjamin Silliman) adfen verilmiştir. İllit; ilk kez İllinois’deki kayalarda bulunduğu için bu ad verilmiştir.

(4)

Minerallere yönelik gerçek çalışma 1556’da Georgius Agricola‘nın çalışması ile başlar.

1669’da Nicholas Steno Agricola’nın çalışmalarından yararlanarak minerallerin geometrik özelliklerini

tanımlamıştır.

19. yüzyılın ikinci yarısına kadar modern kristallografinin yasaları ortaya çıkarılmaya başlandı.

Minerallerin mikroskop özelliklerine yönelik çalışmalar 1828’de başlar.

(5)

1858 yılında İngiliz jeolog Henry Sorby “Kristallerin

Mikroskobik Yapıları Üzerine (On the Microscobical Structure of Crystals)” başlıklı kitabını yayınladı.

Bu metotla kayalardan yapılmış ince kesitlerin polarize ışık altındaki mikroskobik görüntülerini incelenerek, mineraller

tanımlanabilmekte ve kayanın mineral bileşimi ve dokusuyla ilgili ayrıntılı bilgi edinilebilmektedir.

Veysel Işık

(6)

19. yüzyılda mineraloglar, maddenin bütününü oluşturan atomların kristal içinde belirli bir düzen dahilinde

bulunduklarını düşünüyorlar; fakat kristalin dış biçimi ile

içyapısı (=kafes yapısı) arasındaki ilişkiyi kanıtlayacak bir yol bulamıyorlardı.

Alman fizikçi Röntgen’in 1895 yılında X-ışınlarını keşfetmesi ile birlikte

kristallerin iç dünyalarına girmenin yolları açılmıştır.

(7)

Veysel Işık

1915 yılında X-Ray çalışmasının minerallerde kullanılması ile baba-oğul iki fizikçi (Bragg’lar) Nobel ödülü almıştır.

Norveç’li mineralog V.M.Goldschmidt,

1926 yılında yayınladığı eserinde, farklı

element atomlarının

kristalleri/mineralleri oluşturmak üzere değişik yollarla bir araya geliş ilkelerini ortaya koydu.

(8)

1960’larda mineraloglar minerallerin iç yapılarını anlamak için elektron

mikroskobu kullanmaya başlamışlardır. Peki neden mineralleri inceliyoruz?

Çok basit bir ifade ile gezegenimizin yapı taşları oldukları için...

(9)

Veysel Işık Genel Jeoloji I

Jeologlar için bütün yer mataryallerini çalışma, minerallerin anlaşılması ile mümkün

olabilmektedir.

Kayaları oluşturan mineraller... Endüstride kullanılan mineraller... Cevher mineralleri... Enerji mineralleri... Süstaşı mineralleri.... Tüm mineraller yararlı olmayabilir... Bazı mineraller çevreye zarar verebilmektedir.

JEM107/125/151 Genel Jeoloji I Veysel Işık

(10)

Mineral kelimesi geniş bir anlama sahiptir.

Bir beslenme uzmanı için vitamin ve mineral bambaşka bir anlama sahiptir. Jeologlar için bu durum oldukça farklı durumdur.

(11)

Giant Crystal Cave, Mexico

Veysel Işık

Jeologlar için mineral; doğal oluşan, katı olan, jeolojik süreçler ile oluşan, kristal yapıya sahip olan, tanımlanabilir kimyasal bileşime sahip olan ve organik olmayan maddelerdir.

(12)

Mineraller şayet serbest şartlarda oluşurlarsa geometrik ve simetrik yüzeylere sahip kristal olarak oluşurlar.

Sıvı ortamda atomlar düzensiz olarak bulunur ve gelişi-güzel bir dağılım

gösterirler. Sıcaklık, basınç ve bileşimdeki değişimlerle atomlar birbirine eklenerek düzenli dizilim kazanırlar.

Mineraller, sıvıların katılaşmasıyla veya bir çözeltinin aşırı

doygunlaşmasından sonra çözünmüş maddenin çökelti haline gelmesiyle oluşur.

(13)

Atomlar, göreceli olarak daha küçük boyutlardaki “proton” ve

“nötronun” oluşturduğu “çekirdek” ile bunun etrafında küre şekilli

yörüngeler üzerinde hareket eden “elektronlardan” oluşur.

Atomlar elektron alarak veya vererek “iyon” haline gelebilir.

Bir atomun protonlarının sayısı

değişmez; yalnızca elektronlar alınıp verilebilir.

Pozitif yüklü iyona “katyon”, negatif yüklü iyona “anyon” denir; katyon elektron kaybedilerek, anyon ise elektron kazanılarak oluşur.

Veysel Işık Genel Jeoloji I

(14)

Kimyasal Bağlar

Kristal yapılarında atomları, iyonları veya iyonik grupları elektriksel nitelikteki

bağlar birarada tutar.

Bunlar;

İyonik bağ, Kovelant bağ, Metalik bağ, Van Der Waals bağı

* İyonik Bağ

En basit kimyasal bağ, iyon bağıdır. Bu tür bağ farklı yüklenmiş iyonlar arasındaki “elektrostatik çekim” nedeniyle gerçekleşir. İyon bağ daha çok

sodyum ve klor gibi elementler arasında kurulmaktadır. Bunlar elektron alarak anyon ya da katyon olma eğilimine sahiptirler.

(15)

* Kovalent Bağ

Bazı bileşimlerde elementler en dış yörüngedeki elektronlarını birlikte

kullanarak bağlanmışlardır. Böylesi farklı atomlar arasındaki bu bağa

“atom bağı” veya “kovalent bağ” denilir. Bu tür bir bağın kurulması, dış yörüngedeki ortak kullanılan elektronların sayısına ve dağılımına bağlıdır.

Veysel Işık

(16)

Metalik Bağ

Elektron yörüngeleri dolu olan çekirdek ve serbest olarak hareket eden valans elektron bulutu arasındaki çekici güçler yapıyı bir arada tutan bağdır.

Bu bağlı metaller yüksek plastiklik, dövülebilme, iletkenlik ve düşük sertlik özellikleri gösterirler.

(17)

Van Der Waals Bağ

Bulucusunun adını taşıyan bu bağ, gazların atom ve

molekülleri arasındaki zayıf çekim kuvveti olarak kendini gösterir.

Bu bağ asimetrik atom ve iyonlar arasındaki zayıf

elektrik çekimi olarak kurulur. Silikat minerallerinde bu bağın önemli bir etkisi yoktur ve varlığı iyon ve kovalent bağı maskeleyemez.

Minerallerde seyrek olarak bulunan bağdır.

Veysel Işık

Referanslar

Benzer Belgeler

Plastiklerin üzerinde; yalıtkanlık özelliklerinden dolayı gerek işleme gerekse kullanım sırasında statik elektrik birikimi olur. Statik elektriklenme toz, kir ve buna

• Meyve ve sebzelerin bileşimlerinde bulunan fenolik bileşikler esmerleşme reaksiyonlarını katalize eden polifenoloksidaz (PPO) enzimlerinin substratını

• Meyve suları, kurutulmuş meyve ve sebzeler bazı açık renkli meyve ve sebze konserveleri gibi ürünlerde bu tip renk değişimleri belirgin bir şekilde görülmektedir..

1954 yılında yürürlüğe giren Petrol Yasası ile Türkiye 18 ayrı petrol bölgesine bölünerek yerli ve yabancı özel şirketlerin petrol arama ve üretim

İÇ PÜSKÜRÜK Granit Siyenit Diyorit Gabro DIŞ PÜSKÜRÜK Bazalt Andezit Obsidyen Tüf KİMYASAL TORTUL Kireçtaşı Alçıtaşı Traverten Kayatuzu KIRINTILI TORTUL

Daha önce buraya yapmak istedi ği AVM projesi, mahkeme kararıyla iptal edilen İbb’nin yeni bir plan hazırlayarak, Kadıköy’de yap ılaşmaya açılmayan son alanlarından

Çok zarif ve görgülü bir kadın olduğunu anlatıyor Rahmi Bey: “O haliyle bile basit, ama çok zevkli hazırlanmış bir sofrada güzel yemekler verirdi Bir gün

[r]