• Sonuç bulunamadı

TME 110

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TME 110"

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TME 110

8. HAFTA

(2)

İ stiklâl Marşı

Söz: Mehmet Akif Ersoy / Müzik: Zeki Üngör

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!' Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...

Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın âfakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana va'dettiği günler Hak'kın...

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:

Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?

Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!

Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilâhi, şudur ancak emeli:

Değmesin mâbedimin göğsüne nâmahrem eli.

Bu ezanlar-ki şahâdetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım, Her cerihamdan, ilâhi, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden nâ'şım;

O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hak'ka tapan, milletimin istiklâl!

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!' Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...

Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın âfakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana va'dettiği günler Hak'kın...

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:

Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?

Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!

Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilâhi, şudur ancak emeli:

Değmesin mâbedimin göğsüne nâmahrem eli.

Bu ezanlar-ki şahâdetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım, Her cerihamdan, ilâhi, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden nâ'şım;

O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hak'ka tapan, milletimin istiklâl!

(3)

İ stiklâl Marşı

Söz: Mehmet Akif Ersoy / Müzik: Zeki Üngör

(4)

İstiklal Marşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin millî marşıdır.

Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınan bu eser, 12 Mart 1921'de Birinci TBMM tarafından İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir.

İstiklal Harbi'nin başlarında, İstiklal Harbi'nin milli bir ruh içerisinde verilmesi imkanını sağlamak amacıyla Maarif Vekaleti, 1921'de bir güfte yarışması düzenlemiş, söz konusu yarışmaya toplam 724 şiir katılmıştır. Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen

Mehmet Akif Ersoy, Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine, İstiklal Harbi'nin özellikle hangi ruh ve ideolojik çerçeve içerisinde verilebileceğini Türklere göstermek amacıyla, Ankara'daki Taceddin Dergahı'nda yazdığı ve İstiklal Harbi'ni verecek olan Türk Ordusu'na ithaf ettiği şiirini yarışmaya koymuştur. Yapılan elemeler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, bazı mebusların itirazlarına rağmen Mehmet Akif'in yazdığı İstiklal Marşı kabul edilmiştir. Mecliste İstiklal Marşı'nı okuyan ilk kişi dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver olmuştur.

Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nı, şiirlerini topladığı Safahat'ına dahil etmemiş ve İstiklal Marşı'nın Türk Milleti'nin eseri olduğunu beyan etmiştir.

Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katılmış, 1924 yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da değiştirilerek, dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuş, toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştır. Protokol gereği, sadece ilk iki dörtlük beste eşliğinde İstiklal Marşı olarak söylenebilmektedir.

İ stiklâl Marşı

Söz: Mehmet Akif Ersoy / Müzik: Zeki Üngör

İstiklal Marşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin millî marşıdır.

Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınan bu eser, 12 Mart 1921'de Birinci TBMM tarafından İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir.

İstiklal Harbi'nin başlarında, İstiklal Harbi'nin milli bir ruh içerisinde verilmesi imkanını sağlamak amacıyla Maarif Vekaleti, 1921'de bir güfte yarışması düzenlemiş, söz konusu yarışmaya toplam 724 şiir katılmıştır. Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen

Mehmet Akif Ersoy, Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine, İstiklal Harbi'nin özellikle hangi ruh ve ideolojik çerçeve içerisinde verilebileceğini Türklere göstermek amacıyla, Ankara'daki Taceddin Dergahı'nda yazdığı ve İstiklal Harbi'ni verecek olan Türk Ordusu'na ithaf ettiği şiirini yarışmaya koymuştur. Yapılan elemeler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, bazı mebusların itirazlarına rağmen Mehmet Akif'in yazdığı İstiklal Marşı kabul edilmiştir. Mecliste İstiklal Marşı'nı okuyan ilk kişi dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver olmuştur.

Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nı, şiirlerini topladığı Safahat'ına dahil etmemiş ve İstiklal Marşı'nın Türk Milleti'nin eseri olduğunu beyan etmiştir.

Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katılmış, 1924 yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da değiştirilerek, dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuş, toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştır. Protokol gereği, sadece ilk iki dörtlük beste eşliğinde İstiklal Marşı olarak söylenebilmektedir.

(5)

Onuncu Yıl Marşı

Söz: Faruk Nafız Çamlıbel, Behçet Kemal Çağlar / Beste: Cemal Reşit Rey

Çıktık açık alınla on yılda her savaştan,

On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan;

Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;

Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan

Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!

Bir hızla kötülüğü, geriliği boğarız;

Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız,

Türk'üz, bütün başlardan üstün olan başlarız;

Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız,

Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!...

Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını, Dindirdik memleketin yıllar süren yasını.

Bütünledik her yönden İstiklâl kavgasını;

Bütün dünya öğrendi Türklüğü saymasını.

Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!...

Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;

İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz.

Uyduk görüşte bilgiye, gidişte ülküye biz;

Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz.

Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!

Çıktık açık alınla on yılda her savaştan,

On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan;

Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;

Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan

Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!

Bir hızla kötülüğü, geriliği boğarız;

Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız,

Türk'üz, bütün başlardan üstün olan başlarız;

Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız,

Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!...

Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını, Dindirdik memleketin yıllar süren yasını.

Bütünledik her yönden İstiklâl kavgasını;

Bütün dünya öğrendi Türklüğü saymasını.

Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!...

Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;

İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz.

Uyduk görüşte bilgiye, gidişte ülküye biz;

Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz.

Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!

(6)

Onuncu Yıl Marşı

Söz: Faruk Nafız Çamlıbel, Behçet Kemal Çağlar / Beste: Cemal Reşit Rey

(7)

 Onuncu Yıl Marşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin onuncu yıl ş erefine Faruk Nafiz Çamlıbel ve Behçet Kemal Çağlar

tarafından yazılan ve Cemal Reşit Rey tarafından bestelenen marştır.

Onuncu Yıl Marşı

Söz: Faruk Nafız Çamlıbel, Behçet Kemal Çağlar / Beste: Cemal Reşit Rey

(8)

Dağ Başını Duman Almış- Gençlik Marşı Güfte: Ali Ulvi Elöve / Güfte: Felix Korling

Gençlik Marşı (tam ad: Gençlik ve Spor Bayramı Marşı), Felix Körling'in derlediği Tre trallande jantör (TraTrallande Jamtar, Tra-lalla Diyen Üç Kız) adlı İsveç folklorudur.

Selim Sırrı Tarcan tarafından notaları getirilmiş ve Ali Ulvi Elöve tarafından sözleri Türkçe’leştirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının 19 Mayıs 1919'de Samsun'a çıktıktan sonra yolda okudukları söylenen "Dağ Başını Duman Almış" marşı, 20 Haziran 1938'de

"Gençlik ve Spor Bayramı Marşı" olarak kabul edilmiştir.

Dağ başını duman almış, Gümüş dere durmaz akar Güneş ufuktan şimdi doğar, Yürüyelim arkadaşlar.

Sesimizi yer, gök, su dinlesin;

Sert adımlarla her yer inlesin.

Bu gök, deniz nerede var, Nerede bu dağlar, taşlar.

Bu ağaçlar, güzel kuşlar, Yürüyelim arkadaşlar.

Sesimizi yer, gök, su dinlesin;

Sert adımlarla her yer inlesin.

Her geceyi güneş boğar, Ülkemizin günü doğar;

Yol uzun da olsa ne var, Yürüyelim arkadaşlar.

Sesimizi yer, gök, su dinlesin;

Sert adımlarla her yer inlesin.

Gençlik Marşı (tam ad: Gençlik ve Spor Bayramı Marşı), Felix Körling'in derlediği Tre trallande jantör (TraTrallande Jamtar, Tra-lalla Diyen Üç Kız) adlı İsveç folklorudur.

Selim Sırrı Tarcan tarafından notaları getirilmiş ve Ali Ulvi Elöve tarafından sözleri Türkçe’leştirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının 19 Mayıs 1919'de Samsun'a çıktıktan sonra yolda okudukları söylenen "Dağ Başını Duman Almış" marşı, 20 Haziran 1938'de

"Gençlik ve Spor Bayramı Marşı" olarak kabul edilmiştir.

Dağ başını duman almış, Gümüş dere durmaz akar Güneş ufuktan şimdi doğar, Yürüyelim arkadaşlar.

Sesimizi yer, gök, su dinlesin;

Sert adımlarla her yer inlesin.

Bu gök, deniz nerede var, Nerede bu dağlar, taşlar.

Bu ağaçlar, güzel kuşlar, Yürüyelim arkadaşlar.

Sesimizi yer, gök, su dinlesin;

Sert adımlarla her yer inlesin.

Her geceyi güneş boğar, Ülkemizin günü doğar;

Yol uzun da olsa ne var, Yürüyelim arkadaşlar.

Sesimizi yer, gök, su dinlesin;

Sert adımlarla her yer inlesin.

(9)

Dağ Başını Duman Almış- Gençlik Marşı

Güfte: Ali Ulvi Elöve / Güfte: Felix Korling

(10)

 Gençlik Marşı (tam ad: Gençlik ve Spor Bayramı Marşı), Felix Körling'in derlediği Tre trallande jantör (TraTrallande Jamtar,Tra-lalla Diyen Üç Kız) adlı İsveç folklorudur. Selim SırrıTarcan tarafından notaları getirilmiş ve Ali Ulvi Elöve tarafından sözleriTürkçe’leştirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının 19 Mayıs 1919'de Samsun'a çıktıktan sonra yolda okudukları söylenen "Dağ Başını Duman Almış" marşı, 20 Haziran 1938'de "Gençlik ve Spor Bayramı Marşı" olarak kabul edilmiştir.

Dağ Başını Duman Almış- Gençlik Marşı Güfte: Ali Ulvi Elöve / Güfte: Felix Korling

 Gençlik Marşı (tam ad: Gençlik ve Spor Bayramı Marşı),

Felix Körling'in derlediği Tre trallande jantör (TraTrallande

Jamtar,Tra-lalla Diyen Üç Kız) adlı İsveç folklorudur. Selim

SırrıTarcan tarafından notaları getirilmiş ve Ali Ulvi Elöve

tarafından sözleriTürkçe’leştirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa

ve arkadaşlarının 19 Mayıs 1919'de Samsun'a çıktıktan sonra

yolda okudukları söylenen "Dağ Başını Duman Almış" marşı,

20 Haziran 1938'de "Gençlik ve Spor Bayramı Marşı" olarak

kabul edilmiştir.

(11)

Ellinci Yıl Marşı

Söz: Bekir Sıtkı Erdoğan / Beste : Necil Kâzım Akses

Müjdeler var yurdumun toprağına, taşına;

Erdi Cumhuriyetim elli şeref yaşına!

Bu rüzgârla şahlanmış dalga dalga bayrağım, Başka bir tuğ yaraşmaz Türk'ün özgür başına.

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu, Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...

Yılları bir çığ gibi aşarak hafta hafta,

Koşuyoruz durmadan kadın-erkek bir safta...

Elimizde meşale; ilke ilke Atatürk, Işıklarla donattık ülkeyi her tarafta...

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu, Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...

Aynı kandan feyz alır bunca toprak, bunca ...

Kılıç tutan bilekler, verdi sabanla savaş.

Tekniğin dev nabzında her adım, her dakika, Çarklarda aynı tempo, yüreklerde aynı marş...

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu, Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...

Biz yürekten bağlıyız elli yıldır bu yola,

"Yurtta barış" ilk hedef, "Cihanda sulh" parola Koparamaz hiçbir güç bizi millî birlikten;

Atamızın izinde koşuyoruz kol kola...

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu, Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...

Yaşasın hür ulusum! Soylu gencim, benliğim Yaşasın şanlı Ordum, sarsılmaz güvenliğim!

Ersin elli yılarım nice mutlu çağlara;

Örnek olsun cihana devletim, düzenliğim!...

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu, Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...

Müjdeler var yurdumun toprağına, taşına;

Erdi Cumhuriyetim elli şeref yaşına!

Bu rüzgârla şahlanmış dalga dalga bayrağım, Başka bir tuğ yaraşmaz Türk'ün özgür başına.

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu, Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...

Yılları bir çığ gibi aşarak hafta hafta,

Koşuyoruz durmadan kadın-erkek bir safta...

Elimizde meşale; ilke ilke Atatürk, Işıklarla donattık ülkeyi her tarafta...

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu, Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...

Aynı kandan feyz alır bunca toprak, bunca ...

Kılıç tutan bilekler, verdi sabanla savaş.

Tekniğin dev nabzında her adım, her dakika, Çarklarda aynı tempo, yüreklerde aynı marş...

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu, Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...

Biz yürekten bağlıyız elli yıldır bu yola,

"Yurtta barış" ilk hedef, "Cihanda sulh" parola Koparamaz hiçbir güç bizi millî birlikten;

Atamızın izinde koşuyoruz kol kola...

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu, Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...

Yaşasın hür ulusum! Soylu gencim, benliğim Yaşasın şanlı Ordum, sarsılmaz güvenliğim!

Ersin elli yılarım nice mutlu çağlara;

Örnek olsun cihana devletim, düzenliğim!...

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu, Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...

(12)

Ellinci Yıl Marşı

Söz: Bekir Sıtkı Erdoğan / Beste : Necil Kâzım Akses

(13)

 Bekir Sıtkı Erdoğan tarafından yazılan ve Necil Kazım Akses tarafından bestelenen Türkiye Cumhuriyeti’nin yılına atfen yazılan marştır.

Ellinci Yıl Marşı

Söz: Bekir Sıtkı Erdoğan / Beste : Necil Kâzım Akses

(14)

Gelibolu Marşı (Akdeniz kıyılarında) Söz: Samih Rıfat / Beste: Leylâ Saz

Yaslı gittim, şen geldim;

Aç koynunu ben geldim.

Bana bir yudum su ver, Çok uzak yoldan geldim.

Korkma açıl şen yurdum, Dağlara ordu kurdum;

Açık denizlerine Süngümle kilit vurdum.

Rüzgârlardan atım var, Şimşekten kanadım var;

Göğsümde al yazılı Gazilik beratım var!

Rüzgâr bana at oldu, Şimşekler kanat oldu;

Eğilin gökler, dedim, Bulutlar kat kat oldu.

Irmaklar gibi taştım, Yalçın, kayalar aştım.

Hakk’a şükürler olsun Geldim, sana ulaştım.

Varsın yansın ocağım, Kuruldu al sancağım;

Bayrağımın altında Ben hür yaşayacağım!

Deniz, deniz, Akdeniz, Suları berrak deniz!

Karşıda yâr ağlıyor Gideyim bırak deniz!

Açıldı "Kale" yolu, Göründü Gelibolu;

Bırak deniz, gideyim, Orası yasla dolu.

Yürü ey şanlı Gazi!

Kılıcı kanlı Gazi!

Seni Meriç bekliyor Büyük ünvanlı Gazi!

Yaslı gittim, şen geldim;

Aç koynunu ben geldim.

Bana bir yudum su ver, Çok uzak yoldan geldim.

Korkma açıl şen yurdum, Dağlara ordu kurdum;

Açık denizlerine Süngümle kilit vurdum.

Rüzgârlardan atım var, Şimşekten kanadım var;

Göğsümde al yazılı Gazilik beratım var!

Rüzgâr bana at oldu, Şimşekler kanat oldu;

Eğilin gökler, dedim, Bulutlar kat kat oldu.

Irmaklar gibi taştım, Yalçın, kayalar aştım.

Hakk’a şükürler olsun Geldim, sana ulaştım.

Varsın yansın ocağım, Kuruldu al sancağım;

Bayrağımın altında Ben hür yaşayacağım!

Deniz, deniz, Akdeniz, Suları berrak deniz!

Karşıda yâr ağlıyor Gideyim bırak deniz!

Açıldı "Kale" yolu, Göründü Gelibolu;

Bırak deniz, gideyim, Orası yasla dolu.

Yürü ey şanlı Gazi!

Kılıcı kanlı Gazi!

Seni Meriç bekliyor Büyük ünvanlı Gazi!

(15)

Gelibolu Marşı (Akdeniz kıyılarında)

Söz: Samih Rıfat / Beste: Leylâ Saz

(16)

 Gelibolu Marşı, asıl adı 'Akdeniz Kıyılarında' olan ve I.Dünya Savaşı’ndaki en kritik muharebelerin yaşandığı Çanakkale cephesinden gazi olarak dönen Türk askerleri için Samih Rifat tarafından yazılan şiirin, Leyla Saz tarafından bestelenmiş

ş ekline verilen addır.

Gelibolu Marşı (Akdeniz kıyılarında) Söz: Samih Rıfat / Beste: Leylâ Saz

 Gelibolu Marşı, asıl adı 'Akdeniz Kıyılarında' olan ve I.Dünya Savaşı’ndaki en kritik muharebelerin yaşandığı Çanakkale cephesinden gazi olarak dönen Türk askerleri için Samih Rifat tarafından yazılan şiirin, Leyla Saz tarafından bestelenmiş

ş ekline verilen addır.

(17)

İ zmir Marşı

İzmir'in dağlarında çiçekler açar, Altın güneş orda sırmalar saçar.

Bozulmuş düşmanlar hep yel gibi kaçar, Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa;

Adın yazılacak mücevher taşa.

İzmir'in dağlarına bomba koydular, Türk'ün sancağını öne koydular.

Şanlı zaferlerle düşmanı boğdular, Kader böyle imiş ey garip ana;

Kanım feda olsun güzel vatana.

İzmir'in dağlarında oturdum kaldım;

Şehit olanları deftere yazdım, Öksüz yavruları bağrıma bastım, Kader böyle imiş ey garip ana;

Kanım feda olsun güzel vatana.

Peygamber kucağı şehitler yeri, Çalındı borular haydi ileri.

Bozuldu çadırlar kalmayın geri, Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa;

Adın yazılacak mücevher taşa.

Türk oğluyum ben ölmek isterim;

Toprak diken olsa yatağım yerim;

Allah'ından utansın dönenler geri;

Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa.

Adın yazılacak mücevher taşa.

İzmir'in dağlarında çiçekler açar, Altın güneş orda sırmalar saçar.

Bozulmuş düşmanlar hep yel gibi kaçar, Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa;

Adın yazılacak mücevher taşa.

İzmir'in dağlarına bomba koydular, Türk'ün sancağını öne koydular.

Şanlı zaferlerle düşmanı boğdular, Kader böyle imiş ey garip ana;

Kanım feda olsun güzel vatana.

İzmir'in dağlarında oturdum kaldım;

Şehit olanları deftere yazdım, Öksüz yavruları bağrıma bastım, Kader böyle imiş ey garip ana;

Kanım feda olsun güzel vatana.

Peygamber kucağı şehitler yeri, Çalındı borular haydi ileri.

Bozuldu çadırlar kalmayın geri, Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa;

Adın yazılacak mücevher taşa.

Türk oğluyum ben ölmek isterim;

Toprak diken olsa yatağım yerim;

Allah'ından utansın dönenler geri;

Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa.

Adın yazılacak mücevher taşa.

(18)

 İ zmir Marşı veya Türk İzmir Marşı, Türk ordusunun Kurtuluş Savaşı sırasında İzmir'e girişini konu alan bir marştır.

Marşın bestecisi hakkında çeşitli kaynaklarda farklı bilgiler vardır. İzmir Büyükşehir Belediyesi, marşın 1923 yılında Alman besteci Kurt Striegler tarafından bestelendiğini,

notaların uzun bir süre kayıp olarak kaldığını ve 2007 yılında bulunduğunu belirtmiştir. Bazı kaynaklara göre aslen I.

Dünya Savaşı'ndaki Kafkasya Cephesi'ne ithafen "Kafkasya Marşı" olarak yazılmıştır. Mehmed Ali Bey veya İzzettin

Hümayi Elçioğlu tarafından bestelendiğini belirten kaynaklar vardır.

İ zmir Marşı

 İ zmir Marşı veya Türk İzmir Marşı, Türk ordusunun Kurtuluş Savaşı sırasında İzmir'e girişini konu alan bir marştır.

Marşın bestecisi hakkında çeşitli kaynaklarda farklı bilgiler vardır. İzmir Büyükşehir Belediyesi, marşın 1923 yılında Alman besteci Kurt Striegler tarafından bestelendiğini,

notaların uzun bir süre kayıp olarak kaldığını ve 2007 yılında bulunduğunu belirtmiştir. Bazı kaynaklara göre aslen I.

Dünya Savaşı'ndaki Kafkasya Cephesi'ne ithafen "Kafkasya Marşı" olarak yazılmıştır. Mehmed Ali Bey veya İzzettin

Hümayi Elçioğlu tarafından bestelendiğini belirten kaynaklar

vardır.

(19)

İ zmir Marşı

Referanslar

Benzer Belgeler

İnsanın vejetaryen olduğuna dair görüş ve kanıt bildirilirken en büyük yanılma biyolojik sınıflandırma bilimi (taxonomy) ile beslenme tipine göre yapılan

İstanbul'da yaşayan Tokatlılar, Yeşilırmak Tozanlı çayı üzerinde yapılmak istenen 5 HES projesine karşı Taksim'de yürüyü ş düzenledi.Yeşilırmak Tozanlı

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

savunurken, TOKİ ise hazırladığı raporda "plan notu değişikliğinin Gül-Keleşoğlu konsorsiyumunun satın aldığı parseller için geçerliyken Bahçe şehir

Beraberindeki Refet Bey ile birlikte Havza’dan Amasya’ya geçen ve burada Ali Fuat Paşa ve Rauf Bey ile buluşan Mustafa Kemal Paşa, Erzurum’daki Kazım Karabekir Paşa

Taksim Meydanı'nın 1976'dan bu yana tüm yasak, engelleme ve katliamlara ra ğmen 1 Mayıs Alanı olarak simgeleştiğine dikkat çeken Soğancı, "1 Mayıs alanı elimizden

Bunu bir örnekle açıklayalım: Kaçırılan, araba kazası geçiren ya· da cinsel saldırıya uğrayan bir çocuk, çeşitli korkular ve bunalımlar geliştirir.