Sözceleme Dil Bilimi Nedir?
Sözceleme Dil Bilimi Nedir?
(linguistique énonciative)
(linguistique énonciative)
Henriette Gezundhajt
Türkçe’ye uyarlama: Prof. Dr. Rıza FİLİZOK
Dilbilgisi, cümle ile, Sözceleme dil bilimi ise sözce ve sözceleme ile uğraşır:
Cümle ve sözce kavramları günümüzde farklı şeyleri ifade etmektedir: Cümle, biçimlerin (forme) birleşme düzeyidir, sözce, bildirişim düzeyine ve konuşmaya ait bir terimdir. “Cümle” sözün üretim anı düşünülmeden, yani üretim anı hesaba katılmadan sadece sentaksa göre (özne, nesne, yüklem) tanımlanmış bir birimdir. Cümlenin yapısı, biçim bilimine (morphologie) ve tümce bilimine (syntaxe) dayanılarak açıklanır. Cümlenin anlamı, kelimelerin anlamlarına bağlıdır. Bir sözcenin anlamı ise biçimi ne olursa olsun, zaman, yer ve kişiye bağlı olarak değişir. Sözcenin anlamını, sözcelemenin kadrosu ve bildirişim hali belirler.
Bir konuşmacı tarafından üretilen sözlü ve yazılı her mesaja sözce denir. Sözceleme sözcenin yaratıldığı bağlamdır ve yaratılma sürecinin bütün unsurlarını ifade eder. Sözceleme, bir sözcenin, mesajın belli bir zaman ve mekan içinde üretilişidir. Sözceleme haline (situation d'énonciation) bağlı göndermeler, şahıs belirticileri, zaman ve mekan belirticileri, duygu ve hüküm belirticileri tarafından sözceye yansıtılır. Yani her sözce yaratılış anının izlerini taşır: Konuşurken “şu kalem” dediğimizde, bu kalemin niteliğini sözün içinde söylenmiş olduğu hal ve zaman belirler.
Her bildirişimde, sözlü bildirişimde de yazılı bildirişimde de bir sözce ve bir sözceleme bulunur. Sözce, dilbilimsel bir üründür, yani söylenmiş söz yahut yazılmış metindir. Buna karşılık, sözceleme, dilbilimsel bir akttır, iştir. Sözceyi tekrar üretmek mümkündür, fakat sözceleme anı tekrar üretilemez.
Yapısalcıların cevabını aradığı soru şudur :
Sözceleme dil bilimiyle uğraşanların cevabını aradığı soru ise şudur:
Sesbirim (Fonem), Sözlükbirim (leksem), biçimbirim (morfem) ve dizim (sentagm) halinde bölünmüş olan dil bilimsel birimler, formlar nasıl birleşiyorlar?
Dil bilimsel biçimler, konuşma esnasında hangi değişikliklere uğruyorlar?
Yapısal sonrası akımlar, bu yeni yaklaşımları bir kıyıya bırakmamış, onlardan yararlanmıştır.
Sözce (énoncé), bir söyleme aktı esnasında, belli bir hal içinde, konuşucunun ürettiği söz olarak tanımlanır.
Cümle (Phrase) En az bir çekimli fiilden oluşan sentaks
formudur.
(Ör.: Donmuş balığı pek sevmem.)
Sözce (Énoncé) Bir söyleme aktı esnasında, belli bir hal
içinde, konuşucunun üretimi.
Bu durumda tam bir cümle söz konusu olmayabilir:
(Ör.: Ben, donmuş balık, hadi canım sen de…)
Sözcelemede (énonciation) önemli olan şey, işaretleyen/ işaretlenen (gösteren/gösterilen) ilişkisi değildir, nesnedir (référence), yani
sözceleme halinin belirlediği duruma göre ifade edilmiş olan bir dünya nesnesidir, konuşma anında orada olan ve sözü edilen şeydir.
Konuşma anında (bu, şu, ben, o, yarın....) gibi sözler, ya orada olan bir nesneyi gösterir, ya orada bulunmayan bir nesneyi gösterir yahut
da söz bizzat kendini gösterir. Buna sözün atıfları diyoruz. Başlıca türleri şunlardır:
Atıf türleri (référence)
Hale bağlı atıf (déixtique)
Hal nesnesine gönderir.
Hal dışı atıf (détaché):
Bir dünya nesnesine gönderir.
Dilin bizzat kendisine atıf (sui-référencielle):
“Masa” kelimesi bu durumda doğrudan kendisini gösterir
Örnek:
Ben, sen, burada, şimdi
Örnek:
Ahmet’in köpeği
Örnek:
“Masa” dört ayaklıdır.
Yer, zaman ve şahsa bağlı atıflar:
Hale bağlı atıf (Déictiques) Hale bağlı olmayan
atıf Karışık Atıf
Şahıs - Ben,sen,o… - benim senin - bana, sana - Doktor, - Ev, - Mehmet - O (kontekse göndermesi halinde) - Teyzem - Anacığım, - Tonton Yer - Burası - Orası - Kıbrıs, - Evi. Zaman - şimdi - Yarın - Derhal - 14 Ocak 2005, - 15 Ocak 2005 - Saat 10’da.
Sözce, hale göndermede bulunmuyorsa, alıcı tespitini, yani deiktik ifadenin (yani göstermeye dayanan ifadenin) yorumlamasını bazen dilsel bağlama dayanarak yapar:
Önceye atıf (Anaphore) Sonraya atıf (Cataphore) Önceki konteksin bir elementinin aynen
tekrarlanmadan sonradan ifade edilmesidir:
Komşum iri bir köpek aldı, ondan çok korkuyorum.
Sonraki konteksin bir elementinin aynen tekrarlanmadan önceden ifade edilmesidir:
Onu görünce, Fransız olduğunu anladım.