• Sonuç bulunamadı

Egzersizle Oluşan QRS Eksen DeğişimininOnemi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Egzersizle Oluşan QRS Eksen DeğişimininOnemi "

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk Kardiyol Dern Arş 1998; 26:551-556

Egzersizle Oluşan QRS Eksen DeğişimininOnemi

Y. Doç. Dr. Beyhan ERYONUCU*, Doç. Dr. Lale KOLDAŞ, Y. Doç. Dr. Mehmet BİLGE, Y. Doç. Dr. Niyazi GÜLER*, Prof. Dr. Necati SIRMACI

Yüzüncü

Yıl

Üniversitesi

Tıp

Fakültesi Kardiyoloji Anabilim

Dalı,

Van

*İstanbul

Üniversitesi

Cerrahpaşa Tıp

Fakültesi Kardiyoloji Anabilim

Dalı, İstanbul

ÖZET

Bu

çalışmada

amaç tredmil egzersiz testi (TET)

'nde

eg- zersizle

oluşan

QRS eksen

değişiklikleri

ve patolojik ST

depresyonları

ile anjiyografik olarak saptanan koroner arter

darlığının

lokalizasyonu

arasındaki ilişkiyi araştır­

maktır.

Çalışma kapsamına

TET'i pozitif olarak

değerlendirilen

ve tek damarda kritik lezyonu olan 35 koroner

hastası

ile TET'i normal olan 10

sağlıklı

olgu

alındı.

Tek damar has-

taları lezyon lokalizasyonlarına

göre üç gruba

ayrıldı

(LDA, CX, RCA). Tek damar

hastalarında

egzersiz ile

oluşan

ST

depresyonları

ve QRS eksen

değişiklikleri

ve sorumlu damarla olan

ilişkisi değerlendirildi.

Egzersiz ile

oluşan

ST

depresyonlarının görüldüğü

deri- vasyonlar

açısından karşılaştırıldığında

gruplar

arasında anlamlı farklılık saptanmadı

(p>0.05 ). Koroner arter has-

talarında oluşan

eksen

değişiklikleri,

damar

tutulumları­

na

göre ayrı ayrı kontrol grubuyla karşılaştırıldığında

is-

tatistiksel olarak anlamlı farklılık saptandı

(p<O.OOJ ). Sol eksen

sapması (?.10°)

sadece sol ön inen arter lezyonu

olan hastalarda görüldü ve sağ

koroner, sirkumfleks arter ve kontrol grubuyla

karşılaştırıldığında anlamlı farklılık saptandı

(p<0.05 ). Egzersiz/e

oluşan

sol eksen

sapması­

nın

sol ön inen arter tezyonunu göstermede

duyarlılığı

%45, özgüllüğü %100 olarak bulundu.

Koroner arter

darlığının

lokalizasyonunun

saptanmasın­

da egzersiz/e

oluşan

ST depresyonunun iyi bir belirleyici

olmadığı ancak egzersizin neden olduğu sol eksen sapma-

sının sol ön

arter lezyonu olan hastalarda oldukça özgül bir belirleyici

olduğu

sonucuna

varıldı.

Anahtar kelime/er: Koroner arter

hastalığı,

sol eksen sap-

ması, ST depresyonu, fredmil egzersiz testi.

Treadınil

egzersiz testi (TET), koroner arter

hastalığı (KAH)'nın tanısı,

derecesi ve tedavinin

etkinliği

ile prognozun belirlenmesinde

yaygın

olarak

kullanılan kansız

bir yöntemdir.

Koroner anjiyografi,

hastalığın

kesin

tanısının yanı­

sıra

damar tutulumu,

yaygınlığı,

tezyon tipinin belir- lenmesi ve seçilecek tedavinin yönteminin saptan-

Alındığı tarih: 19 Haziran 1998, revizyon 10 Kasım 1998

Yazışma Adresi: Dr. Beyhan Eryonucu

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Kar- diyoloji Anabilim Dalı, Van

Tel.: (O 532) 354 49 96 Fax: (0 432) 216 83 52

masında altın

standart olarak kabul edilen bununla birlikte TET'ne

kıyasla

daha

pahalı,

tekrarlanabilirli-

ği

güç ve koruplikasyon

oranı

daha yüksek invaziv bir yöntemdir.

TET'nde görülen ST

depresyonları

ile koroner arter lezyonunun lokalizasyonu

hakkında

fikir ileri süre- bilmek için

yapılan çalışmalarda

geçerli bir yöntem veya bulgu tespit

edilememiştir.

Egzersizle

oluşan

QRS eksenindeki

değişiklikler

ile koroner arter dar-

lığının

lokalizasyonu

arasındaki ilişkiyi araştıran sı­

nırlı sayıda çalışma vardır.

Bu nedenle egzersizle

oluşan

ST

depresyonlarına

ilaveten QRS ekseninde- ki

değişiklikler

ve damar lezyonu ile

ilişkisinin

daha iyi

değerlendirilmesi amacıyla

bu

çalışma

planlan-

mıştır.

GEREÇ ve YÖNTEM

İstanbul

Üniversitesi

Cerrahpaşa Tıp

Fakültesi ve Yü- züncü

Yıl

Üniversitesi

Tıp

Fakültesi Kardiyoloji Ana Bi- lim

Dallarında

Bruce protokolüne göre

yapılan

TET'i pozi- tif, koroner anjiyografisinde

darlığın

derecesi en az %50 olan tek damar

hastaları çalışmaya alındı

(Marquette Case 15 ve Case 16). Koroner anjiyografisinde tek damar hasta-

lığı

olan ancak TET negatif olan hastalar ilgili lezyonun EKG

değişikliği

yapabilecek düzeyde iskemiye neden ol-

madığı

kabul edilerek

çalışma kapsamının dışında

tutuldu.

Koroner anjiyografi ve TET

arasındaki

dönemde hastala-

rın

klinik

bulgularında değişiklik olmamasına

dikkat edil- di.

Ayrıca

tredmil

labaratuarına başvuran göğüs ağrısı

olma- yan ve iskemik EKG

değişikliği

saptanmayan ve TET'i ne- gatif olarak kabul edilen olgulardan eksen

değişiklikleri

inceleme üzere kontrol grubu

oluşturuldu.

Hastaların

hiçbirinde konjenital veya valvüler kalp

hastalı­

ğı,

kardiyomiyopati, ritm ve ileti

bozukluğu

yoktu. TET'in

duyarlılığını

azaltan dijital gibi ilaç

kullanımı

veya elekt- rolit

bozukluğu

hiç bir hastada yoktu.

Çalışma kapsamına alınan

toplam 45 olgunun 35'i tek da- mar

hastası,

IO'u ise kontrol grubunu

oluşturan

KAH ol- mayan

sağlıklı kişiler idi. Olguların

ortalama

yaşı

54±9

yıl

olup 30'u (%67) erkek 15'i (%33)

kadın

idi.

TET

sırasında

egzersiz öncesi

alınan

12 derivasyonlu EKG

kaydında

frontal düzlemdeki ortalama QRS eksen

hesap-

(2)

V . I..:.I)'VtıUC..U Vt: Ufl\ •• C:..1)~t:/,U~It: VIUŞUII ~l\J C:..IU-t:ll Vt:1)1.ŞifiUfUfl Vflt:lllf

!andı.

Bipolar taraf

derivasyanlarından

iki tanesinin net QRS genlikleri

alınarak

derivasyon eksenlerine

yerleştiril­

di. Eksenlerden

çıkılan

diklerin

kesiştiği

nokta, eksenierin ortak

noktasına birleştirilerek

kalbin ortalama QRS vektö- rü çizildi ve eksen

hesaplandı (ll.

Test aVR hariç her hangi bir derivasyanda

J noktasından

sonra 80 msn süren ve 1 mm'yi geçen horizontal ya da

aşa­

ğı eğimli

(dowsloping) ST depresyonu

oluşması

durumun- da patolojik olarak kabul edildi <2>. Test

sırasında

en fazla ST depresyonu görülen EKG

kaydından,

kontrol grubunda ise maksimum kalp

hızının görüldüğü

EKG

kaydından

QRS ekseni tekrar

hesaplandı.

TET

sırasında oluşan

ST

depresyonlarının görüldüğü

derivasyonlar V 1-4 (anterior), V 5-6(lateral), 1-aVL (yüksek lateral), II-III-aVF (inferior) olarak

tanımlandı.

Hastalar damar tutulumuna göre LAD (sol ön inen koroner arter), RCA

(sağ

koroner arter); CX (sirkumflers arter) olarak 3 gruba

ayrıldı.

Grupların

ST

depresyonlarının olduğu

derivasyonlar ara-

sındaki farklılık

ve QRS eksenindeki

değişiklik

Mann- Whitney U testi ile

değerlendirilerek anlamlılık

düzeyi p<0.05 kabul edildi.

BULGULAR

Çalışmaya alınan

toplam 35

hastanın

ll tanesinde LAD lezyonu, 12 tanesinde CX lezyonu, I 2 tanesin- de RCA lezyonu

vardı.

Kontrol grubu olarak 1 O

sağ­

lıklı

olgu

çalışmaya alındı. Çalışmaya alınan

olgula-

rın

cinsiyet ve

yaş ortalamaları karşılaştırıldığında

(Tablo 1) gruplar

arasında anlamlı farklılık

bulun-

madı

(p>0.05).

Hastaların

TET ve koroner anjiyografi

bulguları

Tablo 2'de

gösterilmiştir.

Onbir (%3 I) hastada egzersiz testi

sırasında göğüs ağrısı

oldu. LAD lezyonu olan

hastaların

9'unda in- ferior,

6'sında

lateral, 3'ünde anterior derivasyonlar- da, RCA lezyonu olan

hastaların 6'sında

inferior, 8'inde lateral, 1 'inde ise yüksek lateral derivasyon- larda patolojik ST depresyonu

saptandı.

CX arter lezyonu olan

hastaların

ise ?'sinde inferior, birinde anterior, 8'inde lateral derivasyonlar da patolojik ST depresyonu

saptandı. Hastaların

damar tutulumu ile

Tablo 1. Olguların klinik özellikleri

Hastalar Kontrol

LAD

cx

RCA Toplam

Olgu sayısı ll 12 12 35 lO

Erkek/Kadın 9(2 8/4 7/5 24/1 ı 6/4

Yaş 55±8 56±7 57±10 56±7 52±1 ı ortalaması

(yıl)

552

EKG'de görülen patolojik ST

depresyonlarının

deri- vasyanlara göre

dağılımı arasında

istatistiksel olarak

anlamlı

fark

saptanmadı

(p>0.05).

Ondört hastada patolojik ST depresyonu birden çok derivasyon grubunda görüldü (%40) . Bu

hastaların

12'sinde inferior ve lateral, bir hastada inferior, late- ral ve anterior, bir hastada inferior ve anterior deri- vasyonlarda EKG

değişikliği

oldu (Tablo 3).

Hastaların

21 tanesinde bir derivasyon grubunad ST depresyonu görüldü (%60).

Hastaların

9'unda lateral, 8'inde inferior, 2'sinde anterior, 2'sinde ise yüksek Iateralde ST depresyonu

saptandı.

Hastalarda damar tutulumuna göre birden fazla deri- vasyon grubunda ST depresyonu görülme

sıklıkları,

istatistiksel olarak analiz

edildiğinde,

gruplar

arasın­

da

anlamlı

fark

saptanmadı

(p>0.05).

Hasta ve kontrol

gruplarında

egzersiz ile meydana gelen QRS eksenindeki

değişiklikler

Tablo 4'de gös-

terilmiştir.

KAH olan tüm

hastaların

QRS ekseninde sapma (>10°) gözlendi. CX ve RCA'da lezyonu olan hasta-

ların

tümünde

sağ

eksen

sapması

görülürken LAD lezyonu olan

hastaların 6'sında sağ

esken

sapması,

5'inde sol eksen

sapması

gözlendi. Kontrol grubu olarak

alınan hastaların

ise sadece bir tanesinde QRS ekseninde

sağa

sapma oldu. Egzersizde

oluşan

sol eksen

sapmasıriın

LAD lezyonunu

gösterınede

du-

yarlılığı

%45,

özgüllüğü

%100 olarak bulundu.

LAD, CX ve RCA lezyonu olan 35 hastada görülen

(sırası

ile 24

o,

19°, 29°) eksen

değişiklikleri

sadece ortalama 2° eksen

sapması

gösteren kontrol grubu ile

kıyaslandığında

aradaki fark ileri derecede an-

lamlı

bulundu (p<O.OOI), ancak kendi

aralarında

de-

ğerlendirildiğinde anlamlı

fark

bulunamadı

(p>0.05).

LAD lezyonu olan hastalarda egzersizle

oluşan

QRS eksenindeki sola sapma,

diğer

gruplara göre istatis- tiksel olarak

anlamlı farklılık

gösterdi (p<0.05).

TARTIŞMA

Miyokard infarktüsü ve iskemisinin anatomik olarak Iokalize edilmesinde EKG

sık

olarak

kullanılmakta­

dır.

Miyokard infarktüsünde anatomik lokalizasyon ile patolojik Q

dalgasının bulunduğu

derivasyon ara-

sındaki

korelasyon 1935'den beri bilinmektedir ve

bu pek çok

çalışmada doğrulanmıştır (3,4).

Q

dalgası

(3)

Türk Kardiyol Dem Arş 1998; 26:551-556

Tablo 2. Hastaların treadınili egzersiz testi ve koroner anjiyografi bulguları

Test Egzersiz testi sırasında ST

sırasında çökmesi olan deri vasyonlar No Yaş Cins göğüs ll, lll,

ağrısı aVF I,aVL Vı-4 Vs-6

ı. 40 E +

ı. S3 K + + +

3. E +

4. S8 E + +

s. S8 E + +

6. SI E +

7. 6S E + +

8. 47 E +

9. 63 E + + +

ı

o_

60 E + +

ll. 47 K + + +

ı ı_ E +

13. 6S E + +

14. S8 E +

ıs. E + +

16. S7 K + +

17. 61 E + + +

18. ss E +

19. S8 K + +

ıo. E + + +

ı ı. S8 K + +

ıı. 47 E +

ı3. 63 K +

ı4. 6S K + +

ıs. S3 K + +

ı6. 70 K +

ı7. 63 K + + +

ı8. 44 K + +

ı9_ 46 E + +

30. S7 E +

31. 48 E + +

3ı. 6S E +

33. S9 E +

34. 63 E +

3S. so E +

Vl-V4'de görülüyorsa anterior, II,UI,aVF'de görülü- yorsa inferior, 1-aVL, V5,V6'da görülüyorsa la te ral duvar infarktüsü söz konusudur. Bu EKG bulgulan koroner arter anatomisi ile de korelasyon gösterir.

Anterior duvar infaktüsü genellikle LAD, inf erior duvar infarktüsü RCA

hastalığı,

lateral duvar infark- tüsü ise CX arterin

hastalığı

ile

ilişkilidir.

Ancak çok damar

hastalığı

olan

kişilerde

ise bu korelasyon gö- rülmektedir

(S,6).

Maksirnal Koroner arter

Test öncesi

ST çökmesi Eksen lezyonunun ölçülen eksen sırasındaki sapması lokalizasyonu

miktarı (0)

eksen (0) ve miktarı

+3S +60 ıs• sağa LAD%67

+SO +40 ıo• sola LAD%Sı

+90 +80 ı

o •

sola LAD%66

+6S +90 ıs• sağa LAD%60

+100 +7S ıs• sola LAD%67

+ıO +4S ıs• sağa LAD%72

-IS +4S 60° sağa LAD%100

+8S +4S 40° sola LAD%SO

+SO +70 ıo• sağa LAD%100

-10 -ıo ı

o •

sola LAD%100

+8S +9S ı

o •

sağa LAD%6S

+4S +6S ıo• sağa

cx

%100

+60 +70 ı o• sağa CX%100

+7S +9S ıo• sağa CX%6S

+SS +70 ıs• sağa CX%67

+SO +70 ıo• sağa CX%SO

+60 +6S ıo• sağa CX%S7

+40 +6S ıs• sağa

cx

%70

+SO +60 ı

o •

sağa

cx

%7S

+SO +80 30° sağa CX%80

+4S +7S 30• sağa CX%67

+60 +7S ıs• sağa CX%SS

+7S +90 ıs• sağa CX%90

+SS +80 ıs• sağa RCA%7S

+SO +70 ıo• sağa RCA%9S

+6S +7S ı

o •

sağa RCA%80

+S +ıO ıs• sağa RCA %6S

+80 +9S ıs• sağa RCA %100

+65 +90 ıs• sağa RCA %70

-40 +SO 90° sağa RCA%SO

+30 +SS ıs• sağa RCA%80

+90 +100 ı

o •

sağa RCA%SO

+10 +90 so· sağa RCA%6S

+IS +30 ıs• sağa RCA%90

+60 +7S ıs• sağa RCA %72

elevasyonu LAD'nin

beslediği

sahalardaki, inferior derivasyonlarda görülen ST segment elevasyonu ise RCA ve CX arterin

beslediği

sahalardaki transmural iskemi veya lezyon sonucu meydana gelir

(7-10).

Miyokard iskemisi veya infaktüsü

bulgularından

biri

olan T

dalgası değişikliklerinin

KAH lokalizasyonu-

nu

gösterınede kullanılabileceğini

gösteren çok az

bulgu

vardır. Bazı çalışmalarda Mİ sırasında

yeni

meydana gelen T

tersleşmesinin

koroner arter lezyo-

(4)

H. t:ryomıcu ve ark.: t:gzersizle Ulıışan {!J<S t:ksen Değişiminin U11emi

Tablo 3. Tek damar hastalarında egzersiz testi sırasında değişik deri vasyonlarda ST depresyonu görülme sıklığı

Tutulan damar

LAD RCA

cx

Toplam

(n: ll) (n: 12) (n: 12) (n: 35) o/o

ll, lll, aVF 3 3 2 8 23

l,aVL

o

ı ı 2 6

V1-4 ı

o

ı 2 6

Vs.6 ı 5 3 9 26

ll, lll, a VF+ V 5-6 4 3 5 12 34

ll, lll, aVF +V 1-4 ı

o o

ı 3

ll, Ili, aVF +V 1-4 + Vs-6 ı

o o

ı 3

Tablo 4. Tek damar hastalarında egzersiz ile QRS eksenında meydana gelen değişiklikler

Ortalama eksen sapması (0) Sol eksen sapması (n)

Sağ eksen sapması (n) Eksen sapması olmayanlar (n)

*Kontrol grubuyla karştlaştmldığuıda p<O.OOJ Kendi aralamıda karşılaştırıldığında p>0.05

**LADiezyomı olanlarla karşılaştırıldiğında p<0.05

Bu bulgu

aynı şekilde

istirahat

anjinası

olan

kişilerde

angina epizodu

sırasında

görülürse lokalizasyon ta- yininde

kullanılabilir (ll).

Egzersiz ile

oluşabilen

EKG

değişikliklerinden

biri- de ST segment depresyonudur.

Çalışmamızda

litera- türle uyumlu olarak koroner arter lezyonunun lokali- zasyonu ile ST segment depresyonunun

görüldüğü

derivasyonlar

arasında anlamlı

fark

saptanmadı.

ST segment depresyonunun koroner artar obstrüksiyo- nunu lokalize etmede

faydalı olmadığı anlaşıldı.

Fox ve ark.

(12) tarafından

tek damar

hastalığı

olan has talarda

yapılan

sintigrafik ve elektrokardiyogra- fik

lokalizasyonları karşılaştıran

bir

çalışmada;

LAD lezyonu olan has talarda perfüzyon defekti daha fazla bulunurken gruplar egzersiz ile

oluşturulan

ST seg- ment

depresyonlarının lokalizasyonları arasında

fark

bulunmamıştır.

Fuchs ve ark.

(ll) tarafından

yine tek damar hastala-

rında yapılan

bir

çalışmada

bizim

çalışmamızda

da

olduğu

gibi ST segme nt depresyonu ile damar tutu- lumu

arasında ilişki saptanmamıştır.

Ancak ST seg- ment elevasyonu, Q

dalgası

ve T dalga

tersleşmesi,

554

LAD

cx

RCA Toplam

24±15* 19±7* 29±28* 2±5

5 O** O** O**

6 12 12

o o o

9

anterior ve yüksek lateral derivasyonlarda ise LAD lezyonu ile inferior derivasyonlarda ise RCA veya CX arter lezyonu ile korelasyon

saptanmıştır.

ST segment depresyonu subendokardia l iskemi veya infarkta

bağlı

primer

değişiklik

o labilir veya resip- rok

değişiklikler

gibi sekonder neden lerden kaynak- J anabilir. Bu nedenle ST segment de presyonunun is- kemiyi lokali ze etmede

yararlı

bir bulgu

olmadığı düşünülmektedir (13).

Miyokard infarktüsü

sırasında

görülebilen ST seg- ment elevasyonu genellikle

karşıt

derivasyonlarda resiprokal ST segment depresyonu

oluşturabilir. İn­

feriyör derivasyonlarda görülen ST segment depres-

yonu CX ve

RCA'nın beslediği

sahadaki subenda-

kardial iskemi ile görülen ST segment depresyonu

CX ve

RCA'nın beslediği

sahadaki subendokardial

iskemi ile veya LAD'nin

beslediği

sahadaki transmu-

ral iskemi ile

oluşabilir

ve bu durumun sadece EKG

ile

ayırt

edilmesi mümkün

değildir (7,11,14).

Bu

resiprokal

değişiklikler

tek damar

hastalığı

olan ve

miyokard infarktüsü geçiren hastalardan RCA lez-

yonu olanlarda %88, CX lezyon u o lan larda %80,

(5)

Türk Kardiyol Dern Arş 1998; 26:551-556

LAD lezyonu olanlarda %39

oranında

görülmektedir

(I 1)'

Küçük bir alandaki transmurat iskemi EKG'de görül- meyip

karşıt

derivasyonlarda resiprokal ST segment depresyonu ile kendini gösterebilir. Daha sensitif de- ri vasyon sistemleri ve kriterler

(~0.5

mm gibi) ile

bazı

vakalarda ST segment elevasyonu

ayırt

edilebi- lir

(15-16).

Egzersizle ortaya

çıkarılan

ST

depresyanlarına

ilave- ten egzersizle QRS eksende

oluşan değişiklikleri

in- celeyen bu

çalışmada

KAH olan tüm olgularda QRS eksende sapma

görülmüştür.

Ancak TET negatif so- nuçlanan olgularda QRS eksende

anlamlı değişiklik saptanmamıştır.

RCA ve CX lezyonu olan tüm has- talarda

sağ

eksen

sapması

görülürken LAD lezyonu olan hastalarda hem sol hem de

sağ

eksen

sapması görülmüştür.

Egzersiz ile

oluşturulan

sol eksen sap-

masının

LAD lezyonu için özgül (%I 00) bir bulgu

olduğuna

karar

verilmiştir.

Ogino ve ark.

(17) tarafından yapılan

benzer bir

çalış­

mada LAD lezyonu olanlarda sol eksen

sapmasının özgüllüğünün

%98, RCA ve CX lezyonu olan hasta- larda

sağ

eksen

sapmasının özgüllüğünün

%9 1 oldu-

ğu,

ancak eksen

sapmasının

ST depresyonundan da- ha

duyarlı olmadığı

sonucuna

varılmıştır.

Egzersiz ile

oluşan

eksen

sapması (;:~10°)

ile LAD lezyonu

(~%70 darlık) arasındaki

inceleyen retros- pektif ve prospektif bir

çalışmada

sol eksen

sapması­

nın özgüllüğü

%100,

duyarlılığı

%29 olarak bulun-

muştur (18).

Daha önce

yayınlarda

TET

sırasında

sol anterior he- miblok

gelişen

iki

hastanın

koroner anjiyografisinde LAD'de ciddi proksimal Iezyon

saptanmış

ve

başarılı

revaskülarizasyondan sonra bu patolojinin TET

sıra­

sında

daha geç olarak ortaya

çıktığı bildirilmiştir (19).

Shiran ve ark.

(20) tarafından

biJidirilen

başka

bir

araştırmada,

egzersiz ile QRS eksende sola sapma görülen ve proksimal LAD lezyonu olan 4 hastaya revaskülarizasyon

yapıldıktan

sonra TET tekrarlan-

mış

ve 3 hastada QRS eksende

sağa

sapma görül-

müştür.

QRS eksende sola

sapmanın

devam

ettiği hastanın

sonraki tetkiklerinde revaskülarizasyon

iş­

leminin

başarılı olmadığı saptanmıştır.

Bu bulgular sol eksen

sapmasının

sol anterior fasiküldeki iskemi

sonucu

geliştiğini düşündürmektedir.

LAD lezyonu nedeniyle revaskülarizasyon

işlemi yapılan

hastala-

rın

takibinde TET ile QRS eksendeki

değişiklikleri

incelemenin

işlemin başarısını değerlendirmede

fay-

dalı

bilgiler

vereceği düşünülmekte

ise de bu konuda yeni, çok

sayıda

hasta üzerinde

yapılmış çalışmalara

ihtiyaç

vardır.

Sonuç olarak

bulgularımız

egzersiz ile

oluşan

ST depresyonunun koroner arter obstrüksiyonununu lo- kalize edilmesinde

faydalı olmadığını,

ST segment

depresyonlarının görüldüğü

derivasyonlara

bakılarak

koroner arter lezyonu

hakkında

fikir yürütmenin

doğru olmayacağını göstermiştir.

Egzersiz ile

oluşan

sol eksen

sapmasının

LAD lezyonu olan hastalar için oldukça özgül bir bulgu

olduğu saptanmıştır.

KAYNAKLAR

1. Uçak D: Elektrokardiyografi.

İstanbul.

Aycan

yayıncı­

lık,

1989. p:57-61.

2. Swanton RH: Cardiology. Third edition. Cambridge.

Blackwell science. 1997. p:495-507.

3. Wolferth CC, Wood FC: Acute cardiac infaretion

in-

volving anteri or and posterior surfaces of the left ventricle.

Arch Intern Med

1935; 56:77-85.

4. Savage RM, Wagner GS, ldeker RE, Podolsky SA, Hackel DB: Correlation of postmortem anatomic findings with electrocardiographic changes in patients with myo- cardial infarciton. Circulation

1977; 55:279-283.

5. Williams RA, Cohn PF, Vokonas PS, Young E, Her- man MV, Gorlin R: Electrocardiographic, arteriographic and ventriculographic correlations in transmural myocardi- al infarction. Am

J

Cardiol 1973; 31:595-603.

6. Hamby RI, Hoffman I, Hilsenrath J, Arntabiian A, Shanies S, Padmanabhorn VS: Clinical,

hemodynamic

and angiographic aspects of inferior myocardial infarcti- ons

in

patients with angina pectoris. Am

J

Cardiol 1974;

34:513-9.

7. Guyton RA, McCienathan JH, Newman GE, Micha- elis LL: Significance of subendocardial ST segments ele- vation caused by coronary stenosis in the dog. Epicardial ST segments depression,

local

ischemia and subsequent necrosis. Am J Cardiol 1977; 40:373-9.

8. Vincent GM, Abildskov JA, Burgess MJ: Mecha-

nisms

of ischemic ST segment displacement. Circulation

1997; 40:110-6.

9. Mac Alpin R: Relation of coronary arterial spasm to si- tes or organics stenosis. Am

J

Cardio11980; 46:143-9.

10. Yasue H, Omote S, Takizawa A,

et al: Comparison

of coronary arteriographic findigns during an gina pectoris

associated with ST elevation or depression. Am

J

Cardiol

1981; 47:539-544.

(6)

o. cryurıll(;u ve arK.: cgzersızıe uıuşun ~/{.)eKsen uegışımınm unemı

11. Fuchs RM, Achuff SC, Grunwald L, Yin FC et al: ment elevation in patient without myocardial infarction.

Circulation 1979; 60:616-621 Electrocardiographic localization of coronary artery narro-

wings. Circulation 1982; 66:1168-1175.

17. Ogino K, Fukugi M, Hirai S, et al: The usefulness of

exercise induced QRS axis shift as a predictor of coronary

disease. Cl in Cardiol 1988; ll

:

101-4

12. Fox RM,

Hakkı

H, Iskandrian AS et al: Relation between electrocardiographic and scintigraphic location of myocardial ischemia during exercise in one vessel coro-

nary artery disease. Am J Cardio1 1984; 53:1529-1531. 18. Shiran A, Halon DK, Merdler A, et al: Exercise in- duced left axis deviation is a highly

spesifıc

marker of left anterior descending coronary artery disease. JACC 1996;

129A 13. Wo1ferth CC- Bellet S, Livezey MM, Murphy F:

Negative displacement of the RS-T segment in the electro-

cardiogram and its

relationship to positive displacement:

an experimental study. Am Heart J 1954; 29:220-7 19. Oliveros RA, Seawarth J, Weiland FL, Boucher CA: Interrnittent left anterior hemiblock during

treadınili

exercise test correlation

with coronary arteriogram. Chest 1977; 72:492-4

14. Holland RP, Brooks H: TQ-ST segment mapping:

critica! review and analysis of current concept. Am J

Car-

diol 1977; 40: ll 0-5

15. Fortuin NJ, Friesinger GC: Exercise induced ST

segment elevation.

Am J Med 1970; 49:459-465

20. Shiran A, Halon DA, Merdler A, Lewis BS: Exerci-

se induced left axis

deviation of the QRS complex in left

anıerior

descending coronary artery di

sease and reversal after revascularization. Am J Cardiol

1994; 74: 1

277-8.

16. Longhurst JC, Kraus WL: Exercise induced ST seg-

556

TÜRK KARDİYOLOJİ DERNEGİ

1999 GENÇ ARAŞTffiMACI

TEŞVİK ÖDÜLÜ

Kardiyoloji

alanında

genç Türk

araştıncılarını teşvik

etme

amacıyla, Derneğimizin

her

yıl araştırma

ödülleri verme

kararı uyarınca,

1999

yılında

da ödül

sunulacaktır.

TKD 1999 Araştırma Teşvik Ödülü'ne aday olmak isteyenlerin kardiyoloji dalının herhangi bir

alanıyla

ilgili orijinal

araştırmalarını

1

Mayıs

1999 tarihine kadar Türk Kardiyoloji Derneği, Ortaklar cad. 4, Aksu apt. 7, Mecidiyeköy, 80290 İstanbul adresine gönder- meleri gerekir.

Başvuru yazısına

aday, akademik ve mesleki

kimliğini

özetleyen

özgeçmişi

ile nüfus cüzdan fotokopisini ve

altı

kopya halinde

çalışmasını

eklemelidir.

Araştırmada

birinci yazar durumundaki Türk uyruklu

kişinin

1959

yılı

veya daha sonra

doğumlu olması

ve sunulan

araştırmanın

1 Ocak 1999'dan önce herhangi bir yerde

yayın­

lanmamış bulunması koşulu aranmaktadır.

Kardiyolojide deneyimli ve

bağımsız

bir ödül jürisince,

zamanında

ibraz edilen

araştırma­

lar

arasında

e n

beğenilen

iki

araştırma İzmir'de

1999 Ekim

ortasında

düzenlenecek 15.

Ulusal Kardiyoloji Kongresi'nde

tebliğ

edilecek ve

ayrıca şu

ödüller verilecektir: birinciye 400 milyon, ikinciye 250 milyon TL.

Ödül jürisi şu değerli uzmanlardan ol uşmaktadır:

Prof_ Dr. Remzi Özcan (Başkan), Prof. Dr. Övsev Dörtlemez, Prof_ Dr. Çetin Erol, Prof. Dr.

Aydın Karamehmetoğlu

ve

Prof. Dr. Hüsniye Yüksel

Referanslar

Benzer Belgeler

Distal sol sirkumfleks arterden köken alan sağ koroner arter 327 kalp hastalığı olan kişilerin anjiyografisi yapılırken bu.. durum göz

Sonuç olarak, bilgisayarlı tomografik anjiyografi yapamadığımız ve SKA’nın yokluğunu kesinleştiremediğimiz ya da başka bir yerden çıkma- dığını gösteremediğimiz

(A) Selective left coronary angiography showing a short left anterior descending (LAD) coronary artery that termi- nated proximally after bifurcating a few diagonal branches, a

ise, infarktüsten sorumlu arterin (‹SA) sol ana koroner arter (SAKA) oldu¤u AM‹’li hastalarda aVR derivasyonunda ST segment yüksekli¤i olufltu¤unu göstermifllerdir.. Ben-

gösterilmesi: Yukarıda belirtile n bulgular elde edi- len has talarda özellikle pulmoner arter içine olan di- yastolik akımın yönlendirmesiyle pulmoner arterden geçen

EKG değişiklikleri V2-4 prekordiyal derivasyonlarda derin, simetrik veya bifazik T dalgaları olarak tariflenir.. Bu sendromda T dalga değişiklikleri genellikle

Fetal hayat boyunca karaciğerin arteriyal beslenmesi, AHC’den, arteria mesenterica superior (AMS)’den gelen arteria hepatica dextra (AHD)’den ve arteria gastrica

Acute Coronary Syndrome Caused by Myocardial Bridging of Left Anterior Descending Coronary Artery.. Şeref Alpsoy 1 , Aydın Akyüz 1 , Dursun Çayan Akkoyun 1 , Özcan Gür 2 ,