• Sonuç bulunamadı

Farklý Hipotermik Kardiyopulmoner Bypass Koþullarýnda Rokuronyum ile Rezidüel Nöromusküler Blok

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Farklý Hipotermik Kardiyopulmoner Bypass Koþullarýnda Rokuronyum ile Rezidüel Nöromusküler Blok"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Farklý Hipotermik Kardiyopulmoner Bypass Koþullarýnda

Rokuronyum ile Rezidüel Nöromusküler Blok

RESIDUAL NEUROMUSCULAR BLOCK WITH ROCURONIUM ON

DIFFERENT HYPOTHERMIC CARDIOPULMONARY BYPASS CONDITIONS

Fatma Bilgin, Tuncer Koçak, Fahriye Güler, Halide Oðuþ, Erdal Turan, Atakan Erkýlýnç, Rezan Yaltýrýk,

Füsun Güzelmeriç

Koþuyolu Kalp Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Anestezi ve Reanimasyon Kliniði, Ýstanbul

Ö

Özzeett

Ammaçç: Bu çalýþma, koroner bypass operasyonlarýnda orta etkili yeni bir nondepolarizan nöromusküler bloker olan rokuronyum ile oluþabilecek rezidüel nöromusküler blok düzeylerini araþtýrmak amacýyla prospektif, randomize olarak planlandý.

Materyal vve Metod: Hastanemiz etik kurulu izniyle elektif koroner bypass operasyonu planlanan 30 olgu, kardiyopulmoner bypass sýrasýndaki hipotermi derecesine göre hafif (30-35°C) ve orta (25-30°C) hipotermik grup olarak (sýrasýyla Grup 1 ve Grup 2) ikiye ayrýldý. Diazepam ile premedikasyon uygulanan olgularýn anestezi indüksiyonu diazepam, fentanil ve rokuronyum ile saðlandý. Nöromusküler monitorizasyonlarý TOF (train of four)-Guard cihazý ile yapýlan olgularýn twitch (Tw) yüksekliði %0 olduðunda endotrakeal entübasyonlarý yapýldý. Ýndüksiyon sonrasý, Tw yüksekliði %10’a ulaþtýðýnda 0.6 mg/kg/h dozunda rokuronyum infüzyonu baþlandý ve Tw cevabý %10 olacak þekilde doz ayarlandý. Hipotermik dönemde doz azaltýldý. Sternum kapatýldýktan sonra infüzyona son verildi. Postoperatif dönemde Tw %25 olduðu andan train-of-four (TOF) oraný (T4/Tý) > 0.7 deðerine ulaþana kadar geçen süre kaydedildi. Bu süre 30 dakikanýn üzerinde ise nöromusküler rezidüel blok olarak deðerlendirildi. Spontan derlenme süreleri ve rezidüel nöromusküler blok saptanan olgular kaydedildi.

Bulgular: Spontan derlenme süreleri ve rezidüel nöromusküler blok saptanan olgu yüzdeleri Grup 2’de Grup 1’e göre daha yüksekti (p < 0.05).

Sonuçç: Uzun süreli ve 30ÞC’nin altýnda hipotermi uygulanan kardiyak operasyonlarda, spontan derlenme süresi ve postoperatif rezidüel nöromusküler bloðun bariz bir þekilde arttýðýný, hipotermi derinleþtikçe gereken kas gevþetici miktarýnýn azaldýðýný saptadýk.

Anahtarr kelimelerr: Rokuronyum, hipotermi, rezidüel nöromusküler blok

Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg 2003;11:66-71

S

Su

um

mm

maarry

y

Background: This study was performed to investigate residual neuromuscular block levels of rocuronium, the new, nondepolarizing muscle relaxant with intermadiate duration, in the variable hypothermic cardiopulmonary bypass conditions.

Methods: After ethic committee’s approval, 30 patients scheduled for an elective coronary artery bypass operation were randomised into two groups: Group I with mild hypothermia (30-35°C), and Group II with moderate hypothermia (25-30°C). After premedication with diazepam, anaesthesia was induced with diazepam, fentanyl and rocuronium. Patients’ neuromuscular monitoring was eveluated with TOF (train of four)-Guard instruments. Endotracheal entubation was performed when the Twitch (Tw) height was 0%. After induction; when the Tw height reached 10%, muscle relaxation was maintained with infusion of rocuronium (0.6 mg/kg/h). The dose was adjusted to keep Tw response as 10%. The dosage of rocuronium was reduced in hypothermic periods. Infusion of rocuronium was stopped when the sternum was closed. In the postoperative period, time follow up was recorded when Tw height became 25% till the TOF ratio reached (T4/T1) > 0.7. When this time was over 30 minutes, that was assessed as residual neuromusculer block.

Results: Group II had significantly higher spontaneus recovery times and residual neuromuscular block percentage than Group I. Conclusion: In patients undergoing coronary artery bypass with prolonged hypothermia under 30°C, spontaneus recovery times and postoperative residual neuromuscular block increase significantly, and the need for muscle relaxant decreases by deepening the hypothermia.

Keyyworrds: Rocuronium, hypothermia, residual neuromuscular block

Turkish J Thorac Cardiovasc Surg 2003;11:66-71

S

Sunulduðu Kongrre: 34. Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kongresi, 25-29 Ekim 2000, Kuþadasý Adrres: Dr. Fahriye Güler, Ataþehir 34. Ada Yeþim Bloklarý, 7. Blok D:4 Küçükbakkalköy, Ýstanbul e-mmail: fgguler@hotmail.com

Turkish J Thorac Cardiovasc Surg 2003;11:66-71 Bilgin et al

(2)

G

Giirriiþþ

Rezidüel nöromusküler blok, postoperatif yoðun bakým ünitesine alýnan olgularda train of four (TOF) oranýnýn 0.7’nin altýnda kalmasý olarak tanýmlanmýþtýr. Bu deðerin altýndaki rakamlar inspiratuvar gücün azalmasý ve hipoksiye yetersiz ventilasyon cevabý ile yakýndan ilgilidir [1,2]. Rezidüel nöromusküler blokta, nöromusküler iþlevler bütünüyle geri dönmemiþ olduðundan, koruyucu reflekslerin zayýflamasý ve solunum kaslarýnýn zayýflýðý nedeniyle ameliyat sonrasýnda yaþamý tehdit edici komplikasyonlara yol açabilir [2]. Koroner arter bypass (KAB) gibi uzun operasyonlardan sonra rezidüel nöromusküler blok geliþme riski artmaktadýr. Kardiyopulmoner bypass (KPB) sýrasýnda oluþturulan hipotermi ve kardiyoplejik solüsyonlara konulabilen additif ilaçlar nöromusküler blokerlerin etki süresini deðiþtirmektedir. Bu olasýlýk olgularýn yoðun bakým sürelerini etkilemekte ve postoperatif pulmoner komplikasyonlar için anlamlý bir risk oluþturmaktadýr [3].

Rokuronyum bromür aminosteroid yapýda, nondepolarizan nöromusküler bloker ajandýr. Karaciðerde metabolize olarak safra sistemi ile atýlýr. Renal atýlýmý %30’dur. Vekuronyuma göre 6 kez daha potenttir. Entübasyon dozunda plazma serbest miktarý vekuronyuma göre 3 kat fazla iken, motor son plaktaki konsantrasyonu 18 kat fazladýr [4]. Orta derecede vagolitik etkiye sahiptir. En önemli avantajý etkisinin hýzlý baþlamasýdýr [5]. Çeþitli çalýþmalarda rokuronyumun tekli veya çoklu uygulamalarý, ya da uzun süren iv infüzyonlarýný takiben spontan derlenme sürelerinin 8-17 dak arasýnda kalacak kadar kýsa ve göreceli olarak sabit kaldýðý saptanmýþtýr [6,7]. Bu çalýþmada yeni orta etkili bir nondepolarizan nöromusküler bloker olan rokuronyum ile deðiþik hipotermik KPB koþullarýnda, rezidüel nöromusküler blok düzeyleri ve spontan derlenme süreleri karþýlaþtýrýlmýþtýr.

M

Maatteerry

yaall v

vee M

Meetto

od

d

Prospektif olarak planlanan çalýþmamýza, Koþuyolu Kalp ve Araþtýrma Hastanesi Etik Komitesi’nin izniyle, 2000 yýlý Haziran - Eylül tarihleri arasýnda hipotermik KPB koþullarýnda KAB operasyonu planlanan 30 olgu dahil edildi. Olgulardan 15’ine (Grup 1) hafif hipotermi (31-35°C), 15’ine (Grup 2) ise orta hipotermi (25-30°C) uygulandý. Yaþlarý 45-65 arasýnda, American Society of Anesthesiologists sýnýflandýrmasýna göre II-III ve ejeksiyon fraksiyonu > %50 olan olgular çalýþmaya alýndý. Obezitesi, diabetes mellitusu, nöromusküler hastalýðý, hepatik ve renal fonksiyon bozukluðu olan olgular çalýþma dýþý býrakýldý.

Nöromusküler Fonksiyonun Deðerlendirmesi

Nöromusküler fonksiyon, bir periferik motor sinirin supramaksimal elektiriksel uyarýya karþý verdiði yanýtýn deðerlendirilmesi ile monitorize edilir. Bunun için sýklýkla akselerasyon ölçüm tekniðine dayanan TOF-Guard cihazý kullanýlmaktadýr. TOF-Guard cihazý, verilerin görülebilir ve kaydedilebilir olmasý, deðiþik tipte uyarýlar verebilmesi, hastanýn vücut ýsýsýnýn izlenebilir olmasý ile mekanomiyografi ve elektromiyografiden üstündür. Nöromusküler fonksiyonun deðerlendirilmesinde kullanýlan dörtlü uyarý dizisi, 0.2 msn süreli 2 Hz frekansta 4 supramaksimal uyarý ile gerçekleþtirilir. Sürekli uygulandýðýnda her dörtlü grup, 10-12 sn’de bir

tekrarlanýr. Dörtlü uyarýdaki her uyaran kasýn kasýlmasýna neden olur ve yanýttaki sönme deðerlendirmenin temelini oluþturur. Dördüncü yanýt yüksekliðinin, birinci yanýt yüksekliðine oraný (T4/T1) TOF oraný olarak adlandýrýlýr [8,9]. Nöromusküler bloðun monitorizasyonunda TOF stimülasyon metodu standart hale gelmiþtir. Nöromusküler bloðun derecesi dördüncü cevaptan birinciye doðru cevaplarýn kaybolmasý ile ölçülmektedir. Tek uyarýya alýnan yanýt [twitch (Tw)] kas gevþetici uygulanmamýþ kiþilerde %100’dür. Kas gevþeticiye baðlý olarak bu oran düþer. Uyarýya alýnan yanýtýn %10 olmasý rahat bir cerrahi iþlem için ideal düzeydir [8]. Çalýþmamýzda, gruplar arasýnda ilaç etkileþimlerini elimine edebilmek için (kros klemp açýlýrken standart uyguladýðýmýz 1 mg/kg lidokain dýþýnda) lidokain, kalsiyum kanal blokeri, 20 mg’dan fazla furasemid ve inhalasyon anestezikleri gibi nöromusküler blokerleri etkileyebilen ilaçlarý kullandýðýmýz olgular çalýþma dýþý býrakýlmýþtýr.

Anestezi ve Nöromusküler Monitorizasyon

Premedikasyon için ameliyattan önceki gece 0.15 mg/kg diazepam oral ve operasyondan bir saat önce 0.15 mg/kg diazepam im olarak uygulandý. Operasyon salonunda tüm olgularýn elektrokardiyografileri monitorize edilerek standart derivasyonlarda izlendi. Sað antekubital venden intravenöz sývý yolu açýldý. Sað radiyal arterden sistemik arter basýnçlarý izlendi. Nöromusküler monitorizasyon için TOF-Guard cihazý (Organon Teknika seri no: 602-106 Boseind, The Netherlands.) kullanýldý. El, baþ parmaðýn hareketleri engellenmeyecek þekilde tespit edildi. Cilt alkolle temizlendikten sonra ulnar sinir trasesine iki adet stimulus elektrodu, baþ parmak distal falanksýna bir akselerasyon transduseri ve adductor pollicis kasý üzerine periferik ýsý sensörü yerleþtirildi. Sinir stimülatörü çalýþtýrýlýp anestezi indüksiyonu öncesi otomatik olarak kalibrasyon yapýldý.

Tüm hastalarýn anestezi indüksiyonu 0.15 mg/kg diazepam ve 15-20 µg/kg fentanil ile, kas gevþemesi ise 0.6 mg/kg rokuronyum ile saðlandý. TOF-Guard cihazý ile tek uyarýya alýnan yanýt, yani Tw %0 olunca olgular entübe edildi. Anestezi idamesi, anestezinin derinliði deðerlendirilerek bolus dozlarda fentanil ve diazepam ile saðlandý. Ýndüksiyondan sonra, operasyon sürelerinin uzun olmasý nedeniyle, uygun doz titrasyonu yapabilmek ve hipotermik dönemde rokuronyum idamesinde standardizasyonu saðlamak için iv infüzyon yöntemi kullanýldý. Tüm operasyon süresince Tw deðeri cerrahi gevþemenin ideal olduðu %10 deðerinde tutulacak þekilde doz titrasyonu yapýldý. Kardiyopulmoner bypassa girdikten sonra soðuma döneminde rektal ýsý 35°C’ye düþtüðü ve ýsýnma döneminde 35°C’ye yükseldiði zamanlar kaydedildi ve bu aralýk hipotermik dönem olarak kabul edildi. Sternum kapatýldýktan sonra infüzyona son verildi.

Operasyon sonrasýnda yoðun bakým ünitesinde hemodinami, ýsý, nöromusküler ileti monitorizasyonuna devam edildi. Tw %25 olduðu andan, TOF oraný (T4/T1) > 0.7 deðerine ulaþana kadar geçen süre (derlenme süresi) kaydedildi. Bu süre 30 dakikanýn üzerinde ise nöromusküler rezidüel blok olarak deðerlendirildi. Nöromusküler rezidüel blok bulunan olgu sayýlarý kaydedildi.

Ýstatistik

(3)

Windows 7.0” programý kullanýldý. Elde edilen sonuçlar ortalama ± standart sapma olarak verildi. Niteliksel verilerin karþýlaþtýrýlmasýnda iki ortalama arasýndaki fark için paired t-testi, bazý parametrelerin korelasyon katsayýlarýný bulmak için ise Pearson Korelasyon Analizi kullanýldý. Sonuçlar %95’lik güven aralýðýnda, anlamlýlýk p < 0.05 düzeyinde deðerlendirildi.

B

Bu

ullg

gu

ullaarr

Gruplar arasýnda demografik özellikler (Tablo 1) ve intraoperatif parametreler açýsýndan fark yoktu (p > 0.05) (Tablo 2). Orta derecede hipotermi uygulanan grupta spontan derlenme süreleri (105.73 ± 20.83 dak) hafif hipotermi uygulanan gruba

göre (78.73 ± 41.17) %34 oranýnda daha uzun bulundu (p < 0.05). Postoperatif rezidüel nöromusküler blok saptanan olgu sayýsý Grup 2’de daha fazla idi (%100’e karþýn %80; p < 0.05) (Þekil 1).

Her iki grupta operasyon zamaný ile spontan derlenme süresi arasýnda istatistiksel olarak anlamlý bir korelasyon saptanmadý (Grup 1: r = 0.185;p = 0.509), (Grup 2: r = 0.012; p = 0.965) (Þekil 2).

Bilgin et al

Rocronium and Residual Neuromuscular Block

Turkish J Thorac Cardiovasc Surg 2003;11:66-71

Tablo 1. Gruplara ait demografik veriler.

Grup 1 Grup 2 p Yaþ (yýl) 57.13 ± 7.34 56.13 ± 7.47 > 0.05 Cinsiyet Erkek 11 (%73) 9 (%60) > 0.05 Kadýn 4 (%27) 6 (%40) Boy (cm) 160.73 ± 8.03 166.06 ± 6.89 > 0.05 Aðýrlýk (kg) 68.73 ± 10.3 70.33 ± 9.88 > 0.05 ASA ASA II 8 (%53.3) 8 (%53.3) > 0.05 ASAIII 7 (%46.7) 7 (%46.7)

ASA = American Society of Anesthesiologists

Tablo 2. Ýntraoperatif parametreler.

Grup 1 Grup 2 p

Diazepam (mg/kg) 0.54 ± 0.15 0.47 ± 0.14 > 0.05

Fentanil (mg/kg) 54.13 ± 11.09 48.18 ± 7.51 > 0.05

Rokuronyum (mg/kg) 1.99 ± 0.32 2.21 ± 0.63 > 0.05

Operasyon süresi (dak) 218.86 ± 40.61 241.26 ± 39.45 > 0.05

Hipotermi süresi (dak) 72.78 ± 19.55 82.06 ± 18.26 > 0.05

Spontan derlenme süresi (dak) 78.73 ± 41.17 105.73 ± 20.83 < 0.05

Þekil 1. Gruplardaki postoperatif rezidüel blok oranlarý.

(4)

Yine iki grupta hipotermi süresi ile spontan derlenme süresi arasýnda istatistiksel olarak anlamlý bir korelasyon saptanmadý (Grup 1: r = 0.094p = 0.739), (Grup 2; r = 0.301; p = 0.289) (Þekil 3).

T

Taarrttýýþþm

maa

Bireyler arasýnda kas gevþeticilerin farmakokinetik ve farmakodinamik yayýlým aralýðýnýn farklý oluþu, bir hastadaki nöromusküler blok süresinin önceden güvenilir bir biçimde tahmin edilmesini olanaksýz kýlmaktadýr [10]. Bununla birlikte günümüzde kas gevþeticiler gibi anestezide kullanýlan ve etkileri basit yöntemlerle kesin bir biçimde monitorize edilebilen çok az ilaç vardýr. Ýlaç etkileþimleri, vücut ýsýsýndaki deðiþiklikler, ameliyat sonrasýnda nöromusküler bloðun rezidüel etki býrakma riskini arttýrmaktadýr [9]. Bu yüzden relaksometrik kontrolün yapýlmadýðý durumlarda, kas gevþeticinin etki süresinin ve derlenme döneminin uzunluðu tespit edilememektedir.

Günümüzde kardiyak cerrahi sýrasýnda, yüksek doz opioid anestezisinin bradikardik ve hipotansif etkisini önlemek için en sýk kullanýlan kas gevþetici pankuronyumdur. Fakat sempatomimetik etkilerinden dolayý pankuronyum miyokardiyal iskeminin en önemli sebeplerinden birisi olan taþikardi ataklarýna neden olabilir [11]. Son yýllarda kulanýma girmiþ olan rokuronyum orta etki süreli kas gevþeticiler grubunda olmasýna karþýn, ayný etkilerinin baþlama süreleri süksinil kolin ile çok yakýndýr. Entübasyon için yeterli kas gevþemesini 60-90 sn gibi kýsa sürede saðlamasýnýn yaný sýra 20-35 dak etki süresinin olmasý, sistemik yan etkilerinin az olmasý, vekuronyumun sebep olduðu ciddi bradikardi ataklarýna neden olmayýp kardiyovasküler etkisinin minimum olmasý [12], rokuronyumu bu çalýþmada tercih etme nedenimiz olmuþtur. Kalp cerrahisi dýþýndaki operasyonlarda

pankuronyum ve d-tübokürarin gibi uzun etkili kas gevþeticiler ile postoperatif rezidüel nöromusküler blok insidansýnýn %25-40 arasýnda olduðu yapýlan çalýþmalarla kanýtlanmýþtýr [13]. Bu insidans rokuronyum ve vekuronyum gibi orta ve mivakuryum gibi kýsa etkili kas gevþeticilerin kullanýmý ile %10 oranýnda azalmaktadýr [13,14]. Koroner bypass operasyonlarý gibi uzun operasyonlardan sonra rezidüel nöromusküler blok geliþme riski, KPB sýrasýnda uygulanan hipotermi ve additiv ilaçlarla daha da artmaktadýr [15,16]. Bu nedenle çalýþmamýzda additiv etki yapabilecek ilaçlar kullanýlmamýþ, kullanýlan olgular çalýþma dýþý býrakýlmýþtýr.

Etki baþlangýcý kýsa ve orta etki süreli bir kas gevþetici olmasý dolayýsýyla rokuronyum çoðu çalýþmalarda infüzyon þeklinde kullanýlmýþtýr. Rokuronyumun uzun süre infüzyon þeklinde uygulamalarýnda, daðýldýðý kompartmanlarda birikmesi sebebiyle infüzyon dozlarýnda ilerleyici bir azalma görülmektedir. Uygunsuz ve yüksek doz ilaç kullanýmýndan kaçýnmak için, doðru titre edilmiþ infüzyon tekniklerinin, bolus dozlara göre daha uygun olduðu savunulmaktadýr [17]. Çalýþmamýzda rokuronyum, Tw %10 düzeyinde tutulacak dozlarda infüzyon þeklinde uygulandý.

Koroner bypass operasyonlarýnýn büyük bir kýsmý hipotermik KPB koþullarýnda yapýlmaktadýr. Hipotermi, kas gevþeticilerin etkisini deðiþtiren en önemli faktörlerden biridir. Denny ve arkadaþlarý [18] çalýþmalarýnda hipotermi sýrasýnda atrakuryum ve vekuronyum ile oluþturulan nöromusküler blokaj süresinin uzadýðýný saptamýþlardýr. Feldman ve arkadaþlarý [19] benzer bir çalýþmada, hipotermi sýrasýnda azalmýþ asetilkolin salýnýmýnýn sonucu olarak nondepolarizan kas gevþeticilerin reseptörden ayrýlmalarýnýn yavaþladýðýný ve bu nedenle etki sürelerinin uzadýðýný ileri sürmüþlerdir. Ekstrakorporeal sirkulasyon (EKS) sýrasýnda uygulanan hipoterminin kendisinin mi, yoksa EKS’nin mi kas gevþeticilerin farmakokinetiðini etkilediði sorusuna Beaufort ve arkadaþlarý [20] cevap aramýþlar ve bu amaçla EKS’ye girmeyen, fakat hipotermi uygulanan nöroþirurji hastalarýnda hipoterminin rokuronyum farmakokinetiði üzerine etkilerini araþtýrmýþlardýr. Hipoterminin rokuronyumun etki süresini uzattýðýný, nöromusküler bloðun spontan olarak geri dönüþünün geciktiðini ve bu operasyonlarda daðýlým hacmi deðiþmediðinden hipotermi sonucunda plazma klirensindeki azalma, yani rokuronyumun deðiþen farmakokinetiðinin önemli bir rol oynadýðýný saptamýþlardýr. Kliniðimizde normotermik (35-37°C) KPB koþullarýnda KAB operasyonlarý çok nadir yapýldýðý için, normotermik KPB koþullarýnda yapýlan KAB operasyonlarý için bir grup oluþturamadýk ve bu gruba ait spontan derlenme sürelerinde EKS’ye baðlý bir uzama olup olmadýðý ile ilgili bir kanýya varamadýk.

Flynn ve arkadaþlarý [21] hipotermik KPB sýrasýnda öncesine göre %43 daha az miktarda atrakuryum uygulayarak Tw yüksekliðini %10 seviyesinde tutabilmiþler, hipotermi sýrasýnda atrakuryumun gücündeki bu artýþý, atrakuryumun etki süresini kontrol ettiðine inanýlan Hoffmann eliminasyonunun hýzýndaki azalmaya baðlamýþlardýr. Biz çalýþmamýzda, rokuronyumu infüzyon halinde verdiðimiz için hipoterminin KPB sýrasýnda rokuronyumun etki süresine yaptýðý uzatmayý saptayamadýk. Fakat hipotermi sýrasýnda Tw cevabýný %10’da tutacak þekilde Grup 1’de KPB öncesi döneme göre %52, Grup 2’de ise %60 oranýnda infüzyon hýzýný azalttýk. Elde ettiðimiz sonuç yukarýdaki çalýþmalarý Þekil 3. Hipotermi süreleri ile spontan derlenme sürelerinin

(5)

desteklemekle beraber, Flynn ve arkadaþlarýnýn [21] çalýþmasýndaki atrakuryum dozuna göre çalýþmamýzdaki rokuronyum infüzyon dozu hipotermik dönemde daha fazla azalmýþ olarak bulundu. Biz hipotermi sýrasýndaki rokuronyumun etki süresinin uzamasýnýn hipoterminin derecesi ile ilgili olduðunu düþünüyoruz. Buzello ve arkadaþlarý [22] d-tübokürarin ve alkuronyum ile yaptýklarý çalýþmalarýnda, hipotermik KPB sýrasýnda her iki ilacýn varlýðýnda ve yokluðunda nöromusküler iletideki deðiþikliklerin bypass süresi yerine ýsýdaki deðiþikliklerle yakýndan iliþkili olduðunu göstermiþler, KPB sýrasýnda hipoterminin nöromusküler blokajý deðiþtiren predominant faktör olduðunu ileri sürerek bunu indirekt olarak ilaç daðýlýmýný etkilemek yerine, direkt nöromusküler kavþaðý etkileyerek yaptýðý sonucuna varmýþlardýr.

Çalýþmamýzda kullanýlan ilaç dozlarý açýsýndan iki grup arasýnda istatistiksel olarak anlamlý bir fark saptanmamýþtýr. Yine iki grup arasýnda operasyon süreleri ve hipotermi süreleri açýsýndan istatistiksel olarak anlamlý bir fark olmadýðý halde, orta derecede hipotermi uygulanan grupta, hafif hipotermik gruba göre postoperatif spontan derlenme süreleri %34 oranýnda uzamýþtýr. Ancak operasyon zamaný ile spontan derlenme süreleri arasýnda ve hipotermi süresi ile spontan derlenme süreleri arasýnda istatistiksel olarak anlamlý bir fark yoktur. Biz bu çalýþmada, spontan derlenme sürelerini, operasyon süresi ve uygulanan hipoterminin süresinden çok, hipotermi derecesinin etkilediði sonucuna vardýk.

Çeþitli araþtýrmacýlar hipotermi uygulanan kardiyak cerrahi sonrasý rezidüel nöromusküler blok geliþtiðini saptamýþlar ve bunu hipotermi, uzun operasyon ve anestezi süresi ile açýklamýþlardýr [23,24]. Çalýþmamýzda ise, orta hipotermi uygulanan bütün olgularda postoperatif rezidüel blok oluþurken (%100), hafif hipotermi uygulanan 15 olgudan 12’sinde (%80) rezidüel blok görülmüþtür (p < 0.05). Rezidüel bloðun oluþmadýðý 3 olguyu incelediðimizde, uygulanan hipotermi derecelerinin 32°C’nin üzerinde olduðunu ve operasyon sürelerinin çok daha kýsa olduðunu gördük. Kas gevþetici olarak kullandýðýmýz rokuronyum orta etkili bir kas gevþetici olmasýna ve TOF-Guard cihazý ile bloðun izlenmesine raðmen rezidüel nöromusküler bloðun geliþmesi hipotermi uygulanmasý, KPB etkisiyle daðýlým hacminin artmasý, kas perfüzyonunun azalmasý ve hipotermiye ikincil olarak geliþen nöromüsküler kavþaðýn fonksiyon bozukluðu ile açýklanabilir. Kardiyopulmoner bypassa giren ve özellikle 30°C’nin altýnda hipotermi uygulanan olgularda daha hafif hipotermi uygulananlara göre postoperatif spontan derlenme süreleri uzamakta ve daha fazla olguda postoperatif rezidüel nöromusküler blok meydana gelmektedir. Kardiyak cerrahi sonrasý erken ekstübasyon düþünülüyorsa hipotermi çok derinleþtirilmemeli, orta etki süreli kas gevþeticiler tercih edilmeli ve postoperatif rezidüel bloðu saptamak için nöromusküler monitorizasyon yapýlmalýdýr.

K

Kaay

yn

naak

kllaarr

1. Bevan DR. Newer neuromuscular blocking agents. Pharmacol Toxicol 1994;74:3-9.

2. Eriksson LI, Sato M, Sevoringhous JW. Effect of a rocuronium-induced partial neuromuscular block on hypoxic vantilatory response. Anesthesiology 1993;78:693-9.

3. Thornton RJ, Blakeney C, Feldman SA. The effect of hypotermia on neuromuscular conduction. Br J Anaesth 1976;48:264-6.

4. Matteo RS, Ornstein E, Schwartz AE, et al. Pharmacokinetics and pharmacodynamics of rocuronium (ORG 9426) in elderly surgical patients. Anesth Analg 1993;77:1193-7.

5. Alvarez-Gamez JA, Estellas ME, Fabregat J, Perez F, Bruggert AJ. Pharmacokinetics and pharmacodynamics of rocuronium bromide in adult patients. Eur Anaesth 1994;11:53-6.

6. Baurain MJ, Dernovoi BS, d'Hollander AA, Bloon PC. Comparison between spontaneous recoveries of rocuronium (ORG 9426) and vecuronium paralysis in thiopental, fentanyl, N2O/O2 adult anesthetized patients. Anesthesiology 1992;77:932-5.

7. Fawcett WJ, Fauvel NJ, Feldman SA. Comparison of recovery index of rocuronium or vecuronium with simultaneously administered pancuronium in the isolated forearm. Anaesthesia 1993;48:200-1.

8. Crofts SL, Aberdeen R, Huchison GL. Clinical monitoring of neuromuscular function. Br J Hosp Medic 1992;48:633-40. 9. Mogensen JV. Neuromuscular monitoring. In: Miller RD, ed. Anesthesia. Churchill Livinstone: New York, 1994:1345-61.

10. Kayhan Z, ed. Klinik Anestezi. Logos Yayýncýlýk: Ýstanbul, 1997:135-62.

11. Morgan GE, Michail MS, eds. Clinical Anesthesiology. Appleton & Lange: Stamford, 1996:149-64.

12. Nitschmann P, Oberkoglene W, Hertsig M, Schwarz S. Comparison of haemodynamic effects of rocuronium bromide with thos of vecuronium in patients undergoing CABG surgery. Eur J Anaesthesiol 1994;9:113-5.

13. Bevan DR, Smith CE, Donati F. Postoperative neuromuscular blockade: A comparison between atracurium, vecuronium and pancuronium. Anesthesiology 1988;69:272-6.

14. Bevan DR, Kahwaji R, Ansermino JM. Residual block after mivacurium with or without edrophonium reversal in adults and children. Anesthesiology 1996;84:362-7. 15. Muir AW, Anderson KA, Pow E. Interaction between

rocuronium bromide and some drugs used during anaesthesia. Eur J Anaesthesiol 1994;9:93-8.

16. Smeulers NJ, Wierda JM, Van den Broek L. Hypotermia cardiopulmonary bypass influences the concentration-esponse relationship and the biodisposition of rocuronium. Eur J Anesthesiol 1995;11:91-4.

17. Shanks CA, Fragan RJ, Ling D. Continuous intravenous infusion of rocuronium (org 9426) in patients receiving balanced enflurane or isoflurane anesthesia. Anesthesiology 1993;78:649-51.

18. Denny NM, Kneeshaw JD. Vecuronium and atracurium infusions during hyothermic cardiopulmonary bypass. Anaesthesia 1986;41:919-22.

19. Feldman SA, Englan AJ, Margarþon MP. Tracheal intubation conditions after one minute: Rocuronium and vecuronium alone and in combination. Anaesthesia 1997;52:336-40.

20. Beaufort AM, Wierda JM, Belapavlovic M, Nederveen PJ, Kleef WW, Agoston S. The influence of hypotermia (surface cooling) on the time-course of action and the

Bilgin et al

Rocronium and Residual Neuromuscular Block

(6)

pharmacokinetics of rocuronium in humans. Eur J Anaesthesiol 1995;11:95-106.

21. Flynn PJ, Hughes R, Waltson B. Use of atracurium in cardiac surcery involving cardiopulmonary bypass with induced hypothermia. Br J Anesth 1984;56:967-72. 22. Buzello W, Schluermann D, Pollmaecher T, Spillner G.

Unequal effects of cardiopulmonary bypass induced hypothermia on neuromuscular blockade from constant infusion of alcuronium, d-tubocurarine, pancuronium and vecuronium. Anesthesiology 1987;66:842-6.

23. Buzello W, Schuermann D, Schindler M, Spillner G. Hypothermic cardiopulmonary bypass and neuromuscular blockade by pancuronium and vecuronium. Anesthesiology 1985;62:201-4.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalýþmanýn amacý kliniðimizde uygulanan derin hipotermik sirkülatuvar arrest vakalarýnda kardiyopulmoner bypass soðuma-ýsýnma dönemlerinde juguler venöz

Kardiyopulmoner bypassda serebral otoregülasyonun etkinliðini deðerlendirmek için orta derece hipotermi altýnda farklý hýzlarda ýsýnma periyodlarýnýn serebral kan akýmý

Şekil 5.2 : Sadece Büyükdere Caddesi’nin 24 saatlik Gündüz, Akşam ve Gece etkisinin, 4 metre yükseklikte, 10 metre aralıklara hesaplanmış, 4 dB genişliğinde

Hipotermi kazara (accidental) ya da koroner arter bypas ameliyatlarında olduğu gibi maksatlı (intentional) ve primer (soğuğa maruziyetteki gibi) ya da sekonder

• Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının %50 yükseltilmesi suretiyle ödenir. • Belirtmek gerekir

• Bununla birlikte, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun ile İş Kanunu’nda da hafta tatili ile ilgili hükümler mevcuttur.. • Mevzuattaki bu dü

Burasım bir daha ziya, ret etmek ve belki daha ta lihli çıkmak, odalarını dola şıp pencerelerinden ufukla­ rı seyretmek için kırk dört yıl daha beklemek

In addition, syncytial cells in the alveolar lumen (Figure 1A) and eosinophilic intracytoplasmic inclusion bodies in the bronchi and bronchiole epithelium were observed in four