Haftalardır, Kızılırmak suyu üzerinde tartışmalar devam etmekte. Tartışmaların uzamasının en önemli nedeni Melih Gökçek 'in gerçeğe aykırı ve başkentlileri yanıltıcı görüşlerinde ısrarlı olmasıdır. Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü'nün (DSİ) 2005 yılında yayımladığı ve Kızılırmak üzerinde kurulu bulunan "Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Gölleri ve Havzalarında Kirlilik Araştırması" adlı raporunda her iki baraj gölünün de fiziksel, kimyasal, biyolojik ve mikrobiyolojik yönlerden uygun olmadığına ilişkin bir çok gösterge ve değerlendirme yer almaktadır. Raporun Tartışma ve Sonuçlar Bölümünde belirtilen bazı önemli değerlendirmeler ve öneriler şunlardır:
- Kızılırmak havzasının en belirgin özelliği suyunun tuzlu olmasıdır. Kızılırmak Nehrine tuzluluğu çok yüksek olan Acısu, Karasu ve Acıöz adında pek çok su kaynağı karışmaktadır. Toplam çözünmüş katılar bakımından her iki baraj gölü de kıta içi su kaynaklarının sınıflandırılmasına göre II. Sınıf su kalitesindedir.
- Hirfanlı Barajı için kritik fosfor yükünün 405mg/m2. yıl olarak hesaplanmasına karşılık göle gelen fosfor miktarının 948 mg/m2. yıl olduğu, kesikköprü Baraj gölünde ise kritik fosfor yükünün 7.256 mg/m2. yıl olarak hesaplanmasına karşılık göle gelen fosfor miktarının 16000 mg/m2. yıl olduğu tespit edilmiştir.
- Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj göllerinde yapılmış olan kirlilik araştırmaları kapsamında bölge hakkında görülen rahatsızlıklar doğrultusunda (epidemi esas alınarak) belirlenen mikroorganizmalar ve içme suyu kirlilik
parametrelerinde belirtilen indikatör mikroorganizmalar incelenmiş, baraj göllerinin bakteriyolojik açıdan kıta içi II.sınıf su kalitesinde olduğu ve içme suyu olarak kullanılamayacağı belirlenmiştir.
- Kesikköprü Barajı'ndaki su kalitesinin yükseltilmesi için; öncelikle Hirfanlı Barajı su kalitesinin iyileştirilmesi, bunun için de Kızılırmak Nehrine karışan kirlenmelerin önlenmesi gerekmektedir.
- Kızılırmak Nehrine karışan kirlenmelerin önlenebilmesi için konunun havza bazında ele alınması, 06.05.2004 tarihinde Ankara Valiliği'nde yapılan toplantıda alınan kararlar doğrultusunda ilgili valilikler, belediye başkanlıkları ile diğer kurum ve kuruluşların işbirliğinin sağlanması gerekmektedir.
-Kızılırmak nehrinin doğal yapısı itibariyle klorür, sülfat ve sertlik değerleri çok yüksektir. Bu parametreler içme ve kullanma açısından çok önemlidir ve ileri arıtma teknikleri kullanmadan düşünmek mümkün değildir.
- Hirfanlı ve Kesikköprü baraj göllerinde Bacillariophyceae familyasından sulara hoş olmayan tat ve koku veren synedra sp. ve Asterionella sp. gibi alglerin ilkbahar aylarında yoğunluğu artmaktadır. Aynı zamanda filtre tıkayıcı özellikleri olan bu algler arıtma tesislerinde filtrasyon problemlerine yol açmaktadır.
- Mikrobiyolojik ölçüm sonuçları da Hirfanlı ve Kesikköprü barajları sularının bakteriyolojik açıdan kıta içi II.sınıf su kalitesinde olduğu ve içmesuyu olarak kullanılamayacağını göstermektedir.
-Ankara için içme ve kullanma suyu planlamalarında bu durumlar göz önene alınarak varsa Kızılırmak dışındaki seçeneklerin tekrar değerlendirilmesi yararlı görülmektedir.
Cumhuriyet Ankara 17.08.2007
Turhan ÇAKAR Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı