• Sonuç bulunamadı

TURUNÇGİL VİRAL VE BAKTERİYEL HASTALIKLARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TURUNÇGİL VİRAL VE BAKTERİYEL HASTALIKLARI"

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TURUNÇGİL VİRAL VE BAKTERİYEL

HASTALIKLARI

(2)

Stubburn

  Hastalık etmeni Bacteria üst aleminden Mollicutes sınıfından Spiroplasmataceae familyasından bir spiroplazma olan 2.0 x 0.1-0.2 μm boyutlarında Spiroplasma citri’dir. Bu spiroplazma turunçgillerde yalnızca floemin kalburlu boru hücrelerinde bulunmaktadır. Bunlar kültüre alınabilmektedir.

Bu hastalık yurdumuzda palamutlaşma

veya yediverenleşme hastalığı olarak

bilinmektedir.

(3)

Hastalıklı ağaçlar az çok bodurlaşmıştır.

Yapraklar kısalmış, yanlardan genişlemiş

(küçük yapraklılık), yukarı doğru

kenarlardan kıvrılmış (kaplaşma) ve

bazan da benekli veya klorotik bir

durumdadır. Yapraklardaki bu durum

çinko (Zn) eksikliğine benzerdir. Çok

sıcak havalarda bazı sürgünlerdeki

yapraklarda şekil bozuklukları

görülebilir, yapraklar kalp şeklinde ve

uçları da sarı renklidir (önemli bir teşhis

kriteri).

(4)

Sürgünlerin anormal dallanması, boğum aralarının kısalması ve çok sayıda yan göz oluşumu ağaca bir cadısüpürgesi şeklini vermektedir.

Enfekteli ağaçlar zamansız çiçeklenir

ve tüm vegetasyon boyunca da

meyveler görülebilir. Meyveler küçük,

palamutlaşmış (meyve kabuğu

meyvenin alt kısmında kalın, uç

kısmında incedir) ve renkleri de

açılmıştır, ayrıca çekirdekler de

gelişemeyebilir.

(5)

Bazı turunçgiller belirti göstermezlerken, diğerleri hafif bir bodurluk ve yapraklarda deformasyon gösterebilirler. Hastalık yaşlı bahçelerden daha çok genç bahçelerde daha etkilidir.

Hastalık turuçgillerde % 30-50 kadar kayba sebep olmaktadır. Hastalık tüm turunçgil türlerinde zararlı olup en çok Washington portakallarında görülür.

Diğer portakal çeşitleri, mandarin ve

greyfurtlar da hastalığa çok duyarlı olup

şiddetli belirti gösterirler.

(6)

Ülkemizde Akdeniz Bölgesi turunçgil alanlarında çok yaygın olup önemli derecede ekonomik kayıplara sebep olmaktadır. Ege Bölgesi’nde de zaman zaman zararlarına rastlanmaktadır.

Washington portakalı, mandarin ve greyfurtlarda önemli bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır.

Etmen hastalıklı bitki materyalleri ve

Circulifer tenellus, Neoaliturus

haematoceps, Scaphytopius nitridus ve

S. acutus adlı cüce ağustos böcekleri ile

taşınmaktadır.

(7)

Mücadele

1. Bahçe tesisinde hastalık etmenince temiz sertifikalı fidan kullanılmalıdır.

2. Vektörler için konukçu olabilecek bitkilerin yabancı otlar yok edilmelidir.

3. Turunçgil bahçelerinin sık sık kontrol edilip hastalık belirtisini gösterenler hemen sökülmelidir.

4. Vektör böceklerle mücadele edilmelidir.

5. Budama alet ve ekipmanları ile aşı bıçakları bir ağaçtan diğerine geçişte %2’lik sodyumhipoklorid solusyonuna batırılarak dezenfekte edilmelidir.

 

(8)

Citrus Exocortis Viroid  

Hastalık etmeni tek sarmal çıplak bir RNA’dan ibaret olan Citrus exocortis viroidi’dir (CEVd). Etmenin sebep olduğu hastalık cüceleşme hastalığı olarak bilinmektedir.

Bu viroid anacı turunç olan ticari

turunçgil çeşitlerinde gözle görülebilen

belirtiler oluşturmaz. Turunç ve birçok

turunçgil çeşidi viroidi taşımalarına

rağmen tolerant olduklarından dolayı iyi

bir gelişme gösterirler.

(9)

Cüceleşme viroidi birçok portakal, mandarin ve greyfurtta belirti yapmaz.

Bununla birlikte, viroidle

bulaşık aşı gözü üç yapraklı

(Poncirus trifoliata) ve onun

portakal ile hibriti carrizo

citrange (Citrus sinensis x

Poncirus trifoliata), Filistin tatlı

laymı (Citrus limettioides) veya

rangpur laymı (Citrus limonia)

üzerine aşılandığında belirtiler

görülür.

(10)

Üç yapraklı üzerine aşılı bitkilerde enfeksiyondan 3-8 yıl sonra kabuk kavlamaları görülür ve 8-10 içerisinde de şiddetli bir cücelik gelişmeye başlar.

Kabuk kavlaması olduğu zaman aşı

yerinin altında kabukta çatlama ve

dökülme görülür. Carrizo citrange üzerine

aşılı ağaçlarda belirtiler daha geç görülür,

cücelik üç yapraklıdaki kadar da şiddetli

olmaz ve kabuk kavlamaları da her zaman

görülmeyebilir. Kavlayan kabukların

altında etmenin strainine bağlı olarak

bazen zamk akıntıları görülebilir.

(11)

Diğer hassas anaçlar üzerine aşılı ağaçlarda cücelik, ağaçta sararma ve bazen da anacın kabuğunun pul pul dökülme şeklinde belirtiler görülür. Exocortis meyve kalitesini etkilemez, ancak ağaç cüceleştiğinden verim çok düşer.

Yüksek sıcaklıklar belirti gelişimini hızlandırır.

Ülkemizde turunçgil yetiştirilen her yerde bulunmakla birlikte özellikle üç yapraklının anaç olarak kullanıldığı Ege Bölgesi’nde çok daha yaygındır.

Etmenin bilinen bir vektörü olmayıp enfekteli bitki materyalleri ile yayılmaktadır. Ayrıca bulaşık bitki budama ve aşılamada kullanılan alet ve ekipmanla da viroid sağlıklı bitkilere bulaşmaktadır.

 

(12)

Mücadele

 Virüsten ari sertifikalı üretim materyali kullanılmalıdır.

 Hastalığa dayanıklı anaç kullanılmalıdır.

 Budama aletleri ağaçtan ağaca geçerken %3’lük sodyum hipoklorid veya %3’lük sodyum hidroksit + %2’lik formalin solusyonlarına batırılarak dezenfekte edilmelidir.

 Bulaşık ağaçlar derhal sökülerek imha

edilmelidir.

(13)

Citrus Tristeza Virus (CTV)

CTV Closterovirus cinsinin

bir üyesi olup partikülleri

ipliğimsi, kıvrımlı 2000x11 nm

boyutlarında tek parça

genomlu tek sarmal RNA

içeren bir virustur. Etmenin

sebep olduğu hastalık göçüren

olarak bilinmektedir.

(14)

Bazı CTV izolatları ticari turunçgil çeşitlerinde hafif belirtiler oluşturur veya görünür hiçbir belirti görülmez.

Ancak bazıları da çok şiddetli belirtiler yapmaktadır.

CTV’nin turunçgillerde sebep olduğu

sendrom virus strainlerine ve anaç-

kalem kombinasyonlarına bağlı olarak

tristeza, gövde çukurlanması

(gövdede gözenekleşme) ve fidan

sarılığı olmak üzere 3 şekilde

görülmektedir.

(15)

İlki (tristeza) turunç ve limon gibi anaçlar üzerine aşılı turunçgillerde (portakal, mandarin, greyfurt, kamkat, laymlar) ağaçlarda genel bir çöküntü (decline) ve ağaçlarda bodurluk şeklindedir. Bu durumda ağaç normal vegetatif gelişimini sürdürürken solgunluk görülmeye başlar ve birkaç hafta içerisinde de ağaç tamamen çöker (quick decline, hızlı ölüm).

Bazan bu çöküş ayları ya da yılları bulacak kadar yavaş seyredebilir (slow decline).

Genellikle böyle ağaçlar soluk yeşil veya

sarı renkli ve ince yapraklıdırlar.

(16)

CTV aşı birleşme bölgesine yakın arkadaş hücreleriyle kalburlu boruların nekrozuna yol açar ve aşırı miktarda işlev yapamayan floem oluşumu görülür. Bu da kök sistemin su ve besin maddesi açlığına yol açar bu şekilde de ağaç solar, sararır ve geriye doğru ölür. Aşı birleşme yerinin altındaki (turunç) odun dokusunun medullar ışın hücreleri ligninleşir ve bunun sonucu olarak balık dişi gibi ince uçlu çıkıntılar oluşur. Buna denk gelen kabuk dokusunun iç yüzeyinde de toplu iğne batırılmış gibi çukurcuklar görülür.

Yaprakların dökülmesi, azot eksikliği belirtilerine

benzer yapraklarda klorotik lekeler ve küçük

soluk renkli meyveler diğer belirtilerdir.

(17)

İkincisi muhtemelen kambiyum dokusunun belirli yerlerinde meristematik aktivitenin kopması ile görülen gövde çukurlanması (GÇ) belirtileridir. Gövde ve dallarda görülen aşırı çukurlanma radyal gelişmeyi sınırlayabilir ve bodurluğa sebep olabilir.

Bu çukurluklar derin veya daha yüzeysel uzunlamasına değişik boy ve sayılardadır.

GÇ’li ağaçlar sarı renkli ince yapraklı bir

durumdadır, böyle ağaçlar düşük verimli

ve küçük meyvelidir. Böyle meyvelerin

meyve suyu içeriği de düşüktür.

(18)

Greyfrut ve bazı portakal çeşitleri GÇ ırkına orta derecede hassasiyet gösterirken mandarinler en yüksek toleransa sahiptir.

Tristezadan farklı olarak GÇ

sendromu genellikle

ağaçları öldürmez fakat

zayıf gelişme ve verimdeki

kronik düşüş yüksek

ekonomik kayıplara sebep

olur.

(19)

Üçüncüsü biyolojik indeksleme ile gözlenen bahçelerde nadiren rastlanan fidanlarda sarılık (FS) belirtileridir. FS cüceleşme, küçük soluk renkli veya sarı yapraklılık, kök sisteminin zayıflaması ve bazen turunç, greyfurt ve limon fidanlarının gelişmesinin tamamen durmasına sebep olur.

  Genellikle kullanılan turunçgil anaçlarından

turunç etmene hassas, üç yapraklı ve bazı

üç yapraklı hibritleri ise dayanıklıdır. Ancak

son zamanlarda üç yapraklının anaç olarak

kullanıldığı bazı bitkilerde (mandarin,

limon) stem pitting (gövde çukurlanması)

belirtileri görülmüştür.

(20)

Günümüze kadar turunç üzerine aşılı 80 milyondan fazla turunçgil ağacı CTV yüzünden ölmüş ya da verim özelliklerini kaybetmiştir. Arjantin’de 10 milyondan fazla, Brezilya’da 6 milyondan, ABD’de de 3 milyondan fazla ağaç CTV yüzünden yok olmuştur. İspanya’da 40 milyondan fazla turunç üzerine aşılı özellikle portakal ve mandarin yine CTV yüzünden yok olmuştur.

  Bu hastalık Ege ve Akdeniz bölgelerimizde

limon, portakal, greyfurt ve mandarinlerde

sınırlı olarak bulunmaktadır.

(21)

CTV aşı ve semi-persistent olarak bazı

afitlerce (Toxoprera citricida, Aphis

gossypii, Aphis spiraecola ve Toxoptera

aurantii) kolaylıkla taşınmaktadır. En etkili

vektör olan T. citricida’nın son zamanlara

kadar Avrupa ve Akdeniz havzasında

bulunmadığı bildirilmekteydi, ancak 2005

yılında Kuzey İspanya ve Portekiz’de

turunçgil alanlarının uzağında bu vektörün

varlığı saptanmıştır. Bu afit özellikle Asya,

Avustralya, Sahra çölünün altındaki Afrika

ülkelerinde, Orta ve Güney Amerika ile

değişik Karayip ülkelerinde bulunmaktadır.

(22)

İkinci en önemli vektör olan A.

gossypii İspanya’da görülen CTV epidemilerinde en etkili vektör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu vektör Akdeniz havzasında ve Kuzey Amerika’da ana vektördür.

Myzus persicae, Aphis

craccivora ve Uroleucon jaceae

CTV vektörleri olarak yalnızca

Hindistan’da bildirilmiştir.

(23)

Hastalığın arazide belirlenebilmesi için

iyodin testi yapılarak aşı bölgesi altında

anaçta ve köklerde nişasta azalmasının

olup olmadığı belirlenir. Bunun için

ağacın dış kenarından kazılarak 6 mm

çaplı ya da daha küçük kökler açığa

çıkarılır, içteki odun dokusu çıkarılarak

bir damla iyodin (potasyum iyodür)

damlatılır. Siyaha yakın mavi bir renk

oluşumu görülmezse bu durum

nişastanın azaldığını dolayısıyla göçüren

virusunun olma olasılığını gösterir.

(24)

Mücadele

Hastalık etmeninden ari sertifikalı fidan kullanılmalıdır.

Anaç olarak P. trifoliata ve özellikle de onun hibritleri Carrizo ve Troyer citrange (portakal x P.

trifoliata) and Swingle citrumelo (greyfurt x P.

trifoliata) ve Rangpur lime (C. limonia) kullanılmalıdır.

Enfeksiyon kaynaklarının yok edilmesi amacıyla CTV beliritisi gösteren şüpheli ağaçlar testlenip bulaşık olanlar eradike edilmelidir.

Budama alet ve ekipmanları ile aşı bıçakları bir ağaçtan diğerine geçişte %2’lik sodyumhipoklorid solusyonuna batırılarak dezenfekte edilmelidir.

Vektör yaprak bitleri ile mücadele edilmelidir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yumurta kırma makineleri çal ışsın, internet gürül gürül aksın, aman dokunmayın tüm vahşiliği barındıran nükleer

Meyve pulpları hoş asitli, tatlı eterik yağ damlacıkları olmayan meyve suyu

Bazı ürünler hasattan hemen sonra bahçedeyken pa- zara gönderilecek şekilde hazırlanır. Genelde ise merkezi bir yere taşınması tercih edilir. Hasat edilen meyveler en

İzmir tulum peyniri, Ezine peyniri, tam yağlı beyaz peynir, örgü peyniri, tereyağı, cherry domates, salatalık, köy kırma zeytin, siyah zeytin, süzme bal, kaymak, 2 çeşit

Bu anaçlar üzerine kalem olarak ülkemizde ticari olarak yetiştiriciliği yapılan Kırkağaç tipi Sinem 45 Fı ve Sürmeli Fı (Cucumis melo L. inodorus; Verim,

Sucul ortama için zararlı, uzun süreli (kronik) : Sucul ortamda uzun süre kalıcı, çok toksik etki. Hızlı

Diğer külleme etmeni olan Erysiphe taurica (Oidium lycopersicum) yaprakların üst kısmında ve gövde de hastalık etmeninin konidi ve misellerini içeren beyaz benekler

Genel olarak, bu aspirasyon oluşumu, serbest suyun buharlaşması sırasında, bir lümendeki serbest su tamamen buharlaşırken kenarlı geçit ile bağlantılı olan diğer