• Sonuç bulunamadı

Eğitim Biliminin Politik ve Ekonomik Temelleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Eğitim Biliminin Politik ve Ekonomik Temelleri"

Copied!
28
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Eğitim Biliminin

Politik ve Ekonomik

Temelleri

(2)

politika

- İnsan politik bir canlıdır ve yaşamında sürekli politik davranır.

- Tarih boyunca insan güçlü olmak, kontrol altına almak istemiştir. Başlangıçta bu tabiat iken ardından insan grupları olmuştur. İnsanları ve insanların kurduğu kurumları hükmü altına alabilme hakkı çağdaş toplumlarda devlete verilmiştir.

-Devlet, kurumları ile kendi sınırları içinde yaşayan insanları toplumun güvenliği, sağlığı ve geleceğine yönelik kaygılardan dolayı kontrol eder. Devlet için en önemli olgulardan biri onun devamlılığıdır. Devlet politik sistemin en önemli kurumudur.

- Devlet ve politik sistem ile eğitim arasında sıkı bir ilişki vardır.

- Devlet yönetimiyle ilgili olarak doğu dillerinde «siyaset» sözcüğü kullanılırken, batı dillerinde bunun karşılığı «politika» olmuştur.

- Siyaset: yönetmek, eğitmek anlamlarını taşır.

(3)

Politika

* Politikanın çatışma ve uzlaşma olmak üzere iki yönü vardır: Çatışan fikirler; farklı istekler,

birbirine zıt çıkarlar üstünlük sağlamak için yarışırken diğer taraftan iş birliği yapmak ve uzlaşmak için çaba sarf edilir.

Çeşitli politika tanımları:

- En iyi yaşam biçimini amaçlayan devlete ilişkin tüm faaliyetler, devlet yönetimi ve yurttaşlığa ilişkin işlerdir.

- İnsanın içinde yaşadığı topluma kendi toplumsal görüşleri doğrultusunda düzen verme sürecidir.

- Güç, otorite ve etkili sosyal denetim süreçlerinin belirleyicidir.

- Toplumdaki güç bölüşümüne göre değerlerin otoriter dağılımıdır.

- Olanla olması gereken arasında, olabileni yapabilme sanatıdır.

(4)

Politika- politik sistem

- Politika problemli bir kavram olarak kabul edilir. Kullanıldığı yere ve zamana göre farklı anlamlar içerebilmesinin yanı sıra kavramın ideolojik ve entelektüel tartışmalara konu olması da bu

karmaşıklığa neden olarak gösterilir.

- Bir ülkenin eğitim sistemi ve eğitim politikaları o ülkenin kendisini nasıl tanımladığının, kendisine nasıl bir gelecek hazırladığının en önemli göstergesidir.

- Eğitim sistemleri üst sistem olarak tanımlanabilecek devlet ve politik sistemden bağımsız olarak kurgulanamaz, işleyemez bir sistemdir.

POLİTİK SİSTEM: Toplumların ortak amaçlarını belirlemek, bu amaçları gerçekleştirmek üzere

geliştirdikleri bir örgütler dizisidir ve bu örgütler birbiriyle bağlantı içinde bütünü oluşturmaktadır.

- Politik sistem; toplum üyelerinden gelen istek ve destekler biçiminde tanımlanabilecek girdiler ile

bu isteklerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan politik karar ve uygulamalar (çıktılar) yoluyla sürekli

olarak faaliyet halindedir.

(5)

Politika- eğitim

- Eğitim, sosyal, politik ve ardından mesleksel bir girişimdir.

- Eğitim ve politika arasında karşılıklı bir etkileşim vardır. Eğitimin politikayı etkileme süreci dolaylı ve uzun sürede gerçekleşirken politikanın eğitimi etkilemesi daha hızlı, kısa sürede

sonuçlarının alınabileceği bir süreci içermektedir. Örn: Eğitim sistemi yetiştirdiği insan gücü ve kalitesiyle sistemde bulunan kurumları (siyasi parti, hükümet, parlamento, sivil toplum örgütleri vb.) etkileyebilir.

- Politik sistemin ya da politik iktidarın eğitim sistemi üzerindeki etkisini görebilmek için eğitim sisteminde okutulan ders kitaplarına göz atmak yapılabilecek en kolay yoldur. Politik iktidarın eğitim üzerindeki etkisinin en somut hali ders kitaplarında görülür.

-Politik istemler; politik çatışmaların hem ürünü hem de çerçevesidir. Bu anlamda politik

sistemler «çoğulcu politik sistemler», «tekilci politik sistemler» olarak ayrılır.

(6)

Politik sistemler

Çoğulcu politik sistemler: Çoğulcu sistemlerde tek doğru yoktur ve yasal olarak kurgulanmış muhalefet ya da muhalefetler bulunmaktadır.

1. Liberal demokrasi: Çoğunluğun yönettiği, azınlıkta olanların ise, yönetimin keyfiliklerine karşı korunduğu bir rejimdir. Politik iktidarın sınırlandırılması ve özellikle bağımsız bir yargı

denetiminin varlığı liberal demokrasinin en önemli özelliğidir. «hukuk devleti» kavramı hukuksal adalet kavramından etkilenilerek oluşturulmuştur.

2. Sosyal demokrasi: Sanayi devriminin ve onun ortaya çıkardığı güçlü bir işçi sınıfının etkisiyle

oluşmuştur. Toplumsal adalet kavramından etkilenerek «sosyal devlet» kavramını geliştirmiştir.

(7)

Politik sistemler

Tekilci Politik Sistemler: Doğrunun tek olduğu inancına dayanmaktadır. Doğru tek olduğu için bu tür sistemlerde tek örgüt ya da tek parti anlayışı hakimdir.

1. Marksist rejimler: Büyük ölçüde Marksist kuram ve ideolojiden etkilenmiş, bunlara uygun

olarak biçimlenmeye çalışmış rejimlerdir. Bu rejimlerde kapitalizmin aksine bütün üretim araçları toplumsallaştırılarak, toplumsal denetimin emekçilerin elinde olacağı bir sosyalist toplum

amaçlanmaktadır.

2. Faşist rejimler: İtalya’da Mussolini, Almanya’da Nazi, İspanya’da Franko, Portekiz’de Salazar rejimleri faşist rejimlerdir. Faşizm, akıldan çok duygulara seslenen, maddi değerlerden çok manevi değere önem veren bir ideolojidir. Faşizmde eşitsizlikçi ve ırkçı bir ideoloji olarak

insanların doğuştan eşit yaratılmadıkları, bazılarının yönetmek, bazılarının ise yönetilmek için

dünyaya geldiği düşüncesi hakimdir.

(8)

İdeoloji-eğitim

İdeoloji, dünya görüşü anlamını taşımakta ve bir dünya görüşünü temsil etmektedir.

İdeoloji terimi, Yunanca idea (görülen biçim) ve logos (bilgi) sözcüklerinin birleştirilmesiyle düşünceyi inceleyen ideler bilimidir.

İdeoloji, idelerin niteliklerini, yasalarını, gösterdikleri anlamlarla bağlantılarını ve kökenini inceler.

İdeoloji, toplumun alt yapısınca belirlenen siyasal, felsefi, dinsel, sanatsal vb. gibi düşünce biçimlerinin tümüdür.

İdeoloji, politik ya da toplumsal bir öğreti meydana getiren politik ve toplumsal eylemi

yönlendiren düşünce, inanç ve görüşler sistemi; bir topluma, bir döneme ya da toplumsal bir sınıfa özgü inançlar bütünüdür.

İdeoloji, insan düşüncesinin ve eyleminin amacını, bu amaçlara nasıl varılacağını tanımlayan

prensipler sistemi olarak tanımlanır.

(9)

İdeoloji-eğitim

Eğitim sistemi devletin kendi varlığını, gücünü ve ilkelerini topluma kabul ettirebilmek için kullandığı en önemli ideolojik araçlardan birisidir.

Devlet, eğitim sistemini örgün ve yaygın eğitim biçimleriyle örgütleyerek uygulamaya geçmektedir.

Politik sistemler devamlılığını sağlayabilmek için kendine bağlı ve yüksek verimlilikle iş görebilecek bireyler yetiştirmek durumundadır.

Eğitim ve ideoloji birbiriyle ilişkili olarak iktidarın kendi meşruiyet ilkelerine mutlaklık ve kutsallık kazandırdığı araçlardır.

Eğitim kurumları vasıtasıyla devlet ideolojisi en ücra alanlara bile yayılma olanağı

bulabilmektedir.

(10)

Devlet- eğitim

Devlet, insanların bir arada, düzenli ve örgütlü yaşayışını sağlayan bir oluşum olarak tanımlanır.

Devlet nasıl kurgulanırsa kurgulansın devletin politik bir sistem olduğu unutulmamalıdır.

Devlet, toplumu bir düzen içinde, bu düzeni koruyarak, bir birleştiricilikle üst belirleyici olan ve bir dünya görüşü ile toplumsal bütünlük sağlayan üst politik iktidar alanıdır.

Devlet devamlılığının sağlanmasında, yöneticilerin ve yönetilenlerin devlete karşı bağlılığın geliştirilmesi, güçlendirilmesi bir zorunluluktur. Bağlılık bilincinin oluşturulmasında özellikle kültürel ve eğitim politikaları öne çıkar.

Tarihte devletlerin; şehir devleti, feodal devlet, imparatorluk, kilise devleti, ulus devlet şeklinde

anıldıkları görülür.

(11)

Devlet- eğitim

Örgütlenme biçimine göre devlet:

Tekçi devlet: Üniter devlet olarak anılır. Tüm insanlar tek bir politik merkezin otoritesi altındadır.

Bu tip devletlerde devletin bir tek anayasası ve tek hükümeti bulunmaktadır. Türkiye, Fransa, Yunanistan gibi.

Birleşik devlet: Politik iktidarın tek merkezde toplanmayıp farklı politik merkezler arasında paylaşıldığı, birden çok politik otorite merkezinin, birden çok anayasanın ve hükümetin bulunduğu devlet modelidir. ABD, Federal Almanya, Rusya Federasyonu vb.

Devletin eğitime ilişkin görüşleri, örgütsel ve kurumsal yapıda yer alan okul ve öğretim sistemi ile eyleme dönüşmektedir.

Devlet, yurttaşlarının kendisine bağlılık, itaat, yasalara uyma ve savaş zamanında fedakarlık gibi

erdemleri yerleştirmek üzere eğitimini geliştirmek durumundadır.

(12)

Hükümet

Toplumdaki insanların birbiriyle ilişkilerini kurgulayan ve düzenleyen devlet örgütü tüm faaliyetlerini hükümet ve diğer kurumları aracılığıyla yerine getirmektedir.

Hükümet, politik gücü devlet adına kullanan ve uygulayan kurumdur.

Hükümetler yürütmeden sorumlu kurumlardır.

Hükümetler güç ve otoriteyi devlet adına ellerinde bulundururlar.

Hükümetler eğitim sistemiyle yakından ilgilidirler.

(13)

Bürokrasi

Devlet işlerinin yürütüldüğü ofisler ile iktidar anlamına gelen kelimelerin birleşmesinden oluşmaktadır.

Kurallar bütünüdür.

Sistematik olarak eş güdümlenmiş geniş çaptaki yönetimsel görevlerden oluşan, çok sayıda bireylerin çalıştığı bir örgütlenme türüdür.

Bürokrasi, politik sistem tarafından belirlenen karar ve kuralları uygulayıcı, kamu hizmetlerini yerine getirici kurumların örgütlenme biçimi anlamına gelmektedir.

Kamu hizmetlerinin yürütülmesinde önemli işlevler yüklenen yapıdır.

Genelde eğitim sistemi özelde okullar bürokratik örgütlerdir.

(14)

Siyasal partiler

Bir toplumun demokratik toplum olarak nitelendirilebilmesi için toplumu oluşturan sosyal grupların kendi içlerinde örgütlenebilme olanaklarının bulunması gerekmektedir.

Demokratik yaşamda ya da demokrasilerle yönetilen ülkelerde en önemli kurumlardan birinin siyasal partiler olduğu söylenebilir.

Siyasal partiler, halk çoğunluğuna dayanarak iktidara gelmeyi amaçlayan örgütlerdir.

Siyasal partiler: Halkın desteğini kazanmak suretiyle devlet mekanizmasının kontrolünü ele geçirmeye veya sürdürmeye çalışan sürekli ve istikrarlı bir örgüte sahip siyasal topluluklardır.

Halkın istekleri doğrultusunda topluma hizmet eden bir yapıdır ve seçmenden iktidar olabilmek

için yeterli oy almış ya da muhalefet görevini üstlenmiş örgütlerdir.

(15)

Sivil Toplum Örgütleri

Demokratik ve çağdaş toplumlar örgütlenmiş toplumlardır ve bireyler ifade edilen beklentilerini bu örgütleri sayesinde daha etkili biçimde sisteme iletebilirler.

Toplumsal gruplar sendikalar ve sivil toplum örgütlerini de bir güç odağı olarak kullanabilirler.

Örgütler, baskı grupları ya da çıkar grupları olarak da adlandırılır. Bunlar politik iktidar üzerinde çeşitli yöntemler kullanarak grup üyelerinin beklentileri yönünde karar almaları, alınan kararların uygulamaya geçilmesine ön ayak olurlar.

Örgütler:

1. Hak elde etmeye yönelik

2. Toplum hizmetlerine yönelik (TED, AÇEV, ÇYDD, MEV)

(16)

Eğitim politikası ve Türk Milli Eğitiminin politik çerçevesi

Eğitim alanları, ideolojinin tüm fonksiyonlarının harmanlanarak toplumsal alanın siyasal iktidara bağlılığının taşındığı alanlardır.

Politik iktidarın yarattığı kahramanlar, mitler, andlar, marşlar ve törenler öğrencilere yoğun bir şekilde aktarılarak politik iktidarın meşruiyeti yeniden üretilir.

Eğitim, insanları siyasal iktidarın ideolojik dünyasına entegre etmek, politik sisteme uymasını sağlamak ve bu duruma süreklilik kazandırmak için kullanılır.

Eğitim politikası; eğitim sisteminin çalışanlarına, işlerin yürütülmesinde yol gösteren genel

hareket planı olarak eğitim düzenlemelerine ilişkin genel yaklaşımı içermektedir.

(17)

Eğitim politikası ve Türk Milli Eğitiminin politik çerçevesi

Eğitilmiş olmanın politik sistem ve politik yönelimler üzerinde bazı olumlu etkileri vardır:

1. Eğitim düzeyi yüksek kişiler, politik yaşamam katılma konusunda daha güçlü görev duygularına sahiptir

2. Eğitim düzeyi yüksek yurttaşlar, politik etkinlik duygusuna daha fazla sahiptirler.

3. Eğitim düzeyi yüksek kişiler, politik sorunlarla daha yakından ilgilidirler.

4. Eğitim ile bireyin politik açıdan daha aktif davranma olasılığı arasında ilişki güçlüdür.

Türk eğitim sistemi temel politik kaynağını Atatürk ilke ve devrimlerinden alır.

Anayasanın 42. maddesi eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi başlığı ile güvence altına alınmıştır.

Milli eğitim temel kanunu, Türk milli eğitiminin temel ilkelerini açıklar.

(18)

AB eğitim politikalarının uygulama programları

Socrates programı:

1. Comenius programı 2. Erasmus programı Gençlik Programı:

Leonardo da Vinci Programı

(19)

Eğitim ve ekonomi ilişkisi

Toplumdaki üretim ve dağıtım etkinliklerini gerçekleştiren kurumların işleyişi eğitimsel niteliklerle ilişkili hale gelmiştir. Bu çerçevede eğitim kurumları, diğer işlevleri yanında,

ekonominin gereksinim duyduğu niteliklere sahip insan gücü gereksinimi karşılama işlevini üstlenmişlerdir.

Ekonomik etkinliklerin giderek daha fazla «bilgiye dayalı» olma eğiliminde olması eğitimin

ekonomik önemini daha da arttırmaktadır.

(20)

Eğitim ve ekonomi ilişkisi

Eğitim ve ekonomi ilişkilerini açıklamada kullanılabilecek iki farklı anlamı vardır:

- Ekonomi; aile, eğitim, din, siyaset gibi farklı toplumsal gereksinimleri karşılayan alt sistemlerden birisidir ve toplumdaki üretim ve dağıtım etkinliklerini gerçekleştiren kurumları ve bu kurumların işleyişini ifade eder.

Her ülkede üretim ve dağıtım etkinliklerini gerçekleştirmek üzere oluşturulmuş çeşitli kamusal ve özel kuruluşlar vardır.

-Ekonomi sözcüğü bir bilim alanını tanımlamak için kullanılır.

(21)

Tüketim ve Yatırım Olarak Eğitim

Tüketim doğrudan doğruya fakat kısa süreli yararlar sağlayan mal ve hizmetlerin satın alınması ya da kullanılması anlamına gelir. Bir başka malın üretiminde kullanılması tüketim sayılmaz. Yatırım, uzun dönemde yarar sağlayan değerlerin elde edilmesi anlamını taşır.

Yatırım, üretim kapasitesini artırmak amacıyla sermaye oluşumuna katkıda bulunur.

Üretimin istenilen nitelik ve nicelikte yapılabilmesi için fiziki sermaye yatırımları tek başına yeterli olmaz. Diğer üretim faktörlerinin üretime yönelik olarak bir araya getirilip uyumlu olarak

çalıştırılması, üretim biçiminin gerektirdiği özelliklere (bilgi, beceri, anlayış ve değerler) sahip insan gücüne sahip olmayı gerektirir.

Eğitime yapılan harcamaların bir tüketim ya da yatırım olarak değerlendirilmesinin farklı

sonuçları olabilecektir. Ne kadarının yatırım ne kadarının tüketim olduğunu belirlemek zordur.

Eğitim diğer tüketim mallarından daha uzun ömürlü bir maldır.

(22)

Eğitimin Bireysel ve Toplumsal Getirileri

Getiri, eğitim ve yetiştirme yatırımlarının sonunda, yani bir maliyete katlanmanın sonucunda elde edilen parasal ve parasal olmayan

kazançlardır.

Getiri bir yatırımın sonunda elde edilmiş olmayı, kazanç ise bir çabanın ya da çalışmanın sonucunda elde edilmiş olmayı vurgulamaktadır.

Eğitimin getirisi kişisel ve toplumsal olabilmektedir. Kişisel getiri, bireyin eğitim ve yetiştirme yatırımları sonucunda yaşam boyu sağladığı kazançlar, eğitimin toplumsal getirisi ise, bireylerin eğitimindeki artış nedeniyle tüm ekonomide ortaya çıkan gelir artışının yol açtığı getiriler biçiminde

tanımlanabilir

.

(23)

Eğitimin Getirileri

Ergen’e göre : 1. Eğitim yoluyla insan sermayesine yatırım yapmanın getirileri, fiziki sermaye yatırımlarının getirilerinden daha yüksektir.

2. Gelişmişlik düzeyi düşük olan ülkelerde eğitimin getirileri, gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelere göre daha yüksek çıkmaktadır.

3. Alt eğitim kademelerini tamamlamanın getirileri, yüksek eğitim kademelerini tamamlamanın getirilerinden daha yüksektir.

4. Kadınların eğitimine yatırım yapmanın getirileri, erkeklerin eğitimine yatırım yapmanın getirilerinden daha yüksek çıkmaktadır.

5. Eğitim yoluyla insan sermayesine yatırım yapmanın kişisel getirileri, toplumsal getirilerden

daha yüksek çıkmaktadır.

(24)

Eğitimin Ekonomik Büyümeye Etkisi

Ekonomik büyüme, bir ülkenin ulusal gelirindeki kalıcı artış olarak tanımlanabilir. Bu artışın sağlanması için temel koşul üretimde kullanılan üretim faktörlerinin toplam miktarının

artılmasıdır.

Eğitimin ekonomik büyümeye katkısı 1960’ların başında büyümeyi hesaplama ve insan sermayesine yatırımın getiri oranlarının hesaplanması ile ortaya konmaya çalışılmıştır.

Bir toplumdaki eğitim düzeyinin yükseltilmesinin emeğin niteliğini artırarak üretim kapasitesini artıracağı ve dolayısıyla ulusal geliri artıracağı söylenebilir. Emeğin niteliğindeki artış, insan

sermayesine yatırım yoluyla gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla insan gücünün eğitim düzeyinin

yükseltilmesiyle ekonomik büyüme arasında bir ilişki kurulmaktadır.

(25)

Eğitim ve Kalkınma

Kalkınma kavramı daha çok az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için kullanılan bir kavram olup yalnızca ekonomik içerikli değildir. Ekonomik büyüme kalkınmanın boyutlarından birisidir ve daha çok ekonominin hacimce büyümesi anlamında kullanılmaktadır.

Ulusal gelirin, yatırımların, ticaret hacminin vb. artışı ekonomik büyüme göstergeleridir.

Kalkınma ise bir toplumun topyekûn değişerek istenmeyen koşullardan istendik koşullara geçebilecek özellikleri kazanması olarak değerlendirilebilir.

Eğitim sistemlerinin amaçları incelendiğinde ekonomik gelişmeler yanında toplumsal, kültürel ve siyasal alanlarda da değişmeler öngörülür.

Kalkınma toplumsal yapı ve işleyişe çeşitli biçimlerde müdahale edilerek değişmenin

hızlandırılabileceği düşüncesine dayanmaktadır.

(26)

Eğitimde Harcama Ve Maliyetler

Günümüzde eğitim hizmetlerine yönelik talep sürekli artış göstermektedir. Bu talep hem kamu hem de özel sektör tarafından karşılanmaya çalışılmaktadır.

Eğitime yönelik talep eğitim sektörünü giderek büyüyen bir sektör haline getirmektedir.

Eğitim hizmetlerinin üretiminde kullanılan fiziki kaynakların okul binaları başta olmak üzere, derslikler, laboratuvarlar, spor salonları, etkinlik alanları, kantinler vb. ile eğitim etkinliklerinin hazırlanması ve sunulmasında kullanılan ders araç-gereçlerinden oluştuğu söylenebilir.

Eğitim harcamaları genel olarak, eğitimi finanse eden kişi ve kurumların, özellikle devletin bütçelerinden yaptığı mal ve hizmet alımlarını ve yatırımları ifade etmek için kullanılmaktadır.

Harcama yapan iki taraftan söz edilebilir. Eğitim hizmetinden yararlananlar ve eğitim hizmetini

üretenler tarafından.

(27)

Eğitimin Finansmanı

Eğitime yönelik talep arttıkça kullanılması gereken kaynakların miktarı da artmaktadır. Fakat eğitim hizmetini büyük oranda finanse eden devletin gelirleri aynı hızda artmamaktadır.

Geleneksel olarak eğitim hizmetleri büyük oranda kamusal kaynaklardan finanse edilmektedir.

Birey eğitim hizmetinden yararlanırsa, sağlanan yarar hem bireye hem de toplum yönelik olabilmektedir. Edinilen bilgi ve beceriler üretkenlik kapasitesini arttırarak kazançları

arttırmaktadır.

Eğitim yoluyla kazandırılan davranışlar toplumsal düzenin işleyişini kolaylaştırmaktadır. Kamusal

giderleri azaltmaktadır.

(28)

Kaynak

Ed. Leyla Küçükahmet, Eğitim Bilimine Giriş, 11. Basım, Nobel yay., Ankara 2016.

C. Ergin Ekinci, «Eğitimin Ekonomik Temelleri», ed: Özcan Demirel, Zeki Kaya, 14. baskı, Pegem A,

Ankara 2018, ss. 163-189.

Referanslar

Benzer Belgeler

Doğa durumundan toplum durumuna geçiş, güvenlik adına özgürlüğü terkedip köleliğe geçiş değil, daha çok toplum durumunda doğa durumunda bulunandan daha yüksek bir

Finally; when a shock of 1 standard deviation was given to the export series it gave a positive and meaningful response and approaches to the equilibrium point in the

göre 1950-2003 yıllan arasında Türkiye'de politik konjonktürel dalgalanmalar söz k7;=üdıi~: Politika çıktılarına göre yapılan analizde ekonomik büyÜmenin seçimlerden

Çünkü Ahlaki Duygular Kuramı ve Ulusların Zen- ginliği kitaplarında çizilen birey modellerinin, iddia edildiği gibi bir Adam Smith problemine yol açıp

• Doğrudan maliyetler, aileler, öğrenciler veya devlet tarafından öğretmen maașları veya kitap alımları gibi doğrudan eğitim için katlanılan maliyetleri ifade eder..

 Siyaset, toplum ve devlet yönetimiyle ilgili olduğuna göre, toplumu oluşturan bireyleri eğiten okulların ve eğitim programlarının siyasetin ilgi alanına girmesi ve her

Hibeler, genel olarak bilgisayar teknolojilerinin yaygınlaştırılması, eğitimin ulaşmadığı yerlerde alternatif eğitim okullarının kurulması, dijital ve görsel eğitim

Bu asil an’anenin en sadık nigeh- banlarından olan Galatasarayın güzide evlâtları, bu senenin ihtifalini tertip eder­ ken, ilhamlarını daha nimetşinas bir men-