Güncel Sosyal
Sorunlar ve Sağlık
Sağlık hizmetlerinin planlanması ve topluma sunulmasında sosyal araştırmalara olan gereksinim giderek artmıştır.
Hizmet kullanımı, tedaviye tepkiler ve sağlığın sosyal ve kültürel boyutlarıyla birlikte, beklenen ömrün uzaması
sonucunda nüfusun yaşlanması ve buna bağlı olarak kronik hastalıkların artması ile uzun süreli bakıma daha fazla ihtiyaç duyulmuştur.
Modern toplumun çatışma ve mücadele, hızlı ya da düşük nüfus artışı, çevresel tahribatlar, eşitsizlikler, sağlık-hastalık gibi sorunların çözümünde başta ‘Fonksiyonalizm’ olmak üzere, ‘Çatışmacılık’ ve ‘Sembolik Etkileşimcilik’ olarak
adlandırılan üç temel sosyolojik yaklaşım bulunmaktadır.
Öte yandan bu yaklaşımların sosyal sorunları anlama ve açıklamada etkililik derecelerinin farklı olduğu, hemen belirtilmelidir.
Daha geniş bir çerçevede sağlık ve hastalık, sosyologlar tarafından öncelikle sosyal bir problem olarak
kavramsallaştırılmaktadır.
Burada önemli nokta, sosyolojinin katkılarının tedavi alanından çok koruyucu hekimlik alanına olduğudur.
Bu yüzden sosyoloji-sağlık alanındaki çalışmalarında disiplin değil, problem yönelimidir.
Sosyolojik olarak, her değişkenin diğer değişkenlerle ilişkisi mutlaka göz önünde bulundurulmak zorundadır.
İnsan ilişkileri gerçek anlamda basit olmayıp, aksine son derece karmaşıklardır.
Öte yandan Max Weber tarafından kullanılan bir kavram olan ‘negatif diyalektik’ tıbbın, olumsuz işleyiş mekanizmasıyla, insanların sağlığını tehdit eden bir endüstri haline geldiği iddiaları da bulunmaktadır.
İnsanların kendi sağlıklarına karşı olan sorumluluklarını
ellerinden alarak ve gelişen tıbbi teknoloji aracılığıyla sağlık endüstrisine bağımlı kılarak, onları adeta bir tutsak haline getiren bir sistem olarak görülmektedir.
Sosyal problemlerin kuramsal olarak da ortaya konması gerekir. Ancak daha önce de ifade edildiği gibi,
sosyolojide birbiriyle yarışan pek çok sosyolojik yaklaşım söz konusudur.