• Sonuç bulunamadı

GENEL HATLARIYLA DENETİMLİ SERBESTLİK

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "GENEL HATLARIYLA DENETİMLİ SERBESTLİK"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GENEL HATLARIYLA DENETİMLİ SERBESTLİK

Hasan Serat GÖKÇEK

*

* Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi İkinci Sınıf Öğrencisi, 2020

(2)

I. GİRİŞ

Ülkemizde ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutukluların sayısı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yılmaz Çiftçi‟nin 2019 yılının Kasım ayında yaptığı açıklamaya göre 286 bin civarındadır1. Buna paralel olarak Adalet Bakanlığının erişime sunduğu resmi verilere göre ise ülkemizde toplamda 450.769 kişi denetimli serbestlik yükümlülüklerine tabidir ve bu sayı 2014‟ten beri bir artış içerisindedir2. Bununla birlikte “girdi – çıktı” olarak bilinen uygulama sayesinde belirli bir sürenin altında kesinleşmiş cezası bulunan kimseler cezaevinde bir gün dahi yatmadan cezaevinden çıkarılmakta, yine denetimli serbestliğe tabi olmaktadırlar. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun‟un 105/A ve 107 maddesi uyarınca yapılan bu uygulamayla üç yıl ve altında özgürlüğü bağlayıcı ceza alan hiç kimse, cezaevinde yatmamaktadır. Bu uygulamadan nasıl yararlanılabileceği hakkında işin ehli hükümlüler ve avukatlar tarafından çeşitli makaleler kaleme alınmıştır3. Bunun haricinde 6284 sayılı Kanun kapsamında haklarında tedbir kararı verilmiş olup teknik yöntemlerle (elektronik kelepçe) takip edilen kimselerin kontrolü de Adalet, İçişleri ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında imzalanan bir protokol gereği denetimli serbestlik müdürlüklerine verilmiştir. Aynı şekilde başlıca CMK md. 109, TCK md. 191, CMK md.

231, CeGTİK md. 105/A uyarınca ve sair kanun ve maddelerinden kaynaklanan birçok görev, denetimli serbestlik müdürlükleri tarafından yerine getirilmektedir. Görüldüğü üzere denetimli serbestlik müdürlüklerinin üzerinde ağır bir iş yükü vardır. Tutuklu ve hükümlü sayıları da dikkate alındığında bunun artmaya devam edeceği şüphesizdir. Bu nedenle, denetimli serbestlik uygulamaları ve denetimli serbestliğin ne olduğunu bilmek önem arz etmektedir.

II. DENETİMLİ SERBESTLİK KAVRAMI VE 765 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU

A) Genel Olarak

1Ali Kemal Akan, “Cezaevlerinde Yaklaşık 286 bin Hükümlü ve Tutuklu Var,” Anadolu Ajansı, Erişim Tarihi 19 Şubat 2020, https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/cezaevlerinde-yaklasik-286-bin-hukumlu-ve-tutuklu-var/1646397

2http://istatistikler.uyap.gov.tr/

3https://www.kararara.com/forum/viewtopic.php?t=357597; http://tuncayilcim.av.tr/v5/670-ve-671-sayili-khklarda-neler-yer- aliyor/

(3)

Denetimli serbestlik, belirli koşulları haiz olan hükümlü, şüpheli veya sanıkların, düzenli olarak belirli bir merkezdeki kişilerin denetimi, gözetimi veya tedavisine tabi olarak belirlenen yaptırımlara tabi tutulmasıdır4. Bununla birlikte, denetimli serbestlik yalnızca bir ceza infaz usulü değil ceza ve ceza infaz hukuku içerisinde adaleti sağlamaya çalışan ceza adalet kurumudur5. Denetimli serbestliğin diğer bir tanımı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 4-f maddesinde yer almaktadır: “Şüpheli, sanık veya hükümlünün toplum içinde denetim ve takibinin yapıldığı, iyileştirilmesi ve topluma kazandırılması için ihtiyaç duyulan her türlü hizmet, program ve kaynakların sağlandığı alternatif bir ceza ve infaz sistemi.” Denetimli serbestliğin tamamlayıcı bir özelliğe sahip olduğunu söylememiz mümkündür6.Bu kurumun ceza hukukun ilkelerinden birisi olan “hümanizm” ilkesiyle bağdaştığını söylemek gerekir. Zira bu ilke, ceza yaptırımına tabi tutulan kimselerin topluma yeniden kazandırılmasını amaçlamaktadır7. Denetimli serbestlik tedbirleri sayesinde hükümlü rehabilite edilecek, tekerrüre düşmesinin önüne geçilmiş olunacaktır8. Aynı zamanda bütün bunlar Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu md. 4‟te yer alan gizlilik, ve insan onuruna saygı ilkeleri gereği de hükümlünün yeniden sosyalleştirilmesi kolaylaştırılacaktır.

B) 765 sayılı Türk Ceza Kanunu‟nda Denetimli Serbestlik Benzeri Cezalar

Denetimli serbestlik kurumu, 765 sayılı TCK döneminde ceza adalet sistemi içerisinde yer almasa da çeşitli toplantılarda dile getirilmiştir. Bunların ilki 1959 yılında yapılan “Milli Sosyal Hizmetler Konferansı”dır. Bu toplantının ikincisi ise 1962 yılında yapılmış ve burada

“probasyon sistemi” önerisinde bulunulmuştur9. Ancak denetimli serbestlik ülkemizde tam anlamıyla 2006 yılında uygulanmaya başlanmıştır. Arada görüldüğü üzere kırk dört yıllık bir süre bulunmaktadır. Buna rağmen, 765 sayılı TCK‟da her ne kadar bir denetimli serbestlik uygulaması olmasa da doğurduğu sonuçlar yönünden ona benzeyen cezalar ve tedbirler yer almaktaydı.

4Timur Demirbaş, İnfaz Hukuku, Ankara 2019, s. 594

5 Faruk Turhan, Abdürrahim Altıkat, “Yeni Bir Ceza İnfaz Usulü Olarak Denetimli Serbestlik ve Bu Usulden

Yararlanma Şartları,” Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 18 (2012): 8; Hakan Yavuz, “Denetimli Serbestliğin Türk Ceza Adalet Sistemi İçerisindeki Genel Görünümü Üzerine,” Adalet Dergisi 42(2012): 57 vd.

6 Erol Cihan, Ezgi Cankurt, Tülay Kitapçıoğlu, “Denetimli Serbestlik,” Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi2(2016): 55

7 Timur Demirbaş, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2019, s. 59 vd.

8 Yavuz, s. 53

9 Neşe Şahin, “Ülkemizde Kırkdört Yıl Önce Yapılan Bir Konferansta Probasyon (Denetimli Serbestlik Sistemi) Tartışıldı,”

Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı E-Dergisi 4(2008): 39 - 43

(4)

a. Sürgün Cezası

765 sayılı TCK‟nın 11. maddesinin dördüncü fıkrasında sürgün cezası öngörülmüştü. Sürgün cezası, mahkûmun belirli bir süre boyunca mahkemece verilen karar uyarınca belirli bir yerde yaşamasını öngörüyordu. Kanunda son haliyle yalnızca iki suç için sürgün cezası görülmüştü, bunlardan ilki “Eşyayı cürmiyeyi satın almak ve saklamak” suçu iken diğeri ise 249. maddede yer alan Devlet memurlarının angarya adam çalıştırmasını yasaklayan suçtur. Ancak sürgün cezası 1965 yılında yürürlüğe giren 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun ile kaldırılmıştır10.

b. Emniyeti Umumiyeye İdaresinin Nezareti Altında Bulundurma Cezası ve Tedbiri

Bu kurumun güvenlik tedbiri mi yoksa ceza mı olduğu tartışmalı olsa da bunun güvenlik tedbiri olduğu kabul edilmiştir11. Bu tedbir, hapis cezasının infazından sonra veya özel af ile hapis cezasının ortadan kalktığı hallerde, ilgili maddede belirtilen süre boyunca kolluğun denetimi altında belirli bir süre bulunmayı gerektiriyordu. Mahkûm, cezası infaz edildikten sonra kolluğa nerede ikamet etmek istediğini bildirmekle ve kollukça kendisine yapılan ihtar ve tembihlere uymakla yükümlüydü. Kolluk, gerektiğinde kişinin belirli yerlerde ikametini yasaklayabiliyordu. Bu yükümlülüklere aykırılık halinde kişi, TCK md. 107 uyarınca hapis cezasıyla cezalandırılıyordu. Bütün bu ilişkinin denetim ve gözetim konusunda uzman olmayan kolluk görevlileri eliyle görülmesi nedeniyle bu kurumun, ıslaha hizmet etmediği tam aksine “suçlu yetiştirme makinesi” olarak çalıştığı ifade edilmiştir12. Bu nedenle 1987 yılında çıkarılan 3352 sayılı Kanunla yürürlükten tamamen kaldırılmıştır13.

c. Dilenciler İçin Boğaz Tokluğuna Çalışma Tedbiri

Dilencilik, 765 sayılı TCK‟da bir kabahat olarak düzenlenmiştir. 544. Maddede yer alan bu kabahat ilk haliyle “Her kim iş işlemeye salih olduğu halde dilencilik ederken tutulursa bir haftadan bir aya kadar idare-i hususiye ve belediye işlerinde boğaz tokluğuna çalıştırılır.

Tekerrürü halinde çalışma müddeti on beş günden iki aya kadardır.” Şeklindeydi. Ancak 1953 yılında 6123 sayılı Kanunla bu tedbir, hafif hapis cezasına çevrilmiştir.

10 Hakan Yavuz, “Denetimli Serbestliğin Türk Ceza Adalet Sistemindeki Tarihsel Gelişim Süreci,” TBB Dergisi 100(2012):

324 Bundan sonra DST olarak kısaltılacaktır.

11 Faruk Erem, “Türk Ceza Kanununda Emniyet Tedbirleri,” Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 1(1944): 365 vd.

123352 sayılı Kanunun gerekçesinden.

13 Yavuz, DST, s. 327

(5)

III. DENETİMLİ SERBESTLİK MEVZUATI VE TEŞKİLATI A) Denetimli Serbestlik Mevzuatı

Denetimli serbestliğe ilişkin düzenlemelerin yer aldığı birçok hukuk normu vardır. Bunların bazılarında doğrudan, bazılarında ise dolaylı olarak denetimli serbestlik de düzenlenmiştir.

a. Uluslararası Belgeler14

Uluslararası düzlemde doğrudan denetimli serbestliği düzenleyen herhangi bir antlaşma yoktur. Ancak içerdiği hükümler itibariyle ceza infazında taraf devletlere yol gösteren nitelikte antlaşmalar söz konusudur. Bunlardan ilki 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesidir. Bildirgenin dördüncü be beşinci maddesinin denetimli serbestlik ile bağlantısının olduğu söylenebilir. Dördüncü maddede “Hiç kimse, kölelik ya da kulluk altında tutulamaz; her türden kölelik ve köle ticareti yasaktır.” Hükmü yer alırken, beşinci maddede ise “Hiç kimseye işkence ya da zalimce, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da ceza uygulanamaz.” Şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bunun haricinde 1950 yılında imzalanan ve Türkiye‟de 1954 yılında 6366 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de konuya ilişkindir. Bu sözleşmenin üçüncü, dördüncü ve beşinci maddeleri işkenceyi yasaklamakta, kölelik ve zorla çalıştırma yasağı koymakta ve özgürlük ve güvenlik hakkını güvence altına almaktadır. Dördüncü maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendinde ise şartlı tahliye durumunda yapılacak çalıştırmaların zorla çalıştırma sayılmayacağı ifade edilmiştir. Aynı şekilde beşinci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde de denetimli serbestlik uygulamaları kapsamında yakalanmanın veya tutulmanın mümkün olabileceği belirtilmiştir.

Benzer nitelikte bir düzenleme Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme‟nin yedinci ve sekizinci maddelerinde yer almaktadır.

b. Kanunlar

Denetimli serbestlik ile ilgili birçok kanun bulunmaktadır. Bunların başında 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Hakkında Kanun vardır. Denetimli serbestliğin temel kanunu olarak ifade edilebilir. Bu kanunda denetimli serbestlik ve koruma kurullarının kuruluş, görev ve çalışma usulleri düzenlenmiştir. Bunun haricinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı

14Demirbaş, İnfaz Hukuku, s. 53 vd.

(6)

Hakkında Kanun, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ve 4857 sayılı İş Kanunu da ilgili kanunlar arasındadır.

c. Yönetmelikler

Konuya ilişkin yönetmelikler şu şekilde sıralanabilir: Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği, Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, Çocuk Koruma Kanununa Göre Verilen Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararlarının Uygulanması Hakkında Yönetmelik, Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlardan Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi ve Diğer Yükümlülükler Hakkında Yönetmelik.

d. Genelgeler

Denetimli serbestlik müdürlüklerine gönderilmiş birden çok genelge olmakla beraber, Adalet Bakanlığı tarafından yayımlanmış olan Denetimli Serbestlik Tedbirleri Uygulanan Kişilerin Tedavileri Genelgesi ile Ceza İnfaz Kurumlarında Uygulanacak Ders ve Ek Ders Hakkında Genelge adıyla iki genelge mevcuttur.

B) Denetimli Serbestlik Teşkilatı

Denetimli Serbestlik teşkilatı 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu‟nda düzenlenmiştir. Denetimli serbestlik teşkilatının başında Adalet Bakanlığı bulunur.

Bakanlığın bir birimi olan Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ise denetimli serbestlik ile ilgili birimdir (5402/6, 1 sayılı CK/43). Buna bağlı olarak Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı kurulmuştur. Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı kendi içinde çeşitli şube müdürlüklerinden oluşur, bunlar doğrudan doğruya daire başkanlığının iç hizmet birimidir (Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği md. 8).Denetimli serbestlik ve yardım ile koruma hizmetlerine ilişkin danışma organı olarak Bakanlıkta Denetimli Serbestlik Hizmetleri Danışma Kurulu da oluşturulmuştur (5402/6-2).

İl veya ilin belirli bir bölgesi bazında (örn. Ankara Batı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü) ise denetimli serbestlik müdürlükleri vardır. Bunlar adalet komisyonlarının bulundukları yerdeki cumhuriyet başsavcılığına bağlıdırlar. Denetimli serbestlik hizmetlerinin büyük ve gündelik kısmı bu müdürlükler vasıtasıyla yerine getirilir. 5402 sayılı Kanunda müdürlüklerin görevi soruşturma evresine, kovuşturma evresine, kovuşturma evresinden sonrasına ve salıverilmeden sonrasına ilişkin olmak üzere dört bölüme ayrılmıştır. Yönetmelikte belirtilen İnfaz İşleri Komisyonu‟ndan da

(7)

bahsetmek gerekir. Komisyon, şüpheli, sanık veya hükümlüler hakkında verilen kararları ve bu kararların yerine getirilmesine ilişkin hususlar ile komisyona yapılan başvuruları değerlendirmek ve bu konuda karar vermek üzere görev yapar. Son olarak denetimli serbestlik müdürlüklerinin olduğu yerde bir de koruma kurulları bulunur (5402/16). Bu kurullar müdürlüklerden iletilen ceza infaz kurumlarından salıverilen hükümlülerin meslek veya sanat edinmelerinde, iş bulmalarında, sanat sahibi olanlar ile tarım işletmeciliği yapmak isteyenlere araç ve kredi sağlanmasında, işyeri açmak isteyenlere yardım edilmesinde ve karşılaştıkları diğer güçlüklerin çözümünde yardımcı olur, çocuk ve genç hükümlülerin öğrenimlerine devam etmelerini sağlar, diğer hükümlülere bu konuda yardımcı olurlar (5402/17).

IV. DENETİM PLANI, RİSK VE İHTİYAÇ BELİRLEMESİ, İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARI, SOSYAL ARAŞTIRMA RAPORU, ŞİKÂYET VE İTİRAZ A) Risk ve İhtiyaç Belirlemesi (Yönetmelik15 md. 34)

Haklarında denetimli serbestlik kararı verilenler hakkında topluma yeniden kazandırma çalıştırmalarının temelini oluşturmak üzere risk ve ihtiyaç belirlemesi yapılır. Bu belirlemede, sanık ya da hükümlünün kendisine, ailesine, topluma, mağdura ve denetimli serbestlik personeline karşı zarar verme riski ile tekrar suç işleme riski belirlenir. Riskin belirlenmesinin ardından sanık ya da hükümlünün topluma kazandırılması amacıyla gerek duyduğu hizmet ve programların belirlenmesine geçilir. Bu kapsamda şüpheli veya sanığa bir form doldurulur.

Bunun ardından denetim planı hazırlanır. Haklarında adli kontrol, tedavi veya denetimli serbestlik, belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakma ve cezanın konutta infazı kararı verilenler hakkında risk ve ihtiyaç belirlemesi yapılmaz.

B) Denetim Planı (5402/11-a, Yönetmelik md. 35)

Denetim planı, verilen kararların sanık ya da hükümlünün topluma kazandırılmasının ve denetim sürecinin planlandığı bir belgedir. Denetim planında sanık ya da hükümlünün uyacağı yükümlülükler, denetim ve yükümlülüklerin süresi, işbirliği yapılacak kişi ve kuruluşlar, denetim ve kontrole ilişkin hususlara yer verilir. Haklarında risk ve ihtiyaç belirlemesi yapılmayanlar için denetim planı da hazırlanmaz.

C) İyileştirme Çalışmaları (Yönetmelik md. 37)

15 Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği

(8)

İyileştirme çalışmaları, denetimli serbestlik uzmanları tarafından yürütülür. Bireysel görüşme veya grup görüşmeleri yapılabilir. Boş zamanlarında yükümlünün eğitim programları ile meslek kurslarına katılması sağlanır. Bu kapsamda yükümlü sosyal, sanatsal, kültürel ve sportif etkinliklere yönlendirilebilir.

D) Sosyal Araştırma Raporu (5402/11-b, 5402/12-b, Yönetmelik md. 38)

Sosyal araştırma raporu; şüpheli veya sanığın geçmişi, ailesi, çevresi, eğitimi, kişisel, sosyal, ekonomik, ruhsal ve psikolojik durumu ile çevresinin sistemli bir bakış açısıyla değerlendirildiği, topluma ve mağdura karşı taşıdığı risk ile ihtiyaçlarının belirlendiği ve bu ihtiyaçlara yönelik hizmet, program ve kaynaklarla ilgili önerileri içeren hüküm öncesi rapordur. Raporda suç bilgileri, sağlık bilgileri, ailesi, yaşadığı yer, arkadaş çevresi, eğitimi, kişisel özellikleri, sosyal ve ekonomik durumu, bilişsel ve psikolojik durumu, topluma ve mağdura karşı taşıdığı risk ile tutum ve davranışları belirtilir.

Sosyal araştırma raporu, mahkemeler veya savcılıklar tarafından sıklıkla istenen bir rapordur.

Örneğin gündem olan Konya‟da sevgilisini darp ederken öldürülen Ö. D‟nin olayında sanık K. Ş. hakkında sosyal araştırma raporu hazırlanmıştır16.

E) Şikâyet ve İtiraz (5402/18, Yönetmelik md. 48)

Müdürlükler, infaz işleri komisyonu ve koruma kurulunun idari nitelikteki eylem ve işlemlerine karşı infaz hâkimliğine şikâyette bulunulabilir. Şikâyet süresi işlemin veya eylemin öğrenildiği günden itibaren on beş gün, herhalde otuz gündür. Şikâyet üzerine verilecek karar için itiraz yolu açıktır. İnfaz hâkimi, dosya üzerinden bir hafta içinde kararı verir. Şikâyeti yerinde görürse yapılan işlemin iptaline, faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir (İnfaz Hâkimliği Kanunu md. 6).

İnfaz hâkimliğine şikâyette bulunulmadan müdürlüğe itiraz edilmesi de mümkündür.

V. DENETİMLİ SERBESTLİK UYGULAMALARI A) Adli Kontrol (CMK md. 109, Yönetmelik md. 55 vd.)

Adli kontrol, şüpheli veya sanığın tutuklanması yerine bir veya birden fazla yükümlülüğe tâbi tutularak, toplum içinde denetimini öngören bir koruma tedbiridir. Tutuklama kişinin özgürlüğüne ağır bir müdahale oluşturduğu ve bu bazı durumlarda CMK md. 100‟de

16 Cumhuriyet, “Kadir Şeker için „Sosyal Araştırma Raporu‟ Hazırlandı,” DHA, Erişim Tarihi 29 Şubat 2020, http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kadir-seker-icin-sosyal-arastirma-raporu-hazirlandi-1722960

(9)

zikredilen ölçülülük ilkesine ters düşebileceği için aynı amaca daha hafif bir yolla ulaşmak adli kontrolle mümkün olmaktadır17. Adli kontrol kararı soruşturma evresinde, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından verilir. Kovuşturma evresinde re‟sen mahkeme tarafından da verilebilir. Adli kontrol tedbiri olarak aşağıdakiler uygulanabilir:

a) Yurt dışına çıkamamak

b) Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak

c) Hâkimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslekî uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak

ç) Her türlü taşıtı veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek

d) Tedavi veya muayene tedbirine uymak e) Güvence

f) Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak g) Suç mağdurunun haklarını güvence altına almak

ğ) Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adli kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek

h) Konutunu terk etmemek

ı) Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek

i) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek ya da ancak bazı yerlere gidebilmek:

j) Belirlenen kişi ve kuruluşlarla ilişki kurmamak

Usulüne uygun verilmiş adli kontrol kararı, kaydedildikten sonra vaka sorumlusuna18 gönderilir. Adli kontrol kapsamında kişi hakkında denetim planı hazırlanmaz veya risk ve ihtiyaç değerlendirilmesi yapılmaz. Çocuklar için sosyal çevreleriyle ile iş birliği yapılması gerekiyorsa, çocuğun ifşa olmamasına dikkat edilir.

Yükümlülüklerine uymayan yükümlü hakkında CMK md. 112 gereğince yetkili yargı merci derhal tutuklama kararı verebilir.

B) Kısa Süreli Hapis Cezasına Seçenek Yaptırımlar (TCK md. 50, Yönetmelik md.

66, Ceza İnfaz Tüzüğü19 md. 51)

Kısa süreli hapis cezası bir yıl veya daha az bir süredeki özgürlüğü bağlayıcı cezadır (TCK md. 49/2). Kısa süreli hapis cezalarının alternatif yaptırımlara çevrilmesi esasen kısa süreli bir cezayı gerektiren suç dolayısıyla hükümlünün cezaevinin olumsuz etkilerine maruz kalmamasıyla ilgilidir. Hukukçu Franz von Liszt 1889‟da kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezayı (kötü bir anlamda) haçlı seferi olarak nitelendirmiştir20.

17Fulya Korkmaz, “Adli Kontrol,” İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 1(2015):524

18 Yükümlülere yönelik iyileştirme ve denetime ilişkin belirlenen programlar ile kararların infazına ilişkin çalışmaların yürütülmesini koordine eden denetimli serbestlik memuru

19 Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük

20 Demirbaş, İnfaz Hukuku, s. 79

(10)

Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre maddede anılan yaptırımlardan birine çevrilebilir. TCK md. 50/1-c, d, e ve f bentlerinde belirlenen yaptırımlar, denetimli serbestlik müdürlükleri tarafından yerine getirilmektedir (Yönetmelik md. 62/2). Bu fıkrada sayılan yaptırımların hukuki esasının ise güvenlik tedbiri olduğu ifade edilmektedir21. Söz konusu yaptırımlar şu şekilde sıralanabilir:

a) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmek

d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmak

e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmak

f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmak

C) Hapis Cezasının Ertelenmesi (TCK md. 51, Yönetmelik md. 67)

Erteleme (tecil) işlediği suçtan dolayı mahkûm olan suçlunun cezasının yerine getirilmesinin belirli bir süre geriye bırakılması ve bu süre içerisinde suçlu yeniden suç işlemezse, hükümlülüğünün gerçekleşmemiş sayılmasını sonuçlayan bir ceza infaz kurumudur22. 765 sayılı TCK döneminde deneyimler iyi bir suç politikası aracı olan ertelemenin, ceza infazından daha çok önleyici ve yeniden topluma kazandırıcı bir etkisi olduğunu göstermişti23. Nitekim eski TCK md. 95/II‟de erteleme süresinin sonunda suç işlenmediği takdirde “cezası tecil edilmiş olan mahkûmiyeti esasen vakı olmamış sayılır.” denmişti. 5237 sayılı TCK‟nın 51/8‟de ise “ceza infaz edilmiş sayılır.” şeklinde bir hüküm yer almaktadır.

Hükümlünün ertelemeden yararlanabilmesi için en fazla iki yıllık bir suçtan mahkûm edilmiş olması, kişi önceden kasten üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmiş olmaması ve yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekir. Erteleme halinde hükümlü üç yıllık bir denetim süresine tabii tutulur. Mahkeme hükümlünün bu süre içerisinde

a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine

21 Demirbaş, Ceza Hukuku Genel Hükümler, s. 619

22 a.g.e, s. 692; Abdurrahman Ünlü, “Hapis Cezasının Ertelenmesi,” Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 1(2018): 7

23 Mustafa Ruhan Erdem, “Ceza Hukukunda Cezaların Ertelenmesine İlişkin Düzenlemelere Anayasal Bakış,” Anayasa Yargısı Dergisi 18(2001): 21

(11)

b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına c) On sekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine karar verebileceği gibi, bir uzman kişiyi ona yardım etmesi için görevlendirebilir. Aynı şekilde mahkeme, denetim süresi içinde herhangi bir yükümlülük belirlemeyebilir, uzman görevlendirmeyebilir.

D) Belirli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakma (TCK md. 53, Yönetmelik md. 73) Belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakma kişinin kasten işlemiş olduğu bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetinin kanuni sonucu olarak cezanın infazı sona erene kadar uygulanan bir güvenlik tedbiridir. Bu nedenle mahkeme kararında ayrıca belirtilmesine gerek olmadığı gibi, cezanın sona ermesiyle bu haklar kullanılabilir hale gelir24. Kişi, hapis cezasının sonuna kadar aşağıda yazılı hakları kullanamaz:

a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmek

b) Seçme ve seçilme ehliyeti

c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmak

d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmak

e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmek

Aynı şekilde yukarıda yazılan hak ve yetkilerden birisin kötüye kullanılması şeklinde bir suç gerçekleşmişse ceza infazından sonra etkili olmak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir.

Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir.

Denetimli serbestlik müdürlüğünün buradaki görevi yukarıdaki hallerin gerçekleşmesi halinde ilgili kuruluşa yazı yazmak ve süreçleri takip etmek adına gerekli bilgiyi istemektir.

E) Tedavi veya Denetimli Serbestlik (TCK md. 191, Yönetmelik md. 72)

24 Demirbaş, Ceza Hukuku Genel Hükümler, s. 639 vd.

(12)

Bu denetimli serbestlik veya tedavi uygulaması, Türk Ceza Kanunu‟nun 191. Maddesindeki

“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçuna ilişkindir. Bu suç kapsamında hakkında soruşturma başlatılan bir kimse için CMK md. 171‟deki kamu davasının açılmasının ertelenmesi için gereken şartlara bakılmaksızın hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir ve bu kimse hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu kimse hakkında denetimli serbestlik tedbiri ile birlikte tedaviye tabi tutulabilir. Tedavi veya denetimli serbestlik tedbiri ile amaçlanan husus, kişinin vücudunun bağımlılık yapan maddeden arındırılması, yoksunluk belirtilerinin giderilmesi, kişinin yaşam standartlarını artırması ve topluma faydalı bir birey olmasıdır. Bu suç nedeniyle denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri verilenler için risk değerlendirilmesi yapılmadığı gibi denetim planı da hazırlanmaz. Ancak Yönetmeliğin 72. Maddesinde belirtilen çalışmalar yerine getirilir. Bu kimseler için denetimli şerbetlik uzmanı tarafından “Rehberlik ve İyileştirme Programı” hazırlanır. Hakkında tedavi kararı da verilmişse, vaka sorumlusu tarafından kişinin tedaviye başvurup başvurmadığı takip edilir.

Tedavi veya denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması ya da uyuşturucu madde kullanılması, bulundurulması veya Kanunda sayılan diğer seçimlik hareketlerden birisinin yapılması halinde kişi hakkında kamu davası açılır. Bununla beraber, bu tedbirlerin hapis cezasının yerini tutmadığı ve suçlu olan kişilerin serbest bırakıldığı da dile getirilmektedir25.

F) Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (CMK md. 231, Yönetmelik md. 58) Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması (HAGB), Ceza Muhakemesi Kanunu‟na 2006 yılında eklenmiş olan, ceza adalet sistemini tamamlayan bir kurumdur. Yargılaması yapılan fail hakkında belirli şartların halinde verilecek hükmün geriye bırakılmasını ifade eder26. Burada amaçlanan, failin cezası infaz edilmeden ıslah edilmesi ve böylelikle faile bir şans verilmesidir27. CMK md. 231/1‟de hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün fail hakkında bir hukuki sonuç doğurmaması şeklinde tanımlanmıştır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı mahkûm olmaması, mahkemece sanığın kişilik özellikler ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması gerekmektedir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği zaman sanık beş yıl süreyle denetim süresine tabii tutulur. Sanığa, mahkeme tarafından en fazla bir yıl için belirlenecek bir tedbir uygulanabilir. Bu tedbirler şu şekildedir:

a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesi

25 Timur Demirbaş, Kriminoloji, Ankara 2005, s. 445 – 446

26 Demirbaş, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 688 vd.

27 Devrim Güngör, Güneş Okuyucu – Ergün, “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması,” Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 4(2016): 9 vd.

(13)

b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılması c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesi

G) Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanarak Cezanın İnfazı ve İnfaz Aşamasındaki Diğer Denetimli Serbestlik Uygulamaları (CeGTİK md. 105, 106, 107, 110 Yönetmelik md. 81, 92)

a. Denetimli Serbestlik Suretiyle Cezanın İnfazı (CeGTİK md. 105, Yönetmelik md. 81)28

Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun‟a 2012 yılında eklenen 105/a maddesiyle hukukumuza kazandırılmış bir infaz usulüdür. Koşullu salıverilme tarihine kadar hükümlünün cezasının infazının denetimli serbestlik vasıtasıyla yapılması sağlanır. Genel olarak uygulanabilmesi için beş şartın gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartlardan ilki hükümlünün açık cezaevinde bulunmasıdır. Hükümlü, açık cezaevine doğrudan veya kapalı infaz kurumundan ayrılmak suretiyle gönderilebilir. İkinci şart ise açık cezaevinde cezanın infazının altı aydır kesintisiz devam ediyor olmasıdır. Açık cezaevinde olmamasına karşın şartların oluşması ve iradesi dışında bir sebeple gönderilmeyen kimse için de şartların oluşturduğu tarihten itibaren altı ayın geçmesi yeterlidir. Ancak Kanunun geçici dördüncü maddesi hükmü nedeniyle 31.12.2020 tarihine kadar altı aylık sürenin geçmesi koşulu aranmamaktadır. Bu da, giriş bölümünde değinmiş olduğumuz girdi – çıktı uygulamasının yapılmasına neden olmaktadır.

Bunlar haricinde üçüncü şart ise hükümlünün koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az bir süre kalmış olmasıdır. Dördüncü şart ise iyi hale ilişkindir. Hükümlünün iyi halli olup olmadığına Yönetmelik md. 78 gereği cezaevi idare kurulu karar verecektir. Son şart ise hükümlünün talebinin bulunmasıdır. Hükümlü, denetimli serbestlikten yararlanabilmek için dilekçeyle infaz kurumu idaresine başvurmalıdır. Bunun ardından dosya incelenip infaz hâkimliğine gönderilecek ve infaz hâkiminin vereceği kararıyla denetimli serbestlik yoluyla infaz başlayacaktır. Bu madde kapsamındaki denetimli serbestlik ile aşağıdaki tedbirler, hükümlüye uygulanabilir:

a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma

b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmeme

d) Belirlenen programlara katılma

Yukarıdaki genel koşulların haricinde çeşitli hükümlüler için de özel koşullar bulunmaktadır, ancak yazının kapsamı itibariyle bunlara değinilmeyecektir.

28 Turhan – Altıkat, s. 17 vd.

(14)

b. Koşullu Salıverilme Sonrası Denetimli Serbestlik (CeGTİK md. 107, Yönetmelik md. 92)

Koşullu salıverilme (Şartlı Tahliye), mahkûm olduğu hapis cezasının kanun tarafından öngörülen kısmının iyi halli geçirmiş olan hükümlünün, konulan şartlara uymadığı takdirde geri alınması koşulu ile hükümlülük süresini tamamını bitirmeden ilgili merci tarafından verilecek kararla salıverilmesini ve bu şekilde normal yaşama dönmesini sağlayan bir kurumdur29. Koşullu salıverilmenin hukuki esası açısından bir infaz şekli olarak belirtilmektedir30. Koşullu salıverilmeden yararlanabilmek için öncelikle hükümlü, 107/2 ve 107/3‟te belirtilen asgari süreyi iyi halli geçirmiş olmalıdır. Bu, adi suçlar için cezalarının üçte ikisini iyi halli geçirmek demektir. Bunun haricinde, yine hükümlünün koşullu salıverilmeden yararlanmak için talebi gerekir. İnfaz kurumu tarafından hazırlanacak değerlendirme raporu üzerine hükmü veren mahkeme, koşullu salıverilme kararını verir. Koşullu salıverilme için tabi olunacak denetim süresi özgürlüğü bağlayıcı cezanın yarısı kadardır. Ancak bu hak ederek tahliye süresini geçemez.

Hükümlüye denetim süresi içerisinde infaz kurumunda öğrendiği sanatı icra etmek üzere aynı meslek veya sanatı icra eden kimsenin gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılabileceği gibi, kişiye bir rehber de görevlendirilebilir. Bu rehber kötü alışkanlıklar edinebileceği çevrelerden uzak kalması ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya yanında çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur. Üç ayda bir rapor hazırlayarak bunu hâkime verir.

Bununla beraber denetim süresi, herhangi bir denetimli serbestlik tedbiri uygulanmadan da geçebilir.

c. Cezanın Konutta İnfazı (CeGTİK md. 110, Yönetmelik md. 75)

Cezanın konutta infazı bir alternatif infaz biçimidir31. Cezanın konutta infazı kadın veya 65 yaşı bitirmiş kimseler için mahkûm oldukları altı ay, 70 yaşını bitirmiş olanlar için bir yıl ve 75 yaş üstü için ise üç yıl için mümkündür. Bu karar, hükmü veren mahkemece verilir. İnfaza başlandıktan sonra da bu karar verilebilir. Yönetmeliğin 75. Maddesinin üçüncü fıkrasına göre hükümlülerin belirli süre konutta cezalarını çektikten sonra konutlarından belirli saatler için ayrılmalarına izin verilebilir. Bu kişilerin takibinde elektronik kelepçe kullanılabilir.

d. Adli Para Cezasının Kamuya Yararlı Bir İşte Çalışma Suretiyle İnfazı (CeGTİK md. 106)

Adli para cezasının kamuya yararlı bir işte çalışma suretiyle infaz, adli para cezasına hükmedilen veya hapis cezası adli para cezasına çevrilen hükümlülerin, ödeme emri üzerine belirli bir süre içerisinde parayı ödememeleri halinde ödenmeyen kısmi hapis cezasına çevrilerek günde iki saat bir gün sayılmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasıdır.

29 Demirbaş, İnfaz Hukuku, s. 517

30 a.g.e., s. 518

31 a.g.e., s. 539

(15)

KAYNAKÇA

Akan, Ali Kemal, “Cezaevlerinde Yaklaşık 286 bin Hükümlü ve Tutuklu Var,” Anadolu Ajansı, Erişim Tarihi 19 Şubat 2020, https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/cezaevlerinde-yaklasik- 286-bin-hukumlu-ve-tutuklu-var/1646397

Cihan, Erol, Ezgi Cankurt, Tülay Kitapçıoğlu, “Denetimli Serbestlik,” Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 2(2016): 55

Cumhuriyet, “Kadir Şeker için „Sosyal Araştırma Raporu‟ Hazırlandı,” DHA, Erişim Tarihi 29 Şubat 2020, http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kadir-seker-icin-sosyal-arastirma-raporu- hazirlandi-1722960

Demirbaş, Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2019 Demirbaş, Timur, Kriminoloji, Ankara 2005

Demirbaş, Timur, İnfaz Hukuku, Ankara 2019

Erdem, Mustafa Ruhan, “Ceza Hukukunda Cezaların Ertelenmesine İlişkin Düzenlemelere Anayasal Bakış,” Anayasa Yargısı Dergisi 18(2001): 21

Erem, Faruk, “Türk Ceza Kanununda Emniyet Tedbirleri,” Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 1(1944): 365 vd.

Güngör, Devrim, Güneş Okuyucu – Ergün, “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması,”

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 4(2016): 9 vd.

Korkmaz, Fulya, “Adli Kontrol,” İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 1(2015):524 Şahin, Neşe, “Ülkemizde Kırkdört Yıl Önce Yapılan Bir Konferansta Probasyon (Denetimli Serbestlik Sistemi) Tartışıldı,” Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı E-Dergisi 4(2008): 39 - 43

Turhan, Faruk, Abdürrahim Altıkat, “Yeni Bir Ceza İnfaz Usulü Olarak Denetimli Serbestlik ve Bu Usulden Yararlanma Şartları,” Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 18 (2012): 8, 17 vd.

Ünlü, Abdurrahman, “Hapis Cezasının Ertelenmesi,” Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 1(2018): 7

Yavuz, Hakan, “Denetimli Serbestliğin Türk Ceza Adalet Sistemi İçerisindeki Genel Görünümü Üzerine,” Adalet Dergisi 42(2012): 57 vd.

Yavuz, Hakan, “Denetimli Serbestliğin Türk Ceza Adalet Sistemindeki Tarihsel Gelişim Süreci,” TBB Dergisi 100(2012): 324

Referanslar

Benzer Belgeler

Hastalık süresi aynı olan hastalar arasında yapılan çalışmalarda daha yaşlı olanlarda karaciğer hasarının derecesi genç hastalara göre daha yüksek bulun- muştur

[r]

Yandaki tabloda ikiĢer tane yazılmıĢ üç basamaklı sayıları bulup farklı renklere boyayın ve. Sayı

[r]

Geleneksel anlatım tekniklerinin yanında bilinç akışı, iç monolog, mektup, diyalog, diyalektik, alıntı, geriye dönüş gibi modern romanın anlatım tekniklerini de

The analytical method used in this research is structural equation modeling (SEM) to determine the causal relationship between latent variables contained in structural

Örgütsel bağlılığın duygusal, devam ve normatif bağlılık boyutları ile örgütsel bağlılığın geneli arasında eğitim düzeyine dayalı olarak yapılan ANOVA testi

Dava zamanaşımının hesaplanmasında suçun alt ve üst sınırlarında, daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halin gerektirdiği artırım yapılacak ve ona göre süre tayin