• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI"

Copied!
315
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Mayıs 2014

TÜRKİYE

SERMAYE

PİYASASI

2013

Büyükdere Caddesi No:173 1. Levent Plaza A Blok Kat:4 34394 1. Levent/İstanbul

Tel: +90 212 280 85 67 Faks: +90 212 280 85 89 info@tspakb.org.tr www.tspakb.org.tr

ISBN 978-975-6483-47-3

(2)

Editör Alparslan Budak

Ekin Fıkırkoca

Yazarlar Gökben Altaş

Erdem Ünsal Özge Taşkeli Serhat Tahsin İşler

Katkıda Bulunanlar Aracı Kurumlar Veritabanı

Telman Şahbazoğlu Tasarım Cennet Türker

Baskı: Umur Baskı

Birinci Baskı: İstanbul, Mayıs 2014 TSPB Yayın No. 69

ISBN- 978-975-6483-43-5 ISSN-1303-6688

Bu rapor Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu raporda yer alan her türlü bilgi, değerlendirme, yorum ve istatistiki değerler hazırlandığı tarih itibariyle güvenilirliğine inanılan kaynaklardan elde edilerek derlenmiştir.

Bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçla kullanılmasından doğabilecek zararlardan TSPB hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Bu raporda yer alan bilgiler kaynak gösterilmek şartıyla yayınlanabilir.

(3)

TSPB I TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI

Sunuş

Uluslararası piyasalarda ekonomik ve politik dalgalanmaların yaşandığı zor bir seneyi geride bıraktık. Küresel ekonomik konjonktürde yaşanan tüm bu zorluklara karşın, 2013 yılında ülkemizde sermaye piyasalarımızın geleceğini şekillendirecek önemli adımlar atıldı.

Ülkemizdeki tüm borsalar Borsa İstanbul altında birleşirken, yeni Sermaye Piyasası Kanununun getirdiği değişiklikler kademeli olarak yürürlüğe girdi.

2014 yılı başında yeni Kanunun öngördüğü şekilde Birliğimizin yapısı da değişti. Bu sene sizlere ilk kez “Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği” olarak yıllık raporumuzu iletiyoruz. Elinizde tuttuğunuz rapor, 2013 yılında dünyada ve Türkiye finansal piyasalarında yaşanan gelişmeleri kapsamlı bir şekilde mercek altına alıyor. Çalışmamızın finansal piyasalarımızın gelişimine katkıda bulunmasını diliyor, hazırlanmasında emeği geçen çalışanlarımıza teşekkür ediyorum.

Saygılarımla,

Attila Köksal, CFA Başkan

(4)

II TSPB KISALTMALAR

A.D. : Anlamlı Değil

BDDK : Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu BES : Bireysel Emeklilik Sistemi

BYF : Borsa Yatırım Fonu

DİBS : Devlet İç Borçlanma Senedi DTH : Döviz Tevdiat Hesabı EGM : Emeklilik Gözetim Merkezi EYF : Emeklilik Yatırım Fonu FED : ABD Merkez Bankası GİP : Gelişen İşletmeler Piyasası GSYH : Gayri Safi Yurtiçi Hasıla GYO : Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Hazine : T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı

ICI : Investment Company Institute-Yatırım Fonları Enstitüsü IMF : International Monetary Fund-Uluslararası Para Fonu KOBİ : Küçük ve Orta Ölçekli İşletme

MKK : Merkezi Kayıt Kuruluşu

Mn. : Milyon

Myr. : Milyar

ÖPSP : Ödünç Pay Senedi Piyasası SGMK : Sabit Getirili Menkul Kıymet SİP : Serbest İşlem Platformu SPK : Sermaye Piyasası Kurulu

Takasbank : İstanbul Takas ve Saklama Bankası A.Ş.

TBB : Türkiye Bankalar Birliği

TCMB : Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

TKYD : Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği TL : Türk Lirası

TMSF : Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TPP : Takasbank Para Piyasası

TSPB : Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği TÜFE : Tüketici Fiyatları Endeksi

TÜİK : T.C. Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu ÜFE : Üretici Fiyatları Endeksi

VDMK : Varlığa Dayalı Menkul Kıymet VİOP : Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası VOB : Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası A.Ş.

VTMK : Varlık Teminatlı Menkul Kıymet

WFE : World Federation of Exchanges-Dünya Borsalar Federasyonu YP : Yabancı Para

(5)

TSPB III TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI

İçindekiler

EKONOMİ 1

DÜNYA EKONOMİSİ 3

TÜRKİYE EKONOMİSİ 6

FİNANSAL PİYASALAR 13 ULUSLARARASI KARŞILAŞTIRMALAR 16 YATIRIM ARAÇLARININ GETİRİLERİ 26

SABİT GETİRİLİ MENKUL KIYMETLER 28

PAY SENETLERİ 33 VADELİ İŞLEMLER VE OPSİYONLAR 40

YATIRIM FONLARI 41

YATIRIM KURULUŞLARININ FAALİYETLERİ 49 PAY SENETLERİ 52 VARANT VE SERTİFİKALAR 55

SABİT GETİRİLİ MENKUL KIYMETLER 56

VADELİ İŞLEMLER VE OPSİYONLAR 59 KALDIRAÇLI İŞLEMLER 62 KURUMSAL FİNANSMAN FAALİYETLERİ 63 PORTFÖY YÖNETİMİ FAALİYETLERİ 64 KREDİLİ İŞLEMLER 66

ŞUBE AĞI 67

İNTERNET İŞLEMLERİ 68 ÇAĞRI MERKEZİ İŞLEMLERİ 69 ÇALIŞAN PROFİLİ 70 ARACI KURUMLARIN FİNANSAL VERİLERİ 77 BİLANÇO ANALİZİ 79 GELİR TABLOSU ANALİZİ 85 YOĞUNLAŞMA ANALİZİ 92 YATIRIMCILAR 95 YATIRIM TERCİHLERİ 97

GENEL TANIMLAR 98

PAY SENEDİ YATIRIMCILARI 99

YABANCI PAY SENEDİ YATIRIMCILARI 103

VARANT VE SERTİFİKA YATIRIMCILARI 108

ÖZEL SEKTÖR BORÇLANMA SENEDİ YATIRIMCILARI 109

VDMK VE VTMK YATIRIMCILARI 110

YATIRIM FONU YATIRIMCILARI 111

EMEKLİLİK YATIRIM FONU YATIRIMCILARI 112

(6)

IV TSPB

ARACI KURUMLAR 115

A1 CAPİTAL MENKUL DEĞERLER A.Ş. 118

ACAR MENKUL DEĞERLER A.Ş. 120

AK YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 122

ALAN MENKUL DEĞERLER A.Ş. 124

ALB MENKUL DEĞERLER A.Ş. 126

ALKHAİR CAPİTAL MENKUL DEĞERLER A.Ş. 128

ALTERNATİF YATIRIM A.Ş. 130

ANADOLU YATIRIM MENKUL KIYMETLER A.Ş. 132

ASYA YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 134

ATA YATIRIM MENKUL KIYMETLER A.Ş. 136

ATAONLİNE MENKUL KIYMETLER A.Ş. 138

ATIG YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 140

AYBORSA MENKUL DEĞERLER TİCARETİ A.Ş. 142

BAHAR MENKUL DEĞERLER TİCARETİ A.Ş. 144

BAŞKENT MENKUL DEĞERLER A.Ş. 146

BGC PARTNERS MENKUL DEĞERLER A.Ş. 148

BİZİM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 150

BURGAN YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 152

CAMİŞ MENKUL DEĞERLER A.Ş. 154

CENSA MENKUL DEĞERLER A.Ş. 156

CEROS MENKUL DEĞERLER A.Ş. 158

CITI MENKUL DEĞERLER A.Ş. 160

CREDIT SUISSE İSTANBUL MENKUL DEĞERLER A.Ş. 162

DELTA MENKUL DEĞERLER A.Ş. 164

DENİZ YATIRIM MENKUL KIYMETLER A.Ş. 166

DESTEK MENKUL DEĞERLER A.Ş. 168

DEUTSCHE SECURITIES MENKUL DEĞERLER A.Ş. 170

DÜNYA MENKUL DEĞERLER A.Ş. 172

ECZACIBAŞI MENKUL DEĞERLER A.Ş. 174

EGEMEN MENKUL KIYMETLER A.Ş. 176

EKİNCİLER YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 178

EKSPRES YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 180

ENDEKS MENKUL DEĞERLER A.Ş. 182

ERSTE SECURITIES İSTANBUL MENKUL DEĞERLER A.Ş. 184

ETİ MENKUL KIYMETLER A.Ş. 186

EURO YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 188

FED MENKUL DEĞERLER A.Ş. 190

FİNANS YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 192

GALATA YATIRIM A.Ş. 194

GARANTİ YATIRIM MENKUL KIYMETLER A.Ş. 196

(7)

TSPB V TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI

GCM MENKUL KIYMETLER A.Ş. 198

GEDİK YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 200

GLOBAL MENKUL DEĞERLER A.Ş. 202

GÜNEY MENKUL DEĞERLER TİCARETİ A.Ş. 204

GÜVEN MENKUL DEĞERLER A.Ş. 206

HALK YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 208

HSBC YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 210

IKON MENKUL DEĞERLER A.Ş. 212

ING MENKUL DEĞERLER A.Ş.. 214

INVEST - AZ MENKUL DEĞERLER A.Ş. 216

IŞIK MENKUL DEĞERLER A.Ş. 218

İNFO YATIRIM A.Ş. 220

İNTEGRAL MENKUL DEĞERLER A.Ş. 222

İŞ YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 224

J.P. MORGAN MENKUL DEĞERLER A.Ş. 226

KAPİTAL MENKUL DEĞERLER A.Ş. 228

KARE YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 230

MARBAŞ MENKUL DEĞERLER A.Ş. 232

MEKSA YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 234

MERRILL LYNCH MENKUL DEĞERLER A.Ş. 236

METRO YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 238

MORGAN STANLEY MENKUL DEĞERLER A.Ş. 240

NETA YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 242

NOOR CAPİTAL MARKET MENKUL DEĞERLER A.Ş. 244

OSMANLI MENKUL DEĞERLER A.Ş. 246

OYAK YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 248

PAY MENKUL DEĞERLER A.Ş. 250

PHİLLİPCAPİTAL MENKUL DEĞERLER A.Ş. 252

PİRAMİT MENKUL KIYMETLER A.Ş. 254

POLEN MENKUL DEĞERLER A.Ş. 256

PRİM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 258

RENAİSSANCE CAPİTAL MENKUL DEĞERLER A.Ş. 260

SANKO MENKUL DEĞERLER A.Ş. 262

SARDİS MENKUL DEĞERLER A.Ş. 264

SAXO CAPITAL MARKETS MENKUL DEĞERLER A.Ş. 266

SAYILGAN MENKUL DEĞERLER TİCARETİ A.Ş. 268

STRATEJİ MENKUL DEĞERLER A.. 270

ŞEKER YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 272

TACİRLER YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 274

TAKSİM YATIRIM A.Ş. 276

TEB YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 278

(8)

VI TSPB

TEKSTİL YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 280

TERA MENKUL DEĞERLER A.Ş. 282

TİCARET MENKUL DEĞERLER A.Ş. 284

TOROS MENKUL KIYMETLER TİCARET A.Ş. 286

TURKISH YATIRIM A.Ş. 288

UBS MENKUL DEĞERLER A.Ş. 290

ULUKARTAL KAPİTAL MENKUL DEĞERLER A.Ş. 292

ULUS MENKUL DEĞERLER A.Ş. 294

ÜNLÜ MENKUL DEĞERLER A.Ş. 296

VAKIF YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 298

X TRADE BROKERS MENKUL DEĞERLER A.Ş. 300

YAPI KREDİ YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 302

YATIRIM FİNANSMAN MENKUL DEĞERLER A.Ş. 304

ZİRAAT YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 306

(9)

EKONOMİ

(10)
(11)

TSPB 3 TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI

Gelişen ekonomilerin dünya

toplam GSYH içindeki payı 2013

yılında %39’a yükselmiştir.

Dünya Ekonomisi

Genel Değerlendirme

2007 yılında başlayan küresel krizin ardından, gelişmiş ekonomiler ağırlıklı olarak etkisi halen hissedilmekte olan yoğun parasal genişleme ve varlık alımı politikalarını benimsemiştir.

Sağlanan yoğun likidite ise reel getirisi daha yüksek olan gelişen ekonomilere kaymıştır.

Kolay ve düşük maliyetli bu fonlama imkânı, dünya ekonomisindeki toparlanmanın büyük ölçüde gelişen ekonomiler öncülüğünde gerçekleşmesini sağlamıştır. Bu süreçte, gelişmiş ekonomilerdeki kamu borcu artarken, gelişmekte olan ülkelerde kamu borcu istikrarlı şekilde düşük seviyesini korumuştur.

IMF verilerine göre dünya toplam GSYH’de gelişen ekonomilerin payı artış eğilimindedir. 2009 yılında gelişen ekonomilerin dünya toplam GSYH içindeki payı, %31 iken 2013 yılında bu oran %39’a yükselmiştir.

Küresel ekonomideki bu eğilimlere karşın gelişmekte olan ekonomilerdeki büyüme hızlarının 2013’te yavaşlaması dikkat çekmektedir. Bu ülkelerin farklı ekonomik yapılara sahip olmalarına karşın 2013 yılındaki ekonomik faaliyetlerindeki yavaşlama, ağırlıklı olarak küresel bazda sıkılaşan likidite koşullarından ve gelişen ülke otoritelerince iç talebi soğutmaya yönelik atılan adımlardan kaynaklanmıştır.

2013 yılına damgasına vuran konu, ABD’deki ekonomik toparlanmaya paralel olarak merkez bankası FED’in Mayıs ayında tahvil alım programında planlı bir azaltıma başlayacağını duyurması olmuştur.

FED’in büyüme, işsizlik ve enflasyondaki gelişmeleri göz önüne alarak, aylık bazda 80 milyar dolarlık likiditeye karşılık gelen bu programdan 10’ar milyar dolarlık parçalar halinde azaltım yaparak çıkacağını duyurması küresel finansal piyasalar için yeni bir dönemi başlatmıştır.

FED kararları küresel büyümeyi destekleyici likidite koşullarını olumsuz etkilemiş, ABD’deki tahvil faizlerinin yükselmesine ve doların uluslararası piyasada değer kazanmasına neden olmuştur.

Ekonomi

(12)

4 TSPB

FED’in tahvil alım programında

azaltıma başlayacağını duyurması finansal piyasalarda likidite endişesi yaratmıştır.

Tahvil alım programında azaltıma başlanacağının Mayıs ayında belirtilmesinden dolayı düşen risk iştahı ile yılın ikinci yarısında gelişmekte olan piyasalardan sermaye çıkışları gözlemlenmiştir.

Bu koşullar gelişmekte olan ülkelerin sermaye piyasalarında ve para birimlerinde de büyük oynaklıkları beraberinde getirmiştir.

Dünya ekonomisinin önemli bir bölümünü oluşturan ABD’deki toparlanma, Japonya’daki ılımlı iyileşme ve Avrupa bölgesindeki olumlu gelişmelerin ağırlıklı olarak yılın ikinci yarısında meydana gelmesi, gelişmiş ekonomilerin 2013 yılı büyümesini %1,3 ile sınırlandırmıştır.

2013’ün ikinci yarısında ortaya çıkan sıkı finansal koşullar ve olumsuz sermaye hareketleri nedeniyle, ekonomik aktiviteleri belli ölçüde sınırlanan gelişen ekonomilerin 2013 yılında %4,7 oranında büyüdüğü tahmin edilmektedir.

Gelişmiş ekonomilerde 2013 yılının ikinci yarısında gözlenen sınırlı ekonomik toparlanmaya rağmen, bu ülkelerdeki yılsonu enflasyon oranı 2013’te bir önceki yıla kıyasla düşerek %1,2 olmuştur. Halen güçlü olmakla beraber zayıflayan büyümeleriyle gelişmekte olan ekonomiler için yılsonu enflasyon oranı 2013 yılında %5,4’e inmiştir.

İşsizlik 2013 yılında da genel olarak gelişmiş ekonomilerin önemli bir sorunu olarak devam etmektedir. Bu konuda ABD 2013 yılında olumlu bir performans sergilerken, aynı dönemde Avro bölgesi yükselmekte olan oranlarla karşılaşmaktadır.

Beklentiler ve Risk Unsurları

Küresel ekonomide 2014 yılının, çarpıcı bir farkla olmasa da, 2013’e göre daha olumlu geçeceği ve IMF’e göre gelişmiş ekonomilerde dikkate değer bir faiz artışı olmayacağı beklenmektedir.

Avrupa Birliği’nin %12 seviyesindeki işsizlik sorunu ve bankacılık sistemindeki sermaye gereksinimi, Japonya’nın deflasyon riski ve yüksek bütçe açığı, ABD’nin izleyeceği maliye ve para politikası dikkate alındığında, küresel ekonomi için zorlu sürecin şiddetini azaltarak da olsa halen devam ettiği görülmektedir.

Önümüzdeki dönemde, özellikle cari açık veren gelişen ekonomilerde kurlar üzerindeki riskler, sermaye hareketlerinin yarattığı kırılganlıkları yönetme ihtiyacı ve hızlı kredi büyümesi sonrası finansal istikrarın tesisinin gündemdeki yerini koruması beklenmektedir.

(13)

TSPB 5 TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI

Dünya Ekonomisi: Seçilmiş Makro Göstergeler

2009 2010 2011 2012 2013 2014T 2015T 2016T

GSYH Büyüme Oranları, %

Dünya -0.4 5.2 3.9 3.2 3.0 3.6 3.9 4.0

Gelişmiş Ekonomiler -3.4 3.0 1.7 1.4 1.3 2.2 2.3 2.4

ABD -2.8 2.5 1.8 2.8 1.9 2.8 3.0 3.0

Avro Bölgesi -4.4 2.0 1.6 -0.7 -0.5 1.2 1.5 1.5

Gelişen Ekonomiler 3.1 7.5 6.3 5.1 4.7 4.9 5.3 5.4

Brezilya -0.3 7.5 2.7 1.0 2.3 1.8 2.7 3.0

Çin 9.2 10.4 9.3 7.7 7.7 7.5 7.3 7.0

Hindistan 8.5 10.3 6.6 4.7 4.4 5.4 6.4 6.5

Türkiye -4.8 9.2 8.8 2.1 4.0 2.3 3.1 3.5

Enflasyon, Yılsonu TÜFE, %

Dünya 3.2 4.2 4.7 3.8 3.3 3.7 3.5 3.4

Gelişmiş Ekonomiler 1.2 1.8 2.7 1.7 1.2 1.6 1.7 1.8

ABD 1.9 1.7 3.1 1.8 1.2 1.5 1.7 2.0

Avro Bölgesi 0.9 2.2 2.8 2.2 0.8 1.0 1.1 1.4

Gelişen Ekonomiler 5.6 6.8 6.9 6.0 5.4 5.7 5.3 4.9

Brezilya 4.3 5.9 6.5 5.8 5.9 5.8 5.4 5.2

Çin 1.9 4.6 4.1 2.5 2.5 3.0 3.0 3.0

Hindistan 14.3 10.0 9.4 10.4 8.1 8.0 7.4 6.4

Türkiye 6.5 6.4 10.5 6.2 7.4 8.0 6.0 6.0

İşsizlik Oranı, %

Gelişmiş Ekonomiler 8.1 8.3 8.0 8.0 7.9 7.5 7.3 7.1

ABD 9.3 9.6 8.9 8.1 7.4 6.4 6.2 6.1

Avro Bölgesi 9.7 10.2 10.2 11.4 12.1 11.9 11.6 11.1

Gelişen Ekonomiler

Brezilya 8.1 6.7 6.0 5.5 5.4 5.6 5.8 6.0

Çin 4.3 4.1 4.1 4.1 4.1 4.1 4.1 4.1

Türkiye 14.0 11.9 9.8 9.2 9.7 10.2 10.6 10.6

Genel Yönetim Brüt Borç/GSYH, %

Gelişmiş Ekonomiler 92.9 99.3 103.2 107.5 106.3 106.3 106.0 105.2

ABD 86.1 94.8 99.0 102.4 104.5 105.7 105.7 105.6

Avro Bölgesi 80.1 85.7 88.1 92.8 95.2 95.6 94.5 92.6 Gelişen Ekonomiler 35.4 38.8 36.6 35.6 34.5 33.3 32.8 32.2

Brezilya 66.8 65.0 64.7 68.2 66.3 66.7 66.4 66.2

Çin 17.7 33.5 28.7 26.1 22.4 20.2 18.7 17.6

Hindistan 72.5 67.5 66.8 66.6 66.7 65.3 64.0 62.7

Türkiye 46.0 42.3 39.1 36.2 36.3 35.9 36.0 35.9

Kaynak: IMF, WEO Nisan 2014, TÜİK T: Tahmin

(14)

6 TSPB

Ekonomi 2013 yılında küresel ve iç belirsizlik unsurlarına

karşın %4 büyümüştür.

Türkiye Ekonomisi

Genel Değerlendirme

Küresel krizden sonra, 2010 ve 2011 yıllarında yüksek büyüme oranları yakalayan Türkiye ekonomisi, üretim ve finansman konularında ağırlıklı olarak dışa bağımlılığının bir neticesi olarak yüksek cari açık vermeye başlamıştır.

Özellikle özel tasarrufların diğer gelişmekte olan ülkelere göre düşük seviyelerde olması ekonomiyi dış şoklara karşı korumasız bırakmıştır. Buna ek olarak cari açık finansmanının 2002-2006 dönemleri aksine, doğrudan yabancı yatırımlar yerine ağırlıklı olarak kısa vadeli portföy yatırımları ile yapılması, finansal istikrar üzerinde tehdit unsuru olmuştur.

Kriz sonrası dönemde, iç talebin düşük faiz ve kolay finansmana erişim ortamında canlanması, özel tüketim ve yatırım harcamalarını, temelde kredi kanalı ile genişletmiştir. Küresel krizle birlikte yıllık büyümesi 2009 yılında %11 oranına kadar düşen tüketici kredileri, 2010 ve 2011 yıllarında sırayla %39 ve

%31 seviyelerine kadar çıkmıştır.

Tüm bu gelişmeler ışığında, 2012 yılında ilgili otoriteler ekonomide “yumuşak iniş” argümanını geliştirmiş, iç talebi soğutarak cari açığı daha sürdürülebilir seviyelere çekecek politika araçlarını kullanmaya yönelmiştir.

Ağırlıklı olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu nezdinde ortaya konulan para politikası ve bankacılık sektörüne ilişkin uygulamalarla, ekonomi genelinde sıkılaştırıcı tedbirler alınmıştır. Alınan tedbirler neticesinde 2012 yılında GSYH büyümesi çeyrekler bazında düzenli olarak düşüş eğilimine girmiş ve ekonomi yıl genelinde

%2,1 oranında büyümüştür. Bu sınırlı büyüme, yüksek artışlı kamu harcama ve yatırımları ile net ihracat sayesinde gerçekleşmiştir.

2013 yılına ise küresel aktivitedeki zayıflıkla giren Türkiye ekonomisi, faiz oranlarındaki azalmayla yılın ikinci çeyreğinde ivme kazanmış ve bu dönemde ekonomik büyüme büyük ölçüde hanehalkı tüketimindeki canlanmayla gerçekleşmiştir.

Yılın ilk yarısında uluslararası derecelendirme kuruluşları tarafından Türkiye ekonominin iç dinamiklerini olumlu etkileyen iki gelişme gerçekleşmiştir. Mart ayında S&P’den gelen not artışını Mayıs ayında Fitch takip etmiş ve ülke kredi notu “yatırım yapılabilir” seviyeye yükselmiştir.

(15)

TSPB 7 TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI

2012 büyümesindeki esas faktör olan dış

talep 2013 yılında yerini tekrar iç talebe bırakmıştır.

Ancak yine Mayıs ayında, ABD merkez bankası FED’in, parasal genişlemeyi tahvil alım programında azaltıma giderek bitireceğini açıklaması Türkiye’yi de içeren gelişmekte olan piyasaların kur ve faizlerinde yüksek oynaklık yaşanmasına neden olmuştur.

Yurtiçi talepteki canlanmaya karşın finansal piyasalarda gözlenen bu olumsuzluklar, yapılan not artışlarını gölgede bırakırken, cari açığın miktarı ve finansmanı konusundaki hassasiyetleri tekrar gündeme getirmiştir.

Yine aynı dönemde İstanbul’daki Gezi parkını koruma amacıyla başlayan eylemler kısa sürede ülke geneline yayılmıştır. Oluşan olumsuz iklim, siyasi tansiyonu da artırmıştır. Türkiye özelindeki bu olumsuz gelişmeler, iç talepteki artış eğilimini kısa süreliğine sekteye uğratmıştır.

Hem küresel hem de yerel zorlayıcı şartlar altında, yılın ikinci yarısında yurtiçi talebin hız kaybetmesine karşın, Türkiye ekonomisinin büyüme performansı görece olumlu olmuştur.

Temel Makro Göstergeler

2013 yılı geneline bakıldığında GSYH büyümesinin 2014-2016 Orta Vadeli Plan’da öngörülen şekliyle %4 olarak gerçekleştiği görülmektedir. GSYH cari fiyatlarla 1,6 trilyon TL’ye (820 milyar dolara) çıkmıştır. Kişi başı milli gelir ise TL bazında %8,9 oranında artışla 20.531 TL olurken dolar bazında %3,1 yükseliş göstererek 10.782 dolar olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye ekonomisinin 2013 yılı büyüme dinamiklerine iktisadi faaliyet kolları bazında bakıldığında en yüksek büyüme oranının

%9,8 ile finans ve sigorta faaliyetlerinde olduğu görülmektedir.

Bu sektör son on yıllık dönemde genel olarak ekonominin genelinden daha fazla büyümüştür. Reel ekonominin temel belirleyicisi olan imalat sanayinde ise yıllık büyüme oranı %3,8 ile ülke büyümesinin altında kalmıştır.

Yıllık %4’lük büyümenin 3,3 puanlık kısmı hanehalkı harcamalarından gelirken 1,1 puanlık kısmı ise kamu yatırımlarından gelmiştir. Böylelikle 2012 yılında net ihracat temelinde büyüyen ekonomi, 2013 yılında tekrar iç talep ağırlıklı bir kompozisyona bürünmüştür.

İşgücü piyasasında ise ekonominin 2013 yılında bir önceki yıla göre daha hızlı büyümesine karşın işsizlik oranının 0,5 puanlık artışla %9,7’ye yükseldiği görülmektedir. 2012 yılında %11,5 olan tarım dışı işsizlik oranı 2013 yılında %12’ye çıkmıştır. Görece olumlu bir gelişme olarak, kayıt dışı istihdam ise 2,3 puanlık düşüşle %36,7’ye gerilemiştir.

(16)

8 TSPB

2013’ün ikinci yarısında FED politikalarındaki belirsizlikten dolayı,

gelişen ülke para birimleri dolar karşısında değer

kaybetmiştir.

Erkeklerdeki işsizlik oranı 2013 yılında 0,2 puanlık artışla %8,7’ye kadınlarda ise 1,1 puanlık artışla %11,9 oranına yükselmiştir.

2013 yılında erkeklerde %71,5 ve %65,2 olan işgücüne katılım ve istihdam oranları, kadınlarda sırayla %30,8 ve %27,1 olarak gerçekleşmiştir.

Dış ticaret istatistiklerinde; ihracat 2013 yılında %0,4 azalışla 152 milyar dolar, ithalat ise %6,4 artışla 252 milyar dolara erişmiştir.

AB’deki ekonomik toparlanmaya paralel olarak Birliğin ihracat içindeki payı 2,5 puanlık artışla %41,5’e çıkmıştır.

2013 yılında iç talepteki canlanmaya ve net altın ihracatındaki düşüşe bağlı olarak cari işlemler açığı bir önceki yıla göre %34 oranında artarak 65 milyar dolara yükselmiştir. Cari işlemler açığının milli gelire oranı ise 2012 yılındaki %6,2 seviyesinden 2013 yılında %7,9’a yükselmiştir.

Net doğrudan yatırımlar önceki yıla göre fazla değişmemiş ve cari açık finansmanının sadece %15’ini karşılamıştır. Portföy yatırımları cari açık finansmanının %36’sını, bankaların aldığı krediler %33’ünü ve yurtdışı bankaların ve yurtdışı kişilerin mevduatı ise %15’ini oluşturmuştur.

Türkiye ekonomisinin yüksek büyüme sergilediği dönemlerde karşılaştığı yüksek cari açık seviyelerine 2013 yılında tekrar yaklaşmış olması, ekonomik büyüme için yapısal olarak dış kaynak bağımlılığının şiddetini göstermektedir.

Kur tarafında ise 2012 yılındaki istikrarlı görünüm 2013 yılında büyük ölçüde bozulmuştur. Bu eğilim temel olarak FED’in tahvil alım programında azaltıma gideceğini duyurduğu Mayıs ayında kendini göstermiştir. Kurlar üzerindeki baskı, Gezi olaylarını takip eden siyasi gerginlik ile daha da artmıştır.

Mayıs-Eylül döneminde yabancı yatırımcıların risk iştahındaki düşüş, Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekle olan ülkelerden sermaye çıkışını tetiklemiştir. Bu gelişme ilgili ülkelerin para birimlerinde yüksek oranlı değer kaybı yaratmıştır.

Türk lirası 2013’ü, yıllık bazda dolar karşında %19,8 ve avro karşısında ise %25,1 değer kaybı ile kapatmıştır. Eşit ağırlıklı döviz sepeti ise yıl genelinde TL karşısında %22,8 değer kazanmıştır.

2013 yılında toplam brüt dış borç stoku bir önceki yıla göre

%14,8 artışla 388 milyar dolara çıkmıştır. Kurlardaki artışın da etkisiyle brüt dış borcun milli gelire oranı 2012’deki %43 seviyesinden 4,3 puanlık artışla %47,3 oranına yükselmiştir. Net dış borç stokunun 2012 yılında %24,1 olan milli gelire oranı ise 2013’de %28,1 seviyesine yükselmiştir.

(17)

TSPB 9 TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI

Kur ve faiz cephesindeki yüksek oynaklık sadece fiyat istikrarı değil finansal istikrar

üzerinde de bozulma yaratmıştır.

2013 yılında enflasyon gelişmelerine bakıldığında, yılın ilk aylarında tütün grubu üzerindeki vergilendirmelerin fiyat seviyelerini artırdığı, takip eden dönemlerde ise enerji grubu ve işlenmemiş gıda fiyatlarının yükseldiği görülmektedir.

Özellikle yılın ikinci yarısında baş gösteren kur artışları ithal girdiler üzerinden enflasyon görünümünü ve beklentilerini ciddi ölçüde bozmuştur. Buna ek olarak dünya gıda fiyatlarındaki artışlar da enflasyonu olumsuz etkilemiştir.

2012 sonunda %6,2 olan TÜFE, 2013 Temmuz ayında %9 mertebelerine kadar yükselmiş ve yılı %7,4 oranında tamamlamıştır. Böylelikle tüketici enflasyonu, TCMB’nin 2013 yılı için açıkladığı %5 hedefinin 2 yüzde puanlık aşağı ve yukarı yönlü belirsizlik aralığının dahi dışında kalmıştır. ÜFE ise 2012 yılını

%2,5 seviyesinde kapatmışken, 2013 sonunda %7’ye yükselmiştir.

2013 yılının ikinci yarısında hem iç hem de dış faktörlerden kaynaklı ortaya çıkan zorlayıcı koşullar, kur ve faiz tarafında büyük dalgalanmalar yaratmıştır. İlgili dönemde TCMB, enflasyonu hedeflere uyumlu bir görünüme kavuşturmak ve Türk lirasındaki aşırı değer kaybını telafi etmek için likidite koşullarını sıkılaştırarak para politikasında daha temkinli bir duruş benimsemiştir.

Yıla %8,75 borç verme faiz oranı ile başlayan TCMB, Temmuz ayına kadar her toplantısında faizleri indirmiş ve Mayıs’ta %6,5 oranına kadar çekmiştir. Yılın ikinci yarısında ise FED kaynaklı artan belirsizlik karşısında banka, Ağustos sonunda borç verme faiz oranını %7,75 seviyesine yükseltmiştir. Bu politika çerçevesinde, piyasaya verilen likiditenin ortalama fonlama maliyetinin %6,25 oranının üzerinde seyretmesi sağlanmıştır.

Banka, yılın son çeyreğinde 1 ay vadeli repo ihalelerini sonlandırmış ve fonlamanın ortalama vadesini kısaltmıştır.

Para politikasının yılın ikinci yarısındaki gelişmeler karşısında daha esnek olabilmesi için politika faizinden yapılan fonlama miktarı da azaltılmıştır. Yapılan parasal sıkılaştırmalara ek olarak döviz satım ihalesi yoluyla döviz kurlarındaki çıkışın etkisi hafifletilmeye çalışılmıştır. Döviz satışlarıyla piyasanın Türk lirası likidite ihtiyacı daha da artmıştır.

2013 yılı Mayıs ortası ile başlayan finansal türbülans diğer birçok makro değişkende olduğu gibi faiz cephesinde de olumsuz şekilde kendini göstermiştir. Gösterge bileşik faiz oranlarında, not artırımları ile birlikte 17 Mayıs günü tarihi dip seviye olan %4,7 görülmüş ancak takip eden günlerde finansal piyasalardaki gerginlikle birlikte yüksek tempolu bir artış eğilimi gözlemlenmiştir.

(18)

10 TSPB

Kamu bütçesindeki olumlu gelişmeler

borçlanma ihtiyacını sınırlamış

ve borç stoku göstergelerinde iyileşme sağlamıştır.

Faiz dört aydan kısa bir süre sonra, 26 Ağustos tarihinde %10 seviyelerine tırmanmıştır. Böylelikle gösterge tahvil bileşik faiz oranı en son Ocak 2012’de gördüğü çift haneli seviyeye tekrar çıkmıştır.

Eylül ayında, FED’in tahvil alımında azaltımı erteleme kararı küresel konjonktürde gevşeme yaratmış ve Türkiye’de gösterge tahvil faizi %7,5 seviyelerine inmiştir. Ancak FED’in Ekim sonu toplantısı ile varlık alımlarındaki azaltıma Aralık’ta başlamayı planladığını açıklamasıyla gösterge tahvil faizi tekrar artış trendine girmiş ve yılı %9,7 seviyesinde kapatmıştır.

2013 yılı merkezi yönetim bütçe göstergelerinde; gelirlerin %17 artışla 389 milyar TL’ye, giderlerin ise %13 artışla 408 milyar TL’ye eriştiği görülmektedir. Sonuçta bütçe açığı bir yıl öncesine göre %37 oranında daralarak 19 milyar TL’ye düşmüştür. Faiz dışı fazla, gelirlerdeki yüksek artış sayesinde %66 oranında artarak 32 milyar TL’ye ulaşmıştır.

Bütçe performansındaki olumlu gelişmeler, faiz dışı fazlanın milli gelire oranını 0,7 puan artışla %2’ye taşımıştır. Bütçe açığının milli gelire oranı ise 2012’ye göre 0,9 puan düşerek %1,2’ye inmiştir.

Genel yönetim borç dinamiklerine bakıldığında; toplam borç stokunun 2013 yılında bir önceki yıla göre %10 artışla 607 milyar TL’ye yükseldiği görülmektedir. İç borç stoku 2013 yılında %5 artışla 416 milyar TL’ye çıkarken, dış borç kurdaki değerlenmeyle

%25 oranında artarak 191 milyar TL’ye ulaşmıştır. Merkezi borç stokuna sosyal güvenlik kurumlarının borcu ile bozuk para stokunun eklenmesi ve genel yönetimin elindeki devlet borçlanma araçlarının çıkarılmasıyla hesaplanan AB tanımlı borç stoku ise 2013 yılında %11 artışla 566 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bu borcun milli gelire oranı ise bir önceki yıla göre neredeyse değişmeyerek %36 olmuştur.

Beklentiler ve Risk Unsurları

Orta vadeli planda 2014 yılı büyümesine yönelik tahmin %4 iken IMF’in Nisan 2014 raporunda büyüme öngörüsü %2,3’tür.

Küresel ekonomide artış eğiliminde olan faiz oranlarının dış finansman maliyetlerini olumsuz yönde etkilemesi, sermaye hareketlerindeki görece zayıf eğilim ve TCMB’nin 2014 Ocak sonunda faiz oranlarını ciddi şekilde arttırması ekonomik aktiviteyi büyük ölçüde baskı altına alma riskini taşımaktadır.

Bu gelişmeler dahilinde iç talebin ivme kaybetmesi, özel yatırımlardaki toparlanmanın sekteye uğraması ve soğuyan iç taleple birlikle cari açığın azalması muhtemeldir. Diğer taraftan Avrupa Birliği’ndeki ılımlı toparlanma ve Türk lirasındaki değer kaybının net ihracatı desteklemesi beklenmektedir.

(19)

TSPB 11 TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI

Türkiye Ekonomisi: Seçilmiş Makro Göstergeler

Birim 2009 2010 2011 2012 2013

Nüfus ve İstihdam

Nüfus Mn. 72.0 73.1 74.2 75.2 76.1

İstihdam Edilen (ortalama) Mn. 21.3 22.6 24.1 24.8 25.5

İstihdam Oranı (ortalama) % 41.2 43.0 45.0 45.4 45.9

İşgücüne Katılım % 47.9 48.8 49.9 50.0 50.8

İşsizlik % 14.0 11.9 9.8 9.2 9.7

Milli Gelir

GSYH Mn. TL 952,559 1,098,799 1,297,713 1,416,798 1,561,510 GSYH Mn. Dolar 616,703 731,608 773,980 786,283 820,012

Tarım Pay,% 8.3 8.4 8.0 7.9 7.4

Sanayi Pay,% 19.1 19.4 19.9 19.4 19.1

Hizmet Pay,% 72.6 72.1 72.1 72.7 73.4

GSYH Değişim % -4.8 9.2 8.8 2.1 4.0

Yerleşik Hanehalkı Tüketimi % -2.3 6.7 7.7 -0.5 4.6

Devletin Nihai Tüketim Harcamaları % 7.8 2.0 4.7 6.1 5.9 Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu % -19.0 30.5 18.0 -2.7 4.3

Mal ve Hizmet İhracatı % -5.0 3.4 7.9 16.3 0.1

Mal ve Hizmet İthalatı % -14.3 20.7 10.7 -0.4 8.5

Kişi Başı GSYH TL 13,223 15,023 17,484 18,846 20,531

Kişi Başı GSYH Dolar 8,561 10,003 10,428 10,459 10,782

Dış Denge

İhracat (FOB) Mn. Dolar 102,143 113,883 134,907 152,462 151,807 İthalat (CIF) Mn. Dolar 140,928 185,544 240,842 236,545 251,650

İhracat / İthalat % 72.5 61.4 56.0 64.5 60.3

Dış Ticaret Dengesi Mn. Dolar -38,786 -71,661 -105,935 -84,083 -99,844 Dış Ticaret Dengesi / GSYH % -6.3 -9.8 -13.7 -10.7 -12.2 Cari Denge Mn. Dolar -12,124 -45,420 -75,082 -48,497 -65,025

Cari Denge / GSYH % -2.0 -6.2 -9.7 -6.2 -7.9

Net Doğrudan Yatırım (Net) Mn. Dolar 7,076 7,594 13,822 9,150 9,751 TCMB Rezervleri (altın hariç) Mn. Dolar 65,904 75,432 68,442 80,350 91,130 Dış Borç Mn. Dolar 269,130 291,810 303,884 338,309 388,243

Dış Borç / GSYH % 43.6 39.9 39.3 43.0 47.3

Enflasyon, Yıllık Değişim

TÜFE % 6.5 6.4 10.5 6.2 7.4

ÜFE % 5.9 8.9 13.3 2.5 7.0

Mali Göstergeler

Bütçe Gelirleri Mn. TL 215,458 254,277 296,824 332,475 389,441 Faiz Dışı Giderler Mn. TL 215,018 246,060 272,375 313,471 357,904 Faiz Giderleri Mn. TL 53,201 48,299 42,232 48,416 49,986 Bütçe Dengesi Mn. TL -52,761 -40,081 -17,783 -29,412 -18,449

Bütçe Dengesi / GSYH % -5.5 -3.6 -1.4 -2.1 -1.2

Faiz Dışı Bütçe Dengesi Mn. TL 440 8,217 24,448 19,004 31,537

Faiz Dışı Bütçe Dengesi /GSYH % 0.0 0.7 1.9 1.3 2.0

AB Tanımlı Gen. Yön. Brüt Borç Stoku Mn. TL 438,423 464,604 507,887 512,187 566,288 AB Tanımlı Borç Stoku / GSYH % 46.0 42.3 39.1 36.2 36.3 Kamu Net Borç Stoku Mn. TL 309,886 317,783 289,997 240,562 198,278 Kamu Net Borç Stoku / GSYH % 32.5 28.9 22.3 17.0 12.7

Döviz Kurları

Dolar Kuru (yıl sonu) Dolar/TL 1.49 1.54 1.89 1.78 2.13 Avro Kuru (yıl sonu) Avro/TL 2.14 2.06 2.44 2.35 2.93 Kaynak: TCMB, TÜİK, Hazine Müsteşarlığı, TSPB Hesaplamaları

(20)
(21)

FİNANSAL

PİYASALAR

(22)
(23)

TSPB 15 2013 yılında küresel

ekonomi görünümündeki

belirsizlikler ile özellikle gelişmekte

olan ülke sermaye piyasaları olumsuz

etkilenmiştir.

Global krizin finansal sistemdeki kırılganlıkları öne çıkardığı 2008 yılından itibaren dünya ülkeleri hala krizin yaralarını sarmayı sürdürmektedir. Atılan adımlar, kısa vadeli risklerin kontrol altına alınmasına katkıda bulunsa da, küresel belirsizlik ve yapısal sorunlar devam etmektedir.

Krizin ardından, büyümeyi destekleyici önlemler ve finansal sektöre sağlanan kamu destekleri ile 2009 yılının ikinci yarısından itibaren toparlanma başlamış, 2010 yılında da devam etmişti. Ancak 2011 yılında özellikle Avrupa Birliği üyesi bazı ülkelerden kaynaklanan risklerin oluşmasıyla dünya yeni bir durgunluk dönemine girmişti. 2012 yılında ise küresel sorunlara ilişkin ağırlıklı olarak genişleyici para politikaları ile önlem alınmış, küresel likidite bolluğuyla piyasalar daha olumlu bir performans sergilemişti.

2013 yılına bakıldığında, alınan önlemlerin de etkisiyle krizden çıkış sürecinde dünya ekonomisinin yeni bir döneme girdiği, gelişmiş ülkelerde aşamalı olarak toparlanma devam ederken, gelişmekte olan ülkelerde büyümenin yavaşladığı görülmektedir.

Bu dönemde gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası uygulamaları küresel finansal piyasalar üzerinde belirleyici olmaya devam etmiştir.

ABD merkez bankası FED’in önümüzdeki dönemde uygulayacağı para politikasına dair belirsizlikler nedeniyle risk iştahı özellikle yılın ikinci yarısından itibaren dalgalı bir seyir izlemiştir. Mayıs ayında FED’in varlık alımlarını azaltabileceği yönündeki açıklamasının ardından belirsizlikler artmış, gelişmekte olan ekonomilerden sermaye çıkışları yaşanmış, faiz oranları artmış, borsalar ve ulusal para birimleri değer kaybetmiştir. Bu dönemde küresel düzeyde finansal varlıklar yeniden fiyatlanmaya başlamıştır. Eylül ayında ise FED’in ekonominin hala desteğe ihtiyacı olduğu için varlık alımlarına devam edeceği açıklamasıyla piyasalardaki oynaklık azalmış, gelişmekte olan ülke borsaları ve para birimleri yeniden değerlenmiş, ancak Mayıs öncesi seviyelere gelememiştir.

Küresel alanda bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye finansal piyasaları yılın ilk çeyreğinde hem yurtdışı finansman koşullarındaki olumlu seyir hem de not artırımının desteği ile daha olumlu bir seyir izlemiştir. Ancak, devam eden aylarda finansal koşulların sıkılaşmasının etkisiyle TL değer kaybetmiş, faiz oranları yükselmiş, endeks gerilemeye başlamıştır. Küresel belirsizliklerin yanı sıra, yurtiçindeki siyasi ve toplumsal olayların etkisiyle Türkiye, benzer ülkelerden bir miktar ayrışmış, finansal piyasalar daha olumsuz etkilenmiştir. Yılın ikinci yarısından itibaren düşen Borsa İstanbul, iç gelişmelerin etkisiyle dünyada

Finansal Piyasalar

(24)

16 TSPB

WFE üyesi borsaların toplam piyasa değeri 2013 yılında, bir önceki yıla göre

%18 artarak 65 trilyon $’a çıkmıştır.

en fazla kaybettiren borsalar arasında yer alırken, 2011 sonunda başlayan faiz oranlarındaki düşüş, 2013 yılının ikinci çeyreğinden itibaren yerini yükselişe bırakmıştır.

Bu gelişmelerin yanı sıra, 2012 sonunda yasalaşan yeni Sermaye Piyasası Kanunu’nun öngördüğü şekilde İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, İstanbul Altın Borsası ve Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası 2013 yılı içinde Borsa İstanbul altında birleşmiş; yeni oluşum menkul kıymet, emtia, kıymetli madenler ve türev ürünlerin işlem gördüğü bir borsa konumuna geçmiştir.

Borsa İstanbul, Aralık 2013’te Nasdaq OMX Grubu ile stratejik işbirliği anlaşması imzalarken, Nasdaq OMX, Borsa İstanbul’dan

%5 pay satın almıştır. Bu kapsamda borsanın önümüzdeki yıllarda daha yüksek standartlarda bir işlem platformuna sahip olması planlanmaktadır.

Türkiye finansal piyasalarının ele alındığı bu bölümde, uluslararası karşılaştırmalar çerçevesinde analize başlanacak, ardından 2013 gelişmeleri detaylı şekilde incelenecektir.

Uluslararası Karşılaştırmalar

Bu bölümde, yurtdışı sermaye piyasalarındaki gelişmeler incelenecek, Türkiye sermaye piyasasının uluslararası piyasalardaki yeri tespit edilecektir. Araştırmaya konu olan ülkeler ile ilgili veriler çeşitli uluslararası örgütlerden alınmıştır.

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla verileri, Uluslararası Para Fonunun (IMF) veri tabanından Nisan 2014’te alınan yıllık dolar bazındaki verilerdir. Türkiye’ye ait verilerde ise Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı rakamlar kullanılmıştır.

Pay Senetleri

Pay senetleriyle ilgili veriler, Dünya Borsalar Federasyonundan (World Federation of Exchanges-WFE) alınmıştır. WFE’den alınan verilere göre 60 ülkeyi kapsayan 55 borsa arasında, seçilen başlıklarda sıralama yapılmıştır.

Piyasa Değeri

2011 yılında özellikle gelişmiş ülke ekonomilerindeki sıkıntıların etkisiyle, dünya borsalarında hızlı değer kayıpları yaşanmış, 2012 yılında ise alınan tedbirlerle borsalarda toparlanma gözlenmişti.

Söz konusu iyileşme, FED’in Mayıs 2013’teki açıklamaları ile tersine dönmüş, özellikle gelişmekte olan ülke borsaları sert bir şekilde düşmüştür. Öte yandan, devam eden aylarda FED’in varlık alımlarının yakın dönemde azaltılacağına ilişkin beklentilerin ötelenmesiyle gelişen piyasalara sermaye akımları artma eğilimine girmiş, borsalar yeniden yükselişe geçmiştir.

Sonuç olarak, 2013 sonunda toplam piyasa değeri 2012’ye göre

%18 artarak 65 trilyon $’a çıkmıştır.

(25)

TSPB 17 ABD borsalarında

işlem gören şirketlerin piyasa

değeri 24 trilyon

$’dır.

Dünya borsaları piyasa değerine göre sıralandığında, ilk 10’daki borsalarda 2012 yılına göre önemli bir değişim olmadığı görülmüştür. İlk sırada yer alan New York Borsasındaki (NYSE) şirketler, dünyadaki toplam piyasa değerinin %28’ini oluşturmaktadır. NYSE, ardından gelen Nasdaq ile beraber ele alındığında ABD borsalarındaki şirketler toplamda 24 trilyon $’lık bir piyasa değerine sahiptir. Diğer taraftan, Atlantik ötesi bir ortaklık olan New York-Euronext oluşumunun toplam piyasa değeri ise 22 trilyon $ olup, bu çatı altında işlem gören şirketlerin piyasa değeri tüm dünya borsalarındaki şirketlerin üçte birini temsil etmektedir. Avrupa’nın en büyüğü ise 4,4 trilyon $ piyasa değeri ile Londra Borsası Grubudur.

Borsaların Piyasa Değeri (2013)

Ülke

Piyasa Değeri (Milyar $)

Piyasa Değeri Payı

Piyasa Değeri/

GSYH

1 New York Borsası ABD 17,950 27.8% 107%

2 Nasdaq OMX ABD 6,085 9.4% 36%

3 Tokyo Borsası Japonya 4,543 7.0% 93%

4 Londra Borsası Grubu İngiltere, İtalya 4,429 6.8% 96%

5 NYSE Euronext (Avrupa) Hollanda, Belçika, Fransa, Portekiz 3,584 5.5% 84%

6 Hong Kong Borsası Hong Kong 3,101 4.8% 1133%

7 Şanghay Borsası Çin 2,497 3.9% 27%

8 TMX Grubu Kanada 2,114 3.3% 116%

9 Deutsche Börse Almanya 1,936 3.0% 53%

10 İsviçre Borsası İsviçre 1,541 2.4% 237%

36 Borsa İstanbul Türkiye 196 0.3% 24%

Toplam* 64,751 100.0% 95%

Amerika 28,299 43.7% 121%

Asya-Pasifik 18,415 28.4% 84%

Avrupa-Afrika-Orta Doğu 18,038 27.9% 78%

Kaynak: IMF, TÜİK, WFE

*Toplam değere Ulusal Hindistan borsası çifte kotasyondan dolayı dahil edilmemiştir.

2013 yılında, dünyadaki toplam piyasa değerinin dörtte üçünü ilk 10 borsa oluşturmuştur. Bir önceki sene 10. sırada yer alan Avustralya Borsası 12. sıraya düşerken, daha önce bu sıralamada yer almayan İsviçre Borsası ilk 10 borsa arasında yerini almıştır.

2012 yılına göre, ilk 10 sırada yer alan borsalardan sadece Şanghay Borsasının piyasa değeri düşerken, Hong Kong ve Kanada borsalarında artış sınırlı kalmıştır. En fazla çıkış %33 ile Nasdaq OMX’te yaşanmıştır.

WFE, borsaları “Amerika, Asya-Pasifik ve Avrupa-Afrika- Ortadoğu” şeklinde 3 farklı bölgesel sınıflandırmaya ayırmıştır.

Buna göre, ABD, Kanada ve Güney Amerika ülkelerinin yer aldığı 10 Amerika borsası, toplam piyasa değerinde %44 paya sahiptir.

Asya ve Pasifik bölgesindeki 17 borsanın toplamdaki payı %29 iken, Avrupa, Afrika ve Ortadoğu bölgesindeki 28 borsanın payı ise %28’dir.

Borsa İstanbul’daki şirketlerin piyasa değeri, 2013 yılında bir önceki yıla göre TL’nin değer kaybının da etkisiyle %37

(26)

18 TSPB

Dünya borsalarına kote şirket sayısı

47.990’dır.

gerilemiş, 196 milyar $’a düşmüştür. Raporun ilerleyen bölümlerinde Borsa İstanbul’un piyasa değeri 236 milyar $ olarak belirtilirken, aradaki farkın sınıflandırmadan kaynaklandığını hatırlatmak yararlı olacaktır. Nitekim, WFE verileri sadece borsaların ana pazarlarındaki şirketleri (gayrimenkul ve girişim sermayesi yatırım ortaklıkları dahil) kapsamaktadır. Dünya borsaları arasında Borsa İstanbul’un konumuna bakıldığında, piyasa değerine göre 2009 yılında 25.

sıraya kadar çıkan borsanın 2011 yılında 32, 2013 yılında da 36.

sıraya kadar gerilediği görülmektedir.

Borsaların piyasa değerinin, bu borsaların yer aldığı ülkelerdeki milli gelire oranı, hisse senedi piyasasının ülke ekonomisindeki yerini göstermektedir. 2013’te WFE’ye üye borsaların toplam piyasa değerinin ilgili ülkelerdeki toplam GSYH’ya oranı %95’tir.

Bu karşılaştırmada, milli gelirinin 12 katı piyasa büyüklüğüne sahip olan Hong Kong dikkat çekmektedir. Borsa İstanbul’un piyasa değeri, Türkiye milli gelirinin sadece dörtte birine denk gelmektedir. Bölgesel sınıflandırmada ise Amerika kıtası %121 oran ile ilk sıradadır.

Kote Şirket Sayısı

2013 sonu itibariyle incelenen borsalara kote olan yerli ve yabancı şirketlerin sayısı fazla değişmemiş, %3 artarak 47.990 olmuştur.

Borsaya Kote Olan Toplam Şirket Sayısı (2013)

Şirket

Sayısı Toplamdaki Payı

1 Bombay Borsası 5,294 11.0%

2 TMX Grubu 3,886 8.1%

3 Tokyo Borsa 3,419 7.1%

4 BME İspanya Borsası 3,245 6.8%

5 Londra Borsası Grubu 2,736 5.7%

6 Nasdaq OMX 2,637 5.5%

7 New York Borsası 2,371 4.9%

8 Avustralya Borsası 2,055 4.3%

9 Kore Borsası 1,813 3.8%

10 Hong Kong Borsası 1,643 3.4%

39 Borsa İstanbul 263 0.5%

Toplam 47,990 100.0%

Amerika 10,215 21.3%

Asya-Pasifik 24,338 50.7%

Avrupa-Afrika-Orta Doğu 13,437 28.0%

Kaynak: WFE

İncelenen borsalar arasında en fazla şirketin kote olduğu borsa Bombay Borsasıdır. Bombay Borsasında 5.294 şirket koteyken, bunların tamamı yerli şirketlerdir. Onu, 3.886 şirket ile Kanadalı TMX Grubu ve 3.419 şirket ile, 2013 yılında Osaka Borsası ile birleşen, Tokyo Borsası takip etmektedir.

(27)

TSPB 19 Dünyadaki tüm pay

senedi işlemlerinin yarısı ABD’li

borsalarda yapılmıştır.

Dördüncü sırada yer alan Londra Borsası Grubu, Londra Borsası ile İtalya Borsasından oluşmaktadır. Piyasa değeri bakımından Amerika kıtasındaki borsaların gerisinde kalan Asya-Pasifik borsalarına, Hintli borsaların etkisiyle, dünya piyasalarında işlem gören şirketlerin yarısı kotedir.

Uluslararası finans merkezlerinden olan New York ve Londra, yabancı şirketlerin ilgisini çekmektedir. Kote şirket bakımından ilk sıralarda yer alan bu merkezlerdeki borsalarda yabancı şirketlerin oranı New York Borsasında %22, Londra’da %21’dir.

572 şirket ile Londra Borsası Grubu incelenen borsalar arasında en fazla yabancı şirketin kote olduğu borsa konumundadır.

Tabloda yer almayan Lüksemburg, Singapur ve Şili borsaları da yabancı şirket sayılarının oransal olarak yüksek olduğu borsalardandır.

Toplam kote şirket sayısında Borsa İstanbul, 263 adet şirket ile 39. sırada yer almaktadır. Mevcut durumda sadece 1 yabancı şirket Borsa İstanbul’a kotedir. WFE metodolojisine göre, kote şirket sayısı Ulusal Pazardaki şirketler ile gayrimenkul ve girişim sermayesi yatırım ortaklıklarını içermektedir.

İşlem Hacmi

2012’de işlem hacimleri bakımından zorlu bir yıl geçiren hisse senetleri piyasasında borsalar 2013’te toparlanmıştır. 2013’te toplam işlem hacmi %12 artarak 78 trilyon $’a çıkmıştır. Kriz öncesinde 2007 yılında, bu rakam 100 trilyon $’a ulaşmıştı.

Pay Senedi İşlem Hacmi (2013)

İşlem Hacmi

(Milyar $) İşlem

Hacmi Payı Hacim/Piyasa Değeri

1 Nasdaq OMX 26,644 34.2% 438%

2 New York Borsası 15,309 19.6% 85%

3 Tokyo Borsası 6,496 8.3% 143%

4 Şenzhen Borsası 3,939 5.0% 271%

5 Şanghay Borsası 3,800 4.9% 152%

6 Londra Borsası Grubu 3,732 4.8% 84%

7 NYSE Euronext (Avrupa) 3,123 4.0% 87%

8 Deutsche Börse 1,500 1.9% 77%

9 Hong Kong Borsası 1,447 1.9% 47%

10 Kore Borsası 1,361 1.7% 110%

21 Borsa İstanbul 375 0.5% 191%

Toplam 78,014 100.0% 120%

Amerika 44,281 57% 156%

Asya-Pasifik 20,506 26% 111%

Avrupa-Afrika-Orta doğu 13,228 17% 73%

Kaynak: WFE

En yüksek piyasa değerine sahip olan New York Borsası, Nasdaq OMX ve Tokyo Borsası, işlem hacminde de ilk üç sırada yer almaktadır. 2013 yılında Nasdaq OMX’de 27 trilyon $ hisse senedi işlemi gerçekleşmişken, en yakın takipçisi olan diğer ABD’li borsa olan New York borsasında işlem hacmi 15 trilyon

(28)

20 TSPB

Borsa İstanbul, %191 devir hızıyla dünyada 3.

sıradadır.

$’dır. İki ABD’li borsada dünyadaki toplam hisse senedi işlemlerinin yarısından fazlası gerçekleşmiştir. Bununla birlikte bu borsaların toplam işlem hacmindeki payı 2008 yılında %63 iken, devam eden yıllarda gerilemiştir.

ABD’li borsaların ardından en yüksek işlemler uzakdoğulu borsalarda yapılmıştır. Tokyo Borsasında 6,5 trilyon $’lık hacim gerçekleşirken, Çinli Şanhgay ve Şenzhen borsalarında ise dünyadaki toplam işlemlerin %10’u üretilmiştir.

Piyasa değeri ve kote şirket sayısı bakımından daha geri sıralarda yer alan Borsa İstanbul, 2013 yılında 375 milyar $’lık işlem hacmiyle dünya borsaları arasında bir önceki yıl olduğu gibi 21. sırada yer almıştır.

Pay senedi işlem hacminin toplam piyasa değerine oranı, piyasanın likiditesine ilişkin bir gösterge olarak kullanılabilir. Pay senedi devir hızını ifade eden bu oranın yüksek olması likit bir piyasaya işaret ederken, aynı zamanda bu borsadaki yatırımcıların portföylerini daha kısa vadeli olarak değerlendirdiklerini göstermektedir. Bu anlamda, daha önceki yıllarda olduğu gibi en likit piyasanın %438 devir hızı ile Nasdaq olduğu görülmektedir. Onu takip eden Şenzhen Borsasında ise devir hızı %271’dir. %191 devir hızıyla Borsa İstanbul üçüncü sırada yer almaktadır.

İşlem Bazında Ortalama Pay Senedi Hacmi (2013) İşlem Miktarı

(Milyon Adet) İşlem Hacmi

(Milyon $) Ort. İşlem Büyüklüğü ($)

1 İsviçre Borsası 31.2 794,362 25,485

2 BME İspanya Borsası 48.7 1,202,146 24,698

3 İrlanda Borsası 1.7 39,670 23,129

4 NYSE Euronext (Avrupa) 168.9 3,122,964 18,482 5 Londra Borsası Grubu 221.3 3,732,259 16,867

6 Deutsche Börse 104.3 1,499,605 14,380

7 Suudi Arabistan 28.9 365,196 12,607

8 Umman Borsası 221.3 5,736 12,592

9 Lüksemburg Borsası 104.3 1,499,605 12,344

10 New York Borsası 29.0 365,196 10,859

35 Borsa Istanbul 77.1 374,722 4,861

Toplam 12,077.2 78,014,189 6,460

Amerika 4,516.9 44,280,410 9,803

Asya-Pasifik 6,606.9 20,505,756 3,104

Avrupa-Afrika-Orta doğu 953.4 13,228,023 13,874 Kaynak: WFE

WFE, borsalardan hisse senedi piyasalarında yapılan işlem sayılarını da derlemektedir. İncelenen borsalarda toplam işlem miktarındaki artış işlem hacimlerindeki kadar olmamış, toplam işlem sayısı 2012’ye göre %7 artarak 12 milyar adet olmuştur.

Borsalar, işlem hacminin işlem miktarına oranını gösteren ortalama işlem büyüklüğüne göre sıralandığında, İspanya ve İsviçre borsaları ilk sırada yer alırken, genelde gelişmiş

(29)

TSPB 21 BIST-100 dolar

bazında %28 değer kaybederek, en fazla düşen 2. borsa

olmuştur.

borsaların ortalama işlem büyüklüklerinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Borsa İstanbul, işlem başına 4.900 $’lık hacim ile dünya ortalamasının altında kalmış, sıralamada 35. sırada yer almıştır.

Bölge bazında bakıldığında, Amerika ve Avrupa’da ortalama işlem büyüklüklerinin diğer bölgelere göre hayli yüksek olduğu görülmektedir. Bu durum, söz konusu bölgelerde daha yüksek miktarda işlem yapan kurumsal yatırımcı işlemleri ile algoritmik ve yüksek frekanslı işlemlerden kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, son yıllarda Amerika’da ortalama işlem büyüklüğü artmaya devam ederken, Avrupa’da azalmaktadır. Asya-Pasifik bölgesinde ortalama işlem büyüklüğü 3.100 $ olup, bu durumun bölgedeki bireysel yatırımcıların yoğunluğunu yansıttığı düşünülmektedir.

Endeks Getirileri

2012 yılında önemli kayıplar yaşayan gelişmiş ülke borsa endeksleri, küresel belirsizliklerin devam ettiği 2013 yılında dalgalı bir seyir izlese de, yılı 2012’ye göre nispeten olumlu bir performansla kapatmıştır.

Öte yandan, 2012 yılının tersine, 2013 yılında gelişen ülke borsaları değer kaybetmiştir.

2013 yılında Peru %30 kayıpla en çok düşen borsa olurken, bir önceki yıl en iyi performansı gösteren BIST-100 endeksi dolar bazında %28 (TL bazında %13) değer kaybı ile en fazla düşen 2.

borsa olmuştur.

Endeks Getirileri (2013, ABD$ Bazında)

İlk 10 Borsa Son 10 Borsa

1 İrlanda Borsası 39.7% Peru Borsası -30.3%

2 Nasdaq OMX 38.3% Borsa İstanbul -28.0%

3 Atina Borsası 33.9% BM&FBOVESPA -26.7%

4 NASDAQ OMX Kopengan 33.8% Endonezya Borsası -21.6%

5 Macaristan Borsası 33.4% Şili Borsası -21.2%

6 NASDAQ OMX Helsinki 32.2% Kolombiya Borsası -18.8%

7 BME İspanya Borsası 31.3% Tayland Borsası -13.1%

8 NASDAQ OMX Stokholm 28.7% Bombay Borsası -8.5%

9 Deutsche Börse 28.3% Ulusal Hindistan Borsası -8.2%

10 NYSE Euronext Brüksel 27.3% Filipinler Borsası -6.3%

Kaynak: WFE

Sabit Getirili Menkul Kıymetler

Sabit getirili menkul kıymetler (SGMK) ile ilgili analiz, yine Dünya Borsalar Federasyonunun derlediği verilere göre yapılmaktadır.

Bu bölümde 50 borsada işlem gören sabit getirili menkul kıymetler ele alınmıştır.

2013 yılında borsaların sabit getirili menkul kıymet piyasalarındaki işlem hacmi bir önceki yıla göre %14 azalarak 23

(30)

22 TSPB

Bölgesel sınıflandırmada tahvil işlemlerinin

%87’sinin Avrupa- Afrika ve Ortadoğu’da

yapıldığı görülmektedir.

trilyon $ olmuştur. İncelenen borsalara 151.000 tahvil-bono kotedir.

Tahvil-bono işlemlerinde Avrupa borsaları öne çıkmaktadır.

İspanya Borsası 9 trilyon $’lık işlem hacmiyle ilk sırada yer alırken, onu 4,1 trilyon $ ve 2,6 trilyon $ ile sırasıyla Londra Borsası ve Nasdaq OMX Avrupa grubu takip etmektedir. İtalya ve İngiltere borsalarını içeren Londra Borsası Grubu, 21.000’i aşan kote tahvil sayısı ile ilk sıradadır. Uluslararası işlemlerin de yoğun olduğu grupta yabancı kote tahvil sayısı 8.500’e yakındır.

Bölgesel sınıflandırmaya bakıldığında, organize piyasalarda gerçekleşen toplam SGMK işlemlerinin %87’sinin Avrupa-Afrika- Ortadoğu’daki borsalarda yapıldığı görülmektedir. Kamu tahvili sayısı açısından Asya-Pasifik borsaları ön sıradayken, özel sektör tahvilleri Avrupa borsalarında daha yaygındır. Eurobond ve yabancı özel tahvilleri içeren kote yabancı tahvil sayısı 72.000 olup, yerli özel tahvil sayısının üzerindedir. Bu tahvillerin önemli bir kısmı Lüksemburg, İrlanda ve Deutsche Börse’de işlem görmektedir.

Sabit Getirili Menkul Kıymet İşlemleri (2013)

Tahvil

Hacmi Kote Tahvil Sayısı

Milyar $ Toplam Kamu Özel Yabancı 1 BME İspanya Borsası 8,808 3,824 437 3,367 20 2 Londra Borsası Grubu 4,110 21,486 226 12,891 8,369 3 Nasdaq OMX (Avrupa) 2,624 7,086 433 5,375 1,278 4 Johannesburg Borsası 1,968 1,539 172 1,291 76 5 Kore Borsası 1,253 11,249 5,020 6,229 0

6 Kolombiya Borsası 910 720 219 492 9

7 Norveç Borsası 655 1,569 60 1,490 19

8 Borsa İstanbul 459 379 54 299 26

9 Moskova Borsası 423 1,104 140 931 33

10 Tel Aviv Borsası 293 747 33 714 0

Toplam 22,715 151,046 16,199 63,199 71,648

Amerika 1,143 4,177 812 3,354 11

Asya-Pasifik 1,923 27,254 11,037 16,188 29 Avrupa-Afrika-Ortadoğu 19,649 119,615 4,350 43,657 71,608 Kaynak: WFE

Borsa İstanbul 459 milyar $’lık tahvil işlemi ile 8. sırada yer almaktadır. İşlemlerin neredeyse tamamı kamu tahvillerinde gerçekleşmektedir. İleride de değinileceği üzere, Türkiye’de özellikle son dönemde özel sektör tahvil ihraçlarında önemli bir artış yaşanmıştır. 2013 sonu itibariyle borsaya kote tahvil sayısı 379 olup, bunların 299’unu özel sektör ihraç etmiştir. Aynı tarih itibariyle Hazine tarafından ihraç edilmiş 26 eurobond da borsaya kotedir.

Vadeli İşlemler ve Opsiyonlar

Dünya Borsalar Federasyonu 58 borsada işlem gören vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri verilerini de derlemektedir.

(31)

TSPB 23 2013 yılında dünya

borsalarında 2,5 katrilyon $’lık türev

işlemi gerçekleşmiştir.

Türkiye için Borsa İstanbul’a ait bilgiler bu veri setinin içerinde yer almadığı için, sıralamalarda ve diğer analizlerde Borsa İstanbul’dan alınan bilgiler eklenmiştir. Sonuçta, 59 borsa arasında Borsa İstanbul’un küresel piyasalardaki konumu incelenebilmektedir.

İncelenen borsalardaki toplam vadeli işlem ve opsiyon sözleşmesi işlem hacmi 2012 yılında daralırken, 2013 yılında yeniden yükselmiş, %30 artarak 2,5 katrilyon $’a yaklaşmıştır.

Vadeli işlem sözleşmelerinde hacim bir önceki yıla göre %31 artarak 1,9 katrilyon $’a, opsiyon sözleşmeleri işlemleri ise %24 artarak 545 trilyon $’a ulaşmıştır. Borsalardaki türev işlem hacminin %78’i vadeli işlem sözleşmelerine aittir.

Dünya Borsalarında Dayanak Bazında Vadeli İşlem ve Opsiyon Sözleşmeleri Toplam İşlem Hacmi (Milyar $ )

2012 20132013/2012

Değişim 2013 Dağılım Vadeli İşlem Sözleşmeleri

Faiz 1,205,215 1,628,239 35.1% 85.7%

Hisse Senedi Endeksi 104,551 125,681 19.8% 6.6%

Emtia 108,256 114,164 5.5% 6.0%

Döviz 32,106 31,524 -1.8% 1.7%

Hisse Senedi 2,279 2,258 -34.7% 0.1%

Borsa Yatırım Fonu 0 0 46.8% 0.0%

Toplam 1,452,408 1,901,867 30.9%100.0%

Opsiyon Sözleşmeleri

Faiz 313,319 419,057 33.7% 76.9%

Hisse Senedi Endeksi 101,556 108,671 7.0% 19.9%

Emtia 9,337 10,906 16.8% 2.0%

Döviz 2,306 2,843 23.3% 0.5%

Hisse Senedi 8,904 3,178 -64.3% 0.6%

Borsa Yatırım Fonu 3,203 70 -97.8% 0.0%

Toplam 438,625 544,725 24.2%100.0%

Kaynak: WFE, Borsa İstanbul, VOB

Bu kontratlara dayanak varlıklara göre bakıldığında, hem vadeli hem de opsiyon sözleşmelerinde faiz kontratlarının önemli yer tuttuğu görülmektedir.

Borsa İstanbul’da opsiyon işlemleri çok sınırlı olduğu için, ilerideki sıralama vadeli işlem kontratlarına göre yapılmıştır.

Kıyaslamada bir önceki yıl olduğu gibi CME grubu, 635 trilyon

$’lık işlem hacmiyle ilk sırada olup, dünyadaki toplam işlemlerin

%40’ı bu grupta üretilmektedir. Sıralamadaki ilk 3 borsada dünyadaki toplam vadeli işlem kontratlarının %90’ı işlem görmüştür. Vadeli işlemlere bölgesel bazda bakıldığında, işlemlerin ABD ve Avrupa’da yoğunlaştığı görülmektedir.

(32)

24 TSPB

ABD’de dünyadaki toplam yatırım fonlarının yarısı bulunmaktadır.

Dünya Borsalarında Toplam Vadeli İşlem Sözleşmeleri İşlem Hacmi (Mr. $)

2012 2013 2013/2012

Değişim 2013 Dağılım

1 CME Grubu 635,408 734,004 15.5% 38.6%

2 Deutsche Börse 269,057 482,352 79.3% 25.4%

3 NYSE Euronext (Avrupa) 349,328 467,401 33.8% 24.6%

4 ASX SFE Türev 43,124 45,600 5.7% 2.4%

5 ICE Türev (Avrupa) 27,182 30,549 12.4% 1.6%

6 CFFEX-Çin 12,112 23,292 92.3% 1.2%

7 Montreal Borsası 22,452 23,132 3.0% 1.2%

8 BM&FBOVESPA 21,430 20,906 -2.4% 1.1%

9 LME-Londra 13,722 12,820 -6.6% 0.7%

10 Kore Borsası 12,358 10,952 -11.4% 0.6%

24 Borsa İstanbul 226 220 -2.4% 0.0%

Toplam 1,271,294 1,900,619 30.8% 100.0%

Amerika 684,469 783,343 14.4% 41.2%

Asya-Pasifik 97,155 117,124 20.6% 6.2%

Avrupa-Afrika-Orta Doğu 489,670 1,000,151 49.1% 52.6%

Kaynak: WFE, Borsa İstanbul, VOB

Borsa İstanbul’da 2013 yılında toplam işlem hacmi %2 azalarak 220 milyar $’a gerilemiştir. Vadeli işlem hacimleri sıralamasında Türkiye bir önceki yıl olduğu gibi 24. sıradadır.

Yatırım Fonları

Sermaye piyasasında bir diğer önemli yatırım aracı olan yatırım fonlarına ilişkin analiz için Yatırım Şirketleri Enstitüsünden (Investment Company Institute-ICI) derlenen bilgilerden yararlanılmıştır. ICI, ABD’li yatırım fonu şirketlerinin birliğidir.

Birlik, yatırım fonları, borsa yatırım fonları ve yatırım ortaklıkları ile ilgili verileri 45 ülkeden toplayarak yayınlamaktadır. Bu ülkelerdeki fonların toplam büyüklüğü Eylül 2013’te bir önceki yıl sonuna göre %8 artarak 29 trilyon $ olmuştur. Bu bölümde kullanılan GSYH rakamları, 2013 yılının tamamına dair yapılan IMF tahminlerini içermektedir.

ABD, 14 trilyon $’ı aşan yatırım fonu büyüklüğü ile dünya sıralamasında ilk sırada yer almaktadır. Bu tutar, dünya genelindeki toplam yatırım fonu büyüklüğünün yaklaşık yarısını oluşturmaktadır.

Lüksemburg ve İrlanda’daki yatırım fonları büyüklüğünün milli gelire oranının yüksek olması dikkat çekmektedir. Lüksemburg, vergi ve operasyonel alanlarda sunduğu olanaklardan dolayı yatırım fonu ve yatırım ortaklığı gibi kolektif yatırım kuruluşlarının merkezi haline gelmiştir. Bu nedenle, Avrupa’da pek çok fon Lüksemburg’da kurulmakta, ancak payları diğer ülkelerdeki yatırımcılara satılmaktadır. 2013 sonunda milli geliri 60 milyar $ olan bu ülkedeki fon büyüklüğü Eylül 2013 itibariyle 2,9 trilyon $’dır. İrlanda da benzer fırsatlar sunarak kolektif yatırım şirketlerinin alternatif merkezi haline gelmeyi hedeflemektedir.

(33)

TSPB 25 Toplam yatırım fonu

portföy büyüklüğünün

incelenen ülkelerdeki milli gelire oranı %46’dır.

Yatırım Fonları (2013/09)

Portföy

(Milyar $) Dağılım Portföy/

GSYH

1 ABD 14,306 49.5% 85.2%

2 Lüksemburg 2,872 9.9% 4799.5%

3 Avustralya 1,647 5.7% 109.4%

4 Fransa 1,491 5.2% 54.5%

5 İrlanda 1,387 4.8% 636.4%

6 İngiltere 1,101 3.8% 43.4%

7 Brezilya 1,072 3.7% 47.8%

8 Kanada 912 3.2% 50.0%

9 Japonya 782 2.7% 15.9%

10 Çin 420 1.5% 4.6%

31 Türkiye 15 0.1% 1.8%

Toplam 28,880 100.0% 46%

Amerika 15,140 52.4% 71.7%

Asya-Pasifik 3,322 11.5% 16.7%

Avrupa-Afrika 8,375 29.0% 45.8%

Kaynak: ICI, IMF, TÜİK

Verisi derlenen ülkeler arasında ilk 10 ülke portföy büyüklüğünün

%90’ını oluşturmaktadır. Toplam yatırım fonu portföy büyüklüğünün incelenen ülkelerdeki milli gelire oranı %46’dır.

Amerika ve Avrupa bölgelerinde yatırım fonu büyüklüklerinin milli gelire oranı daha yüksektir.

Bir önceki yıl olduğu gibi 31. sırada yer alan Türkiye’deki yatırım fonu portföy büyüklüğü dolar bazında %8 azalarak 15 milyar $’a inmiştir.

Yatırım Fonları Portföy Dağılımı (2013/09) Pay

Senedi Tahvil-

Bono Para

Piyasası Diğer

ABD 50% 23% 19% 8%

Lüksemburg 31% 35% 11% 22%

Avustralya 40% 5% 21% 34%

Fransa 27% 18% 30% 25%

İrlanda 32% 35% 26% 7%

İngiltere 62% 18% 1% 20%

Brezilya 9% 55% 5% 31%

Kanada 32% 14% 3% 51%

Japonya 81% 16% 2% 0%

Çin 44% 13% 19% 25%

Türkiye 4% 40% 43% 30%

Toplam 43% 25% 16% 16%

Amerika 46% 25% 17% 11%

Asya-Pasifik 48% 11% 16% 4%

Avrupa 36% 29% 14% 16%

Kaynak: ICI

ICI, yatırım fonlarının portföy dağılımına ilişkin istatistikler de yayınlamaktadır. Buna göre, yatırım fonlarında hisse senedi yatırımlarının en ağırlıkta olduğu ülke Japonya’dır (%81).

Dünyadaki toplam yatırım fonlarının yarısının bulunduğu ABD’deki fonlar ise portföylerinin yarısını hisse senedinde değerlendirmiştir. Eylül 2013 itibariyle 40 ülkede yönetilen

(34)

26 TSPB

Dünya genelinde toplam fon portföylerinde hisse senedinin payı %43

iken, bu oran Türkiye’de %4’e

inmektedir.

yatırım fonlarının portföylerinde 12,3 trilyon $’lık hisse senedi yatırımı olduğu görülmektedir.

Dünya genelindeki toplam fonlarda hisse senedinin payı %43 iken, bu oran Türkiye’de %4’e inmektedir. İleride de değinileceği üzere Türkiye’deki fon portföylerinin önemli bir kısmını sabit getirili enstrümanlar oluşturmaktadır.

Sonuç

2012 yılında küresel sorunlara ilişkin alınan önlemlerle toparlanmaya başlayan borsalar, 2013 yılının ikinci çeyreğinden itibaren küresel para politikasına ilişkin artan belirsizliklerle yeniden değer kaybetmeye başlamıştır.

Dünya Borsalar Federasyonunun 55 borsadan derlediği verilere göre toplam piyasa değeri %18 artarak 65 trilyon $’a çıkmıştır.

Gelişmekte olan ülke borsalarının değerlendiği 2012 yılından farklı olarak, 2013 yılında gelişmiş ülke borsaları öne çıkmış, gelişen ülke borsaları değer kaybetmiştir. BIST-100 endeksi dolar bazında %28 (TL bazında %13) değer kaybı ile en fazla düşen 2. borsa olmuştur. Öte yandan Borsa İstanbul, 2013 yılında hisse senedi işlem hacmi sıralamasında dünyada 21.

sırada yer almıştır.

Borçlanma araçları tarafında, incelenen borsalarda toplam işlem hacminin bir önceki yıla göre %14 azalarak 23 trilyon $’a düştüğü görülmüştür. İşlem hacmi açısından 8. sırada yer alan Borsa İstanbul’da kote tahvil sayısı nispeten düşüktür.

2013 yılında toplam vadeli işlem ve opsiyon sözleşmesi işlem hacmi %30 artarak 2,5 katrilyon $’a yaklaşmıştır. Borsalardaki türev işlem hacminin %78’i vadeli işlem sözleşmelerine aittir.

Türkiye’deki vadeli işlemler ise 2013 yılında %2 azalarak 220 milyar $’a inmiştir. Bu işlemlerde Türkiye bir önceki yıl olduğu gibi 25. sıradadır.

Yatırım Araçlarının Getirileri

Türkiye’de başlıca sermaye piyasası araçları pay senetleri ile kamu kesimi tarafından ihraç edilen devlet tahvilleridir.

Yatırımcılar, TL veya döviz cinsinden mevduat, tahvil, pay senedi, yatırım fonları ve altın alternatifleri arasında tercih yapmaktadır.

Yatırım araçlarının 2013 yılındaki karşılaştırmalı getirilerinin sunulduğu bu bölümde yatırım fonları hariç tutularak, yukarıda sayılan yatırım alternatifleri içinde kısa ve uzun vadeli yatırımların getirilerinin karşılaştırması yapılmıştır. Hesaplamada kullanılan mevduat ve tahvil faizlerinde getiriler gelir vergisi kesintisi göz önüne alınarak hesaplanmıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Fon katılma payları Tebliğ’in ihraca ilişkin hükümleri çerçevesinde sadece nitelikli yatırımcılara satılır. Katılma payı satın alınması ve Fon’a iadesinde, Kurucunun

madde gereğince Kuruluşun toplam 1.218.6 Milyon TL Hazineye olan garantili dış kredi borçlarının, 943 Milyon TL'si Kuruluşun Ulaştırma Bakanlığından olan yol, bakım

Pazar’da Türk Lirası cinsinden ihraç edilmiş; devlet iç borçlanma senetleri, kamu ihraçlı kira sertifikaları, gelir ortaklığı senetleri, borsa kotunda olan özel sektör

Bu kapsamda işlem görebilecek menkul kıymetler olarak; devlet tahvillleri, hazine bonoları, gelir ortaklığı senetleri, gelire endeksli senetler, özel sektör tahvilleri,

5 Şirket için yapılan değerleme çalışmasında İndirgenmiş Nakit Akımları yöntemine %60, çarpan analizine %40 ağırlık verilmiş olup, Şirket için 250.337.516 TL

 Harcama tutarının; bölgesel uygulama kapsamında gerçekleştirilen yatırımlar için teşvik belgesinde kayıtlı sabit yatırımın en az %10’u, büyük ölçekli yatırımlar için

madde ile menkul kıymet gelirlerinin stopaj yoluyla vergilendirilmesine iliúkin getirilen düzenleme 1.1.2006-31.12.2015 döneminde elde edilen gelirlere uygulanacak olup, hisse

1/1/2006 tarihinden itibaren iktisap edilen menkul kıymetler ve diNer sermaye piyasası araçlarının (her nevi tahvil ve bonoda 1/1/2006 tarihinden itibaren ihraç edilenlerin)