• Sonuç bulunamadı

HAYVANCILIK ORGANİZASYONLARI SÜT SIĞIRCILIĞI ORGANİZASYONLARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "HAYVANCILIK ORGANİZASYONLARI SÜT SIĞIRCILIĞI ORGANİZASYONLARI"

Copied!
35
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HAYVANCILIK ORGANİZASYONLARI

SÜT SIĞIRCILIĞI ORGANİZASYONLARI

(2)

YERLİ VE YABANCI SÜT SIĞIR IRKLARI

YERLİ KARA Görünüm Özellikleri

Yerli Karaların en belirleyici özelliği küçük yapılı ve tırnak dahil tamamen siyah

olmalarıdır.

Dar ve uzun bir başa sahiptir.

Boynuzlar kısa, ince ve öne yöneliktir.

Uzun yıllar yetersiz koşullarda yaşayan bu ırk oldukça dayanıklıdır.

Cidago yüksekliği 100-110 cm civarındadır.

(3)

Verim Özellikleri

Besleme koşullarına bağlı olarak canlı ağırlık 200-300 kg arasında değişir.

Bu ırkın süt verimi ortaya koyma amacına yönelik çalışmalar oldukça eskidir. Bu

çalışmalarda

elde edilen değerler köy koşullarında 400- 500 kg kadardır. Fakat bakım ve besleme koşullarının iyileştirilmesi ve damızlık

seçimiyle bir laktasyon daki süt verimleri ortalama 800-900 kg.a çıkarılabilmiş, hatta bazı küçük gruplardan bir laktasyon da 1800 kg süt elde edilebilmiştir.

Canlı ağırlık artışı: 600-700 gr/gün

(4)

BOZ IRK

Görünüm Özellikleri

Açık gümüşten koyu kül rengindedir.

Erkekler dişilere göre daha koyu renktedir.

Boğaların göz etrafında gözlük gibi koyu halka vardır.

Kulaklarının içleri siyah kıllarla kaplıdır.

Tırnaklar siyah, boynuzların dipleri sarımsı beyaz uçları siyah'tır.

Buzağılar açık kahverengi doğarlar zamanla grileşirler.

Erkek ve dişileri boynuzludur.

Boynuzlar 8 - 46 cm uzunluktadır.

(5)

Verim Özellikleri

Canlı ağırlık: Erkek: 470 kg ; Dişi: 375 kg

Cidago yüksekliği: Erkek: 126 cm ; Dişi: 118 cm

12 aylık canlı ağırlık: Erkek: 292 kg ; Dişi:

167 kg

Buzağı doğum ağırlığı: Erkek: 24 kg ; Dişi:

22 kg

Canlı ağırlık artışı: 1062 gr/gün

Karkas randımanı: %57.3

İlkine doğum yaşı: 30 -36 ay

Doğum kolaylığı: Çok kolay

Sürü doğum oranı: % 86.5

Buzağı yaşam gücü: %99

Laktasyon süresi: 220 gün

Süt verimi: 1095 - 2965 Lt

Süt yağı: % 3.93

Sağrı yüksekliği: Erkek: 130 cm ; Dişi: 127 cm

Vücut uzunluğu: Erkek: 123 cm ; Dişi: 138 cm

Göğüs çevresi: Erkek: 187 cm ; Dişi: 166 cm

(6)

DOĞU ANADOLU KIRMIZISI Görünüm Özellikleri

Renk kırmızıya yakın sarımsı, kahverengimsi tonlar.

Bazı hayvanlarda genellikle arka bacakların iç kısımları olmak üzere vücudun değişik

bölgelerinde beyaza kadar değişen açık renkler görülebilir.

Tırnaklar koyu gri, boynuzlar sedef veya gri renkte uçları siyah'tır.

Erkek ve dişileri boynuzludur. Genelde hilal şeklindedir.

Boynuzlar 11 - 22 cm uzunluktadır.

Sürü ve annelik içgüdüsü çok iyidir.

(7)

Sürü halinde merada yönetilmeleri kolaydır.

Kapalı alanlarda hırçınlaşabilirler.

Çok kötü iklim ve çevre şartlarına dayanıklıdırlar.

Verim Özellikleri

Canlı ağırlık: Erkek: 393 kg ; Dişi: 323 kg

Cidago yüksekliği: Erkek: 118 cm ; Dişi: 109 cm

Canlı ağırlık artışı: 847 gr/gün

Karkas randımanı: %57.6

Doğum yaşı: 18 - 60 ay

Doğum kolaylığı: %91.1 (Çok kolay)

Sürü doğum oranı: % 86.7

Laktasyon süresi: 205 gün

Süt verimi: 939 - 2247 Lt

Süt yağı: % 3.45

(8)

GÜNEY ANADOLU KIRMIZISI

Görünüm Özellikleri

Sarıdan kırmızıya ve kahverengine kadar olan renklerde görülür.

Deri siyaha yakın kahverengidir.

Boynuzlar siyah'a yakın koyu gri renktedir.

Buzağılar Tarçın renginde doğarlar.

Genel olarak burun etrafında vücut renginden daha açık bir halka vardır.

Bacakların iç yüzeyleri, memeler ve karın altı vücut'a nazaran daha açık renktedir.

Erkek ve dişileri boynuzludur. Genelde hilal

şeklindedir.

(9)

Verim Özellikleri

Canlı ağırlık: Erkek: 610 kg ; Dişi: 381 - 482 kg

Cidago yüksekliği: Erkek: 130 - 157 cm ; Dişi: 116 - 155 cm

Laktasyon süresi: 101 - 482 gün

Süt verimi: 1875 - 4675 Lt/Laktasyon

Süt yağı: % 2 - 4.6

Doğum ağırlığı: Erkek: 18.5 - 35 kg ; Dişi: 16

- 27.5 kg

(10)

YERLİ GÜNEY SARISI

Görünüm Özellikleri

Kirli sarıdan kırmızı tarçıni renge kadar değişir.

Göz etrafı, yüzün yan kısımları, boyun ve kürekler vücut'un esas rengine göre daha koyudur.

Burun ucu siyah'a kadar koyu renktedir.

Burun ve ağız etrafında açık renkli bir halka mevcuttur.

Küçük yapılıdır.

Sağrı yüksekliği cidagodan daha fazladır.

(11)

Zor şartlara, dağlık tepelik yerlere kolay adapte olur.

Verim Özellikleri

Canlı ağırlık: Dişi: 197 - 306 kg

Cidago yüksekliği: 93 - 120 cm

Laktasyon süresi: 158 - 235 gün

Süt Verimi: 444 - 794 Lt/Laktasyon

Süt yağı: %3 - 4.1

(12)

ZAVOT SIĞIRI Görünüm Özellikleri

Genelde beyaz renkli olup açık sarı renkli olanlarına da rastlanır.

Vücut orta irilikte ve sağlam yapılıdır.

Sırt hattı düz, kemikler sağlam, deri elastiktir.

Merme açık, koyu veya lekeli olabilir.

Baş süt tipi sığır ırklarına benzemektedir.

Dişiler ve erkekler boynuzludur.

Verim Özellikleri

Cidago yüksekliği: Erkek: 122-137 cm ; Dişi:

102-130 cm

(13)

Buzağı doğum ağırlığı: Erkek: 19-28 kg ; Dişi: 17-24 kg

Damızlık yaşı: Erkek: 24-36 ay ; Dişi: 17-27 ay

Süt verimi: 2300-3300 Lt/Laktasyon

Laktasyon süresi: 275-300 gün

Süt yağ oranı: % 3.5-4.5

KÜLTÜR IRKLARI

JERSEY

(14)

Görünüm Özellikleri

Rengi sarımsı, açık kahve ve krem tonlarındadır.

Siyah gözleri ve vücudunun rengiyle de bir geyiği andırdığı düşünülür.

Kalın köklü boynuzludur.

Jersey sığır ırkı, tipik süt ırklarının özelliğini fazlasıyla taşıyan bir ırk hayvanıdır. İnce kemikleri, dolgun memeleri, ince derisi,

boyun ve baş yapısı ile sütçü ırkın timsalidir.

Verim Özellikleri

Süt verimi: 5.000 Lt/yıl

Yağ oranı: % 6

Cidago yüksekliği: Erkek: 130 cm; Dişi: 120 cm

Canlı ağırlık: Erkek: 350 – 450 kg; Dişi: 330 – 400 kg

Bir laktasyonda 2500 - 3000 lt süt verirler

(15)

SİMENTAL Görünüm Özellikleri

Renk sarı-beyaz veya kırmızı-beyaz alacadır.

Mutlaka baş, alın ve kirpik beyaz renktir.

Erkek ve dişileri boynuzludur.

İklim şartlarına kolay adapte olur.

Uzun ömürlüdürler.

Yüksek döl verimi özelliği

Annelik içgüdüsü yüksektir.

Sağlık problemi azdır.

Birçok özelliklerinden dolayı yetiştiricilerin

öncelikli tercihidir.

(16)

Verim Özellikleri

Canlı ağırlık: Erkek: 1100 – 1400 kg ; Dişi:

600 – 900 kg

Cidago yüksekliği: Erkek: 150 – 165 cm ; Dişi: 138 – 150 cm

Canlı ağırlık artışı: 1350 – 1600 gr/gün

Et randımanı: %58

Süt verimi: 6.500 Lt

Yağ oranı: %4.2

(17)

HOLSTEİN Görünüm Özellikleri

Renkleri Siyah – Beyaz, Kırmızı – Beyaz’dır.

Siyah ve beyaz kısımların oranı hayvandan hayvana büyük değişiklik gösterir.

Erkek de dişide boynuza sahiptir.

Verim Özellikleri

Hem et hem de süt yönlü beslenebilir. Ama daha çok süt verim yönü ile kabul görür.

Süt verimi bir laktasyon döneminde 5.000 ile 7.000 litredir. Fakat ıslah yapılmış ve üstün olanları ile yapılmış seçilimler sayesinde

10.000 litre süt verimine rahatlıkla ulaşabilir.

(18)

Cidago yüksekliği 140 ile 155 cm arasında değişmektedir.

İyi yemlemede günlük ağırlık artışı 800 ile 1.200 gr olabilmektedir.

Sütündeki yağ miktarı % 3 – 3.5 arasındadır.

Canlı ağırlığı 600 ile 1.000 kg arasında değişir.

Siyah-Alaca erkek buzağılar, hızlı

gelişmeleri nedeniyle buzağı eti üretiminde kullanılırlar. Bu amaçla bir araya getirilen ve beslenen buzağılar, yaklaşık 14-16 haftalık yaşta 120-180 kg ağırlığa ulaştıklarında kasaba sevk edilirler.

Beside günlük canlı ağırlık artışı 1000-1400 g arasında değişen bu ırkın erkeklerini 12-15 aylık yaşta kesim ağırlığına ulaştırmak

olasıdır.

(19)

ESMER Görünüm Özellikleri

Sırt boyunca uzanan ve ester çizgisi olarak tanımlanan açık renkli bir bölge vardır.

Esmer ırkın rengi gümüşi griden siyaha yakın koyu kahve ve koyu kül rengine kadar değişir.

Burun ucu açık renktir.

Verim Özellikleri

İyi bir bakım ve besleme ile günde 800 - 1000 g canlı ağırlık artışı sağlarlar.

Bir laktasyon döneminde süt verimi 5000 - 6.000 lt’dir

Erkeklerde canlı ağırlık 600 - 700 kg.

Süt ve et verimi yönünden kombine bir ırkdır.

Yıllık süt verimi 3500- 4000 kg dır.

(20)

Sütteki yağ oranı %3.8 civarındadır.

Montofonlar diğer kültür ırklarına göre güç şartlara daha dayanıklıdırlar.

AYRSHİRE Görünüm Özellikleri

Kahverengi -beyaz lekeli renktedir.

Melezlerinde siyah-beyaz renklerde görülmektedir.

Boynuz beyaz renkte, ucu siyah renkte ve geriye kıvrıktır.

Bacak boyu büyüklüğünde boynuzları olur. Bu durum bakımı zor olduğundan boynuzlar

buzağı iken köreltilir.

Orta boyludur.

(21)

Verim Özellikleri

Cidago yüksekliği: Erkek: 140 cm; Dişi:132 cm

Süt verimi: 5800 Lt/ yıl

Yağ oranı: % 4.5

Canlı ağırlık: Erkek 850 Kg; Dişi:550 Kg

Melezlerinde süt verimi: 4700 Lt/ yıl

Melezlerinde yağ oranı: % 4.5

GUERNSEY Görünüm Özellikleri

Rengi krem ve kahverengidir.

Düzgün meme yapısına sahiptir.

Uzun ömürlüdür.

Kolay doğum özelliğindedir.

Hastalıklara dayanıklı bir ırktır.

(22)

Merada otlama kabiliyeti çok iyidir.

Sütü yoğun yağlıdır.

Verim Özellikleri

Canlı ağırlık: Erkek: 600 -700 kg ; Dişi: 450 – 500 kg

Süt verimi: 6.300 – 6.650 Lt/Laktasyon

Yağ oranı: % 5

Protein oranı: % 3.7

Sütünde yüksek miktarda Beta Karoten içerir.

Diğer bazı ırklara göre kg başına %20 -30 daha az yem tüketir.

SHORTHORN

(23)

Görünüm Özellikleri

Renk kırmızı – beyaz ve tonlarındadır. Ağız çevresi beyazdır.

Kısa yüzlüdür.

Orta boylu sallı yapıdadır.

Sağlam tırnak yapısına sahiptir.

Sakin yapılıdır.

Zor şartlara uygundur.

Boynuzsuz veya kısa boynuzlu

Döl verimi yüksek

Kolay doğum özelliği

Kırmızı holsteinla melezlemede süt miktarı artırılır.

Verim Özellikleri

Cidago yüksekliği: Erkek: 144 cm; Dişi: 136 cm

Canlı ağırlık: Erkek: 800 – 1000 kg; Dişi: 600 – 650 kg

Buzağı doğum ağırlığı: Erkek: 36 kg; Dişi: 33 kg

Süt verimi: 5000 – 6000 Lt

Yağ oranı: %3.5

(24)

SIĞIRCILIKTA YETİŞTİRİCİ ÖRGÜTLERİ

Türkiye’de 3,5 milyonu aşkın tarım işletmesi

genelde birbirinden habersiz ve yeterli örgütlenme yapısına sahip olmadan faaliyetlerini

sürdürmektedir. Pazarlama ve üretim

organizasyonlarının etkili bir biçimde uygulanması için bu işletmelerin BİRLİKLER, KOOPERATİFLER veya MESLEKİ ÖRGÜTLER’de birleşerek kendi menfaatlerini korumaları gerekmektedir.

Hayvancılık sektöründe mevcut potansiyelin harekete geçirilmesi için akılcı ve çağdaş örgütlenmeye gereksinim vardır. Çiftçi

örgütlenmesi, ekonomik ve mesleki örgütlenme olmak üzere iki şekilde ele alınmaktadır. Her iki örgütlenme biçimi de birbirlerinden ayrılamaz.

Bunun ana nedeni her iki tip örgütlenme amacının da çiftçi menfaatlerinin korunması olmasıdır. Üretici birlikleri herhangi bir kâr amacı gütmeyen

organizasyonlardır. Ancak bu, üretici birliklerinin ekonomik aktivite veya fonksiyonlardan yoksun olmaları anlamına gelmez. AB ülkelerinde çiftçiler, klâsik anlamda 3 boyutlu olarak nitelenebilen

Kooperatifler, Ziraat Odaları ve Üretici

Birliklerinden oluşan demokratik örgütlere sahiptir.

Bu yapı içersinde; Kooperatifler; çiftçinin ekonomik

kolunu, Üretici Birlikleri; politika yönlendirme ve lobi

oluşturma kolunu, Ziraat Odaları ise hükümet ile

çiftçi arasında köprü görevi yapan mesleki kolunu

oluşturmaktadır.

(25)

.

ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİNİN AMAÇLARI VE ÇALIŞMALARI

Üretici birlikleri, üyelerinin ekonomik sorunlarını çözümler ve çıkarlarını korur. Türkiye’de küçük ölçekli olan işletmeleri, uygun büyüklükte ve

piyasaya dönük üretim yapan gerçek işletmelere dönüştürme çabası vardır.

Birlikler her türlü teknolojik gelişmeleri izler.

Üreticilerin bilgi ve deneyimlerini artırması için, iletişim ve etkileşim yoluyla teknolojik gelişmeleri izlemesini sağlar.

Temsil ettiği yetiştiricilerin çıkarlarını savunur, politik baskı grubu oluşturur ve lobi faaliyetleri yürütür. Avrupa Birliği uyum sürecinde tarım ve gıda sektörünü önemli yapısal değişiklikler

beklemektedir. Türkiye hayvancılık politikalarına üreticiler adına katkıda bulunur.

Kredi kullanımı, girdi temini, verimlilik ve kalitenin arttırılması için gereken çaba ve teknolojileri

sağlar.

Hayvansal ürünlerin pazarlamasında çok sayıda aracı vardır. Buda pazarlama zincirini

uzatmaktadır. Pazarlama zincirinin uzun olmasının

nedeni küçük ölçekli, dağınık ve geleneksel

(26)

yöntemlerle üretim yapan işletmelerin çok sayıda bulunmasıdır.

Üretici örgütleri pazarlama zincirini kısaltarak,

üretim ve pazarlama ağını takip ederek üreticilerin ekonomi içindeki etkinliğinin arttırılması üzerinde çalışır.

Kamu kuruluşlarının yönetsel ve mali desteği ile varlıklarını sürdürmekte olan örgütlenme yerine, bağımsız ve sürekli finans kaynakları olan bir örgütlenme şarttır. Hayvancılık politikalarının belirlenmesi ve etkili olabilmesinde yetiştirici

örgütlerinin rolü çok önemlidir. Türkiye’de yaygın olan küçük ölçekli işletmelerin pazarlama ve girdi temininde pazarlık güçleri yetersizdir. Bu durumda üreticiler, ürünlerini düşük fiyata satmaya, girdileri de yüksek fiyata almaya mecbur kalmaktadır. Bu temel olumsuzluğa ek olarak küçük işletmeler;

teknoloji yenileme, ürün çeşitlendirme, ürün kalitesini yükseltme ve ürünlerini az da olsa işlenmiş ürüne dönüştürme faaliyetlerine de girememektedirler. Ülkemizde “Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu” 29.06.2004 tarihinde 5200 sayılı kanun olarak kabul edilmiş ve kanun 06.07.2004 tarih ve 25514 sayılı resmi gazetede

yayınlanmıştır

.

(27)

ÜRETİCİ ÖRGÜTLERİNİN ŞİMDİKİ DURUMU

Kooperatifler

Üreticiler ancak kooperatifler aracılığıyla modern ve ekonomik ölçekli tarım yapabilirler.

Kooperatifçilik; toplumsal yaşantıda ortak çıkar ve amaçları gerçekleştirmek için birlikte çaba gösteren kişilerin emek,

sermaye ve diğer üretim faktörlerini bir araya getirme hareketidir.

Türkiye tarım sektöründe geniş bir kitleyi ilgilendiren üç temel kooperatif çeşidi vardır. Bunlar Tarımsal Kalkınma, Tarım Satış ve Tarım Kredi kooperatifleridir.

Türkiye'de sayısal olarak 4-5 milyon ortağı bulunan tarımsal

kooperatifler çeşitli alanlarda faaliyet göstermesine rağmen, batı ülkelerinde olduğu gibi etkili değildirler. Çünkü; Almanya,

Danimarka, İsveç, Hollanda, Finlandiya gibi ülkelerde tarımsal kooperatiflerin pazarlamadaki payı % 50-100 arasında iken bizde

% 1-10 arasındadır. Bu durum, üreticilerin en örgütsüz olduğu kesim olan hayvancılıkta daha da geniş boyutlardadır. Oysa, hayvancılığı gelişmiş ülkelerde kooperatifler bünyesinde

örgütlenen üreticiler, kooperatifleri aracılığıyla ürünlerin

üretilmesi, toplanması, işlenmesi ve satışı gibi pazarlamanın hemen tüm alanlarında bütünleşmeyi gerçekleştirmişler ve yukarıda belirtildiği gibi pazarda etkin bir konuma gelmişlerdir.

Ülkemizde tarım kooperatiflerinin bir kısmı (özellikle tarım satış ve tarım kredi kooperatifleri) devletin güdümü ve kontrolü altında olduğundan, ekonomik ve politik açıdan etkin değildirler.

(28)

İşletme ürün ve üretim farklılıklarını dikkate alan ihtisaslaşmış hayvancılık kooperatifleri Türkiye’de ekonomik örgütlenmenin başarılmasında diğer örgüt modellerine göre daha yüksek başarı şansına sahip görünmektedir. önemli olan üretim sektörleri

itibariyle uzmanlaşmaktır. Yerel düzeyde ihtisaslaşmış ürün- üretim kooperatifleri, ekonomik coğrafyayı oluşturan bölgeler itibariyle üst birliklerini oluşturmalıdırlar. Bu üretici

organizasyonunun da hayvancılığa dayalı sanayi işletmeleriyle girdi-çıktı ilişkisi içerisinde faaliyetlerini planlaması

gerekmektedir.

Mesleki örgütler

Çiftçilerin meslek kuruluşu olan Ziraat Odaları, mesleki hizmetleri görmek, tarım sektörünün her alanda genel menfaatlerine uygun olarak gelişmesine ve devletin tarımsal plan ve programlarının gerçekleştirilmesine yardımcı olmak, çiftçilerin müşterek

ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak ve üreticiler arasında işbirliğini sağlamak amacı ile kurulmuştur.

Ülkemizde halen 681 adet Ziraat Odası ve bir Ziraat Odaları Birliği vardır.

Tarımsal Üreticilerin içinde bulunduğu örgütler olmamasına

rağmen, tarım sektörüne hizmet götüren Ziraat Mühendislerinin, Gıda Mühendislerinin, Orman Mühendislerinin ve Veteriner

Hekimlerin Meslek Odaları, bu Odaların üst kuruluşu olan Merkez Birlikleri, Dernekleri ve Vakıfları bulunmaktadır. Söz konusu

örgütler kendi meslek gruplarının menfaatleri ile ilgili çalışmalar yapmaları yanında tarım ve gıda sektörü ile ilgili politika

oluşturma ve üretici menfaatlerini koruma yönünde de etkili olmaktadırlar.

(29)

Diğer Tarımsal Amaçlı ve Gönüllü Organizasyonlar

Ülkemizde üreticilerin mesleki ve ekonomik başlıca örgütler olan Ziraat Odaları ve Kooperatifler dışında mesleki talepleri ile ortaya çıkan üretici dernekleri ve vakıfları da bulunmaktadır.

Birlikler

Ülkemizde Hizmet Birlikleri (Sulama Birlikleri ve Köylere Hizmet Götürme Birlikleri), İhtisas Birlikleri (Ürün ve Ürün Grubundaki Üretici Birlikleri) ve Islah Amaçlı Birlikler (Damızlık Sığır

Yetiştiricileri Birliği ve Arıcılık Birliği) olmak üzere çeşitli birlikler bulunmaktadır. Sığırcılık açısından bunların en önemlisi Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğidir.

DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ

Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlikleri 09.08.1995 tarih ve 22369 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan "Türkiye Damızlık Süt Sığırı Yetiştiricileri Birliği Hizmetleri Hakkında Yönetmelik" uyarınca kurulmuş ve 4631 Sayılı Hayvan Islahı Kanunu çerçevesinde 19.12.2001 tarih ve 24615 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan

"Islah Amaçlı Yetiştirici Birliklerinin Kurulması ve Hizmetleri Hakkındaki Yönetmelik" çerçevesinde çalışmaktadırlar.

Temel amaç, sığır yetiştiricilerinin kendi aralarında örgütlenerek üstün verimli hayvanlar yetiştirmelerini sağlamaktır. Birliklerin çalışmaları; gerek yurt içinde yetiştirilen, gerek ithal edilen ve

(30)

gerekse yerli ırkların genetik potansiyellerinin geliştirilmesi, verimlerinin artırılması, soy kütüğü ve verim kayıtlarının

tutulması, hayvan sağlığı hizmetlerinin yürütülmesi, üyelerinin eğitimlerinin sağlanması, sigorta işlemlerinin yapılması, girdilerin sağlanması, üretim maliyetlerinin düşürülmesi, hayvansal

ürünlerin pazarlanması ve değerlendirilmesi gibi hususlar ile Tarım ve Köy işleri Bakanlığınca belirlenecek her türlü hayvan ıslahı çalışmalarına ilişkin esas ve usuller, tabii ve suni

tohumlama ve embriyo transferi uygulama usulleri ile Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer hususların yerine getirilmesi gibi üretimden pazarlamaya kadar birçok husus, Damızlık Sığır Yetiştirici Birliklerinin temel amaçlarından sayılmıştır.

Türkiye’de bir yetiştirici örgütü aracılığı ve yetiştiricilerin geniş katılımıyla ulusal nitelikli ilk ıslah programı 1998 yılında

uygulamaya konulmuştur. Tarım ve Köy işleri Bakanlığı’nın gözetimi ve desteğinde, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri

Merkez Birliği’nce uygulanmakta olan bu programın amacı, Siyah Alaca ırkı için her bir süt verim döneminde (305 günde) % 4 yağlı 7.000 kg süt verebilen,ergin yaşta 750 kg canlı ağırlığa ulaşan, yüksek verimi sağlayabilecek beden kapasiteli, rahat hareket yeteneği sağlayacak ayak ve tırnak yapılı, makineyle sağıma elverişli ve kolay sağılabilen, kapasiteli bir memeye sahip süt inekleri elde etmek ve yaygınlaştırmak olarak tanımlanmıştır.

Söz konusu amaca erişebilmek için yapılacak işlerden;

tanımlama, soy kütüğünün yürütülmesi, verim denetlemeleri, dış görünüşe göre sınıflandırma, damızlık belgesi verme ve damızlık değer tahmin ile ilgili kurallar “Damızlık Süt Sığırlarında Soy

Kütüğü Talimatı” adı altında Tarım ve Köy işleri Bakanlığı tarafından 2000 yılında yayınlanan talimatta yer almıştır.

(31)

Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği, Tarım ve Köy işleri Bakanlığı ile 3 ayrı projeyi ortak yürütmektedir. Bunlar;

1. Ön Soy kütüğü Projesi 2. Soy kütüğü Projesi 3. Döl Kontrolü Projesi

Bu projeler ile Veri Tabanı Sistemi hazırlanmış ve Türkiye çapında soy kütüğü kayıtları tutulmaya başlanmıştır. Aday

boğaların kızlarına ait süt verimleri tespit edilmeye başlanmış ve kızların buzağılamadan sonraki ilk kontrollerinde 25 kg’ın

üzerinde süt verdikleri belirlenmiştir.

DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİ BİRLİKLERİ NASIL KURULUR

Bir İlde aynı ırktan en az 5 baş ineği bulunan asgari 7 yetiştirici bir araya gelerek İl Tarım Müdürlüğüne başvurur.

Birlik ana sözleşmesi Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanır, 3 ay içinde en az 25 üye ile genel kurul yaparak birlik kurulmuş olur.

Bir İlde aynı ırk için yalnız bir birlik kurulabilir. Birliklerin en az kurucu üye sayısı 7 olup üst sınır yoktur. Birlik, asil üyeler, temsilci üyeler ve fahri üyelerden oluşur.

DAMIZLIK YETİŞTİRİCİ BİRLİĞİNE ÜYELİK ŞARTLARI

1. Birliğin kurulduğu il hudutları içerisinde işletmesi olmak.

2. Damızlık sığır yetiştirici birliklerinin faaliyetleri ile uyumlu olarak fiilen hayvan yetiştiriciliği yapmak.

(32)

3. Aynı saf ırktan en az 5 baş ineğe sahip olmak ve bu hususu Tarım İl Müdürlüğünden alınacak bir belge ile belgelendirmek.

4. Yönetmelikte yazılı üyelik hak ve ödevlerini; kuruluş

aşamasında ana sözleşmeyi imzalayarak, sonradan girişte ise bir üyelik taahhütnamesi vermek suretiyle kabul etmiş olmak.

5. Tüzel kişilikler için; ana sözleşmelerinde birliğe girilmesine ait hüküm bulunmak veya genel kurullarında giriş kararı almış

olmak.

6. Yetiştiriciler ve tüzel kişilikler için belirlenen üyelik aidatını peşin ödemek.

YETİŞTİRİCİ BİRLİKLERİNİN HAYVANCILIĞIMIZA FAYDALARI

Gelişmiş ülkelerde sığır yetiştiricileri çeşitli adlar altında

ihtisaslaşmış örgütler kurarak hem hayvancılıkta ileri seviyelere ulaşmışlar hem de problemlerine doğrudan kendileri çözüm yolları bulmuş ve bulmaktadırlar.

Damızlık Yetiştirici Birliklerinin sayesinde yetiştiriciler deneyimli yönetici kadrolara sahip olacaklar ve problemlerinin çözümünde söz sahibi olacak bir güce erişeceklerdir. Birlik, üyelerinin

ihtiyaçlarını ve problemlerini, kendi teknik elemanlarınca daha çabuk tespit edebileceği için, çözümünü de daha çabuk

gerçekleştirebilecektir. Sahasında deneyimli, çalışkan, daimi teknik elemanlara sahip olunacaktır. Hayvancılığın temeli olan ıslah çalışmaları için gerekli olan kayıt tutma ve verim tespiti

yapabilecektir. Mevcut sığırlarımız içerisinde damızlık vasfa sahip hayvanların seçimi mümkün olacak ve üstün nitelikli boğaların tohumları ile Suni Tohumlama yaptırılarak mevcut fakat

bilinmeyen genetik potansiyelin korunması ve geliştirilmesi sağlanacaktır. Seçilen işletmeler hayvancılık çalışma ve

araştırmalarında hazır alt yapı olarak destek verecektir. Yetiştirici

(33)

daha modern ve sağlıklı bir şekilde üretim yapacaktır. Böylece Döl kontrolü ve verim artışında gelişmeler ve gelişmiş ülkelerde uygulanabilen modern teknikler uygulanabilecektir.

Hayvan Varlığı, Süt Üretimi ve Toplanması

Yıllar itibarı ile Türkiye’de sağmal inek sayısı artış gösterirken AB ülkelerinde bir düşüş gözlenmektedir. Türkiye’de hayvan

sayısındaki ve verimlilikte artış toplam süt üretimindeki artışı oluştururken AB ülkelerinde hayvan sayısında düşüş olmasına rağmen toplam süt üretiminde artış olmuştur. Bu durum Türkiye ile karşılaştırıldığında zaten yüksek olan verimliliğin AB üyesi ülkelerde artmaya devam ettiği şeklinde yorumlanabilir.

Türkiye’de toplam süt üretimi 2015 yılında 18.654.681 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Üretilen bu sütün yaklaşık %91’i yani

16.933.520 tonu inek sütü, 1.177.228 tonu koyun sütü, 481.174 tonu keçi sütü, 62.751 tonu ise manda sütüdür (TÜİK, 2016).

Türkiye’de inek sütü üretimi yıllar itibarıyla sürekli bir artış göstermiştir. 2004 yılındaki toplam inek sütü üretimi ile

kıyaslandığında üretimdeki artış 2015 yılı sonu itibarıyla %57 oranına ulaşmıştır.

(34)

Üretici Örgütlenmesi ve Entegrasyon

Örgütlenme özellikle tarım sektörü için rekabet gücünü artıran önemli bir unsurdur. Tarım sektörü yapısı gereği çok sayıda işletmeden oluşmakta ve çok sayıda alıcı ve satıcının bir arada olduğu tam rekabet piyasalarına örnek olarak gösterilmektedir.

Son dönemlerde uluslararası şirketlerin sektörde egemenliklerini artırmaları tarım sektöründe üreticilerin örgütlenmesini çok daha önemli hale getirmiştir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının hayvancılık işletmelerini kayıt altına almak için oluşturduğu

Türkvet kayıt sisteminde 2017 yılı verilerine göre Büyükbaş

Hayvancılık İşletme Sayısı: 1.453.997 adet olarak görülmektedir.

Buna göre büyükbaş hayvancılık işletmelerinde yetiştirici birliklerine üyelik açısından örgütlenme oranı %11

seviyelerindedir. Genel olarak tarım kesiminde özel olarak ise hayvancılık işletmelerinde örgütlenme düzeyleri oldukça

düşüktür. Tarımsal örgütlenme en yaygın ve gelişmiş olarak AB ülkelerinde görülmektedir. AB’de, tarım kesimine yönelik

politikaların oluşturulma ve uygulanma aşamalarında bu örgütlerin önemli katkıları vardır. Tarıma dayalı sanayinin

yaklaşık %50’si bu örgütler aracılığıyla yürütülmektedir (Yılmaz, 2008). Özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde süt üretiminin

(35)

tamamına yakını kooperatif üyeleri tarafından

gerçekleştirilmektedir. Bu ülkelerde aynı zamanda kooperatif ortak sayısı da oldukça yüksektir (Anonim, 2013). Avrupa'da tarımsal kooperatifler, tarımsal malların işlenmesi ve

pazarlamasında yaklaşık %60 ve girdilerin temininde de yaklaşık

%50 pay ile yüksek bir pazar payına sahiptirler (Eren, 2015).

Avrupa Birliğinde üretilen sütün %58'i kooperatifler tarafından işlenmektedir (Anonim, 2012). 2. Ulusal Süt Konseyi kapanış zirvesi raporuna göre 2012 rakamlarıyla Türkiye'de

kooperatiflerin üretici birlikleri ile birlikte çiğ sütün

pazarlanmasındaki payları %38,9 olarak verilmiştir. Çiftçi

örgütlerinin sahip olduğu işletmeler tarafından işlenen süt miktarı ise çok daha düşüktür. Sadece kooperatifler baz alındığında ise bazı AB ülkeleri ve Türkiye'nin durumu aşağıdaki gibidir.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Süt sığırcılığında cinsiyeti belirlenmiş sperma genellikle daha fazla dişi buzağı elde etmek için kullanılmaktadır.. Böylelikle damızlık sürünün çoğaltılması

Buzağılama Yılı, Buzağılama Ayı, Laktasyon Sırası ve İllere Göre Siyah Alaca Sığırlarının 305 Gün Süt Verimi, Laktasyon Süresi, Kuruda Kalma Süresi ve BAna

Tigem Tahirova Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Siyah Alaca süt Sığırlarının Bazı Döl ve Süt Verim Özellikleri Bakımından Genetik Yapısı Üzerine Araştırmalar.

I. Arap kabileleri arasında sık sık sorunlar yaşanmaktadır. Kabileler arasında tek tanrılı dinsel anlayış yoktur. Arap Yarımadası’nda feodal bir yapı görülmektedir..

Siyah Alaca süt sığırlarında süt ve döl verim özelliklerine (305 gün süt verimi, Laktasyon süt verimi, laktasyon süresi, kuruda kalma süresi, buzağılama aralığı, İlkine

ölçülürken, belirlenen 5’er dakikalık süreçlerin 1’er saniye kayması gibi durumlar sistemin ölçümleri içerisinde bulunmaktadır. Bu durumun düzeltilmesi

Laktasyon süresine buzağılama yılı, laktasyon sayısı ve doğum mevsiminin; laktasyon süt verimi, 305 günlük süt verimi ve EÇ-305 günlük süt verimine buzağılama

grubundaki annelerin eğitim süresinin kontrol grubuna göre daha kısa olmasına karşın, bu fark istatistiksel olarak anlamlı