HAYVANCILIK ORGANİZASYONLARI
SÜT SIĞIRCILIĞI ORGANİZASYONLARI
YERLİ VE YABANCI SÜT SIĞIR IRKLARI
YERLİ KARA Görünüm Özellikleri
Yerli Karaların en belirleyici özelliği küçük yapılı ve tırnak dahil tamamen siyah
olmalarıdır.
Dar ve uzun bir başa sahiptir.
Boynuzlar kısa, ince ve öne yöneliktir.
Uzun yıllar yetersiz koşullarda yaşayan bu ırk oldukça dayanıklıdır.
Cidago yüksekliği 100-110 cm civarındadır.
Verim Özellikleri
Besleme koşullarına bağlı olarak canlı ağırlık 200-300 kg arasında değişir.
Bu ırkın süt verimi ortaya koyma amacına yönelik çalışmalar oldukça eskidir. Bu
çalışmalarda
elde edilen değerler köy koşullarında 400- 500 kg kadardır. Fakat bakım ve besleme koşullarının iyileştirilmesi ve damızlık
seçimiyle bir laktasyon daki süt verimleri ortalama 800-900 kg.a çıkarılabilmiş, hatta bazı küçük gruplardan bir laktasyon da 1800 kg süt elde edilebilmiştir.
Canlı ağırlık artışı: 600-700 gr/gün
BOZ IRK
Görünüm Özellikleri
Açık gümüşten koyu kül rengindedir.
Erkekler dişilere göre daha koyu renktedir.
Boğaların göz etrafında gözlük gibi koyu halka vardır.
Kulaklarının içleri siyah kıllarla kaplıdır.
Tırnaklar siyah, boynuzların dipleri sarımsı beyaz uçları siyah'tır.
Buzağılar açık kahverengi doğarlar zamanla grileşirler.
Erkek ve dişileri boynuzludur.
Boynuzlar 8 - 46 cm uzunluktadır.
Verim Özellikleri
Canlı ağırlık: Erkek: 470 kg ; Dişi: 375 kg
Cidago yüksekliği: Erkek: 126 cm ; Dişi: 118 cm
12 aylık canlı ağırlık: Erkek: 292 kg ; Dişi:
167 kg
Buzağı doğum ağırlığı: Erkek: 24 kg ; Dişi:
22 kg
Canlı ağırlık artışı: 1062 gr/gün
Karkas randımanı: %57.3
İlkine doğum yaşı: 30 -36 ay
Doğum kolaylığı: Çok kolay
Sürü doğum oranı: % 86.5
Buzağı yaşam gücü: %99
Laktasyon süresi: 220 gün
Süt verimi: 1095 - 2965 Lt
Süt yağı: % 3.93
Sağrı yüksekliği: Erkek: 130 cm ; Dişi: 127 cm
Vücut uzunluğu: Erkek: 123 cm ; Dişi: 138 cm
Göğüs çevresi: Erkek: 187 cm ; Dişi: 166 cm
DOĞU ANADOLU KIRMIZISI Görünüm Özellikleri
Renk kırmızıya yakın sarımsı, kahverengimsi tonlar.
Bazı hayvanlarda genellikle arka bacakların iç kısımları olmak üzere vücudun değişik
bölgelerinde beyaza kadar değişen açık renkler görülebilir.
Tırnaklar koyu gri, boynuzlar sedef veya gri renkte uçları siyah'tır.
Erkek ve dişileri boynuzludur. Genelde hilal şeklindedir.
Boynuzlar 11 - 22 cm uzunluktadır.
Sürü ve annelik içgüdüsü çok iyidir.
Sürü halinde merada yönetilmeleri kolaydır.
Kapalı alanlarda hırçınlaşabilirler.
Çok kötü iklim ve çevre şartlarına dayanıklıdırlar.
Verim Özellikleri
Canlı ağırlık: Erkek: 393 kg ; Dişi: 323 kg
Cidago yüksekliği: Erkek: 118 cm ; Dişi: 109 cm
Canlı ağırlık artışı: 847 gr/gün
Karkas randımanı: %57.6
Doğum yaşı: 18 - 60 ay
Doğum kolaylığı: %91.1 (Çok kolay)
Sürü doğum oranı: % 86.7
Laktasyon süresi: 205 gün
Süt verimi: 939 - 2247 Lt
Süt yağı: % 3.45
GÜNEY ANADOLU KIRMIZISI
Görünüm Özellikleri
Sarıdan kırmızıya ve kahverengine kadar olan renklerde görülür.
Deri siyaha yakın kahverengidir.
Boynuzlar siyah'a yakın koyu gri renktedir.
Buzağılar Tarçın renginde doğarlar.
Genel olarak burun etrafında vücut renginden daha açık bir halka vardır.
Bacakların iç yüzeyleri, memeler ve karın altı vücut'a nazaran daha açık renktedir.
Erkek ve dişileri boynuzludur. Genelde hilal
şeklindedir.
Verim Özellikleri
Canlı ağırlık: Erkek: 610 kg ; Dişi: 381 - 482 kg
Cidago yüksekliği: Erkek: 130 - 157 cm ; Dişi: 116 - 155 cm
Laktasyon süresi: 101 - 482 gün
Süt verimi: 1875 - 4675 Lt/Laktasyon
Süt yağı: % 2 - 4.6
Doğum ağırlığı: Erkek: 18.5 - 35 kg ; Dişi: 16
- 27.5 kg
YERLİ GÜNEY SARISI
Görünüm Özellikleri
Kirli sarıdan kırmızı tarçıni renge kadar değişir.
Göz etrafı, yüzün yan kısımları, boyun ve kürekler vücut'un esas rengine göre daha koyudur.
Burun ucu siyah'a kadar koyu renktedir.
Burun ve ağız etrafında açık renkli bir halka mevcuttur.
Küçük yapılıdır.
Sağrı yüksekliği cidagodan daha fazladır.
Zor şartlara, dağlık tepelik yerlere kolay adapte olur.
Verim Özellikleri
Canlı ağırlık: Dişi: 197 - 306 kg
Cidago yüksekliği: 93 - 120 cm
Laktasyon süresi: 158 - 235 gün
Süt Verimi: 444 - 794 Lt/Laktasyon
Süt yağı: %3 - 4.1
ZAVOT SIĞIRI Görünüm Özellikleri
Genelde beyaz renkli olup açık sarı renkli olanlarına da rastlanır.
Vücut orta irilikte ve sağlam yapılıdır.
Sırt hattı düz, kemikler sağlam, deri elastiktir.
Merme açık, koyu veya lekeli olabilir.
Baş süt tipi sığır ırklarına benzemektedir.
Dişiler ve erkekler boynuzludur.
Verim Özellikleri
Cidago yüksekliği: Erkek: 122-137 cm ; Dişi:
102-130 cm
Buzağı doğum ağırlığı: Erkek: 19-28 kg ; Dişi: 17-24 kg
Damızlık yaşı: Erkek: 24-36 ay ; Dişi: 17-27 ay
Süt verimi: 2300-3300 Lt/Laktasyon
Laktasyon süresi: 275-300 gün
Süt yağ oranı: % 3.5-4.5
KÜLTÜR IRKLARI
JERSEY
Görünüm Özellikleri
Rengi sarımsı, açık kahve ve krem tonlarındadır.
Siyah gözleri ve vücudunun rengiyle de bir geyiği andırdığı düşünülür.
Kalın köklü boynuzludur.
Jersey sığır ırkı, tipik süt ırklarının özelliğini fazlasıyla taşıyan bir ırk hayvanıdır. İnce kemikleri, dolgun memeleri, ince derisi,
boyun ve baş yapısı ile sütçü ırkın timsalidir.
Verim Özellikleri
Süt verimi: 5.000 Lt/yıl
Yağ oranı: % 6
Cidago yüksekliği: Erkek: 130 cm; Dişi: 120 cm
Canlı ağırlık: Erkek: 350 – 450 kg; Dişi: 330 – 400 kg
Bir laktasyonda 2500 - 3000 lt süt verirler
SİMENTAL Görünüm Özellikleri
Renk sarı-beyaz veya kırmızı-beyaz alacadır.
Mutlaka baş, alın ve kirpik beyaz renktir.
Erkek ve dişileri boynuzludur.
İklim şartlarına kolay adapte olur.
Uzun ömürlüdürler.
Yüksek döl verimi özelliği
Annelik içgüdüsü yüksektir.
Sağlık problemi azdır.
Birçok özelliklerinden dolayı yetiştiricilerin
öncelikli tercihidir.
Verim Özellikleri
Canlı ağırlık: Erkek: 1100 – 1400 kg ; Dişi:
600 – 900 kg
Cidago yüksekliği: Erkek: 150 – 165 cm ; Dişi: 138 – 150 cm
Canlı ağırlık artışı: 1350 – 1600 gr/gün
Et randımanı: %58
Süt verimi: 6.500 Lt
Yağ oranı: %4.2
HOLSTEİN Görünüm Özellikleri
Renkleri Siyah – Beyaz, Kırmızı – Beyaz’dır.
Siyah ve beyaz kısımların oranı hayvandan hayvana büyük değişiklik gösterir.
Erkek de dişide boynuza sahiptir.
Verim Özellikleri
Hem et hem de süt yönlü beslenebilir. Ama daha çok süt verim yönü ile kabul görür.
Süt verimi bir laktasyon döneminde 5.000 ile 7.000 litredir. Fakat ıslah yapılmış ve üstün olanları ile yapılmış seçilimler sayesinde
10.000 litre süt verimine rahatlıkla ulaşabilir.
Cidago yüksekliği 140 ile 155 cm arasında değişmektedir.
İyi yemlemede günlük ağırlık artışı 800 ile 1.200 gr olabilmektedir.
Sütündeki yağ miktarı % 3 – 3.5 arasındadır.
Canlı ağırlığı 600 ile 1.000 kg arasında değişir.
Siyah-Alaca erkek buzağılar, hızlı
gelişmeleri nedeniyle buzağı eti üretiminde kullanılırlar. Bu amaçla bir araya getirilen ve beslenen buzağılar, yaklaşık 14-16 haftalık yaşta 120-180 kg ağırlığa ulaştıklarında kasaba sevk edilirler.
Beside günlük canlı ağırlık artışı 1000-1400 g arasında değişen bu ırkın erkeklerini 12-15 aylık yaşta kesim ağırlığına ulaştırmak
olasıdır.
ESMER Görünüm Özellikleri
Sırt boyunca uzanan ve ester çizgisi olarak tanımlanan açık renkli bir bölge vardır.
Esmer ırkın rengi gümüşi griden siyaha yakın koyu kahve ve koyu kül rengine kadar değişir.
Burun ucu açık renktir.
Verim Özellikleri
İyi bir bakım ve besleme ile günde 800 - 1000 g canlı ağırlık artışı sağlarlar.
Bir laktasyon döneminde süt verimi 5000 - 6.000 lt’dir
Erkeklerde canlı ağırlık 600 - 700 kg.
Süt ve et verimi yönünden kombine bir ırkdır.
Yıllık süt verimi 3500- 4000 kg dır.
Sütteki yağ oranı %3.8 civarındadır.
Montofonlar diğer kültür ırklarına göre güç şartlara daha dayanıklıdırlar.
AYRSHİRE Görünüm Özellikleri
Kahverengi -beyaz lekeli renktedir.
Melezlerinde siyah-beyaz renklerde görülmektedir.
Boynuz beyaz renkte, ucu siyah renkte ve geriye kıvrıktır.
Bacak boyu büyüklüğünde boynuzları olur. Bu durum bakımı zor olduğundan boynuzlar
buzağı iken köreltilir.
Orta boyludur.
Verim Özellikleri
Cidago yüksekliği: Erkek: 140 cm; Dişi:132 cm
Süt verimi: 5800 Lt/ yıl
Yağ oranı: % 4.5
Canlı ağırlık: Erkek 850 Kg; Dişi:550 Kg
Melezlerinde süt verimi: 4700 Lt/ yıl
Melezlerinde yağ oranı: % 4.5
GUERNSEY Görünüm Özellikleri
Rengi krem ve kahverengidir.
Düzgün meme yapısına sahiptir.
Uzun ömürlüdür.
Kolay doğum özelliğindedir.
Hastalıklara dayanıklı bir ırktır.
Merada otlama kabiliyeti çok iyidir.
Sütü yoğun yağlıdır.
Verim Özellikleri
Canlı ağırlık: Erkek: 600 -700 kg ; Dişi: 450 – 500 kg
Süt verimi: 6.300 – 6.650 Lt/Laktasyon
Yağ oranı: % 5
Protein oranı: % 3.7
Sütünde yüksek miktarda Beta Karoten içerir.
Diğer bazı ırklara göre kg başına %20 -30 daha az yem tüketir.
SHORTHORN
Görünüm Özellikleri
Renk kırmızı – beyaz ve tonlarındadır. Ağız çevresi beyazdır.
Kısa yüzlüdür.
Orta boylu sallı yapıdadır.
Sağlam tırnak yapısına sahiptir.
Sakin yapılıdır.
Zor şartlara uygundur.
Boynuzsuz veya kısa boynuzlu
Döl verimi yüksek
Kolay doğum özelliği
Kırmızı holsteinla melezlemede süt miktarı artırılır.
Verim Özellikleri
Cidago yüksekliği: Erkek: 144 cm; Dişi: 136 cm
Canlı ağırlık: Erkek: 800 – 1000 kg; Dişi: 600 – 650 kg
Buzağı doğum ağırlığı: Erkek: 36 kg; Dişi: 33 kg
Süt verimi: 5000 – 6000 Lt
Yağ oranı: %3.5
SIĞIRCILIKTA YETİŞTİRİCİ ÖRGÜTLERİ
Türkiye’de 3,5 milyonu aşkın tarım işletmesi
genelde birbirinden habersiz ve yeterli örgütlenme yapısına sahip olmadan faaliyetlerini
sürdürmektedir. Pazarlama ve üretim
organizasyonlarının etkili bir biçimde uygulanması için bu işletmelerin BİRLİKLER, KOOPERATİFLER veya MESLEKİ ÖRGÜTLER’de birleşerek kendi menfaatlerini korumaları gerekmektedir.
Hayvancılık sektöründe mevcut potansiyelin harekete geçirilmesi için akılcı ve çağdaş örgütlenmeye gereksinim vardır. Çiftçi
örgütlenmesi, ekonomik ve mesleki örgütlenme olmak üzere iki şekilde ele alınmaktadır. Her iki örgütlenme biçimi de birbirlerinden ayrılamaz.
Bunun ana nedeni her iki tip örgütlenme amacının da çiftçi menfaatlerinin korunması olmasıdır. Üretici birlikleri herhangi bir kâr amacı gütmeyen
organizasyonlardır. Ancak bu, üretici birliklerinin ekonomik aktivite veya fonksiyonlardan yoksun olmaları anlamına gelmez. AB ülkelerinde çiftçiler, klâsik anlamda 3 boyutlu olarak nitelenebilen
Kooperatifler, Ziraat Odaları ve Üretici
Birliklerinden oluşan demokratik örgütlere sahiptir.
Bu yapı içersinde; Kooperatifler; çiftçinin ekonomik
kolunu, Üretici Birlikleri; politika yönlendirme ve lobi
oluşturma kolunu, Ziraat Odaları ise hükümet ile
çiftçi arasında köprü görevi yapan mesleki kolunu
oluşturmaktadır.
.
ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİNİN AMAÇLARI VE ÇALIŞMALARI
Üretici birlikleri, üyelerinin ekonomik sorunlarını çözümler ve çıkarlarını korur. Türkiye’de küçük ölçekli olan işletmeleri, uygun büyüklükte ve
piyasaya dönük üretim yapan gerçek işletmelere dönüştürme çabası vardır.
Birlikler her türlü teknolojik gelişmeleri izler.
Üreticilerin bilgi ve deneyimlerini artırması için, iletişim ve etkileşim yoluyla teknolojik gelişmeleri izlemesini sağlar.
Temsil ettiği yetiştiricilerin çıkarlarını savunur, politik baskı grubu oluşturur ve lobi faaliyetleri yürütür. Avrupa Birliği uyum sürecinde tarım ve gıda sektörünü önemli yapısal değişiklikler
beklemektedir. Türkiye hayvancılık politikalarına üreticiler adına katkıda bulunur.
Kredi kullanımı, girdi temini, verimlilik ve kalitenin arttırılması için gereken çaba ve teknolojileri
sağlar.
Hayvansal ürünlerin pazarlamasında çok sayıda aracı vardır. Buda pazarlama zincirini
uzatmaktadır. Pazarlama zincirinin uzun olmasının
nedeni küçük ölçekli, dağınık ve geleneksel
yöntemlerle üretim yapan işletmelerin çok sayıda bulunmasıdır.
Üretici örgütleri pazarlama zincirini kısaltarak,
üretim ve pazarlama ağını takip ederek üreticilerin ekonomi içindeki etkinliğinin arttırılması üzerinde çalışır.
Kamu kuruluşlarının yönetsel ve mali desteği ile varlıklarını sürdürmekte olan örgütlenme yerine, bağımsız ve sürekli finans kaynakları olan bir örgütlenme şarttır. Hayvancılık politikalarının belirlenmesi ve etkili olabilmesinde yetiştirici
örgütlerinin rolü çok önemlidir. Türkiye’de yaygın olan küçük ölçekli işletmelerin pazarlama ve girdi temininde pazarlık güçleri yetersizdir. Bu durumda üreticiler, ürünlerini düşük fiyata satmaya, girdileri de yüksek fiyata almaya mecbur kalmaktadır. Bu temel olumsuzluğa ek olarak küçük işletmeler;
teknoloji yenileme, ürün çeşitlendirme, ürün kalitesini yükseltme ve ürünlerini az da olsa işlenmiş ürüne dönüştürme faaliyetlerine de girememektedirler. Ülkemizde “Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu” 29.06.2004 tarihinde 5200 sayılı kanun olarak kabul edilmiş ve kanun 06.07.2004 tarih ve 25514 sayılı resmi gazetede
yayınlanmıştır
.ÜRETİCİ ÖRGÜTLERİNİN ŞİMDİKİ DURUMU
Kooperatifler
Üreticiler ancak kooperatifler aracılığıyla modern ve ekonomik ölçekli tarım yapabilirler.
Kooperatifçilik; toplumsal yaşantıda ortak çıkar ve amaçları gerçekleştirmek için birlikte çaba gösteren kişilerin emek,
sermaye ve diğer üretim faktörlerini bir araya getirme hareketidir.
Türkiye tarım sektöründe geniş bir kitleyi ilgilendiren üç temel kooperatif çeşidi vardır. Bunlar Tarımsal Kalkınma, Tarım Satış ve Tarım Kredi kooperatifleridir.
Türkiye'de sayısal olarak 4-5 milyon ortağı bulunan tarımsal
kooperatifler çeşitli alanlarda faaliyet göstermesine rağmen, batı ülkelerinde olduğu gibi etkili değildirler. Çünkü; Almanya,
Danimarka, İsveç, Hollanda, Finlandiya gibi ülkelerde tarımsal kooperatiflerin pazarlamadaki payı % 50-100 arasında iken bizde
% 1-10 arasındadır. Bu durum, üreticilerin en örgütsüz olduğu kesim olan hayvancılıkta daha da geniş boyutlardadır. Oysa, hayvancılığı gelişmiş ülkelerde kooperatifler bünyesinde
örgütlenen üreticiler, kooperatifleri aracılığıyla ürünlerin
üretilmesi, toplanması, işlenmesi ve satışı gibi pazarlamanın hemen tüm alanlarında bütünleşmeyi gerçekleştirmişler ve yukarıda belirtildiği gibi pazarda etkin bir konuma gelmişlerdir.
Ülkemizde tarım kooperatiflerinin bir kısmı (özellikle tarım satış ve tarım kredi kooperatifleri) devletin güdümü ve kontrolü altında olduğundan, ekonomik ve politik açıdan etkin değildirler.
İşletme ürün ve üretim farklılıklarını dikkate alan ihtisaslaşmış hayvancılık kooperatifleri Türkiye’de ekonomik örgütlenmenin başarılmasında diğer örgüt modellerine göre daha yüksek başarı şansına sahip görünmektedir. önemli olan üretim sektörleri
itibariyle uzmanlaşmaktır. Yerel düzeyde ihtisaslaşmış ürün- üretim kooperatifleri, ekonomik coğrafyayı oluşturan bölgeler itibariyle üst birliklerini oluşturmalıdırlar. Bu üretici
organizasyonunun da hayvancılığa dayalı sanayi işletmeleriyle girdi-çıktı ilişkisi içerisinde faaliyetlerini planlaması
gerekmektedir.
Mesleki örgütler
Çiftçilerin meslek kuruluşu olan Ziraat Odaları, mesleki hizmetleri görmek, tarım sektörünün her alanda genel menfaatlerine uygun olarak gelişmesine ve devletin tarımsal plan ve programlarının gerçekleştirilmesine yardımcı olmak, çiftçilerin müşterek
ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak ve üreticiler arasında işbirliğini sağlamak amacı ile kurulmuştur.
Ülkemizde halen 681 adet Ziraat Odası ve bir Ziraat Odaları Birliği vardır.
Tarımsal Üreticilerin içinde bulunduğu örgütler olmamasına
rağmen, tarım sektörüne hizmet götüren Ziraat Mühendislerinin, Gıda Mühendislerinin, Orman Mühendislerinin ve Veteriner
Hekimlerin Meslek Odaları, bu Odaların üst kuruluşu olan Merkez Birlikleri, Dernekleri ve Vakıfları bulunmaktadır. Söz konusu
örgütler kendi meslek gruplarının menfaatleri ile ilgili çalışmalar yapmaları yanında tarım ve gıda sektörü ile ilgili politika
oluşturma ve üretici menfaatlerini koruma yönünde de etkili olmaktadırlar.
Diğer Tarımsal Amaçlı ve Gönüllü Organizasyonlar
Ülkemizde üreticilerin mesleki ve ekonomik başlıca örgütler olan Ziraat Odaları ve Kooperatifler dışında mesleki talepleri ile ortaya çıkan üretici dernekleri ve vakıfları da bulunmaktadır.
Birlikler
Ülkemizde Hizmet Birlikleri (Sulama Birlikleri ve Köylere Hizmet Götürme Birlikleri), İhtisas Birlikleri (Ürün ve Ürün Grubundaki Üretici Birlikleri) ve Islah Amaçlı Birlikler (Damızlık Sığır
Yetiştiricileri Birliği ve Arıcılık Birliği) olmak üzere çeşitli birlikler bulunmaktadır. Sığırcılık açısından bunların en önemlisi Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğidir.
DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ
Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlikleri 09.08.1995 tarih ve 22369 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan "Türkiye Damızlık Süt Sığırı Yetiştiricileri Birliği Hizmetleri Hakkında Yönetmelik" uyarınca kurulmuş ve 4631 Sayılı Hayvan Islahı Kanunu çerçevesinde 19.12.2001 tarih ve 24615 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan
"Islah Amaçlı Yetiştirici Birliklerinin Kurulması ve Hizmetleri Hakkındaki Yönetmelik" çerçevesinde çalışmaktadırlar.
Temel amaç, sığır yetiştiricilerinin kendi aralarında örgütlenerek üstün verimli hayvanlar yetiştirmelerini sağlamaktır. Birliklerin çalışmaları; gerek yurt içinde yetiştirilen, gerek ithal edilen ve
gerekse yerli ırkların genetik potansiyellerinin geliştirilmesi, verimlerinin artırılması, soy kütüğü ve verim kayıtlarının
tutulması, hayvan sağlığı hizmetlerinin yürütülmesi, üyelerinin eğitimlerinin sağlanması, sigorta işlemlerinin yapılması, girdilerin sağlanması, üretim maliyetlerinin düşürülmesi, hayvansal
ürünlerin pazarlanması ve değerlendirilmesi gibi hususlar ile Tarım ve Köy işleri Bakanlığınca belirlenecek her türlü hayvan ıslahı çalışmalarına ilişkin esas ve usuller, tabii ve suni
tohumlama ve embriyo transferi uygulama usulleri ile Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer hususların yerine getirilmesi gibi üretimden pazarlamaya kadar birçok husus, Damızlık Sığır Yetiştirici Birliklerinin temel amaçlarından sayılmıştır.
Türkiye’de bir yetiştirici örgütü aracılığı ve yetiştiricilerin geniş katılımıyla ulusal nitelikli ilk ıslah programı 1998 yılında
uygulamaya konulmuştur. Tarım ve Köy işleri Bakanlığı’nın gözetimi ve desteğinde, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri
Merkez Birliği’nce uygulanmakta olan bu programın amacı, Siyah Alaca ırkı için her bir süt verim döneminde (305 günde) % 4 yağlı 7.000 kg süt verebilen,ergin yaşta 750 kg canlı ağırlığa ulaşan, yüksek verimi sağlayabilecek beden kapasiteli, rahat hareket yeteneği sağlayacak ayak ve tırnak yapılı, makineyle sağıma elverişli ve kolay sağılabilen, kapasiteli bir memeye sahip süt inekleri elde etmek ve yaygınlaştırmak olarak tanımlanmıştır.
Söz konusu amaca erişebilmek için yapılacak işlerden;
tanımlama, soy kütüğünün yürütülmesi, verim denetlemeleri, dış görünüşe göre sınıflandırma, damızlık belgesi verme ve damızlık değer tahmin ile ilgili kurallar “Damızlık Süt Sığırlarında Soy
Kütüğü Talimatı” adı altında Tarım ve Köy işleri Bakanlığı tarafından 2000 yılında yayınlanan talimatta yer almıştır.
Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği, Tarım ve Köy işleri Bakanlığı ile 3 ayrı projeyi ortak yürütmektedir. Bunlar;
1. Ön Soy kütüğü Projesi 2. Soy kütüğü Projesi 3. Döl Kontrolü Projesi
Bu projeler ile Veri Tabanı Sistemi hazırlanmış ve Türkiye çapında soy kütüğü kayıtları tutulmaya başlanmıştır. Aday
boğaların kızlarına ait süt verimleri tespit edilmeye başlanmış ve kızların buzağılamadan sonraki ilk kontrollerinde 25 kg’ın
üzerinde süt verdikleri belirlenmiştir.
DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİ BİRLİKLERİ NASIL KURULUR
Bir İlde aynı ırktan en az 5 baş ineği bulunan asgari 7 yetiştirici bir araya gelerek İl Tarım Müdürlüğüne başvurur.
Birlik ana sözleşmesi Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanır, 3 ay içinde en az 25 üye ile genel kurul yaparak birlik kurulmuş olur.
Bir İlde aynı ırk için yalnız bir birlik kurulabilir. Birliklerin en az kurucu üye sayısı 7 olup üst sınır yoktur. Birlik, asil üyeler, temsilci üyeler ve fahri üyelerden oluşur.
DAMIZLIK YETİŞTİRİCİ BİRLİĞİNE ÜYELİK ŞARTLARI
1. Birliğin kurulduğu il hudutları içerisinde işletmesi olmak.
2. Damızlık sığır yetiştirici birliklerinin faaliyetleri ile uyumlu olarak fiilen hayvan yetiştiriciliği yapmak.
3. Aynı saf ırktan en az 5 baş ineğe sahip olmak ve bu hususu Tarım İl Müdürlüğünden alınacak bir belge ile belgelendirmek.
4. Yönetmelikte yazılı üyelik hak ve ödevlerini; kuruluş
aşamasında ana sözleşmeyi imzalayarak, sonradan girişte ise bir üyelik taahhütnamesi vermek suretiyle kabul etmiş olmak.
5. Tüzel kişilikler için; ana sözleşmelerinde birliğe girilmesine ait hüküm bulunmak veya genel kurullarında giriş kararı almış
olmak.
6. Yetiştiriciler ve tüzel kişilikler için belirlenen üyelik aidatını peşin ödemek.
YETİŞTİRİCİ BİRLİKLERİNİN HAYVANCILIĞIMIZA FAYDALARI
Gelişmiş ülkelerde sığır yetiştiricileri çeşitli adlar altında
ihtisaslaşmış örgütler kurarak hem hayvancılıkta ileri seviyelere ulaşmışlar hem de problemlerine doğrudan kendileri çözüm yolları bulmuş ve bulmaktadırlar.
Damızlık Yetiştirici Birliklerinin sayesinde yetiştiriciler deneyimli yönetici kadrolara sahip olacaklar ve problemlerinin çözümünde söz sahibi olacak bir güce erişeceklerdir. Birlik, üyelerinin
ihtiyaçlarını ve problemlerini, kendi teknik elemanlarınca daha çabuk tespit edebileceği için, çözümünü de daha çabuk
gerçekleştirebilecektir. Sahasında deneyimli, çalışkan, daimi teknik elemanlara sahip olunacaktır. Hayvancılığın temeli olan ıslah çalışmaları için gerekli olan kayıt tutma ve verim tespiti
yapabilecektir. Mevcut sığırlarımız içerisinde damızlık vasfa sahip hayvanların seçimi mümkün olacak ve üstün nitelikli boğaların tohumları ile Suni Tohumlama yaptırılarak mevcut fakat
bilinmeyen genetik potansiyelin korunması ve geliştirilmesi sağlanacaktır. Seçilen işletmeler hayvancılık çalışma ve
araştırmalarında hazır alt yapı olarak destek verecektir. Yetiştirici
daha modern ve sağlıklı bir şekilde üretim yapacaktır. Böylece Döl kontrolü ve verim artışında gelişmeler ve gelişmiş ülkelerde uygulanabilen modern teknikler uygulanabilecektir.
Hayvan Varlığı, Süt Üretimi ve Toplanması
Yıllar itibarı ile Türkiye’de sağmal inek sayısı artış gösterirken AB ülkelerinde bir düşüş gözlenmektedir. Türkiye’de hayvan
sayısındaki ve verimlilikte artış toplam süt üretimindeki artışı oluştururken AB ülkelerinde hayvan sayısında düşüş olmasına rağmen toplam süt üretiminde artış olmuştur. Bu durum Türkiye ile karşılaştırıldığında zaten yüksek olan verimliliğin AB üyesi ülkelerde artmaya devam ettiği şeklinde yorumlanabilir.
Türkiye’de toplam süt üretimi 2015 yılında 18.654.681 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Üretilen bu sütün yaklaşık %91’i yani
16.933.520 tonu inek sütü, 1.177.228 tonu koyun sütü, 481.174 tonu keçi sütü, 62.751 tonu ise manda sütüdür (TÜİK, 2016).
Türkiye’de inek sütü üretimi yıllar itibarıyla sürekli bir artış göstermiştir. 2004 yılındaki toplam inek sütü üretimi ile
kıyaslandığında üretimdeki artış 2015 yılı sonu itibarıyla %57 oranına ulaşmıştır.
Üretici Örgütlenmesi ve Entegrasyon
Örgütlenme özellikle tarım sektörü için rekabet gücünü artıran önemli bir unsurdur. Tarım sektörü yapısı gereği çok sayıda işletmeden oluşmakta ve çok sayıda alıcı ve satıcının bir arada olduğu tam rekabet piyasalarına örnek olarak gösterilmektedir.
Son dönemlerde uluslararası şirketlerin sektörde egemenliklerini artırmaları tarım sektöründe üreticilerin örgütlenmesini çok daha önemli hale getirmiştir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının hayvancılık işletmelerini kayıt altına almak için oluşturduğu
Türkvet kayıt sisteminde 2017 yılı verilerine göre Büyükbaş
Hayvancılık İşletme Sayısı: 1.453.997 adet olarak görülmektedir.
Buna göre büyükbaş hayvancılık işletmelerinde yetiştirici birliklerine üyelik açısından örgütlenme oranı %11
seviyelerindedir. Genel olarak tarım kesiminde özel olarak ise hayvancılık işletmelerinde örgütlenme düzeyleri oldukça
düşüktür. Tarımsal örgütlenme en yaygın ve gelişmiş olarak AB ülkelerinde görülmektedir. AB’de, tarım kesimine yönelik
politikaların oluşturulma ve uygulanma aşamalarında bu örgütlerin önemli katkıları vardır. Tarıma dayalı sanayinin
yaklaşık %50’si bu örgütler aracılığıyla yürütülmektedir (Yılmaz, 2008). Özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde süt üretiminin
tamamına yakını kooperatif üyeleri tarafından
gerçekleştirilmektedir. Bu ülkelerde aynı zamanda kooperatif ortak sayısı da oldukça yüksektir (Anonim, 2013). Avrupa'da tarımsal kooperatifler, tarımsal malların işlenmesi ve
pazarlamasında yaklaşık %60 ve girdilerin temininde de yaklaşık
%50 pay ile yüksek bir pazar payına sahiptirler (Eren, 2015).
Avrupa Birliğinde üretilen sütün %58'i kooperatifler tarafından işlenmektedir (Anonim, 2012). 2. Ulusal Süt Konseyi kapanış zirvesi raporuna göre 2012 rakamlarıyla Türkiye'de
kooperatiflerin üretici birlikleri ile birlikte çiğ sütün
pazarlanmasındaki payları %38,9 olarak verilmiştir. Çiftçi
örgütlerinin sahip olduğu işletmeler tarafından işlenen süt miktarı ise çok daha düşüktür. Sadece kooperatifler baz alındığında ise bazı AB ülkeleri ve Türkiye'nin durumu aşağıdaki gibidir.