• Sonuç bulunamadı

ALMAN İDEALİZMİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ALMAN İDEALİZMİ"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ALMAN İDEALİZMİ

(2)

Almanya'da gelişmiş bir felsefi akımıdır. Bu akım 18. yüzyıl'ın sonları ile 19. yüzyıl'ın başları arasında sürmüştür. Alman idealizmi Immanuel Kant'ın 1780'ler ve 1790'lardaki çalışmaları ile gelişmiştir. Akım; romantizm ve Aydınlanma Çağı ile yakından alakalıdır.

Bu akımın önemli düşünürleri

 Johann Gottlieb Fichte,

 Friedrich Schelling

 Georg Wilhelm Friedrich Hegel

(3)

On dokuzuncu yüzyılın başlarında felsefeye egemen olan ilk büyük akım, Alman idealizmi oldu.

Fichte, Schelling ve Hegel tarafından temsil edilen Alman idealizmi doğrudan doğruya Kant’tan çıkmaktaydı. Felsefesinde inanç öğesine de yer veren Kant’a göre, koşulsuz buyruğa veya ahlak yasasına duyulan inanç, bizi agnostisizmden, materyalizm ve determinizmden kurtarır. Hatta Kant bu noktada kalmayıp, bizim nihai gerçekliği bilebilmemizi sağlayan şeyin, ahlak yasasına beslediğimiz inanç olduğunu savunur. Gerçekten de onun gözünde ahlak yasası olmasaydı eğer, özgürlük ve ideal düzen hakkında hiçbir bilgimiz olmayacaktı. Kant, ahlak yasasının, ahlaki

hakikatlerin insanı özgür kıldığını söylemişti. (Ahmet Cevizci, Felsefe Tarihi, Say Yayınları 2009 s.467.)

(4)

Johann Gottlieb Fichte 

Alman idealizmini anlama, onu Kant felsefesinden türetme noktasında, hayati bir önemi haiz olan filozof, tarihsel olarak hepsinden önce gelen Johann Gottlieb Fichte’dir. Fichte (1763-1814), herhalde en iyi irade görüşü ve Kant felsefesiyle olan ilişkisi üzerinden anlaşılabilir. Çünkü o,

iradenin ahlaki önceliğiyle ilgili görüşünü, Kant’tan çıkarmıştı. Ama bu konuda, ahlaki iradeyle birlikte yasa kavramının kendisi için vazgeçilmez olduğunu bildiren Kant’tan çok daha ileri gitti.

Fichte, çok daha önemlisi Kant’ın felsefesindeki büyük boşluğu veya derin çelişkiyi görmüştü.

Gerçekten de zihnin kavram ve kategorilerinin sadece fenomenal dünyaya uygulanabileceğini, bu yüzden bilginin fenomenlerin bilgisiyle sınırlandığını söyleyen Kant, numenin veya kendinde

şeyin bilinemez olduğunu ileri sürmüştü. Onun gözünde nihai gerçeklik kendinde şeylerden

meydana geliyordu; gerçekten var olan şeyler numenler olmak durumundaydı. Nihai gerçekliğin bilgisine sahip olamayacağımızı söylemek ise elbette, bizim gerçekliği bilemeyeceğimiz anlamına geliyordu. (Ahmet Cevizci, Felsefe Tarihi, Say Yayınları 2009, s.467)

(5)

Friedrich von Schelling

Friedrich Wilhelm Joseph von Schelling (1775-1854), Alman idealizminin Fichte’den sonraki ikinci büyük ustasıdır. Schelling, Fichte’den yoğun bir biçimde etkilenmişti. Hatta metafiziksel sistemler arasında salt teorik bir düzeyde kalınarak bir seçim yapılamayacağını, bunun için ahlaki ölçütlere ihtiyaç duyulduğunu söyleyecek kadar Fichteciydi. Dahası tıpkı Fichte gibi, felsefenin bir bilim olarak, koşulsuz olanı ifade eden tek bir önermeden hareketle geliştirilmiş, mantıksal açıdan tutarlı bir önermeler sistemi olması gerektiğini öne sürdü. Hatta felsefedeki yolunu, aynen Fichte’nin yapmış olduğu gibi bir karşıtlık üzerinden inşa etti. Buna göre, ilk ve en önemli eseri Philosophische Briefe Über Dogmatismus und Kritisismus [Dogmatizm ve Eleştiricilik Üzerine Felsefi Mektuplar] adlı eserinde Fichte tarafından temsil edilen kritisizmi esas itibariyle Spinoza tarafından temsil edildiğine inandığı dogmatizmle karşı karşıya getirdi. (Ahmet Cevizci, Felsefe Tarihi, Say Yayınları 2009, s.478)

(6)

Georg Wilhelm Friedrich Hegel

Georg Wilhelm Friedrich Hegel (1770-1831), Alman idealizminin kesinlikle doruk noktasını

oluşturur. Aslında onun felsefesinin, sadece Alman idealizminin değil bütün bir felsefe tarihinin birkaç önemli doruk noktasından biri olduğu söylenebilir. En azından 19. yüzyılın en etkili

düşünce sistemlerinden birini meydana getiren Hegel felsefesi olmadan sözgelimi Marksizmi

anlamak imkânsızdır; Hegel olmadığında, çağımızın büyük ideolojik çatışmalarını da anlayamayız.

Onun sadece felsefe alanında değil fakat sosyal teori, tarih ve hukuk alanları başta olmak üzere, modern düşüncenin daha pek çok alanında yoğun bir etkisi olmuştur. (Ahmet Cevizci, Felsefe Tarihi, Say Yayınları 2009, s.482)

Başka her şey bir yana, tarihsel düşünmenin onunla başladığı söylenebilir. Gerçekten de aklın kendisi de dahil olmak üzere, bütün felsefi problemleri ve kavramları tarihsel terimlerle anlama yönünde bir çabayla ilk kez Hegel felsefesinde karşılaşırız. Ona göre, hiçbir kavramın değişmez bir içeriği, hiçbir düşüncenin sabit bir anlamı ve hiçbir anlama tarzı ya da şeklinin ezeli-ebedi veya değişmez bir geçerliliği yoktur. (Ahmet Cevizci, Felsefe Tarihi, Say Yayınları 2009, s.482)

Referanslar

Benzer Belgeler

• Pasteur, kuduz köpekler üzerine yaptığı çalışmaları daha güvenli hale getirmek için 1885 'te eski bir imparatorluk. şatosunu düzenleyerek, kuduz aşısı adına

Ankara‟nın Hâcı Doğan Mahallesi‟nden iken bundan önce vefât eden Bostancı Hâcı Kasım‟ın küçük oğlu Ali‟nin reĢid oluncaya değin babasından kalan

Gerçi Cameron say›y› bulmak için yaln›zca birkaç hafta zaman harcam›fl, ancak GIMPS a¤›ndaki bilgisayarlar›n, 100,000 öteki aday say›y› inceleyerek elemesi 2.5

Fakat daha büyük yaşlarda alınan düzenli müzik eğitiminin çocukların bilişsel gelişimine etkisi olup olmadığına dair -bulguları karmaşık olsa da- pek çok..

It is important to ask patients with HWE about bathing habits (pouring hot water over the head from a bowl), the temperature and amount of bathing water, the duration of bathing,

5 Sophokles’ in tragedyasını anlamlandırmamızda Aristoteles’in bu etkisi kendini birçok şekilde gösterir: Aristoteles tragedyayı ve hatta şiiri taklit (mimêsis)

Hukukun askıya alındığı dolayısıyla hukukun ötesindeki imkânların açıldığı bir alan olan istisna halinin ortaya koyduğu durumlar, figürler ve faaliyetler, homo

The altered contraction to ACh in the duodenal segments of broiler chicken observed in the present study can be attributed to the histopathological changes and