• Sonuç bulunamadı

“Bakanlar İzmir’e üvey evlat muamelesi yapıyor, başka illerdeki suyun kötü durumu açıklanmıyor” diye devam ediyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "“Bakanlar İzmir’e üvey evlat muamelesi yapıyor, başka illerdeki suyun kötü durumu açıklanmıyor” diye devam ediyor"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İzmir halkı içtiği ve kullandığı su hakkında tedirginlik yaşıyor. Yöneticilerin yaptığı açıklamalar, halkın tedirginliğini ortadan kaldırmıyor. Moraller bozuk. Bir de halkın su konusundaki tedirginliği üzerinden siyasi kazanç elde etme fırsatçılığı zuhur etmiştir. Su üzerinden yapılan fırsatçılığın hükümetin bakanları düzeyinde yapılması ise vahimdir!

Ülkenin Sağlık, İçişleri ve Çevre bakanları işin şakaya gelir yanı olmadığını, İzmir’in kuzey kesimlerinin suyunun kesinlikle içilmemesini söylüyor. İzmir Büyükşehir Belediye başkanı da “suyu için diyemem” diyor. “Bakanlar İzmir’e üvey evlat muamelesi yapıyor, başka illerdeki suyun kötü durumu açıklanmıyor” diye devam ediyor. Ancak bizim su hakkındaki kaygılarımız ortadan kalkmış olmuyor!

İzmir’de su sorunu, yani su krizi vardır. Suyumuzdaki arsenik ve diğer zararlı elementlerin oranının ne kadar olduğu, halkın ne yapması gerektiği, çeşmelerimizden akan suyun kullanılıp kullanılamayacağı, hemen şimdi ve kısa vadede ne tür önlemler alındığının yeterince bilinmediği bir ortamda yaşıyoruz.

Hiç kimsenin bizi böyle bir ortamda yaşatmaya hakkı yoktur. Derhal bilim adamlarımızın, meslek odalarımızın yol göstericiliğinde bir kriz yönetimi oluşturulmalıdır! Bu kriz yönetimi halka periyodik olarak ayrıntılı bilgi vermelidir.

Yani önce halka gerekenin derhal ve yeterince yapıldığı konusunda açık bir tutum sergilenmeli ve gerçekler halka hiç saklanmadan anlatılmalıdır. Bugün halkta kimi gerçeklerin kendisinden saklanıldığı izlenimi vardır. Çünkü 2007 yılının ilk aylarından beri bilinen arsenik meselesi, Melih Gökçek’in topu taça atmasından sonra herkesin ilgisini çekmiştir. Bu nedenle yerel yöneticilerimizden sözcüğün gerçek ve tam anlamında AçIKLIK TUTUMU bekliyoruz.

Her şeyi açık açık halka anlatmalarını istiyoruz. Bu yaklaşım güven bunalımını da ortadan kaldıracaktır. Kaldı ki, hal kın doğrudan yaşamını ilgilendiren bir konuda ayrıntılı bilgi sahibi olma hakkı vardır. Örneğin, sudaki arsenik

oranının düşürülmesi için ihalesi yapıldığı söylenen tedbir için açıklama yapılmalı, ihale kime verilmiştir, ihaleyi alan firma ne kadar zamanda ne yapacak ve bunu kaç paraya yapacaktır, sorularının yanıtı verilmelidir.

İzmir’in suyu azdır. Yetkililere göre 3-4 aylık suyu kalmıştır. Bu durum halkımız tarafından bilinmekte ve “tasarruf”

edilmektedir. Bu nedenle halka “tasarruf edin” deyip durmak yerine, derhal ÇAMLI barajının yapılması konusunda İzmir halkıyla birlikte tavır konmalıdır. Çamlı Barajının yapılıp faaliyete sokulması İzmir’e ciddi bir su desteği sağlayacaktır. çamlı barajı konusunda çok net olunmalı ve İzmir için olmazsa olmaz olduğu her vesileyle dile gelmelidir. Çünkü Çamlı Barajı, Efemçukuru altın madenine kurban edilmektedir. Hükümet ve çevre Bakanı Eldoradogold-Tüprag şirketinin çıkarı yönünde tercih yapmış,İzmir halkının su ihtiyacı yok sayılmıştır. Bu durum karşıs ında “bakanlıkla iyi geçinme” tutumu izleyen yerel yöneticilerimiz yeterince etkili olamamıştır. İzmir

Büyükşehir belediyesinin bu “ne kızı veren ne dünürü küstüren” tavrı yüzünden de sorun yaşadığı bilinmelidir.

Efemçukuru altın madeninin işletilmesi mutlaka engellenmeli ve İzmir’in Tahtalı barajı, Balçova barajı sularının kirlenmesinin önüne geçilmeli ve çamlı barajının yapılması mutlaka sağlanmalıdır. Eğer Efemçukuru altın madeni işletilirse, İzmir’in damından su havzasına inen kirlilik nedeniyle çamlı barajının hiçbir anlamı ve kıymeti harbiyesi kalmayacaktır. Hem altın madeninin işletilmesi hem de çamlı barajının bir arada olması eşyanın doğasına terstir. Bu nokta çok iyi bilinmeli ve yöneticilerimiz özellikle yerel yöneticilerimiz tercihlerini yapmalıdır. Önümüzdeki

seçimlerde belediye başkanı olacaklar için de bu uyarımız geçerlidir. çamlı barajından yana tavır koymayan belediye başkan adayı İzmir halkından yana tavır koymamış olacaktır.

“Su yaşamdır kıymetini bilelim” kampanyaları, “Su haktır, her yurttaşın suya ulaşma hakkı vardır, su satılmamalıdır, kamu tarafından ve kamu çıkarı gözetilerek yönetilmelidir,” şiarı ile zenginleşmelidir. çünkü Türkiye’nin suları, su havzaları satılmak istenmektedir. Bu büyük bir oyundur. “Su sorunu, su özelleştirilerek çözülecektir” diyen

neoliberallere karşı şimdiden yerel yönetimler düzeyinde açık tavır konmalıdır. Aksi halde halkın çıkarı düşünül müş olmayacaktır. Önümüzdeki yerel seçimlerde bu boyut, ciddi bir ayırt edici olmalıdır. Bizler, “su haktır satılamaz”

diyen yöneticileri ve kurumları sonuna dek destekleyeceğiz. Suyun özelleştirilmesi için işlev gören yöneticilerin seçilmemesini, eğer bir biçimde seçilirse de karşısında olunması gerektiğini açıklıyoruz.

Halkın su konusundaki tedirginliği ve hassasiyetini istismar eden, bunun üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışanları kınıyoruz. İçtiğimiz ve kullandığımız suyu niteliği üzerinden siyaseten köşeye sıkıştırma tutumunu ahlak dışı buluyor ve bunun derhal sona ermesini talep ediyoruz. Ancak bu “tartışmalar” sırasında söylenen bazı sözlerin ne anlama geldiğinin de açıklanmasını istiyoruz. Şöyle ki; Hükümetin 3 bakanının 24 temmuz 2008 günü yaptığı basın açıklamasına yanıt veren Kocaoğlu, İzmir’e üvey evlat muamelesi yapıldığını, esasında 12 ilin su vaziyetinin çok

(2)

kötü olduğunun açıklanmadığını, İzmir’in suyu üzerinden siyasi kriz yaratıldığını, hükümetle işbirliğine hazır olduklarını” belirttikten sonra şunu söyledi: “…aksi halde söz konusu tartışmaların talihsiz bir ayrımcılık girdabının etkisiyle kendilerini de içine çekecek bir dipsiz kuyuya dönüşmesi tehlikesi bulunmaktadır.” (26.7.2008 tarihili Yeniasır ve Yenigün gazetelerindeki yazılı açıklaması)

Yeniden açıklık istiyoruz. Artık dağıtın halktaki şu kuşku bulutlarını, pekiştirmeyin tedirginliğimizi. “Bakanları da içine çekecek bir dipsiz kuyuda” neler var? İçişleri bakanı tarafından “bu işin şakası yok” diyerek tehdit edilen bir yerel yöneticinin hâlâ söyleyemediği nedir? Nasıl bir dipsiz kuyudur bu? Halkın görmesini ne zaman sağlayacaksınız o dipsiz kuyuyu?

O halde biz soralım ve bari bizim sorularımızı halka yanıtlayın.

İzmir'de herkes konuşuyor: Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na "Ahlaksız bir teklif"te bulunmuş. Sözü edilen dipsiz kuyuda bu teklif mi var?

1. Çevre ve Orman Bakanı Aziz Kocaoğlu'nu "ÇAMLI barajının (daha evvel Çed'inin başvurusu bile kabul edilmemişti) çed'ini vereceğim" diye görüşmeye çağırdı mı?

2. Bu görüşme sırasında Bakan, Kocaoğlu'na(Kocaoğlu nun tabiriyle şu ahlaksız teklif);" Eldoradogold-Tüprag'ın İzmir-Efemçukuru'nda işleteceği ALTIN MADENİNE karşı çıkma, Çamlı Barajı sana hediye edilsin." dedi mi?

Dediyse bunun anlamı şudur: Efemçukurunda Tüprag altını çıkarsın, ön işlemden geçirsin, o sırada açılan

galerilerdeki ağır metaller (arsenik, antimon, kurşun vd) okside olsun ve harekete geçsin. Sonra İzmir'e Tüprag çamlı barajını yapıversin. O barajın suyunun arsenikli vb olması konuşulmasın, halktan saklansın. İzmirli de o suyu içsin!

Yani hem bakanın dediği olsun hem Kocaoğlu'nun isteği olsun ama halk devre dışı bırakılsın! Gerçekler halktan saklanılsın. Halkın gözü boyansın. Bu durum bir faciadır! Hem madenden yana hem de temiz sudan yana

olamazsınız. Hem kızı verip hem gelini küstürmeme oportünizmi başınızı yer! Bakanlarla-hükümetlerle ve Tüprag şirketiyle "iyi geçinme", ortacılığıyla İzmir'in suyu savunulamaz.

Halkta, "benden gizliyorlar" düşüncesini OLUŞTURMAYIN. Bu güvensizlik nasıl ortadan kalkacak? Şimdi de

"ahlaksız teklifler" halktan saklanıyor mu, ne zamana dek saklanacak?

SONUÇ OLARAK

Referanslar

Benzer Belgeler

kare büyüklüğünde teşekkül edecek gö- lün suları altında kalacak olan çok eski uygarlıklara ve Osmanlı İmparatorluğu dev- rine ait birçok eski eserin, imkânlar nisbe-

Cem Fırat, Mustafa Kandil, Kaan Uğur, Duygu ‛alaban, Θ<ık Aycin, Sultan Doğan, Fatma 5zaslan, Fidan Seven, Levim G(ney, K(bra Ceylan, Enes Aydemir, İskender Uğur

low burden (under 64 clients for each cell), some sub-carriers are latent in light of the fact that all assigned sub-carriers are not important to accomplish

Oluşturdukları Farklara Đlişkin Sonuçlar -2 ……… 143 Tablo D.3 Başarı Faktörlerinin Kurum Đçindeki Görevlere Göre.. Oluşturdukları Farklara Đlişkin Sonuçlar -3

Yazılı Anlatım Dersi/Hobi/Kaygı/Başarının Yazma Becerisine Katkısı Yabancı dilde Yazma Becerisi gelişen öğrenicilerin sözcük dağarcığı da gelişir

Bunun için anahtar kelime olarak ‘’next generation sequencing; yeni nesil dizileme, targeted gene panel (analysis) ;hedefli gen paneli (analizi), diagnostic value;

Menderes masifine ait mermer ve fillitler ile Kretase yaşlı filiş ve masif kireçtaşları otokton birimleri; başlıca serpantinit, gabro ve volkanit- lerden oluşan ve otokton

Bu çalışmada Cindere barajı temel kayasının geoteknik özellikleri, uygulanan enjeksiyonda kullanılan malzeme ve enjeksiyon basınçları yerinde incelenmiş, elde edilen