• Sonuç bulunamadı

Kapitalist toplumlarda iki temel sömürü biçimi, eme

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kapitalist toplumlarda iki temel sömürü biçimi, eme"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kapitalist toplumlarda iki temel sömürü biçimi, emeğin ve doğanın sömürüsüdür. Üretilen bir değerin kaynağında doğa ve emek bulunur. İnsan, varlığını sürdürmek, kendini yeniden üretmek için doğanın verili öğeleri üzerinde çalışırken, doğayı da yeniden üretir. Kapitalizmde sermayedar, emeğin doğa üzerideki etkinliğinin sonucu olarak ortaya çıkan değeri, kendine mâl ederek bir sömürü düzeni kurar. İnsan emeğinin ve doğanın ortak yapımı olan ürünler üzerinde özel mülkiyet kurulur. Doğa ve emek üzerindeki iki düzeyli bu sömürü düzeni, kolektif üretim sürecinde emek etkinliğini gerçekleştiren insanı, emeğinin ürününe, kendisine, topluma ve doğaya yabancılaştırır. İnsanın, sanki doğadan ayrı, doğanın dışında bir varlıkmış gibi kavranmasının altında, yabancılaşmış emeğin etkisinin izleri sürülebilir.

Marx’ın 1844 El Yazmaları’nda belirttiği gibi, doğa, insanın inorganik bedenidir. İnsan ölmemek için doğa ile sürekli bir karşılıklı değiş tokuş ilişkisi içindedir. İnsan doğada yaşar o kadar ki, fiziksel ve tinsel yaşamı, bir zincirin halkası gibi doğaya bağlıdır. Bu aynı zamanda, doğanın da kendi kendiyle bağlanmış olduğu anlamına gelir, çünkü insan doğanın parçasıdır, doğadan ayrı değildir. Doğa ile insanın oluşturduğu bu bütünlük, kapitalist düzende çarpıtılmış, bozulmuş bir biçime bürünür. Doğa, sermaye sınıfının, kârlılığı artırma ve sermaye birikimini sürdürme amacının bir aracına dönüşür. Sermaye, doğanın tek tek bileşenlerini ve bütün olarak doğayı, egemen olunan, özel mülke

dönüştürülüp sahiplenilen bir mal olarak görmektedir. Engels’in Maymundan İnsana Geçişte Emeğin Payı’nda vurguladığı gibi, kapitalist üretim tarzı, yalnızca en yakın ve en elle tutulur sonuçlar için kaygılanır, yani en kısa sürede en çok kârın elde edilmesini öngörür doğa ve toplum üzerinde oluşturduğu yıkıcı etkilerle ilgilenmez. Oysa doğa karşısında zafer kazanıldığı ve ona egemen olunduğunun sanıldığı durumlarda, kapitalist üretim tarzının yarattığı ekolojik sorunlarla yüzleşmek zorunda kalırız.

Günümüzde karşı karşıya kaldığımız ekolojik sorunların birkaç örneği, emek ve doğa üzerinde tahakküm kuran kapitalizmin çıkmazını gözler önüne sermektedir: tarımda kârlılığı artırmak için önce “yeşil devrim” olarak kimyasal zehirlerin kullanılmasının şimdi ise “gen devrimi” olarak genetiği değiştirilmiş organizmaların, GDO’lu ürünlerin yol açtığı ekolojik ve toplumsal sorunlar, ozon incelmesi, iklim değişmesi, su kıtlığı, doğal kaynak stoklarının azalması, biyoçeşitlilikte yaşanan kayıplar, nesli tehlikede ve yok olan türler, hava, su ve toprak kirliliği sorunları…

Kapitalizmin bu çıkmazından kapitalist çözüm yolları ile çıkmaya çalışmak, ekolojik sorunları derinleştirmektedir. Örneğin kirlilik ve iklim değişmesi sorunu, emisyon ticaretinde olduğu gibi, pazar ekonomisi mekanizmaları ile çözülüyormuş gibi yapılarak halk aldatılmaktadır. Kirletici etkinlik yapan şirketler, kirliliği azaltmak yerine başka şirketlerin kirletme izin belgelerini satın alarak emisyon salmayı sürdürmektedir. Kopenhag iklim zirvesinde gördüğümüz gibi, kapitalist ülkeler arasında var olan çelişkiler küçük bazı önlemler üzerinde bir anlaşma sağlanmasına bile engel olmaktadır. Şirketlerin kendilerini “çevreci” göstermek amacıyla göz boyamak için uydurduğu, “şirketin çevresel sorumluluğu” paketleri, halkı, tavukları tilkiye emanet etmenin doğru olduğuna inandırmaya çalışan bir yeşil propagandadır. Benzer biçimde, kapitalist sınıf ilişkilerini sorunun kaynağı olarak görmek yerine sermayeyi çözümün parçası olarak sunan ve bir dizi teknik önlemler öngören sürdürülebilir kalkınma politikası da, gereksinme duyduğumuz çözümü sunmaktan uzaktır.

Kapitalizmin çarklarını döndüren, üretim ve tüketim hacminin sürekli artırılmasıdır. Bu bakımdan, üretim ve tüketim süreçlerinde ortaya çıkan ekolojik sorunlar kapitalizmde yapısaldır. Bu çarklar döndüğü sürece ekolojik sorunlar artarak büyüyecektir. Sosyalizm deneyimi yaşayan ülkelerde de ekolojik sorunlar vardı, ama bunlar kapitalizmde olduğu gibi yapısal olmaktan çok, dönemin politik konjonktürüyle ilişkilidir. Bu, o dönemin ekolojik yanlışlarını aklamaya ya da üstünü örtmeye çalışan bir mazeret olarak anlaşılmamalıdır, sosyalizm deneyiminin ekolojik yanlışları ile yüzleşmek gereklidir burada vurgulanan ise sosyalizm ile kapitalizmde ekolojik sorunların nedenleri ve giderilmesi bakımından önemli bir farklılığın bulunduğu gerçeğidir. Sosyalizm, Marx ve Engels’in yukarıdaki görüşleri

doğrultusunda doğayla uyumlu bir toplumsal yaşam inşa etme potansiyelini içinde barındırır oysa kendi işleyiş yasaları nedeniyle kapitalizmde, bu, söz konusu değildir. Bu nedenle insanlığın kurtuluşu yanında doğanın kurtuluşunun ön koşulu, kapitalizmin yıkılmasıdır.

Ekolojik sorunlar derinleştikçe, kapitalizm, kendi sonunu hazırlayan bir döngüye girmektedir. Ekolojik sorunların gerçek çözümleri kapitalizmde yaşama geçirilemeyeceği için, bunlar birikmeye devam etmektedir. Kapitalizmde doğanın öğeleri ve bileşenleri, sermaye birikimini sağlayan unsurlar olarak alınır satılır mala dönüştürüldükleri için, doğadaki her kayıp, sermaye birikiminin olumsuz yönde etkilenmesi sonucunu doğurur. Nasıl ki sermayenin gelişimi,

(2)

onu yıkacak güç olarak işçi sınıfının gelişmesine yol açtıysa, ekolojik sorunların yoğunlaşması da kapitalizmin iç çelişkilerini derinleştirici etkide bulunmaktadır. Ancak, işçi sınıfının kendi iktidarını kurması nasıl ki kendiliğinden olan bir süreç değilse, ekolojik sorunlar da kapitalizmi kendiliğinden sönümlendirecek gizemli bir güç olarak

anlaşılmamalıdır. Yeryüzünde yaşama koşullarının yitirilmesine değin beklemek yerine, ekolojik değerlerle

genişletilmiş bir sosyalizmin inşası için örgütlü mücadele bayrağını yükseltmek gerekmektedir. İnsanlığın kurtuluşu kadar doğanın kurtuluşu da böyle bir örgütlü mücadelenin başarısına bağlıdır. Bu mücadelenin bir yönü sosyalizmin doğayla uyumlu olma potansiyelinin çeşitli yönlerini açığa çıkaracak teorik çözümlemeyi geliştirmek ise, diğer yönü de çevrecileri, ekolojistleri, doğa dostlarını ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde altın madenlerine, hidroelektrik

santrallerine, nükleer santrallere, GDO’lu ürünlere, çöp tesislerine, çevre kirliliklerine karşı pıtrak gibi belirerek eyleme geçen protestocuları ve hareketleri, işçi sınıfının özgürlük mücadelesi ile birleştirmektir. Bu birlik, yeryüzünde tüm canlılar için yaşam koşullarını bozan kapitalist sınıfların ve kapitalist devletin etkinliklerine ve düzenlemelerine karşı duracak politik güç olmasının yanında, ekolojik sosyalizmi de kuracak olan politik öznedir.

kaynakça:

http://www.sosyalistparti.org/index.phpoption=com_content&view=article&id=754:doa-kaptalzm-ve-sosyalzm-&catid=77:ekoloj&Itemid=191

Referanslar

Benzer Belgeler

Kimi arabaş- lıklar, uzun uzun anlatı cümlelerinden daha bir başka sarıyor, sarıveriyor: Kadıköy Vapurları, Çarşı, Fenerbahçe'ye Saygı, Kuş­ dili

1 anzim at hareketinden sonra edebiyatı - mızm A vrupalılaşm ası yolunda kuvvetli b ir cereyan uyandıran, m em leketim izde ilk yazılı tiyatro eserini vücuda

Genel ortalamaya bakıldığında ise ( ̅ =4,27) ortalama ile “Tamamen Katılıyorum” düzeyinde olduğu görülmüĢtür. Bu verilerde hareketle Anaokullarında çalıĢan

devrimciliği ise toplumsal bir yıkıcılıktan başka bir şey değildir. Bu nedenle barbarlık sistemi kendini yıkıcılıkla ve varlık koşullarını iğdiş ederek dışa

Emek Örgütleri 2009 Bütçesine Karşı Sesini Yükseltiyor.TMMOB, DİSK, KESK ve TTB, TBMM Genel Kurulu'nda görü şülmeye başlanan 2009 Yılı Bütçesi Tasarısına

Bundan sonra ise, hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde sürmekte olan krizin bir aydınlanma anı olacağına -yani rüyadan uyan ış olacağına- dair iyimser solcu

Dünyadaki fakirlik o kadar büyük ki, 2.200 dolar serveti olan bir kişi bile, dünyanın en zengin % 50'si arasında yer almaktadır.  Servet birikiminin en yoğun olduğu bölge,

Daha onceki (Jali§malarda selektif oksijen radikal temizleyicileri veya Xo antimetabolitleri kullan11arak onceden yap1lan tedavinin gastrik iskemiye ve reperfuzyon