Türkiye, Ramsar Sözleşmesi ile başta söz konusu alanlar olmak üzere sınırları içerisindeki bütün sulak alanları korumayı, geliştirmeyi ve akılcı kullanmayı uluslararası düzeyde taahhüt etmiş bulunuyor. Ramsar alanı, Ramsar sözleşmesiyle koruma altına alınmış alanları ifade etmekte. Ramsar adı sözleşmenin imzalandığı İran’ın Ramsar şehrinden geliyor. Ramsar, (İran) 1971 yılında imzalanan Uluslararası Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi kapsamında özel korumaya alınan uluslararası öneme sahip bir çevre koruma alanı.
Uluslararası koruma
Nemrut Krater Gölü ve İğneada Longozu’nun Ramsar Sözleşmesi kapsamına alınması çalışmalarının yıl sonuna kadar tamamlanması planlanılıyor. Sulak alanın, Ramsar kapsamındaki 9 kriterden birini taşıması Ramsar alanı ilan edilmesi için yeterli olurken, Nemrut Krater Gölü ve İğneada Longozu’nun beşer kritere uygunluk gösterdiği belirlendi. Buna göre, her iki sulak alan da hassas, nesli tehlike altında olmaya yakın veya olan türleri veya ekolojik ilişkileri, biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilmesi açısından önemli veya hayat döngülerinin kritik safhalarındaki bitki ve hayvan türlerini, bir su kuşu türü veya alt türlerinin popülasyonlarının bireysel olarak yüzde 1’ini desteklemesi kriterlerini sağlıyor. çalışmaların tamamlanmasının ardından Nemrut Krater Gölü ve İğneada Longozu, yıl sonuna kadar Ramsar Sözleşmesi kapsamında uluslararası düzeyde koruma altına alınacak.
Önemli 135 sulak alan
Ramsar Sözleşmesi’ne 1994 yılında taraf olan Türkiye, bugüne kadar Sultan Sazlığı, Seyfe Gölü, Burdur Gölü, Manyas (Kuş) Gölü ve Göksu Deltası, Akyatan Lagünü, Kızılırmak Deltası, Uluabat Gölü ve Gediz Deltası, Yumurtalık Lagünü, Meke Gölü, Kızören Obruğu ve Kuyucuk Gölü olmak üzere 13 sulak alanı sözleşme listesine dahil ettirdi. Toplam alanı 1 milyon hektarı aşan 300’den fazla sulak alana ev sahipliği yapan Türkiye’nin 135 sulak alanı uluslararası öneme sahip kabul ediliyor.
Çevre savunucularından santrale çadırlı tepki
Trakya’daki çevre savunucuları, Kırklareli”nin İğneada beldesine bağlı Beğendik köyüne yapılması planlanan termik santrale tepki olarak Beğendik köyünde çadır kuracak. Açıklama yapan Doğal Yaşamı Koruma Vakfı Edirne
Temsilcisi Bülent Bacıoğlu, “Ü;lkemizde ve Trakya’da çevre sorunlarının fazlalaşması karşısında kayıtsız kalmamız mümkün değil. Özellikle İğneada Longozu, Istrancalar ve Ergene Havzası tarım arazisi olarak ülkemizin korunması gereken yerlerinden. Ergene kirliliği, taş ocakları sorunları derken nükleer ve termik santral yapımına iznin verilmesini bölge halkı olarak anlayamıyoruz, mantık dışı buluyoruz” dedi. Bacıoğlu, “Santralin yapılmasının istendiği yer, Milli Park’ın hemen yanı başı. Bu bölge, ülkemizin metrekareye en fazla ağaç düşen ormanlarından biri ve Karadeniz’in en temiz kıyısı. Bölgeye termik santral yapılmasına tahammül edemiyor ve cennete termik santral yapılmasın diyoruz” diye konuştu. Bacıoğlu, Trakya’daki tüm doğaseverleri 17-18 Kasım’da İğneada’nın Beğendik köyünde kuracakları çadır kampına davet etti.
