• Sonuç bulunamadı

Bir ak

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir ak"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bir akıntı dünyasında bazı şeylerin aynı kaldığını görmek güzel. Bir Avrupa gezisi kapsamında Birleşik Krallık’ta bulunan 82 yaşındaki Profesör Noam Chomsky, genel duruşu ve ifade tarzıyla onyıllardır nasılsa öyle. Tanıdık olan sadece onun üslubu ve görüntüsü değil: Chomsky’nin temel ilkeleri de büyük ölçüde değişmeden kaldı. Bunun nedeni entellektüel bir tembellik değil -doğrusu Chomsky’nin zekası hep zamanki kadar keskin görünüyor-, ama küresel iktidarı tanımlayan hatların neredeyse hiç değişmeksizin varlığını sürdürüyor olması.

Chomsky, “‘Ortadoğu’nun enerji kaynaklarını kontrol edebilirsek dünyayı da kontrol ederiz’ şeklindeki temel

anlayışta esasen anlamlı hiçbir değişiklik yok” diyor. Aslında Başkan Eisenhower’ın savunduğu, Ortadoğu’daki petrol kaynakları “dünya tarihindeki en büyük maddi ödüllerden biridir” ve “muazam bir stratejik güç kaynağıdır” şeklindeki görüş, hep olduğu gibi bugün de geçerliliğini koruyor. Chomsky, Amerikan dış politikasının etik anlayışlarla

desteklenmek yerine, bu petrolü acımasızca kontrol etmek, kendi stratejik çıkarlarını korumak ve serbest sermaye akışını güvenceye almak arzusuyla yürütüldüğünü ileri sürüyor.

Chomsky’nin ana konuları tanıdık olsa da, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’yu hâlihazırda boydan boya süpüren isyanlar ışığında onun analizleri tazeliğini koruyor ve her zamankinden daha güncel. Art arda Parlamento’da ve University College London’da çok farklı dinleyicilere konuşma yapan Profesör Chomsky, “muazzam önemli” ve “olumlu” gördüğü Arap isyanlarının bir analiziyle başlıyor. Protestocuların sergilediği “cesaret, bağlılık ve kararlılık”ı öven Chomsky, onların “kazandıkları yeni özgürlükler”i sıcak karşılıyor. Fakat isyanların temel sonucunun belirsiz olduğu uyarısında bulunan Chomsky’e göre, “İsimler değişse de rejimler aynen yerinde duruyor. Şu ana kadar önemli hiçbir sosyo-ekonomik değişiklik olmadı.”

Arap isyanlarının 1980’lerin sonunda Doğu Avrupa’da ortaya çıkan demokrasi hareketlerinden çok farklı olduklarını ileri süren Chomsky, bu isyanların “belli bir benzeri” olmadığı görüşünde. “1989’da hareketler Batı tarafından desteklendi ve egemen bölgesel güç olan Rusya onlara müsamaha gösterdi.” Fakat Arap ayaklanmalarında durum böyle değil.

Chomsky, bir dinleyicinin sorduğu, “Arap dünyası demokrasiye hazır mı” sorusuna, tersi bir soruyla karşılık veriyor: “ABD, İngiltere ve müttefikleri Arap dünyasındaki bir demokrasiye hazırlar mı?” Batılı güçlerin “Ortadoğu’da işleyen demokrasilerin kurulmasına hep karşı” olduğunu belirten Chomsky, bunun en dramatik biçimde, demokratik yolla seçilmiş Musaddık hükümetinin CIA ‘nin planladığı bir darbeyle yerinden edildiği İran’da örneklendiğine işaret ediyor. Yasama seçimlerinde Hamas’ın kazandığı kesin zaferi hatırlatan Chomsky, “2006’da Filistin’de olanlara bakın” diyor. “Batı’nın tepkisi, serbest bir seçimde doğru oy vermediği için Filistinliler’i cezalandırmaktı.” Batılı güçler “Arap milliyetçiliği virüsü” ile demokrasi olasılığının Ortadoğu’da kökleşmesinden ciddi biçimde korkuyor. Chomsky’e göre, Arap sokakları Batı müdahalesine kararlı biçimde karşı ve Brookings Enstitüsü’nün yaptığı son bir anket çalışması, Mısır halkının yüzde 90’ının ABD’yi bölgedeki ana düşman olarak gördüğünü ortaya koydu. “Eğer kamuoyunun Ortadoğu ülkelerindeki politikayı etkilemesine izin verilirse, ABD sadece bölgenin

kontrolünü kaybetmekle kalmayıp, topyekûn bölgeden kovulur.”

Batı’nın Arap dünyasında böyle rağbet görmemesinin sebebi çok gizemli bir şey değil. Chomsky, ABD Ulusal

Güvenlik Konseyi’nin 1958’de hazırladığı ve Ortadoğu’da ABD’ye olan “nefret kampayası”nın nedenlerini açıklayan bir raporu anlatıyor: “Araplar’ın büyük kesiminde, ABD’nin politik ve ekonomik gelişime engel olma ve statükoyu destekleme yoluyla kendi petrol çıkarlarını korumaya çalıştığı şeklinde bir algı olduğunu bulguladılar. Rapor bu algının sadece gerçek olduğunu değil, olması gereken koşulları tanımladığını söyleyecek kadar ileri gitti.”

Chomsky’e göre ‘demokrasi geliştirme’ söylemi, siyasetçilerden ziyade “idealistlerin ve propagandacıların uzmanlık alanıdır.” Demokrasi yalnızca ABD’nin stratejik çıkarlarına uyarsa ve uyduğunda desteklenir. Ortadoğu genelinde olduğu gibi, “ayıcalıklı diktatörleri”nden biri kontrolü kaybetmeye başladığında, Amerika standart bir şablonu izler: Önce mümkün olduğunca o diktatörü desteklemek, sonra eski sistemi yeni bir ad altında yeniden kurmak için elinden geleni yaparken de taraf değiştirmek.

60 sene sonra Chomsky, onu çağımızın en önemli politik analistlerinden biri yapan entellektüel çoşkusu ve azminden hemen hiçbir şey kaybetmiş değil. Akıcı konuşuyor ve notlarına nadiren başvuruyor. Üslubu girift tarzda gerçekçi, konuşmasına örnekler, alıntılar ve büyüleyici ara sözler serpiştiriliyor. Analizi bir ölçüde kasvetli olsa da,

(2)

bir dünya görüşü olmadığını ifade ediyor. Nasıl ki insanların doğuştan gelen dilbilimsel ilkeleri paylaştığına

inanıyorsa, evrensel bir ahlaki grameri, yani koşulları ortak bir minvalde anlamamıza ve onlara tepki göstermemize izin veren değişmez bir ilkeler dizisini paylaştığımıza da inanıyor. İnsan ırkını kendisini yıkmaktan kurtaracak olan da her şeyden önce budur.

Profesör Chomsky’e göre aynı yolda devam ettiğimiz taktirde insan soyunun yıkımı sadece bir olasılık değil, “kurumsal bir buyruk”tur. Gezegenimiz üzerine çöken çevresel yıkım ve nükleer savaş tehlikelerini dillendirerek, “Makul bir Marslı gözlemci yıkıma doğru bu kararlı yürüyüşümüze ne anlam verirdi?” sorusunu soruyor. Bir bakıma Chomsky, üstün bir anlayış ve sezgi yeteneği olan, ve başka dünyalı bir sabır ve zekayla durumu açıklayarak

aramızda gezinen makul bir Marslı gibi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Zihinsel gelişimde ve kişiliğin oluşumunda konuşmanın önemli bir etkisi vardır. Bu nedenle psikoloji, sosyoloji, mantık ve dil bilimi gibi bilim dalları konuşma olgusu

Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı’nın girişimleri ile Harşena Dağı ve Pontus Kral Kaya Mezarları'nın UNESCO Dünya Mirası Daimi liste- sine girmesi. için, uzmanlar

Bahçeşehir Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, İç Mekan Tasarımı Programı, Buse Işık yüksek lisans tezi (devam etmekte, tez danışmanı); Doğal ışığın

Erken Çocukta Gelişim ve Yeni Yaklaşımlar Bölüm adı:(Bilişsel Gelişim ve Düşünme Becerileri Eğitimi) (2003)., SEVİNÇ MÜZEYYEN, Morpa Kültür

Literatür- de yaygın biçimde kabul edildiği gibi, Bourdieu’nün yapıtı yalnızca Marx, Durkheim ve Weber ‘Kutsal Üçlü’sünün özgün bir sentezini sunmaz, aynı

Spitz daha çok şaşırmıştı; çünkü Buck üzerindeki deneyimi, ona rakibinin sadece büyüklüğü ve ağırlığı yüzünden kendini ezdirmeyen, son derece uysal bir köpek

6 Örneğin bkz. 7 ‘Yapısallaşmış ve yapısallaşmakta olan bir yapı’ olarak habitus kavramı hakkında örneğin bkz. İkincil yazında ise örneğin bkz. Bourdieu

Bu çal›flman›n amac›, Çifteler Tar›m ‹flletmesinde yetifltirilen erkek ve difli Arap taylar›n›n sat›fla ç›kar›lan örneklerinde cidago yüksekli¤i, gö¤üs çevresi