• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSLERİNDE ERMENİ MESELESİNİN ÖĞRETİMİ (MEVCUT DERS KİTAPLARI, ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ VE ÇAĞDAŞ YAYINLAR IŞIĞINDA YENİ BİR ÜNİTE TASARIMI)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TÜRKİYE CUMHURİYETİ İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSLERİNDE ERMENİ MESELESİNİN ÖĞRETİMİ (MEVCUT DERS KİTAPLARI, ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ VE ÇAĞDAŞ YAYINLAR IŞIĞINDA YENİ BİR ÜNİTE TASARIMI)"

Copied!
192
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ A.B.D. RESİM-İŞ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİMDALI

GÖRSEL SANATLARDA ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ İLE İLGİLİ ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Birgül COŞKUN

(2)

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ A.B.D. RESİM-İŞ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİMDALI

GÖRSEL SANATLARDA ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ İLE İLGİLİ ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Birgül COŞKUN

Tez Danışmanı Prof. Dr. Vedat ÖZSOY

(3)

Birgül COŞKUN’UN “GÖRSEL SANATLARDA ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARIN SANAT EĞİTİMİ İLE İLGİLİ ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ” başlıklı tezi 13.07.2007 tarihinde, jürimiz tarafından Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye: Prof. Dr. Ayşegül ATAMAN ... ...

Üye: Prof. Dr. Vedat ÖZSOY (Tez Danışmanı)... ...

(4)

ÖZET

GÖRSEL SANATLARDA ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARIN

SANAT EĞİTİMİ İLE İLGİLİ ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ VE DEĞERLENDİRMESİ COŞKUN, Birgül

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI Tez Danışmanı: Prof. Dr. Vedat ÖZSOY

Mayıs-2007

Bu araştırmada görsel sanatlarda üstün yetenekli çocukların sanat eğitimi ile ilgili ülkemizde yapılan çalışmalar araştırılarak, üstün yetenekli bireylerin eğitim aldığı Bilim ve Sanat Merkezleri ile Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri resim/resim-iş öğretmenlerinin konu ile ilgili görüşlerinin neler olduğu belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmaya katılmayı kabul eden 31 Bilim ve Sanat Merkezi resim/resim-iş öğretmeni ile 38 Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri resim/resim-iş öğretmenlerine 11 sorundan oluşan bir anket uygulanmıştır. Betimsel yöntem kullanılarak hazırlanan bu çalışmada veriler; anket, gözlem ve görüşme yöntemlerinin bir arada kullanılmasıyla elde edilmiştir.

Yapılan araştırmadan elde edilen bulgulara göre, araştırmaya katılan resim/resim-iş öğretmenlerinin büyük bir çoğunluğu üstün zeka ve üstün yetenek kavramını “yaşının üzerinde zihinsel performans gösterebilenler” olarak algıladıkları, görsel sanatlarda üstün yetenek kavramını ise “farklı bakış açısı ve algıya sahip olan, doğru gören, doğru ifade edebilen ve yorumlayabilenler” olarak algıladıkları belirlenmiştir.

Üstün yetenekli çocukların eğitimi konusunda Bilim ve Sanat Merkezleri resim/resim-iş öğretmenlerinin büyük bir çoğunluğunun hizmet içi eğitim seminerleri aldıkları, Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri resim/resim-iş öğretmenlerinin ise konuyla ilgili herhangi bir özel eğitim almadıkları tespit edilmiştir. Görsel sanatlarda üstün yetenekli çocukların eğitimi konusunda ise, herhangi bir özel eğitim almadıkları belirlenen resim/resim-iş öğretmenlerinin üstün yetenekli çocuklara sanat eğitimi verecek öğretmenlerin özel eğitim almaları gerektiği görüşünde oldukları tespit edilmiştir.

Araştırmaya katılan resim/resim-iş öğretmenlerinin büyük çoğunluğu görsel sanatlarda üstün yeteneğe sahip çocuklara sanat eğitimi verecek öğretmenlerin, alanına hakim, bilgili, deneyimli eğitimciler olması gerektiği ve bu çocuklara okul öncesinden itibaren başlayan bir eğitim verilmesi gerektiği görüşünde olduklarını belirtmişlerdir.

Üstün yetenekli öğrencilere sanat eğitimi verilen okulların mimari yapılarının sanat eğitimine uygun olmadığı, bu okulların yeterli araç-gereç ve donanıma sahip olmadığı, uygulanmakta olan ders süresinin yetersiz olduğu, bunun da eğitime olumsuz yansıdığı, görüşüne katılan öğretmenler, sanat eğitimine uygun bir mimari yapının oluşturulması, ders sürelerinin artırılması gerektiği ve okulların sanat eğitiminde ihtiyaç duyulabilecek araç– gereçler ile donatılması gerektiği görüşünde oldukları belirlenmiştir.

Sonuç olarak sanatta üstün yetenekli çocukların ülkenin önemli insan kaynaklarından olduğu, bu çocukların özel bir eğitime ihtiyaç duyduklarının kabul edilmesi ve bu çocukların kaybolup gitmemeleri için yetkililerin girişimde bulunmaları gerekmektedir.

Anahtar kelimeler: Sanat, eğitim, sanat eğitimi, görsel sanatlar, üstün yetenek, görsel sanatlarda üstün yetenek

(5)

ABSTRACT

TEACHER VIEWS AND EVALUATIONS RELATED TO THE ART EDUCATION OF GİFTED AND TALENTED CHILDREN

COŞKUN, Birgül

DEPARTMENT OF ART EDUCATİON Supervisor: Prof.Dr. Vedat ÖZSOY

May-2007

In this research,it has been aimed to make clear what Science and Art Centres and Anotolian Fine Arts High School art teachers think about the subject in visual arts researching the works related to art education in our country.The public survey consisting 11 questions was applied whom accepted to participate in research consisting of 31 Science and Art Centre teachers of art.The datums were collected using descriptive method of public survey and interview altogether in this research .

According to the findings got from this research, it has been made clear that the majority of art taechers participated in research perceive the concept of inteelect and gifted and talanted asthose who shows intellectual performance beyond his/her old'and they perceive the concept of competent as those who have different points of view and perceive and getting right ones arond them and interpreting correctly.

İt has been determined that the great majority of art teachers in Science and Art Centres have taken in-service training education seminar about the education of gifted and talanted chidren and it has been determined that art teachers in Anotolian Fine Arts have not taken private education for training competent children.And they agreed with this idea that teachers who have not taken special education for gifted and talanted children should take it.

The great majority of the art of drawing and picture teachers participated in the research have suggested that teachers who will train gifted and talanted children to teach them in education of art in visual arts should be master in his/her branch ,well-informed and experienced educator and they have emphasized that those children should have education which starts before pre-school.

İt has become definite that architecture form of schools in which education of art is given is not convenient for gifted and talanted students ,these schools have not enough equipment ,the time given for processing lesson is not enough and the view of those factors effect education in a negative way is accepted by teachers.

And it has become definite that teachers agree with the view that it is necessary to form architecture construction suitable for education of art lengthing/extending lesson duration and schoolsshould be eqipped in art training. As a conclusion ,it has been necassary thatgifted and talanted childreb are important /significant human sources of the country and it is necassary to accept that these children need to accept that a private education and executivesshold make an enterprise to not lose those children.

Key words :Art, Education, Education of Art, visual Arts ,Talentet, Gifted, Talentet and Gifted in Visual Arts.

(6)

ÖNSÖZ

Üstün yetenekli bireylerin tarih boyunca var oldukları ve toplumların kalkınmalarında önemli roller üstlendikleri bilinmektedir. Üstün yeteneklilerin hangi ortamda ve hangi koşullar altında dünyaya gelirse gelsin, gelişip olağanüstü yeteneklerini ortaya çıkabileceğine ve topluma önderlik edeceğine inanılmış olması bu bireylerin eğitimine gereken önem verilmemesinin nedenlerinden biri olmuştur.

Üstün yetenekli bireylerin eğitiminin önemini vurgulamak ve görsel sanatlarda üstün yetenekli bireylerin de ülkenin önemli insan kaynaklarından biri olduğu ve bu çocukların özel eğitime gereksinim duydukları, aksi takdirde yeteneklerinin körelmesine ya da bu çocukların kaybedilmesine neden olabileceği düşüncesi ile hazırlanan bu çalışma ile görsel sanatlarda yetenekli çocukların eğitimine katkı sağlayabilmek amaçlanmıştır.

Bu araştırmada bana yol gösteren, beni yönlendiren, bilgi ve yardımlarını hiç esirgemeyen çok değerli hocam ve yüksek lisans tez danışmanım sayın Prof. Dr. Vedat ÖZSOY’a ve engin bilgisinden yararlandığım sayın Prof. Dr. Ayşegül ATAMAN’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Çalışmalarım sırasında desteğini benden esirgemeyen sayın Prof. Dr. Necdet HAYTA’ya ve çalışma arkadaşlarıma, içtenlikle teşekkür ederim.

Ülkemizde üstün yetenekli bireylerin eğitim aldığı Bilim ve Sanat Merkezleri ile Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri resim öğretmenlerinin görsel sanatlarda yetenekli öğrencilere eğitimleriyle ilgili olarak görüşlerinin alındığı bu araştırmada bana yardımcı olan Bilim ve Sanat Merkezleri ve Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri resim/resim-iş öğretmenlerine ve idarecilerine çok teşekkür ederim.

İngilizce çevirilerinde bana yardımcı olan Meral DELİKARA ÜST’e, Volkan KINAYA’a ve Ata BERK’e çok teşekkür ederim. Araştırmamda bana yol gösteren ve

(7)

destekleyen Ateş Bayazıt HAYTA’ya ve beni yüreklendiren bütün arkadaşlarıma içtenlikle teşekkür ederim.

Her zaman yanımda olan ve araştırmam sırasında benden sabrını ve desteğini esirgemeyen sevgili aileme ve özellikle dayım Müslim COŞKUN’a çok teşekkür ederim.

Birgül COŞKUN Mayıs-2007

(8)

İÇİNDEKİLER Sayfa No: ÖZET ... i ABSTRACT ... ii ÖNSÖZ... iii İÇİNDEKİLER...v

TABLOLAR CETVELİ ...ix

ŞEKİLLER VE RESİMLER CETVELİ ... xii

KISALTMALAR………...xiii BÖLÜM I 1. GİRİŞ ...1 1.1. Problem Durumu ...1 1.2. Araştırmanın Amacı...5 1.3. Alt Amaçlar...5 1.4. Araştırmanın Önemi ...6 1.5. Varsayımlar...6 1.6. Kapsam ve Sınırlılıklar ...7 1.7. Tanımlar...7 BÖLÜM II 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ...9

2.1. ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ ...9

(9)

2.2. ÜLKEMİZDE ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMİNİN

TARİHİ ...11

2.2.1. 6660 Sayılı Yasa ...13

2.2.2 Özel İnanç Koleji...16

2.2.3. Beyazıt İlköğretim Okulu...17

2.2.4. Üstün Zekalıların Eğitimi ABD Kurulması ...17

2.2.5. Bilim ve Sanat Merkezleri...18

2.3. ÜSTÜN YETENEKLİLİK...22

2.4. ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARIN TANILANMASI ...23

2.5. ÜSTÜN VEYA ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ ...27

2.6. ZEKA VE İLK ARAŞTIRMACILAR ...34

2.7. GÖRSEL ALGI...38

2.7.1. Görsel Algının Ölçülmesi ve Kullanılan Testler ...41

2.8. TÜRKİYE’DE ÖZEL ALAN EĞİTİMİ OLARAK GÖRSEL SANATLAR EĞİTİMİ ...45

2.8.1. Cumhuriyet Öncesi ...45

Askeri Okullar ...45

İlköğretim ve Orta Öğretim ...47

Sanayi-i Nefise (Yüksek Öğretim)...48

2.8. 2. Cumhuriyet Sonrası ...51

İlköğretim ve Orta Öğretim ...51

2.9. TÜRKİYE’DE GÖRSEL SANATLARDA ÖZEL YETENEKLİLERİN EĞİTİMİ………54

2.9.1. Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri………54

2.9.2. Cumhuriyet Sonrası Yüksek Öğretimde Görsel Sanatlar………...56

2.10 GÖRSEL SANATLARDA ÖĞRETMEN YETİŞTİRME……….58

2.11. GÖRSEL SANATLARDA ÖZEL YETENEKLERİN (ÜSTÜN) BELİRLENMESİNDE ÖZEL YETENEK SINAVLARI………..62

2.12. SANATSAL YETENEĞİN BELİRLENMESİ VE STANDART TESTLERE GENEL BİR BAKIŞ ...64

(10)

2.14. SANATSAL ÜSTÜN ZEKA/ YETENEK ...70

2.15. GÖRSEL SANATLARDA ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUĞUN ÖZELLİKLERİ ………72

2.15.1. Davranışsal Özellikleri...77

2.15.2. Resim Çalışmasının Özellikleri ...78

2.16. AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDE YETENEKLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİM TARİHİ VE YAPILAN ARAŞTIRMALAR ....79

2.17. AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDE YETENEKLİ ÇOCUKLAR İÇİN YAPILAN ARAŞTIRMALAR………..81

Connecticut (CREST Projesi) ... 81

Indiana Üniversitesi Yaz Sanat Enstitüsü……….82

Iowa Üniversitesinde Yaz Lisesi Sanat Atölyesi ... 82

Texas Üniversitesi Sanat Zenginleştirme Programı………...83

Johnson Eyalet Koleji Yaz Sanat Programları………...84

Doğu Tennessee Eyaleti Güzel Sanatlar Programı………84

BÖLÜM III 3. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ...86 BÖLÜM IV 4. YÖNTEM ...91 4.1. Araştırmanın Modeli………...91 4.2. Evren ve Örneklem………92

4.3. Verileri Toplama Tekniği ...92

(11)

BÖLÜM V 5. BULGULAR VE YORUM ...95 BÖLÜM VI 6. SONUÇ VE ÖNERİLER ...150 6.1. Sonuç ...150 6.2. Öneriler ...153

6.2.1. Yüksek Öğretim Kurumlarına Yönelik Öneriler………...153

6.2.2. Milli Eğitim Bakanlığına Yönelik Öneriler………...153

6.2.3. Güzel Sanatlar Liselerinde ve Bilim ve Sanat Merkezlerinde Eğitim verecek Öğretmenlere yönelik Öneriler……….154

6.2.4. İleri Araştırmalara İlişkin Öneriler…………..………..155

KAYNAKÇA……….156

(12)

TABLOLAR CETVELİ

Sayfa no:

Tablo 1: Üstün çocuk ile parlak çocuğun özellikleri ...26 Tablo 2 :Bilim ve Sanat Merkezi ve Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde

görev yapan resim/resim-iş öğretmenlerinin, yaş dağılımı...96 Tablo 3: Bilim ve Sanat Merkezi ve Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde

görev yapan resim/resim-iş öğretmenlerinin, hizmet süreleri………...97 Tablo 4: Bilim ve Sanat Merkezi ve Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde

görev yapan resim/resim-iş öğretmenlerinin üstün yetenekli, çocuklarla birlikte çalıştıkları süre ……….98 Tablo 5: Bilim ve Sanat Merkezi ve Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde görev

yapan resim/resim-iş öğretmenlerinin, mezun oldukları üniversiteler……..99 Tablo 6: Bilim ve Sanat Merkezlerinde görev yapan resim/resim-iş öğretmenlerinin,

“üstün zekalı çocuk” kavramının tanımları ...101 Tablo 7: Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde göreve yapan resim/resim-iş

öğretmenlerinin, “üstün zekalı çocuk” kavramının tanımları...103 Tablo 8: Bilim ve Sanat Merkezlerinde görev yapan resim/resim-iş öğretmenlerinin,

“üstün yetenekli çocuk” kavramının tanımları...104 Tablo 9: Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde göreve yapan resim/resim-iş

öğretmenlerinin, “üstün yetenekli çocuk” kavramının tanımları ...106 Tablo 10: Bilim ve Sanat Merkezlerinde görev yapan resim öğretmenlerinin, görsel

sanatta üstün yetenek konusundaki görüşleri...107 Tablo 11: Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde göreve yapan resim öğretmenlerinin,

görsel sanatta üstün yetenek konusundaki görüşleri ...108 Tablo 12 : Bilim ve Sanat Merkezlerinde görev yapan resim/resim-iş öğretmenlerinin,

görsel sanatlarda yetenekli öğrencilere sanat eğitimi veren öğretmenlerin özel bir eğitim alması gerekir görüşüne katılan öğretmenlerin eğitim önerileri...113 Tablo 13 : Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde göreve yapan resim/resim-iş

(13)

öğretmenlerin özel bir eğitim alması gerekir görüşüne katılan öğretmenlerin eğitim önerileri...115 Tablo 14: Bilim ve Sanat Merkezlerinde görev yapan resim/resim-iş öğretmenlerinin,

görsel sanatlarda yetenekli çocukların nasıl belirlendiğine yönelik açıklamalar ...117 Tablo 14 A: Bilim ve Sanat Merkezlerinde görev yapan resim/resim-iş

öğretmenlerinin, görsel sanatlarda yetenekli çocukların aldıkları sanat eğitimi ile ilgili açıklamalar ...118 Tablo 15 : Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde göreve yapan resim/resim-iş

öğretmenlerinin, görsel sanatlarda yetenekli çocukların nasıl belirlendiğine yönelik açıklamalar ...120 Tablo 15 A: Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde göreve yapan resim/resim-iş

öğretmenlerinin, görsel sanatlarda yetenekli çocukların aldıkları sanat eğitimi ile ilgili açıklamalar ...121 Tablo 16 : Bilim ve Sanat Merkezlerinde görev yapan resim/resim-iş öğretmenlerinin,

görsel sanatlarda üstün yetenekli öğrencinin sanat eğitiminin nasıl olması gerektiği ile ilgili görüşleri...125 Tablo 16 A : Bilim ve Sanat Merkezlerinde görev yapan resim/resim-iş

öğretmenlerinin, görsel sanatlarda üstün yetenekli öğrencinin okul öncesinde nasıl bir sanat eğitimi alması gerektiği ile ilgili görüşleri ...126 Tablo 16 B: Bilim ve Sanat Merkezlerinde görev yapan resim/resim-iş

öğretmenlerinin, görsel sanatlarda üstün yetenekli öğrencinin ilköğretimde nasıl bir sanat eğitimi alması gerektiği ile ilgili görüşleri127 Tablo 16 C : Bilim ve Sanat Merkezlerinde görev yapan resim/resim-iş

öğretmenlerinin, görsel sanatlarda üstün yetenekli öğrencinin orta öğretimde nasıl bir sanat eğitimi alması gerektiği ile ilgili görüşleri ...128 Tablo 17: Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde göreve yapan resim/resim-iş

öğretmenlerinin, görsel sanatlarda üstün yetenekli öğrencinin sanat eğitiminin nasıl olması gerektiği ile ilgili görüşlerini ...129 Tablo 17 A : Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde göreve yapan resim/resim-iş öğretmenlerinin, görsel sanatlarda üstün yetenekli öğrencinin okul öncesinde nasıl bir sanat eğitimi alması gerektiği ile ilgili görüşleri ...130

(14)

Tablo 17 B: Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde göreve yapan resim/resim-iş öğretmenlerinin, görsel sanatlarda üstün yetenekli öğrencinin ilköğretimde nasıl bir sanat eğitimi alması gerektiği ile ilgili görüşleri ...131 Tablo 17C : Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde göreve yapan resim/resim-iş öğretmenlerinin, görsel sanatlarda üstün yetenekli öğrencinin orta öğretimde nasıl bir sanat eğitimi alması gerektiği ile ilgili görüşleri...132 Tablo 18 : Bilim ve Sanat Merkezi ve Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde görev

yapan resim/resim-iş öğretmenlerinin, görsel sanatlarda yetenekli öğrenciye eğitim verecek öğretmenlerin sahip olması gereken özelliklerin neler olması gerektiği ile ilgili görüşleri ...134

(15)

ŞEKİLLER VE RESİMLER CETVELİ

1. Resim 1: Öğrenci çalışmaların örnekler………...143

2. Resim 2: Sergi hazırlığında bir öğrenci çalışmasını sürdürürken………..143

3. Resim 3: Görsel sanatlar dersliğinden bir kesit………..144

4. Resim 4: Resim öğretmeni ve öğrencileri……….145

5. Resim5: İnanç Koleji, görsel sanatlar dersliğinden bir kesit………..145

6. Resim 6: İnanç Koleji, görsel sanatlar dersliğinden bir kesit……….146

7. Resim 7: İnanç Koleji, dersliklerden görünen manzaradan örnek………146

8. Resim 8 : İnanç koleji, fotoğraf dersliğinden bir kesit………..147

9. Resim 9: Beyazıt İlköğretim Okulu sınıflarından bir örnek………...148

10. Resim 10: Beyazıt İlköğretim Okulu sınıflarından bir örnek……….148

11. Resim 11: Beyazıt İlköğretim Okulu sınıflarından bir örnek……….149

(16)

KISALTMALAR

AGSL: Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi AOBP: Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı BEP: Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı BİLSEM: Bilim ve Sanat Merkezi

HTP: Ev-Ağaç-İnsan (House- Tree- People) IB: Uluslararası Bakalorya Diploma Programı MÖZYES: Merkezi Özel Yetenek Sınavı ÖSS: Öğrenci Seçme Sınavı

ÖYSP: Özel Yetenek Sınav Puanı SP: Sınav Puanı

(17)

BÖLÜM I

1. GİRİŞ

Bu bölümde problem, amaç, alt amaçlar, önem, varsayımlar, sınırlılıklar ve araştırma raporunda kullanılan bazı terimlere yer verilmiştir.

1. 1. Problem Durumu

“Eğitimin temel ilkesi; bireyin kapasitesi ölçüsünde, yeteneği doğrultusunda bir eğitim tabii tutulmasıdır” (Bilgili, 2004:56). Her bireye eşit eğitim olanaklarının sunulması hem demokrasinin temel prensiplerinden, hem de insan olmanın temel haklarından birisidir. Eşit eğitim olanakları aynı eğitim fırsatları anlamına gelmez, çünkü üstün zekalı öğrenciler normal yaşıtlarından farklı özelliklere sahiptirler. Bu nedenle de farklılaştırılmış bir eğitim programının gereksinimi içindedirler (Davaslıgil, 2004:85). Üstün yetenekli öğrenciler için ayrı bir müfredat hazırlaması, ya da en azından müfredatın ilgi yetenek ve okul başarısı yönünden üstün yetenekli çocuklar için ayrıştırılması ve farklılaştırılması önemli bir ihtiyaçtır (Işık, 2004,145).

Üstün yetenekli çocukların her toplumda nüfusuna oranla varlığı bilinmektedir. Dolayısı ile her toplumda varlığı bilinen bu potansiyelin eğitilebilir hale getirilmesi, o toplum için stratejik bir önem arz etmektedir. Bununla birlikte uygarlığın oluşturulmasında üstün zeka/yeteneklilerin rolü büyük önem

(18)

taşımaktadır. Üstün veya özel yetenekli çocuk konusunda kesin bir tanıma ulaşmanın güçlükleri bulunmaktadır. Fakat bu çocuklar özellikleri itibariyle de diğerlerinden ayrılmaktadır. Bunlar genel olarak;

a) yaşıtlarına göre daha hızlı bir şekilde öğrenenler,

b) yaratıcılık, sanat, liderliğe ilişkin kapasitede diğerlerine göre daha önde olanlar,

c) özel akademik yeteneğe sahip olanlar, d) soyut fikirleri anlayabilenler,

e) ilgi alanlarında bağımsız hareket etmeyi sevenler,

olarak görülmektedir. Ulusların bu potansiyellerini kullanma yönünde tarihi de kapsayan bir çaba içerisinde oldukları bilinmektedir. Eski Yunan’dan Osmanlı Devleti’ne kadar bu potansiyelden yararlanma yoluna gidilmiştir. Eflatun’un Devlet adlı eserinde bu seçkin kesime vurgu yapılmış, Osmanlı’nın Enderun Sisteminde ise vurgudan da öte uzun yıllar bu elit tabakadan yararlanmış ve buna önemli fonksiyonlar yüklemiştir (Bilgili, 2004:56).

Bireysel farklılıklarla ilgili olarak yapılan ilk çalışmalar, üstün yetenekliliği genetik faktörlere bağlarken, günümüzde yapılan çalışmalarda üstün yeteneğin genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimi sonucunda ortaya çıktığı belirtilmektedir (Yetenek, genetik aracılığıyla gelmekle birlikte pek çok araştırmacı onun çevre aracılığıyla büyüyüp geliştiğine inanmaktadır. Ebeveynler, aile çevresi, arkadaş grupları ve toplumsal deneyimleri çocuğun yeteneklerinin gelişmesini çok güçlü bir şekilde etkilemektedir (Ersoy ve Avcı, 2001:129).

Yetenek dağılımı açısından çocukların büyük çoğunluğu üç gruba ayrılır: Ortalama öğrenme güçlüğü olanlar, ortalama üstü öğrenme gücü olanlar, ortalama altı öğrenme gücü olanlar. Bu grup dışında daha küçük bir grup vardır ki, bunlar da zihinsel yetersizliği olan ve oldukça ağır öğrenen öğrencilerdir. Bu küçük gruba eşit bir grup çocuk da oldukça ileri öğrenme düzeyine ulaşmıştır. Bunlar da üstün yetenekli çocuklardır (Tekbaş, 2002:19).

(19)

Üstün yetenekli öğrenciler %60 anne-babaları %40 öğretmenleri tarafından keşfedilebileceği gibi, zeka testleri, akademik kabiliyet testleri, kişilik testleri, liderlik testleri, yaratıcılık testleri, sanatsal yetenek testleri ile edinilen bilgilerin değerlendirilmesi sonucunda da belirlenebilir. %60-%40 oranlarla kişilerin belirlemesi tek başlarına yeterli değildir her iki grupta ölçekler, ana-baba ve öğretmen birlikte ele alınmalı ve bu çocukların hepside özel bir eğitime ihtiyaç duyarlar.

Sanatta üstün yetenekli çocuğun bedensel ve zihinsel gelişimine paralel olarak sanat faaliyetlerinde de belirgin bir değişim dikkati çeker. Kâğıda yapılan ilk işaret ve çizgi, giderek birer sanat evresine dönüşerek ergenlik dönemine kadar gelişimini sürdürür. Zaman zaman duran ama daha sonra yerini bir sonraki evreye bırakan bu sanat gelişimini belirtmek ve anlatmak oldukça zordur. Yalnız sanatın sürekli gelişen bir süreç olduğunu belirlemek yerinde olur (Yavuzer, 1992:31). Sanatsal üstün yeteneğe sahip çocuklar normal çocuklardan çizim kalitesi olarak farklı olmakla birlikte aynı zamanda da nesneleri göründüğü gibi bakış açısının ve perspektifin nesneyi bozmasına bağlı kalarak çizme yeteneğine sahiptirler. Yine de sanatsal üstün yetenekli çocuklar gerçekçi bir yaklaşımla resim çizmezler. Bu çocukların bir diğer özellikleri ise kendilerini çizim konusunda ustalaşabilmek için görsel değişikliklere adamalarıdır (Winner, Martino, 2003:347).

Üstün yetenekliler için “Tarih boyunca uygarlığa en fazla katkıları olanlardır” demek mümkündür. Bir toplumun kalkınmasında ve varlığını devam ettirmesinde en önemli kaynağın o toplumun insan gücü olduğu, insan gücünün nicel ve nitelik özellikleri ve bu özelliklerin düzeyleri de o toplumun durumunu açık bir biçimde belirler. İnsan gücü kaynağının en önemli öğesi kuşkusuz üstün yetenekli bireylerdir. Gerçek böyle olmakla birlikte, toplumların üstün yetenekliler sorununa yaklaşımlarında, bu özelliklerine koşut olmayan bir tutum takındıkları görülmektedir. Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda, üstün yeteneklilerin gelişim ve eğitim sorunlarına eğilmek gereksinimini duyanların az olduğu söylenebilir. Çok ileri toplumlarda bile, özel eğitimin en az üzerinde durulan dallarından birisi üstün yeteneklilerdir. Zihinsel yetersizlik, işitme engeli vb. engel grupların nedenleri,

(20)

önleme yolları, etkili eğitsel önlemler üzerinde her yol araştırma ve geliştirme ödenekleri harcayan toplumların üstün yeteneklilere yönelik yatırımları kıyaslanamayacak kadar azdır (Yüksel, 1990:1; Tekbaş, 2004:1). Sanatsal yeteneği olan öğrencilerin belirlenmesine duyulan ilgi ise oldukça az ve görsel sanatlarda yetenekli öğrenciler üzerine oluşturulan literatürde oldukça sınırlıdır (Howley, Howley, 1986:58). Oysaki sanatta yetenekli çocuklarda ülkenin önemli insan kaynaklarındandır.

Ülkemizde görsel sanatlarda üstün yetenekli çocuklar üzerine yapılmış araştırmalar ise son derece sınırlıdır. Sanatsal yeteneği olan çocukların belirlenmesinde kullanılan yöntemlerin ise yeteneği ölçmede yetersiz kaldığı bilinmektedir. Bu durumun da yetenekli çocukların kaybolmasına neden olabileceği düşünülmektedir.

Toplumun en değerli kaynağı sayılan ve sayıları sınırlı olan, üstün yetenekli bireylerin kaybedilmemesi, en sağlıklı ve verimli bir biçimde yetiştirilmesi, için ihtiyaç duyulan ortam ve olanakların sağlanması gerekmektedir. Bu çocuklara uygun programlarla ve özel yetişmiş personel tarafından eğitim verilmelidir. Bu eğitimin nasıl olması gerektiği ve ülkemizde durumunun nasıl olduğu ise merak konusu olmaktadır. Nitelikli insan gücünden faydalanılması açısından üstün yetenekli bireylerin eğitiminin gerçekleştirilmesi ülke geleceğine yönelik yapılacak önemli bir yatırım olacaktır. Dolayısıyla bu alanda yaşanan sorun ve sıkıntıların belirlenmesi ve çözüm yollarının araştırılması gerekmektedir.

Sonuç olarak, görsel sanatlarda üstün yetenekli çocukların kendilerine uygun bir eğitim almaları gerektiğini ve yetenekli çocukların eğitiminin ne kadar önemli olduğunu vurgulamayı amaçlayan bu araştırma, görsel sanatlarda üstün yetenekli öğrencilere sanat eğitimi veren resim/resim-iş öğretmenlerinin görüşlerini de yansıtacağı gibi, ilgili literatür yoluyla da bir alanın tanınmasına zemin hazırlayacağı düşünülmektedir.

(21)

1.2. Araştırmanın Amacı

Ülkemizde görsel sanatlar alanında yetenekli bireylerin eğitimine gösterilen özen ve önemin yetersizliği dikkate alındığında; bu alanda yapılacak çalışmaların ve hazırlanacak programların önemi büyüktür. Bu çalışmada; Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri ve Bilim ve Sanat Merkezlerinde görev yapan resim/resim-iş öğretmenlerinin üstün yetenekli çocukların sanat eğitimi konusundaki düşüncelerinin belirlenmesi, konu hakkında bir durum tespitinin yapılması amaçlanmış ve bu çerçevede aşağıdaki alt amaçlara ulaşılmaya çalışılmıştır.

1.3. Alt Amaçlar

1. Bilim ve Sanat Merkezleri ile Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri resim/resim-iş öğretmenlerinin, “üstün zekalı çocuk, üstün yetenekli çocuk ve görsel sanatlarda üstün yeteneklilik” kavramlarını nasıl tanımlamaktadırlar?

2. Bilim ve Sanat Merkezleri ile Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri resim/resim-iş öğretmenlerinin, üstün yetenekli öğrenciler ile görsel sanatlarda üstün yetenekli öğrencilerin eğitimleri konusundaki bilgi düzeyleri nedir?

3. Görsel sanatlarda üstün yetenekli öğrencilere Bilim ve Sanat Merkezleri ile Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri resim/resim-iş öğretmenleri kanaatlerine göre nasıl bir sanat eğitimi verilmelidir?

4. Bilim ve Sanat Merkezleri ile Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri resim/resim-iş öğretmenlerinin görsel sanatlarda üstün yetenekli öğrencilere eğitim verecek resim/resim-iş öğretmenlerin özellikleri nelerdir?

5. Bilim ve Sanat Merkezleri ile Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri resim/resim-iş öğretmenlerinin görsel sanatlarda yetenekli öğrencilerin sanat eğitiminde karşılaştıkları sorunlar nelerdir?

6. Üstün yeteneklilere yönelik faaliyet gösteren özel eğitim kurumlarında yapılan gözlem ve görüşmeler sonuçlarında elde edilen bulgular nelerdir?

(22)

1.4. Araştırmanın Önemi

Üstün yetenekli bireylerin gereksinmelerine uygun eğitim almalarının öneminin bilinci ile hazırlanın bu çalışmada; sanatsal yetenekli çocukların da ülkenin önemli insan kaynaklarından birisi olduğunun vurgulanması amaçlanmış ve bu çocukların kendilerine uygun bir eğitim alamadıkları takdirde kaybolup gitme tehlikelerinin var olduğunun bilinmesi gerektiğinin farkına varılması üzerinde durulmuştur. Bu araştırma ile görsel sanatlarda üstün yetenekli çocukların sanat eğitimi konusunda Türkçe ve özellikle yabancı kaynaklardan yararlanılarak konu ile ilgili ihtiyaç duyulan temel bilgilerin verilmesi ve konunun kuramsal bir alt yapısının oluşturulması hedeflenmiştir.

Bu araştırma ülkemizde görsel sanatlarda yetenekli çocukların belirlenmesinde uygulanan yöntemler ile bu çocuklara verilen sanat eğitiminin genel durumunun belirlenmesi, farklılaştırılmış bir sanat eğitimine ihtiyaç duyulduğunun vurgulanmaya çalışılması ve üstün yetenekli çocuklara sanat eğitimi veren resim/resim-iş öğretmenlerinin bu konu ile ilgili düşüncelerinin belirlenmesi ve hazırlanacak programlara ışık tutması açısından önemli bir çalışmadır.

1.5. Varsayımlar

1. Anketlere öğretmenlerin verdikleri yanıtların doğru ve güvenilir olduğu varsayılmaktadır.

2. Görüşmelerde görüşmecilerin sorulara açık yüreklilikle cevap verecekleri varsayılmaktadır.

3. Bu araştırma ile görsel sanatlarda üstün yeteneklilerle ilgili var olan durumun belirlenebileceği varsayılmaktadır..

4. Alınan örneklemin durumu belirlemek için yeterli olacağı varsayılmaktadır. 5. İlgili yerli ve yabancı literatürün bu alana ilişkin kuramsal bilgilenmeye katkı

(23)

1.6. Kapsam ve Sınırlılıklar

Bu çalışma ülkemizde üstün yetenekli bireylerin eğitim aldıkları Bilim ve Sanat Merkezleri ile Anadolu Güzel Sanatlar Liselerini kapsamaktadır. Araştırma bu kurumlarda Resim/resim-iş öğretmeni olarak görev yapan ve görüşmeyi kabul eden gönüllü öğretmenlerle sınırlandırılmıştır.

1.7 . Tanımlar

Algı: Daha iyi görebilmek, daha iyi ayrımsayabilmek ve nesneler arasındaki bağlantıları kurabilmek sürecidir. Daha geniş anlamıyla algı; duyusal ayrımsama, farkında olma, derinlemesine anlayış sürecidir (Özsoy, 2003:12).

Çok üstün yetenek: Çok üstün yetenekli aynı tür ölçeklerde sürekli olarak “130- 200 z.b.) arasında başarı sağlayabilenlere denilir. Bunlar genel nüfusun en üst yetenek düzeyindeki yüzde birini oluşturur (Enç, Çağlar, Özsoy 1981).

Görsel Sanatlar:Görsel sanatlar, çizgi resim (desen), resim, heykel, seramik gibi doğrudan göze hitap eden ve diğer sanatsal ifade yollarınıda içeren, bireylerin duyarlılık kazanmaları ve bunu ifade etmelerine yardımcı olan, farklı iletişim biçimleri sağlayan, eğlence ve zevk aracı olan, sorun çözmede teşvik edici rolü olan insanın yaratıcılığını ve de evrenselliğini gösteren bir alandır (Kıtano, Kırby, 1986).

IB (IBDP): Uluslararası Bakalorya Diploma Programı, orta öğretimin son 2 yılında öğrenim gören öğrenciler için tasarlanmış kapsamlı bir programdır. Hiçbir ülkenin eğitim sistemine dayanmayan bu program, bazı eğitim sistemlerinin gerektirdiği uzmanlaşmaya dayanan eğitim ile tercih edilen genel eğitim anlayışı arasında bilinçli bir uzlaşma niteliğindedir. Uluslararası Bakalorya Örgütü’nün temel amaçlarından biri öğrencilere geniş kapsamlı bir eğitim sunmak, coğrafi ve kültürel hareketliliği kolaylaştırmak, benzer akademik programlar arasında uluslararası anlayışı

(24)

geliştirmektir. 1960’lı yıllarda kurulduğundan bu yana, IB Diploması akademik dürüstlük ve entelektüel kapasitenin simgesi olmuştur. Bu programın gereklerini yerine getiren öğrenciler, öğrenmeye ve rekabetçi bir dünyada başarılı olmak için gereken disiplin ve becerilere karşı güçlü bir sorumluluk anlayışı kazanmış olurlar.

Üstün veya özel yetenekli çocuk: Zeka, yaratıcılık, sanat, liderlik kapasitesi veya özel akademik alanlarda yaşıtlarına göre yüksek düzeyde performans gösteren ve bu tür yeteneklerini geliştirmek için okul tarafından sağlanamayan hizmet veya faaliyetlere gereksinim duyan çocuklardır.

Yetenek: Herhangi bir şeyi öğrenmek, bir işi yapmak ve tamamlamak ya da bir duruma başarıyla uymak konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç. (Artut, 2004).

(25)

BÖLÜM II

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Görsel sanatlar eğitiminde üstün yeteneklilerle ilgili ülkemizde böyle bir araştırma yapılmadığı için kavramsal çerçevede ayrıntılı bilgilere yer verilmiştir.

2.1. ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

Üstün yetenekli bireyler her zaman için var olmuşlardır. Özel bir eğitimden geçirilmeden, bir kısmı kendini kanıtlamış ve uygarlığın gelişimine katkıda bulunmuşlardır. Üstün yeteneklilerin dikkate alınması, onlardan özel biçimde faydalanma fikri ise oldukça eskilere dayanır. Üstün beyin gücünün toplum düzeni ve yönetimi açısından önemini felsefe sistemi içinde ilk işleyenlerden birisi eski Yunan uygarlığının seçkin düşünürlerinden biri olan Eflâtun’dur. Eflâtun, yaklaşık iki bin üç yüz yıl önce kaleme aldığı “Ülküsel Devlet” adlı eserinde üstün yetenekli bireyleri eken yaşta seçerek bilim, felsefe ve meta fizik konularında yetiştirilmeleri gerektiğini savunmuştur. Eflâtun toplumu oluşturan bireyleri 4 ana sınıfa ayırmıştır bunlar: Bakıra benzettiği sınıf, tunca benzettiği sınıf, gümüşe benzettiği sınıf ve altına benzettiği sınıftır. Altına benzettiği sınıfın geleceğin yönetici filozofları olarak devletin önderleri durumuna geleceklerini belirtmiştir. Ona göre, bütün eğitim düzeninin amacı, bu altın yaradılışlı, seçkin devlet yöneticilerini eğitim

(26)

basamaklarında eleyerek bulmaktır (Özsoy vd., 1998:157; Enç, 2005:43, Ataman, 1982:10).

Romalılar Eflâtun’un görüşlerinin bir bölümünü beş yüz-altı yüz yıl sonra uygulamışlardır. Osmanlı İmparatorluğunda ise 16. yüzyılda Eflâtun’un görüşlerinin uygulandığı yer Enderun Mektebi olmuştur. Osmanlı Devletinde ileri bir eğitim kurumu olan Enderun Mektebi. Saray-ı Hümüyun’da Enderun ile dış saraylardan (Edirne, Galata, İbrahim Paşa ve İskender Çelebi sarayları) faaliyette bulunan bu eğitim kurumunun öğrencileri devşirme çocuklardı (Koçer, 1992:15). “Devşirme” kavramı toplama anlamına gelmektedir. Bir görüşe göre I. Murat, diğer bir görüşe göre ise II. Murat zamanında çıkarılan “Devşirme Kanunu” tebaadan olan Hıristiyan çocuklarının yeniçeri yapılmak üzere toplanmaları demektir. Bu okula, belirli aralıklarla (3-7 yılda bir) yapılan devşirme yoluyla, Müslüman olmayan 10-11 yaşlarındaki çocuklardan bedensel özrü bulunmayanlar (topallık, çolaklık, kamburluk, şaşılık v.b) devşirilirdi. Bunların en yakışıklı ve en gösterişli olan en zekileri, özel bir takım seçme ve eleme yöntemleri ile belirlenip, önce hazırlık okullarını, oradan da her basamağında seçme ve elemenin söz konusu olduğu saray okuluna ya da başka bir değişle Enderun’a alınırlardı Enderun Mektebi’nin öğrenci iki şekilde sağlanırlardı. 1. Pençik Oğlanları 2. Devşirme Oğlanlarıdır Enderun sistemindeki temel eğitim aşamaları devşirme, aileye verme ve hazırlık sarayları şekilde özetlemek mümkündür. Bu çocuklar yalnızca yeniçeriliğe de bağlı kalmamış, bazı çocuklar yetiştirildikten sonra saraya alınmış, yine bir kısmı da sarayda yükselerek “Yeniçeri Ağası”, “Beylerbeyi” ve “Vezir” olarak hizmete girmişleridir. 600 yılı aşkın bir süre üç kıta üzerinde yayılan Osmanlı imparatorluğunun gelişmesinde ve varlığını sürdürebilmesinde Enderun Okulundan yetişen bireylerin çok önemli bir payı vardır (Ataman, 1982:11; Akyüz, 2004:86; Akkutay, 1984:35).

Enderun Mektebi’nde yüksek medreseler düzeyinde kitabi bir eğitim-öğretim de yapılırdı. Okutulan dersler ise Türkçe, Arapça, Farsça, Matematik, Edebiyat, Tarih, İslami bilimlerdir (Kur’an, Tefsir, Hadis, Fıkıh, Kelam…). Bunlar arasında Türkçe, Farsça, Edebiyat, Tarih, Matematik gibi medreselerde okutulmayan dersler dikkati çekmektedir. Enderun mektebi’nde iç oğlanlarına, yeteneklerine göre ok ve

(27)

cirit atma, ata binme, güreş gibi sporlar yaptırılır, musiki, şiir, hat minyatür, resim, cilt… gibi bir sanat öğretilirdi. Enderun’da eğitim-öğretim görenler arasında en dindar Müslümanlar, en kuvvetli hafızlar ve müezzinler, en hassas şairler ve edipler, en cesur askerler ve kumandanlar, en mahir sanatkarlar, mimarlar, ressamlar ve nakkaşlar, en yüksek musikişinaslar ve hattatlar, en değerli alimler ve müverrihler yetişmiştir. Meşrutiyetin ilanından sonra hiç bir önemi kalmayan Enderun Mektebi 1 Temmuz 1909 tarihinde bir kararname bir de talimatname yayınlanarak kapatılmıştır (Akyüz, 2004:87,88; Akkutay, 1984:28).

Avrupa’da gelişme döneminde Eflâtun’un görüşlerinden yararlanmıştır. 17. yüzyılda Comenius, 18. yüzyılda Thomas Jefferson üstün yetenekli çocukların eğitimi konusunda önerilerde bulunmuşlardır. İngiltere, Fransa, Almanya gibi Avrupa ülkelerinde “Lyceé, Gimnasium ve Gramar School” adlı okullar açılmıştır ve Avrupa’da o dönemlerde bu okullardan faydalanabilecek kesim soylu ve ekonomik açıdan uygun olan ailelerin çocuklarıdır. Latince, Grekçe, matematik, geometri, astronomi ve güzel sanatların verildiği bu okullarda başarısız olanlar okuldan ayrılırlardı. 20. yüzyıl Avrupa’sında “Lyceé, Gimnasium ve Gramar School” uygulamalarının devam etmesi bize üstün yeteneklere yönelik eğitim-öğretim uygulamalarının devamını göstermektedir. Günümüzde ise bu eğitim kurumlarına herhangi bir sınıfsal ayırım gözetmeksizin başarılı olan her çocuk devam edebilmektedir (Ataman, 1982:16).

2.2. ÜLKEMİZDE ÜSTÜN YETENEKLİLERİN EĞİTİM TARİHİ

Dünyadaki fen ve teknoloji alanında yaşanan gelişmelere paralel olarak, UNESCO ve Ford Vakfı gibi uluslararası kuruluşlarla ve modern fen uygulamaları olan gelişmiş ülkelerle başlayan ilişkiler, ülkemizde bu alanda çeşitli uygulamaların yapılmasına neden olmuştur (Ataman, 1989:115).

(28)

Ankara'da Ergenekon İlkokulu’nda üst özel sınıf uygulamasına geçilmiştir. Çevre okullarda yapılan taramalar sonucunda seçilen ve Zeka Bölümleri (Z.B.) 125 ve daha yukarı olan bir grup öğrenci ile kurulan özel sınıfların benzerleri İstanbul ve Eskişehir'de de açılmış ve sayıları toplam 15'e ulaşmıştır. Oluşturulan bu üst sınıflar daha sonra belirlenemeyen nedenlerle aralıklı olarak kapatılmış, 1971 yılında ise uygulamaya tümüyle son verilmiştir. 1960 yılında Ankara Sarar İlkokulunda “Türdeş Sınıf” uygulaması başlatılmış, beş yıllık bir çalışmanın ardından gerekli değerlendirmeler yapılmadan kapatılmıştır. 1964 yılında ise matematik ve fen bilimleri dallarında üstün özel yetenekleri bulunan gençlerin bilim adamı ve araştırmacı olarak yetiştirilmesi amacı ile Ankara Fen Lisesi açılmıştır (Ataman, 1976; Enç, 2005; Ataman, 1989:115).

1980 Sonrasında üstün yeteneklilere verilen eğitim uygulamaları arasında Anadolu liseleri ve süper lise uygulamaları görülmektedir. Akranlarından başarılı olup üstün zekalı veya üstün özel yetenekli olma ihtimali olan öğrencelerden kendi imkanlarıyla ortaokul veya lise seviyesine kadar gelmiş olanlar eğitim sistemimizin genel işleyişi içinde Anadolu Liseleri (Mesleki ve Teknik Liseler dahil) Fen Liseleri, Askeri Liseler, Özel Vakıf okulları gibi okullara sınavla girebilmektedirler. Bu okullar kendi yapı ve özelliklerine göre ciddi sınavlar yapmaktadır. Bu sınavları başaran öğrencelerin ise üstün zeka ve yetenek gücüne sahip oldukları kuvvetle muhtemeldir. Bu seçilmiş öğrencilere eğitim verme amacı ile açılan bu okullarda başarı oranlarını %15’e düştüğü, bu oranın ise pek çok normal liseden daha düşük olduğu düşünlerse bu okulların açılış amaçlarına ulaşamadığı ortadadır (Yeşilova, 1997:13).

Ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı dışında 1990’lı yılların başında orta okul ve lise düzeyindeki üstün zekalı öğrencilere yönelik İnanç Lisesi ve okul öncesi düzeyden başlayarak, zekaca normalin üzerindeki öğrencilere hizmet vermek üzere kurulmuş olan Yeni Ufuklar Koleji özel sektörün girişimiyle gerçekleşmiş iki özel okul denemesidir. Gazi Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü tarafından, Renzullu’nin üçlü-dönen kapı programı ve Gardner’ın çoklu zeka kuramına dayalı olarak ilköğretim için geliştirilmiş bir model , bu uygulamalar arasında sayılabilir. Zaman

(29)

içerisinde çeşitli nedenlerle İnanç Lisesi dışındaki uygulamalar son verilmiştir. İnanç Lisesi de kuruluş amacından uzaklaşmış ve lise düzeyinde hizmet veren bir Anadolu Lisesi niteliğine bürünmüştür (Davaslıgil, Zeana, 2004:96).

2.2.1. 6660 Sayılı Kanun

Üstün yeteneği olanların eğitimi ile ilgili 1948 yılında yürürlüğe giren 5245 sayılı kanun bireysel yetiştirme ile ilgili Cumhuriyet döneminin üstün özel yeteneklilere dönük en eski atılımdır. 1948’de Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün istemi üzerine hazırlanıp çıkarılan yasa, mecliste uzun tartışmalara neden olmuştur. Seyhan Milletvekili Sinan Tekelioğlu’nun “Ben açım yahu, bana piyano lazım mı?” sözleri zabıtlara geçerken diğer bir yandan da “Ya evlenip dönmezlerse?” ve hamasetle yetimin hakkının bu çocuklara mı yedirileceği soruları tartışma yaratmıştır. Tüm bu tartışmaların ardından. 245 üyenin 239’unun kabul, dört üyenin ise red oyu kullandığı oylamada yasa kabul edilerek, müzikte özel üstün yeteneğe sahip olan Suna Kan ve İdil Biret’in devlet hesabına yabancı ülkelerde öğrenim görmesini sağlamıştır. Suna Kan ve İdil Biret için özel çıkarılan bu yasa 1956 yılında genişletilerek yerini daha kapsamlı olan 6660 sayılı yasaya bırakmıştır (Enç, 2005:228; Ataman, 1976:8; Kahramankaptan, 1998:138).

Yasa ve yönetmelik gereği bu öğrencilerin seçim ve denetimi; Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı, Güzel Sanatlar Genel Müdürü, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Müdürü (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi), Ankara Konservatuarı Müdürü, Milli Eğitim Bakanlığı Temsilcisi, konservatuar ve akademi öğretim üyelerinden ikişer kişi tarafından belirlenmektedir. Öğrenci velisinin bir dilekçe ile MEB Güzel sanatlar Genel Müdürlüğüne baş vurması ile seçim başlamaktadır. Müzik icracılığından 12; kompozisyon ve plastik sanatlarda 14 yaşını aşmamış olan çocuklarla ilgili müracaatlar komisyonun ilk toplantısının gündemine alınmaktadır. Resim için müracaat edenlerin, müracaat tarihine kadar yaptıkları

(30)

resimlerden örnekler dilekçeye eklenir. Bunlar on iki üyeli ilgili komisyonda incelenir. Gerekirse çocuk komisyona çağrılarak bu alandaki yeteneği yoklanır (Enç, 2005.228; Resmi Gazete, 1963).

Müzikte yetenekli olan adayların ses, kulak, ritim ve icracılık durumu komisyon huzurunda kontrol edilir. Bunun sonucunda olumlu ya da olumsuz karar komisyonun en az on üyesinin oyu ile gerçekleşir. Denetleme ve değerlendirme sonucu yetersiz görülenler yasa kapsamından çıkarılır. Başaralı görülenlere para ya da enstrüman verilerek ödüllendirilir.

Adayların özel sanat eğitimlerinin yanı başında genel eğitimlerine önem verilmesi gerekli olduğu komisyonca düşünülmüşse de bu tamamen öğrenci ve ailesinin kişisel çabasına bırakılmıştır. Komisyonun üyeleri, sanat çalışmalarının çok ağır oluşu ve adayların nerdeyse tümünün Paris’te eğitim görüyor oluşu nedeniyle bu konuda gerekenin yapılabilmesinin çok zor olduğunu belirtmiştir. Yasa kapsamına girmiş olanlar içerisinde yalnız bir aday kendi çabaları sonucunda lise diploması alabilmiş diğer adaylar ise sadece ilkokul diplomasına sahip olabilmişlerdir. Toplamın içinden mülakat yolu ile bilgi sağlanan altı kişiden birisinin ilkokul ikinci sınıftan, dördüncü sınıfta üç kişinin, ortaokul ikinci sınıftan da bir kişinin ayrıldığı anlaşılmaktadır. Hiç okula yazılmadan yasa kapsamına girense bir kişidir (Ataman, 1972 Aktaran, Enç, 2005:229,230).

Ataman 1972’de yaptığı araştırmasında 1948’den bu yana bu iki yasanın sağladığı olanaklardan ancak 17 kişi yararlanabildiğini bu on yedi kişiden on beşi müzik veya müzik ve kompozisyonundan ikisi ise resim öğrenimi için gönderildiğini belirtmiştir. Bu 17 kişiden beşi, yönetmelik hükümlerine göre değerlendirerek yasa kapsamına girişlerinden 1-6 yıl sonra yetersiz görülerek yasa kapsamı dışına çıkarılmıştır. Yetenekli bireylerin yasadan yararlanma süreleri ise 8-14 yıl arasında değişkenlik göstermektedir. Ortalama öğrenim süreleri ise 9 yıldır. Kanun kapsamı dışına çıkarılmış olanlarsa ortalama üç yıl kadar kapsamda kaldıktan sonra yasa dışına çıkarılmıştır, (Aktaran, Enç, 2005:228).

(31)

Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünden 2006 yılı itibariyle alınan bilgilere göre doğrultusunda, yasadan yararlanarak öğrenimini tamamlayanların toplam 10 kişi olduğu belirtilmektedir bakanlıktan alınan isim listesi Ek: 1’de gösterilmiştir.

Halen yürürlükte bulunmasına rağmen 1968’den sonra yasanın uygulanamadığı anlaşılmaktadır. 1968’den sonra ise yetkili Milli Eğitim Bakanlığı, yasada öngörülen “komisyon”u kurmadığı için, yasa işlemez hale getirilmiştir. Otuz yıllık bir ardından sonra yasadan en son faydalanan isim ise piyanist Emrecan Yavuz olmuştur. 1998 Ekiminde İzmir’de üstün yetenekli olduğu anlaşılan 8 yaşındaki Emrecan Yavuz Kültür Bakanı İstemihan Talay’ın onayıyla kurulan Uzmanlar Kurulunca devlet himayesine alınmıştır (Kahramankaptan,1998: 214,215).

Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünden alınan bilgiler doğrultusunda, son dönemde üstün yetenekli bulunarak 6660 sayılı yasadan faydalanan Emrecan Yavuz 1998-1999 öğretim yılından itibaren Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Piyano Sanat Dalında öğrenim görmüş, 2002-2003 öğretim yılın sonunda ilköğretim okulundan mezun olan Emrecan Yavuz’un Lise eğitimi için ise yine 6660 sayılı yasa kapsamına alınmasına karar verilerek Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Piyano Sanat Dalında öğrenim görmesine karar verilmiştir (Ek:2).

2.2.2. Özel İnanç Koleji

1990 yılında ünlü girişimci ve iş adamı Sezai Türkeş, eşi İnanç Türkeş’in adını yaşatacak, maddi olanakları sınırlı üstün/özel yetenekli çocukların eğitileceği bir okul açmak için bir vakıf kurmuştur. Bu amaç doğrultusunda, 1993 yılında 416 dönümlük arazi üstünde üç yüz öğrencinin yatılı eğitim göreceği Özel İnanç Lisesi açılmıştır.

(32)

1994 ve 1995 yıllarında 20.000 m2'lik kapalı alan eğitim öğretim hizmetine girmesinin ardından 1996 Ocak ayında maddi güçlükler baş göstermiş ve inşaat çalışmalarına ara verilmiştir. Yaşanan maddi zorlukları Türk Eğitim Vakfının desteğiyle 10 Temmuz 2002 tarihinden itibaren atlatan okul eğitim öğretime aralıksız olarak devam etmektedir.

İnanç Lisesi projesi ülkemizde üstün yetenekli çocuklara ihtiyaç duydukları özel eğitimi veren bir okulun ya da eğitim biriminin olmayışı nedeniyle, bu ihtiyacı belli ölçülerde karşılamak üzere hazırlanmış bir projedir.

TC vatandaşı olan ve maddi durumu yetersiz üstün zekâ ve yeteneği olan öğrenciler, öğrenci seçme heyetince belirlenir. Seçme işlemleri, ilk yıllarda sadece MEB Rehberlik Araştırma Merkezleri’nden bildirilen hem yetenekli hem de maddi durumu yetersiz öğrenciler arasından iki aşamalı bir sınavla seçilir birinci aşamayı geçen yetenekli öğrenciler okulda yapılan ikici sınava girmeye hak kazanırlar. İki aşamayı başarıyla geçen öğrenciler, daha sonra birlikte, bir hafta süreli kamp dönemine katılırlar. İlk defa 2003–2004 öğretim yılında dışardan başvuru kabul edilmiş ve gerekli kriterleri karşılayan ücretli öğrenciler de öğrenime başlamıştır (Yeşilova, 1997:50; www.tevitol.k12.tr).

2.2.3. Beyazıt İlköğretim Okulu

30 Haziran, 2002’de Milli Eğitim Bakanlığı ve İstanbul Üniversitesi arasında imzalanan protokol gereğince, bir devlet okulu olan Beyazıt İlköğretim okulu Üstün Zekalıların eğitimi projesi için uygulama okulu olarak tahsis edilmiştir. Beyazıt İlköğretim Okulu’nda Üstün öğrencilerin zihinsel, duyuşsal ve sosyal gereksinimlerini karşılamak üzere başlatılan farklılaştırılmış bir program uygulaması ise üstün zekalı öğrencileri normal zeka düzeyindeki yaşıtlarından ayırmadan gerçekleştirilmektedir. Rehberlik Araştırma Merkezlerince zeka testi sonucunda, üstün zekalı oldukları belirlenen ve proje ile ilgili Yürütme Kurulunun Bilim Komisyonu tarafından ikinci bir elemeye tabi tutularak seçilen üstün yetenekli

(33)

öğrenciler İstanbul’un çeşitli ilçelerinden gelen diğer öğrencilerle birlikte ortak bir eğitim almaktalar. Okuldaki eğitim öğretim, beyin araştırmalarındaki öğrenmeyle ilgili son bulgular ve yüksek zeka düzeyine sahip öğrencilerin özellikleri temel alınarak düzenlenmektedir (Davaslıgil, Zeana, 2004:96; www.tevitol.k12.tr).

2.2.4. Üstün Zekalıların Eğitimi Anabilim Dalının Kurulması

Davaslıgil ve Zeana’nın (2004:95) aktardığına göre: Türkiye’de ilk kez İstanbul Üniversitesi, Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesinde, Özel Eğitim Bölümü, Üstün Zekalıların Eğitimi Anabilim Dalını kurmuştur. Ekim 2002'de bu Anabilim Dalı Üstünlerin Eğitimi Yan Dal: Sınıf Öğretmenliği adı altında bir program başlatmıştır. Bu program, 150 krediden oluşan 4 yıllık bir lisans programıdır. Böylece zeka düzeyi yüksek öğrencilere ilk öğretimin ilk yıllarından itibaren farklılaştırılmış bir eğitim-öğretim programı uygulayabilmek için altyapıyı oluştur-ma çabalarına girilmiştir. Bu programda sınıf öğretmenliği çerçeve programında yer alan derslerin yanı sıra, üstün öğrencilerin özellikleri, ihtiyaca göre eğitim programlarının farklılaştırılması, yaratıcılığın ve eleştirel düşüncenin geliştirilmesi ve ayrıca öğrencilerin bir bütün olarak eğitilmeleri amacıyla onların duygusal ve sosyal yönden geliştirilmelerini sağlayan derslere de yer verilmiştir. Branş öğretmenlerinin de yetiştirilebilmesi için 2003-2004 öğretim yılında yüksek lisans programı açılmıştır. Doktora programı açılması için de çalışmalar sürmektedir.

2.2.5. Bilim ve Sanat Merkezleri (BİLSEM)

1996 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün “İlköğretim Çağı Öğrencilerinin Özel Yeteneklerini Geliştirme Projesi” ile başlayan çalışmalar sürdürülmüş, daha sonra Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın 25.10.2001 tarih ve 012648 salılı kararı ile

(34)

“Milli Eğitim Bakanlığı Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesi” yürürlüğe konularak konu, mevzuatı olan bir uygulama haline getirilmiştir. Bu yönergede Bilim ve Sanat Merkezleri: “okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretim kurumlarına devam eden üstün veya özel yetenekli öğrencilerin örgün eğitim kurumlarındaki eğitimlerini aksatmayacak şekilde bireysel yeteneklerinin bilincinde olmalarını ve kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak amacıyla açılmış olan bağımsız özel eğitim kurumudur” şeklinde tanımlanmaktadır (Yeşilova, 1997; www.meb.gov.tr). Üstün yetenekli çocuklara hizmet veren Bilim ve Sanat Merkezlerinin ilki 45 öğrenci ile eğitime başlayan Yasemin Karakaya Bilim ve Sanat Merkezidir. Araştırmanın yapıldığı 2006 yılı itibariyle sayıları 32’ye ulaşan Bilim ve Sanat Merkezlerinde eğitim gören öğrenci sayısı ise 3370’i geçmiştir.

2007 Şubat ayı içerisinde 2593 sayı ile tebliğler dergisinde yayınlanan yeni, Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesi okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim çağındaki üstün yetenekli çocuk/öğrencilerin bireysel yeteneklerinin farkında olmalarını ve kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak üzere öğrenci seçimi, kayıt kabul, eğitim-öğretim, yönetici ve öğretmen seçimi ile yetiştirilmesi ve açılan Bilim ve Sanat Merkezlerinin kuruluş ve işleyişine ilişkin usul ve esasları yeniden düzenlenmiştir. Bilim ve Sanat Merkezlerin hedef kitlesi; okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim çağındaki üstün yetenekli çocuk/öğrencilerdir şeklinde düzenlenmiştir (Tebliğler dergisi, 2007:70)

Öğrencilerin Aday Gösterilmesi

Bilim ve Sanat Merkezlerine, üstün yetenekli çocuk/öğrencileri belirlemek amacıyla okul öncesi eğitim çağındaki çocuklar için veliler veya okul öncesi eğitim kurumları öğretmenlerince, ilköğretim çağı öğrencileri için örgün eğitim kurumu sınıf ve şube öğretmenlerince, ortaöğretim öğrencileri için sınıf rehber öğretmenler kurulunca aday gösterilir.

Aday gösterilecek okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim çağındaki çocuk/öğrenciler için, her öğretim yılının ekim ayı içinde Bakanlıkça hazırlanan Gözlem Formları, il ve ilçelerde bulunan okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim

(35)

kurumlarına, merkez tarafından gönderilir (Tebliğler dergisi, 2007:70). Bu gözlem formları;

a) Okul öncesi eğitimi çağında olup herhangi bir okul öncesi kurumuna devam edemeyen 3-6 yaş grubu çocukların velilerince,

b) Okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 3-6 yaş grubu çocuklar için okul öncesi öğretmenleri veya velilerince,

c) İlköğretim kurumlarında 1-5 sınıflar için sınıf öğretmenleri; 6-8 sınıflar için şube öğretmenler kurulunca,

ç) Ortaöğretim kurumlarında sınıf rehber öğretmenler kurulunca doldurulur.

Öğretmenler, kurullar veya veliler üstün yeteneğe sahip olduklarını gözlemledikleri çocuk/öğrencileri aday gösterirler ve bu çocuk/öğrencilerden, örgün eğitim kurumlarına devam edenler için okul müdürlüklerince fotoğraflı öğrenci belgesi hazırlanır. Aday gösterilen öğrencilerin listeleri, gözlem formları öğrenci belgeleri en geç şubat ayının sonuna kadar ilgi merkeze gönderilir. Merkezler gerekli incelemeleri yaptıktan sonra Nisan ve Mayıs aylarında belirledikleri tarihlerde tanılama işlemini gerçekleştirir.

Herhangi bir nedenle tanılama takvimi içerisinde yer alamayan ve üstün yetenekli olduğu düşünülen çocuk/öğrencilerin başvuruları veliler, öğretmenler ve kurullarca ilgili merkeze yapılır. Başvurular merkez yürütme kurulunca değerlendirmeye alınır. Merkez yürütme kurulunca tanılaması yapılması uygun görülen çocuk/öğrenciler, tanılama komisyonunca ön değerlendirmeye alınır (Tebliğler dergisi, 2007:70 )

Ön değerlendirme

Örgün eğitim kurumlarınca veya velisi tarafından aday gösterilen çocuk/öğrencilerin gözlem formları, tanılama komisyonunca değerlendirildikten sonra grup taramasına alınacak çocuk/öğrenci okullarına ya da velilerine bildirilir.

(36)

grup taramasına katılması uygun görülen çocuk/öğrenciler, merkez yürütme kurulunun belirleyeceği tarihlerde, üst danışma kurulunca belirlenen ölçme araçları ve ölçütleri doğrultusunda grup taramasına alınır (Tebliğler dergisi, 2007:70)

Bireysel inceleme

Grup taramasında yeterli performans gösteren çocuk/öğrenciler ile okul öncesi örgün eğitim kurumlarınca veya velisi tarafından aday gösterilen çocuklardan tanılama komisyonunca bireysel incelemeye alınmaları uygun görülenler, üstün yeteneklilerin bireysel incelemesinde kullanılacak objektif ve bağıl ölçme araçlarının uygulanmasında rehberlik ve araştırma merkezinde veya diğer örgün eğitim, yaygın eğitim, üniversiteler ile benzeri diğer kurumlarda görevli ve tanılama komisyonunca uygun görülen psikolojik danışmanlarca merkezlerde bireysel incelemeye alınırlar.

Okul öncesi eğitimi çağındaki üstün yetenekli çocuklar tam gün, İlköğretim ve ortaöğretim çağındaki öğrenciler; örgün eğitimlerine akranları ile birlikte kayıtlı oldukları okullarında devam eder. Örgün eğitimleri dışındaki zamanlarda bireysel yeteneklerinin farkında olmaları ve kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmalarını sağlayacak olan öğretim, merkezlerce verilir ve bu eğitim-öğretimin süresi çocuk/öğrencilerin ilgi, yetenek ve ihtiyacına göre belirlenir.

Çocuk/öğrenciler her dönem sonunda, merkezin öğretmenler kurulunda değerlendirilir. Bu değerlendirme sonunda çocuk/öğrencinin merkezlerdeki çalışmalara devamının yararlı olamayacağı görüşüne varılırsa durum, velisine ve merkez yürütme kuruluna bildirilir ve gerektiğinde çocuk/öğrencinin merkezle ilişkisi kesilir.

Kayıtları yapılan okul öncesi eğitimi, ilköğretim ve ortaöğretim çağı çocuk/öğrencilerinin hazır bulunuşluk düzeyi ölçüldükten sonra merkezlerce

(37)

2. Destek Eğitimi; İletişim Becerileri, Grupla Çalışma Teknikleri, Öğrenme Yöntemleri, Problem Çözme Teknikleri, Bilimsel Araştırma Teknikleri, Yabancı Dil, Bilgisayar, Sosyal Etkinlikler, c) Bireysel Yetenekleri Fark Ettirme,

ç) Özel Yetenekleri Geliştirme, d) Proje Üretimi/Yönetimi

alanlarında düzenlenmiş eğitim programlarına alınırlar. Programları tamamlayan çocuk/öğrencilere tamamladığı her programın sonunda merkez müdürlüğünce Tamamlama Belgesi verilir.

Merkezlerdeki sanat eğitimi, bir ana eğitim birimi olan sanat ve spor etkinlikleri birimi tarafından yürütülmekte, bu birimde; resim, grafik, fotoğrafçılık, kamera, seramik, heykel, hat, vitray, bale gibi görsel; müzik, tiyatro, drama, edebiyat gibi sessel, güzel sanat ve spor dallarında özel ilgi ve yeteneği olduğu belirlenen üstün veya özel yetenekli öğrencilerin bireysel yeteneklerinin bilincinde olmalarını ve kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmalarını sağlayacak etkinliklere uygulama olanağı sağlanır (Tebliğler dergisi, 2007:70; www.meb.gov.tr).

2.3. ÜSTÜN YETENEKLİLİK

Özel nitelikleri olan bireyleri belirtmek için çeşitli terimler kullanılmıştır. Toplum dilinde üstün yeteneklilik, akıllı, zeki, kafalı, şeklindeki ifadelerle karşımıza çıkarken, akademik literatürde, üstün yetenekli veya bu ifadeyi karşılayan anlık, zeka, zihinsel güç, olarak aynı anlamı ifade edecek şekilde kullanılmaktadır (Enç, vd., 1981).

A.B.D. Eğitim Bürosunun tanımına göre ise, üstün yetenekli çocuklar, kendi yaşıtları ile karşılaştırıldığında, onlara göre daha fazla başarı potansiyeli gösteren

(38)

çocuklardır. Bu tür çocukların akademik, sanatsal yaratıcılık alanlarında yüksek başarı gösterdikleri, bu yüzden de özel eğitime ihtiyaç duydukları belirtilmiştir. Üstün çocuk, yaşıtlarının çoğunluğuna göre üstün öğrenme ve eğitilme gücü olan çocuktur. Üstün yetenekli birey, herhangi bir yetenek türü veya genel yetenekte nüfusun ancak %2’sinde rastlanabilen bir üstünlük gösteren kişidir. Üstün yetenekli çocuklar veya gençler, ilgilendikleri alanlarda kendi yaşıtları, çevreleri ve kendileri ile aynı deneyimlere sahip olanlardan daha yüksek bir aşama sergilemektedir. Bu çocuklar ve gençler entelektüel yaratıcılık, sanat alanlarında üstün bir performans gösterirken liderlik alanında da pek karşılaşılmayan yeteneklere sahip olabilmekte veya bazen özel akademik alanlarda öne çıkabilmektedirler. Dolayısıyla okul müfredatının dışında hizmete ve etkinliklere gereksinim duymaktadırlar (Çatalbaş, 1998:16,17).

Renzulli geliştirdiği üstün yeteneklilik teorisini “three ring” (3 halka) olarak ifade eder. Renzulli’ye göre üstün yetenekli, insan özelliğinin üç temel öbeği olan “ortalamanın üzerinde” genel yetenek, “yüksek düzeyde “motivasyon ve “yüksek düzeyde yaratıcılık” arasındaki ilişkiden oluşmaktadır. Üstün yetenekli kişi ise bu yetilere sahip olan onları geliştirip insanlık yararına kullanabilenlerdir (Çatalbaş, 1998:16,17; Yeşilova, 1997:25).

Marlond raporunda ise üstün yetenekliliği bir ya da birkaç alanda yüksek performans ve başarı göstermek şeklinde tanımlanmıştır.

o Genel zihinsel yetenek o Özel akademik yetenek

o Yaratıcı ya da üretici düşünce yeteneği o Liderlik yeteneği

o Görsel ve gösteri sanatlarında yetenek

o Psiko-motor yetenek olarak ayırmıştır (Avcı, 2001:128).

Bazı eğitimciler son yıllarda "Üstün Özel Yetenek" ve "Üstün Zeka" kavramlarını "Üstün Yetenek" başlığı altında toplama yoluna giderken, bazıları

(39)

bunların iki ayrı kavram olduğu ve kesinlikle aynı başlık altılıda toplanamayacağı görüşünü savunmaktadır. I. Özel Eğitim Konseyi Üstün Yetenekli Çocuklar ve Eğitimleri Komisyonu Raporunda ise "Üstün Zeka" ve "Üstün Özel Yetenek", "Üs-tün Yetenek" başlığı altında toplanmış ve tanımı şu şekilde yapılmıştır: Üs"Üs-tün yetenekliler, genel ve özel yetenekleri açısından, yaşıtlarına göre yüksek düzeyde performans gösterdiği konunun uzmanları tarafından belirlenmiş kişilerdir. Üstün yetenekliler, bu yeteneklerini geliştirmede, normal eğitim programlarının yetersiz kaldığı, kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda farklılaştırılmış programlara ihtiyaç duyan gruptur (MEB, 1991; Ömeroğlu, 2004:26).

2.4. ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUĞUN TANILANMASI

Üstün veya özel yetenekli çocuklara, özel bir yaklaşımla davranılmasını gerektiren bazı belirtiler vardır. Yalnız bu belirtiler, bir çocuğun üstün veya özel yetenekli olduğunun anlaşılması için yeterli değildir (Uzun, 2004:22,23). Eğer çocuktaki yetenek düzeyi olağanın çok çok üstündeyse, herhangi türden bir ölçüm yapılmadan çocuğun yeteneği hakkında kabataslak bir şeyler söylenebilir. Örneğin; çocuk temel dört işlemi üç yaşındayken yapabiliyor, dört yaşından önce kendiliğinden okumaya başlıyorsa, bu çocuğun üstün zekalı olduğunu ölçüm yapmaksızın söylemek mümkündür. Buna benzer olarak, üç yaşında her türlü müzik aletini çalabilen ya da olağan üstü resim yapabilen bir çocukta da olağanüstü müzik ve resim yeteneği bulunduğu apaçık ortadadır. Bu türden çocuklar okul sistemi içinde kolaylıkla tanınır. Bunlara uygulanacak ölçümler tanılamadan çok yeteneği kanıtlama biçiminde olacaktır (Ataman, 1998: 337,338).

Akranlarından olan farklılığı bu kadar belirgin olmayan, yani ortalamanın biraz üstünde yetenek gösteren çocukların durumlarını belirleme amacıyla bazı saptamaların yapılması gerekmektedir. Üstün zekalıların tanılanmasında kullanılan yöntemlerin büyük bir bölümü bu alanda öncü çalışmalar yapan Terman’ın 30 yıl süren dikey genetik yöntemle (boylamasına) yaptığı araştırmayla elde ettiği veriler

(40)

ve yöntemleri esas alarak belirlenmiştir. Üstün zekalı ve üstün yetenekli çocukların özellikle okulöncesi dönemde tanılamada kullanılan yöntemlerin geçerlilikleri ve güvenirlilikleri oldukça düşüktür. Çünkü çocuğun yetenek yelpazesindeki düzeyi henüz billurlaşmamıştır (Ataman, 2003:181).

Üstün yetenekli bireyin var olan kapasitesinin iyi bir şekilde değerlendirilebilmesi için bireyin kapsamlı bir değerlendirme sürecinden geçirilmesi gerekmektedir. Bu süreçte disiplinler arası bir yaklaşımın ve birçok değerlendirme aracının bir arada kullanılması kaçınılmazdır. Disiplinler arası yaklaşımda bir değerlendirme ekibinin kurulması şarttır. Değerlendirme ekibinde öğretmenler, ebeveynler ve ilgili uzmanlar yer almalıdır (Ersoy, Avcı, 2001:135,136).

Oluşturulan ekip üstün yetenekli olduğunu düşündükleri bireye ilişkin verileri çeşitli kaynaklar yardımıyla toplarlar bunlar:

Öğretmen görüşleri,

Çocukla ilgili tutulan çeşitli kayıtlar Aile görüşmeleri

Çocuğun yaşıtları ile görüşme Çocukla görüşme

Biyografik veriler Anekdot kayıtları Çocuğun ürünleri

Üye olunan organizasyonlardan toplanan bilgiler Uzman görüşleri

Testler: Grup zeka testleri, grup başarı testleri, bireysel zeka testleri, yaratıcılık testleri, kritik düşünme testleri, resim, müzik gibi alanlar için özel testler.Bütün verilerin sonucunda öğrencinin var olan performans düzeyini belirten, değerlendirme raporu yazılmakta ve bu raporlar dikkate alınarak öğrenci için bireysel eğitim programı hazırlanmaktadır. Bu programda, uzun ve kısa vadeli eğitim hedefleri birey için en uygun yerleştirme tipi, sağlanacak destek hizmetler ve bu programın geçerlilik süresi gibi konular yer almaktadır. Ülkemizde ise üstün

Şekil

Tablo 1 : Parlak çocuk ve üstün çocuğun özellikleri (Ataman,2000, akt. Uzun, 2004:23)
Tablo  2:  Araştırmaya  katılan  Bilim  ve  Sanat  Merkezi  ile  Anadolu  Güzel  Sanatlar   Liseleri resim/resim-iş öğretmenlerinin,  yaşlarının dağılımı  (yıl)
Tablo  3:  Araştırmaya  katılan  Bilim  ve  Sanat  Merkezi  ile  Anadolu  Güzel  Sanatlar     Liseleri  resim/resim-iş öğretmenlerinin,   hizmet  sürelerinin  dağılımı (yıl)
Tablo  4:  Araştırmaya  katılan  Bilim  ve  Sanat  Merkezi  ile  Anadolu  Güzel  Sanatlar      Liseleri  resim/resim-iş  öğretmenlerinin,    üstün  yetenekli  çocuklarla birlikte çalıştıkları süre dağlımı (yıl)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Ve yine o gün memleket sanatkârlarını sevindire- cek bir husus da mevzuubahs oldu.' Plâs- tik sanatlara kendilerini vakfetmiş kim- selerin oturacakları yer, lâlettayin bir

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha

of mechanical properties of re-sintered UO 2 pellets using micro hardness test method1. UO 2

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha

Türk sanatında, Cumhuriyet'in ilk yılları olan ve 1923-38 olarak dönemlendirdiğim sürece verdiğim özel önem ve duyduğum ilgiyi kişisel bir takıntı olarak ele

Çalışma bulgularına göre; beynin D çeyreğinin yordanmasında; fiyat, sosyal ilişki, ihtiyaç ve tüketici davranışı, iktisadi rasyonalite alt boyutlarından sadece

Findings- The results revealed that four personality traits (extraversion, agreeableness, conscientiousness, and openness to experience) were positively correlated

34- I 'Cowboy' is a term that was given to cattle herders working in the ranches in, the western United States by people living in the eastern States.. II When it was first heard out