• Sonuç bulunamadı

Türkçenin Sesbirimleri ve Belirgin Altsesbirimleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkçenin Sesbirimleri ve Belirgin Altsesbirimleri"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

iLMi ARAŞTIRMALAR, Sayı 24, 2007, 23-42

Türkçenin Sesbirimleri ve Belirgin Altsesbirimleri

Süer Eker*

Türkçenin Sesbirimleri ve Belirgin Altsesbirimleri

Ses birim, basit biçimde, konuşma sesi olarak tanımlanabilir. Ancak, konuşma seslerinin sayısı, ses birimlerin sayısı ile aynı değildir. Konuşma ile yazı birbirle-rinden bağımsız olmalarına karşılık, alfabe esas alınarak Türkçede sekiz ünlü, yirmi bir ünsüz bulunduğu ifade edilmekte, bu da, standart Türkçede yirmi dokuz ses birim bulunduğu anlamına gelmektedir. Türkçede 29 ses biriminin bulunduğu savı ise, pek çok dil bilimsel sorunun ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Bu çalış­ manın amacı ses birimleri akustik ya da fizyolojik açıdan ele almak değil, yerli ve ödünç sözcükler aracılığıyla Türkçenin ses birim envanteri ile bir yargı ortaya koymaktır.

Anahtar Kelime/er: Türkiye Türkçesi, konuşma sesi, ayırt edici özellikler, ünlü, ünsüz, ses birim

Phonemes and Distinctive Allophones of Turkish: Basically a phoneıne can be defıned as a speech sound. However, the number of sounds does not equal the number of the phonemes. Although writing and speaking are independent of each other. when the alphabel is taken as the reference, it is said that there are eight vowels and twenty-one consonants in standard Turkish. This may mean that there are twenty-nine phonemes in standard Turkish. Claiming that there are 29 pho-nemes in Turkish is the main problem which gives rise too many linguistic prob-lems. This paper will not deal with phonemes regarding their acoustic or physical features. Instead, by making use of native and borrowed words, this study aiıns to bring forth a thesis about the phoneme iııventory of Turkish.

!\ey Words. Turkish, speech sound, distinctive features, vowel, consoııant, phonem

Yard. Doç. Dr., Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi. suereker@yahoo.com

(2)

1. Giriş

Bu çalışmanın amacı, ölçünlü Türkçenin parça sesbirim envanterinde yer alan sesbirimleri sıralamak, bunların toplam sayısı ve belirgin altsesbirimleriyle i lgi li bir tespit yapmaktır.

Yaklaşık bir asırdır genel dil bilirnde ses ve harfterimleri arasındaki karışık­ lık gideritmiş olmakla birlikte, kimi çevrelerde harfi ses yerine kullanma ahş­ kanlığı sürmektedir. Doğadaki ağaç ile ağacın fotoğrafı nasıl birbirinden fark-lıysa, ses ve harf kavramları da birbirinden o denli farklıdır. Dil, yazı ile etkile-şim içinde olmakla birlikte, öncelikle sözdür.

Dil bilimin bulgularının göz önünde tutulmadan 8 ünlü, 21 ünsüz harfinin göz önüne alınarak, Türkçede 29 ses olduğunun kabul edilmesi, bir bakıma dil ve yazım' sorunlarının da başlangıcını oluşturmaktadır. Türk alfabesinde harf sayısı 29 olmakla birlikte, (i') ve (') işaretleri de kullanılmaktadır. Bu işaretlerle, gösterilen sesbirimlerin sayısı da artmaktadır. Alfabedeki harf sayısı yanıltıcıdır.

1.1. Ses birim-Yazıbirim Karşılıkldığı

Yazı dizgelerinin çoğunda, grafik ögeler, yani hece/karakter simgeleri ve-ya harfler ile ses bilimsel ögeler arasında yazıbirim (grafem)-sesbirim karşılık­ lılığı adı verilen bir nicelik ve nitelik ilişkisi vardır. Bununla birlikte, tüm geleneksel hatta sesçil alfabelerde harf sayısı ile sesbirim sayısı farklıdır. Ör-neğin, Osmanlıcada 35 harf bulunmasına karşılık, bu harflerden 5'i Türkçe sözcüklerin gösteriminde kullanılmamıştır. Kiril harfli Tatar alfabesinde, Rus-çaya özgü harfler de dahil olmak üzere, 35 harf, 2 işaret vardır. Poppe Tatar-eada 9 ünlü, 25 ünsüz sesbirim bulunduğu, bu alfabenin Tatarcanın sesbirim-lerinin bir bölümünü karşılamadığı düşüncesindedir (1968: 24). Kimi alfabe-lerde aynı sesbirim farklı harflerle gösterilebilmektedir. Türkçe

Iz/,

/h/, ls! sesbirimleri Osmanlıcada, Arapça için her biri ayrı sesbirim olan 4 z harfi, 3 h harfi, 2 s harfi ile gösterilmiştir.

Konuşma seslerinin tümünü temsil edebilen ideal yazı dizgesi yoktur. An-cak ulusal sesçit alfabelerde olabildiğince dilin sesbirimleri gösterilir, az sayı­ daki ödünç sesbirim için genellikle grafik karşılıklam yer verilmez. Türk alfabe dizgesi, istisnalar dışarıda tutulmak suretiyle öğrenme kolaylığı sağlayacak, yani en az harf içerecek biçimde düzenlenmiştir. Doğal olarak belirgin altses-birimler yazıyla örtülmüştür. Türk alfabesi en ideal sesçil yazım dizgelerinden biri olarak gösterilmektedir (Hartmann, Stork 1972).

(3)

TiJRKÇENiN SESBiRiMLERi VE BELiRGiN ALTSESBiRiMLERi 25

1.2. Sesbirim ve Ayırt Edici Özellik

Sesbirim niteliğindeki herhangi bir konuşma sesi, aralarında akustik ve

söy-leyiş farkları bulunan sesler kümesinden oluşabilir. Birbirleriyle ilişkili konuş­

ma seslerinin oluşturduğu düşünülen küme ya da aile, yani sesbirim ve altses-birimleri ile ilgili sınıflandırma kuramından ilk söz eden D. Jones'tur. Prag Okuluna mensup N.S. Trubetzkoy tarafından geliştirilen ayırt edici özellik ku-ramı da bu kuramı destekler ve bütünler (Hartmann, Stark 1972: 170). Ayırt edici ses özelliği, bir sesbirimi diğerlerinden farklı kılan belirgin özelliktir.

Dilin ayırt edici ses özellikleri varyantiaşmaya bağlı olarak eş ya da art zamanlı biçimde, az ya da çok değişebilir. Örneğin, /i/, III karşıtlığı Tatarca, Başkurtça ve Kazakçada için işlevsel olmasına karşılık, Türkiye Türkçesi için işlevsel değildir. Türk dili tarihi boyunca Türkçenin sesbirim sayısında değişiklikler olmuştur. Örne-ğin, Türkçe sözcüklerdeki ünlü niceliği, Ana Türkçe ve kısmen Eski Türkçe için ayırt edici olduğu halde, Türkiye Türkçesinde bu özellik Türkçe kökenli sözcükler-de kaybolmuştur. Benzer biçimde, Orta Türkçe döneminde bir sesbirim olan /8/, /y/ye gelişerek Türkiye Türkçesinin sesbirim envanterinde yer almamıştır.

1.3. Altsesbirim

Doğal dillerin ses dizgesi makinelerin henüz tam olarak algılayıp ayırt ede-rneyeceği kadar karmaşıktır. Ancak ses dizgesinin temel birimleri ses, sesbirim ve altsesbirim olmak üzere, üç kategoriye ayrılabilir. Ses fiziksel bir olgu, işitme organının algıladığı titreşimler olarak çok genel bir anlam taşır. Ses, sesbirimi oluşturur. Sesbirim, sözcükleri oluşturan, anlam ayırt edici konuşma sesidir.

Sesbirim in, birbirleri arasında anlam ayırt edici özelliği olmayan, ancak tamam-layıcı dağılım adı verilen belirli çevrelerde bulunabilen üyelerine ise altsesbirim adı verilir. Altsesbirimler genellikle tamamlayıcı, nadiren serbest dağılım içindedir.

Her dilin sesbirimleri ve altsesbirimleri kendilerine özgü düzenlemelere bağlıdır. Sesbirimlerin sayısı genellikle ikili rakamlarla ifade edilebilir; ancak sesbirimlerin başlangıç ve bitişi, yani sı~ırları başka dillerde hatta diyalektlerde farklı olabilir. Altsesbirimlerin sayısı ise çok daha fazladır, bir sesbirimin birkaç altsesbirimi bulunabilir.

2. Sesbirimlerin Belirlenmesi

Bütün doğal diller gibi Türkçe ses dizgesinin de temeli", sesbirimler kümesi-dir. Bu kümenin her bir üyesi, diğer üyelerden ayırt edici· özellikl~rle ayrılır. Ayırt edici özellikler ortak ya da yalnızca belirli bir dile özgü olabilir. Örneğin p

(4)

sesinin soluklu olup olmaması Türkçe için önem taşımazken, bir başka dilde soluklup ile soluksuz p zıtlaşabilir. Ses dizgesinin temel birimi olan sesbirimle-ri belirlemede kullanılan ölçüt, sözcüklerin anlarnca zıtlaşıp zıtlaşmadığının, . yani iki konuşma sesi arasında sesbirimsel karşıtlığın bulunup bulunmadığının belirlenmesidir, Örneğin kabakl kaçakl kapakl kayakl kazak sözcüklerinde an-lam değişmesine yol açan b, ç, p, y, z sesleridir. Bu seslerin değiştirilmesi, an-lamı da değiştirdiğine göre /b, ç, p, y, z/ seslerinin her biri sesbirimdir. Karşıt çiftler, aynı dizilişteki seslerin oluşturduğu sözcüklerde aranır.

Sesbirim sayılmanın nicelik ölçüsü tartışmalıdır. Eğer bir ses, sadece bir ör-nekte sesbirim olma şartlarını sağlamış ise, bunun sesbirim sayılıp sayılmaması ile ilgili genel geçer bir yargı yoktur.

Sesbirimlerin belirlenmesinde diğer bir önemli husus da sözcük çiftlerinin kökenidir. Diller birbirlerinden sözcük kopyalayabildiği gibi, sözcüklerle birlik-te ses de kopyalayabilir. Örneğin Türkçede j sesi yalnızca kopya sözlerde görü-lür. Eski dönemlerde kullanılan 'ayın çatlatmak' deyimi, bu olgunun bir göster-gesidir. Kopyalanan sesler kopyalandığı dilde yeni bir nicelik ve nitelik kazana-bilir. Bu nedenle sözcüklerin kaynak bakımından ilişkilendirilmesi, sesbirimle-rinin sayısını belirleyen etkenlerden biridir.

Sesbirimlerin belirlenmesinde kullanılabilecek sözcük kökenieri arasındaki muhtemele ilişkiler şu şekillerde olabilir:

• Türkçe kökenli sözcük-Türkçe kökenli sözcük • Türkçe kökenli sözcük-ödünç sözcük

• Ödünç sözcük- ödünç sözcük

Kuşkusuz, ödünç sözcük kavramı da görecelidir. Kopyalanan sözcüklerin bir bölümü Türkçenin ses dizgesine bütünüyle uyarken bir bölümü de yabancı­

lıklarını değişen oranlarda sürdürmektedir.

2.1. Türkçe Kökenli Sözcükler Arasmdaki Zıtlaşmalar

Türkçe kökenli sözcük- Türkçe kökenli sözcük durumunda, sesbirimleri ve bunların altsesbirimleri tamamlayıcı dağılım içinde bulunduklarından, sesbirim-lerin belirlenmesinde, özel durumların dışında, önemli bir sorun yoktur.

2.2. Türkçe Sözcüklerle Ödünç Sözcükler Arasmdaki Zıtlaşmalar

Zıtlaşmaların önemli bir bölümü Türkçe kökenli sözcük-ödünç sözcük du-rumunda görülür. Örneğin [g] ve [ğ], Türkçe kökenli sözcüklerde /g/nin birer altsesbirimi olarak tamamlayıcı dağılım içindedir; ancak,

(5)

TÜRKÇENiN SESBiRiMLERi VE BELiRGiN ALTSESBiRiMLERi 27

Ege (<ödünç) 'Ege denizi'i: eğe 'bir madeni araç'

olduğuna göre, yani anlamı g ve ğ ayırt ettiği için bu sözcükler için [g] ve [ğ]den değil, iki ayrı sesbirimden /gl ve /ğ/den söz edilebilir. Burada, /ğ/nin kendi niteliğinden dolayı mı, yoksa kendisinden önceki ünlüyü uzatarak mı

işlev kazandığı sorusu gündeme gelir. /ğ/nin sesbirim olmaktan çok, ses olayları ile varlığını gösteren ve alfabe baskısından kaynaklanan bir yazıbirim olma niteliği ağır basar.

ege 'Çocuğa bakan (kimse)' i: eğe

Yukarıdaki örnekte Türkçe sözcükler arasında da aynı karşıtlıktan söz edi-lebilir, ancak ege Türkiye Türkçesinin doğal ses gelişiminin dışında, egemen, öge, gezegen sözcükleri gibi, bir neolojizm, bir iç ödünçlemedir. Ölçünlü

Türk-çede, Türkçe kökenli sözcüklerde ünlüler arası durumda g bulunamaz. Ünlüler arası g yalnızca çevriyazı metinlerinde, ana dili Türkçe olmayan Türkçe konu-şurlarında ya da varyantiarda görülür (krş.Ergenç I 995)

2.3. Ödünç Sözcükler Arasındaki Zıtlaşmalar

Ödünç sözcük-ödünçsözcük durumu genellikle Arapça ve Farsça sözcükler

arasında görülür. 'Batı' kökenli dillerden kopyalanan sözcükler arasındaki iliş­ kiler üzerinde ise az durulur. Oysa zaman zaman bu tür sözcükler arasında da ilgi çekici gelişmeler ortaya çıkar. Son dönemlerde Batı dillerinden alınan söz-cüklerde meydana gelen ses değişikliklerinin de anlam değişmesine yol açtığı görülmektedir. Örneğin İngilizce speaker sözcüğü [spiker] söyleyişi ve yazımı

ile 'program, haber sunan kimse', speaker yazımı ve [spi:kır] söyleyişi ile 'ho-parlör' anlamı kazanmıştır (Akalın 2003: 262) 'Batı' kökenli sözcüklerle 'Do-ğu' kökenli kopya sözcükler arasında ise genellikle bir ilişki kurulmaz.

Türkçenin ses dizgesine uyum gösteren ve göstermeyen sözcükler arasında zıtlaşma görülür:

(Far. (e)niir >>)nar 'bir meyva' i: (Ar. niir >) Osm. niir 'ateş'

(Far. piire >>) piire 'parça' i: (Far. piire >>)para 'akçe, para' (ancak krş.

parala- 'parçalamak')

(Far. tiz >>)tez 'tez, çabuki: (Far. tiz >) tiz 'ince, keskin ses'

Türk edebiyatındaki abes-muktebes ( cabeş-muqtebes) tartışması yabancı dil-lerde farklı sesbirimleri gösteren harflerin Ti.irkçede aynı sesbirimle söylenınesi ve bunun farklı şekillerde yorumlanma',ıyla ortaya çıkmıştı. Osmanlıcanın;

(6)

örneklerindeki yazıbirimlerin zıt/aşması sesçil yazı ile ortadan kalkmıştır.

Ölçünlü alfabe ile her iki sözcük ha/ik şeklinde yazılır. Osmanlı alfabesindeki farklı grafemlerin Latin asıllı Türk alfabesinde tek grafemde birleşmesi, kimi ödünç sözcüklerde sorunlar ortaya çıkarmıştır.

2.4. Tüm sesbirimlerin aynı olduğu sözlerde sesbirimlerin ayırt ediciliği or-tadan kalkar ve eş seslilik ortaya çıkar.

3. Sesbirimlerin Sınıflandırılması

Sesbirimleri parça sesbirimleri ve parçalarüstü sesbirimleri (bürün birim-ler) olmak üzere iki öbekte ele alınır. Parça sesbirimler de ünlüler ve ünsüzler olarak ikiye ayrılır.

Parça sesbirimleri özel, parçalarüstü sesbirimleri geneldir. Parça sesbirimleri işitilir, yazıya yansır, görülür; parçalarüstü sesbirimler ise yazıya yansımaz, yalnız­ ca işitilir. İlk sesbirim türü, ses aygıtınca üretilen sesleri ifade eder. İkinci sesbirim türünde ise, üretilen ses/seslerin oluşturduğu hece, sözce ve tümcelerdeki anlama bağlı nicelik tasarrufları söz konusudur. Bu nicelik tasarrufları nitelikte yani an-lamda değişmeye yol açabilir. Örneğin, bir biçimbirimin vurgu değişikliği ile yeni bir anlam kazanması durumunda sesbirimsel vurgudan söz edilebilir. Vurgu, bir sesbirim olarak işlev görür. Ton değişikliği de anlamı farklılaştırabilir, aynı sözce ya da tümce, ton değişiklikleri ile farklı anlamlar kazanabilir.

4.1. Türkçenin Sesbirimleri ve Belirgin Altsesbirimleri

Türkçenin sesbirimleriyle ilgili çalışmalar çoktur; ancak bu çalışmaların önemli bölümünde sesbirim niceliği ile ilgili somut bir bilgi verilmernekte ya da sesbirim sayısı harf sayısına yaklaştırılmaktadır.

Banguoğlu ı O kısa ünlü, 2ı ünsüzden söz eder (1990: 40).

Kononov'a göre Türkçenin 8 kısa, 3 uzun ünlüsü; g, k, 1 seslerinin önda-maksıl ve artdamaksıl biçimleriyle 24 ünsüzü, toplam 35 sesbirimi vardır (Tekin

ı 959).

Swift'e göre Türkçede 42 sesbirim vardır. Bunlar ünlü, ünsüz ve parçalarüstü sesbirimler başlıkları altında toplanmıştır. Bu sesbirimlerin 8 kısa ünlü sesbirim, I ünlü uzunluğu, 24 ünsüz sesbirim, 4 yükseklik/tonlama sesbi-rim, 3 kavşak sesbirim, ı vurgu sesbirimdir (1963: 5).

Hulst & De Weijer Türkçenin sesbirim envanterinde 8 ünlü yer aldığı; an-cak, Arapça, Farsça kökenli ödünçlemelerde 4 uzun ünlü ve ğ'nin düşmes!nden

(7)

TÜRKÇENiN SESBiRiMLERI VE BELIRGiN ALTSESBiRiMLERi 29

kaynaklanan uzunlukların da bulunduğu görüşündedir. Hulst & De Weijer /k, g, ll sesbirimlerinin ikişer altsesbiriınlerinin bulunduğunu, bu altsesbirimlerin de komşu ünlülerin art ya da ön oluşuna bağlı olarak tamamlayıcı dağılım içinde yer aldığını belirtir (199 I: 1 ı-13).

Ergin Türkçenin 8'i ünlü, 25'i ünsüz olmak üzere toplam otuz üç sesini 'çevriyazı' alfabesiyle gösterir (1993: 38). Ergin'in listesinde /y/, /q/dan başka bazı Anadolu ağızlarındaki ve tarihi metinlerdeki x ve /Ij/ de yer alır. Ancak ağızların sesbirim kümeleri ölçünlü Türkçeden farklı özellikler gösterir. Örne-ğin, kimi Anadolu ağızlarında, söz başında q ve y farklı sesbirimler deği1dir. q-,

y-'ya gelişıniştir, dolayısıyla bir zıtlaşmadan söz edilemez. Yine kimi Anadolu

ağızlarındaki söz içi ve sonunda bulunan x ile, ölçünlü dildeki q farklı sesbiriın­ ler değildir. Söz içindeki ve sonundaki q, bütünüyle sızıcılaştığından, bir zıtlaş­ ınadan söz edilemez.

Lewis ise Türkçenin yazım ve ses dizgesini bilindiği şekliyle ele alır (1986: 1-24).

Ergenç, Sesbilim Abecesi, başlığı altında ı 5 ünlünün ve 27 ünsüzün özellik-lerini sıralamıştır (ı 995).

Kornfilt, Türkçede 8 sesbirimsel kısa ünlü olduğunu, bu ünlülerin telafi uzun-luğuna bağlı olarak uzayabildiğini; sesbirimsel uzunlukların ise ancak ödünç söz-lerde görüldüğünü söyler. Türkçenin ünlülerinin ağız ünlüsü olduğunu, az sayıda sözde telafi genizsilliği bulunduğunu bildiren Kornfilt, 20 ünsüzün özelliklerini sıraladıktan sonra ğ'nin ortografide yer aldığını, söylenıneınekle birlikte telafi uzunluğu gibi belirli sesbilgisel etkiler yarattığını belirtir ( 1997: 489).

Aksan'a göre (1998: c.İ 26, 36) Türkçede 8 temel ünlü, 23 temel ünsüz vardır.

Özsoy da aynı şekilde, Türkçede 8 temel ünlü, 23 ünsüz sesbirim bulunduğu

görüşündedir (2004: 13).

4.2. Bazı Söyleyiş Anomalileri

Tamamlayıcı dağılım içindeki altsesbirimler sözcüklerde işlevlerine uygun

biçimde yer aldıklarından, dinleyişte ölçünlü dilin ses dizgesinden bir sapma

hissedilınez. Ancak ölçünlü Türkçe için söyleyiş anamalisi olarak

nitelendirile-bilecek, sözcükte uygun olmayan dağılımlarda kullanılan altsesbirimler de

görü-lebilir. Bu tür altsesbirimlere şu örnekler verilebilir:

• /q/nın altsesbirim olan art daınak ile gırtlak arasında boğumlanan kappa harfi ile gösterilebilecek [K],

(8)

• Dişler arası sızıcı s [ş],

• Söz başında çift dudak v'si olarak söylenen [w],

• Son dönemlerde /r/nin altsesbirim olarak özellikle genç kızların

söyle-yişlerinde hissedilen baskılı 'Çek' r'si [r] (bk. 4.3.2.7. /r/).

Bunlardan [e] ve [e]nin uygun dağılımlarda kullanılmaması, söz başında [w]

söyleyişi; [K], [ii], [ş] ve baskılı [r] söyleyişte anamaliye yol açmakta; ölçünlü

Türkçe konuşurlarınca ağız özelliklerinin birer yansıması veya ölçünlü

sesler-den sapma olarak algılanmaktadır. 'Batı' kökenli sözcüklerde eqonomi ~

*eko-nomi, meqanik ~ *mekanik, deqan ~*dekan örneklerinde görüldüğü gibi, q ~ k nöbetleşmesi de bir başka söyleyiş anomalisidir. ölçünlü söyleyiş dışmda kalan

varyantiara ait özel sesler, örneğin, Anadolu diyalektlerinde y'dan sonra gelerek

ön ünlü olma niteliğini yitiren ö, ü sesleri anomali olarak alınamaz. Ancak

var-yantiara özgü seslerin doğal çevrelerinin dışında, ölçünlü Türkçenin kullanılma­

sı gereken formal ortamlarda kullanılması, söyleyiş anomalisi olarak değerlen­

dirilebilir.

4.3. Parça Sesbirimler

Parça sesbirimleri belirlemede kullanılan en önemli ayırt edici ses özelliği,

ünlü-ünsüz karşıtlığıdır. Ancak Türkçenin sesbirim envanterini tüm sesbirim

kümeleriyle kesin olarak ortaya koyacak ortak ölçütler yoktur.

4.3.1. Ünlü Sesbirimler

Türkçede işlevsel olan ünlü sesbirimleri la,

a, a,

e, o, ö, u,

u,

ü, ı, i, I/dir.

Türkçe kökenli sözcüklerde ise 8 kısa ünlü sesbirim vardır. Türkçenin ünlü

diz-gesindeki simetri araştırmacıları dokuzuncu ünlü konusunda çekimser hale

ge-tirmektedir.

Türkçenin ünlüleri saf ünlüdür, yani ünlünün üretimi esnasında başlangıçtan

sona değin ünlü niteliğinde bir değişiklik olmaz. İlk heceden diğer hecelere

doğru ünlü ayırt ediciliği azalır. 5 ünlülü (ispanyolca, Rusça, Japonca), 6 ünlülü

(İtalyanca) dizgelerin yanında Türkçe, ünlü sayısı bakımından zengindir.

Orta-lama 1 O'dan fazla ünlü bulunan dillerde ikiz ünlü ve uzunluk gibi diğer ayırt

edici özellikler de ortaya çıkar.

İkiz ünlüler Türkçe için tartışmalı bir konudur. Ses birliklerinin hangi koşul­

larda ikiz ünlü sayılacağı konusunda, farklı hecelere dağılan seslerin ikiz ünlü

(9)

TÜRKÇENiN SESBIRiMLERi VE BELiRGiN ALTSESBiRiMLERi 31

sonucu yan yana gelen ünlülerin yol açtığı seslik gelişmelerin ünlü uzunluğu

veya ikiz ünlü sayılması ise çözümlenemeyen başka bir sorundur.

Konuyla ilgili olarak bilim adamlarının farklı görüşleri vardır. Örneğin, Kononov Türkçede sesbirim çeşidi olarak diftong bulunmadığı, ancak ünlü bir-leşmelerine rastlandığı (Tekin 1959: 334); benzer şekilde Lewis yabancı ikiz ünlüterin Türkçede dar ünlü türemesi ile bu özelliklerini kaybettiği (1967: 10)

düşüncesindedir. Korkmaz'a göre de Türkçede birincil ikiz ünlü yoktur (1992: 85). İkiz ünlüler genellikle anadili Türkçe olmayan bilim adamlarının günde-minde yer almaktadır.

Ölçünlü Türkçede ünlülerin de altsesbirimleri vardır: Kononov /e/, lo/ ve /ü/ ünlülerinin kapalı ve açık, /i/ ve /ü/nün dar ve geniş altsesbirimlerinden söz eder (Tekin 1959). Swift de /i, u, o, al için ikişer belirgin alt sesbirim bulqnduğu görüşündedir (1963: 5-8). Ergenç'e göre lı/nın 'değişke'si yoktur, /i/nin, /o/ ve löl, lu/ ve /ü/nün ise açık-kapalı değişkeleri vardır ( 1995: 20, 21 ). Ancak ünlü sesbirimlerin altsesbirimleri belirgin değildir.

Dil çalışmalarında sesler genellikle fizyolojik bakımdan sınıtlandırılır, akus-tik sınıflama pek görülmez. Ancak son dönemlerde bilgisayar teknolojisinin dil

araştırmalarında yoğun biçimde kullanılmasıyla uygulamalı sesbilim çalışmala­ rında önemli gelişmeler kaydedilmektedir. Sesli anlatırnın yazılı karşılığının bulunması, yani konuşmanın doğrudan elektronik ortama aktanlarak yazıya dönüştürülmesi amacıyla yapılan sesbirim tabanit sesli ifade tanıma çalışmaları

Türkçeye de uyarlanmaya başlamıştır. Öte yandan Türkçenin seslerini ileri tek-noloji aygıtları aracılığıyla incelenmesini amaçlayan çalışmalar şu ana değin

genellikle bilinenierin teyidi mahiyetinde sonuçlar vermiştir.

Ünlü sesbirimlerinin belirlenmesinde ün/it nicelikleri ve ünlü nitelikleri ol-mak üzere biri akustik, diğeri fizyolojik iki ana ayırt edici ölçüt vardır.

• Ünlü nicelikleri bir karşıtlığa: kısa-uzun,

• Ünlü nitelikleri ise üç karşıtlığa: boğumlanma noktası, dar/ık-genişlik,

düzlük-yuvarlaklık dayalı dır.

Türkçenin ünlüleri kullanım sıklığı bakımında incelendiğinde düz ünlüler > dar yuvarlak ünlüler > geniş yuvarlak ünlüler sıralanışı elde edilir. Düz ünlüler, ünlü kullanımının yaklaşık %80'ini oluşturur. Geniş ve dar, aıt ve ön ünlülerin

kullanım oranı birbirine yakındır' (geniş ünlüler% 54.26, art ünlüler% 44.32).

Sait Faik Abasıyanık'ın dört hikayesinde (Du/ger Balığının Olumiı, Ipek/ı Mendıl. Uçuncu

M ev kı. Ilk Cinayet, bulunan ünlüterin toplam sayısı şu şekildedir: 2288 /al. ta!. la!; 1585 /e/, /e/; 1503 lif. /i/; ı 167 lı!. 664 /u/, /ü/; 450 lo/, 443 lül, ı 59 löl

(10)

4.3.1.1. Nicelik Karşıtlığı

Nicelik bir sesin ya da ses öbeğinin kapladığı süredir (Vardar 2002). Sesin

çıkaniışı ya da eklemlenişi sırasında kapladığı zaman dilimi kısa veya uzun

olabilir. Uzunluk ünlü ya da ün_süzün doğal söylenişin süresinin, anlamı ayırt

edecek biçimde aşılmasıdır. Türkçe kökenli sözcüklerin ünlüleri kısadır. Ancak

Türkçe kökenli sözcüklerin söyleniş sürelerinin bütünüyle aynı sür~ye yayıldığı

söylenemez, yani kısa ünlüterin uzunlukları da farklı olabilir. Arapça, Farsçadan

alınan sözcüklerdeki birincil uzun ünlüler korunur, kısalır ya da kısalan ünlü

morfofonemik nöbetleşmelerde özgün durumuna dönüşebilir. Fransızca ve İngi­

lizce gibi batı dillerinden alınan sözcüklerdeki uzunluklar ise genellikle kısalır.

Uzatma ise, söylemsel bir birim içinde belli bir işleme bağlı olarak sesbirimlerin

algılanabilir anlam ayrımını sağlayacak süreyle uzatılınası olarak tanımlanabilir (Demircan 1998 : 5, 6). Uzatma, anlam ayırt edici nitelikte değildir.

Ünlü uzunlukları altı durumda görülür:

• Ödünç sözcüklerdeki birincil uzun ünlüler

• Ödünç sesbirimlerin (ayın, hemze) düşmesini telafi eden uzunluklar

• Türkçe kökenli sözcüklerde birincil uzun ünlüler

• Türkçe kökenli sözcüklerde ğ ve v'nin özel durumlarının yol açtığı

uzunluklar

• Türkçe sözcüklerde diğer ses olaylarının sonucu olan ikincil uzunluklar

• Ünlünün kendi niceliğinden bağımsız, yani söylem düzeyindeki

uzun-luklar (uzatma)

Deny yeni Türk alfabesinde ünlü uzunluklarının gösterilmemesini bir

eksik-lik olarak kabul etmiştir (2000: 1 8). Tükmencenin en önemli ses özelliklerinden

biri Ana Türkçe dönemindeki ünlü uzunluklarının korunmasıdır. Ancak Ana

Türkçe dönemindeki ünlü uzunluklarını koruyan Türkmencede dahi yazıbirim­

lerde ünlü uzunluklarına yer verilmemiştir.

Ses değişmeleri işlevsiz değildir. Yukarıda belirtilen uzunluk türleri de iş­

levseldir. Ancak hangilerinin sesbirim niteliği gösterebileceği ayrı ayrı araştı­

rılmalıdır. Ömeğin Arapça, Farsça kökenli ödünç sözcüklerdeki uzunluklar

fonemiktir. Türkçede ödünç sözcüklerde üç asli uzun ünlü sesbirim vardır. Uzun

ünlüler Türkçe veya yine ödünç sözcüklerin kısa ünlüleri ile zıtlaşır:

1 al ve /al: a-tıl 'tembel', a-tıl; h-a-l 'durum', h-a-1 'sebze, meyve vb. toptan satış yeri'

(11)

TÜRKÇENiN SESBiRiMLERi VE BELiRGiN ALTSESBiRiMLERi 33

/ül ve /u/: s-ü 'taraf, s-u; ş- ü-ra 'danışma kurulu' ş-u-ra vb.

Batı kökenli sözcüklerde açık hecede yer alan uzunluklar ise fonemik değil­ dir. Bu sözcüklerdeki uzunlukların korunması, konuşurun saygınlık sağlama endişesinin, en çok çaba yasasının bir sonucudur:

(İng. le ader >)

(İng. meeting >)

[lider]= [lider]

[miting]= [miting] vb.

4.3.1.2. Nitelik Karşıtlıkları

Nitelik, seslerin eklemlenme biçimiyle tanımlanan özellikleridir (Vardar 2002). /a, o, ü/ vb. ünlüterin farklı çıkaklarda oluşması, nitelik farklarını yaratır. Türkçe kökenli sözcüklerde art-ön, düz-yuvarlak, dar-geniş karşıtlıklarının

belirlediği sekiz ünlü vardır: /a, e, ı, i, o, u, ö, ü/. Ünlü envanterinde bir de

ödünç ünlü sesbirim bulunmaktadır.

4.3.1.2.1. Hı! ve /a/

ad(d)'sayma' (krş. ad 'isim'), dikkat, sıhhat vb. ödünç sözlerde görülen;

harp 'müzik enstrümanı' > harp-ın krş. harp 'savaş' > htirb-in örneğinde zıtla­

şan; zarf> za,rfa krş. harf> htirfe vb. örneklerde aldıkları ekierin ünlüsUyle nicelik bakımından farklı oldukları anlaşılan iki ünlü, dolayısıyla iki ayrı sesbi-rim bulunur: /al =F /W. Arapça ödünçlemelerde görülen ve nitelikçe art (post-dorsal) faldan farklı bir sesbirim olan, ancak aynı harlle temsil edilen bu sesbi-rime ön (predorsal) a adı verilmektedir. .

Ön a (a), /g, k, ll komşuluğunda da bulunur. Fransızca madam gibi kimi söz-cüklerdeki ön a ise, Türkçede normal a ünlüsüne dönmüştür, ancak hala en çok çaba yasası ile Almiınya vb. eski söyleyişi taklit çabaları görülür.

la! ile ilgili olarak araştırılması gereken iki husus vardır: Bunlardan ilki, bu sesbirimin kaynak dillerdeki durumu; ikincisi, /{ı/nın /al ile özdeşleşmesi ·veya onun bir altsesbirimi olması yerine, çok istisnai bir durum olarak Türkçenin ses dizgesi içinde yer almasıdır.

4.3.1.2.2. [e] ve [a]

Ölçünlü dilde, e-ti zıttaşması görülmez. Açık e ve kapalı e, ölçünlü Türkçe için /e/nin birer altsesbirimidir. Kimi bilim adamlarının kapalı e'yi bir sesbirim olarak kabul etmiş, ancak kimileri de bu görüşe karşı çıkmıştır (Ceylan 1991: 151-165). Kapalı e, bir altsesbirim olarak genellikle ilk hecede, güvey, güney,

(12)

birey, güleç, güveç vb. az sayıdaki örnekte ikinci hecede bulunur (Tekin 1994: 83). Iç, ş, y/ ikincil kapalı e'nin oluşmasında rol oynar.

4.3.2. Ünsüz Sesbirimler

Türkçenin ünsüz sesbirimleri /b, c, ç, d, f, y, g, ğ, h, q, k, l, 1, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z/dir. Alfabede harf olarak yer alan j bir iki yansıma ve ödünçlernede bulunur. Art zamanlı olarak y, g den gelişen ön damak ğ'si ve art damak ğ'sı üzerindeki tartışmalar sürmektedir. Yalnızca ünlüden sonra gelebilen bu sesler, ünsüz niteliklerini önemli ölçüde kaybetmiş, kendilerinden önceki ünlünün sü-resini artırır duruma gelmiştir. Ancak dağ-a biçimbiriminde [*da:-y-a] söyleyi-şinin yadırganınası, [da:-a] söyleyişinin kabul görmesi, ünlüleşıne sürecinin

henüz tamamlanmadığını gösterir. Yazı ve eğitim düzeyinin yükselmesi, kuşku­

suz bu süreci yavaşlatmaktadır. ğ'nin art ünlülü sözlerde komşuluğundaki ünlü-yü uzattığı, ön ünlülü sözlerde ise y'ye geliştiği görüşü de yaygındır. değ- >> [dey-] gibi örneklerde gerçekten ğ > y gelişmesi görülürken, değer> [deer] vb. örneklerde de ünlünün uzadığı anlaşılmaktadır.

4.3.2.1. /gl; [y], [g]

Bu ünsüzler Türkçe kökenli sözlerde, komşu ünlüterin art ya da ön oluşları­ na bağlı olarak, tamamlayıcı dağılım içindedir, yani Türkçe sözlerde y, g karşıt­ lığı yoktur. g ödünç sözlerde art ünlü komşuluğunda bulunabilir. Ancak ölçünlü Türkçede tamamlayıcı dağılım içinde olmayan ödünç sözlerde de y, g karşıtlığı yoktur. Çünkü Arapçacia g yoktur. Farsçada ise y, g karşıtlığı fonemiktir: Far. mary 'kuş', morg ise 'ölülerin geçici olarak muhafaza edildiği yer'. Ancak Fars-çadan ödünçlemelerde bu karşıtlık görülmez.

4.3.2.2. /ğ/, art[ğ], ön [ğ]

Yazıdağ harfi ile temsil edilen, ancak farklı kaynaklardan gelişen iki ğ var-dır: art ğ, ön ğ. /gl ve /ğ/ Türkçenin ses tarihini önemli ölçüde etkileyen ve ha-reketliliği bugün de devam eden seslerdir. art ğ ve ön ğ korunur, düşer, telafi uzunluğu yaratır veya v'ye y'ye gelişir:

art ğ, ön ğ > v: koğan >kovan, döğ- > döv-ön ğ> y: beğ> bey, eğlen-[eylen-] vb.

(13)

TÜRKÇENiN SESBiRiMLERi VE BELiRGiN ALTSESBIRiMLERi

dağ~ *day yağ~ *yay, bağ~ bay,

35

Yukarıdaki örneklerde, patlayıcı art damak y'sı ile sızıcı art damak ğ'sı

söy-leyişte anlam farkı yaratmamaktadır. O zaman, y ve ğ gerçekte aynı sesbirimin altsesbirimleridir. Benzer biçimde Ege

i-

eğe dışında,

*diger~ diğer *öge~ öğe

*egemen ~ eğemen

*dügün ~düğün örneklerinde görüldüğü gibi g ile ön ğzıtlaşmaz.

4.3.2.4. /c/; [j], [c]

j, Türkçede, sesbirim değildir. Gerek ölçünlü dilde, gerekse ağızlarda [j] ile [c], iki ayrı sesbirim değil cil et - jilet, cimnastik- jimnastik, C apon ~Japon, oce -· oje örneklerinde görüldüğü gibi, /c/ sesbiriminin serbest değişim içinde bulunan altsesbirimleridir. Divanü Lügati '-t-Tıirk'te dahi harf olarak karşılığı bulunan j sesi (bk. Dankoff, Kelly 1985), bin yılda sesbirim niteliği kazanamamıştır.

4.3.2.5. /q/ ve /k/

Türkçe kökenli sözlerde q ve k tamamlayıcı dağılım içindedir, yani art ünlü

komşuluğunda damağın ardında

q,

ön komşuluğunda ise damağın ön tarafında k ünsüzü boğumlanır. Bu iki ses Türkçenin yazıya geçirildiği alfabelerde

genellik-le farklı yazıbirimlerle gösterilmiştir: Ödünç sözlerde q, ön ünlü komşuluğunda;

k, art Ünlü komşuluğunda bulunabilir. q ve k Arapça kökenli (Osmanlıca) söz-cüklerde farklı sesbirimlerdir: haq(q) 'pay; doğru', hak(k) 'kazı ma, oyma', Haliq 'Yaradan, Tanrı', halik 'heHik olan' vb.

Türkçe kökenli sözcüklerle, ödünç sözcükler arasında da benzer biçimde

karşıtlık görülür:

berk 'sağlam' of. berq 'şimşek', qar 'yağış türü'f:. kiir 'kazanç'

örneklerinde olduğu gibi, zıtlaşma görülür. Ancak Arapça kökenli sözcükle-rin özgün biçimlesözcükle-rindeki q, Türkçede konuşma dilinde ön ünlülerden sonra ge-nellikle /k/ye gelişir:

(14)

iqlim > iklim iqbal > ikbal mevqi > mevki, iqraz > ikraz tenqit> tenkit iqtisad > iktisat vb.

Az sayıda örnekte de k> q değişimi görülür:

pak> paq

4.3.2.6. /1/ ve lll

Türkçe kökenli sözlerde /I/nin altsesbirimleri olan ve tamamlayıcı dağılım

içinde bulunan [l] ve [1], Türkç sözcük- ö(/.ünç sözcük, ödünç sözcük -ödünç sözcük karşıtlığında farklı sesbirimlerdir:

bol 'büyük veya geniş' =f:. (Fr. >)bol 'bir içki' sol 'sağın zıddı'

(Ar. >) kalp 'sahte' al 'bir renk'

=f:. (Fr. >)sol 'bir nota' =f:. (Ar. >) kalp 'yürek', =f:. (Ar. >) Osm. ii/ 'aile' vb.

Iyiden sonra gelen 1 [A.] iki altsesbirim arasında bir altsesbirimdir.

4.3.2.7. /r/; [rJ, [r]

Türkçede /r/nin iki belirgin altsesbirimi vardır. Söz sonu dışındaki çevreler-de [r], söz sonunda ünlüçevreler-den sonraki durumda ise [r] bulunur. Fonetik

literatü-ründe Çek r'si olarak bilinen f'ye çok yakın olan bu ses, Türkçede söz sonunda,

özellikle ön ünlülerden sonra belirgindir. f'nin boğumlanması esnasında çıkan

hava akımı r' den biraz daha güçlüdür, dil ucu f' de, r' den daha hızlı ama küçük titreşim yapar. f, Blaskovic tarafından Türk dillerinder > r' > f > z gelişiminin,

yani zetasizmin bir ara aşaması olarak da görülür (1964: 9). Çekçede bir

sesbi-rim olan [f], Türkçede diğer [r] ile tamamlayıcı dağılım içindedir. Ergenç'e

göreyse /r/nin 3 değişkes i vardır ( 1995: 21 ).

4.3.2.8. Inf; [n], [ii]

Ölçünlü dilde /n/, [n] ve [fi] altsesbirimlerinden oluşur. [n] ve /y, g; k, k/

komşuluğundaki n'den gelişen [fi] anlam farkına yol açmaz. [y:enge]= [yefige],

(15)

TÜRKÇENiN SESBiRiMLERi VE BELiRGiN ALTSESBiRiMLERi 37

4.3.2.9./v/; [v), [w] ve [f]

Akustik özellikleri bulunduğu ortama, çevresindeki sesçil ortama göre deği­

şen [v] ve yarı ünlü ·[w] altsesbirimlerinden oluşan bir sesbirimdir. *tavuk~

tawuk, *kovuk ~ kowuk, *kavuk ~ kawuk örneklerinde diş-dudak ünsüzü v ile

çift dudak ünsüzü w zıtlaşmamaktadır. [w] yuvarlak ünlüler, [v] ise düz ünlüler

komşuluğunda görülmektedir, yani [v] ve [w] tamamlayıcı dağılım içindedir.

Öyle ise, [v] ve [w], Türkçede lv/ nin altsesbirimleridir. Kopkallı-Yavuz /v/nin

akustik bakımdan incelendiğinde üç altsesbirimin bulunduğu görüşündedir

(2000: 9). Demirezen ise If/ ve /v/ sesbirimleri için lu, o, ü, öl önünde, sırasıyla

fi

ve beta harfleriyle gösterilen 'ötümsüz, çift dudak, sürtünücü' [<I>] ve 'ötümlü,

çift dudak, sürtünücü' [p] altsesbirimlerinden (sesteş) söz etmektedir.

/bl ve Ip/den gelişen, Türkçenin ses tarihinin ikincil sesleri, v ve

f,

Türkçe

kökenli sözcüklerde farklı sesbirimler değildir; ancak Türkçe kökenli ov- ile

yansıma of ünleminde /v/ ve /f/ zıtlaşır. Az sayıda Türkçe kökenli sözcükte

bu-lunan v ve

f,

esas olarak, Türkçe kökenli sözcüködünç sözcük ve ödün sözcük

-ödünç sözcük karşıtlıklarında zıtlaşır.

4.3.3. Diğer Ödünç Sesbirimler

Ödünç sözcüklerdeki Türkçe ses dizgesinden farklı olan sesbirimler

yerleri-ni kendilerine en yakın Türkçe sesbirimlerine bırakır. Osmanlıca döneminde,

ödünçlenen Arapçaya özgü sesler kuşkusuz yerlerini Türkçe sesiere bırakarak

söylenmiş; ancak yazıda bunların harf karşılıkları korunmuştur. Bu harflerin karşılıklarını yeni Türk alfabesine taşıma girişimleri, sesbirim-yapbirim karşıt­ lığının esas alınmasıyla büyük ölçüde engellenmiştir. Ancak çoğu zaman dinsel bir saygı ya da prestijli dildeki söylenişi koruma duygusunun birer ürünü olan sınırlı sayıda sözcükte ünsüz kökenli ödünç sesbirimler ya da bunların kalıntıla­

rı görülebilir.

4.3.3.1. Ayın (')

Arapçada bir ünsüz sesbirim olan <ayn, Osmanlı Türkçesinde genellikle

ye-rini ünlülere bırakır, kimi zaman da özgün dildeki hece yapısı korunarak

parçaüstü sesbirim işlevinde durağa yakın bir gö:-ünüm alır (krş. Tuvaca anlam

ayırt edici gırtlaksıl ünlüler: a"t 'at' ancak at 'ad'; o"t 'ot' ancak ot 'od, ateş').

taban

1-

Osm. tab <an 'yaradılıştan'

telin 'tel+ ilgi durumu eki'

1-

tel' in 'lanetleme'

(16)

Osm. nev 'yeni' kat

i= Osm. nev c 'tür' (yazıda nevi ve nev '-i)

i= Osm. kat' 'kesme' (yazıda kat ve kat '-ı) Osm. Cem 'özel ad' i= Osm. cem' 'toplama'

cem, cüz, dej, kat, men, nev vb. sözcükler yazımda, iyelik eki aldıklannda özgün biçimdeki ayın veya hemze kesme işareti ile temsil edilmektedir: cem 'i, cıiz 'i, dej'i, kat 'ı, men 'i, nev 'i vb.

4.3.3.2. Hemze ( ')

Hemze de Türkçedeasıl işlevini; me 'mur > memur [memur], te 'min >temin [temin], te 'sir> tesir [tesir] vb.

örneklerinde olduğu gibi komşu ünlülerin uzamasıyla kaybeden ya da neş 'e > [neşe] sözcüğünde görüldüğü gibi düşerek kaybolan, Arapçanın bir ünsüzü-dür. İki ünlü, ya da bir ünlü bir ünsüz arasında bulunabilen hemze, ayın ünsüzü-ne benzer şekilde az sayıda sözcükte anlam farklılaşmasına yol açar:

Kur 'an' Müslümanlığın temel kitabı' i= kuran 'kur- eyleminin sıfat-fıili' vb. ayın ve hemze, Türkçe kökenli sözcüklerle zıtlaştığında benzer sonuçlara yol açar. Çok istisnai durumlarda da görülen, yazımda aynı işaretle, kesme işa­ retiyle gösterilen ayın ve hemze tek bir sesbirim olarak değerlendirilebilir.

4.3.3.3. Ünsüz Uzunluğu

Arapça kökenli sözcüklerde söz sonundaki uzun ünsüzler yazıda yalın halde gösterilmez. Bu ünsüzler ölçünlü dilde hiss > his, redd > ret [redd] örneklerin-den anlaşıldığı gibi tekleşmiştir; ancak yaşlı ve Osmanlıcaya vakıf kimi çevrele-rin söyleyişinde ikiz ünsüzlerin varlığı hissedilebilir:

iz i= Osm. iz(z) 'izzet, büyüklük' adi= Osm. ad(d) 'sayma'

Ölçünlü Türkçede Osınanlıca kalıntısı az sayıda sözcükte ünsüz uzunluğu ve ayın zıtlaşabilir:

Osın. şerr 'kötülük' i= Osm. şer' din kuralları' def(f) 'tef, daire' i= def' 'savma, savulma' vb.

(17)

TÜRKÇENiN SESBiRiMLERi VE BELiRGiN ALTSESBiRiMLERi 39

Bu zıttaşma hissedildiğinden, yazıda kesme işareti kullanılması veya ayın

ünsüzünün I ile temsil edilmesi gibi çözümler ortaya çıkar.

4.4. Parçalarüstü Sesbirimler

Dilin ses dizgesi yalnızca parça sesbirimlerin belirli dizilişlerde bir araya gelmesiyle oluşmaz. Sesbirim, biçimbirim, sözce, türnce vb. parçaların dışında, ama parçalara yönelik biirünsel özellikteki sesbirimlerdir. Bu nedenle, söz

ko-nusu kurarnları desteklemek ve tamamlamak üzere, parçalarüstü sesbirimler adı

verilen ses özellikleri de kuramsallaştırılmıştır. Parçaüstü sesbirimler kavşak, durak ve tondur (Swift 1963: 4, 5).

5.Sonuç

Ölçünlü Türkçede sesbirimlerin sayısını kesin olarak belirlemek güçtür.

Kullanılan ölçütlere, art zamanlı ya da eş zamanlı yaklaşıma bağlı olarak

sesbi-rim sayısı değişebilir. Ancak Türkçe için, sesbirim sayısının 21 ünsüz sesbirim

+

8 ünlü sesbirim= 29 sesbirim olmadığı söylenebilir.

5.1. Türkçenin sesbirim sayısı Türkçe kökenli sözcüklerde harf sayısından

az, Türkçe ses dizgesine uymayan ödünç sözcüklerle birlikte, harf sayısından

fazladır. Sesbirim niceliği ile yazıbirim niceliği her zaman bire bir karşılık

gel-memektedir. Bazen yazıbirimin sesbirim karşılığı, bazen de sesbirimin yazıbi­

rim karşılığı olmamaktadır.

5.2. Ayırt edici ölçütler çerçevesinde ölçünlü Türkçede bulunan sesbirimler,

Türkçe kökenli sözcükler göz önüne alındığında ünlülerde 8, ünsüzlerde 19

olmak üzere toplam 27'dir.

5.3. Ödünç sesbirimlerin kullanılması durumunda bu sayı ünlülerde 12,

ün-süzlerde 23 olmak üzere toplam 35'tir. Diğer ödünç sesbirimlerle bu sayı 37'ye çıkmaktadır.

5.4. Parçalarüstü sesbirimler de hesaba katıldığı zaman sayı artmaktadır. 4 ton sesbiri m, 3 bağlama sesbirim ve vurgu sesbirim (Swift 1963: 4, 5) dahil olmak üzere sayı 37

+

8= 45'e ulaşmaktadır.

5.5. Ünlü uzunlukları ve parçalarüstü sesbirimler birer sesbirim olarak alı­

nır, ödünç sesbirimlerden ünsüz uzunluğu bir kenara bırakılırsa sayı 34'e

in-mektedir.

(18)

ı. /al

Ünlü Sesbirimler ve Belirgin Altsesbirimler

8. o 2. ta/ (ödünçlemelerde) 3. la! (ödünçlemelerde) 4. /e/ [e] [e] [a]

[e] (ödünçlemelerde telafi uzunluğu) 5. /ıl • 6. /i/ 7. /i/ (ödünçlemelerde) 9. ö 10. u 1!. ü (ödünçlemelerde) • 12. ü

Ünsüz Sesbirimler ve Belirgin Altsesbirimler

ı. !bl 13. art ünlü + lll 2. Jel lll + art ünlü (ödünçlemelerde) [c] 14. /ml [j] (/d/, lll, Inf önünde) 15. In! 3. Içi [n]

4. /d/ [IJ] darrıak ünsüzleri komşuluğunda

5. If/ (ödünçlemelerde) 16. /p/ 6. Iği ı 7. Ir/ 7. Iyi [r] söz başı ve içinde 8. /gl+ art ünlü (ödünçlemelerde)

9. h (ödünçlemelerde) [i'] söz sonunda !O. /q/ ı 8. ls/ ll. Iki + art ünlü (ödünçlemelerde) ı 9. Iş/ art ünlü+ k (ödünçlemelerde) 20. lt/ [K] (söyleyiş anomalisi) 21. lv/ [x] (söyleyiş anomalisi) [v]

12. lll [w] yuvarlak ünlüler komşuluğunda [l] art önlü komşuluğunda 22. Iyi

[I] ön önlü komşuluğunda 23. Izi

(19)

TÜRKÇENiN SESBiRiMLERi VE BELiRGiN ALTSESBiRiMLERi Diğer Ödünç Sesbirimler ı. Ayın/Hemze 2. Ünsüz uzunluğu Parçaüstü Sesbirimler ı. 4 yükseklik sesbirim 2. 3 bağlama sesbirim 3. V urgu sesbirim

TOPLAM: 12

+

23

+

2= 37 parça sesbirim 8 parçaüstü sesbirim Türkçede 45 sesbirim vardır.

Kaynakça

41

Akalın, Şükrü Haluk (2002), "Bilişim Türkçesi", (Editörler: N. Demir, E. Yılmaz)Türk

Dili El Kitabı, Grafiker yay., Ankara.

Banguoğlu, Tahsin (1990), Tıirkçenin Grameri, TDK yay., Ankara.

Clark John and Colin Yallop (1995), An Introduction to Phonetics and Phonology, Blackwell Publisher Ltd., Comwall.

Ceylan, Yılmaz, Emine (1991), "Ana Türkçede Kapalı e Ünlüsü", TDA, Ankara. Çağatay, Saadet (1988), "Türkçede ii-

g

sesine Dair", TDAYB 1954, TDK yay.

Dankoff, R. & J. Kelly (1985), The Compendium of Turkic Dialects (DTwan Luyat at-Turk), Printed at Harvard University Office of the University.

Demircan, Ömer (1981), "Türkçe Ezgilerneye Giriş", TDAYB !980-1981, TDK yay., Ankara.

Demircan, Ömer (1996), Tıirkçenin Sesdizimi, Der yay., İstanbul.

Demircan, Ömer (1998), "Türkçede Uzunluk ve (Uzatma) Üzerine Tartışmalar", Doğan

Aksan Armağanı, Yayma Hazırlayanlar Kamile İmer-Leyla Subaşı Uzun, AÜ, DTCF,Yayın No: 366, Ankara.

Demirezen, Mehmet (2004), 'Çağdaş Türkçe'nin If/ ve /v/ Sesbirimlerinin Gelişimi ve Bazı Sorunlar", V. Uluslar Arası Turk Dili Kurultayı Bildirilen, TDK yay., Ankara. Deny, Jean, (Çev. Oytun Şahin) (1995), Türk Dı/i Gramerinin Temel Kuralları, TDK

(20)

Eker, Süer (2002), Çağdaş Turk Dili, Grafiker yay, Ankara.

Ergenç, İclal (1995), Konuşma Dili ve Titrkçenın Soy!eyiş Sozluğit, Simurg, Ankara.

Ergin, Muharrem (1993), Türk Dil Bilgisi, Bayrak Basım/Yayım/ Tanıtım, Ankara.

Göksu, Özkan (1980), "Dilde Yapı Kavramı ve 'Geleneksel Yaklaşım", Dilbilım ve

Dilbilgisi Konuşmaları, TDK yay., Ankara.

Hartmann, R. R. K., and F. C. Stork (1972), Dictıonary of language and lınguistics, London. Hulst, H. G. van der and J. van de Weijer (1991), (H. Boeschoten and L. Verhoeven

(eds.), "Topics in Turkish phonology", Structure and Use ofTurkish, Leiden: Brill.

Kopkallı-Yavuz, Handan (2000), "Türkçe' deki /v/'nin sesbilimsel ve sesbilgisel

özellik-leri", XIII. Dilbilim Kurultay Bildırilerı, Yayma Hazırlayanlar: A. Surnru Özsoy-Eser. E. Taylan, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul.

Kılıç, Mehmet Akif (2003), "Türkiye Türkçesi'ndeki ünlülerin sesbilgisel özellikleri", (Edited by) A. Sumru Özsoy, Didar Akar vb., Studies Turkish Lınguistics, Boğaziçi

University Press, İstanbul.

Kornfılt, Jaklin (1997), Turkish, London and New York: Routledge.

Lewis, G. L. (1986), Turkish Grammar, Ciarendon Press, Oxford.

Özsoy, A. Su.rnru (2004), Titrkçe'nin Yapısı, Boğaziçi Yayınevi, İstanbul.

Poppe, Nicholas (1968), Tatar Manual, Indiana University Publications, Moution &Co.,

The Hague.

Swift, L. (1963), A Reference Gammar of Modern Turkish, Bloomington: Indiana

University, Bloomington.

Tekin, Talat (1959), (Tanıtma) "A. N. Kononov, Grammatika sovremennogo turetskogo

literaturnogo yazıka ... ", TDAY Belleten, TOK yay., Ankara.

Referanslar

Benzer Belgeler

Mektup zarfının sol üst köşesine ... ve soyadımızı, sağ alt köşesine alıcının adını soyadını ve adresini yazarız... Mektup, Günlük ve Davetiye Yazımı

Bozayı, ayıgiller familyasından Avrasya'nın kuzeyinin büyük bir kısmında ve Kuzey Amerika'da yaşayan bir ayı türüdür. Bozayı fiziksel anlamda son derece heybetli bir

A) Mehmet Akif Ersoy tarafından 12 Mart 1921’de yazılan İstiklâl Marşı yüz yıl önce Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde şiir olarak kabul edilmiştir. B) Şiir

• Dünyanın ilk araba vapuru olan Suhulet, 1871 yılında Üsküdar Kabataş arasında çalışmaya başladı. • İstanbul'a seksen yedi yıl hizmet veren Suhu- let, Çanakkale

A) Yağmur gece boyunca durmadı. B) Daha çok çalışırsam sınavı kazanabilirim. 72 A134 doğal sayısındaki rakamların toplamı 21’dir.. Banu soru bankasındaki 740 sorunun

Her yönüyle iç içe geçmiş Türk-Arap kültürünün engin mirası, tarihte yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, pek çok değerli çalışmayla bugüne kadar gelmiş

A) Aslı, okul haçlığıyla her gün arkadaşlarına dondurma alıyor. B) Suna, parasını ihtiyaçları için harcıyor. C) Kerim, tüm parasıyla oyun konsolu aldı. Ders

A) Sağ ve soldaki çocukların çekme kuvvetleri eşittir. B) Sağdaki çocukların çekme kuvveti daha büyüktür. C) Soldaki çocukların çekme kuvveti daha