sML
T0PLIJM DüştINcEshüDE
KIRILMA NoKTASI
TheBreıking
Poiıt
inIdeı
ofCivil
SocietyAhmeı
EZALP-Özet
Bu
çalışma
ile &açağ
kent
devletlerindenbu
yana
geçensiireçte
sivil
toplum kawamınrn düşiinsel temel taşları incelenmektedir.Siül
toplumun gelişme siirecindekınlma
noktasl, Gfamsci olarak kabuledilmiştir.
Çiinkii
Cıramsci'denönce
siül
toplum
ve
üğeı
sosyalkawamlann düşiiıııülmesinde başat
belirleyicinin
modemdwlet
olgusu olduğu savunulmaktadır. Gramsci ise,sivil
toplumaiist
yapl içerisindeyer veıerek gerçek
kınlııa
noktası olmuşfur.Bu
tezBobbio
tarafiıdanileri siirüIııüştiir ve
çalrşmamızda benimsenmiştir.Gıamsci,
üst yapıyı 'taıihsel blok"un parçası olarak değerlendirmektediı. Gramsci sonrasrndabu
durumbazı
kuramcılar tarafindangöz
aıdı edilmiştir' Ancak
songİnlerde "tarihsel blok" ve "sivil toplum" kawamlan, global
kapitaliznle
birlikte, yeniden, ele alınmaktadır. Global güce sahip devletler, şirketler, uluslar arası öıgütler yeni bir "kiiresel kapitalist tarihselblok"
oluşfurmaçabası içindedirler.
Diğer
yaııdan
ulus
devletlerin
yapılandırdıklarıtarihsel blok hegemonik bir
kriz
geçirmektedirSivil
toplum, globalleşme ile yerelleşme geriliminin ortasında dıırmaktadır.Anahtar Kelimeler:
Sivil
toplum,
Devlet, Tarihsel
blot
Kapitalizın, Hegemonya
*
Abstract
The main steps of conceming the developmental process of the idea of
civil
society since Middle Age aıe examined by this paper. In this process,Gıamsci is
ıealized as to be the breaking point. Because,it
isclaimed that
civil
society and
othersocial
notions were thought inaccordance
şıith
State befoıeGıamsci. But
Gramsci was real breaking pointiı
the history of political thought because he settledcivil
society in the super structure. This thesis, which has been defending by Bobbio, is shared by usiıı
this text. Gramsci evaluated superstructure as a paİtof
historical block. This situation has not been taken into consideration by
some theorists after Gramsci. However, nowadays, the notions
of civil
society and historical block are again foıward into connection with global capitalism. The States, companies and oıganizations which have global power make an effort to build a new "global capitalist historical block',.
On
the other hand, historicalblock which
is built by
nation States is going through a hegemonic crisis.Civil
society stands in the middleof
the tension between globalization and localization.
Ahmaönlp
Keyııords:
Civil
socieŞ,
State,Historicai block,
Capitaiism, HegemonySiül Toplum Diişiincesinde Kınlma Nolaası (The Breahing Point in Idea ofCivil SocİeE)
Giriş
Sivil
toplum kavramr, giiniimiiade devlet (dar anlamda) dışı, özerk,çoğuılukla
göniillü toplumsal ya daçıkar
amaçlı öıgiitlenmelerinitelemek
için
kullanı1makla birlikte, bu tanım eksik ve idealleştirilmiş bir tanrmdır.Sivil
toplum ve diğer sosyal kavfarüar,fizik
nesneler gibibeliıli bir
zamanda ve mekanda sınrrlan tarm olarak belirlenebilen, diğerunsullarla belirleyicilik
ilişkileri
ortayakonabilen
inceleme nesneleriolmadıklmından
içerikleri,
tarihselsiireç içerisinde farklr
dönemlerdefarklı
toplumsalgüçlerin
savaşrmlan ölçüsiinde değşmektedir. Hattaaynı dönemde, ayn'ı kavramlara farklı anlamlm yii,klenebilmektedir.
Sivil
toplum kavramı
da
liberalizmin ortaya
çıkmayabaşlamasından
bu
yana özellikle
devletleolan ilişkisine göre
anlamfmklılaşması
ve
ikiliği
yaşarnışfir.
Tmihsel
siireç
açrsrndanirdelendiğnde
sivil
toplumun
dört
aşaınadaıı
geçtiğ
söylenebilir (Sarıbay, 1998: 90).ilk
aşama,siül
toplumun devletleya da
siyasaltoplumla
özdeşleşen anlamındankurfulmasıdır.
ikinci
aşama,
siül
toplumun devlete
kaşı
özeıklik
kazaııması ilesivil
toplum içerisinde yeralan topluluklann kendilerini
devletekarşı
savunmalannın meşruiyetkazanmasıdır.
Üçiiııcü
aşama,
siül
toplumun
içerdiğ
özgiirlüğüngelçekleştirilnesinde
devlet
müdahalelerinin
toplumsal
çatışmalanönleyici rolüyle gerçekleştirildiği diişiincesinin geçerli olduğu dönemdir. Son aşama ise, devletin müdahaleci roliiniin arbnasııa
tçki
olarak devletmüdahalesi
dışında
bir
alanrn
varlığının
savunulduğu,
devletmüdahalesinin
siül
toplumu
boğacağındankorkulmaya
başlandığ dönemdir.Söz
konusuolan
son aşamann giindemegelıliğ
80'li
yıllar,yeni
sağ
politikalarla diinyanın
ideolojik olarak
yapılandınlmaya başlandığ dönemdir. Bu politikalann uygulamaalaıı
bıılması için askeri darbelerindiizenlendiğ
yalya da desteklendiğ hatırlanacakolurs4
sivil
toplum, askeri rejimlerinbaslıcr
devletine karşı piyasa mekanizmasınadayanan
bireysel özgürlfülerin
gerçekleşeceğialan
olarak
göriiılüpsavunıılırırışfur.
Sık
sıktelrarlanaı
askeri diktatörliiklerlesivil
toplumunzayİLığ
aıasmda bağlantı kurularaksMl
toplumun özerk bir alan olaıakgelişimi
olumlanmışfir (Sawan, 2003: 10).Giiıiimiizde
isebu siiıecin
devamında
"yeni
toplumsal hareketlerin",
'kimlik"
siyasetinin
ve"STK'cılığın (sivil
toplumkuruluşlan)"
etrafinda dönensivil
toplumtartlşmalaflru görmekteyiz
(Coşar
&
Özmarı'
2003;I&lıçbay,
2003;I
Ahna Özalp
Keyman,
1998;Iaclau,
2000;
Mouffe,
1992;Tumer,l992; Walzeı,
1992).
Bu böliimü oluşhıran çalışmad4 yukanda saylan dört aşama ve
içinde
bulunduğumuz
dönem
iki
kategorik
başlık
alfinda değerlendirilecektir.Sivil
toplumun Hobbes'tan Locke,a oradaı Hegel,e uzananve
Hegel'de devlet lehine üst noktaya vardınlan devlet eksenti diyalektiğinMarx'la kınlmaya uğadığı
ama modemMarx,ın
eleştirisinoktasında,
Gramsci'nin asil lonlma
olduğuileri
siirüecektir.Çiiııkii
Gramsci,
sMl
toplurn/devletaynmını metodolojik
bir
aynm
olarak "tarihselblok"
adınıveıdiğ
organik bütiinliık içinde değerlendirmiş, üst yapısal alan içerisindebir sivil
toplum düşiiııiiılmesini sağlamıştıı.Siül
toplum
Hegel'in
"biirgerlich gesellscha.ft,,uıdave Marx'ta
oldugu gibi üretiminve
kişisel çıkarlann alanı ya da bireylerin iiretim
siirecindekonumlandıklan
yerle
özdeşleştirmemiş, üstyapısal alaııdadil,
ktiltiiı,din,
eğitim
gibi
toplumsal
yaşam
alanını
sembollerle,
ritiiellefleanlaml3nğra1 rrnsurlann önemini öne çıtarmrştırl.
Fakat
üst yapısal unsurlann öne çıkanlmasrnr değerlendirirken, Gramsci'de dat anlamdasivil
toplumile
geııiş anlamdasivil
toplum yada
tersindenokursak
dar
anlamdadevlet
ile
geniş
antamdadjet
kavıamlanıın
birbirindenaynl&ğlnr göz
öniinde bulundurmak gerekir.siül
toplum (ve dedwlet) daı
anlamda elealınüğnd4
göriiniirdeki
ilişkilerin
kategorilendirilmesini içeren metodolojik aynma bakılacak, ama olgulann axkasndagizleıımiş
olan, ancakzihinsel
diizeyde teorikolarak
inşa
edilebilecek bütiinsel gerçeklik ihmal edilmiş
olacaktır.Gramsci'den
sonra organik bütifuıliik düşiincesibir
tmafa bıratolarakonun bir parçası olan sivil toplum üzerinde yoğunlaşılmış; söylem kuıamr
ön plana
çıtmıştır
@kz. Doğu-Batı,
1999). Globalleşen kapitalizmlebirlikte
tarihselblok
ve
kawamlan bu
bağlamda yenidengiindeme gelmeye başlajruşhr @obinson, 2002; Hardt & Negri, 2003).
A) Sivil
Toptum DüşüncesindeKrr
maöncesi
Tiirkiye'de
sivil
toplum denildiğinde yanlry bir şekilde aklailk
gelen
sivil
toplumun askeritçlumun
karşltı
olduğudurve
demokıasitartışmalan
hç
bu eksende yürütiilmektedir. oysasivil
kökii, surlaıınbir
'
B,, yiird"r,, ilginç biı bir biçim<le, Gramsci,nin kendisi Marxist gelenek içinde yeraldlğnr yaşamıla göstermesine ve çalışmalamda belirtnesine karşln rlüşiinceieri muhafazakirlar tanfiıdan benimsenmiş ve kiiltiir, dil, eğitim tarfişrnalannda Gramsci referaıs gösterilmiştir @ubiel, 1998).
Sivil Toplıım Dİğüıcesinde Kınlma Nohası
Qhe Breaking Poİıt in ldea oİ ciyiı Society)
kentin mek6nsal sfiurlarml
beliılemekle ve
güvenlik sağlamakla sınıIh olmaktan öte,ortaçağ
hukukundanayn
bir
hulaık siteıninin
alanrnı belirlediği kentsel yaşamınbir
iiriinü olarak ortaya çil.mlştlr.Siül,
kentyaşıımmrn
bireye sağladığ haklm
ve
getirdiği
yiikiimlüliiklere
göretanmlanan
yurttaşlığın, feodalilişkilere
göre konumlanmlşserflikteı
aynlmasmL
kilisenin
meşrıılaştııdığıaristolratik
yapıyakarşı özerklik
mücadelesi vererı
keııtlerin
özeık
yaşamını vurgulamaktadır (Mardin, 1994:9).Kentlğf
ticaIetin
caılaıması
ve bir
kent soylu
smlfin-but'uvazinin-
ofiaw
çlkmasmdan
ayn
düşiiniilemez. Özellikle,
ortaığ'da
ortaya çlkan kentler, tarihi hem|ıızla
geleceğe götiirenbir
motor
hem
de
geçmişle bağantılan koruyan
bir
dayanak noktasıoknuşlaıdrr.
Kenl,
yaşanılanyeılerin kimliğidir; her
kuşağ
niteleyen çeşitli deneyimlerin akrşının anlam kazandığbiı
sabit arka plan sunarak,bir
merkezinsiirekliliği
sağlar; herbireyin
tek başına taşıyamayacağ kadarağır olan
oftakbellekleri
bır
araya getirir.Bu
nedenle, keırtler medeniyetleriniiretildiğ
yerlerdir. Bunun sorrrıcu olarak, medeıiyetlerinykılışı
kendileri
ile
özdeşleşmiş kentlerin ortadankallanası
ile
ancakgerçekleşir.
Ömeğn, Roma
imparatorlukdevletinin çökiişü,
Romakentinin
ykılışı
ile özetlenmekte, örgütlü toplumım parçalanmasrfiziksel
ifudesini
kentin
doğa göriiniımiıniin yıkılmasında bulmaktadır. Bu
nedenle, St. Augustinus'unTann
devleti, diinyeviRoma keııtinin
antitezidir. ihsanoğlunun giinahlarla dolu kentine karşı
Hıristiyanlığn
dinsel diizeninin kurulu olduğu bir Tann kentidiı @enwolo,1995).Siül
toplum düşiiırcesi, kentlerin tarihsel fonksiyonunu içerenbir
şekilde,
politik
özgiirlfü
ile
mekAn deneyiminin
örtiişmesininihiinüdiitr @enevolo,1995:
59).
Bu
örtiişmenin
altyapısınr, ticaretle zenginleşen ama kendisine feodalyapı
içerisindebir
yer
bulamayan, feodaliteninkendisine
engel
oluşturduğuburjuvazi sınıfinın,
feodalyapıdan özerkleşmiş
bir
alanr kurma yöniinde gösterdikleri çabalarile
istemler oluşfurmaktaydı (Poggi, 2002: 56).Ticari
yaşamın yönverdiğ
fiziksel
mekfinları
çevreleyen
surlaı,
ayfi
zanıand4
prenslerle psikoposlar arasında yaşanaı mücadelenin sonucunda ortaçağ'ın egemenhukıık
anlayşından ayrışan kentlerin
de
sınıılarrnı
çizmekteydi(Benevolo, 1995: 59). Ömeğin, köyiiııden kaçan bir köyliiniiuı kentte yer
bulabilmesinin nedeni, kentin hem feodallerin güciinü
kırmak'
hem dekentin gereksindiği emek güciinü sağamak istemesidir
(Amittay'
1983:tt7-r20)
Ahmet Özalp
Kentlerin dört özelliği, kentin surlarla ayr7lan, öze| ile kamusal
diinyalar aıasında ortak
bir
yüzey
olqturan fiziksel mekaıı;
farklıtoplumsal
kurumlann
ve
çatışansrfiflann
oluşturduğu karmaşıklığ; binaların, insanların, işlerin yoğunluğu; kentin hem maddi hem maneviaçıdan tamaııılanmamrşlık durumu2, Rönesans döneminin sanat
ktiltiirii
ile
geçmişle gelecek
arasındabir
bağ
L.urmay
başaraıı toplumsal formasyonu oluşturmuşkenbu
siireç aydınlanmayr öncelemiştir. Sonuçolarak,
-
Kilise'nin belirlediğ
feodal yapınrn dışında,politik diiııyeü bir
topluluk diişiincesi, feodal
huhıka
karşı özerklik savaşl veren kenflerde oluşansivil
toplumla yalındanilişkilidir
@enevolo, 1995: 60_63)3Politik
yapılan açısından özerksivil
toplumun iiriinü olanyazılı
kurallarla
işIeyen "stadestaat"ı
oluştııran ..estate,'ler (yerel tabai<alar,meclisler),
lııala
kaşı
bölgeyi
temsil
ehnekte,üstıı kapalı
olaıak hiık_umdann konumunu soıgulamaktayken(Poggi,
2o02: 64_65),kent-feodal soylular-kral
ilişkisinde,
kentlerinpolitik
amaçlan mutlakıyetleörtiiştii. Daha doğusu' baskın olan bu{uvazinin, ticari ilişkilerin güverıce
altına
alınmaş
ve
geliştirilmesi
açısından parçahbiı
feodal yapınınkeyfiyetintense daha geniş
bir
alanda
geçeıli
yasal
bir
çerçiveyi
oluştura'oiien, okyanusötesi
dış
ticaretinve
deniz aşın
kaynaı<ıarınkullaillmasmda
modem devlet
aygıtı
ve
ordusuyla çıkaılannı
koruyabilen
bir
monarkr tercih etrresi,sivil
toplum kavramrna yenibir
içeıik
kazandıracak gelişmelerin yaşandığıyolu
açmıştır.Bu
tarihselstiıeç' Poggi'nin
(2002) belirttiğigibi
daha sonrasında kentlerin ya dakraİın değl, modern devletin güçlenmesi sonucunu ortaya çıkarmışhr.
-
Devletiı
güçlenmesi
siireci
ile
düşiinsel
planda
dwlet
kavramının güçlenmesi arasında
paıalellik vardıı.
Bobbio, Gramsci'yekadar
olan
süreci, 'loplumdan
devlete,,,Gramsci,fi
de
*devlettentopluma" geçiş olarak
açıtlarkeı,
Hobbes,tan Hegel'e uzanan düşiinceçizgisiniı,
devleti,
insan
iradesinin
iiriinü
olarak
gördüğünüileri
'
5."]ı9i"
bu dörtözellğ,
beı dönem geçerlidir. Fiziksel mekan, karmaşıklık,yoğunluk, amamlanmamışlık özellikleri politik, toplumsal, kiiltiirel yaşamrn kentlerde ki canlllğlu, kentlerin hala dönirşümiin lokomotifi olmalannı aç*lamaktacİır.
'
Umberıo Eco,nun Baudilino isimli romanrnrnı]a}İam;
Baudilino, doğduğu kasabanın hallı, danışmantık yaptığ imparator Frederik,ıe savaşma paİasına kaüba:yı surl.a.çeyırmeye kalkfiğnda, onlaıa brmun nedenini sorar. onlaı da, kentin içinde gelip geçici olan ama kente canlıtk ve para kazandıran tiiccarlan göstererek onlann öıe-mini aıılatırla,r. AJnca, savaş karşrsında kenti savunacak olan zanaatkar şöyle der: .tsizıleartık soylular
ğti
savaşıp kendi değerloimiziçin
ölüyoruz.. -ortaçağ,da silah kullanırıanın, ata biıırenin, düellonun soylulanı tekelinde olduğu unutulınamalıdr.Sivil Toplum Diişüncesinde Kınlma Nohası
(The Breaking Poiıı iı Idea oİ cıvİı Socİeıy)
siirmektedir.
Dolaysıyla,
ussallaştffina sonucunda devlet,iç
güdüleri,futkulan, çıkaflan aşan mfüemmeliyete yakın' insanın kolektif yaşamrnrn €n üst uğrağl
biçiminde
göriilmektedir(Bobbio,
2004:9l).
Başkabir
ifadeyle, " Devlet,insaıın
usa uygun bir yaşam siirdiirebileceğ tek yer_
ussal bir toplum ya da usun bir ürtinü - olarak algılanmaktadır'' @obbio'1982: 3).
Manı'a
kadar klasik liberal çizgidesivil
toplum,varlığnıı
öı
koşüu
olanbu
devlete göre amabu
devletin dışında, ekonomik çıkarilişkilerin geçerli olduğu
siyaset
üşı
bir
özerk
alaıı
şeklindetasarlanmaktadır.
Böylece
devlet, usuniiriiııü
olaraközel
çıkarlann ve bireysel tutkulann kolektif tarzda sırurlanmasrnr ve böylecedi2ensizlik
karşısında
di2enli
özgİiırlüğiiıı güvencealtııa
alınmasını
sağlayanbir
kurum, siyasal akıl olarak karşımız çıkrnaktadır (Keane, 2004: 60).
Ancak
sivil
toplum devlet eksenlibu çizgide farklı biçim
veiçerikleı
almıştr.
Başlangıçta
siül
toplum, Hobbes, Rousseau
ve Locke'un sözleşmelerinde siyasal toplum ya da devletle eş anlamlı olarak kuıgulanmaktaykeıı, Hegel'de doğal birbirlik
olan aileden ve devletüenaynşmaktadır.
Hegel'in
kuramında
sivil
toplum
devletle
kaşıtlık
içerisinde kurgulanmakta,
sivil
toplum karşısında devletin olumlanmasıen üst düzeye rılaşmaktadır. Kuşkusuz
hçsinin
çılrş
noktasl farklıdrr vetarihsel
koşullaıa göre
düşiinceleri biçimtenmiştiı. Hobbes,İngiıiz lç
savaşr
sırasrndadoğnamş, korku
ortamrndaherkesin
can
deIdinedüştiiğü
bir
dönemde yaşamamlş olsa, düşiinceleri nekıalcılan ne
decumhuriyetçileri tatmin efiniş olmasa, diizen sağlayacak
bir
Leviathan'a,yani "öliimlü Tanrı'' ya
başvurmayabilirdi.Ama
o
içinde
bulunduğu topluma bakarakbir
doğa durumu tasviri yapmlş' savaş halininhiiHim
siirdüğü bu ortamda
hiç
kimsenin, doğal olaıak sahip olduğueşitliğ
veözgiirlüğü sürekli
lılamayacağııı, bu
nedenle doğa durumunda teorikolarak haklar var olsa da uygulamada
'hiç
kimsenin hiçbir şey iizerindehakkı
olmadığını"'belirtrniştir (Ağaoğullan
vd.,
7994:20l).
"İhsaninsanrn kurdudur" ve bu kıırtlann birbirlerini yememeleri
için hçsindeıı
daha
güçlü olan,
taraflardanbiri
olmayanLeüathan'a
gerek vardır.Hobbes,
Leüatian'ı
egemenlikle
donatarakBodin'de ipuçlan
olanmodern
devleti
ortaya koymuştur.Fakat devlet eksenli
bir
düşiiıce
çizgisinin de başlangıcı olmuştıır.
Brmunla
birlikte, belirtrnek
gerekirse,Hobbes
Leviathan'a büyiikbir
güçverdiğ için
kimilerine göre kuramı totalitefdir. Kuramsaldiizeyde tiranın iktidarınr sınrrlayan doğal yasaların somut olarak bir şey
ifade
etınediğııi
ya da yurttaşın tirana karşıdireıme
haı*ıiln'
en faz|a,Ahma
önlp
iitkeyı
terk
efinek
olduğunu
diişiındüğümiizde
pek
özgtirliikçüsayılmamakla
birliküe, egemenin
yasaklamadğ, doğa
durumundavarolan rekabetin şiddetten annmrş bir şekilde ekonomik alanda siirdüğü,
bu
alarıda gereksinimlerin
giderildiğ'
çocukların
yetiştirildiğ
biı
özgiirliik
alanınrnvarlığı
sivil
toplum nüvelerini içermeltedir.
Asıl
önemlisi, kuramr o dönemin siyasal koşullannda feodal bir diizen yerine
mğfkezi
bir
aygıtave ulusal
otoriteye gereksinim duyan but'uvazininisteklerini
karşılamaktadır.Hobbes'ta
yurttaş kawamınrn,aile
babası"pater
familias"lan
içerdiğini, kamusalyaşam!ı
dışındabir
öze1 alanınyanr slTa yurttaşlaın
birey
yöniintin
olduğunu unutınamak gerekir (Ağaogullan vd.' |99 4: 25 5 -27 0).Hobbes'un aksine, doğa duıumunu, tek
tiik
etrafta dolaşarak, biıbirlerinebağmlı
olmadan yaşayan,doğaıın
kimseye garezi olmadığı/olamayacağ
için
doğa karşısında eşit durumda olan, meyve ağacındanbeslenip
aynı
ağag
alhnda uyuyan
ama
hayvandanfarklı
olmak "olgunlaşabileıı ve yetkinleşebilen" insaııların mfüemmel diinyasıolaıak
tanmlayan Rousseau
da
sivil
toplumu doğa durumu
ile
birlikte değerlendirmiştir.Rousseau'da
farHı
olan
şey, doğa
durumundan yozlaşmış topl'*ma geçilmiş olmasrdır.o,
sivil
'oplum kuramry1a, doğa durumunda var olan ancak özelliklemiilkiyetin
orİaya çıloşıyla kaybolanözgiirlüğiin
ve eşitliğn,
doğa durumuna döniilerekdeğl,
sözleşmeylekurulacak
biı
toplum içerisindeyeııideıı
kurulmasını amaçlamaktadıı4'Doğa
durumundan
çık
masıyla
yozlaşan toplumun
eşitsizliklerinikurumsallaştıran sahte sözleşmenin, yurttaşlann iradelerinin iiriinü olan
gerçek
sözleşmde
yer değiştirmesi ile gerçeksiül
toplıım kurulacaktır5.Bu sözleşmenin iiriinü olan sivil toplum' aynr zamanda siyasaldıı da. o Eşitıikten eşitsizliğe, doğadan
uygarlrğa/topluma geçişin kıılına noktası, bir insanın mülkiyet salıiFliğni ileri siirmesidir: "biı toprak parçasınrn etrafinı çitle çevfuip .burası bana aittir' diyebileıı, buna inanacak kadar saf inşanlaİ bulabileıı ilk insan, uygarhğın gerçek kunıcusu oldu. Bu sınır kazıHannr sökiip atacak ya da hendeğ dolduracak, sonra da hemcinslerine 'bu sahtekdra kulak verrnekten sahnınlz! Meyvelerin herkese ait
olduğunq topıağın ise kimsenin olrna<lrğnı unutursafıa mahvolursununuz., diye haykııacak olan adam, insan tiiriinü nice suçlardan nice savaşlardaı, nice cinayetlerden, nice yoksulluklırdan ve nice korkunç olaylardan esirgerniş olurdu!', @ousseau,1987). ' Roussearı rastıınhsal biçimde insanlanı bir araya gelmeleri ile topluluHınn oluşması,
onlann d€ğer yargılan üretnesi,
ilk
iş
böliimüile
mübadelenin ortaya çıtması aşamalarııın arılından eşitsizliğin oluştuğunu söylemektedir. Düa sonra yozlaşmrş olanbu ara toplumda güçlüer eşibizliHeri kurumsallaştırmak için süte
bir
sözleşme yaparlar ..(1995). Bu toplum Rousseau'nun içinde yaşaüğı toplumdur. .tsilimler ve Sanatlar Üstiine Söylev" inde ki eloştiıel ya&lagmı bımu göJtermektedfu ( t 998).Sivil Toplum Diişüncesinde Kınlma Nohası
(The Breaking Poİnt ın ldea ofcİyıı Socıeıy)
Sözleşmeyle
kurulaıı, eşit
ve
özgiir
yurtüaşların oluşturduğu topluma, "eskiden site deniıdi;şimdiyse
ya dapolitik
bütiin deniyoı.Üyeleri
ona, edilgin olduğu zaman devlet (etat), etkin olduğuzaman egemen varlık (souverain),
öbü
devletler karşlsmda da egemenlik (puisssance)diyorlar.
Ortaklara gelince, onlaxbir
birlik
olarak
halk, egemen güciinbir üyesi olaıak
tekertekel
yurttaş, devletin yasalannaboyun eğen
kişiler
olarak dauynık
adınıalırlaı"
(Rousseaıı' 1995:.24-26).Politik bir
bütiin
olaıak
tasarlaııansivil
toplum,her zmıan
halkla
özdeşdeğildiı ya
da başkabiı
ifadeile
genel iradebiıeylerin
iradesinin toplamı değldir; kişisel çıkarlanndan soyutlanmış yurttaşlarıniradesidir.
Çiiııkii
"ihsan her zaman kendiiyiliğini
ister ama bunun ne olduğunu her zaman kestiremez. Halkhiçbir
zammbozılmaz
ama çoğukez
aldatılabilir."'
"göztıbağlı
bir kalabalık''
olanhalkın 'kendisi
herzaman
illik
ister ama kendi başınaiyiliğn
nerede olduğunu göremez herzaman.
Genel
istemher
zaman doğrudur amaonu yöıeten kafa
herzaman aydm
değldir"
(Rousseau, 1994:39,50, l45).Rousseau, içinde yaşadığ, kapitalist
ilişkiler ağnın
yerleşmeyebaşladığı
toplumagüvensizlik
duymaktadır.Bu
güvensizliğ
aş!ı.ırunyolu siyasal toplumun
(:sivil
toplum) yüceltilmesidir. Bu nedeııle, genelirade kawamı
düşiirıiirün
kendisiıin
niyetlerine
aykrrı
sonuçlardoğurmuştur (Can gızbay' 2003).
Sivil
toplumu siyasal toplumla eş anlamlı kullananbiı
başkadiiştiniir
Locke'un
da
devlete,
doğa
durumundavaı
olan
haklannkotunmasr görevini
yiiklediğini
göriıri|z (Bobbio, 2003: 92).Iocke'un
sözleşmesi, liberal anayasal devletin eniyi
teorik kaynağıdır. Locke'rın kurguladığı doğa durumu rasyonel davrananve banş
içinde yaşamayaeğlimli
bireyleıden oluşmaktadır. Doğa durumunda birbirlerine eşit olanbiıeyler güçlerini, mallarını istedikleri gibi kullanma özgiirliiklerine sahip olduHarı bir
kaşılıklı
ilişki
durumu yaratmayaeğlim
gösterirler (Keane,1994: 68).
Locke'un
doğa durumunda var olduğunusöylediğ miilkiyet
hakkr, yalnızca maddi anlamda miiü{<iyet hakkıdeğl,
mülkiyetin maddiolmayan krsmını yani yaşam
hakkııı
ve özgiirliik haklonı da içerir.Locke'ta doğa durumu pazar ilişkilerinin mülkiyet haklaıı
çerçevesinde
ortaya
çıktrğı banşçıl
biı
durumdur.
Zanıaıla
doğayasalanna
irrasyonel davrananbireyleriı
varlğ
bu
dt2enibozduğu
için
insaılar,
Hobbes'ta olduğugibi
biı
anya
gelerek doğadurumunda bireysel olarak sahip
olduHmı
yargılamave
cezalandrrmaAhmaÖalp
yetkisini
devleteyiikledikleri
bir
sözIeşme yaparlar.Bu
iki
yetki ile
meşru şiddet kullanma tekelini verdikleri devlete, bireylerin mülkiyetini koıunmasrödeüni yiikleıleı.
Iocke,un kaygısı,
sözleşmeile
meşruşiddet
'
tekelini
elde
eden siyasal
erkin
sınrrlandrrrlınası
vedenetlenmesidir.
Bu
da
anayasaylagetirilen srnrlama
ile
birliktehukuksal kurumlaıın oluştıırulmasını gerektirir (L ocke,2002 ).
-
Locke, doğa
durumunu olumsuzlamamışfir
İıma
doğadurumunda
var kabul ettiği haklann
diZenlenmesiite
tamamlanınasıişleüni
devleteyiikleyerek, devletin
srnırlandırılmasınr öngörse bile,sonuçta devlet ayglfinrn
varlığnı
olumlamrştır.lıcke,un
faıkı,
modemdevletin gahip olduğu
ilcidann sivil
toplum lehine ne ölçiideve
nasılsınrrlandırılacağnı soıunsalrna almasıdır.
Devlet düşiincesinin en üst diizeye çıkması, ayn'ı zamanda
sivil
toplumu siyasal toplumdan aynşhlan,sivil
toplumu tikel çıkarlann alanr,siyasal toplumu tiimelin, eweııselin alanı olarak gören Hegel,in modeli
ile
geıçekleşmiştir.Bobbio'ya
(2003:93)
göre, devletin ussallaşmasısiireci Hegel
ile
paıaboliin
eıı
üst
noktasına ulaşmıştır.
Hegel, sözleşmecileri "doğa durumu" varsayrmlanndan ötİiırii eleştirrnekle işeL_-l^-^la^l._ oaştamaKiaüİ. Uoga İ\^:- dur-umunda irırrgutanan l--_--__ -_ l- !
eşiilii
Hegei'e göre,insanı
biıeyselliHerinin tiim
somut belirlenimlerinden soyutlayaıak sözleşme ryptrmaryn sonucudur yani zorlama ve soyutlamaür.Sivil
toplum, doğa durumundaki
eşitsizliHerin iizerinde kurulur, özel çıkarlann birbirleriyle kmşılaşhğı'siiıekli bir
mücadeleniıyaşanüğ
savaş alanıdır.o
nedenlesivil
toplum,
siyasal olarak diizeıleıımedikçe
sivil
olaıak
kalaırıaz (Keane, 1994: 77).Hegel'iı
aileile
devlet arasında konumlandırdığ vetarihsel siireç içerisinde
iiıetilmiş etik
yaşamalaıı
olansivil
toplumu,toplumu
birliği içinde
yeniden sunanbir
uğak
olan siyasal toplumunvarlığ
sayesinde korunur.Siyasal
toplumım
ala
,
ziimıelerden
oluşmaktadır.
Bu
ziiırnrelef, devlet görevlilerinden oluşan resmi ziimreler
ile
tarımve
işşınrflanndan oluşan
resmi
olmayan ziimrelerdir.
Resmi
sınrf, sivii
toplumıın
özel kişilerinin, gruplanıın,
srnıfl annrn eylemlerini hukııkla düzenleyerek,bir
yerde
tikel
çıkarlan
evrenselbir
topluluk
içindesentezlemekte, bu yolla adaletsizlikleri gidermektedir.
Bu
şkilde
Hegel,devletin
ussallaştınlrnası siirecinde
paraboliin
en
üst
noktasına ulaşmaktadır @obbio, 1982: 5).-
Hegel ussal olan şeyin, insanın bilme ve istemesindevaılğnı
kazan&ğil
söyleyerek öznel istencin, öznel gereksinmeleri karşılaıııaya 50 Sosyolaji Dergisi Sayı:18 hl:2007SİvİI Toplum Dı|ğüncesİıde Kınlma NohqŞı (The Breahing Point iı Idea of Civil Society)
yöneleıek tarihi değştirdiğini varsayar.
Bu
öznel istençsınırlı
tutkulaılabağımlıdır ve tikel erekler ancak bu
bağmlılık
içinde tatmin edilir.Fakat
onunda tözselbir
yaşamr, öziine uygunolaıak
yaşadığıbir
gerçekliğivardır, bu gefçekliği kendisine Varoluş
ereğ
yapar.Bu
bağamda özselyan
yani
öznel istençle geırelin oluşfurduğubirlik, üirel
bütiindiir yanisomut
biçimiyle
devlettir.
Hegel'de devlet'
bireyin
kendisinde özgiiırlüğiine sahip olduğuve
onun tadını çıkardığı geıçekliktir.Dwlet
böylece
öteki
somut yanlann,
tiizeniı,
sanafin,törelerin,
yaşamınkolaylıklannın
buluşma noktasıdır. Devlet, genel istençleözel
istencinbiıliğdir
ve bu
nedenle insan satrip olduğubütiin
değere,tiim
tinsel gerçekliğedwlet
sayesinde sahiptir. Genel ide devlette göriinüş alanrna girer (Hegel, 1995: 109-1 1l).Hegel'de en üst düzeye varan 'devletin ussallaştınlması' siireci,
teorik
diizeyde,Marx'la
tersine çevrilmektedir.Gerçi
Man,
Hegel'in
diyalektik yöntemini kabul ehnekle birlikte,
diyalektiğn
onda başaşağ
durduğunu,mistik kabuk içerisindeki
rasyonelözü
bulabilmek için
tersine
çewilmesi, ayaklan
üstiinde durdurulmasıgeıektiğni
belirtir. Rasyonel şekliyle diyalektik but'uvaziyi tirkiitiir,çiiııHi
var olan, olumlubir
şey olarak kawandlğında onun olumsuzluğu da,zoıunlu
o|arakyok
olacağ dakawanacakır
(Man'
1970:28).Artık,
devlet, etik düşiincenin birgerçekliğ'
bir ussallıkdeğl
fakat "Kapital" deki bilineıı tanımlamayagöre
'toplumun
yoğunlaşmışve
örgütlenmiş" gücüdiir.Devlet,
doğa durumununolumlandığ
kurgusal
sözleşmelerdebu
olumluluklarıı
devamrnr, olumsuzlanmasl durumunda
ise
bu
olumsuzlülann
giderilmesini
sağlayanbir
aygıttır ancak gefçekte
güç
egemenliğibastınlmamış aksine
siirekliliğ
oluşturıılmuş,bireysel
savaşlarsınıf
savaşlarıyla yer değştirmiştir (Aktaran Bobbio' 1982).
Öncelikle
Marx,
şimdiye
kadar değndiğimiz
kuramlardadevletin alaıu/devletin olmayan
alan
aynmlarına dayanılmak, devletinewensel
ç*arların temsilcisi ve uynıkları
iizerinde tarafsızbiı
şekildehiikiim siiıen
varlık olabileceğ vaısaymrnı
yadsır (Keane, 1992: 94).Devlet,
'tikel çıkarlmın
sentezlendiğiyer'
değldir dolayısıyla
tiimeli,euenseli
değil tikel, tarihsel çıkarları temsil edeı. Bırndan ötiirii, insanusunun tarihsel gelişiminin
nihai
aşaması
olmaktaı
çok
Hegel'in
değndiği 'maddi yaşam koşullan'nın
biı
iiriinüdiir.Liberal düşiince, devleti toplumun üşında, ona şekil veren
bir
çerçeve olmak kabul etınektedir. Devletin haklan tanrmlanarak devletin
dışında
bir
hareketalanı bıralor.
Marx'ın
söziinüettiğ
bağlaında iseAhmet Özalp
devlet toplumla organik
bir
bağa
sahip
olup kişisel
çıkarlannşekillendirdiğ geçici
bir
aygıttır
(Mardin, |994: |4).
ikincisi,
siül
toplumun anatomisi ekonomi
politikte
aranmalıdır.Marx, önceki tiinı
tarihsel aşamalarda mevcut iiretici güçler tarafindan belirlenen ve sonuçta
kaşılık
olarak
bunlaıı
belirleyen
ilişkilerin
bütiinü
sivil
toplumdurdiyeıe\
tarihi, devletlerin ve pıenslerin eylem alanı ile sınrlamak yerine,iiıretici güçlerin gelişiminin
belli bir
aşamasrnda bireylerin bütiin'maddi1ıiqtııeri*
(meta iiretimive
mübadele) kapsayaısivil
toplumla açıklar(Aktaran Keane, 1995: 301).
Böylece, minimum, anayasal, demolaatik devlet ama bir şekilde
devlet
içeıen modellerin yerine, devleVsivil toplum aynmınr
geçicigören,
devleti
yabaııcılaşmış toplumsaliktidar olarak
algılayaıak, buyabancılaşmay
ortadan kaldırma mücadelesi sonundayok
olacak bir aygıt olarak öngören yenibir
model tasanmlar. Sanayileşmiş toplumunbağmlı
unsuruolaı
proletaryanıı iiıetim
araçlannrnözel
miilkiyetinikaldırması
yoluyla
istiharlı ve
uyumlu
bir
düzendeoz biıinçii
bir
örgütlenme hem otoriteyi hem devleti gereksiz kılacaktır.
Manr'ın sivil
toplumaılayşı,
altyapıile
üst yapının karyilıkhiiişi<iierine dayaiı ama
iik
kez,yapıy
vurguladığıiçin
lib-eral geleneğnbiı
kınlına
noktasrdır. Uygulamada ise, modemizınin başat unsuru oiandevlet eksenli
toplumsal formasyon nedeniyle ..geçicibir
köttilfü "
olarak
dahi
yer
verilmiş olan
devlet
baskın
roliinü
siirdiirmiiştiir.Wallerstein'in
belirttiğ
gibi(l99s),
hem liberaller, hem muhafazakAılm, hem sosyalistler devlete karşı olmalanna rağmen, uygulamada devletinroliinü ve
önemini arttırmışlardır. Muhafazak6rlm,topıomr,
çökiişiinü önlernekiçin,
liberaller,bireyselliğ
sağlayacak refomılarile
krizlerdençıkmak için, sosyalistler, dewimteri topluma yaymak
için
devletaygııını
kullanmışlardır. Retorik tamamen aksini gerektiriıken sonuç
bir
şekildedwletin
güçlendirilınesi olmuştur. Wallersteiı1 devleti anahtar kavramalarak
yaphğ
bu vaısaymdan hareketle, ıenklerini üç büyiik versiyondasergilemiş
olan
tek
gerçek ideolojinin yani
liberalizıio
,a,
oıdufu
sonucuna ulaşır.
B)
Sivil
Toplum DüşüncesindeKırılma
NoktasrDevlet eksenli
sivil
toplumdan,sivil
toplumeksenli
devletegeçişin
kritik
uğağ
Gramsci'dir.
Bu
noktay
vurguladıktan soma,şimdiye kadar anahtar kawaırı olarak ele
a|dğmız
devleti Gramsci,nin nasıl değerlendiıdiğine,siül
toplumu anlaşılrrkılabilmek için,
balrnakSiııll Toplum Diişüncesiıde Kınhnı Nohası
(The Breaking Point in ldea of
Cİl
Society)gerekir.
Bu
değerlendirme,
Gramsci'deki
a).rımlann
metodolojikolmalannın
yanı
sıra birbirinden kopuk
olmayp
oıganik
bütiinliiğü göstetmeye dönfüuğaklaı
olduklmıııı saptamak açNrndan öneııılidir.Gramsci'de devlet,
Marx'ta
olduğugibi,
ewenselolanı
değl
fakat
bil
aygıt
olarak
tikel
çıkmlan
temsil
eknelrİedir. Toplumuntizerinde egemenlik
siıfen
ayn ve
üst
dtizeydebir
oluşum olınayaıı,toplumca koşullanmış
ve
ona
bağmlılaşmrş, toplumsal
dönüşiimlebirlikte
zorunlu
biçimde
ortadan kalkacak,
geçici
bir
kurumdur.Kendisini,
bütiin
toplumu
kendi
kiiltiir
ve
ekonomi
diizeyineöziimleyebilen burjuva, devletin
işleüni
de
değiştirmiştir. Toplumu öziimseme yeteneğinesahip
olduğunuiddia
edenVe
aynı
zafiıanda" gerçe}tenböyle
biı
siireci açıklayabilen
bir
sınıf, hukuk
ve
devletanlayşını
miikemmelleştirebilirve
böylece, devletinve hukııkun
sivil
toplum tarafındanöziirnseııebileceğıi
(absorbe), onlann fonksiyonlarmıyitirdiklerinden
dolay
faydasız
olabileceğni
düşiinerekdevletin
ve hukııkun sonunu tasarlayabilir (Gramsci,l977 : 260).Devletle
ilgili
bu görüşlerini göz öniirıde tutarak, Gramsci'ninsiül
toplumu açıklamakta kullandığı modellerin herbirini
kendi başınaele alıp
birbirindenkopuk
olarak inceleınek yerineheı birini bu
sonuğrağa doğru giden
uğaklaı
olaıak
alınak,şu
iki
sonucugöz
öniinde bulundurmayı sağlayacaktıı: Gerçekte,sivil
toplum ve devlet bir ve aynışeydir;
sivil
toplum, kendi kabuğunu oluşturan devleti öziimseyecektir (Graınsci, l997).Modelde kullanılan
kavramlardanpolitik
toplum, egemeıılik, tahakkiim,diktatörliib
hiikümet kavramlannı içermektedir.Sivil
toplumise,
hegemonya,nza,
entelekttielmoıal
alanınr
ve
özel
kurumlan kapsamaktadıı.Gramsci,
ilk
modelde
siül
toplum
/devletikiliğine'
üstyapı içerisinde
yer
vermiştir.
Burada
sivil
toplum,
egemenlikilişkilerinin nza
dayanağını oluşturmaktadır. Devlet isepolitik
toplumla özdeşleştirilerek,politik
toplrımuniçerdiğ
öğelerlebiı
futıılmuştur.İlk
modelde söz konusu olan buikililıce
hemsiül
toplum hem devletdaı
anlamıyla kullanılarak, hiikiimet aygıfi olaıak devletin karşısına, yöneticisıııfin
hegemonyaaygıtı olaıak
sivil
toplumçıkanlınıştır. Güç ve zor
uğğ
kaşısında inanürma ve onayuğağ
bulunur(Iexier,
|982: 49'1.Dar
aıılarrııylaele
alındığnda 'sivil
toplum, genellikle
özel olganizmalann yer aldığı alandıı.Bu
yıızden yalnızca siyasal partileri ya da basrngibi
kurumlan
değl,
aynı
zatıanda ekonomiyive
aileyi
de banndınr. Öyleyse, bu modeldesiül
toplum, ekonomik yapıile
devletAhmet Özalp
axıısında
kalır,
ancakyine
de
18.yy.
düşiincesindenfaıklı
olaıak
buaynm'
göriiniirdebir
aynmkenbile
sivil
toplum-siyasal toplum, yapı-üstyapr arasında vaxolan
geıçekilişkiyi
göstermektedir. Gramsci,nin,sivil
toplumudar
anlamıylakullandığ
metodolojik modelde de,siül
toplumunsalt özel
çıkarlarlaiçkin
ekonomikta
flxyla
yetinmediğıniklasik
ekonomi
eleştirilerindende
anlayabiliriz. Gıamsci
*EkonomiPolitiğn
Eleştirisi"nin, pazannbelirleımişliğinin
tarihsellğnden hareket etmesine rağmen,salt
ekonomistlerinpazann unsullannı
değişmez, sonsuzkabul ettiklerini
belirtınektedir.Eleştiri, pazan
belirleyen güçilişkilerini
cerçeki
biçimde
çöziiüıTüğI,çelişkileri derinleştirir,
yeniunsurlann
ortaya
çıkmasına
ıeden olur
ve
bu
unsurlara
bağlı değişikliklerle değerleııdirir (Gramsci, 1997: l l8).Devlet kavramını geniş aılamda
kullandığ ikinci
modelinde iseGramsci, devleti
politik
toplumlasivil
toplumunya
da diktatora ya dahegemonyanrn
birlikteliğ
olaıak
ele alıı.
Devlet,
zoılarrna zırhıylra koıunan hegemonyadır.Artık
devlet deyince, yalnız htikiirnet aygıtıdğl
ama özel hegemonya aygıfiyani
siül
toplumda anlaşlına1ıdır-(Texier, |982: 49). Devlet:
siül
toplum + politik toplum. Gramsci, bu modeldedevletin alarırnı
genişletmekledevletin
o
ana kadar
yapıIan formeltanımlaması
dışında,
hegemonikyöniinü de
kavramadahil
etnıiştiı.Hegemonik
araçlaıla
özelleştirilen
hegemonya,egemen
sınrflannpratikl9rini (gtindelik
yaşarTln
yeniden
i.iretilmesi
anlamında)içennektedir (Glucksmann, 1980: 47).
Son kertede, somut gerçeklikte devlet=siül toplumduı.
Çiinkii,
y_apısal öğelerle üstyapısal
öğeler
oıganik
bir
bütiinliik
oluştururlar.Ustyapılar teorisinin
kendisi, tarihin
yaşayan diyalektiğini
keııdibütiinlügü içinde kavramayı amaçlayan daha geniş bif bütiiniin parçasıın
oluşfururlar.
Politik
toplumla
sivil
toplum
arasındayap
aı
aynm, gerçekteaynlması
imkAnsızbir oıganik
bütiimlüğiin çöziimleme aracı,yöıtembilimsel
patik
bir aıaştırma kuralı olaıak kullanılmrştır.Tarihsel
blokun
göz
öniinde
bulımdurulmamasr, tarihseldiyalektiğin
içerik
vebiçimiıi
bonıaya yol
açaİ.Bu
temelgerçeklğn
rınutulması,
Gramsci'ye
göıe,
bizi
iki
yaılışa
siiriiıklemektedir: Ekonomizm ve ideolojizrrı. Tarihselblok
içeısinde ideoloji, ideolojizme sapmadığnda yapılar ve üst yapılann oluşfurduğu tarihsel bloku bir arada tutar. Ekonomiile
ideolojiyi birbirinden aynlmaziki
kavram olaniçerik
ve biçimle aç*layan
Gramsci, tarihsel blokuniçeriğini
maddi güçler,biçimini
iseideoloji
olarak nitelemektedir.Ancak
maddi güçler,.tarih
SiıI Toplıın Diğüncesinde Kınlma Nohqsı
(Ihe Breaking Poinı in ldea of ci|ıl Society)
bakıııından
biçim
olınaksızın
tasarlanamayaoağİ'''maddi
güçlerolmaksızm da ideolojiler bireysel
ve
ham hayallerden başkabir
şeyolamayacağ" için, içerik-biçim
ayrımr daöğetici
amaç taşımaktadır" (Gramsci, 1997:79).Gramsci,
sivil
toplum
kavramrnıbir
de
mwzi
ve
manevTa savaşr benzetmeleriyleele
alarak' gelişmiş sanayi toplumıına
sahipBatı'nrn, devletin
güçlü
olduğu Doğu'dan
farlonı
ortaya
koym'akaııacıyla
kullanmıştır.
Çiiııkii
dewim, saıayileşmiş
ve işçi
sınıfınıı
yoğun olduğu
Batı'da
değl'
görece
sanayileşmemişolan
Rusya'da gerçeHeşmiştif.Gramsci'ye
göre,gelişmiş
toplumlardasiül
toplum, devletin mevzisini oluşturmaktadır. Devlet, sağlam istihkAmlann öniindeyer
alan
siperlerden ibarettir.Ancalç
cephegerisi olmayaı,
sağlammevzilere dayanmayan oıdulaı uzun siireli bir savaş ytiırütemeyeceğ gibi,
toplumsal
kökleri
sağlam olmayanbir
devletde arkası olmayaı bir
siperden
fmklı
olmayacaktır.
ileri
devletlerin
bağlı
olduklan
sivil
toplumlar çokkaıııaşft biı
yapıya sahip olduklan için ekonomik diizeyinykıcı
öğelerine karşı koyabilmektedirler (Gramsci, 1997: 225). Başkabir
ifadeyle'
sivil
toplum, toplumsal çelişkilerin yansıdığı,
çelişkilerin filtrederı geçirilerek devlet alanınailetildiğ,
siyasal alanafaıklı
çöziiın
seçeınekl eri iireten bir alandır.
Gramsci, göriildügü üzere, metodolojik aynmlarında sivil
topluma üst yapısal öğe olarak yer vennesinin yanında,sivil
toplumunsöz
konusu
hegemoniközelliğini
de
çöziimleınekle devlet
eksenli düşiinceçizğsinde
birkınlma
noktası olmaktadıı.Ama
Gramsci'nin üstyapısal öğeleri öne çıkarırken, aynı zamanda
onlan
ekonomil
siyasal,toplumsal diizeyleri içeren tarihsel
blok
içerisindedeğeılendiıdiğ
sMl
toplum, kendisinden sonra diğer di2eylerden kopartılarak ele alınmayabaşlamıştır.
Daha
sonralan,
Gramsci'nin metodolojik
aylımlarındanikinci
modele denkdiişeı
sivil
toplum kurgusu, tarihselbloktaıı
aynolmak
değerlendirilmiş,kısmiliği
yaıi
organik
bütii'niinbir
paıçası olduğugerçeğ
bir
kenarakonulaıak kendisi
bir
bütiinltık olarak
elealmmrştır. Toplumsal koşullar düşiinüldü$unde
kütiirel
kimlikleriı
öneçıkhğı, ulus
devletintaıtışıldığ
bir
dönemegirilmiş olması
ile siül
toplumun
söyleın
diizeyine
çıkanlması
arasrndaparalellik
vardır. Örneğin geçmişte topluma kendi istekleri doğultusunda müdahale etınesiiçin
devletingüçlenmesiıdeı
yana olaıı muhafazakArlann yerine, şu an,devletin toplumsal
fonksiyonlannıı
topluma, dahadoğusu kiliseye
ve cemaatleredevrini
savunan"yeni
muhafazakArlan" görmekteyiz (Bkz. Sosyolaji Dergisi Sayı: l8 Yıl:2007 55Ahnet Özaıp
Dubiel,l998;
'Wa1zer,l992).Şunu
da
belirtrnek gerekir
ki,
mutlak,bütiiııciiıl
ya
da
birel
belirli
bir
konumda sabitleyen,
evTenselgeçerlilikler
iddia
eden
formüllerle
toplumu
açıklamaya
çalışananlatıtma, modemist
pğelere
yeni sol akım içerisinden daha fazlayeııi
müafazakAılmdan
ciddi
eleştiriler gekniştil.
Sol
bir
pğe
sayılan"ıadika'| demokrasi''
kuarıı,
postmoderniznle
geçerlilik
kazanangörelilik, parçalılık,
çeşitlilit tikelli\
beliısizlik,
olumsallık kavraırılanetrafinda şekillenmiştir.
Bunıın
yansıması toplumdayer alaıı
her tiirlüfaıklı
yaşamlatztfin,
değeıler kiimesinin, topluluklar masrndavaı
olanya
da
olacak
antagonizmalann(uzlaşmaz
kaışıtlık)
,.kimlik,
ve"topluluk- ekseııli olarak
onaylanmasıdır(Laclau
&
Mouffe,
1985). Laclau, radikaldemokrasil
liboal
felsefeye eklemlenme projesi olaraksuımaktadır.
Yeni
müafazakArlık
ve
yeni sol,
ifadesini kiiltiirel
özelliklerde
ve
dilsel
siireçlerde
bulan
,.kimlik'
ile
..toplulü',
kavramlannda biıleşmektedirler.
Gramsci'nin
sanayileşmiş toplumlarda
sivil
toplumungelişmişliği
ile
devlet arasııda kurduğu mevzi-manevra benzefinesindemevzi
sağam
bir
temel
olaıak
göıüliiıı.
Çatıy
taşıyan
temelinharçlanndaıı oian
kiiitiir,
organik aydıniaı,din gibi
unsuflarln önemini vurgulayan Gramsci'ye karşın, daha solıra onu okuyaırlar bu önemi diğerunsurlan gölgede
bırakhracak
kadar
abartaıak
kurgulanır
oluşturmuşlardır.oysa
Gramsci'de dar anlamdasivil
toplumile
geniş anlaıııdasivil
toplumya
da tefsinden okuısakdaı
anlamda devletile
geniş
anlamda devlet kavramlannr birbirinden ayırmak gerekir.Sivil
toplum (ya da devlet) daı aıılamda ele alındığında göıiiniiırdekiilişkilerin
kategorilendiıilmesini
içeren
metodolojik
aynma
bakılacak,
ama olgulann arkasında gizlenmiş olan, ancak zihinsel diizeyde teorik olarakinşa edilebilecek bütiinsel gerçeklik
ihmal edilmiş
olacaktır. Şöyle ki,Gramsci'den sonıa
oıgaıik
bütiinlfü
düşiincesibir
tarafa bırakrlarak söylemsellik ön plana çıkrnışfir..
Bu
kurguların bu şekilde inşasında (yeni ön eki alanyeıi
sağ, yeni sol, yenimüafazakirlık
gibi) kuşkusuz globalleşme adı verilen ve sadece ekonomik düzeyde kalrnayp bir toplumsal formasyonu oluştuıansiyasal, toplumsal diizeyleri de etkileyeıı siiıecin
pay
büyfütiiır. Kurguiçin
gereHi veriler, globalleşme ile ortaya çrkan ya da onun iirtinü olanverilerdir. Globalleşeıı kapitalizırıle birlikte tarihsel blok ve hegemonya
kavramları bu bağlamda "global tarihsel blok ,
ile
..global hegemoıya,'Sivil Toplum Diğüncesinde Kınlma Nohası
(Ihe Brmking Point ın Idea oİ cMl Socieıy)
olarak yeniden giindeme gelmeye başlamıştır (Robinson, 2002; Hardl
&
Negri,2003).
Sonuç:
Krnlma Sonrısı Sivil Toplum
Hem
bir
dönem
hem
de
donmamış
bir
stireç
olarakmodemizmin,
Gramsci'ye gelene
kadaı
siül
topluma
iki
boyutluyansıüğı
görülmektediı.ilki,
siviı
toplumun teorik olaıakbir
kurgudanhareket
efinesi
ve
kurgunun
soyut,
eşit kabııl
edileıı
biıeylerden oluşturulmasıdır.Hobbes, Rousseau
ve
Locke'm
sözleşmeleri
bu bireylerden hmeket eden kurgusal sözleşmeleıdir.Sivil
ile siyasalın (artıdevletin)
eşitliğine dayalı
bu
kurgudan
sivil
ile
siyasalın
aynşfiğı siyasalın devleteeşitlendiğ Hegel ve
Marı<'ın kurgus''nageçildi.
Bu
boyut tmihsel olarak, uygulamada devletin bir kurumsal yapr, örgiit ya da
biirolaatik
bir
aygıt
olarak'
bilim
ve
tekniği
kullaflmak
suretiyle toplumun bütiin diizeylerine müdahil olması, genişlemesi vedolaysıyla
topluma niifuz ettiğ bir döneınle
örtiişü.
Kendiliğinden doğan dtizen ilkesine dayalı liberalizrnin
hiç
deortaya miikemmel
biı
di2en
çıkarmayp,
toplumsal eşits2likleri
derinleştirmesinin sonucu olarak, kitlesel talepler doğultusrında devletin, toplumsal çatışmaları azaltıcı politikalarla toplumsal ilişkilere müdahaleetnesine
yol
açmıştır (Ilabermas, 1996). 18.yüzylldaı
başlayarak 1980 öncesine kadar toplumsal vepolitik
aİanın başat aktörü devlet aygrtıydıve
onun meştuluk temeli
toplrrmsaluzlaşma
sayesinde üyelerininaidiyetlik laırduğu
ulus
kurgusuydu.Dolaysıyla
devletin
toplumudönüştiirebilecek aıaçlara
ve
büyii[<lüğe sahipbir
aktöı olarak
başatolduğu
o
atmosferde, teorik olarak devlet eleştirisi yapmalanna rağnenhem
liberaller,hem
sosyalistler,hem de müafazakf,rlar
uygulamadadevlete önem atfederek, devleti kendi göıüşleri doğultusunda kullanmak
istemişlerdir (Wallerstein' 1998).
Devlet aygtının
başat aktörolmadığ,
sivil
toplum içerisindekök
saldığı,
her
ikisinin
biılikte
tarihsel
bir
"organik bütiinlfü''
oluşfurduğu tezi, krnlma noktasıdır. Teorik kınlma, pratik gerçeklikte de karşllığını bulmuşfur. Global toplum, eskiye oranla parçaIı' karmaşık
bir
toplumdur. Globalleşmenin modern- posffnodern
geriliminde
devletegöre tanrmlanaı
sivil
toplumanlayşınr
saTsmtıyauğatan
etkilerini üçnoktada toplayabiliriz
(Camilleri-Falh
1992 akt. Sanbay, 1997: l7): l-Bireysel kimliHerin patlaması, siyasallaşması,Ahma Özalp
2-Merkezi kurum
ve
yapıların etkisinin azalmaslyla
yerelkufum ve yapllannm etkilerinin artmasl sonucunda geıeksinim duyulan
yeni
sosyal bağlara
yaııt
olarak tiiketim
siyasetininhikim
konum kazanması,3-Bireyin gifuıliik yaşamrnda
ki
davıanışlannı global perspektifeve
kiiltiirel
duruma
göıe
yönlendirmesi doğultusunda
kaşilaştığ
dayafonalanı,ekonomik, toplumsal, siyasal, psikolojik
vb.
olabilir,arhnast.
Bu
etkiler,
bilğ
ve
sermayeııinteknoloji
aracılığ
ile
hızlı
dolaşımınrn
itici
güç olarak
rol
oynadlğl
globalleşmenin ekonomik,toplumsal, siyasal sonuçlan
bğamında
değerlendirildiğindeesnek-parçalı
iiıetim
tarzından, esnek parçalı toplumsal yapıya Ve bu parçalarıbir
arada tutmanınyollannr
arayan parçalı-esneksiyasal
yapıya kadarbirbiıleri
ile eklemlendikleri görülmektedir. Bu eklemlenmenin toplumsalboyufunda hem Batı'da hem Batı dışında iç ve dış göçlerle farklı kiilttirel
pratiHğre,
iyı
yaşam haklandafaıklı kawayşlar4
farklı bir ortak anlam haritasınasahip
topluluklanı'
göç ettikleri
yerlerdeyerleşik
sistemeekonomil
kiilfiirel, siyasal entegrasyonu sonınusiül
toplum kavramınrnnirengi noi-ıasıııı
oiuşturmuştur@kz.
W'aizer,i992;
Kymlic1
2004;Benhabib' |999 ; Lac|au, 2000; Touraine, 2002; Cıny, 2003).
Teorik diizeyde,
sivil
toplum saümusu yapan Walzer, yaşamın değerineve
anlamınailişkin fatHı
düşiinceve
inançlaıı
anacaksivil
toplum da vm olabileceğni savunmaktadır.FarHı
anlam diinyalarınınbir
aİada
bulunması düştiııcesi
sivil
toplum kavramı
etrafindabiçimlendirilebileceltir.
Kapitalizıı
ile
devlet aıasında
iyi
yaşamıngerçekleşebileceğ
alm
olaraksivil
toplum, zordan annmışilişkileri ile
ideoloji, aile, çıkar,
güvenuğuna
tasarlarımrşilişkisel
ağlar
setidir.Sendikalar'
kiliseler, partiler, toplumsal
hareketler,işbiıliğ
amaçlı kooperatifler, bunlan koruyupgeliştiıeıı
topluluklar bualaıı
içinde yer almaktadırlar.Sivil
toplum, bunun ötesinde uygarhğn ya daiyi
yaşamıniiıretildğ
ve yenideniiretilüğ
alandr (Watzeı, 1992).Fakat,
globalleşme siirecinin yarattığı
derin
eşitsizliklerin"kimlik'
kawamr içinde kalınarak
bir
bütiinlfü
oluşfurma siirecinin öniinde eııgel oluşturduğu, ekonomik sii:reçlerin vepolitik
etkilerin gözardı edildiği
söylemselliklebir
siül
toplumalanı
inşasrnrn imkansrz olduğu gözler öniine serilince, Gramsci'nin kullandığı .tarihsel blok (vehegemonya)''
kavramlan
"global"
bağamda
yenidendeğerlendirilmeltedir. Tarihsel blokun alt yapısını oluştııran ,.toplumsal
Sivil Toplıım Diğüncesinde Kınlma Nohası
(The Breaking Point in ldea of
cıiı
Socieıy)iiretim
ilişkileri", "iiıetim
İarzı'' artık,fordizn
iledeğl za
ıan ve mekanaçlsmdan esnek
üetime
göndermede bulunan'fostfordizm
ile
ifade edilınektedir. Bunun sonucunda sennaye ulus ötesi bir nitelik kazanarak ulusal ölçekte toplumsal dengeyi bozmay4 ulus devletler iizerinde kendiç*arlan
doğultusımda baskr aracı olrnaya başlamıştır. Sermaye ve insanhareketliliğ, her
sorunuglobal di2eye
taşırkenglobal etkileıe
görekonumlanan smlflarm da yeniden bir yapılanma içinde olmalan doğaldır.
Dolayısıyla şu anda organik bir bütiinlfü olarak tarihsel bloktan çok, yeni
bir
"kiiresel kapitalist tarihsel
blok"
çabasmdansöz
etmek
gerekir @obinson, 2002:159).Bu
durumu
Wagner',
"öıgütlü
modernliğin
krizi"
olarak adlandırmaktadır. Wagner'in modernliğinikinci
krizi
olarak gördüğü budurumrın en belirgin
özelliğ 'lratiklerin
çoğullaşması''dır (1996:. l77)."Maddi
tahsisatpratikleri" (iiretim
ve
mübadeletaızı),
"tahatkiimpratikled''
(buyurganiktidaı
kurumlan)
ve
"anlamlandırmaya
dasembolik temsil
pratiHoi"
(toplumsal örgiitlenmeile
birey arasmdaki
ilişki
konusundaöz
an|ama ve meşrulaştırrıa sağlayan aıaçlar) arasındavar olaır
(göreli) örtiişmenin ortadaırkallanası
ile bir
geçiş
siiıecinegirilınekte,
siyasetinamacı
bu
diizeyler
arasrndayeni
bir
örtiişmeyisağlama
çabasl
olmaktadır.Kitlesel
yerindğnedilme
(disembedding)siireçleri,
doğudan
giindelik yaşaİnın yeniden iiretilmesi
ile
ilgili
sorunlar oluşturduğundan
sivil
toplum bütiincül bir yenidenyap
anmayrgeıektirmektedir (Wagner' 1996).
Bu
yapılanmanın temel taşı olarak, arfik sözleşmecilerin soyut,kurgusal
biıeyi
değl'
siiırekli
inşa
edilen
kolektif
kimtikler
tartışılııaktadır.
Örneğin Touraine, toplumsal siyasal aktörya da özrc
olaıak
yeni toplumsal hmeketleri olumlaıken,Maffesoli
kabileselleşmesiirecinden
söz
ederek
bir
bütiiıııe
katkıda
bulunmayan kabilelerinçeşitliliğini
ve
çoğulluğunu vurgulamaktadır(Wagııeı,
1996:
258).Touraine'nin tarhşfiğl
gibi,
ekonomi
ile
kiiltiirler
arasında yaşanan kopukluk, ya öznelerin yani eyleyenlerin kiiresel ekonominin mantığna indiıgenmesini,dolaysıyla
kiiresel ekonominin utkusunu getirir,ya
da toplumsal rollerden çok ktiltiireVekinsel aitliklere dayalı yenikimliklerin
oluşmasını sağlar. İhsan
kendini
globalleşen topıumda yurttaşya
daçalışan olarak tanımlayamaüğında
ırka,
dine, inanca davranışaya
dalısacasr kiiltiirel
topluluklara
göıe
tanrmlamaeğilimi
aıhnaktadır(Touraine, 2002:49).
Ahmeı özalp
-
Burada genelbir
özet yerine,Gıamsci,nin
kavramlanyla, varolan
durum.i?erine
çıkanmlarda bulunmakbize
tartışma zeminlerisunacaktır. Öncelikle,
ulus
devletin fonksiyonlannın azalması ile
toplumsal
alan
önem kazaıımaya başlamıştır.Kadın
hmeketleri, çevrehareketleri, niikleer
kaşıtı
hareketler vb. toplumsal hareketler üst yapısal alanda eklemlenebiliıler.Ancak,
yoksullann,azmlıklanı,
göçminlerin piyasaya göre biçimlenmiş toplumsal entegfasyonun dışında ialmalan,metalaşmrş sağhk, eğitim,
konut
gibi
insani
hizınetlerin
dışındafutıİmalan ve bunlann
sonucunda eşitsizliğin global diizeyde yenideniiretimi, hem ahlaki hem
politik
açıdan
siül
toplum
tartşmalannmnirengi noktalmıdıı. *Global
biı
tarihselblok-
şu
an
için
miimkiinolmamaktadır;
sivil
toplum organikbir
bütiinliik
içiııde
nitelikselbir
dönüşiim geçiımedikçe de miimkiin olamayacaktrr.
-
Global
kapitalistbir
tarihselblok
çabasınınbir
ayağı
olanuluslaraıası örgütlerden
-NGo,lar
(htikiimet
dışı
organizasyonlar),Greenpeace,
Kızıl,has,
Sınır
TanımayanDoktorlar,
Sınır
TanımayanAııukatlm vs.- ya da birçoğu onlann uzantrsr ulusal örgütlerden
ibareibiı
sivil
toplum, kapitalizmin semptomlarını gidermeye"gramatta,
gtınaııçıkarmakta
ve
de
politik
amaçlaıla yoğrulmuş
ti,
ltiytırı_"ıtıg" boğulmaktadıı.Etnik, kiiltiirel,
dinselfarklı
cemaatlerdenoıu(tııruı;an
siül
toplum alanı ise,siül
olmaktan öte globalleşme siirecinin ,.matrix,,in
dışına
ittiği
insanlann
yaşa&ğ,
derinleşenkapiİalizınn Minc'in
( 1 995) deyimiyle, ortaçağıdr.
-
-oysa
sivil
toplumtm
kökloinin
dayandığı ortaçağ
keİıtdevletlerinde 'Aivere
civil"
@ocock, 1975), antikyunan,da.Vita
activa-(Arendt, 2000) olarak kavramsallaştınlaı,önceliği politik
eylem olanyaşam
biçimi,
yurttaşlanı
bir
araya geldikleri
ve
ortak
bir
amaca yöneldikleri yerdeve
anda"siül
bir toplum.uı
ortayaçıktığnı
kabuletrnemizi gerektirir.
Bu
düzlemdesivil
toplum,Cangubay,ın
(2003)trımladlğı biçimile
"insanınne'liğıden
(verili
olan özeıliklerinden )ibaret
iken
değil,
eylerkenyeı
alabileceğ kamusal
alan,, boyutunuiçermelidir. Ulus devlet hala bu çerçeveyi belirleyen ve fonksiyonel
kılan
Iefelans noktasıdır. Devletin boşalttığ alanı doldurmaya uğaşan sorumlu
yurttaşlanı kurumsallaştımıaya çalışfiğı