T.C.
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ
BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR ÖĞRETMENLĠĞĠ ANABĠLĠM DALI
ORTA ÖĞRETĠM KURUMLARINDA ÖĞRENĠM GÖREN
ÖĞRENCĠLERĠN FĠZĠKSEL AKTĠVĠTE DÜZEYLERĠNĠN
ARAġTIRILMASI
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
Hazırlayan
Poyraz Fatih ĠÇÖZ
Ankara Mayıs, 2011
T.C.
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ
BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR ÖĞRETMENLĠĞĠ ANABĠLĠM DALI
ORTA ÖĞRETĠM KURUMLARINDA ÖĞRENĠM GÖREN
ÖĞRENCĠLERĠN FĠZĠKSEL AKTĠVĠTE DÜZEYLERĠNĠN
ARAġTIRILMASI
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
Poyraz Fatih ĠÇÖZ
DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Seyfi SAVAġ
Ankara Mayıs, 2011
i
JÜRĠ VE ENSTĠTÜ ONAY SAYFASI
Poyraz Fatih ĠÇÖZ‘ün Orta Öğretim Kurumlarında Öğrenim Gören Öğrencilerin Fiziksel Aktivite Düzeylerinin AraĢtırılması baĢlıklı tezi 07.06.2011 tarihinde, jürimiz tarafından Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiĢtir.
Adı – Soyadı Ġmza
Üye (Tez DanıĢmanı) : ...……… Üye : ………... Üye : ………...
ii
ÖNSÖZ
Orta öğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin fiziksel aktivite düzeylerinin araĢtırılmasına yönelik olarak yapmıĢ olduğum çalıĢmamda içeriğin düzenlenmesinde, sonuçların yorumlanmasında ve tezin her aĢamasında desteğini hiç esirgemeyen danıĢman hocam, Sayın Yrd. Doç. Dr. Seyfi SavaĢ‘a, çalıĢmamın istatistiklerinde bana yardımcı olan Sayın Yrd. Doç. Dr. Cemal Atakan‘a, tez çalıĢmanın istatistiklerinde ve anketin uygulanmasında benden yardımlarını esirgemeyen Doç. Dr. Ayda Karaca‘ya, tezimin her aĢamasında yanımda olan ve benden yardımını esirgemeyen sevgili arkadaĢım Özge GüneĢ Erpek‘e, her zaman yanımda olan benden maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen aileme, çalıĢmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden değerli öğrencilerimize sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.
Poyraz Fatih Ġçöz Beden Eğitimi Öğretmeni
iii
ÖZET
ORTA ÖĞRETĠM KURUMLARINDA ÖĞRENĠM GÖREN ÖĞRENCĠLERĠN FĠZĠKSEL AKTĠVĠTE DÜZEYLERĠNĠN ARAġTIRILMASI
Ġçöz, Poyraz Fatih
Yüksek Lisans, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Anabilim Dalı Tez DanıĢmanı: Yrd. Doç. Dr. Seyfi SavaĢ
Mayıs-2011
Bu araĢtırmada, farklı yaĢlarda, okullarda, alanlarda öğrenim gören orta öğretim kurumu öğrencilerinin fiziksel aktivite düzeylerini belirlemek, yaĢ, cinsiyet, sosyo-ekonomik düzey, ebeveyn meslekleri, fiziksel aktivite ile ilgili daha önceden bilgisi olup olmaması ile fiziksel aktivite düzeyi arasındaki iliĢkiyi değerlendirmek ve fiziksel aktivitenin yararları dikkate alındığında daha sağlıklı bireyler ve toplum için bireylerin fiziksel aktiviteye teĢvik edilmeleri amaçlanmaktadır. AraĢtırmanın evrenini Ankara ili BüyükĢehir Belediyesi sınırları içinde bulunan farklı semtlerdeki orta öğretim kurumlarında öğrenim gören tüm öğrenciler oluĢtururken, örneklem grubu ise farklı semtlerden seçilmiĢ orta öğretim kurumlarından 6 okul ve kız (n=217), erkek (n=274) toplam 491 öğrenciden oluĢmaktadır. Deneklerin boy uzunluğu ve vücut ağırlığı alındıktan sonra fiziksel aktivite düzeyleri Karaca tarafından geliĢtirilen Fiziksel Aktivite Değerlendirme Anketi (FADA) ile belirlendi. Aktivitelerin Ģiddeti (met/hafta), süresi (saat/hafta) olarak belirlendi. Verilerin analizinde ortalama, standart sapma, frekans ve yüzde değerleri bulunmuĢtur. Belirlenen değiĢkenlere göre, bazı kategorik değiĢkenler arasında fark olup olmadığı ve fark varsa hangi gruplar arasında olduğu belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Her karĢılaĢtırma için; öncelikle ortalama ve standart sapma gibi tanımlayıcı istatistikler elde edildi. Daha sonra her bir değiĢken için grupların karĢılaĢtırılması Anova testi ile yapıldı. Eğer elde edilen p değeri < 0,05 ise karĢılaĢtırılan gruplar arası fark vardır denir. Farklılığı yaratan grupları belirlemek için LSD (En Küçük Fark) testi ile ikiĢerli karĢılaĢtırıldı. Burada da p değeri < 0,05 ise, karĢılaĢtırılan iki grup farklıdır sonucuna varıldı. AraĢtırma sonucunda öğrencilerin yaĢ gruplarına, ebeveyn eğitim durumlarına, ailenin gelir durumuna, alanlara (bölüm), sınıflara göre fiziksel aktivite düzeylerinde korelasyon saptanmıĢtır.
iv
ABSTRACT
THE STUDY OF THE PHYSICAL ACTIVITY LEVELS OF HIGH SCHOOL STUDENTS
Içöz, Poyraz Fatih
Postgraduate Degree, Physical Education and Sports Teaching Department Supervisor: Yrd. Doç. Dr. Seyfi SavaĢ
May-2011
In this research, it was aimed to determine the physical activity levels of high school students of different ages, schools and fields. The other aims were to evaluate the relationship between physical activity and age, gender, socioeconomic level and parents‘ careers of these students and to encourage them to do more physical activity for healthier individuals and a healthier society. The research population consisted of all high school students being educated in the greater municipality of Ankara—217 girls and 274 boys from 6 different schools exemplified out of all students. After measuring the heights and weights of the students, physical activity levels of them were determined by Physical Activity Assessment Questionnaire, which was developed by Karaca. The intensity of the activity was determined as MET per week and the duration determined as hours per week. In analysis of the data, mean, standard deviation, frequency and percent values were calculated. It was determined whether there were differences between some categorical variables according to specified variables and, if there were, between which groups. For every comparison, before all else, descriptive statistics like mean and standard deviation were calculated. After that, for every variable, a comparison of the groups was done by ANOVA test. If the p valve is less than 0.05, it is said that there is a difference between the groups. To determine the groups which cause the differences, they were compared in pairs by LSD test. If the p value is less than 0.05 here too, it is concluded that these two groups are different. The results of the research showed that there was a correlation in physical activity levels with respect to age, parents‘ academic background and family income level, and fields.
v
ĠÇĠNDEKĠLER
Sayfa No
JÜRĠ ÜYELERĠNĠN ĠMZA SAYFASI ...i
ÖNSÖZ ... ii
ÖZET ... iii
ABSTRACT ... iv
ĠÇĠNDEKĠLER ... v-vii TABLOLAR LĠSTESĠ ... viii-ix I. BÖLÜM 1. GĠRĠġ ... 1 1.1. Amaç ... 5 1.2. Önem... 5 1.3. Sınırlılıklar ... 6 1.4 .Tanımlar ... 7 II. BÖLÜM 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 10 2.1. Fiziksel Aktivite ... 10
2.2. Fiziksel Aktivite Olarak Kabul Edilen Aktiviteler ... 12
2.3. Fiziksel Aktivitenin Belirleyicileri ... 12
2.4. Fiziksel Aktivitenin Etkileri ... 13
2.5. Fiziksel Aktivitenin Sağlığımız Üzerine Etkileri ... 14
2.5.1. Fiziksel Aktivitenin Beden Sağlığımız Üzerine Etkileri ... 14
2.5.1.1. Kas Ġskelet Sistemi Üzerine Etkileri ... 14
2.5.1.2. Diğer Vücut Sistemleri Üzerine Etkileri ... 15
vi
. Sayfa No
2.5.2. Fiziksel Aktivitenin Ruhsal ve Sosyal Sağlığımız Üzerine Etkileri ... 16
2.5.3. Fiziksel Aktivitenin Gelecekteki YaĢantımız Üzerine Etkileri ... 17
2.5.4. Fiziksel Aktivitenin Toplumsal Etkileri ... 17
2.6. Fiziksel Aktivite Seçimi ... 18
2.7. Fiziksel Aktiviteye Yönlendirme ve Program ... 19
2.8. Fiziksel Aktivite Önerileri ... 19
2.9. Fiziksel Aktivite Ġçin Tedbirler ... 20
2.10. Fiziksel Uygunluk ... 21
2.11. Fiziksel Ġnaktivite ... 22
2.11.1. Fiziksel Aktivite Yapmaya Engel Olan Sebepler ... 24
2.12. Adolesan Dönem ... 25
2.12.1. Adolesan Dönemde Egzersiz Yapma Nedenleri ... 26
2.12.2. Adolesan Dönemde Yapılan Egzersizin Amaçları ... 27
2.12.3. Adolesan Dönem Ġçin Fiziksel Aktivite Önerileri ... 27
2.12.4. Adolesan Dönemde Beden Eğitimi ve Spor Dersinin Önemi ... 28
2.12.5. Türkiye‘de Adolesan Dönemin Mevcut Durumu ... 30
2.13. Fiziksel Aktivite Değerlendirme Yöntemleri ... 31
2.13.1. Direkt Yöntemler ... 32
2.13.2. Ġndirekt Yöntemler ... 32
2.14. Fiziksel Aktivite Anketleri ... 33
2.14.1. Global (Evrensel) Anketler ... 33
2.14.2. Hatırlama Anketleri ... 33
2.14.3. Nicel Anketler ... 33
2.14.4. Fiziksel Aktivite Anketlerinin Sınırlılıkları ... 34
2.14.5. Fiziksel Aktivite Anketlerinin Geçerliliği ... 34
2.14.6. Fiziksel Aktivite Değerlendirme (FAD) Anketi ... 34
vii Sayfa No III. BÖLÜM 3. YÖNTEM... 36 3.1. AraĢtırmanın Modeli ... 36 3.2. Evren ve Örneklem ... 36
3.3. Verilerin Toplama Teknikleri ... 37
3.3.1. Boy Uzunluğu Ölçümü ... 37
3.3.2. Vücut Ağırlığının Ölçümü ... 37
3.3.3. Fiziksel Aktivite Değerlendirme Anketi ... 38
3.3.4. Fiziksel Aktivite Biçimleri ve MET Değerleri ... 39
3.4. Verilerin Analizi ... 40 IV. BÖLÜM 4. BULGULAR ve YORUM... 41 V. BÖLÜM 5. SONUÇ ve ÖNERĠLER ... 70 5.1. Sonuç ... 70 5.2. Öneriler ... 71 KAYNAKÇA ... 73 EKLER
viii
TABLOLAR LĠSTESĠ
Sayfa No
Tablo 1. Bazı Fiziksel Aktivitelerin Met Değerleri ... 39
Tablo 2. Örneklem Grubuna Ait Demografik Bilgiler ... 41
Tablo 3. Örneklem Grubunun Cinsiyetinin YaĢlarına Göre Dağılımları ... 42
Tablo 4. Örneklem Grubunun Ebeveyn Eğitim Durumlarına Göre Dağılımları ... 42
Tablo 5. Örneklem Grubunun Aile Gelir Durumlarına Göre Dağılımları ... 43
Tablo 6. Örneklem Grubunun Ebeveyn Mesleklerine Göre Dağılımları ... 44
Tablo 7. Örneklem Grubunun Fiziksel Aktivite Düzeyi Hakkında Bazı Bilgi ve AlıĢkanlıklarına Göre Dağılımları ... 45
Tablo 8. YaĢ Gruplarının Ġlgili değiĢkenlere Göre KarĢılaĢtırılması ... 46
Tablo 9. YaĢ Gruplarının Anova Testi Sonuçları ... 47
Tablo 10. YaĢ Gruplarının Merdiven Çıkma Aktivitesine Göre Ġkili KarĢılaĢtırılması ... 48
Tablo 11. YaĢ Gruplarının UlaĢım Aktivitesine Göre Ġkili KarĢılaĢtırılması ... 48
Tablo 12. Örneklem Grubunun Cinsiyete Göre Ġkili KarĢılaĢtırılması ... 49
Tablo 13. Örneklem Grubunun Cinsiyete Göre Anova Testi Sonuçları ... 50
Tablo 14. Annenin Eğitim Durumu Ġle Bazı DeğiĢkenlerin Ġkili KarĢılaĢtırılması ... 51
Tablo 15. Annenin Eğitim Durumu Ġle Ġlgili Anova Testi Sonuçları ... 52
Tablo 16. Annenin Eğitim Durumu Ġle Merdiven Çıkma Aktivitesinin Ġkili KarĢılaĢtırılması ... 53
Tablo 17. Babanın Eğitim Durumu Ġle Bazı DeğiĢkenlerin Ġkili KarĢılaĢtırılması .... 54
Tablo 18. Babanın Eğitim Durumu Ġle Ġlgili Anova Testi Sonuçları ... 55
Tablo 19. Babanın Eğitim Durumu Ġle Merdiven Çıkma Aktivitesinin Ġkili KarĢılaĢtırılması ... 56
ix
Tablo 21. Ailenin Gelir Durumu Ġle Ġlgili Anova Testi Sonuçları ... 59
Tablo 22. Ailenin Gelir Durumunun Merdiven Çıkma Aktivitesine Göre Ġkili KarĢılaĢtırılması ... 60
Tablo 23. Bölüm (Dallara) Göre Fiziksel Aktivite Düzeylerinin KarĢılaĢtırılması ... 60
Tablo 24. Bölüm (Dallara) Göre Fiziksel Aktivite Düzeyi Anova Testi Sonuçları ... 61
Tablo 25. Bölüm (Dallara) Göre Spor Aktivitelerinin Ġkili KarĢılaĢtırılması ... 62
Tablo 26. Seçmeli Ders Olarak Beden Eğitimi Dersi Alan Öğrencilerle Almayan Öğrencilerin Fiziksel Aktivite Düzeylerinin KarĢılaĢtırılması ... 62
Tablo 27. Beden Eğitimi Dersini Seçmeli Ders Olarak Alan Öğrencilerle Almayan Öğrencilerin Fiziksel Aktivite Düzeyleri Anova Testi Sonuçları ... 63
Tablo 28. Fiziksel Aktivite AlıĢkanlığı Ġle Ġlgili Daha Önce Bilgisi Olan Öğrencilerle Olmayan Öğrencilerin Fiziksel Aktivite Düzeylerinin KarĢılaĢtırılması ... 64
Tablo 29. Fiziksel Aktivite AlıĢkanlığı Ġle Ġlgili Daha Önce Bilgisi Olanlarla Olmayanların Fiziksel Aktivite Düzeyleri Anova Testi Sonuçları ... 65
Tablo 30. Sınıflara Göre Fiziksel Aktivite Düzeylerinin KarĢılaĢtırılması ... 66
Tablo 31. Sınıflara Göre Fiziksel Aktivite Düzeyi Anova Testi Sonuçları ... 67
Tablo 32. Sınıflara Göre UlaĢım Aktivitelerinin Ġkili KarĢılaĢtırılması ... 68
Tablo 33. Sınıflara Göre Spor Aktivitelerinin Ġkili KarĢılaĢtırılması... 68
Tablo 34. Sınıflara Göre Evde Geçirilen Zaman Ġçerisindeki Aktivitelerin Ġkili KarĢılaĢtırılması ... 69
I. BÖLÜM
1. GĠRĠġ
Fiziksel aktivite kas ve eklemlerimizi kullanarak enerji harcanması ile gerçekleĢen, kalp ve solunum hızını arttıran ve farklı Ģiddetlerde yorgunlukla sonuçlanan aktiviteler olarak tanımlanır (Bek, 2008).
Fiziksel aktivite, iskelet kasları ile yapılan ve enerji tüketimi ile sonuçlanan tüm vücut hareketleridir (MemiĢ, 2007).
Fiziksel aktivite (FA), zinde ve neĢeli günlük yaĢam, vücudu hastalıklara karĢı koruma, alınan fazla enerjinin doğal bir Ģekilde harcanıp ĢiĢmanlığın önlenmesi, yaĢlanma ve yaĢlanmanın getirdiği organik gerilemenin yavaĢlatılması, solunum ve dolaĢım sistemlerinin üstün kapasiteye ulaĢması ve bu kapasitenin korunması, stres, gerginliklerin azaltılması ve koroner damar hastalıklarının getirdikleri ölüm olaylarını önleyici ve koruyucu etkinin arttırılması, sosyalleĢmenin sağlanıp yalnızlıktan kurtulmak ve duruĢ bozukluklarının önlenmesinde etkili olmaktadır (Arabacı ve Çankaya, 2007).
Teknolojinin getirdiği kolaylıklar, kentleĢme ve durmadan değiĢen yaĢam koĢulları günlük yaĢamda gençleri hareketsiz bir yaĢam tarzına sürüklemekte ve fiziksel performans açısından olumsuz yönde etkilemeye baĢlamıĢtır (Adıyaman ve ark., 2006).
Modern yaĢam tarzı ve endüstrileĢme enerji harcamasının azalmasına neden olmaktadır. EndüstrileĢmenin artması, bir yandan motorlu ulaĢım araçlarının kullanımını artırarak aktif ulaĢımın (yürüme ya da bisiklete binme) azalmasına neden olurken, diğer yandan televizyon izleme ve video oyunları gibi düĢük Ģiddetli aktivitelere ayrılan zamanın artması ile fiziksel aktivite düzeyinin azaldığı vurgulanmaktadır (Dunstan ve ark., 2004).
Günlük yaĢam temposu, bizi hareketsiz bir yaĢam tarzına her geçen gün daha fazla itmekte, azalan fiziksel aktivite ise hastalık ve sağlık sorunlarını artırıcı etkide bulunmaktadır. Devlet Ġstatistik Enstitüsü 1987 verilerine göre Ģehirde yaĢayan insanların kalp ve dolaĢım rahatsızlığından dolayı ölüm oranı % 37.2 iken 1991 istatistiklerinde bu oran % 41.1‘e kadar yükselmiĢtir (Zorba, 1999a). Türkiye‘de 2002 yılında 3181 kiĢi (1314 erkek, 1867 kadın) Ģeker hastalığından, 2373 kiĢi (993 erkek, 1380 kadın) hipertansiyondan ve 52403 kiĢi de (27455 erkek, 24948 kadın) kalp hastalıklarından (kronik romatizmal kalp hastalığı hariç) ölmüĢtür (T.C. BaĢbakanlık Devlet Ġstatistik Enstitüsü, 2004). Günümüzde bu oranın daha da arttığı tahmin edilmektedir. Bu oranın artmasındaki etkenlerden birinin de fiziksel aktivitenin bir yaĢam tarzı olarak benimsenmemesinden kaynaklandığını söyleyebiliriz (Zorba, 1999a). Teknolojik ilerlemelerle birlikte, Fiziksel Aktivite'lerde (FA) azalma meydana gelmiĢ ve FA ile ifade edilen etkinlikler değiĢime uğramıĢtır. Bireylerin FA düzeylerinin belirlenmesi ve düĢük düzeyde aktif olan bireylerin fiziksel aktiviteye yönlendirilmeleri açısından FA ölçümleri önem taĢımaktadır (Baecke ve ark., 1982).
Yapılan araĢtırmalar sonucunda elde edilen bilgilere göre orta ve yüksek düzeyde fiziksel aktivite bazı kronik hastalıklara yakalanma riskini ve ölümleri azaltabilmektedir. Bu hastalıkların en önemlileri; kardiyovasküler hastalıklar ve osteoporozdur. Fiziksel aktivitenin yararları dikkate alındığında optimal düzeyde yapılan fiziksel aktivite bireylerin ve toplumun daha sağlıklı olmasını sağlayabilir. Fiziksel aktivitenin arttırılması her yaĢ düzeyi için gereklidir (Vaızoğlu ve ark., 2004).
Fiziksel aktivite hem vücut ağırlığının kontrolünü sağlar hem de diğer mekanizmalarla kronik hastalık geliĢim riskini azaltır. Hareketsiz yaĢam tarzı iyi bilinen bir kardiovasküler hastalık için risk faktörüdür. Haftanın en az 5 günü yapılan ve sadece 30 dakika süren hafif fiziksel aktivitelerin bile kardiovasküler sorunları azalttığı bildirilmiĢtir (Aydın, 2006).
Eğitim bireyleri ve toplumları düzgün bir yaĢam biçimine ulaĢtırmada ve sahip olunan bilgi, beceri ve değerleri planlı bir Ģekilde bir sonraki kuĢağa aktarmada ve bu arada insan davranıĢlarını yaĢantılar yoluyla değiĢtirme sürecidir (Yetim, 2000).
Ulusların geleceği, yetiĢen ve yetiĢmekte olan gençlerin fiziksel ve ruhsal olarak iyi yetiĢtirilmesine bağlıdır. Ġnsanları fiziksel, toplumsal ve duygusal yönden yetiĢtirmek modern eğitimin temel ilkeleri arasındadır (Pepe ve ark., 2008).
Beden Eğitimi genel olarak, hareket etmeyi öğrenmek ve hareket yoluyla öğrenmek biçiminde tanımlanabilir. Bir baĢka deyiĢle beden eğitimi, fiziksel hareketlerin planlı bir süreç sonucunda yaĢantıya dönüĢtürülmesidir (GöktaĢ, 1994).
Beden eğitimi; okul beden eğitimi programlarında fiziksel aktiviteler ile öğrenci geliĢimine, bilgisine, tutumlarına, motor ve davranıĢsal becerilerine eğlenceli katılım sağlamak amacıyla yapılan ve fiziksel devamlılık içeren aktif hayat Ģeklidir (Kangalgil ve ark., 2006).
Amerikan Ulusal Beden Eğitimi ve Spor Birliğine (NASPE) göre, beden eğitimi dersinin ilk amacı öğrencilerde pozitif davranıĢlar geliĢtirmek ve hayat boyu fiziksel aktivitelerinin seviyelerinin yükseltilmesine ve fiziksel aktivite alıĢkanlığının bir yaĢam tarzına dönüĢmesine katkıda bulunmaktır (MemiĢ, 2007).
Eğitim, toplumlar açısından vazgeçilmez bir gereksinimdir. Eğitimin genel amacı yetiĢmekte olan çocukların ve gençlerin topluma sağlıklı ve verimli bir Ģekilde uyum sağlamalarına yardımcı olmaktır. Bu yardım aĢamasında genel eğitimin ayrılmaz bir parçası da beden eğitimi ve spordur. Beden eğitimi gençlerin geliĢimini birçok yönden etkilemektedir. Bu etkiler arasında gençlerin fiziksel, psikomotor, zihinsel, duygusal ve toplumsal geliĢimine olan etkileri yer almaktadır (Pepe ve ark., 2008).
Eğitimden beklenen, bireylerin gizli güçlerini ve yeteneklerini ortaya çıkararak en üst düzeyde geliĢtirilmesine yardım etmektir. Bireyleri fiziksel, zihinsel, duygusal ve toplumsal yönleriyle bir bütün olarak yetiĢtirmek çağdaĢ eğitimin temel ilkelerindendir. Görüldüğü gibi sadece fikir eğitimi üzerine yoğunlaĢmıĢ bir öğretim ve eğitim sistemi artık geçerli değildir. Çünkü insan sadece beyinden ibaret değildir, onun en az öteki kadar eğitilmeye gereksinimi olan bir vücudu ve ruhsal durumu vardır. Bedensel geliĢmenin, bütün eğitim faaliyetleri içinde ancak beden eğitimi ve spor programlarıyla mümkün olması, beden eğitimi ve sporun eğitim açısından değerini ortaya koymaktadır. Çocukların büyüme ve ergenlik çağlarında yaptıkları fiziksel aktivite, sosyal ve duygusal yeteneklerin olumlu geliĢimini arttırmaktadır. GeliĢmiĢ ülkelerin okullarındaki beden eğitimi programlarının temelini, fiziksel yeteneğin ve fiziksel uygunluğun geliĢimi ile yaĢam boyu sağlıklı yaĢam tarzı kavramını anlamak oluĢturmaktadır (Dalkıran, 2007).
Beden eğitimi dersleri orta öğretim kurumlarında Talim ve Terbiye Kurulunun 19.08.1998 tarih ve 174 sayılı kararıyla hazırlık ve 1. sınıflarda zorunlu, ikinci ve üçüncü sınıflarda seçmeli ders olarak programda yer almaktadır. Yeni uygulamayla süresi dört yıla çıkarılan orta öğretim kurumlarının programında da yine beden eğitimi dersi birinci sınıflarda zorunlu, diğer sınıflarda seçmeli ders olarak yer almaktadır. Okullardaki seçmeli dersler dönem baĢlarında yapılan kurullar tarafından belirlenmektedir (Dalkıran, 2007).
Talim ve Terbiye Kurulu BaĢkanlığı tarafından 11.09.2009 tarih ve 151 sayılı karar ile haftalık ders çizelgelerinde değiĢiklik yapılmıĢtır. Bu değiĢiklikle Beden Eğitimi / Müzik / Resim derslerinden biri öğrencilerin ilgi ve istekleri ile okulun imkânları doğrultusunda seçilir, aynı ders dört yıl süresince okutulur. Bu dersler 9. sınıfta 2 saat, diğer sınıflarda 1‘er saat olmak üzere iĢlenir (Orta Öğretim Kurumlarında Uygulanan Haftalık Ders Çizelgeleri ve Açıklamaları, 2009).
Erken yaĢlarda fiziksel aktivite alıĢkanlığı kazanmak, yetiĢkinlikte etkin yaĢam biçimini desteklemek için önemlidir ve erken yaĢlarda fiziksel aktiviteye baĢlayan bireyler daha sonra da aktivite yapmaya devam etmektedirler. Bu alıĢkanlığın kazanılmasında eğitim kurumlarına önemli roller düĢmektedir. Bu alıĢkanlıkta eğitim kurumlarında beden eğitimi dersleriyle kazandırılabilir (Vaızoğlu ve ark., 2004).
Her yaĢta fiziksel aktivitenin sağladığı yararlar önemlidir. Fiziksel aktiviteye önem vermeyen günün büyük bir kısmını bilgisayar veya televizyon baĢında geçiren gençlerin obeziteye daha yatkın oldukları bilinmektedir. Çünkü bu oturma süresince yiyecek tüketimlerine de artıĢ olmaktadır. Gençlere uygun fiziksel aktivite alıĢkanlığının kazandırılması ve bu davranıĢın alıĢkanlık haline getirilmesini sağlamak önemlidir (Baltacı ve ark., 2008). Son yıllarda yapılan değiĢikliklerle beden eğitimi seçmeli bir ders durumuna getirilmiĢ ve ders saatlerinde bir azalma meydana gelmiĢtir. Bunun sonucunda günden güne artan bir hareketsiz yaĢam tarzını benimseyen öğrencilerin daha az fiziksel aktiviteye, sağlıksız bir yaĢam tarzına ve içki, sigara gibi kötü alıĢkanlıklara yönlendikleri görülmektedir.
Bu araĢtırmayla orta öğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin fiziksel aktivite düzeylerinin araĢtırılması ve bunu yaparken cinsiyet, yaĢ, sınıf, sosyo-ekonomik düzey, beden eğitimi ders saatleri ile fiziksel aktivite düzeylerini iliĢkilendirmek, fiziksel aktivite konusunda daha önceden bilgi edinip edinmediklerini ortaya koymak
amacıyla planlanmıĢtır. AraĢtırma kapsamına Ankara ilinde altı farklı okulda öğrenim görmekte olan orta öğretim 9, 10, 11 ve 12. Sınıf öğrencilerinden 491 öğrenci alınmıĢtır.
1.1. Amaç
Bu araĢtırmanın amacı, orta öğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin fiziksel aktivite düzeylerinin araĢtırılması ve bu düzeyin çeĢitli değiĢkenlere göre değiĢiklik gösterip göstermediğinin incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda aĢağıdaki sorulara da cevap aranacaktır.
1. Öğrencilerin bölüm/dalları (Fen bilimleri, Türkçe-Matematik, Sözel, Yabancı
dil, Sanat ve Spor) ile fiziksel aktivite düzeyleri arasında anlamlı bir iliĢki var mıdır?
2. Öğrencilerin cinsiyetleri ile fiziksel aktivite düzeyleri arasında bir iliĢki var
mıdır?
3. Öğrencilerin yaĢları ile fiziksel aktivite düzeyleri arasında bir iliĢki var mıdır? 4. Fiziksel aktivite düzeyinin artırılmasında beden eğitimi derslerinin bir etkisi var
mıdır?
5. Beden eğitimi dersini seçmeli ders olarak alan öğrencilerle seçmeli olarak baĢka
ders (resim, müzik v.b) alan öğrencilerin fiziksel aktivite düzeyleri arasında anlamlı bir fark var mıdır?
6. Öğrencilerin ailelerinin sosyo-ekonomik durumlarıyla fiziksel aktivite düzeyleri
arasında bir iliĢki var mıdır?
7. Öğrencilerin ebeveynlerinin eğitim durumlarıyla fiziksel aktivite düzeyleri
arasında bir iliĢki var mıdır?
8. Fiziksel aktivite alıĢkanlığı ile ilgili daha önceden bilgisi olan öğrencilerle
olmayan öğrencilerin fiziksel aktivite düzeyleri arasında bir iliĢki var mıdır?
9. Sınıflara (9, 10, 11, 12) göre fiziksel aktivite düzeyleri arasında bir iliĢki var
mıdır?
1.2. Önem
Fiziksel aktivite hayatımızın tüm dönemlerinde psikolojik ve fiziksel sağlığımızı etkilemektedir. Fiziksel aktivitenin günlük yaĢantıda alıĢkanlık haline getirilip hayat boyu devam ettirilmesi öncelikle birey, sonra da toplum sağlığı açısından son derece
önemli bir konudur. ÇağdaĢ eğitimin ve fiziksel aktivitenin ortak amacı sağlıklı bireyler yetiĢtirmek ve böylelikle sağlıklı bir toplum oluĢturmaktır.
Bir ülkedeki genç nüfus o ülkenin geleceği için oldukça önemlidir. Ġlerleyen süreçte ülkenin yönetimi ve ilerlemesini bu genç nüfus sağlayacağı için genç nüfusun yaĢam tarzı, alıĢkanlıkları ve onların olumlu davranıĢlara nasıl yönlendirileceği oldukça önemlidir. Bu nedenle araĢtırma grubu orta öğretim kurumu öğrencileri arasından seçilmiĢ ve onların fiziksel aktivite düzeyleri araĢtırılmak istenmiĢtir. Fiziksel aktivite alıĢkanlığının kazanılmasında eğitim kurumlarına önemli roller düĢmektedir. Eğitim kurumlarında bu alıĢkanlık beden eğitimi dersleriyle öğrencilere aktarılmaktadır. Bu çalıĢmada beden eğitimi programları, ders saatleri ve bu dersin zorunlu veya seçmeli olarak alınmasının fiziksel aktivite düzeyi üzerinde bir etkisinin olup olmadığı objektif bir Ģekilde değerlendirilebilecek ve bu konuda oluĢan sorunlara çözüm aranmaya çalıĢılacaktır.
Farklı yaĢlarda, farklı okullarda, farklı alanlarda öğrenim gören öğrencilerin fiziksel aktivite düzeyleri belirlenerek bu farklılıklarla fiziksel aktivite düzeyleri arasında bir iliĢki olup olmadığı araĢtırılacaktır. Ayrıca farklı sosyo-ekonomik ve kültürel çevrelerde öğrenim gören öğrencilerin fiziksel aktivite seviyelerinin karĢılaĢtırılması daha detaylı bir araĢtırma olması açısından önemlidir.
1.3. Sınırlılıklar
Bu araĢtırma;
1. 2009-2010 eğitim-öğretim yılı ile sınırlıdır.
2. Orta öğretim öğrencileri (9-12 sınıf) ile (6 okul, 491 öğrenci ile) sınırlıdır. 3. Eldeki veriler çalıĢmanın yapılacağı zaman dilimi ile sınırlıdır.
4. Ölçü araçlarının ölçme dereceleri ve kullanılacak istatistiksel tekniklerin
yeterliliği ile sınırlıdır.
5. AraĢtırmanın yapılacağı 6 okul ile sınırlıdır.
6. Elde edilen bulgular anket formundaki sorularla sınırlıdır.
7. Talim Terbiye Kurulu BaĢkanlığı tarafından yayınlanan 11.09.2009 tarih ve 151
1.4. Tanımlar
Eğitim: Bireyin davranıĢlarında kendi yaĢantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik
değiĢme meydana getirme sürecidir (Ertürk, 1984).
Beden Eğitimi: KiĢinin fiziksel hareketlere katılmak suretiyle davranıĢlarında
kasıtlı olarak beden eğitiminin amaçlarına uygun (bedensel, duygusal, sosyal ve zihinsel) değiĢme meydana getirme sürecidir. Beden eğitiminde eğitimin diğer alanlarından farklı olarak ―hareket öğrenme ve hareket yoluyla öğrenme‖ esas alınmaktadır. Bir baĢka deyiĢle ―beden eğitimi fiziksel hareket yoluyla insanın eğitilmesidir‖ (Tamer ve Pulur, 2001).
Egzersiz: Planlı, yapılandırılmıĢ, tekrarlayıcı fiziksel uygunluğun bir ya da
birkaç unsurunu geliĢtirmeyi amaçlayan sürekli aktivitelerdir (Özer, 2006).
Fiziksel Aktivite: Ġskelet kasları vasıtası ile vücudun hareketi sonucunda enerji
tüketimidir (Sirard ve Pate, 2001).
Metabolik EĢdeğer (MET): Aktiviteden kaynaklanan enerji tüketim miktarının
istirahat sırasındaki enerji tüketimine olan oranına MET denir. Aktivitelerin Ģiddetleri sınıflandırılırken genellikle MET değerleri kullanılır ( Howley, 2001).
Bir MET bireyin istirahat metabolik hızına eĢittir. Bir diğer tanıma göre; bir MET vücudun kilogramı baĢına dakikada yaklaĢık 3,5 ml oksijen tüketimine denktir. Vücut aktivite sırasında ne kadar çok çalıĢır ve aktif olursa, MET değeri de o kadar yüksek olur (Onurlu, 2010).
Fiziksel Uygunluk: Hareketlerin doğru olarak yapılmasını ve fiziksel
dayanıklılıkla ilgili olarak vücudun mevcut kondisyon durumunu ifade eder (Zorba, 1999a).
Fiziksel aktivite yapmak için gerekli olan becerilere bireyin sahip olmasıdır. Performansa yönelik uygunluk elementleri; çabukluk, denge, koordinasyon, güç ve hızdır. Sağlığa yönelik uygunluk elementleri ise; vücut kompozisyonu, kalp ve solunum fonksiyonu, esneklik, dayanıklılık ve kuvvettir (MemiĢ, 2007).
Adolesan: Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 10 -19 yaĢ grubu ― Adolesan
Dönemi ‖, 15 -24 yaĢ grubu ― Gençlik Dönemi ― ve 10 -24 yaĢ grubu ise ―Genç Ġnsanlar ― olarak tanımlanmaktadır (Alpua, 2006).
Adolesan Latincede ―matür olmak‖, ―büyümek‖ anlamındadır. Adölesan dönemi; fiziksel, ruhsal, biyokimyasal ve sosyal yönden hızlı büyüme, geliĢme ve olgunlaĢmanın gerçekleĢtiği, değiĢimlerin yaĢandığı çocukluktan eriĢkin yaĢama geçiĢ dönemidir. Bu dönemde geçmiĢ sorgulanır, gelecekle ilgili kararlar verilir (Alpua, 2006).
Erken Adolesan Dönem: Cinsel geliĢme ve fiziksel büyümenin en hızlı olduğu
dönemdir ve 11 -14 yaĢları arasını kapsar. Adolesanda, vücudunda olan hızlı fiziksel değiĢikliklere karĢı ĢaĢkınlık ve endiĢe duyguları vardır. Kendi vücuduna yabancılaĢır, kendine saygısı azalır. Ayrıca bu değiĢikliklere ayak uyduramama nedeniyle de etrafındaki kiĢilere karĢı davranıĢ ve tepkilerinde ani çıkıĢlar görülmektedir. Bunun yanı sıra ilerideki vücut yapısının, hayalindeki vücut yapısına uygun olup olmayacağına dair endiĢeler de taĢır. Bu dönemde bireyin özgür olma arzusu çok belirgindir (Alpua, 2006).
Orta Adolesan Dönem: 14 -15 yaĢlarında baĢlayıp, 16 -17 yaĢlarında biter. Bu
dönem de büyüme yavaĢlar, adolesan eriĢkin boyun %90‘ına ulaĢır. Vücudundaki fiziksel değiĢiklikleri kabul etmeye baĢlar ve arkadaĢ grupları onun için çok önemli olmaya baĢlar. Bunun yanı sıra karĢı cinsiyete ilgisi de baĢlar. Bağımsız olma isteği devam eder, ancak bu isteğini etrafına kabul ettirmek için daha önceki dönemde gösterdiği saldırganlık davranıĢı kaybolmaya baĢlar. EriĢkinleri taklit etmeye baĢlar, bu taklit davranıĢları arasında sigara içme, alkol alma gibi gencin fiziksel geliĢimini olumsuz etkileyebilecek davranıĢlar da yer alabilir (Alpua, 2006).
Geç Adolesan Dönem: Bu dönemde büyüme ve geliĢme tamamlandığı için
adolesan dönemde geliĢmeye baĢlayan soyut düĢünce yapısı artık tamamen yerleĢir. Geleceğe iliĢkin kararlar verebilecek sosyal olgunluğa eriĢmiĢtir ve etrafı ile rahatça iliĢki kurabilir (Alpua, 2006).
II. BÖLÜM
2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE
2.1. Fiziksel Aktivite
Fiziksel aktivite; iskelet kaslarının yardımıyla yapılan ve enerji harcanmasına neden olan vücut hareketleri olarak tanımlanmaktadır. Günlük yaĢamdaki FA, iĢ veya okul, spor, ev iĢleri veya diğer aktiviteler olarak kategorize edilebilir (ġahin, 2002).
Fiziksel aktivite; iskelet kasları vasıtası ile vücudun hareketi sonucunda enerji harcamasıdır. Fiziksel aktivitenin fizyolojik sonuçları enerji harcaması ve kalp – solunum (kardiyorespiratuar) fonksiyonlarının düzeylerinin yükseltilmesi Ģeklindedir (Karaca, 1998).
Fiziksel aktivite, iskelet kaslarının kasılması sonucunda üretilen, bazal düzeyin üzerinde enerji harcamayı gerektiren bedensel hareketler olarak tanımlanmaktadır (Özer, 2001). Bir baĢka tanıma göre, kaslara dinlenme seviyesi üzerinde uygulanan ve enerji harcanmasına sebep olan herhangi bir güç olarak tanımlanabilir (Baranowski ve ark., 1999).
Fiziksel aktivite kronik hastalıkların önlenmesi ve rehabilitasyonunda önemlidir. Düzenli olarak yapılan fiziksel aktivite kan basıncını düĢürüp, obeziteyi önleyerek bazı sağlık problemlerinin oluĢma riskini azaltmaktadır. Koroner arter hastalıkları, kardiyovasküler hastalıklar, bazı kanser tipleri, tip 2 diabet, osteoporoz ve fiziksel aktivite arasında iliĢki kanıtlanmıĢ olmakla birlikte hala bir çok sorunun cevabı için daha fazla araĢtırma yapılması gerekmektedir (Aslan, 2003).
Fiziksel aktivite, vücudun biyomekanik ve biyokimyasal olarak sağlık ve performans boyutu açısından karmaĢık tepkisidir. Egzersiz ise; planlanmıĢ, yapılandırılmıĢ ve fiziksel kondisyona ulaĢmak, geliĢtirmek veya sürdürebilmek amacıyla tekrar edilen fiziksel aktivitenin alt kümesidir. Fiziksel kondisyon ise; sağlık veya beceri ile iliĢkili özelliktir (Haskell ve Kiernan, 2000).
Fiziksel aktivite sıklıkla üç boyutta tanımlanır. Süre (saat, dk), sıklık (haftada, ayda kaç kez), Ģiddet (saatte kaç kilojoule veya dakikada kaç kalori enerji tüketimi olmuĢ). Serbest zaman fiziksel aktivitesi, iĢ dıĢındaki bütün aktiviteleri içerir ve üçe ayrılır:
Spor, oyun, formda kalmak için yapılan egzersizler
YürüyüĢ, bisiklet, merdiven çıkma
Ev iĢleri, rekreasyonel aktiviteler, bahçe iĢleri, araba yıkama vb. (Karaca, 1998).
Sağlıklı bir yaĢam için egzersiz, insanların günlük hayatının bir bölümü ve bir yaĢam tarzı haline dönüĢmelidir. Egzersiz ve fiziksel aktivite daha iyi fiziksel ve zihinsel sağlığa ulaĢmaya yardımcı olur, yaĢam kalitesini artırır ve bu da daha sağlıklı ve uzun bir ömür sağlar (Elkowitz, 1986).
Fiziksel aktiviteye katılımla solunum, dolaĢım, kas ve iskelet sistemi olumlu yönde geliĢirken, kuvvet, dayanıklılık, esneklik gibi kondisyonel özellikler de artmaktadır. Bunun yanı sıra hareket yoluyla topluma bireysel adaptasyon, takım uyumu, baĢarı ve performans iliĢkisi, sosyal imaj, kimlik edinme, tanınma, disiplin ve temel sosyokültürel değerlerin tanınması gibi sosyal geliĢimi olumlu yönde desteklemektedir. Çocukların ve bireylerin hareket yoluyla kendine güveni, kiĢilik geliĢimi, duygu ve düĢüncelerin doğru ifade edilmesi, becerilerin farkındalığı ve kendini kontrol edebilme gibi duygusal özelliklerinde geliĢim gözlenmektedir. Düzenli fiziksel aktiviteye katılım, kuralların öğrenilmesi, sağlık ve vücut kavramı, liderlik, cesaret, kendine yetme, baĢkalarına yardım etme, doğru-yanlıĢ arasındaki iliĢkiyi öğrenme, entellektüel geliĢim, yaĢam boyu sürebilecek alıĢkanlıklar ve davranıĢlar kazanma gibi biliĢsel geliĢimi sağlamaktadır. YaĢam kalitesinin artması, fiziksel uygunluk, kendine güven, pozitif fiziksel imaj ve stresle baĢ edebilme gibi olumlu etkilerinin yanı sıra; çağımızın en önemli sorunlarından olan obezite, kronik hastalıklar, hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalıkların azaltılmasında ve bu sorunların önüne geçilmesinde önemli bir etken olarak görülmektedir (Açıkada, 2009).
Fiziksel olarak bir aktivite yaptığı zaman, insan vücudunun fizyolojik fonksiyonlarında değiĢimler oluĢmaktadır. Hareket kas-iskelet sisteminin aktivasyonu ve kontrolünü gerektirir ve kardiovasküler ve solunum sistemler hareketi uzun süreli sürdürebilmeyi sağlar. Ġnsan vücudu fiziksel aktiviteye düzenli bir Ģekilde haftada birkaç gün katıldığı zaman yukarıda bahsedilen sistemleri vücudun verimliliğini ve kapasitesini arttırmak için bazı özel adaptasyonlara uğramaktadır. Bu değiĢimlerin ya da adaptasyonların miktarı yapılan fiziksel aktivitenin türüne, Ģiddetine, sıklığına ve süresine bağlıdır (ĠĢler, 2009).
2.2. Fiziksel Aktivite Olarak Kabul Edilen Aktiviteler Yürümek KoĢmak Sıçramak Yüzmek Bisiklete binmek Çömelmek – kalkmak
Kol ve bacak hareketleri
gibi temel vücut hareketlerinin tamamını ya da bir kısmını içeren çeĢitli spor dalları, dans, egzersiz, oyun ve gün içerisindeki aktiviteler fiziksel aktivite olarak kabul edilebilirler (Bek, 2008).
2.3. Fiziksel Aktivite Belirleyicileri
Fiziksel aktivitelerin belirleyicileri biyolojik, fiziksel ve sosyal çevreden kaynaklanabilir. Belirleyiciler aynı zamanda fiziksel aktivitelere katılımı kolaylaĢtırıcı faktörler olarak da tanımlanabilir. Bunlar;
Demografik ve biyolojik faktörler
Psikolojik, zihinsel ve duygusal faktörler
Beceriler
Sosyal ve kültürel faktörler
Fiziksel çevre faktörleri
Fiziksel aktivitenin özellikleridir (MemiĢ, 2007).
Yapılan bir araĢtırmada 8-13 yaĢ arasındaki kız öğrencilerin fiziksel aktivitelere sosyal iliĢki, eğlence ve beceri geliĢimi amacıyla katıldıkları gözlenmiĢtir. Ailenin sosyo-ekonomik durumu da ergenlik çağındaki çocukların fiziksel aktivite düzeyine etki eden unsurlardan biridir (MemiĢ, 2007). Yapılan baĢka bir çalıĢmada, ailesinin sosyo-ekonomik durumu düĢük olan ergenlik çağındaki öğrencilerin, akranlarına oranla sedanter ya da daha az aktif oldukları gözlenmiĢtir. Ayrıca, annenin eğitim durumunun yüksek olması, çocukların boĢ zaman aktivitelerine katılımının da yüksek olmasına sebep olmaktadır (Santos ve ark., 2004). Ergenlik döneminde çocuklara zorla,
istemedikleri egzersizleri yaptırmak ise fiziksel aktivitelere karĢı negatif bir tutum geliĢtirmelerine sebep olabilir (Sallis ve ark., 1996).
2.4. Fiziksel Aktivitenin Etkileri
Uzun ömür
Fiziksel hastalıklarda azalma
Psikolojik ve sosyal iyilik yaĢlılıkta bağımsız bir yaĢam
Bütün ölüm sebeplerini azaltma
Kroner kalp hastalıkları riskini azaltma
Kalp krizi ve kalp krizini takip eden ölüm oranına azaltma.
Felç riskini azaltma
Yüksek kan basıncını düĢürme
Kilo vermeye yardımcı olma
Ġnsilüne bağlı diyabetin düzelmesine yardımcı olma
Kemik yoğunluğunun artmasını sağlama
Orta Ģiddetteki depresyonu azaltma gibi olumlu etkileri bulunmaktadır.
Çocuklara küçük yaĢta sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite yapma alıĢkanlıklarının eğitimleriyle birlikte kazandırılması sağlıklı bir toplumun temellerini atmak için önemlidir (GüneĢ, 1998).
Ülkemizde sağlıklı beslenme ve fiziksel aktiviteye gerek bilinç gerekse bilgi eksikliği ve günlük yaĢamın sorunları, gerekse ekonomik sebeplerden dolayı gereken önem verilmemektedir. Çocuklara hayatları boyunca spor yapma alıĢkanlığının kazandırılmasının en iyi yolu ailenin ve okulun çocuğu spor yapmaya yönlendirmesidir. Bu konuda veliler büyük sorumluluk taĢımaktadırlar. Yetersiz aktivite sonucunda bedensel enerji kapasitesini iyi kullanamayan ruhsal ve fiziksel yönden sağlıksız nesiller yetiĢmesi sorunuyla karĢılaĢılmaktadır (KuĢgöz, 2005).
2.5. Fiziksel Aktivitenin Sağlığımız Üzerine Etkileri
Fiziksel aktivite ile sağlık arasındaki iliĢkiyi ortaya koymak için gençler üzerine yapılacak daha çok sayıda literatüre ihtiyaç olmasına karĢın fiziksel aktivitenin sağlık yönünden birçok faydasının olduğu açıktır (Pınar, 2003).
Fiziksel aktivitenin sağlığımız üzerine etkileri temelde üç baĢlık halinde incelenebilir:
Bedensel sağlığımız üzerine olan etkileri,
Ruhsal ve sosyal sağlımız üzerine olan etkileri,
Gelecekteki yaĢantımız üzerine olan etkileri.
2.5.1. Fiziksel Aktivitenin Bedensel Sağlığımız Üzerine Etkileri
Fiziksel aktivitenin bedensel sağlığımız üzerindeki etkileri iki ana baĢlık altında incelenebilir.
2.5.1.1. Kas Ġskelet Sistemi Üzerine Etkileri Kas kuvvetinin korunması ve arttırılması,
Kas tonusunun korunması ve düzenlenmesi
Vücut segmentlerini hareket ettiren aksi grup kaslar arasındaki dengenin
Kas - eklem kontrolünü arttırarak stabilitenin sağlanması,
Eklem hareketliliğinin korunması ve arttırılması,
Kas ve eklemlerin esnekliğinin korunması ve arttırılması (fleksibilite),
Hareket alıĢkanlığının ve fiziksel aktivite toleransının artması (kondisyon ve dayanıklılık),
Fiziksel aktivite içerisinde yapılan hareketlerin daha fazla tekrar sayılarında yapılabilecek oranda geliĢmesi (endurans),
Reflekslerin ve reaksiyon zamanının geliĢmesi,
Vücut düzgünlüğünün ve postürün korunması,
Vücut farkındalığının geliĢtirilmesi,
Denge ve düzeltme reaksiyonlarının geliĢmesi,
Yorgunluğun azaltılması,
Kas kasılması ve aktivitenin etkisiyle kemik mineral yoğunluğunun korunması ve osteoporozun önlenmesi,
Olası yaralanma, sakatlık ve kazalara karĢı bedensel korunma geliĢtirmesi (Bek, 2008).
2.5.1.2. Diğer Vücut Sistemleri Üzerine Etkileri
Kalbin dakikadaki atım sayısı azalır,
Kalbin boĢluklarında geniĢleme meydana gelir ve bir atımda pompalanan kan miktarında artıĢ olur,
Kalbin ritmi düzenlenir,
Damarların kan akıĢına olan direnci azalır ve kan basıncı düĢer,
Damar yapısının elastikiyetini arttırır,
Yüksek kan kolesterol ve trigliserit düzeyini etkileyerek damar hastalıkları riskini azaltır,
Kalbi güçlendirerek kalbe olan kan akıĢını arttırır ve kalp krizi geçirme riskini azaltır. Ayrıca geçirilmiĢ kalp krizleriyle baĢa çıkma oranını arttırır,
Akciğerlerin havalanması artar, solunum kapasitesinde artıĢ meydana gelir,
Düzenli aktivite yapan bireyler sigara bağımlılığından kurtulma konusunda inaktif bireylerden daha baĢarılıdırlar,
Düzenli fiziksel aktivite insülin aktivitesinin kontrolünü sağlayarak Ģeker hastalığının ve kan Ģekerinin kontrolüne yardımcı olur,
Vücudun su, tuz, mineral kullanımının dengelenmesine yardımcı olur,
Enerji gereksinimini yağları yakarak karĢılama alıĢkanlığı getirerek metabolizmayı hızlandırır ve kilo alımını önler,
Kadınlarda menopoza girme baĢlangıç yaĢını geciktirir, menopozun olumsuz etkilerinin hafifletilmesinde yardımcıdır,
Damar yapısına etkileri nedeniyle beyine olan kan akıĢının artıĢına bağlı olarak erken demans (bunama) ve unutkanlık geliĢim riskini azaltır,
Beyin damar hastalıkları geliĢim riskini azaltır,
2.5.2. Fiziksel Aktivitenin Ruhsal ve Sosyal Sağlığımız Üzerine Etkileri
Egzersiz zamanları bireyin kendine ayırdığı zaman dilimleridir ve yaĢama karĢı toleransı arttırır,
Kendini iyi hissetme ve mutluluk oluĢturur,
Fiziksel aktivite vücut ağırlığının korunması konusundaki etkileri nedeniyle bireylerin toplum içindeki konumu açısından etkilidir,
Sağlıklı kas, kemik ve eklem yapısı üzerine olumlu etkileri nedeniyle vücut düzgünlüğü ve farkındalığını geliĢtirerek bedeni ile barıĢık, özgüvenli bireyler yaratır,
Bireyler arası iletiĢim becerilerini geliĢtirir,
Olumlu düĢünebilme ve stresle baĢa çıkabilme yeteneğini geliĢtirir,
Her yaĢtan bireyler için sosyal uyum ve kabul görme oranını arttırır (Bek, 2008). Uluslararası literatürde, fiziksel aktivite düzeyinin ruh sağlığı ile iliĢkisini değerlendiren pek çok çalıĢmada, fiziksel etkinliklerin ruh sağlığını koruyucu etkisi olduğuna dair bilgiler mevcuttur (Karadağ, 2008).
Günümüzde teknolojinin geliĢimi ve giderek daha yaygın hale gelmesi nedeniyle insanlar, özellikle de gençler daha hareketsiz bir yaĢam tarzını benimsemektedirler. Hareketsiz yaĢamın fiziksel sağlık açısından olumsuz yönleri yaygın olarak bilinmektedir, ancak bu alanda ruh sağlığı ile ilgili çalıĢmalar nispeten yenidir (Karadağ, 2008).
Egzersiz ve ruh sağlığı arasındaki pozitif iliĢkiyi açıklamaya çalıĢan teorilerden birisi dikkati baĢka yöne çekme (distraction) hipotezidir. Bu hipoteze göre egzersiz sırasındaki kiĢinin dikkati, stres yaratan uyaranlar ya da duygulardan uzaklaĢmakta ve psikolojik bir iyilik hali oluĢturmaktadır. Diğer taraftan, fiziksel aktivite ve kendine güvende artıĢ ile ilgili bir teoriye göre fiziksel aktivite fiziksel becerileri geliĢtirmekte ve sonuç olarak kiĢinin özgüvenini arttırmaktadır (Karadağ, 2008).
Genel olarak, inaktif kiĢilerin, aktif kiĢilere göre iki kat fazla depresif semtomlara sahip olduğundan bahsedilmektedir. Fiziksel aktivitenin depresyon geliĢimine karĢı koruyucu etkisi olduğuna dair çalıĢmalar varsa da daha fazla araĢtırma gerektiği belirtilmektedir. Haftada 3 saat veya daha fazla spor yapan erkeklerde göreceli depresyon riski, hiç spor yapmayanlara göre %27 daha düĢük saptanmıĢtır (Özcan, 2002).
2.5.3. Fiziksel Aktivitenin Gelecekteki YaĢantımız Üzerine Etkileri
Sağlıklı yaĢlanmayı beraberinde getirerek bağımsız ve aktif yaĢlı bireyler yaratır,
Olası ani ve sistemik hastalıklar nedeniyle ölüm riskini azaltır,
Kanser geliĢim riskini azaltır ve kansere karĢı koruma sağlar,
Aktif yaĢayan bireylerde vücudun oksijen kullanma yeteneği arttığı için vücut direnci artar ve enfeksiyonlara karĢı koruma geliĢir,
Kas- iskelet sistemini güçlü tutarak yaĢlılıkta sık görülen düĢmeler ve düĢmelere bağlı kırık riskini azaltılır,
Depresyon, anksiyete ile baĢa çıkma gücünü arttırır, bireylerin yaĢamdan keyif almasını sağlar.
Fiziksel aktivitenin, istenen beklenen etkilerinin açığa çıkabilmesi bazı faktörlere bağlıdır. Bu faktörler:
Fiziksel aktivetenin;
Düzenli olarak yapılması,
Devamlılık,
Uygun yoğunluk seçimi,
Günlük süre,
Ġlerleyici program (Bek, 2008).
2.5.4. Fiziksel Aktivitenin Toplumsal Etkileri
Bireysel sağlığın ve dolayısıyla toplumsal sağlığın, fiziksel aktivite alıĢkanlığı gibi eğlenceli, düĢük maliyetli ve yüksek verimli bir edinimle korunması, giderek maliyeti yükselen ve ulusal bütçelerden oldukça fazla pay alan sağlık harcamalarının azaltılması konusunda etkili bir araç olarak kullanılabilir.
Toplumumuzda fiziksel aktiviteye katılmak isteyip çeĢitli nedenlerle bu isteğini gerçekleĢtiremeyen büyük bir grup olduğu bilinen bir gerçektir. Hatta bu grubun üyelerinden bir kısmı yaĢamının belli dönemlerinde herhangi bir sportif aktiviteye katılmıĢ ve o günleri hala anmaktadır. Bu insanlar fiziksel aktivitenin yaĢantılarına neler kazandıracaklarını çok iyi bilmelerine rağmen bu katılımı bir türlü gerçekleĢtirememektedirler. Geriye kalan grubun ise aktivitenin getirebileceği
faydalardan haberi bile yoktur. Sonuçta toplumda herhangi bir aktiviteye katılmak için bir kıvılcım, bir itici güç bekleyen bireyler olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca herhangi bir aktiviteye katılmıĢ kiĢilerin de bunu sürdürebilmeleri için itici bir güce ihtiyaçları olabilir. Öğretmenler öğrencilerine, aileler çocuklarına, doktorlar hastalarına itici bir güç vermek için çabalarlar. Ancak sıklıkla baĢarılı olamadıklarından yakınırlar. Bu itici gücü verebilmek için genelde kiĢilere, bunu onların iyiliği için yapmaları gerektiği söylenir. Fakat çok ender olarak olaylar motive edilecek kiĢinin bakıĢ açısı ile ona aktarılır. Çünkü itici gücü vermeye çalıĢan kiĢi kendi doğruları ile doludur ve bu yönde konuĢmalar yapar (Özcan, 2002).
2.6. Fiziksel Aktivite Seçimi
Bireyler sağlığın korunması ve yaĢam kalitesinin arttırılması için fiziksel aktivite seçerken kendilerine ait tüm koĢulları göz önünde bulundurmalıdır. Burada etkili olabilecek faktörlerden bazılarını gözden geçirecek olursak;
YaĢ,
Fiziksel çevre,
Fiziksel uygunluk,
Vücut ağırlığı,
Her ortam ve zamanda uygulanabilir, pratik olması,
Ġsteklilik, gönüllülük,
UlaĢılabilirlik,
Eğlenceli olması,
Bireysel gereksinimlere göre planlanmıĢ olması,
Devamlılığa uygun olması ve
Ekonomik durum, gibi etkenler göz önünde bulundurulmalıdır (Bek, 2008).
2.7. Fiziksel Aktiviteye Yönlendirme ve Program
Bireyler kendi belirledikleri ve sevdikleri bir fiziksel aktiviteyi günlük yaĢamları içerisine dahil edebilecekleri gibi, gün içerisinde yapılan bazı iĢleri bedensel güç kullanarak, daha tempolu ve çok tekrarlı yaparak fiziksel aktivite etkilerini
oluĢturabilirler. Ancak seçilen aktivitenin düzenli ve devamlı olması gerektiği unutulmamalıdır. OluĢturulan aktivite programlarında, kiĢinin fiziksel aktiviteyi yapma sıklığı, süresi ve yoğunluğu dikkate alınarak ilerleme basamakları belirlenmelidir. Böylece fiziksel aktivitenin sağlık üzerindeki olumlu etkileri arttırılmıĢ ve kalıcı hale getirilmiĢ olur. Aktif yaĢam tarzı bir alıĢkanlık haline getirilmelidir. Fiziksel aktivite alıĢkanlığı düzenli bir program haline getirilemediği takdirde belirli bir süre aktivite ile düzenlenen vücut sistemleri, aktivitenin bırakılmasının ardından oluĢan yararlı etkileri hızla kaybetmeye baĢlar (Bek, 2008).
2.8. Fiziksel Aktivite Önerileri
Dünya sağlık örgütü tarafından çocuklar için öngörülen Fiziksel Aktivite Düzeyi (FAD) puanı 1,7‘dir. Erkekler her yaĢta akranları kızlara göre daha aktiftirler ve özellikle orta ve Ģiddetli aktiviteye katılma oranları daha yüksektir. Kızlar genellikle hafif ve orta yoğunlukta egzersizleri tercih ederler (Yan, 2007).
Amerikan Sağlık Bakanlığının fiziksel aktivite ve sağlık üzerine verdiği raporda belirtildiği gibi;
Genelde fiziksel olarak aktif olmayan insanlar orta düzeyde aktif duruma gelerek sağlık düzeylerini ve iyi olma durumlarını geliĢtirebilirler.
Sağlık yönünden fayda sağlaması için fiziksel aktivitenin çok yoğun olmasına gerek yoktur.
Sağlığa iliĢkin daha çok fayda edinilmek isteniyorsa fiziksel aktivitenin miktarı arttırılabilir (süre, sıklık veya yoğunluk) (Yan, 2007).
Adolesanlar için fiziksel aktivite ihtiyacı aĢağıdaki gibi belirlenmiĢtir;
Tüm adolesanlar haftanın her günü veya hemen hemen hergün oyun, spor, iĢ, ulaĢım, rekreasyon, beden eğitimi veya planlanmıĢ egzersizlerle, aile içinde, okulda veya bulundukları ortamda aktif olmalıdır.
Adolesanlar en az 20 dakika veya daha çok orta ve üstü yoğunluktaki aktivitelere haftanın üç günü veya daha sık olmak üzere katılmalıdırlar (Sallis ve ark., 1994).
Amerikalılar için Diyet Rehberi‘ nin 2000 yılı versiyonunda fiziksel aktivitenin önemi vurgulanmıĢtır. Bu rehberin sloganlarından biri; “Her gün aktif ol” baĢlığını taĢır. Rehber çocuk ve gençlere tercihen haftanın her günü orta ve üstü yoğunlukta
aktiviteleri en az 60 dakika olmak üzere katılmayı amaç edinmelerini tavsiye etmektedir (Yan, 2007).
2.9. Fiziksel Aktivite Ġçin Tedbirler
AĢağıdaki tavsiyeler ABD Hastalık kontrol ve önleme merkezi ve beden eğitimi ve spor konseyinin oluĢturduğu eserlerden alınmıĢtır.
Fiziksel aktivite öğretimi ve programı tüm öğrencilerin (hastalık, sakatlık, kabiliyet eksikliği, ĢiĢmanlıkta olduğu kadar, sedanter yaĢam tarzı veya geleneksel takım veya yarıĢma sporlarına karĢı ilgisizlik olan öğrenciler) ilgi ve ihtiyacına yönelik olmalı.
Fiziksel ve sosyal çevreyi yaratarak güvenli bir ortamda fiziksel aktivitede bulunabilmeyi cesaretlendirmek. YetiĢkinlerin danıĢmanlığında, güvenli metotla öğretim, koruyucu ekipmanın uygun kullanımı. Fiziksel aktivite için güvenli evrenin oluĢumundaki ana hususlardır.
YaĢam boyu fiziksel aktiviteyi bir alıĢkanlık olarak benimsetmek için ihtiyaç duyulan bilgi, davranıĢ, motor beceri davranıĢ beceri ve kendine güvenin geliĢtirilmesi için öğrenciye destek olacak fiziksel aktiviteye isteyerek katılmayı vurgulayan Beden Eğitimi ve Sağlık Eğitimi müfredatını yürürlülüğe koymak.
Müfredat dıĢında tüm öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarına yönelik fiziksel aktivite programlarının hazırlanması.
Öğrencinin ailesi veya velisinin aktif yaĢam tarzı modeli olarak rol almalarını istemesinin yanında çocukların fiziksel aktiviteye istekli katılımlarının sağlanması yönünde destek vermek.
Gençler arasında da etkili bir Ģekilde zevk aldıkları, yaĢam boyu fiziksel aktiviteyi desteklemek için öğretim, antrenörlük, rekreasyon ve sağlık desteğinin yanında okul yönetiminden gerekli personel eğitiminin sağlanması.
Sınıf öğretimi, öğrencinin aktivite düzeyi, yeterliliği ve sportif ekipmanların güvenliği gözden geçirilerek okulun fiziksel aktivite programı düzenli olarak değerlendirmeye alınmalı.
Toplum rekreasyonu, gençlik spor programları ve fiziksel programlarını tamamlayan ve koordine eden ajanslar arasında iliĢkilerin sağlanması (Yan, 2007).
2.10. Fiziksel Uygunluk
Fiziksel uygunluk günlük zorlayıcı aktivitelerin üstesinden gelen, çeĢitli fiziksel aktiviteye katılan ve böylece sağlıkları için tehdit unsuru olan risk faktörlerini azaltan iyi olma durumu olarak ifade edilir (Pınar, 2003).
Fiziksel uygunluk birçok biçimde tanımlanmıĢtır. Genelde kabul edilen yaklaĢıma göre fiziksel uygunluk, günlük iĢleri canlı ve uyanık, yorgunluk duymaksızın, boĢ zamanlarını neĢeli uğraĢlarla geçirebilecek gerekli enerjiye sahip ve beklenmeyen tehlikeleri karĢılayabilecek yeterliliğe sahip olmak anlamını taĢımaktadır. Fiziksel uygunluk kalp solunum dayanıklılığı, kassal dayanıklılık, kas kuvveti, kas gücü, sürat, esneklik, çabukluk, denge reaksiyon zamanı ve beden kompozisyonunu içermektedir. Bu nitelikler sportif performans ve sağlık bakımından farklı önemlere sahip olduklarından performansla ilgili fiziksel uygunluk ve sağlıkla ilgili fiziksel uygunluk olarak adlandırılmaktadır. Sağlıkla ilgili uygunluk kalp solunum uygunluğunu, kassal kuvvet ve dayanıklılığı, beden kompozisyonu ve esnekliği içermektedir. Bu özelliklerin birbirine göre üstünlüğü özel performans ve sağlık hedeflerine bağlıdır (Yan, 2007).
Batılılar tarafından kullanılan ―Physical Fitness‖ karĢılığı olarak ülkemizde ―Fiziksel Uygunluk‖ veya ―Kondisyon‖ kelimeleri kullanılmaktadır. Fiziksel uygunluk ―çevreye olumlu bir Ģekilde intibak etmek‖ olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir tanıma göre ise fiziksel uygunluk ―kiĢinin çalıĢma kapasitesi‖dir. Bu kapasite kiĢinin kuvvetine, dayanıklılığına, koordinasyonuna, çabukluğuna ve bu unsurların birlikte çalıĢmasına bağlıdır. Fiziksel uygunluk; hareketlerin doğru olarak yapılmasını ve fiziksel dayanıklılıkla ilgili olarak vücudun mevcut kondisyon durumunu ifade eder. Bu tanıma göre fiziksel uygunluğu en yüksek olan kiĢi yorulmaksızın en uzun süre hareket edebilen kiĢidir ( Zorba, 1999b).
Hastalık Kontrol Merkezi (1985) ise ―uygunluğu‖ insanların sahip olduğu veya kazandığı fiziksel aktivite yapma becerisi ile iliĢkili bir seri nitelik" olarak ifade etmektedir (Gutin ve ark.,1992). Egzersiz, uygunluk ve sağlık konusunda 1988'de Toronto‘da yapılan konferansta da uygunluğun daha geniĢ bir Ģekilde, hem fiziksel uygunluğu ve hem de fiziksel aktivite alıĢkanlığı seviyesinden etkilenen biyolojik sistemlere kadar uzanan fizyolojik uygunluğu kapsadığı ifade edilmiĢtir (Caspersen ve ark., 2000).
2.11. Fiziksel Ġnaktivite
Dünya Sağlık Örgütü, eriĢkinler için küresel fiziksel inaktivite prevalansının %17 olduğunu ve yılda 1,9 milyon ölümün fiziksel inaktivite ile iliĢkilendirildiğini bildirmiĢtir (Arıkan ve ark., 2008).
Fiziksel aktivite insanın geliĢiminde ve sağlıklı olması yönünde yararlı kazanımlar sağlarken, inaktivitenin ise önemli ölçüde sağlıkla ilgili olumsuzluklar yarattığı bildirilmektedir. Yapılan gözlemler, çocuk ve genç yaĢlarda hareketsizliğin ilerleyen yaĢlarda ciddi sağlık sorunları olarak toplumları etkilediğini göstermektedir. Amerika BirleĢik Devletleri Hastalıklar Kontrolü ve Önlenmesi (U.S. Centres for Disease Control and Prevention) ve American College of Sport Medicine raporlarından dünyada her yıl 300 000 kiĢinin inaktiviteye bağlı oluĢan rahatsızlıklardan öldüğünü göstermektedir. Yine Amerika BirleĢik Devletlerinde yapılan okullu çocuk ve gençlerin günlük aktivite düzeylerinin belirlenmesine iliĢkin gözlemlerde; 1969 yıllında çocuk ve gençlerin % 48 oranında ve bir mil okul çevresinde oturan çocukların % 90‘nın okula yürüyerek ve bisiklete binerek giderlerken; bu oranın yıl içerisinde, yürüyen oranının % 19 ve bisiklete binenlerinse % 6‘ya gerilediği görülmektedir. Bu değiĢim günlük fiziksel aktivite düzeyinde ciddi bir gerileme olarak görülmektedir. Bunun temel nedenlerinin ĢehirleĢmede farklılaĢma ve okulların uzak mesafelere yapılması, ulaĢım ve güvenlik sorunları olduğu gösterilmektedir (Açıkada, 2009).
Düzenli fiziksel aktivitenin sağlıklı yaĢam tarzının temel unsurlarından biri olduğu bilinmektedir. Ancak, ülkemizde fiziksel aktivite alıĢkanlığı incelendiğinde düzenli fiziksel aktivite alıĢkanlığının yaygın olmadığı görülmektedir. Sağlık Bakanlığı tarafından 7 coğrafik bölgeden seçilen 7 ilde 30 yaĢ üstü 15.468 bireyde yapılan ―Sağlıklı Beslenelim, Kalbimizi Koruyalım (SBKK)‖ çalıĢmasında bireylerin sadece %3.5‘i düzenli (haftada en az 3 gün, 30 dakika orta Ģiddette) fiziksel aktivite yaptıklarını beyan etmiĢlerdir. Ayrıca, Ulusal Hanehalkı AraĢtırmasına göre (beĢ bölge 18 yaĢ üstü 11.481 bireyde) ise ülkemizde bireylerin %20.32‘sinin hareketsiz yaĢadığı, %15.99‘unun yetersiz düzeyde fiziksel aktivite yaptığı görülmüĢtür (Çakır, 2009).
Tüm dünyada kronik hastalıkların görülme sıklığının azaltılması amacıyla kronik hastalıkların risk faktörleri ile mücadele çalıĢmaları baĢlatılmıĢtır. Fiziksel inaktivite ile mücadele pek çok kronik hastalıkla mücadele demektir. Bu nedenle dünyada toplumların fiziksel aktivite konusunda bilinçlendirilmesine ve doğru
alıĢkanlıklar kazandırılmasına yönelik programlar geliĢtirilmekte, rehberler hazırlanmakta, sağlık politikaları arasında beslenme ve fiziksel aktiviteye yönelik hususlar giderek önem kazanmaya baĢlamaktadır (Çakır, 2009).
Birçok hastalıklara, doğrudan veya dolaylı olarak yol açan etkenlerin baĢında hareketsizliğin geldiği geliĢmiĢ ülkelerin tıp ve spor kuruluĢları tarafından yapılan birçok çalıĢma neticesinde ispatlanmıĢ durumdadır. Prof. Dr. Ġgor Murarof, fareler üzerinde yaptığı deneyde, aynı saatte doğan fareleri iki gruba ayırmıĢ. Bir grubu bol yiyecekleri önlerine koyarak hareketsiz bırakacak Ģekilde ufak kafeslerde, diğer grubu da, yiyeceklerini elde etmek için devamlı koĢmak mecburiyetinde kalan ve arayıp bulmak için mücadele vermeleri gereken az ama yeterli yiyecekler içeren kafeslere koymuĢ. Sonuç çok ĢaĢırtıcı olmuĢ. Yiyecekleri ufak kafeste önlerine konan fareler seksen ikinci günde ölmeye baĢlamıĢ ve yüz güne varmadan hepsi ölmüĢ. Ġkinci grup hareketli, koĢuĢturan, normal fakat az yiyen ve yiyeceklerini aramak mecburiyetinde kalan fareler ise 530 güne kadar yaĢamıĢlar. Tabi bu insanlarda bu kadar büyük yaĢam farkı yaratmasa da sportif hareketlerin insan hayatındaki değerini de ortaya koymaktadır (Baysaling, 2001).
Bir baĢka araĢtırmada, sportif faaliyetlerini yaĢam boyu devam ettirenlerin kalbinin 400-500 gr arasında olduğu, nabızlarının düĢük ve ekonomik attığı, yüklenmelere daha mukavemetli olup, daha uzun yaĢadıkları, oturarak çalıĢan az hareket eden kiloluların da kalplerinin 250 gr civarında olduğu, yüklenmelere mukavemet gösteremediği, nabızlarının daha çok attığı ve daha erken yaĢta öldükleri tespit edilmiĢtir (Baysaling, 2001).
Sportif faaliyetlerin kalp atıĢlarını azalttığı ve aynı kanı pompalayabildiği konusu bir baĢka araĢtırmada da gözlenmiĢ ve örneğin dakikadaki nabzın spor yapmak suretiyle yirmi atıĢ azaltılması halinde günde 28 800 ve yaĢam boyu 7-8 milyar civarında kalp atıĢı azalmasıyla, kalbin daha ekonomik çalıĢtırılarak ömrün uzadığı tespit edilmiĢtir (Baysaling, 2001).
2.11.1. Fiziksel Aktivite Yapmaya Engel Olan Sebepler
Son yıllarda toplumun hızlı geliĢimi genç nüfusun fiziksel aktiviteye katılım düzeyini olumsuz yönde etkilemiĢtir. Bu olumsuzluklardan bazıları aĢağıda belirtilmiĢtir;
Toplumun ulaĢım aracı olarak otomobil üzerine odaklanması yürüyüĢ yapma ve bisiklete binme hevesini kırdığı gibi çocukların bir araya gelerek oyunlar oynamasını zorlaĢtırıyor.
Ailelerin güvenlik konusundaki aĢırı hassasiyeti çocukların dıĢarıda oynayacakları zaman ve mekanı kısıtlıyor.
Yeni teknoloji genç toplumu daha az aktif duruma getirirken elektronik medya (video, bilgisayar oyunları, kablolu ve uydu tv yayınları) sedanter yaĢam tarzını daha çekici hale getiriyor.
Okul programları çocukların beden eğitimi dersinde geçirmeleri için ihtiyaç duyulan zamanı azaltıyor veya kullanıĢsız hale getiriyor. Bununla birlikte birçok beden eğitimi dersinde öğretmenler kiĢiye özel ihtiyaçlar üzerinde durmuyor.
Toplum kurum ve kuruluĢları yerleĢim bölgelerine yakın yerlerde spor yapmak için gerekli yer ve ekipmanın sağlanması için yeterli yatırımı yapmıyor (Pınar, 2003).
15 ve 16 yaĢlarındaki erkek öğrenciler üzerinde yapılan bir araĢtırmada fiziksel aktivitelere katılımlarını engelleyen sebeplerin; yeterince zaman bulamamaları, okul iĢleri ve ev ödevleri, part-time iĢler, özel iliĢkiler ve evdeki sorumluluklar olduğunu belirlemiĢler ve çok fazla ev ödevinin, çocukların fiziksel aktivitelere katılımını engellediğini öne sürmüĢlerdir (Allison ve arkadaĢları, 2005).
Yapılan baĢka bir araĢtırmada düĢük sosyo-ekonomik düzeydeki ergenlik çağındaki çocukların fiziksel aktivitelere daha az katıldıklarını belirtilmiĢtir. 10 ve 16 yaĢ arasında değiĢen 74 çocuğun yarısından fazlasının ailesinin, çocuklarına spor yaptıracak parayı harcamak istemediklerini tespit edilmiĢtir (Romero, 2005).
Lise öğrencileri üzerinde yapılan bir çalıĢmada, fiziksel aktiviteye katılamayan öğrencilerin ödevleri, ilgi alanlarının farklı olmasını ve ailedeki sorumluluklarını mazeret olarak gösterdikleri, kızların erkeklere oranla fiziksel aktiviteye katılamama mazeretinin daha fazla olduğu ortaya çıkmıĢtır (Allison ve ark., 1999).
Çocukluk ve ergenlikte fiziksel aktivitelere katılamamanın nedenlerinden birisi de, aile ve akran desteği olmamasıdır (MemiĢ, 2007).
Yapılan bir araĢtırmaya göre çocukluk yıllarında baskı yoluyla egzersiz yaptırılması, daha sonraki yıllarda fiziksel aktivitelere karĢı negatif bir tepki doğurabilmekte ve çocuğun daha sonraki yaĢantısında takım sporlarından ziyade bireysel sporlara katılımı ile sonuçlanabilmektedir (Taylor ve ark., 1999).
2.12. Adolesan Dönem
Dünya Sağlık Örgütü‘ne (DSÖ) göre, 10-19 yaĢları arasındaki bireyler adolesan, 15-24 yaĢları arasındaki bireyler genç, 10-24 yaĢları arasındaki bireyler ise genç insanlar olarak tanımlanmaktadır. Dünya nüfusunun yaklaĢık yarısı 25 yaĢ altındadır. Tüm dünyadaki gençlerin yüzde 85‘i geliĢmekte olan ülkelerde ve birbirinden oldukça farklı ekonomik ve sosyal çevrelerde, farklı aile yapılarında ve kültürlerde yaĢamaktadırlar (Karadağ, 2008).
Ġnsan yaĢamını içine alan dönemler incelendiğinde, en kritik geliĢim döneminin adolesan çağı olduğu ve bu dönemin bireyin yaĢamını önemli ölçüde etkilediği görülmektedir (Yabancı, 1999).
―Adolesan‖ sözcüğü, kökenini Latincedeki ―adolescere‖ sözcüğünden almaktadır. ―Adolescere‖, büyümekte olan, olgunlaĢmakta olan anlamına gelmektedir. Adolesan dönem; bireyin biyolojik, psikolojik ve sosyal alanlarda belirli geliĢimsel değiĢiklikler yaĢadığı zorlu bir dönemdir. YaĢamın bu kritik döneminde, genç insanın kiĢilik ve benlik algısı geliĢir. Adolesan dönem, aynı zamanda, kiĢinin iliĢkilerini ve arkadaĢlıklarını geliĢtirdiği bir dönemdir (Karadağ, 2008).
2.12.1. Adolesan Dönemde Egzersiz Yapma Nedenleri
Adolesan dönem, kiĢinin anatomik ve fizyolojik değiĢim ve geliĢimlerinin maksimum düzeyde olduğu ve bazen bu değiĢikliklere adaptasyonda bir takım problemler yaĢadığı bir dönemdir. Bu dönemdeki kiĢiler geliĢim süresince kasların kuvvet ve esnekliğindeki dengesizliğe bağlı olarak aĢırı kullanım sonucu oluĢan
yaralanmalara daha kolay maruz kalabilirler. Yine bu dönemde kemiklerde bulunan büyüme plaklarının henüz kapanmamıĢ olmasına bağlı büyümenin devam etmesi nedeniyle verilen egzersiz programında dikkatli olunmalıdır. AĢırı yüklenmenin bu dönemde büyümeyi olumsuz etkilediği görüĢü kabul edilmektedir. Bu nedenlerle bireyin fiziksel kapasitesi bilinmeli ve gereksiz zorlamalardan kaçınılmalıdır. Bu dönemdeki bireylere daha çok vücut ağırlığı kullanılarak yapılan egzersizler tavsiye edilir (Baltacı ve Düzgün, 2008).
Son yıllarda fiziksel aktivitenin azalmasına bağlı olarak çocukluk çağı ve adolesan dönem obezitesi önemli bir sağlık problemi haline gelmiĢtir. Bu dönemdeki obezite, kiĢinin yetiĢkin dönemindeki obezitenin bir habercisidir ve bu ilerde kalp ve damar hastalıklarına neden olabilir. Obezitenin önlenmesinde en etkili yöntem diyetle birlikte yapılan egzersizdir (Baltacı ve Düzgün, 2008).
Sağlıklı, genç bir toplum içinde arzu edilen düzeyde fiziksel aktivite ve fiziksel uygunluğun kalp hastalığı riskine karĢı olumlu etkileri vardır (Sallıs ve ark., 1992). Kronik hastalık riski taĢıyan çocuk ve adolesanlarda düzenli fiziksel aktiviteler çok önemlidir (Epstein ve ark., 1996). Düzenli fiziksel aktiviteye katılım yüksek tansiyon sınırında olan adolesanların kan basıncını düĢüreceği gibi obez çocukların fiziksel uygunluk düzeyini geliĢtirecektir (Gutin ve ark., 1996).
Spor ve fiziksel aktivite programları çocukların takım çalıĢması, disiplin, sportmenlik, liderlik ve sosyalleĢme gibi becerilerle tanıĢmalarını sağlar. Diğer yandan rekreasyon aktivitelerinin eksikliği genç insanları silah, ilaç kullanımı veya Ģiddet gibi kötü alıĢkanlıklara maruz kalmamalarına katkıda bulunur (Pınar, 2003).
2.12.2. Adolesan Dönemde Yapılan Egzersizin Amaçları
Adolesan dönemde yapılan egzersizin amaçları Ģunlardır:
Fiziksel egzersiz, sağlık ve kendini iyi hissetme, büyüme ve geliĢmeyi sağlamak,
YetiĢkinlikte aktif yaĢam stilini oluĢturmak,
Kemik mineral yoğunluğunu arttırmak ve ilerde osteoporoz oluĢma riskini azaltmak,