• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.11. Fiziksel Ġnaktivite

Dünya Sağlık Örgütü, eriĢkinler için küresel fiziksel inaktivite prevalansının %17 olduğunu ve yılda 1,9 milyon ölümün fiziksel inaktivite ile iliĢkilendirildiğini bildirmiĢtir (Arıkan ve ark., 2008).

Fiziksel aktivite insanın geliĢiminde ve sağlıklı olması yönünde yararlı kazanımlar sağlarken, inaktivitenin ise önemli ölçüde sağlıkla ilgili olumsuzluklar yarattığı bildirilmektedir. Yapılan gözlemler, çocuk ve genç yaĢlarda hareketsizliğin ilerleyen yaĢlarda ciddi sağlık sorunları olarak toplumları etkilediğini göstermektedir. Amerika BirleĢik Devletleri Hastalıklar Kontrolü ve Önlenmesi (U.S. Centres for Disease Control and Prevention) ve American College of Sport Medicine raporlarından dünyada her yıl 300 000 kiĢinin inaktiviteye bağlı oluĢan rahatsızlıklardan öldüğünü göstermektedir. Yine Amerika BirleĢik Devletlerinde yapılan okullu çocuk ve gençlerin günlük aktivite düzeylerinin belirlenmesine iliĢkin gözlemlerde; 1969 yıllında çocuk ve gençlerin % 48 oranında ve bir mil okul çevresinde oturan çocukların % 90‘nın okula yürüyerek ve bisiklete binerek giderlerken; bu oranın yıl içerisinde, yürüyen oranının % 19 ve bisiklete binenlerinse % 6‘ya gerilediği görülmektedir. Bu değiĢim günlük fiziksel aktivite düzeyinde ciddi bir gerileme olarak görülmektedir. Bunun temel nedenlerinin ĢehirleĢmede farklılaĢma ve okulların uzak mesafelere yapılması, ulaĢım ve güvenlik sorunları olduğu gösterilmektedir (Açıkada, 2009).

Düzenli fiziksel aktivitenin sağlıklı yaĢam tarzının temel unsurlarından biri olduğu bilinmektedir. Ancak, ülkemizde fiziksel aktivite alıĢkanlığı incelendiğinde düzenli fiziksel aktivite alıĢkanlığının yaygın olmadığı görülmektedir. Sağlık Bakanlığı tarafından 7 coğrafik bölgeden seçilen 7 ilde 30 yaĢ üstü 15.468 bireyde yapılan ―Sağlıklı Beslenelim, Kalbimizi Koruyalım (SBKK)‖ çalıĢmasında bireylerin sadece %3.5‘i düzenli (haftada en az 3 gün, 30 dakika orta Ģiddette) fiziksel aktivite yaptıklarını beyan etmiĢlerdir. Ayrıca, Ulusal Hanehalkı AraĢtırmasına göre (beĢ bölge 18 yaĢ üstü 11.481 bireyde) ise ülkemizde bireylerin %20.32‘sinin hareketsiz yaĢadığı, %15.99‘unun yetersiz düzeyde fiziksel aktivite yaptığı görülmüĢtür (Çakır, 2009).

Tüm dünyada kronik hastalıkların görülme sıklığının azaltılması amacıyla kronik hastalıkların risk faktörleri ile mücadele çalıĢmaları baĢlatılmıĢtır. Fiziksel inaktivite ile mücadele pek çok kronik hastalıkla mücadele demektir. Bu nedenle dünyada toplumların fiziksel aktivite konusunda bilinçlendirilmesine ve doğru

alıĢkanlıklar kazandırılmasına yönelik programlar geliĢtirilmekte, rehberler hazırlanmakta, sağlık politikaları arasında beslenme ve fiziksel aktiviteye yönelik hususlar giderek önem kazanmaya baĢlamaktadır (Çakır, 2009).

Birçok hastalıklara, doğrudan veya dolaylı olarak yol açan etkenlerin baĢında hareketsizliğin geldiği geliĢmiĢ ülkelerin tıp ve spor kuruluĢları tarafından yapılan birçok çalıĢma neticesinde ispatlanmıĢ durumdadır. Prof. Dr. Ġgor Murarof, fareler üzerinde yaptığı deneyde, aynı saatte doğan fareleri iki gruba ayırmıĢ. Bir grubu bol yiyecekleri önlerine koyarak hareketsiz bırakacak Ģekilde ufak kafeslerde, diğer grubu da, yiyeceklerini elde etmek için devamlı koĢmak mecburiyetinde kalan ve arayıp bulmak için mücadele vermeleri gereken az ama yeterli yiyecekler içeren kafeslere koymuĢ. Sonuç çok ĢaĢırtıcı olmuĢ. Yiyecekleri ufak kafeste önlerine konan fareler seksen ikinci günde ölmeye baĢlamıĢ ve yüz güne varmadan hepsi ölmüĢ. Ġkinci grup hareketli, koĢuĢturan, normal fakat az yiyen ve yiyeceklerini aramak mecburiyetinde kalan fareler ise 530 güne kadar yaĢamıĢlar. Tabi bu insanlarda bu kadar büyük yaĢam farkı yaratmasa da sportif hareketlerin insan hayatındaki değerini de ortaya koymaktadır (Baysaling, 2001).

Bir baĢka araĢtırmada, sportif faaliyetlerini yaĢam boyu devam ettirenlerin kalbinin 400-500 gr arasında olduğu, nabızlarının düĢük ve ekonomik attığı, yüklenmelere daha mukavemetli olup, daha uzun yaĢadıkları, oturarak çalıĢan az hareket eden kiloluların da kalplerinin 250 gr civarında olduğu, yüklenmelere mukavemet gösteremediği, nabızlarının daha çok attığı ve daha erken yaĢta öldükleri tespit edilmiĢtir (Baysaling, 2001).

Sportif faaliyetlerin kalp atıĢlarını azalttığı ve aynı kanı pompalayabildiği konusu bir baĢka araĢtırmada da gözlenmiĢ ve örneğin dakikadaki nabzın spor yapmak suretiyle yirmi atıĢ azaltılması halinde günde 28 800 ve yaĢam boyu 7-8 milyar civarında kalp atıĢı azalmasıyla, kalbin daha ekonomik çalıĢtırılarak ömrün uzadığı tespit edilmiĢtir (Baysaling, 2001).

2.11.1. Fiziksel Aktivite Yapmaya Engel Olan Sebepler

Son yıllarda toplumun hızlı geliĢimi genç nüfusun fiziksel aktiviteye katılım düzeyini olumsuz yönde etkilemiĢtir. Bu olumsuzluklardan bazıları aĢağıda belirtilmiĢtir;

 Toplumun ulaĢım aracı olarak otomobil üzerine odaklanması yürüyüĢ yapma ve bisiklete binme hevesini kırdığı gibi çocukların bir araya gelerek oyunlar oynamasını zorlaĢtırıyor.

 Ailelerin güvenlik konusundaki aĢırı hassasiyeti çocukların dıĢarıda oynayacakları zaman ve mekanı kısıtlıyor.

 Yeni teknoloji genç toplumu daha az aktif duruma getirirken elektronik medya (video, bilgisayar oyunları, kablolu ve uydu tv yayınları) sedanter yaĢam tarzını daha çekici hale getiriyor.

 Okul programları çocukların beden eğitimi dersinde geçirmeleri için ihtiyaç duyulan zamanı azaltıyor veya kullanıĢsız hale getiriyor. Bununla birlikte birçok beden eğitimi dersinde öğretmenler kiĢiye özel ihtiyaçlar üzerinde durmuyor.

 Toplum kurum ve kuruluĢları yerleĢim bölgelerine yakın yerlerde spor yapmak için gerekli yer ve ekipmanın sağlanması için yeterli yatırımı yapmıyor (Pınar, 2003).

15 ve 16 yaĢlarındaki erkek öğrenciler üzerinde yapılan bir araĢtırmada fiziksel aktivitelere katılımlarını engelleyen sebeplerin; yeterince zaman bulamamaları, okul iĢleri ve ev ödevleri, part-time iĢler, özel iliĢkiler ve evdeki sorumluluklar olduğunu belirlemiĢler ve çok fazla ev ödevinin, çocukların fiziksel aktivitelere katılımını engellediğini öne sürmüĢlerdir (Allison ve arkadaĢları, 2005).

Yapılan baĢka bir araĢtırmada düĢük sosyo-ekonomik düzeydeki ergenlik çağındaki çocukların fiziksel aktivitelere daha az katıldıklarını belirtilmiĢtir. 10 ve 16 yaĢ arasında değiĢen 74 çocuğun yarısından fazlasının ailesinin, çocuklarına spor yaptıracak parayı harcamak istemediklerini tespit edilmiĢtir (Romero, 2005).

Lise öğrencileri üzerinde yapılan bir çalıĢmada, fiziksel aktiviteye katılamayan öğrencilerin ödevleri, ilgi alanlarının farklı olmasını ve ailedeki sorumluluklarını mazeret olarak gösterdikleri, kızların erkeklere oranla fiziksel aktiviteye katılamama mazeretinin daha fazla olduğu ortaya çıkmıĢtır (Allison ve ark., 1999).

Çocukluk ve ergenlikte fiziksel aktivitelere katılamamanın nedenlerinden birisi de, aile ve akran desteği olmamasıdır (MemiĢ, 2007).

Yapılan bir araĢtırmaya göre çocukluk yıllarında baskı yoluyla egzersiz yaptırılması, daha sonraki yıllarda fiziksel aktivitelere karĢı negatif bir tepki doğurabilmekte ve çocuğun daha sonraki yaĢantısında takım sporlarından ziyade bireysel sporlara katılımı ile sonuçlanabilmektedir (Taylor ve ark., 1999).

Benzer Belgeler