• Sonuç bulunamadı

İntravenöz katater uygulamasında kullanılan tespit malzemesinin çocuğun emosyonel ve fizyolojik göstergelerine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İntravenöz katater uygulamasında kullanılan tespit malzemesinin çocuğun emosyonel ve fizyolojik göstergelerine etkisi"

Copied!
80
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

BİRUNİ ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ

HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI

HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

İNTRAVENÖZ KATATER UYGULAMASINDA

KULLANILAN TESPİT MALZEMESİNİN ÇOCUĞUN

EMOSYONEL VE FİZYOLOJİK GÖSTERGELERİNE ETKİSİ

Ezgi Gamze BURUNSUZ

DANIŞMAN

Dr. Öğr. Üyesi Selmin KÖSE

(2)

T.C.

BİRUNİ ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ

HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI

HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

İNTRAVENÖZ KATATER UYGULAMASINDA

KULLANILAN TESPİT MALZEMESİNİN ÇOCUĞUN

EMOSYONEL VE FİZYOLOJİK GÖSTERGELERİNE ETKİSİ

Ezgi Gamze BURUNSUZ

DANIŞMAN

Dr. Öğr. Üyesi Selmin KÖSE

(3)

iii

BEYAN

Bu tezin bana ait olduğunu tüm aşamalarında etik dışı davranışımın olmadığını, içinde yer alan bütün bilgileri akademik ve etik kurallar içinde elde ettiğimi kullanmış olduğum bütün bilgilere kaynak gösterdiğimi ve bu kaynakları da kaynaklar listesine aldığımı, yine bu tezin yürütülmesi ve yazımı sırasında patent ve telif haklarını ihlal edici bir davranışımın olmadığını beyan ederim.

(4)

iv

TEŞEKKÜR

Ders döneminden itibaren her konuda, her koşulda yanımda yer alan motivasyonumu her zaman en yüksekte tutan bana benden çok güvenip inanan bilgi ve birikimini hiçbir zaman esirgemeyen gece gündüz bana desteğini sunan çok kıymetli tez danışman hocam sayın Dr. Öğr. Üyesi Selmin Köse’ye,

Araştırmaya katılmayı kabul eden tüm çocuklar ve ailelerine, ilkokuldan itibaren eğitim hayatım boyunca çok güvenen umutsuzluğa kapıldığım anlarda “sen benim bu dünyada ki mirasımsın” diyerek tek bir cümlesiyle beni ayağa kaldıran hem annelik hem babalık yaparak tek başına benimle mücadele etmeyi asla bırakmayan canımdan çok sevdiğim annem Fatma Burunsuz’a bir telefon kadar uzağımda olduklarını bildiklerim canım ablalarıma,

Teşekkürü bir borç bilirim.

(5)

v

İÇİNDEKİLER

Sayfa No. İÇ KAPAK

TEZ ONAY SAYFASI ...

BEYAN ... iii

TEŞEKKÜR ... iv

İÇİNDEKİLER ... v

SİMGE/SEMBOL ve KISALTMALAR LİSTESİ ... viii

TABLO LİSTESİ ... ix

ŞEKİL LİSTESİ... x

ÖZET ve ANAHTAR KELİMELER ... xi

İNGİLİZCE ÖZET ve ANAHTAR KELİMELER ... xiii

1.GİRİŞ ve AMAÇ ... 1

2.GENEL BİLGİLER ... 3

2.1. Çocuk Kavramı ... 3

2.2. Çocukluk Dönemlerine Göre Hastaneye Yatma ve İnvazif Girişimlere Verilen Tepkiler ... 4

2.2.1. Yenidoğan Dönemi (0-1 Ay) ... 4

2.2.2. Süt Çocukluğu Dönemi (1-12 Ay) ... 4

2.2.3. Oyun Çocukluğu Dönemi (1-3 Yaş) ... 4

2.2.4 Okul Öncesi Dönem ( 3-6 Yaş) ... 4

2.2.5. Okul Dönemi (6-12 Yaş) ... 6

2.2.6. Ergenlik Dönemi (12-18 Yaş) ... 6

2.3. Hastaneye Yatış ... 7

2.4. Çocuk Hemşireliğinin Temel Felsefesi ... 8

2.4.1. Primer Hemşirelik ... 8

2.4.2. Aile Merkezli Bakım ... 8

2.4.3. Atravmatik Bakım Kavramı ... 9

2.5. Çocuğu İnvaziv İşlemlere Hazırlamaya Yönelik Hemşirenin Rolleri... 9

2.6. Çocuk Hastanın Hemşire Algısı ... 10

2.7. Korku ve Anksiyete ... 11

2.8. İntravenöz Katater ... 11

(6)

vi

2.10. İntravenöz Kateter Uygulama Nedenleri ... 13

2.11. Intravenöz Kateter Takma İşlem Basamakları ... 14

2.11.1. Çocuğun hazırlanması ... 14

2.11.2. Kateter için Ven şeçimi ... 15

2.11.3. Çoçuğun Venlerini belirginleştirme ... 16

2.11.4. Kataterin Tespiti ... 16

2.11.5. Çocuğu ve Aileyi Bilgilendirme ... 17

3.GEREÇ ve YÖNTEM ... 18

3.1. Araştırmanın Amacı ve Tipi ... 18

3.2. Araştırmanın Hipotezleri ... 18

3.3. Araştırmanın Bağımlı-Bağımsız Değişkenleri ... 18

3.4. Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Zaman ... 18

3.5. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi ... 18

3.6. Araştırmaya Dâhil Edilme Kriterleri; ... 19

3.7. Araştırmaya Dâhil Edilmeme Kriterleri; ... 19

3.8. Veri Toplama Araçları ... 19

3.8.1. Ebeveynlere ve Çocuğa Yönelik Tanıtıcı Bilgi Formu: Ek-5 ... 20

3.8.2. Çocuklarda Emosyonel Göstergeler Ölçeği (ÇEGÖ):Ek-8 ... 20

3.8.3. Vital Bulgu Değerlendirme Formu: ... 20

3.8.4. Kronometre ... 21

3.8.5. Pulse Oksimetre ... 21

3.8.6. Renklendirilmiş desenli tespit malzemesi ... 21

3.9. Veri Toplama Yöntemi ... 21

3.10. Verilerin istatistiksel analizi ... 22

3.11. Araştırmanın Etik Yönü ... 22

3.12. Araştırmanın Sınırlılıkları ... 23

4. BULGULAR... 24

4.1. Ailelere Ait Tanıtıcı özelliklerin Karşılaştırılması ... 24

4.2. Çocuklara Ait Tanıtıcı Özelliklerin Karşılaştırılması ... 25

4.3. Deney ve Kontrol Grubu Nabız Değer Ortalamalarının karşılaştırılması ... 26

4.4. Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların Oksijen Saturasyon Değer Ortalamalarının Karşılaştırılması ... 28

(7)

vii

4.6. Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların Cinsiyet ve Yaşlarına Göre ÇEGÖ

Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması ... 31

5.TARTIŞMA, SONUÇ ve ÖNERİLER ... 32

5.1. Sonuç ... 36

6. KAYNAKLAR ... 38

7.EKLER ... 48

EK1: Chidren’s Emotional Manifestation Scale ... 49

EK2: Guidelines On Using The Children’s Emotional Manifestation Scale ... 50

EK 3: Çocuklarda Emosyenel Göstergeler Ölçeği... 52

EK 4: Çocuklarda Emosyonel Göstergeler Ölçeği Kullanma Kılavuzu Açıklama 53 EK 5: Ebeveynlere ve Çocuğa Yönelik Tanıtıcı Bilgi Formu ... 56

EK 7. Vital Bulguları Değerlendirme Formu ... 58

EK 8. Araştırmada Kullanılan Ölçüm Araçlarının ve Materyallerinin Fotoğrafları……….59

EK 9. Ölçek Kullanım İzni ... 63

EK10. Etik Kurul Karar ... 65

8. ÖZGEÇMİŞ ... 66

(8)

viii

SİMGE/SEMBOL ve KISALTMALAR LİSTESİ

APA IV ÇEGÖ TDK UNICEF SpO2

American Pediatri Derneği Intravenöz Katater

Çocuklarda Emosyenel Göstergeler Ölçeği Türk Dil Kurumu

United Nations International Children's Emergency Fund Pulse Oksimetre İle Ölçülen Oksijen Saturasyonu

(9)

ix

TABLO LİSTESİ

Tablo No. Tablo Adı Sayfa No.

Tablo 4.1: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların Ailelerine Ait Tanıtıcı

Özelliklerin Karşılaştırılması (N=60) ... 24 Tablo 4.2: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocuklara Ait Tanıtıcı Özelliklerin

Karşılaştırılması (N=60) ... 25 Tablo 4.3: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların IV Kateter Açma İşlemi

Sürecindeki Nabız Değeri Ortalamalarının Karşılaştırılması (N=60) ... 26 Tablo 4.4: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların IV Kateter Açma İşlemi

Sürecinde ki SpO2 Değeri Ortalamalarının Karşılaştırılması (N=60) ... 29 Tablo 4.5: IV Kateter Açma İşlemi Sürecinde İki Farklı Yaklaşım Uygulanan

Grubun (Renklendirilmiş desenli tespit malzemesi uygulanan deney grubu ve rutin tespit malzemesi uygulanan kontrol grubu) ÇEGÖ Puan Ortalama Değerleri

Açısından Karşılaştırılması (N=60)... 32 Tablo 4.6: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların Cinsiyet ve Yaşlarına göre ÇEGÖ Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (N=60)

Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların Cinsiyet ve Yaşlarına Göre ÇEGÖ Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması ... 34

(10)

x

ŞEKİL LİSTESİ

Şekil No. Şekil Adı Sayfa No.

Şekil 2.1: Çocuklarda Sık Kullanılan IV Kataterler ... 12 Şekil 2.2: Strauss Katateri ... 12 Şekil 3.1: Araştırma Akış Şeması ... 22 Şekil 4.1: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların IV Kateter Açma İşlemi

Sürecindeki Nabız Değeri Ortalamalarının Karşılaştırılması ... 28 Şekil 4.2: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların IV Kateter Açma İşlemi

Sürecindeki Saturasyon Değeri Ortalamalarının Karşılaştırılması ... 31 Şekil 4.3: IV Kateter Açma İşlemi Sürecinde İki Farklı Yaklaşım Uygulanan Grubun ÇEGÖ Puan Ortalama Değerleri Açısından Karşılaştırılması ... 33

(11)

xi

ÖZET ve ANAHTAR KELİMELER

Burunsuz, E.G. (2020). İntravenöz Katater Uygulamasında Kullanılan Tespit Malzemesinin Çocuğun Emosyonel ve Fizyolojik Göstergelerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Biruni Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, İstanbul.

Hastanede bulunma, yatma, tedavi sürecinin uzaması çocukların emosyonel ve fizyolojik yönden olumsuz duygular içerisine girmesine sebep olur. Hastanede uygulanan invaziv girişimlerin başında yer alan IV katater yerleştirme işlemi çocuklar için zorlu ve stres yaratan bir durumdur. Araştırma İntravenöz Katater Uygulamasında Kullanılan Tespit Malzemesinin Çocuğun Emosyonel ve Fizyolojik Göstergelerine Etkisini belirlemek amacıyla renklendirilmiş desenli tespit malzemesi kullanılarak gerçekleştirildi. Araştırma verileri Çocuk ve Ebeveyni Tanılama Formu, Çocuklarda Emosyonel Göstergeler Ölçeği(ÇEGÖ), Vital Bulgu Değerlendirme Formu kullanılarak toplandı. Araştırma için etik kurul izni ve ailelerden yazılı onam alındı. Verilerin değerlendirilmesinde yüzde, ortalama, standart sapma, Pearson Ki Kare, Independent t testi, Repeated Measures testi ve Bonferroni testi kullanıldı. Anlamlılık seviyesi p<0,05 olarak kabul edildi. Deney grubuna renklendirilmiş desenli, kontrol grubuna ise rutin bankımda kullanılan beyaz renk tespit malzemesi kullanıldı. Renklendirilmiş desenli tespit malzemesi kullanılan deney grubunda tespit öncesi, tespitten sonra 1. ve 5. dakikada ölçülen oksijen saturasyon değer ortalamalarının birbirine çok yakın olduğu, düz tespit malzemesi grubunda ise oksijen saturasyon ortalamasının tespitten sonra 1. ve 5. dakika da en yüksek seviyeye çıktığı belirlendi. Deney grubundaki çocukların ÇEGÖ puan ortalamalarının, kontrol grubundan anlamlı olarak daha düşük olduğu saptandı(p<0,05). Gruplar arasında tespit sonrası 1. dakikada ki kontrol grubunun değer ortalamasının deney grubuna göre kontrol grubunda daha yüksek olduğu ve aralarında istatistiksel olarak fark olduğu belirlendi. Renklendirilmiş desenli tespit malzemesi dikkati başka yöne çektiği için emosyonel göstergeler üzerinde olumlu etkisi olduğu belirlendi. Çocuklarda IV katater yerleştirme sonrası kullanılan renklendirilmiş desenli tespit malzemesinin çocuk servislerinde kullanımının yaygınlaştırılması ve farklı yaş ve hastalık gruplarında fazla sayıda örneklemin olduğu çalışmalarda etkinliğinin araştırılması önerilir.

(12)

xii

Anahtar Kelimeler: Çocuk, Dikkat Dağıtma, Kateterizasyon, Kateterizasyon-periferik

(13)

xiii

İNGİLİZCE ÖZET ve ANAHTAR KELİMELER

Burunsuz, E.G. (2020). The Effect of the Detection Material Used in Intravenous Catheter Administration on the Emotional and Physiological Indicators of the Child. Master Thesis, Biruni University Institute of Graduate Studies, Istanbul.

Hospitalization and prolonged treatment cause emotional and physiological negative emotions in children. IV catheter placement, which is one of the most invasive procedures applied in the hospital, is a difficult and stressful situation. The research was carried out to determine the Effect of the Detection Material Used in Intravenous Catheter Administration on the Emotional and Physiological Indicators of the Child. The research data were collected using the Child and Parent Diagnosis Form, the Emotional Indicators Scale in Children, the Vital Finding Evaluation Form. For study, ethics committee permission and written consent from the families were obtained. Percentage, average, standard deviation, Pearson Chi Square, Independent t test, Repeated Measures test and Bonferroni test were used to evaluate the data. Significance level was accepted as p <0,05.White colored fixing material used in my routine bench was used for the experimental group and colored pattern for the control group. In the experimental group with colored patterned fixing material, it was determined that the oxygen saturation average values measured before and after the fixation were very close to each other, while in the plain fixing material group, the oxygen saturation average increased to the highest level in the 1st and 5th minutes after detection. It was determined that the mean scores of children in the experimental group were significantly lower than the control group (p <0.05). It was determined that the mean value of the control group at the 1st minute after the detection was higher between the groups compared to the experimental group, and there was a statistical difference between them. It was determined that thecolored patterned fixing material had a positive effect on emotional indicators as it attracted attention in another direction. It is recommended to expand the use of colored patterned fixation material used in IV after catheter insertion in children and to investigate its effectiveness in studies with a large number of samples in different age and disease groups.

(14)

1.GİRİŞ ve AMAÇ

Hastaneye yatma, çocukların gelişimi üzerinde çeşitli istenmeyen etkiler yaratır. Çocuk için hastalık ve buna bağlı olarak hastane ortamında bulunma; onu korkutan, ebeveynleri ile olan ilişkisini zedeleyen ve stres yaratan durumları içerir. Çocuğun hastanede kalış süresi tüm ailenin sosyal yaşantısını etkileyerek yönetilmesi gereken bir kriz haline gelmektedir. Hastanede kalma çocukların fiziksel ve emosyonel yönden olumsuz duygular içerisine girmesine ve bu duyguları sürdürmesine neden olabilir. Bu durumda sağlık profesyonellerinden biri olan hemşirelere büyük görev düşmektedir (Ayhan, 2000).

Okul öncesi dönemdeki çocukların gerçeklik algıları henüz gelişmemiştir. Tedavi amacıyla uygulanan invaziv girişimlerden olan Intravenöz (IV) uygulamayı ceza olarak algılayabilirler. Bu durum açıklanmalı ve IV girişimlerin algısını değiştirecek basit dokunuşlarla çocuğun yaşadığı korku ve stres kontrol altına alınmalıdır. Hemşireler çocuklar ile en çok vakit geçiren sağlık profesyonellerindendir. Çocukların renkli dünyalarını algılamalı ve geliştireceği yöntemlerle iletişim kurmayı başarıp büyülü dünyalarının bir parçası olabilmelidir (Çavuşoğlu, 2013).

Hemşirelik uygulamalarından biri olan IV katater işlemi zor ve ağrılı bir işlem olduğu için fizyolojik olarak birçok mekanizmayı etkilemektedir. İşlem sırasında;

taşikardi, miyokardın oksijenlenmesinde artış, takipne, solunum alkolozu, akciğerlerin havalanmasında azalma, hipoksi, bulantı, kusma gibi yan etkiler görülebilir (Elçigil, 2011). Çocuk hastalarda IV katater takma işlemi başarı oranı yetişkin hastalara oranla daha düşük olduğu bilinmektedir. İşlem sırasında çocuğun yaşadığı korku, ağlama, işlemden kaçınma, çekinme, sözel karşı çıkma ve işbirliği göstermeme gibi emosyonel davranışlara neden olabilmektedir (Tak and Van Bon, 2006; Çavuşoğlu, 2013). Çocukların hastanede kalmaya ve yapılan invaziv girişimlere yönelik geliştirdiği travmatize davranışların çocuğun var olan ka becerilerde gerileme hatta kaybına neden olabilir (Conk ve ark., 2013). Yapılan işlemler çocukların yaş

(15)

gruplarına göre anlaşılabilir dille anlatılabilir işlemin olumsuz yönleri değil olumlu yönleri vurgulanarak çocuğun algısı değiştirilebilir ve işleme katılımı sağlanabilir.

Çocuk hemşiresi ağrının değerlendirilmesinde, girişimlerin belirlenmesinde, çocuğun hayal dünyasının yansımalarını ve uygulama da çocuğa özgü yöntemleri bulma hemşirenin yaratıcılığı ile ilişkilidir. Yaratıcılık; gözlemlenen sorunlara, bilgi yanlışlıklarına, uyumsuz davranışlara karşı duyarlı olma, güçlükleri tanımlama, çözüm arama, tahminlerde bulunma ve sonuç olarak da çözümü üretebilmektir (Coble, 2000; Elçigil, 2011). Çocuğun, ağrılı işlemlere karşı gösterdiği tepkileri en aza indirmek, işbirliği yapmasına olanak sağlamak için aile ile işbirliği yapılmalıdır. İnvaziv işlemler sırasında çocukların gösterdikleri tepkileri azaltmak için son yıllarda farmakolojik yöntemler kadar farmakolojik olmayan yöntemler üzerinde de

durulmaktadır. Farmakolojik olmayan yöntemler özellikle küçük invazif işlemlerde çocuğun dikkati dağıtılarak işlemin kolay uygulanabilmesi için yardımcı

alternatiflerdir (Çağlayan ve Balcı, 2014).

Bu araştırma, IV katater takılan çocukların, katateri sabitlemek için kullanılan renklendirilmiş desenli tespit malzemesinin çocuğun emosyonel ve fizyolojik göstergelerine etkisini belirlemek amacıyla gerçekleştirildi.

(16)

2.

GENEL BİLGİLER

2.1. Çocuk Kavramı

Çocukluk dönemi yetişkinlikten ayrı değerlendirilmesi gereken, kendine has özellikleri ile ayrı ve benzersiz bir dönemi kapsar (Erdiller Yatmaz ve ark., 2018). Türk Dil Kurumu (TDK)’na göre çocuk; bebeklik ile ergenlik arasındaki gelişme döneminde bulunan oğlan veya kız, uşak olarak tanımlanmaktadır (www.tdk.gov.tr, Erişim tarihi: 23 Eylül 2019). Ceylan (2017) çocuk tanımını; doğumdan ergenliğe kadarki dönemde olan, gelişmesi devam eden, reşit sayılmayan 18 yaşın altındaki bireyler olarak adlandırır. Az gelişmiş ülkelerde çocuk aile bireyleriyle beraber evin ekonomisine katkı sağlayan birey olarak görülmüştür. Ülke nüfusunun yaklaşık %28,8 ‘ini çocuk yaş grubu oluşturmaktadır (TÜİK, 2018). 20. Yüzyıl çocuğun altın yılı olarak kabul edilmiştir. UNICEF gelişmekte olan ülkelerde çocuk sağlığı için hedeflerini sürdürmektedir. Günümüzde çocuğa birçok haklar verilmiş ve bu haklar kanunlar ve yasalar ile koruma altına alınmıştır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 1959 yılında Çocuk Hakları Bildirgesi kabul edilmiştir. Bu bildirge ile çocukların eğitim, sağlık ve korunma gibi haklarına yer verilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü Genel Kurulu’nun 1977 yılında yaptığı 30. toplantısında “2000 yılında herkese sağlık’’ politikası benimsenmiştir.

Çocuk masum, duyarlı, bağımlı ve gelişmekte olan bir insan varlığıdır, aynı zamanda da meraklı, canlı ve umut doludur. Bu dönemini oynayarak, öğrenerek ve gelişerek geçirirse hem kendisi mutlu olur, hem de ileride toplumun refahı ve mutluluğuna katkı sağlar. Çocuk, bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal açıdan korunmalı ve gelişimi sağlanmalıdır (Akyüz, 2012). Çocuk büyüme ve gelişme süreci içinde olup yetişkinden farklı bir bireydir. Bu nedenle çocukluk dönemleri dikkate alınarak araştırmalar yapılmalıdır (Sağlam ve Aral, 2016).

(17)

2.2. Çocukluk Dönemlerine Göre Hastaneye Yatma ve İnvazif Girişimlere Verilen Tepkiler

2.2.1. Yenidoğan Dönemi (0-1 Ay)

Yenidoğan dönemi doğumdan itibaren ilk 28 günlük dönemi kapsar. Bu dönemim ilk haftasına perinatal dönem denir (Arıkan ve ark., 2013). Sağlıklı yenidoğan, normal gebelik süresi 40±2 hafta ortalama vücut ağırlığı 3500gr olan, konjenital bir bozukluğu olmayan veya hastalık belirtileri göstermeyen bebek olarak tanımlanır. Yenidoğan doğumla birlikte vücut sistemlerinde fizyolojik değişiklikleri ve uyumu yaşamak durumundadır (Çiğdem ve Cesur, 2016; Çiğdem ve ark., 2018). Yenidoğanın ekstrauterin uyumunu kolaylaştırmak için hava yolu açıklığı sağlanmalı, umblikal kord klemplenerek kesilmeli, hipotermiden korunmalı ve yenidoğanın bakımı yapılmalıdır. Böylece yenidoğan bağımsız bir şekilde yaşam fonksiyonlarını sürdürmeye başlar (Çavuşoğlu, 2013; Arıkan ve ark., 2018).

2.2.2. Süt Çocukluğu Dönemi (1-12 Ay)

Bir ay ile 12 ay arasını kapsayan süt çocukluğu dönemi çocuğun tüm yönleriyle gelişimin en hızlı olduğu dönemdir Bu dönemde anne bebek arasında güven duygusunun temelleri atılır. Bebeğin psikolojik ve fiziksel gereksinimlerinin tutarlı şekilde karşılanması, güven duygusunun gelişmesi yönünden önemlidir (Çavuşoğlu, 2013; Arıkan ve ark. 2018).

2.2.3. Oyun Çocukluğu Dönemi (1-3 Yaş)

Oyun çocukluğu dönemi 1-3 yaş arasını kapsar. Konuşma, yürüme ve motor fonksiyonların geliştiği bir dönemdir. Bu dönem çocuğun çevresini keşfetme ve bağımsız olma fırsatlarını destekleyen otonomi duygusunu geliştirme bakımından önemlidir (Çavuşoğlu, 2013; Arıkan ve ark. 2018).

2.2.4 Okul Öncesi Dönem ( 3-6 Yaş)

Okul öncesi dönem gelişimin en hızlı olduğu, kişiliğin temellerinin atıldığı ve çocuğun öğrenmeye açıldığı kritik bir dönemdir. Okul öncesi dönem çocuğunun temel

(18)

özelliği, gözlemleri sonucu edindiği ve tekrarladığı davranışları öğrenmesidir( Durakoğlu, 2011; Arıkan ve ark., 2018).

Bu dönemdeki çocuklar kendi kişisel algıları ile soyut işlemleri yapma yeteneğini geliştirir. Ayrıntıları anlayamadığı için tek düze düşünür ve çıkarımda bulunur (Gültekin ve ark., 2015; Arıkan ve ark. 2018). Sağlıklı psikososyal gelişim için çocuğa güvenli ve uyarıcı bir çevre sağlanır. Özellikle kişilik gelişimi ile sosyal gelişimin ihmali durumunda daha sonraki dönemlerde telafisi mümkün olmayan sorunlar ortaya çıkar (Karoğlu ve Ünüvar, 2017). Bu dönemde karşılaşılan problemler mutlaka bu evrede çözülmelidir, aksi halde çevrelerine uyumda sorun yaşadıkları, akranları tarafından reddedilme durumuyla karşı karşıya kaldıkları, yaşam kalitelerinin olumsuz etkilendiği, ayrıca anne-baba çocuk ilişkilerinin, akran ilişkilerinin olumsuz yönde etkilendiği vurgulanmaktadır (Durualp ve Aral, 2010; Günder, 2011).

Bu dönemde çocuk; etrafındaki her şeye karşı meraklıdır, girişimcidir, hareketlidir, temel alışkanlıklar kazanmaya başlar ve her şeyi kendi yapmak ister. Çocuk vücut bütünlüğünün bozulmasından korkar. Güven veren ve açık bir iletişim ile basit açıklamalar önemlidir. Ebeveynlerden ayrılma, anksiyete geliştirir ve regresyona neden olabilir (Arıkan ve ark., 2018).

Akut hastalıklar ani ve hızlı gelişen durumlardır. Bu gibi durumlarda çocuk ve ailesinin hastaneye yatmaya hazırlanması için yeterli zamanı yoktur (Kyle, 2008; Çavuşoğlu, 2013). Okul öncesi dönem çocukları, hastalığı kendilerinin yapmış olduğu bir hata olarak algılar, bu yüzden çocuklar hastalığının ne olduğu ve niçin olduğuyla ilgilenmezler. Onlar için ailesinin ilgisinde azalma olacağı, ne kadar zaman ayrı kalıp kalmayacakları ve hastane ortamında ebeveynleri yanlarında değilken, onlara tanımadıkları kişilerce uygulanan işlemlerde acı ve korku duyacakları düşünceleri oluşur (Başbakkal ve ark., 2010; Çelebi ve ark., 2015).

Hastalanmanın getirdiği sıkıntı ve endişe, çocukta geriye dönük davranışlara sebep olabilir. Çocuğun o güne dek kazanmış olduğu becerilerde gerileme görülebilir. Anne babalar akut hastalıklarda hastalığı bilmemeye ve hızlı gelişen durumlarla karşı karşıya kaldıklarından çocukların aktivitelerini sınırlandırabilirler. Bu durum ise onları

(19)

kazanmış olduğu becerilerden alıkoyar, çekingen, pasif ve bakım veren kişilere daha bağımlı yapar. Bu sürecin uzaması aynı zamanda tedavi ve bakım veren sağlık profesyonellerine karşı kızgınlık duymalarına neden olabilir. Yetişkin hastalar gibi çocuk hastaların kendini ifade etmesi beklenemez. Bu nedenle duygularını kelimelere dökerek ifade edemeyebilirler, ancak davranış, oyun veya çizdiği resimlerle duygularını açığa vurabilirler (Kılıçaslan Törüner ve Büyükgönenç, 2011).

2.2.5. Okul Dönemi (6-12 Yaş)

Okul dönemi son çocukluk dönemidir. Fiziksel büyüme diğer dönemler kadar hızlı değildir, bilişsel ve mental gelişim hız kazanmıştır. Diğer dönemlere göre daha sağlıklı veya daha az hastalanma görülmektedir. Nesne ve olaylarla ilgili fikir yürütebilir. Soyut düşünce gelişmeye başlar. Kimlik gelişimi desteklenmeli, çocuk güvende olduğunu bilmeli ve bu güven duygusunu hissetmelidir. İstemediği ortamlarda ve davranışlarda bulunmaya zorlanmamalıdır (Barhan, 2001; Price and Gwin, 2008 ). Bu dönemde okul öncelik kazanır. Okul korkusunun temelinde aileden özellikle anneden ayrılma görülebilir. Okul çocuk için sosyal bir ortamdır, arkadaşlıklar başlar ailenin çocuk üzerindeki etkisi, okuldaki öğretmenine ve arkadaşlarına yönelir (Çil, 2007; Üstün ve ark. 2014; Arıkan ve ark. 2018).

2.2.6. Ergenlik Dönemi (12-18 Yaş)

Bu dönem çocukluk ile erişkinlik arasındaki en uzun gelişimsel süreçtir. Başlangıcından itibaren somut düşünceler soyut düşüncelere dönüşür. Sosyal kimlik oluşumu ergen için en önemli kavramlardandır. Okul dönemi itibari ile artık sosyal bir çevre edinen ergen akranlarıyla bir arada olmak ister arkadaş çevresinin etkisi olumlu ve olumsuz yönden gözlenir. Riskli yönelimler ve davranışlar bu dönemde görülmeye başlar. Arkadaş grubunda kabul görmek için sosyal deneyimlerde bulunur. Bu dönemde aile içinde sorunlar ve iletişimsizlikler yaşayan ergen kendi rol modelini arar. Sosyal kurum ve kültürel geleneklere bu dönem içerisinde yönelir (Sezer, 2010; Totan ve Yöndem, 2008; Arıkan ve ark. 2018).

(20)

2.3. Hastaneye Yatış

Geçmişten günümüze toplumda önemli bir yere sahip olan çocuklar her zaman en değerli bireyler olmuştur. Çocuk doğumundan itibaren bakıma ve ilgiye muhtaçtır. Hastalık durumunda aile bireylerinin hastalığı bilmeme, hastane ortamında daha önce bulunmama hastalığın süreciyle ilgili bilinmezlikler tedirginlik oluşturur (Atay ve ark., 2011). Çocuğun önceki hastane deneyimleri hastaneye yatmaya ilişkin tepkilerini etkiler. Bu nedenle ilk hastane deneyimi çocukların algılarını olumlu ya da olumsuz yönde etkiler. Akut hastalıklar hızlı geliştikleri için aileler hazırlıksız yakalanır. Sağlık profesyonellerinden biri olan hemşirelere çocuğun hastaneye uyumunu kolaylaştırmada büyük görev düşmektedir (Er, 2006; Çavuşoğlu, 2013). Çocuğun hastalık ve hastaneye yatma durumundan etkilenme derecesi; yaşına, bilişsel gelişim düzeyine, hastalığın süresine, tipine, önceki deneyimlerine, hastaneye yatırılma durumuna hazırlanmasına, ailenin tutumuna, kültürel özelliklerine göre değişiklik gösterir (Gündüz ve ark., 2016; Atak Meriç, 2017 ).

Akut hastalıkların, kronik hastalıklar kadar çocuğun gelişimi ve davranışları üzerinde önemli bir etkisi olmadığı bilinse de, bunların iz bırakan ve rahatsız edici olduğunu düşünmek gerekir. Çocuğun hastanede olmaya karşı gösterdiği tepki çekici davranışların çoğunluğu hastalığa özgü olmasına karşın bir kısmı da geneldir (Gültekin ve Baran, 2005). Hastanede yatış, ağrılı işlem ve sağlık çalışanı korkuları çocukların sağlık uygulamalarına katılımını azaltıp, hastalık durumunda sağlık hizmeti almasını engelleyebilmekte ve tedavi sürecini olumsuz etkileyebilmektedir (Kavaklı, 1992; Er, 2006).

Hastanede yatan çocuk ve ailesinin uyumu için tüm sağlık profesyonelleri içerisinde hemşirenin rolü ve sorumluluğu büyüktür (Mullen and Pate, 2006). Hemşirenin, çocuğu işlemlere hazırlayabilmesi, uygun iletişim tekniklerini geliştirebilmesi için, her yaş grubundaki çocuğun bilişsel gelişim özelliklerini, endişelerini ve beklentilerini bilmesi gereklidir (Çavuşoğlu, 2013). Son yıllarda yapılan çalışmalar dikkati başka yöne çekme, oyuncak ve kukla kullanma, müzik dinletme gibi hem görsel hem de işitsel araçlar kullanılarak yapılan tıbbi işlemlerde olumlu sonuçlar elde edildiği yönündedir. Çocuğun yaş dönemine uygun olarak

(21)

seçilecek yardımcı araçlar hem çocuk ile iş birliği kurmaya yardımcı olacak hem de iletişim sağlanabilecektir (Akay, 2018; Derleyen Taşkın, 2018; Okumuş, 2019).

2.4. Çocuk Hemşireliğinin Temel Felsefesi

Çocuk hemşireliğinin temel felsefesi; primer hemşirelik, aile merkezli bakım ve atravmatik bakım kavramları ile açıklanabilir (Kılıçaslan Törüner ve Büyükgönenç, 2012).

2.4.1. Primer Hemşirelik

Günümüz hasta bakımında önemli yer edinen primer hemşirelik bütüncül yaklaşımı ele almaktadır. Hemşire ve hastanın bire bir iletişim sağladığı, bakım ve tedavi verdiği ilişkiyi oluşturur. Primer hemşire, bir hastayı tüm yönleriyle değerlendirir ve bu konuda öncüdür. Hastanın ilk yatışından itibaren öyküsünü alır, sağlık sorunlarını belirler, yapılacak bakımı planlar, hastanın sağlık problemlerini koordine ederek etkin ve kaliteli hizmet sunar (Teksöz ve Ocakcı, 2014). Çocuklarda hastaneye yatış korku ve anksiyete yaratır. Primer hemşirelikte ilk yatıştan itibaren aynı hemşire ile etkileşime geçen çocuk güven duygusu geliştirir, etkili iletişim sayesinde etkin bakım alır (Çavuşoğlu, 2013; Kılıçaslan Törüner ve Büyükgönenç, 2012). Sağlık hizmetlerinde kaliteli hizmet sunmaya, etkin bakım planlarına ve hasta memnuniyetine önem verilmektedir (Ovayolu ve Bahar, 2006). Primer hemşirelik hasta bakım kalitesini ve hastanın memnuniyetini arttırır. Hemşire bu etkileşimden iş doyumu sağlar (Dede ve Çınar, 2008).

2.4.2. Aile Merkezli Bakım

Aile merkezli bakım sağlık politikaları ile programları, tesis tasarımı ve hastalar, aileler, hekimler ve diğer sağlık uzmanları arasındaki günlük etkileşimi şekillendiren bir sağlık bakımı yaklaşımını ifade eder (Amerikan Pediatri Akademisi, 2013). Aile merkezli bakımdaki amaç ise; çocuğun güven ortamının devamlılığını sağlamak, aile ile işbirliği sağlayarak bakıma katma, anksiyeteye sebep olan ayrı ve yalnız kalmayı önleme, çocuk ve ailesinin bağlarını koruma yer alır (Aykanat ve Gözen, 2014). Hastanede çocuğun bakımında yer alan ebeveyn taburculuk sonrasında

(22)

bilinmeyene karşı gelişen stres ve anksiyete yaşamaz. Uyum sürecini kolay atlatır (Melnyk and Feinstein, 2001). Aile merkezli bakıma yönelik birçok çalışma yapılmış ve çocuk hemşirelerinin aileyi bakıma katmaya istekli oldukları ortaya konmuştur (Dur ve ark., 2016; Makworo et. al., 2016 ).

2.4.3. Atravmatik Bakım Kavramı

Çocuk servislerinde çalışan hemşirelerin ağrı veren ve anksiyete yaratan işlemlere çocuğu hazırlaması, uyumunu kolaylaştırması bakım verici yönünü güçlendirmesi atravmatik bakım yaklaşımını kullanması ile kolaylaşır. Bu yaklaşımda aile desteklenir, gereksinimler belirlenerek karşılanmasına yardımcı olunur. Bakım ve tedavide non farmakolojik yöntemler kullanılması kabullenmeyi kolaylaştırır ( Çalışır ve Karataş, 2019).

2.5. Çocuğu İnvaziv İşlemlere Hazırlamaya Yönelik Hemşirenin Rolleri

Hastaneye yatışı yapılan çocuk sağlık profesyonelleri içerisinde en çok hemşire ile etkileşim içerisinde bulunur. Hemşire çocuk ile en çok vakit geçiren, tedavisini uygulayan bakımını veren yirmi dört saat ulaşabileceği kişilerdir. Okul öncesi dönemdeki çocuklar sihirli düşüncelere sahiptir. Yapılan çalışmalar hastalığın bir ceza olarak algıladığını göstermiştir (Çavuşoğlu, 2013; Çelebi ve ark. 2015).

Hemşirenin işlem sırasında yapacağı açıklamalar çok önemlidir. Dikkatini başka yöne çekme, sevdiği çizgi film karakterlerinden konuşma, ondan geriye doğru sayma çocuk ile işbirliği sağlamada yardımcı olabilecektir. Hemşirenin güler yüzlü, anlayışlı tutumu, çocukla yüz yüze konuşması çocuğun ve ailenin ortamdan olumsuz etkilenmesini önleyebilir (Çelik ve Zeybek, 2007; Teksöz ve Ocakçı, 2014). Hastalıkların tanı ve tedavisinde güncel yaklaşımların bilinmesi ve uygulanması biyolojik stresin azaltılması ile olasıdır. Psikososyal stresin azaltılması, sağlık çalışanlarının konunun önemini kavrayıp uygulamaları öğrenerek verdikleri sağlık hizmetlerinin tamamlayıcısı olarak kullanabilmelerine bağlıdır (Atay ve ark., 2011). Çocuk sağlığı hemşirelerinin verdiği bakımın etkinliğini arttırmak adına çocuğun yaş dönemine uygun olarak oyunu tüm yönleriyle kavramalı ve gerekli alanlarda kullanabilmelidir (Arslan, 2000).

(23)

2.6. Çocuk Hastanın Hemşire Algısı

Alışageldiği ortamdan ayrılıp hastaneye yatışı yapılan çocuk hem ayrılık nedeniyle anksiyete yaşayacak hem de hastanede olmaya karşı tepki gösterecektir. Çocuğun hastane ortamına uyum sağlaması işbirliği yapması sağlık profesyonelleri için önemlidir. Çocukla ilk karşılaşmada kurulan olumlu iletişim, çocuğun ve ailenin anksiyetesini ortadan kaldıracak, hastaneye yatışa ve hastalığa gösterdikleri tepkiyi en aza indirgeyecekir (Baykoç, 2006; Kuğuoğlu, 2006; Çavuşoğlu, 2013).

Çocuk hemşiresinin yaş dönemlerini ve gelişimsel özelliklerini bilmesi mesleki açıdan fayda sağlayacaktır. Çocuk hastaya bakım veren hemşireler, çocuğun farklı özellikleri olduğunu, somut ve soyut işlemleri tam olarak ayıramadıklarını algılama sürecinin henüz tam gelişmemiş olduğunu, her yaş döneminde farklı yönlerin geliştiğini, yetişkin hastadan bu yönleriyle ayrı tutulması gerektiğini bilmelidir (Beytut ve ark., 2009). Çocuk ile iletişim kurabilmenin en kolay yolu oyundur. Hastalığı oyunun içine katabilirse çocuğa yaklaşımda başarılı olabilecektir ve verdiği bakım kalitesi artacaktır. Hastanede yatan çocuklar için oyun olanağının yeterli bir şekilde oluşturulabilmesi için oyun alanının ve oyun materyallerinin iyi planlanması gerekir (Campos ve ark., 2010; Vatansever, 2008).

Geçmişten günümüze birçok araştırmacı çocukların hastaneye yatışlara verdikleri tepkileri araştırmıştır. Araştırmacılardan bir kısmı çocukların emosyonel durumlarına yönelmiştir( Beytut ve ark., 2009; Gönener ve Görak, 2009 ) . Hemşireler, çocukların hastane algısını, tedaviye bakış açısını yatış süreçlerini olumlu olumsuz yönde değiştirebilen meslek grubudur (Çoban, 2006; Özdemir, Arıkan ve Küçükoğlu 2009).

Yurt dışında yapılan araştırmalar daha çok hemşirelerin çocuk ile iletişimi, dış görünüşleri, hemşirelerin verdiği eğitimler ve hemşireden beklentiler üzerinedir. (Slusarska et al. 2004; Hopia et al. 2005; Albert et al. 2008; Pena and Juan, 2011).

(24)

2.7. Korku ve Anksiyete

Akut ve kronik hastalık beraberinde hastanede yatışı gerektiriyorsa bu durum aile bireylerinde ve çocukta stres yaratır. İlk defa hastanede yatışı olan çocuk ve ailesi bilinmeyene karşı uyum sağlamada zorlanır (Çavuşoğlu, 2013). Hastanede yatmaya karşı tepki geliştiren çocuklar saldırgan tavırlar sergileyebilir, iletişim kurmaktan kaçınabilir, bu durum hemşirenin çocuğa yaklaşımını etkiler (Gültekin ve Baran, 2005). Çocuğun hastanede bulunması aileden ayrılacağı korkusu taşımasına sebep olabilir. Ailenin işbirliği sağlamasının önemi yapılan çalışmalarda vurgulanmıştır. Çocuğa ait kişisel özelliklerin yanı sıra yatış deneyiminin olması, ebeveyn özellikleri, çocuğun yaşı ve cinsiyeti, ebeveynin eğitim durumu, kardeş sayısı çocuğun gösterdiği tepkileri etkilediği yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur ( Gündüz ve ark. 2016; Atak Meriç, 2017; Çamur, 2017; Derleyen Taşkın ve Akgün Kostak, 2018; Özdemir ve Kürtüncü, 2019). İnvaziv girişimlerden olan IV katater yerleştirme ağrılı bir işlem olduğu için çocukta korku ve anksiyete yaratır.

Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) ve Amerikan Ağrı Topluluğu (APS) (2001) damar yolu açma gibi minor girişimlerde bile ağrı ve stresin minimum düzeylerde tutulması gerekliliğini bildirmektedir

2.8. İntravenöz Katater

İntravenöz kateterin ven lümeni içine yerleştirilmesi işlemidir. IV katater, çoğunlukla tanı için kan örneğinin alınması, kan ve kan ürünlerinin verilmesi, sıvı ve elektrolitlerin yerine konulması ve ilaçların verilmesi amacı ile kullanılır. IV katater periferik venöz katater ve santral venöz katater olmak üzere iki şekilde uygulanır (Özdilli, 2008).

Periferik venöz kateter, intravenöz kateterin periferal ven lümeni içine yerleştirilmesi işlemidir. Bu işlem, maliyet olarak daha düşüktür. Tedavi yöntemleri arasında sık kullanılır. Kullanım olarak uzun vadeli değildir. Çoğunlukla el ve ayak venleri tercih edilir (Adams and Motzhan, 2006). Kateterin içinde çelik iğne bulunur, plastik kısım içerisinden iğne çıkarılır ve damarda plastik kısım kalır damara giriş yerinden tespit edilir (Smith, 2006). IV tedavi için periferik venöz seçiminde damar ve

(25)
(26)
(27)

2.11. Intravenöz Kateter Takma İşlem Basamakları

2.11.1. Çocuğun hazırlanması

Okul öncesi dönemde olan çocuklar hemşireler tarafından yapılan her işlemi ceza olarak algılayabilirler. Damarının içine katater yerleştirme onlar için takılan yeri kullanmama, uzuvlarını kaybetme olarak algılanabilir. Bu yüzden kesme, kanama gibi sözcüklerin kullanımından uzak durmak gerekir. Hemşireler yaş dönemlerine göre çocuğu işleme hazırlamalı, fizyolojik ve emosyonel olarak onları desteklemelidir (Willock et al., 2004).

IV katater yerleştirme sırasında çocuğun hareketini en aza indirilmesi en önemli adımlardandır. İnvaziv girişimler çocuklar için bir stres kaynağıdır. Bu girişimler sırasında ebeveynlerinin yanında olması çocukların stresinin azaltılmasın da etkili olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Ebeveynin yanında olması hem çocuğun stres durumunu azaltır, hem de invaziv girişim başarı oranını arttırmaktadır (Frey, 1998; Trimble 2003; Yüksel ve Arslan, 2019). İnvaziv girişimlerin özel bir odada yapılması tercih edilmelidir. İşlem sırasında ailenin desteği alınmalı, 3-6 yaş grubu çocuklar için basit ifadeler seçilmeli ve dikkati başka yöne çekilmelidir (Çavuşoğlu, 2013).

İnvaziv girişimler, çocuk için travmatiktir ve stres oluşturan işlemlerdendir. İşlem sırasında çocuğun dikkati başka yöne çekilerek odak noktası değiştirilerek, ağrıya olan tepkisi ve duyarlılığı azaltılır, emosyonel ve fizyolojik göstergelere olumlu katkı sağlar. Çocuğun dikkati başka yöne çekilerek yaşadığı stresle baş etmesi kolaylaşır. Baş etme yöntemleri, bir kişinin algılanan bir sorunla ilişkili olarak rahatlamak, sakinleşmek ve bir denge kurmak için kullandığı tekniklere denir. Baş etme yöntemleri, stresli bir durumu hafifletmede hem bilinçli hem de bilinçsiz bir şekilde problem çözme çabalarıdır. İnvaziv girişimler sırasında okul öncesi dönemde ki çocukların dikkatini başka yöne çekerek emosyonel ve fizyolojik göstergeler üzerine olumlu etkisi olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur (Mutlu ve Balcı, 2015;Vagnolia et al., 2015; Erbay ve Ayyıldız, 2016; Atak Meriç ve Arslan, 2017; Özdemir ve Kürtüncü, 2019 ). Çocuklar yapı itibari ile bağımsız olmayı severler. Hastanede yatma hareket alanlarını kısıtlar. Hasta odasında yattıkları süre boyunca kısıtlandıklarını hissederler. IV tedaviler içinde uzun

(28)

süreli sıvı tedavileri onları yatağa bağımlı hale getirir. Çocuklara ve aileye yeterli bilgi verilmezse hastanede bulunmayı ve tedaviyi reddetmeyi isteyebilirler (Başbakkal, 2010; Çavuşoğlu, 2013).

Aile işlem basamakları içerisinde yer almalıdır. Ailenin yaşadığı anksiyeteyi çocuk hasta hissedecektir. Sanal gözlük taktırma, animasyonlu çizgi film izletme, kukla gösterisi, hayvan destekli iletişim yöntemi, oyuncak üzerinde gösterme, oyun kartları gibi dikkati başka yöne çekme tekniklerinden çocuğun hangisini daha fazla ilgi göstereceği konusunda aileden bilgi alınması, işlem sonrası çocuğun duyduğu ağrı, korku ve stresi en aza indirmek için aile ile işbirliği sağlamak uygulamanın etkinliğini ve başarı oranını arttıracaktır (James et al., 2012; Tunç, 2014; İnal ve Canbulat, 2015; Vagnolia et al., 2015; Erbay, 2016; Meiri ve ark., 2016; Atak Meriç ve Arslan, 2017; Derleyen Taşkın ve Akgün Kostak, 2018). Bunların dışında okul öncesi dönemdeki çocuklar için dikkati başka yöne çekme sevdiği resimler ve desenler kullanılarak da sağlanabilir (Özdemir ve Kürtüncü, 2019).

2.11.2. Kateter için Ven şeçimi

Kateter uygulama venlerinin seçiminde birçok etmen bulunmaktadır. Ven yerleşimi çocuk ve yetişkin hastada aynı bölgelerdedir. Ancak çocuk hastaların yağ dokusundan dolayı venlerin görülmesi ve palpe edilmesi daha güçtür. Hemşireler katater yerleştirme işlemi sırasında damarların yerlerini bilirse katater işlemi zor olduğu durumlarda anatomik olarak girişim yapılabilir. İlk olarak el venleri seçilmelidir. Görmesi ve palpasyonu kolaydır. Çocuk hastalarda ayak venleri elden sonra en çok tercih edilen venlerdir. Antekübital venlere katater yerleştirmesi daha kolaydır ancak hareketli çocuklarda uzun süreli tedavi alanlarda kullanımı zordur (Willock et al., 2004). El sırtı ve orta hat yüzeyinde bulunan venler özellikle uzun süreli tedavilerde kullanılmalıdır (Frey, 2000).

Hemşierelerin IV girişimleri her zaman başarı ile sonuçlanmaz. Birden fazla girişim olasılığı yüksektir (Rodriguez-Calero ve ark., 2018). Sağlık profesyonellerinden hemşirenin IV kateter de girişim başarısı, çocuğun ve ailenin koopere oluşunun ve hemşirenin deneyiminin başarı şansını arttırdığı ortaya konmuştur (Larsen et al., 2010). Yen ve arkadaşları 2008 yılında IV katater girişim

(29)

sayısının artması, tedavi sürecinde gecikmelerin yaşanması çocuk ve aile için anksiyete yarattığını ebeveynlerin bakım ve tedavi verenler hakkındaki görüşleri değiştiğini belirtmişlerdir.

2.11.3. Çoçuğun Venlerini belirginleştirme

Turnike işlemi mümkün olduğunca kısa tutulmalıdır. Uzun süre turnike uygulanan ekstremitede dolaşım bozulabilir ve döküntüler oluşabilir (Pettit, 2003). Yenidoğan ve çok küçük bebeklerde damar dolgunluğu var ise turnike işlemine gerek görülmemelidir (Frey, 2000; Trimble, 2003).

Zorlu İntravenöz Girişim Skoru 2008 yılında Yen ve ark. Tarafından geliştirilmiştir. Özalp Gerçeker ve arkadaşları 2017 yılında çocuklar için zorlu intravenöz girişim skorunun Türkçe versiyonun psikometrik özellikleri adlı çalışmalarında venin palpe edilebilirliği, venin gözle görülebilirliği, hastanın yaşı, prematürite öyküsü, cilt tonu gibi etmenlerin katater yerleştirmedeki başarı oranlarına etkisini değerlendirmişlerdir.

2.11.4. Kataterin Tespiti

IV katater yerleştirilmesi sonucu çocukların hareketli olması nedeniyle kataterin tespiti ve tespit için seçilen malzeme ayrı bir önem taşır. Tespitin çepeçevre ve sıkı bir şekilde elastik olmayan ve terlemeye izin vermeyen materyal (ipek flaster vb.) ile yapılması cilt enflamasyonu (sellülit) ile sonuçlanabilmekte, bu durumda IV kataterin erken kontaminasyonu sonucu infeksiyona bağlı kateterin erken çekilmesine neden olabilmektedir (Çavuşoğlu, 2013; Cihan Erdoğan ve Denat, 2016). Kateterin tecrübeli kişiler tarafından steriliteye uyularak yerleştirilmesi ve sonrasında bakımına özen gösterilmesi ile enfeksiyon oranları azaltır (Aygün ve ark., 2017). Yapılan bazı çalışmalarda kateterin vende 72 saat ve üzerinde kalmasının infiltrasyon oranında artışa sebep olduğu, başka bir çalışmada ise kalış süresinin etkisi olmadığı belirlenmiştir (Murayama et al,. 2015; Cihan Erdoğan ve Denat, 2016).

Türkben Polat ve Balcı Akpınar (2014) yaptıkları iki farklı materyalle tespit edilen periferik intravenöz kateterlerin mikrobiyolojik kolonizasyon açısından

(30)

karşılaştırılması adlı çalışmalarında kateterleri steril şeffaf pansuman ile ya da steril gaz pansuman ile kapatmışlardır ve anlamlı bir fark olmadığını belirtmişlerdir.

Yetişkin ve çocuk hastaların tespit işlemi birbirinden farklıdır. Yetişkin hastanın tespiti daha basit olabilirken çocuk hastada kullanılan tespit etme işlemi çocuğun hareketine göre şekillendirilmelidir ve ekstra dikkatli davranılmalıdır (Frey, 2000; O’Grady et al., 2002).

2.11.5. Çocuğu ve Aileyi Bilgilendirme

Çocukların katater işlemini ceza olarak algılamasını önlemek için iğne kısmı çıkartılarak plastik kısmın gösterilmesi çocuğu ve ailesini rahatlatacaktır. Çocuk hastalar katater takılan ekstremiteyi korku ve acı duyacakları hissinden dolayı kullanmakta zorluk çekerler. Çocuklara ve ailelere ekstremiteyi kullanabilecekleri günlük bir dille anlatılmalıdır (Çamur ve Sarıkaya Karabudak, 2017). Yatan hasta için kataterin içerisinde iğne olmadığı, kataterin plastik kısmının yerleşim yerinde kalacağı; şişme, kızarıklık, sıvı akışının olmaması gibi durumlarda hemşireyi çağırması gerektiği açıkça ifade edilmelidir (Cihan Erdoğan ve Denat, 2016 ).

(31)

3.GEREÇ ve YÖNTEM

3.1. Araştırmanın Amacı ve Tipi

Araştırma, IV katater uygulamasında kullanılan tespit malzemesinin çocuğun emosyonel ve fizyolojik göstergelerine etkisini belirlemek amacıyla randomize kontrollü deneysel olarak gerçekleştirildi.

3.2. Araştırmanın Hipotezleri

H0: IV kataterin tespitinde kullanılan tespit malzemesinin, çocuğun emosyonel ve

fizyolojik göstergeler üzerine etkisi yoktur.

H1: IV kataterin tespitinde kullanılan tespit malzemesinin, çocuğun emosyonel

göstergeler üzerinde etkisi vardır.

H2: IV kataterin tespitinde kullanılan tespit malzemesinin, çocuğun fizyolojik

göstergeleri üzerine etkisi vardır.

3.3. Araştırmanın Bağımlı-Bağımsız Değişkenleri

Bağımlı değişkenler; Çocuklarda Emosyonel Göstergeler Ölçeği puan ortalaması (ÇEGÖ), fizyolojik göstergeler

Bağımsız değişkenler: Sosyodemografik özellikler, Renklendirilmiş desenli tespit malzemesi

3.4. Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Zaman

Araştırma, İstanbul sınırları içerisinde bir devlet hastanesinde yapılmıştır. Mayıs 2019-Aralık 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.

3.5. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi

Araştırmanın evrenini, çocuk servisinde araştırmanın yapıldığı tarihler arasında yatan 360 çocuk oluşturdu. Örneklemi ise araştırma kriterlere uyan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 60 çocuk oluşturuldu.

(32)

Araştırmada örneklemin gücü, G*Power 3.1 programı ile hesaplandı. I. Tip hata miktarı 0.05, testin gücü 0.90 olacak şekilde minimal örneklem büyüklüğü (her bir grupta 29 çocuk olacak şekilde) 58 çocuk olarak hesaplandı. Çalışma 30 deney, 30 kontrol grubu olmak üzere toplam 60 çocuk ile gerçekleştirildi.

Bu araştırmada deney ve kontrol grubunun dağılımı randomizasyon kura yöntemiyle gerçekleştirildi. Kura yönteminde siyah renkli içi gözükmeyen bir torba içerisine 30 tane mavi 30 tane kırmızı renkte top konuldu. Mavi renk toplar deney grubunu, kırmızı renkli toplar ise kontrol grubunu ifade etmekteydi. Gelen çocuk araştırma grubunu belirlemek için önce servis sorumlu hemşiresine bu torba içerisinde bir top çekmesi istendi. Torbadan çıkan top mavi ise çocuk renklendirilmiş desenli tespit malzemesinin yapılacağı deney grubuna, kırmızı ise düz ve renksiz tespit malzemesinin uygulanacağı kontrol grubuna dahil edildi.

3.6. Araştırmaya Dâhil Edilme Kriterleri;

1. Çocuk servisinde yatıyor olması

2. Hastaların benzer tanı ile yatıyor olması

3. Kataterin el üzerinden açılarak tespit edilmesi

4. Daha önce hastaneye yatışının olmaması

5. 5-6 yaş olması

3.7. Araştırmaya Dâhil Edilmeme Kriterleri;

1. IV katater takılması işleminin birden fazla tekrarlanması

2. İşlem sırasında çocuğun bilincinde değişiklik olması 3.8. Veri Toplama Araçları

Veriler, Çocuk ve Ebeveyni Tanılama Formu, Çocuklarda Emosyonel Göstergeler Ölçeği (ÇEGÖ) ve Vital Bulgu Değerlendirme Formu kullanılarak toplandı.

(33)

3.8.1. Ebeveynlere ve Çocuğa Yönelik Tanıtıcı Bilgi Formu: Ek-5

Araştırmacı tarafından literatürden yararlanılarak hazırlanan bu form, çocuğun ve ebeveynlerin sosyo-demografik özelliklerini içeren 8 sorudan oluşmaktadır. Bu sorular ebeveynin cinsiyeti, yaşı, eğitim düzeyi, medeni hali ve çocuk sayısını içiren 6 sorudan; çocukların cinsiyetini ve yaşını belirlemek için sorulan 2 sorudan oluşmaktadır (Karakaya, 2014; Tunç ve Açıkgöz, 2014; Atak Meriç ve Arslan, 2017; Derleyen Taşkın, 2018; Özdemir ve Kürtüncü, 2019).

3.8.2. Çocuklarda Emosyonel Göstergeler Ölçeği (ÇEGÖ):Ek-8

Ho Cheung William Li ve Violeta Lopez tarafından 2005 yılında geliştirilmiştir. Bu ölçek çocukların tıbbi işlemlere karşı gösterdikleri emosyonel göstergelerin objektif olarak tanımlanabilmesi için kullanılan, değerlendirilmesi ve uygulanması kolay bir ölçektir. Ölçekte yüz ifadesi, ses, aktivite, etkileşim ve işbirliği düzeyini gösteren beş parametre kullanılmaktadır. Bu beş parametre birden beşe kadar puanlandırılarak en düşük 5, en yüksek 25 puan almaktadır. Puanın yüksek olması, çocuğun daha fazla negatif emosyonel davranış gösterdiğini belirtir. Puanlama sistemi EK 3 formunda verilmiştir. Ho Cheung William Li ve Violeta Lopez’den mail yoluyla ölçeği kullanmak için izin alınmıştır (Ek-9). Türkçe dil geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Atak Meriç ve Arslan tarafından 2017 yılında yapılmış ve ölçek toplam puanının cronbach alpha katsayısı 0.88 olarak belirtilmiştir. Atak Meriç’ten mail ile ölçek kullanım izin alınmıştır (Ek-9). Bizim çalışmamızda ölçeğin cronbach alpha katsayısı 0.90 olarak belirlendi.

3.8.3. Vital Bulgu Değerlendirme Formu:

Araştırmacı tarafından oluşturulan bu form, çocukların nabız ve oksijen saturasyon değerlerinin kaydedildiği formdur. İşlem odasına alınan çocuğun, işleme başlanmadan önceki Saturasyon ve nabız değeri, IV katater yerleştirilmesini takiben 1. ve 5. dakikalarda alınarak kaydedildi.

(34)

3.8.4. Kronometre

Hattrick Pd Pedometre markalı kronometre kullanılarak IV katater yerleştirme işleminin bittiği zamandan katateri tespitleme işlemine başlandığı andan itibaren kronometre çalıştırılıp 1. dakikada ve 5. dakikalar ölçülmüştür (EK-8 )

3.8.5. Pulse Oksimetre

Oksijen saturasyonu ve nabız değerlerini ölçmek için Nellcor bedside SpO2 patient monitoring system service manual isimli monitör kullanıldı. Hastaya invaziv girişim yapılmadan saturasyon ve nabzın ölçümünü sağlayan pulse oksimetre monitörü oksijen saturasyonunu ve nabzın sürekli ölçülmesini sağlar. Bu kullanılan cihazın kalibrasyonu hastanede buluna biyomedikal bölümü tarafından aylık periyotlarla yapılmaktadır.

3.8.6. Renklendirilmiş desenli tespit malzemesi

Desen ve renk oluşturulurken ön hazırlık olarak serviste yatan hastalarda IV katater yerleştirme işlemi sonrasında 5 kız, 5 erkek çocuğa kelebek, çiçek ve balon desenlerinden hangisini seçmek istedikleri sorulmuştur. Çocukların çoğunluğu (%80) kelebek desenini seçmiştir. Bu doğrultuda renkli kelebek desenli tespit malzemesi oluşturulmuştur. Bu malzemenin özelliği desensiz ve renksiz olan malzeme ile aynı özellikleri taşımaktadır. Kolay yapıştırılan, havayı ve teri geçiren esneyerek vücut kıvrımlarına uyum sağlayan hassas ciltler için poliakrilat yapışkanlı suya dayanıklı ve üzerine yazı yazılabilen malzemedir. Maliyeti araştırmacı tarafından karşılanmıştır (EK-8).

3.9. Veri Toplama Yöntemi

Araştırmada uygulamaya başlamadan önce ebeveyn ve çocukla tanışılmış ve araştırma hakkında bilgi verilerek ebeveynlerden yazılı onamları alınmıştır. Beylikdüzü Devlet Hastanesi’nin çocuk servisine yatırılan 5-6 yaş arasındaki çocuklar araştırma kapsamına alındı. Uygulama öncesi her iki gruba da çocuk ve ebeveyni tanılama formu uygulandı. Katater el üzerinden açılarak tespitlendi.Katater takma

(35)

işlemi sonrası servis sorumlu hemşiresi tespit uygulamasını yaparken araştırmacı emosyonel göstergeler ölçeği ile çocuğun 1. ve 5. dakikalarda emosyonel göstergeleri değerlendirildi. Her iki grubunda işlem öncesi, kronometre ile belirlenen süre ile işlemden bir dakika sonra ve işlemden beş dakika sonra olmak üzere üç kez fizyolojik göstergeler için oksijen saturasyonu ve nabız değerleri kaydedildi.

Deney grubuna IV kateter uygulama sonrası renklendirilmiş desenli, kontrol grubuna ise hastanede rutin olarak kullanılan düz, desensiz tespit malzemesi kullanıldı. Tüm gruptaki çocuklara, işlem öncesinde pulse oksimetre cihazı takıldı ve oksijen satürasyon değeri ve nabız değeri kaydedildi. Pulse oksimetre cihazı çocuğun IV katater uygulaması yapılmayan elinin parmağına takıldı. İşlem öncesindeki saturasyon ve nabız değerleri kaydedildi. Aynı değerlendirme IV kateter tespit uygulaması bitiminin 1.ve 5. dakikalarda tekrarlandı.

3.10. Verilerin istatistiksel analizi

Araştırma sonucunda elde edilen veriler SPSS 22.0 paket programına aktarılıp uygun istatistiksel yöntemlerle değerlendirilmiştir. Verilerin

değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemler olarak sayı, yüzde, ortalama, standart sapma gibi değerler alındı. Değişkenler arasındaki ilişkiyi göstermek

amacıyla Pearson Ki Kare testi kullanıldı. Deney ve kontrol grupları arasında fiziksel parametreleri ve ÇEGÖ puanlarını karşılaştırmak için Independent t test kullanıldı. Grup içi tekrarlı ölçümler için ise Repeated Measures test, ölçümler arasındaki ilişkinin tespit edilmesi için Bonferroni test kullanıldı. Anlamlılık seviyesi olarak, p<0,05 olması durumunda anlamlı farkın olduğu, p>0,05 olması durumunda ölçümler arasında anlamlı farkın olmadığı belirtildi.

3.11. Araştırmanın Etik Yönü

Biruni Üniversitesi Girişimsel Olmayan Araştırmalar Etik Kurulu’ndan 2019/28-01 karar no ile etik kurul alındı (EK-10). Araştırmadan elde edilen bilgilerin başka hiç kimseye açıklanmayacağı ya da bu bilgilere ulaşmalarına izin verilmeyeceği araştırmaya katılanlara güvence verildi.

(36)

3.12. Araştırmanın Sınırlılıkları

Verilerin sınırlı zaman zarfında elde edilmesi ve hastaneye ilk kez yatışı yapılan 5 ve 6 yaşındaki 60 çocuktan elde edilmiş olması araştırmanın sınırlılıklarıdır.

ARAŞTIRMA AKIŞ ŞEMASI

İZİNLERİN ALINMASI:

Etik Kurul İzni Alındı

Ebeveynlerden Yazılı İzinler Alınması

ARAŞTIRMANIN YAPILACAĞI ÖRNEKLEM GRUBUNU BELİRLEME

DENEY GRUBU (n:30) KONTROL GRUBU (n:30)

DENEY GRUBUNDAN KONTROL GRUBUNDAN

VERİLERİN TOPLANMASI:

VERİLERİN TOPLANMASI: Araştırma kriterlerine uyan 5 ve

6 yaş çocukların çocuk Araştırma kriterlerine uyan 5 ve 6 yaş servisinde yatışı olması çocukların çocuk servisinde yatışı

Ebeveyn ve çocuk tanıtıcı bilgi olması

formu uygulama Ebeveyn ve çocuk tanıtıcı bilgi formu İşlem öncesi, işlemden sonra 1. uygulama

ve 5. dakikalarda vital bulgu İşlem öncesi, işlemden sonra 1. ve 5. formu doğrultusunda dakikalarda vital bulgu formu

değerlendirme doğrultusuna değerlendirme

Renklendirilmiş desenli tespit Desensiz, düz beyaz renkli rutin malzemesi uygulama hastane tespit malzemesi uygulanması Çocuklarda Emosyonel Çocuklarda Emosyonel Göstergeler Göstergeler Ölçeği uygulama Ölçeği uygulama

(37)

4. BULGULAR

Bu bölümde IV kateter uygulama sürecinde renkli desenli tespit malzemesi uygulamanın çocukların fizyolojik parametreleri ve emosyonel durumlarına etkisini incelemek amacıyla yapılan araştırma verilerinin, bulguları yer almaktadır. IV kateter uygulama sürecinde renklendirilmiş desenli tespit malzemesi uygulanan deney grubu ve rutin tespit malzemeleri uygulanan kontrol grubundaki çocukların bazı özelliklerinin; grup içi ve gruplar arası fizyolojik parametreleri ve ÇEGÖ (Çocuklarda Emosyonel Göstergeler Ölçeği) puan ortalamalarının karşılaştırılmasına ilişkin bulgulara yer verilmiştir.

4.1. Ailelere Ait Tanıtıcı özelliklerin Karşılaştırılması

Tablo 4.1: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların Ailelerine Ait Tanıtıcı Özelliklerin Karşılaştırılması (N=60)

Deney Grubu Kontrol Grubu

Değişkenler n=30 n=30 Test p

Ort Ss Ort Ss

Ebeveyn Yaş (Yıl) 30,57 4,65 30,73 3,80 -0,156 0.877 Çocuk Sayısı 2,57 1,19 2,33 1,06 0,800 0.427 n % n % Ebeveyn Cinsiyet Anne 26 86,7 26 86,7 - 1.000 Baba 4 13,3 4 13,3 Ki kare testi

Araştırmaya dahil olan deney ve kontrol grubundaki çocukların ailelerinin sosyo-demografik özelliklerinin karşılaştırılması Tablo 1’de incelenmiştir. Deney grubundaki ebeveynlerin yaş ortalamasının 30,57±4,65 olduğu belirlendi. Kontrol grubunun ise ebeveyn yaş ortalaması 30,73 ± 3,80 olduğu, belirlendi. Ebeveyn yaşı, cinsiyeti açısından gruplar arasında fark olmadığı belirlenmiştir. Değişkenlerin her iki grup için homojen dağılmakta olduğu bulunmuştur (p>0,05).

(38)

4.2. Çocuklara Ait Tanıtıcı Özelliklerin Karşılaştırılması

Tablo 4.2: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocuklara Ait Tanıtıcı Özelliklerin Karşılaştırılması (N=60)

Deney Grubu Kontrol Grubu

Değişkenler n=30 n=30 Test p N % n % Cinsiyet Kız 14 46,7 15 50,0 0,067 1.000 Erkek 16 53,3 15 50,0 Çocuk Yaş 5 yaş 17 56,7 15 50,0 0,268 0.796 6 yaş 13 43,3 15 50,0 Ki kare testi

Araştırmaya dahil olan deney ve kontrol grubundaki çocukların tanıtıcı özelliklerinin karşılaştırılması Tablo 2’de incelenmiştir. Deney grubundaki cinsiyet oranı; kız çocukları %46,7 olduğu, erkek çocukların ise %53,3 olarak belirlendi. Kontrol grubunda ise cinsiyet dağılımı eşit şekilde olarak %50- %50 belirlendi. Deney grubunda beş yaş çocukların %56,7 olarak, altı yaş çocukların %43,3 olduğu belirlendi. Kontrol grubunda çocukların yaşı eşit şekilde belirlendi. Çocukların yaşı ve çocukların cinsiyeti açısından gruplar arasında istatistiksel farklılık olmadığı belirlenmiştir. Değişkenlerin her iki grup için homojen dağılmakta olduğu görülmektedir (p>0,05). Araştırmaya dahil edilen tüm çocuklar Akut Gastroenterit (AGE) tanısıyla yatan hastalardır. Araştırma az dönemi içerisinde yapılması veri toplama açısından benzer tanılı hastalarla gerçekleştirildi.

(39)

4.3. Deney ve Kontrol Grubu Nabız Değer Ortalamalarının karşılaştırılması

Tablo 4.3: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların IV Kateter Açma İşlemi Sürecindeki Nabız Değeri Ortalamalarının Karşılaştırılması (N=60)

Nabız Değerleri Ortalamaları

Deney Grubu Kontrol Grubu

Ölçümler n=30 n=30

Ort ± ss Ort ss **Test/ p

İşlem öncesi1 87,20 ± 5,505 90,13 ± 5,532 -2.059/0.044

İşlemden 1 dk. sonra2 92,13 ± 5,923 103,13 ± 7,366 -6.379/0.000

İşlemden 5 dk. sonra3 89,50 ± 5,538 94,00 ± 3,877 -3.646/0.001

*Test / p 15,832/0,000 60,462/0,000

2>1,3 2>3>1

*Repeated measure test; Bonferroni test; **Independent t test ^p<0,01

Deney ve kontrol grubundaki çocukların nabız değeri ortalamalarının karşılaştırılması Tablo 3’de verilmiştir.

Deney grubundaki çocukların grup içi IV kateter yerleştirme işlemi öncesi, işlemden 1 dakika sonra ve işlemden 5 dakika sonrası nabız ortalamaları incelendiğinde ölçümler arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır (p<0,05). Bu gruptaki çocukların işlem öncesinde nabız değerleri %87,20 ±5,505, işlemden 1. Dakika sonra 92,13± 5,923, işlemden 5. Dakika sonra 89,50±5,538 olarak belirlendi. Anlamlılığın hangi ölçümden kaynaklandığı incelendiğinde; renklendirilmiş desenli tespit malzemesi uygulanan grupta IV kateter uygulamasından 1 dakika sonra nabız ölçüm ortalama değerinin, işlem öncesi ve işlemden 5 dakika sonraya göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir (2>1,3) (Tablo 3).

Kontrol grubundaki çocukların grup içi IV kateter işlemi öncesi, işlemden 1 dakika sonra ve işlemden 5 dakika sonrası nabız ortalamaları incelendiğinde ölçümler arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır (p<0,05). Bu gruptaki çocukların işlem öncesinde nabız değerleri 90,13±5,532 işlemden 1. Dakika sonra 103,13±7,366 işlemden 5. Dakika sonra 94,00±3,877 olarak belirlendi. Anlamlılığın

(40)

hangi ölçümden kaynaklandığına bakıldığında; rutin tespit malzemesi uygulanan grupta IV kateter uygulamasından 1 dakika sonra nabız değer ölçüm ortalama değerinin, işlem öncesi ve işlemden 5 dakika sonraya göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir (2>1,3) (Tablo 3).

Deney ve kontrol grubundaki çocukların gruplar arası işlem öncesi, işlemden 1 dakika sonra ve 5 dakika sonra nabız değer ortalamaları incelendiğinde; Deney ve kontrol grubundaki çocukların nabız değeri ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (p<0,05) (Tablo 3).

105 103,13 100 95 94 92,13 90 90,13 89,5 Deney Grubu 87,2 Kontrol Grubu 85 80 75

İşlem öncesi nabız İşlemden 1 dk. sonra İşlemden 5 dk. sonra değeri nabız değeri nabız değeri

Şekil 4.1: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların IV Kateter Açma İşlemi Sürecindeki Nabız Değeri Ortalamalarının Karşılaştırılması

(41)

4.4. Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların Oksijen Saturasyon Değer Ortalamalarının Karşılaştırılması

Tablo 4.4: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların IV Kateter Açma İşlemi Sürecindeki SpO2 Değeri Ortalamalarının Karşılaştırılması (N=60)

SpO2 Değerleri

Ölçümler Deney Grubu n=30 Kontrol Grubu n=30

Ort ss Ort ss **Test/ p

İşlem öncesi1 96,87 0,900 96,90 0,995 -0.136/0.892 İşlemden 1 dk sonra2 97,23 0,774 98,03 0,669 -4.284/0.000 İşlemden 5 dk. sonra3 97,20 0,761 97,27 0,980 -0.294/0.770 *Test / p 2,606/0,092 22,156/0,000 2>1,3

*Repeated measure test; Bonferroni test; **Independent t test ^p<0,01

Deney ve kontrol grubundaki çocukların oksijen saturasyon değeri ortalamalarının karşılaştırılması Tablo 4’te verilmiştir.

Deney grubundaki çocukların grup içi IV kateter işlemi öncesi, işlemden 1 dakika sonra ve işlemden 5 dakika sonrası oksijen saturasyon ortalamaları incelendiğinde ölçümler arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı saptanmıştır (p>0,05) (Tablo 4).

Kontrol grubundaki çocukların grup içi IV kateter işlemi öncesi, işlemden 1 dakika sonra ve işlemden 5 dakika sonrası oksijen saturasyon ortalamaları incelendiğinde ölçümler arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır (p<0,05). Anlamlılığın hangi ölçümden kaynaklandığına bakıldığında; rutin tespit malzemesi uygulanan grupta IV kateter uygulamasından 1 dakika sonra oksijen saturasyon ölçüm ortalama değerinin, işlem öncesi ve işlemden 5 dakika sonraya göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir (2>1,3) (Tablo 4).

Deney ve kontrol grubundaki çocukların gruplar arası IV kateter işleminden 1 dakika sonra oksijen saturasyon değer ortalamaları incelendiğinde; Deney ve kontrol

(42)

grubundaki çocukların oksijen saturasyon değeri ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (p<0,05).

Bununla birlikte işlem öncesi ve 5 dakika sonra oksijen saturasyon değerleri ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı bulunmuştur (p>0,05) (Tablo 4). 98,2 98 98,03 97,8 97,6 97,4 97,2 97,23 97,27 97,2 Deney Grubu 97 96,9 Kontrol Grubu 96,8 96,87 96,6 96,4 96,2

İşlem öncesi İşlemden 1 dk. sonra İşlemden 5 dk. sonra Saturasyon değeri Saturasyon değeri Saturasyon değeri

Şekil 4.2: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların IV Kateter Açma İşlemi Sürecindeki Saturasyon Değeri Ortalamalarının Karşılaştırılması

4.5. Deney ve Kontrol Grubu ÇEGÖ Puan Ortalamaları

Tablo 4.5: IV Kateter Açma İşlemi Sürecinde İki Farklı Yaklaşım Uygulanan Grubun (Renkli desenli tespit malzemesi uygulanan deney grubu ve rutin tespit malzemesi uygulanan kontrol grubu) ÇEGÖ puan ortalama değerleri açısından karşılaştırılması (N=60)

ÇEGÖ puanları

Ölçümler Deney Grubu n=30 Kontrol Grubu n=30

Ort ± ss Ort ± ss *Test/ p

ÇEGÖ toplam puanı 7,57 ± 2,300 16,50± 1,225 -18.780/0.000

(43)

Deney ve kontrol grubundaki çocukların ÇEGÖ toplam puan ortalamalarının karşılaştırılması Tablo 5’te verilmiştir.

Deney ve kontrol grubundaki çocukların gruplar arası ÇEGÖ puan ortalama değerleri incelendiğinde; deney ve kontrol grubundaki çocukların ÇEGÖ puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (p<0,05) (Tablo 5).

ÇEGÖ toplam puanı

Kontrol Grubu 16,5

ÇEGÖ toplam puanı

Deney Grubu 7,57

0 5 10 15 20

Şekil 4.3: IV Kateter Açma İşlemi Sürecinde İki Farklı Yaklaşım Uygulanan Grubun ÇEGÖ Puan Ortalama Değerleri Açısından Karşılaştırılması

(44)

4.6. Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların Cinsiyet ve Yaşlarına Göre ÇEGÖ Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması

Tablo 4.6: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların Cinsiyet ve Yaşlarına göre ÇEGÖ Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (N=60)Deney ve kontrol grubundaki çocukların cinsiyet ve yaşlarına göre ÇEGÖ puan ortalamalarının karşılaştırılması Tablo 6’da incelenmiştir.

Deney Grubu Kontrol Grubu

Değişkenler n=30 n=30 Test p Ort ss Ort ss Cinsiyet Kız 6,29 0,726 15,87 0,834 -32,891 0.001 Erkek 8,69 2,626 17,13 1,246 -11,311 0.001 Test/ p -3,307/ 0,003 -3,272/ 0,003 Çocuk Yaş 5 yaş 6,94 1,197 16,67 1,113 -23,695 0.001 6 yaş 8,38 3,097 16,33 1,345 -9,027 0.001 Test/ p -1,765/ 0,089 0,740/ 0,466 Independent t test ^p<0,01

Deney ve kontrol grubundaki çocukların yaşlarına göre ÇEGÖ puan ortalamalarına bakıldığında; her iki grupta da grup içi ölçümlerde yaşla birlikte ölçümler arasındaki farklar arasında istatistiksel olarak anlamlılık olmadığı belirlenmiştir (p>0,05). Yaşa göre gruplar arası ÇEGÖ puanları incelendiğinde ise deney grubunda bulunan 5 yaşındaki çocukların kontrol grubundaki 5 yaşındaki çocuklara göre; yine deney grubundaki 6 yaşındaki çocukların kontrol grubunda bulunan 6 yaşındaki çocuklara göre ÇEGÖ puan ortalamalarının daha düşük olduğu belirlenmiş olup farkların istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (p<0,01).

(45)

5.TARTIŞMA, SONUÇ ve ÖNERİLER

Akut hastalıklar, hastaneye yatırılan çocuklar ve aileleri hazırlıksız yakalandıkları için kısa ve uzun süreli anksiyete yaşamalarına yol açabilmektedir. Bu olumsuz nedenlerin azaltılmasında sağlık profesyonellerinin rol ve sorumlulukları vardır. Ancak sağlık çalışanlarının ailelere ve çocuklara bilgi vermek için yetersiz ve isteksiz oldukları görülmüştür (Ekim ve Ocakçı, 2011). Daha önce hiç hastaneye yatmamış bir çocukta birçok korku, stres görülmüştür. Çocukların ilk hastane deneyimleri gelecekteki hastalıklara ve hastane de bulunmaya gösterecekleri tepkileri belirler. Hastanede olma, uygulanan IV girişimler okul öncesi dönemdeki çocukların dünyasında farklı algılanabilir. Çocuk hastanede yapılan girişimlerin vücuduna zarar vereceği endişesini duyar (Görener ve Görak, 2009). Araştırmalar algılarını değiştirebilecek farmakolojik olmayan yöntemlerin kullanılması ile yaşadıkları stresi, ağrıyı ve tedaviye uyum sürecini kolaylaştırabileceğini göstermiştir (Twycross et al., 2009; Özveren, 2011; McMurtry, 2013). Farmakolojik olmayan yöntemler çocuğun kısa süreli işlemlerle baş etmesinde çocuk, aile ve sağlık çalışanlarına yardım eden en ucuz ve etkin yöntemlerdir.

Bu bölümde, IV katater takılan çocukların, katateri sabitlemek için kullanılan renklendirilmiş desenli tespit malzemesinin çocuğun emosyonel ve fizyolojik (saturasyon ve nabız) göstergelerine etkisini belirlemek amacıyla yapılan araştırmanın bulguları tartışılmıştır.

Literatürde çocuğun yaşı, cinsiyeti ve ebeveynin eğitim durumu gibi sosyodemografik özellikler çocukların fizyolojik ve emosyonel parametrelerini üzerinde etkisi olduğu belirtilmektedir (Kolk et all., 2000; James, 2012; Atak Meriç, 2017; Taşdemir Akkavak, 2015).

Veriler toplandıktan sonra gruplar karşılaştırıldığında hem çocuk ve ebeveyne ilişkin tanıtıcı özellikler hem de işleme ilişkin özellikler açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı ve çalışma sonuçlarını etkileyecek faktörler açısından grupların homojen özellikte olduğu belirlenmiştir. Bu homojenliğin sağlanması, araştırma sonrasında ortaya çıkan farklılığın girişimlerle

Şekil

Şekil 3.1: Araştırma Akış Şeması
Tablo 4.1: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların Ailelerine Ait Tanıtıcı  Özelliklerin Karşılaştırılması (N=60)
Tablo 4.2: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocuklara Ait Tanıtıcı Özelliklerin  Karşılaştırılması (N=60)
Tablo 4.3: Deney ve Kontrol Grubundaki Çocukların IV Kateter Açma İşlemi  Sürecindeki Nabız Değeri Ortalamalarının Karşılaştırılması (N=60)
+6

Referanslar

Benzer Belgeler

http://designawards.core77.com/Open- Design/29865/IKO-Creative-Prosthetic-System Görme Engelini Aşan Teknoloji Dokunmatik ekranların görme engelli kişiler tarafından

Given the above propositions and because of their use of kurgan burials, horse, chariot, handmade pottery related to the ma- terial used by the Eurasian nomads and their use of

Sonuçlara göre, yaş ve cinsiyetin (yalnızca erkek) bireysel diş mobilitesi ile negatif korelasyonu gözlenirken (p&lt;0,05), plak indeksi, gingival indeks ve cep derinliği

Divanın kararına göre beşinci dereceden maaş alacağı anlaşı­ lan Köprülü zade Fuat beyin hakkını aramak üzere vekâlete müracaati etrafında dedikodular

Yılların ve tohumlama işlemlerinin ortalaması olarak, kontrol parsellerinin ortalama asit-baz dengesi değerleri - 45.18 mEq olarak gerçekleşmiştir.. Gübreleme işlemlerine

SEKTÖRE YENİ GİRECEK FİRMALAR İKAME ÜRÜNLER ALICILAR TEDARİKÇİLER Sektöre yeni girecek firma tehditleri Alıcıların pazarlık gücü Tedarikçilerin pazarlık gücü

Tenisçiler, masa tenisçileri ve sedanterlerin sağ ve sol el aynı anda ses ve ışığa karşı reaksiyon zamanı değerleri arasında istatiksel olarak

Sonuç olarak yapılan çalışmada her ne kadar olumlu sonuçlar alınsa da hem 11-12 yaş grubunun diğer yaş gruplarına göre gelişim hızının farklılaştığı bir evre