• Sonuç bulunamadı

The Evaluation Of Nasal Obstruction Surgery With The Adjustment Between Symptom CheckList-90 Revised Which Applied In Preoperative And Postoperative Period And Subjective Nasal Obstruction Findings

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "The Evaluation Of Nasal Obstruction Surgery With The Adjustment Between Symptom CheckList-90 Revised Which Applied In Preoperative And Postoperative Period And Subjective Nasal Obstruction Findings"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Amaç: Burun t›kan›kl›¤› nedeniyle ameliyat edi-len hastalarda, ameliyat öncesi ve ameliyat son-ras› dönemde hastan›n ifade etti¤i burun l›¤› flikayetiyle, doktorun saptad›¤› burun t›kan›k-l›¤› bulgular›n›n uyumunu incelemek ve burun t›-kan›kl›¤›n›n oluflturabilece¤i olas› psikososyal de¤ifliklikleri, gösterebilmek amac›yla bu çal›fl-may› planlad›k.

Hastalar ve Yöntemler: Bu çal›flma, A¤ustos 2007 ile Eylül 2008 tarihleri aras›nda burun t›ka-n›kl›¤› flikayetiyle baflvurup cerrahi uygulanan 55 hasta ve hiçbir flikayeti olmayan, nazal muaye-nesinde patoloji saptanmayan, olgulara benzer yafl, cinsiyet ve sosyokültürel durumda, 20 kiflilik kontrol grubu oluflturularak yap›ld›. Hastalar›n ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› dönemde burun t›kan›kl›¤› hasta ve doktor analog skalala-r› ile derecelendirildi. Hastalaskalala-r›n psikososyal olumsuzluklar› ve psikolojik semptom da¤›l›m›n› gösterebilmek için Belirti tarama testi (SCL 90-R) kullan›ld›.

Bulgular: Hasta ve doktor analog skalalar› ara-s›nda hem ameliyat öncesi hemde ameliyat son-ras› dönemde istatistiksel olarak anlaml› korelas-yon izlendi. Ameliyat sonras› hasta grubunda, ameliyat öncesi hasta grubuna göre, SCL-90 R testi alt gruplar›ndan, somatizasyon, ek skala (uyku) ve genel semptom düzeyi skorlar›nda

an-laml› ölçüde azalma saptand›.

Sonuç: Analog skalalar, hastan›n burun t›kan›k-l›¤›n›n derecesini belirlemede yararl› yöntemler-dir. Burun t›kan›kl›¤› ve bunun olumsuz sonuçla-r› hastalarda somatizasyon ve uyku bozukluklasonuçla-r›- bozukluklar›-na sebep olabilmektedir. Nazal obstrüksiyon cer-rahisi ile psikososyal semptom fliddetinde azal-ma olabilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Burun t›kan›kl›¤›; Nazal k›-k›rdak, septum; Psikolojik testler.

THE EVALUATION OF NASAL OBSTRUCTION SURGERY WITH THE ADJUSTMENT BETWE-EN SYMPTOM CHECK LIST-90 REVISED WHICH APPLIED IN PREOPERATIVE AND POSTOPERATIVE PERIOD AND SUBJECTI-VE NASAL OBSTRUCTION FINDINGS

Objectives: In this study, the patients who had nasal surgery due to nasal obstructions, were evaluated. The correlation between the analogu-e scalanalogu-es which wanalogu-eranalogu-e fillanalogu-ed by physicans and pati-ents, was investigated in preoperative and posto-perative period. We also plan to show the pro-bable psychological changes caused by nasal obstruction before and after surgery.

Patients and Methods: Fifty five patients who had nasal surgery for the complaints of nasal obstruction between August 2007 and

septem-NAZAL OBSTRÜKS‹YON CERRAH‹S‹N‹N, PREOPERAT‹F VE

POSTOPERAT‹F DÖNEMDE UYGULANAN SCL-90 R BEL‹RT‹

TARAMA TEST‹ VE SUBJEKT‹F BURUN TIKANIKLI⁄I

BULGULARIYLA UYUMUNUN DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹

Lütfü fiENELD‹R1, Muhsin KOTEN2

1. Haydarpafla Numune E¤itim Araflt›rma Hastanesi KBB Klini¤i, ‹STANBUL 2. Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi KBB AD, ED‹RNE

(2)

ber 2008 were accepted in this study. Twenty subjects who had no complaints with normal rhi-noscopic examination and similar age, gender and sociocultural properties were into the study as a control group. Nasal obstructions were deg-reed with analogue scales. To show the probab-le psychological changes caused by nasal obs-truction before and after surgery, we use an inter-view form; symptom check list-90 revised. Results: A statistically meaningful correlation were found among physicans’ and patients’ ana-logue scales in preoperative and postoperative periods. A meaningful decrease has determined, in the scores of some subscales of Symptom check list-90 revised like general symptom index, sleep difficulties and somatization, in the posto-perative period comparing preoposto-perative period in the patients group.

Conclusion: The analogue scales are useful methods to decide the degree of nasal obstructi-on. Nasal obstruction and its negative results can cause somatization and sleep disorders. The surgery performed for the nasal obstruction redu-ces the psychsocial symptom levels of patients after

surgery.

Key words: Nasal obstruction, Nasal cartilage, Septum; Psyhchlogical tests.

G‹R‹fi

Akut rinosünizit, alerjik ve non alerjik rinosünizit, septal deviasyon, nazal polipler, nazal valv kol-laps›, konka hipertrofisi ve nazal kavitenin tümör-leri gibi pek çok nazal ve paranazal sinüs hasta-l›klar›nda, burun t›kan›kl›¤› s›kça görülen bir üst solunum yolu semptomudur. Kronik burun t›ka-n›kl›¤› s›kl›kla bafla¤r›s›, bay›lma, uyku bozukluk-lar›, gündüz uyuklama, dikkatsizlik gibi ekstra na-zal semptomlara, böylece de hayat kalitesinde bozulmaya yol açar1. Uyku sorunlar›n›n

depres-yonun önemli bir belirtisi olmas›n›n yan› s›ra, kro-nikleflen uyku bozuklu¤u da pek çok psikiyatrik bozukluklara neden olabilmektedir. Bedensel hastal›¤› olan kiflilerde anksiyete ve depresyon önemli bir klinik bulgudur2. Belirti tarama testi

(Symptom Check List-90 Revised) SCL 90-R,

bi-reylerdeki ruhsal semptomlar›n ne düzeyde oldu-¤unu ve hangi alanlarda yay›ld›¤›n› saptamak amac›yla gelifltirilmifl geçerlik ve güvenirlili¤i farkl› olgu gruplar›nda kan›tlanm›fl bir tarama testidir3.

Burun t›kan›kl›¤› nedeniyle septum cerrahisi ve/veya konka cerrahisi yada endoskopik sinüs cerrahisi uygulanan hastalarda, ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› dönemde hastan›n ifade etti-¤i burun t›kan›kl›¤› flikayetiyle, doktorun saptad›-¤› burun t›kan›kl›saptad›-¤› bulgular›n›n uyumunu incele-mek ve burun t›kan›kl›¤›n›n oluflturabilece¤i ola-s› psikososyal de¤ifliklikleri, gösterebilmek ama-c›yla bu çal›flmay› planlad›k. Hastalar›n psiko-sosyal olumsuzluklar› ve psikolojik semptom da-¤›l›m›n› gösterebilmek için Belirti tarama testini (SCL 90-R) kulland›k.

GEREÇ VE YÖNTEMLER

Bu çal›flma, A¤ustos 2007 ile Eylül 2008 tarihleri aras›nda Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi Kulak Burun Bo¤az Anabilim Dal›’na burun t›kan›kl›¤› flikayetiyle baflvuran, anamnezinde bilinen siste-mik hastal›¤› veya sürekli ilaç kullan›m› gerekti-ren bir tan›s› olmayan ve tüm takiplerini sonuç-land›ran 40 erkek ve 15 kad›n toplam 55 hasta ile, nazal muayenesinde patoloji saptanmayan, olgulara benzer yafl, cinsiyet ve sosyokültürel durumda, 20 kiflilik kontrol grubu oluflturularak yap›lm›flt›r. Alkol veya ilaç ba¤›ml›l›¤› olan ve bi-linen psikiyatrik rahats›zl›¤› veya serebral lezyon hastal›¤› olanlar ve uyku yapabilecek ilaç kullan›-m› olan hastalar çal›flma kapsakullan›-m›na al›nmad›. Çal›flma için Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi Etik Kurulu’nun onay› al›nm›fl olup, olgular yap›-lacak uygulamalar ve çal›flman›n amac› hakk›n-da bilgilendirilmifl ve kendilerinden kat›l›mlar› için ayr›ca izin al›nm›flt›r.

Çal›flmaya kat›lan olgular›n her bir nazal kavitesi ayr› ayr› de¤erlendirildi. Yafllar› 15 ile 56 aras›n-da de¤iflen (ortanca de¤er:30 yafl) bu 55 olgu-nun istatistiksel analizi 110 nazal kavite üzerin-den yap›ld›. Nazal cerrahi olarak; 14 olguda sa-dece septoplasti, 15 olguda, septoplasti ile bila-teral alt konka radyofrekans cerrahisi, 14 olguda septoplasti ile tek tarafl› alt konka radyofrekans

(3)

cerrahisi, 2 olguda septoplasti ve endoskopik si-nüs cerrahisi, 6 olguda sadece endoskopik sisi-nüs cerrahisi, 2 olguda septoplasti ile birlikte endos-kopik sinüs cerrahisi ve bilateral alt konka rad-yofrekans cerrahisi, 2 olguda endoskopik sinüs cerrahisi ve bilateral alt konka radyofrekans cer-rahisi uyguland›.

Hastalardan ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› dönemde, burun t›kan›kl›¤› aç›kl›¤›n› de¤erlen-dirmeleri istendi. Bu de¤erlendirme her bir nazal kavite için ayr› olarak 1-5 aras›nda puan belirtile-rek yap›ld›. Tam ve sorunsuz olarak nefes al-ma:1; hafif derecede t›kan›kl›k hissi:2; orta dere-cede t›kan›kl›k hissi/a¤›z solunumu daha rahat:3; ciddi anlamda t›kan›kl›k:4; tamam›yle t›kan›k-l›k/sadece a¤›z solunumu yap›labiliyor:5, olarak kabul edildi. Ayr›ca, çal›flman›n 1. yazar› taraf›n-dan her hastada ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› dönemde rinoskopik ve endoskopik mu-ayene ile nazal aç›kl›k de¤erlendirmesi yap›ld›. De¤erlendirme sonuçlar› analog skalalar üzerine 1-5 aras›nda puanlanarak iflaretlendi. T›kan›kl›k yok/pasaj tamamiyle aç›k burun: 1; pasaj aç›k, ancak t›kan›kl›k oluflturabilecek oluflum mevcut: 2; pasaj k›smen aç›k, t›kan›kl›k oluflturan oluflum mevcut: 3; ciddi anlamda t›kan›kl›k var, ancak burun solunumu da k›smen var: 4; tamam›yle t›-kan›k , sadece a¤›z solunumu yap›labiliyor:5 pu-an olarak de¤erlendirildi.

Ayr›ca ameliyat öncesi ve sonras› dönemde has-talar›n, belirti tarama testi olan SCL- 90 R ile psi-kolojik semptomlar›n da¤›l›mlar› incelendi. Ame-liyat öncesi SCL-90 R testi uygulamas› ameAme-liyat- ameliyat-tan bir gün önce yap›ld›. Bu testte psikiyatrik be-lirti ve yak›nmalar› içeren 90 soru vard›r. Sorular, bugün dahil son 1 ay göz önünde bulundurularak yan›tlan›r. Sorular›n cevaplar› da 0 hay›r, hiç; 1 biraz; 2 orta derecede; 3 fazla; 4 çok fazla olarak belirtilmifltir. Bu testin genel belirti düzeylerini farkl› yaklafl›mlarla gösteren üç genel göstergesi bulunmaktad›r4.

1- Genel semptom düzeyi (Global Symptom ‹n-dex: GSI): Tüm sorulardan elde edilen puan top-lamlar›n›n soru say›s›na bölünmesiyle elde edilir. Bozuklu¤un derinli¤ini ve o anki düzeyini en iyi belirten indeks olup l’in üzerinde olmas›

psikopa-tolojik durumun varl›¤›n› gösterir4.

2- Pozitif semptom toplam› (Positive Symptom Total: PST): Hiç seçene¤i iflaretlenenler hariç di-¤er maddelerin ham say› toplam›d›r.

3- Pozitif semptom düzeyi (Positive Symptom Distress ‹ndex: PSDI): Hiç seçene¤i iflaretlenen-ler hariç di¤er maddeiflaretlenen-lerin puan toplam›n›n PST’ye bölünmesi ile elde edilir. Kiflinin kendisin-de var oldu¤unu alg›lad›¤› semptomlar›n a¤›rl›kl› ortalamas›n› oluflturur. Bu psikolojik tarama testi-nin 10 altgrubu (somatizasyon, obsesyon, kifliler aras› iliflkilerde duyarl›l›k, depresyon, anksiyete, öfke-düflmanl›k, fobik anksiyete, paranoid dü-flünce, psikotik belirtiler ve ek ölçek) vard›r4. Bu

çal›flmada bu 10 altgrup ve genel semptom dü-zeyi (GSD) yönünden tarama yap›ld›. Hastalar-dan bu seçeneklerden birini iflaretlemesi ve tüm sorular› cevaplamas› istendi. Ameliyat sonras› test uygulamas›, iyileflmenin tamamen sorunsuz oldu¤u 12. haftan›n sonunda yap›ld›. Eksik dol-durulmufl formlar çal›flma kapsam›na al›nmad›. Testler de¤erlendirilirken, hastalar›n sorulara verdikleri cevaplar semptomlar›na göre ayr›l›p soru say›s›na bölünerek hesapland›. Bu testler yap›l›rken hastalar›n onay› al›nd›, okur yazar olan hastalar çal›flmaya dahil edildi. Testler has-talar›n kendileri taraf›ndan dolduruldu.

Olgulara benzer yafl, cinsiyet ve sosyokültürel durumda, 20 kiflilik kontrol grubuna SCL-90 R Belirti tarama testi uyguland›.

‹statistiksel analizler, Trakya Üniversitesi T›p Fa-kültesi Bioistatistik Anabilim Dal›’na ait MINITAB 13 (Lisans No: WCP 1331.00197) istatistiksel paket program› kullan›larak yap›ld›. Nicel verile-rin normal da¤›l›ma uygunlu¤u Shapiro Wilk tes-ti ile incelendi. Normal da¤›l›m göstermeyen nicel veri ve skor de¤erler için hasta ve kontrol grubu aras›ndaki karfl›laflt›rmalarda Mann Whitney U testi kullan›ld› ve tan›mlay›c› istatistikler medyan (%25-%75 persantil) biçiminde gösterildi. Normal da¤›l›m göstermeyen nicel veri ve skor de¤erler için ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› karfl›lafl-t›rmalarda ise Wilcoxon T testi kullan›ld› ve ta-n›mlay›c› istatistikler medyan (%25-%75 persan-til) biçiminde gösterildi. Analog skorlama ile has-ta ve doktor aras›ndaki uyumun

(4)

de¤erlendirilme-sinde Kendall tau-b testi kullan›l-d›. Ayr›ca cinsiyet de¤iflkeni ile gruplar aras› karfl›laflt›rmada Ki-kare testi ile analiz yap›ld›. ‹sta-tistiksel hesaplamalarda p ≤ 0.05 anlaml›l›k düzeyi olarak kabul edildi.

BULGULAR

Bu çal›flmada hasta grubunda yer alan 55 hastan›n 15’i kad›n (%27) 40’› erkekti (%73). Yafllar› 15 ile 56 aras›nda de¤iflmekteydi ve ortanca de¤eri 30 idi. Kontrol grubunda yer alan 20 olgunun 6’s› kad›n (%30) ve 14’ü erkekti (%70). Yafllar› 21 ile 52 aras›nda de¤iflmekteydi ve ortanca de¤eri 34 idi.

Hasta grubundaki 110 nazal kavite için ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› dönemde; hasta ve çal›flman›n 1. yazar› doktor taraf›ndan analog skala ile de¤erlendirmesi yap›ld›.

Ameliyat öncesi dönemde hasta taraf›ndan yap›-lan de¤erlendirmede sa¤ 55 nazal kavitenin 2’si (%3,6) 1 puan, 6’s› (%10,9) 2 puan, 14’ü (%25,5) 3 puan, 21’i (%38,2) 4 puan, 12’si (%21,8) 5 pu-an olarak de¤erlendirdi.

Ameliyat sonras› dönemde hasta taraf›ndan yap›lan de-¤erlendirmede sa¤ 55 nazal kavitenin 44’ü (%80,0) 1 pu-an, 9’u (%16,4) 2 pupu-an, 2’si (%3,6) 3 puan olarak de¤er-lendirdi. 4 ve 5 puan olarak de¤erlendiren hasta yoktu. Wilcoxon T testi ile yap›lan de¤erlendirmede ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› dönemde sa¤ nazal kavite için hasta taraf›ndan olufltu-rulan analog skala de¤erleri aras›ndaki fark istatistiksel olarak anlaml›yd› (p<0,001) (fiekil 1).

Ameliyat öncesi dönemde

hasta taraf›ndan yap›lan de¤erlendirmede sol 55 nazal kavitenin 9’u (%16,4) 1 puan, 5’i (%9,1) 2 puan, 15’i (%27,3) 3 puan, 20’si (%36,4) 4 puan, 6’s› (%10,9) 5 puan olarak de¤erlendirdi. Ameli-yat sonras› dönemde hasta taraf›ndan yap›lan de¤erlendirmede sol 55 nazal kavitenin 42’si (%76,4) 1 puan, 13’ü (%23,6) 2 puan olarak de-¤erlendirdi. 3, 4, 5 puan olarak de¤erlendiren

fieekkiill 11.. Hasta de¤erlendirme skorlar›n›n, sa¤ nazal kavite için, ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› dönemdeki da¤›l›m› (n=55) (Wilcoxon T testi) (p<0,001)

fieekkiill 22.. Hasta de¤erlendirme skorlar›n›n, sol nazal kavite için, ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› dönemdeki da¤›l›m› (n=55) (Wilcoxon T testi) (p<0,001)

(5)

hasta yoktu.

Wilcoxon T testi ile yap›lan de¤erlendirmede ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› dönemde sol nazal kavite için hasta taraf›ndan oluflturulan analog skala de¤erleri aras›ndaki fark istatistik-sel olarak anlaml›yd› (p<0,001) (fiekil 2). Ameliyat öncesi dönemde doktor taraf›ndan ya-p›lan de¤erlendirmede sa¤ 55 nazal kavitenin 1’i (%1,8) 1 puan, 4’ü (%7,3) 2 puan, 11’i (%20,0) 3 puan, 29’u (%52,7) 4 puan, 10’u (%18,2) 5 puan olarak de¤erlendirdi. Ameliyat sonras› dönemde doktor taraf›ndan yap›lan de¤erlendirmede sa¤ 55 nazal kavitenin 47’si (%85,5) 1 puan, 7’si (%12,7) 2 puan, 1’i (%1,8) 3 puan olarak de¤er-lendirdi. 4 ve 5 puan olarak de¤erlendirme yap›l-mad›.

Wilcoxon T testi ile yap›lan de¤erlendirmede ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› dönemde sa¤ nazal kavite için doktor taraf›ndan oluflturu-lan analog skala de¤erleri aras›ndaki fark istatis-tiksel olarak anlaml›yd› (p<0,001).

Ameliyat öncesi dönemde doktor taraf›ndan ya-p›lan de¤erlendirmede sol 55 nazal kavitenin 10’u (%18,2) 1 puan, 9’u (%16,4) 2 puan, 11’i (%20,0) 3 puan, 17’si (%30,9) 4 puan, 8’i (%14,5) 5 puan olarak de¤erlendirdi. Ameliyat sonras› dönemde doktor taraf›ndan yap›lan de-¤erlendirmede sol 55 nazal kavitenin 46’s› (%83,6) 1 puan, 8’i (%14,5) 2 puan, 1’i (%1,8) 3

puan olarak de¤erlendirdi. 4 ve 5 puan olarak de¤erlendirme yap›lmad›.

Wilcoxon T testi ile yap›lan de-¤erlendirmede ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› dönemde sol nazal kavite için doktor ta-raf›ndan oluflturulan analog skala de¤erleri aras›ndaki fark istatistiksel olarak anlaml›yd› (p<0,001).

Ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› dönemde sa¤ ve sol nazal kavite için hasta ve dok-tor analog skorlar› aras›nda anlaml› derecede korelasyon saptand› (Kendall tau b testi). Hasta grubuna ameliyat öncesi ve ameliyat son-ras› dönemde psikolojik semptomlar›n da¤›l›m›n› incelemek üzere Belirti tarama testi olan SCL 90-R uyguland›.

Kontrol grubuna psikolojik semptomlar›n da¤›l›-m›n› incelemek üzere Belirti tarama testi olan SCL 90-R uyguland›.

SCL-90 R’de bulunan sorular›n semptomlara gö-re say›lar› ve kontrol grubu ile hasta grubunun ameliyat öncesi dönemde SCL-90 R testindeki skorlar›n›n karfl›laflt›r›lmas› Tablo 1’de görülmek-tedir. Kontrol grubu ile ameliyat öncesi hasta gru-bunun SCL-90 R testindeki skorlar› aras›nda so-matizasyon, anksiyete ve ek skala alt grubunda istatistiksel anlaml› farkl›l›k mevcuttu (p<0,05). Obsesif kompulsif bozukluk, kifliler aras› iliflkiler-de duyarl›l›k, iliflkiler-depresyon, öfke ve düflmanl›k, fo-bik anksiyete, paranoid düflünce, psikotik belirti-ler alt gruplar›nda ve genel semptom düzeyi in-deksinde ise istatistiksel anlaml› farkl›l›k saptan-mad› (p>0,05) (Tablo 1).

Kontrol grubu ile ameliyat sonras› hasta grubu-nun SCL-90 R testindeki skorlar› aras›nda anksi-yete ve ek skala alt grubunda istatistiksel anlam-l› farkanlam-l›anlam-l›k mevcuttu (p<0,05). Somatizasyon, ob-sesif kompulsif bozukluk, kifliler aras› iliflkilerde duyarl›l›k, depresyon, öfke ve düflmanl›k, fobik anksiyete, paranoid düflünce, psikotik belirtiler alt gruplar›nda ve genel semptom düzeyi

indek-T

Taabblloo 11.. Kontrol ve ameliyat öncesi hasta grubunun belirti tarama testinteki skorlar›n›n karfl›laflt›r›lmas›

(6)

sinde ise istatistiksel anlaml› farkl›l›k saptanmad› (p>0,05) (Tablo 2).

Hasta grubunun ameliyat ön-cesi ve ameliyat sonras› SCL-90 R testindeki skorlar› ara-s›nda somatizasyon, ek skala alt gruplar›nda ve genel semptom düzeyi indeksinde istatistiksel anlaml› farkl›l›k mevcuttu (p<0,001). Obsesif kompulsif bozukluk, kifliler aras› iliflkilerde duyarl›l›k, depresyon, anksiyete, öfke ve düflmanl›k, fobik anksiyete, paranoid düflünce, psikotik belirtiler alt gruplar›nda ise is-tatistiksel anlaml› farkl›l›k sap-tanmad› (p>0,05) (Tablo 3). TARTIfiMA

Yap›lan bu çal›flmada; burun t›kan›kl›¤› nedeniyle ameliyat edilen hastalar, ameliyat ön-cesi ve ameliyat sonras› dö-nemde de¤erlendirilmesi ile hastan›n ifade etti¤i ve dokto-run saptad›¤› budokto-run t›kan›kl›¤›

bulgular›yla uyumunu incelemeyi; burun t›kan›k-l›¤›n›n oluflturabilece¤i olas› psikososyal de¤iflik-likleri, SCL-90 R testi ile gösterebilmeyi planla-d›k.

Yapt›¤›m›z çal›flmada hasta ve doktor analog skalalar›n›n, birbiri aras›ndaki uyumunun ince-lendi¤inde, ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› dönemde, sa¤ ve sol nazal kaviteler için, istatis-tiksel olarak anlaml› derecede uyum oldu¤u gö-rüldü. Hastan›n subjektif flikayetlerinin de¤erlen-dirilmesinde, doktor taraf›ndan oluflturulan ana-log skalan›n faydal› ve gerekli oldu¤unu düflünü-yoruz. Literatürde doktor taraf›ndan oluflturulmufl analog skala ile yap›lm›fl bir tez çal›flmas›nda da istatistiksel olarak anlaml› uyumun bulunmas› bi-zim düflüncemizle uyum göstermektedir5. Doktor

ve hasta analog skalalar› aras›nda yüksek dere-cede istatistiksel uyumun olmas›, subjektif bir

de-¤erlendirme olarak kabul edilen analog skala öl-çümlerinin, sa¤l›kl› bir de¤erlendirme yöntemi olabilece¤ini düflündürmektedir. Analog skalala-r›n hastalar› de¤erlendirmede faydal› olaca¤›n› ve rutin olarak kullan›lmas› gerekti¤ini düflün-mekteyiz.

Uyku sorunlar›n›n depresyonun önemli bir belirti-si olmas›n›n yan› s›ra, kronikleflen uyku bozuklu-¤u da pek çok psikiyatrik bozukluklara neden olabilmektedir2. Yapt›¤›m›z bu çal›flmada; burun

t›kan›kl›¤›n›n oluflturabilece¤i psikososyal olum-suzluklar› ve psikolojik semptom da¤›l›mlar›n› in-celemek için, SCL-90 R Belirti tarama testi kul-land›k. Çal›flmam›zda kontrol grubuna göre, ameliyat öncesi hasta grubunda, somatizasyon, anksiyete ve ek skala (uyku) düzeyi yüksek bu-lundu. Ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› hasta

T

Taabblloo 22.. Kontrol ve ameliyat sonras› hasta grubunun belirti tarama testindeki skorlar›n›n karfl›laflt›r›lmas›

T

Taabblloo 33.. Hasta grubunun belirti tarama testindeki skorlar›n›n ameliyat öncesi ve sonras› karfl›laflt›r›lmas›

(7)

grubu karfl›laflt›r›ld›¤›nda ise, ameliyat sonras› hasta grubunda, ameliyat öncesi hasta grubuna göre somatizasyon, ek skala (uyku) ve genel semptom düzeyi skorlar›nda anlaml› ölçüde azal-ma saptand›. Kontrol grubu ile ameliyat sonras› hasta grubu karfl›laflt›r›ld›¤›nda; ameliyat sonras› hasta grubunda, ameliyat öncesi döneme göre skorda azalma olmakla birlikte, anksiyete ve ek skala (uyku) düzeyi, istatistiksel olarak anlaml›l›-¤›n› kaybetmemiflti. Genel semptom düzeyi (GSD), bozuklu¤un derinli¤ini ve o anki düzeyini en iyi belirten indekstir. Genel semptom düzeyi-nin 1’in üzerinde olmas› psikopatolojik durumun varl›¤›n› gösterir6. Bizim çal›flmam›zda GSD

kon-trol grubunda ve ameliyat öncesi ve ameliyat sonras› hasta grubunda 1’in alt›nda bulundu. An-cak ameliyat sonras› genel semptom düzeyi skorlar›, ameliyat öncesine göre daha düflük olup istatistiksel olarak anlaml› idi.

Literatürde burun t›kan›kl›¤› cerrahisi sonuçlar›-n› veya burun t›kasonuçlar›-n›kl›¤› flikayeti olan hastalar›n olas› psikososyal olumsuzluklar›n› SCL-90 R tes-ti ile irdeleyen bir çal›flmaya rastlamad›k. Ancak farkl› çal›flmalarda, somatizasyon ve uyku bo-zukluklar› aras›ndaki iliflki incelendi¤inde, soma-tizasyonun, depresyon ve anksiyetenin özgün bir formu oldu¤u görüflü ve depresyon tan› kriterleri-nin somatizasyonu da kaps›yor oldu¤u görül-mektedir7. Fidan ve ark.’n›n8 yapt›klar› bir

çal›fl-mada, obstrüktif uyku apne sendromu fliddeti ile depresyon ve anksiyete aras›nda negatif bir iliflki saptanm›flt›r. Obstrüktif uyku apne sendromunda anksiyete ve depresyon puanlar›n›n yüksek ol-mas›, uykunun çok fazla bölünmesi ile iliflkili bu-lunmufltur. Bizim çal›flmam›zda da, hastalar›n SCL-90 R testindeki ek skala (uyku) alt grubuna ait; ‘uykuya dalmakta güçlük çekme, sabahlar› erken uyanma, huzursuz, rahats›z uyku veya uy-kunuzun bölünmesi’ ve somatizasyon alt grubu-na ait; ‘bafl a¤r›lar›, nefes almakta güçlük çekme’ sorular›na, ameliyat öncesi yüksek skorlar verilir-ken, ameliyat sonras› hastalar›n flikayetlerinde belirgin azalma ile daha düflük skorlar verildi¤i görülmektedir. Kontrol grubu ile ameliyat öncesi hasta grubu k›yasland›¤›nda, ameliyat öncesi hastalar›n somatizasyon ve ek skala (uyku)

skor-lar›n›n daha yüksek oldu¤u görülürken, kontrol grubu ile ameliyat sonras› hasta grubunun karfl›-laflt›r›lmas› ile, ameliyat sonras› hastalar›n soma-tizasyon ve ek skala (uyku) skorlar›nda azalma saptanm›flt›r. Ameliyat öncesi hasta grubu ile ameliyat sonras› hasta grubu karfl›laflt›r›ld›¤›nda; depresyon ve anksiyete düzeylerinde, ameliyat sonras› grupta skor de¤erlerinde azalma olmas›-na ra¤men, istatistiksel olarak anlaml› fark bulun-mad›. Bu durumun, psikososyal semptomlar›n de¤erlendirilmesinde, bizim çal›flmam›zda oldu-¤u gibi 12 haftal›k sürenin yetersiz olmas› ve ge-nellikle uzun y›llardan beri burun t›kan›kl›¤› olan hastalar›n, ameliyattan sonra yeni duruma al›fl-ma sürecinin daha uzun sürmesi ile aç›klanabile-ce¤ini düflünmekteyiz. Ameliyat sonras› de¤er-lendirmelerin, sadece biyolojik iyileflme de¤il, fiz-yolojik iyileflme ve hastan›n yeni durumuna al›fl-mas› sa¤land›ktan sonra yap›lacak ölçümler ile daha sa¤l›kl› olarak de¤erlendirebilece¤i kana-atindeyiz.

SCL-90 R testinin alt ölçeklerinin tek bafllar›na geçerli ölçümler yapt›klar› kan›tlanmam›flt›r. Öl-çe¤in bir bütün halinde uygulanmas› ve genel ta-rama amaçl› kullan›lmas› gerekmektedir4. Ayn›

zamanda obstrüktif uyku apne sendromu olmak-s›z›n burun t›kan›kl›¤› flikayeti olan hastalar›n, anksiyete ve depresyon düzeylerinin de¤erlendi-rilmesinde daha uzun süreli çal›flmalara ihtiyaç vard›r.

Sonuç olarak, hasta ve doktor analog skalalar› aras›nda hem ameliyat öncesi hemde ameliyat sonras› dönemde istatistiksel olarak anlaml› uyum izlendi. Dolay›s›yla analog skalalar, hasta-n›n burun t›kan›kl›¤›hasta-n›n derecesini belirlemede yararl› yöntemlerdir. Ameliyat sonras› hasta gru-bunda, ameliyat öncesi hasta grubuna göre, SCL-90 R testi alt gruplar›ndan, somatizasyon, ek skala (uyku) ve genel semptom düzeyi skorla-r›nda anlaml› ölçüde azalma saptand›. Burun t›-kan›kl›¤› ve bunun olumsuz sonuçlar› hastalarda somatizasyon ve uyku bozukluklar›na sebep ola-bilmektedir. Nazal obstrüksiyon cerrahisi ile ve psikososyal semptom düzeylerinde azalma ol-maktad›r.

(8)

KAYNAKLAR

1. Udaka T, Suzuki H, Kitamura T, Shiomori T, Hiraki N, Fujimura T et al. Relationships Among Nasal Obstructi-on, Daytime Sleepiness, and Quality of Life. Laryngosco-pe 2006;116(12):2129-32.

2. Yetkin S. Uyku Bozukluklar›. Yüksel N (Editör). Ruhsal Hastal›klar’da. ‹stanbul: Nobel T›p Kitabevleri; 2006. s.301-12.

3. Derogatis LR, Rickels K, Rock AF. The SCL-90 and the MMPI: a step in the validation of a new self-report scale. Br J Psychiatry 1976;128(3):280-9.

4. Da¤ ‹. Belirti tarama listesi (SCL-90-R)’nin üniversite ö¤rencileri için güvenilirli¤i ve geçerli¤i. Türk Psikiyatri Dergisi 1991;2(1):5-12.

5. Ada S. Septum Cerrahisinde Preoperatif Ve Postope-ratif Dönemde Uygulanan Akustik Rinometri De¤erlerinin Subjektif Burun T›kan›kl›¤› Bulgular›yla Uyumunun ‹nce-lenmesi (tez). Edirne: Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi; 2005.

6. Öner N. Türkiye’de kullan›lan psikolojik testler. Bir bafl-vuru kayna¤›. 3. Bask›, ‹stanbul: Bo¤aziçi Üniversitesi Matbaas›; 1997. s.461-4.

7. Kesebir S. Depresyon ve somatizasyon. Klinik Psiki-yatri Dergisi 2004;1:14-9.

8. Fidan F, Ünlü M, Sezer M, Pala E, Geçici Ö. Obstrük-tif Uyku Apne Sendromu ile Anksiyete ve Depresyon ara-s›ndaki iliflki. Toraks Dergisi 2006;7:125-9.

Referanslar

Benzer Belgeler

Herpes zoster oftalmikus / Herpes zoster ophthalmicus, 19 Herpes zoster otikus / Herpes zoster oticus, 19 Hidradenitis supurativa / Hidradenitis suppurativa, 9 Hiperkeratoz

Sonuç olarak, torakotomi sonras› ortaya ç›kan flid- detli a¤r›n›n tedavisinde, komplikasyonlar› en aza in- dirmek ve yeterli analjezi sa¤lamak için tek bir

This study aimed to evaluate the relationship between shunt infections and obstruction in pediatric patients who underwent VPS placement due to hydrocephalus at our clinic..

A study analyzing the risk factors associated with postoperative mortality and morbidity in a patient undergoing lung cancer resec- tion demonstrated that preoperative anemia

Binary comparisons to detect the group which was responsible from the difference revealed that in the vaginal hysterectomy group the rate of the patients who had a history

In our study, we aimed to evaluate tracheobronchial infectious agents in sputum culture, and the relationship between cautious microorganisms and airway obstruction in

Results: Nasal obstruction frequency and severity scores in patients treated with both radiofrequency and lateral displacement on post-operative days 3, 5 and 7 were found to

$imdiye dek anlaulmrg olan tiirn zorluklann hemen hemen hepsi idari-ycinet- sel veya gahgmamn teknik alanrnda yatmaktadr. Tiim iyi niyetlere rafmen, enfor- masyon