• Sonuç bulunamadı

Ölümünün ellinci yılında büyük hikayeci Ömer Seyfettin

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ölümünün ellinci yılında büyük hikayeci Ömer Seyfettin"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YENİ

**ü#üte

GAZETE

lllltllltllllillliuijlllllllllllllllllillllllll

28 Şubat 1884'te

Gönen’de doğup, 6

Mart 1920’de İstan­

bul’da ölen Ömer

Seyfettin,

hikâye­

ciliğimizin ve dilde­

ki arılaşmanın ön-

derlerindendir.

Yaşamının büyük

bir bölümünü m es­

lek olarak seçtiği

askerlikte

geçirdi.

Teğmen ve üsteğ­

menliği

sırasında

Yanya kuşatmasın­

da Yunanlılara esir

düştü, bir yıl sonra

da İstanbul’a dön­

dü. Burada Kaba­

taş Lisesi Edebiyat

= Ömer Seyfettin (Sedat 81- ğ j mavi’nln Diken Dergisi e-

= kinde çıkan k a rik a tü rü ).

J liliilllllllllllllllllll!

Ölümünün ellinci yılında

BU'

OM

(ÜK HIKA'

IERSEYFE1

--- DOĞAN HIZLAN -

(EC

m ı

;i

N

Öğretmenliğine baş

ladı, 1914’ten ölün­

ceye kadar bu gö­

revinde kaldı.

Sanatçının

yaşadığı

yıllar

İmparatorluğun

en çalkantılı dönemiy­

di. Savaşlar,

düzmece

hürriyetler,

yenilgiler

ve bunları izleyen umut

lar. Bir romancı ve hi-

kâyeci için en hareketli

çalışma kaynakları ve

itici güçlerdi bunlar.

Edebiyat tarihi

ve bugün

Ömer Seyfettin’i yal­

nız başına değerlendire­

nleyiz. O, İmparatorlu­

ğun yeni bir döneminin

anlayışını yansıtan bir

kuşağın temsücisidir, en

önde gelen sembolüdür.

Uzun süre hürriyetsiz

diye niteledikleri bir or­

tamdan hürriyetin ilâ­

nına geçiş

onları coş­

turmuş, toplum haya­

tındaki yenileşmeler sa­

natta da kendini belli

etmeğe başlamıştır.

ölüm ünün ellinci yılında bir sanatçıyı iki şık ta de­ ğerlendirm ek gerekir: Ede­

biyat tarihi açısından ve

bugün okunuı-luğu bakı­

mından. Hiç kuşku yok e- debiyat tarihinde hikâyeci­

liği açısından ve dildeki

arılaşm a akım ını sanatında

gerçekleştirdiğinden yeri­

ni alm ıştır. Am a bugünün

okuyucusu aynı kesinlikte

Ömer Seyfettin’in 1919 yılı sonlarında Kalamış’ta kı­ yıya yakın «Münferit Yalında yaşadığı günlerde çektirdiği son fotoğraflarından biri görülmektedir.

söyleyebiliriz kı, bir Ömer S eyfettin hikâyesinden tad alam ay acak tır. A rtık onun hikâyeleri, çocuklukla genç­ lik dönem inin, insanı daha ilerdeki eserlere hazırlayı­ cısı niteliğini a şm am ak ta­ d ırlar. Bu özelliği tanım a­ ları, Ö m er S eyfettin ve ku­ şağının san atı kendi fonk­

siyonu dışında toplum sal

b ir görevle de yüküm lü kıl-

m alarındandır. Gerçekten

de b ir düzeni yıkm ışlar İ t ­ tih a t ve T erakki idaresini

getirm işlerdir. Yalnız sa­

n a tla rıy la başbaşa Iralam a­

m ışlar, kendilerini sa n a t

yoluyla toplum u İlerletm e1'

am acına adam ışlardır. Bu­ günün okuru onu edebiyat ta rih i sa y fa la rı İçindeki ye­

rinde bırakm am alı, özel­

likle tezli edebiyat ve g ü ­

düm lü edebiyat açısından

Ö m er S ey fettin ’in çalışm a­

larını değerlendirm elidir...

T ürkiye gibi şa rtla rın her

gün değiştiği buna bağlı

o larak da değişm ez ölçüt­ lerin bulunm adığı ülkeler­ de sanırız tezli ve güdüm lü

edebiyat ta rtışm a la rı her

zam an canlılığını k o ru y a­

ca k tır. Ömer S eyfettin İ t ­ tih a t ve T erak k i’nin ve bu­

n a bağlı öğretinin daha

büyük kitlelere ulaşm asın­ d a san atın ı kullanm ış, üs­

telik çıkarılan genelgelere

u y a ra k cephedekilere, yeui

b ir ru h aşılam ağa çalış­

m ıştır.

x B ir yeniliğin bulucusu ol­ m u ştu r am a bunu m ükem ­ melliğe u la ştırıp u la ştırm a­

dığı tartışılab ilir. O, ağ ­

dalı bir dil olm aksızın da s a n a t yapılacağını İspatla­ dı. Çünkü ondan öncekiler arı dili k ullanm ağa çalıştı­ la r am a arı dille iyi, b a­ şarılı sa n a t eserleri o rtay a koyam adılar.

Ortaya tezler

atan edebiyatçı

Ç ığır açıcı hikâyecim lz konusunda küçük bir an ­ lam nüansı da vardır. A ca­ b a Ö m er S eyfettin

güdtim-IIİİİIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIH

7 7 ~

Hikâyeciliğimizin ve dildeki

anlaşmanın

önderlerin­

den olan 28 Şubat 1884’de Gönen’de doğup 6 Mart

1920’de İstanbul’da ölen Ömer Seyfettin görülüyor...

lü edebiyat m ı yapm ıştır, yoksa tezli edebiyat ö rnek­ leri mİ v erm iştir?

Bizce sanatçı her ikisine de yaslanmıştır. Erfuz bey ya da başka tiplerde genel anlamda ortaya tezler atm ış, bir eserin

IIIIIIIİIIIIIHlIilHlIllHtııınnııtn: ... Illl!lllllll!l!llllllllllllllllllll!l|||||||!l|||i"'mıııııııııılıııı||||||||||^

ille de tezi o rta y a koym asın­ dan y a n a çıkm ıştır. B una k a r ­

şılık İ ttih a t ve T erak k i’nin

p a r ti p ro g ram ın a uy g u n çalış­ m aları d a b ir güdüm lülük ola­ r a k nitelendirilm ek gerekir. Bu gün de örnekleri bulunan, po­ litik a y a k arışm ış sa n a tç ı tipi olan Ömer S eyfettin’in günüy­ le bugün ara sın d a sağ lam p a ­

ralellikler kurulabilir. B ugün

Ö m er S eyfettin üzerine yapıl­

m ası gereken ta rtışm a la rd a n

biri, tezlilik ve güdiim lülükün onun san atın ın lehine olup ol­ m adığıdır. Y oksa bu konudan çok u z a k la ra k a y d ırıla ra k y a ­

pılacak ta rtış m a asıl nirengi

noktasını k a y b e ttirir. Bugün,

hikâyeleri, büyütülm üş b irer

fık ra niteliğinde sayılır, okuyu cu için a r tık okum a olağanım kaybetm iştir.

Ömer Seyfettin

neyi anlattı?

A skerlik, gazetecilik, y a z a r­ lık, evlenme, ay rılm a ve «mün­

fe rit yalı»da geçen başarılı

günler... (Ömer. S ey fettin K a­ lam ış’t a yalnız yaşadığı yalıya bu adı verm işti.) G erçekten de 1914 - 20 arasın d ak i yaşam ı onun en verim li olduğu y ıllar­ dır. Bu evde to p la n tıla r yap ıl­

m a k ta günlerinin büyük bir

bölümünü Ali C anip Y öntem ’le birlik te geçirm ektedir.

S anatçı y a r a ttığ ı k a h ra m a n ­ la n k arşısın d a bir ta v ır alır. B ir gün u s ta hikayeciyle Ziya Gökalp ara sın d a geçen şu k o ­ nuşm a ilgi çekicidir:

«Bir gün Ziya Gökalp kendi­ sine lâ tife yollu:

— Ömer bey, sen k a h ra m a n ­ larını sevm iyorsun, bilakis on­

ları te şh ir edip cezalandırı­

yorsun, dem iş ve ondan şu ce­ vabı alm ıştı:

— C ancağazım , niçin in saf­ sızlık ediyorsun? Ben M erm er T ezgâhtaki Ali U sta ’yı sevm e­ dim m i? Ben A nd’d ak i M ıstık’ı sevmedim m i? F a k a t m e rh a ­

m et ediniz E rfu z Bey’i nasıl

seveyim ?»

G erçekten de E rfu z bey, ö - m er S eyfettin’in toplum um uzda

b ütün kötülükleri topladığı

sem bolik bir kişidir. E rfu z bey inanç söm ürücüsüdür, s a lta n a t­ t a s a ra y a y akın geçinir, h ü r­ riy et ilân edilince h ü rriy e t h a ­ varisi olur, o dengesiz ve dü ­ zensiz toplum ların kay p ak lığ ı­ nı kendi ünü ve çık arı için k u l­ lan an b ir y a ra tık tır, i ş t e y az a­ rın bu anlayışını B ubrovskiy şöyle özetlem iştir: «Y azıların­

da K em alist devirden önceki

T ürk m ünevver burjuvasının

ideolojisini ak settirm iştir.»

A

Ölüm sebebi neydi?

Şimdiye k a d a r Ö m er S eyfet­ tin üzerine yapılan çalışm alar­ d a sanatçının ölüm sebebi o r­ ta y a konulam am ıştı. Bu konu­ da te k görgü ta n ığ ı olan Ke­ rim Sadi onun şekerden öldü­ ğünü yazar, Yöntem de bunu kabullenir. A langu d a bu belir­ sizliği aydınlığa kav u ştu ram a- m ıştır. Y apılan son çalışm alar

sonucunda sanatçım ızın «had

p an k re atit» ten öldüğü an la­

şılm ıştır. Bu had pan k reas il­ tihabı o larak adlandırılır gü n ­ delik dilde. Y akın zam anda bu sebebi k an ıtla y a n belgelerin de gün ışığ ın a çıkacağım u m m ak­

tayız.

U sta bir hikâyeciyi ellinci

ölüm yıldönüm ünde anarken,

onu bugünün ş a r tl a n İçinde

değerlendirm ekle kalm ayıp e- debiyat ta rih i ve T ü rk dilinin a n la şm a sı alanındaki önemini de h atırlam alı. H er çığır açıcı­ nın h er yenilikçinin görevi bir yere k ad arıtır. Ö m er S eyfettin

hikâyesi olm asaydı bugünün

o kuyuculan b ir S a lt F a ik ’e

Referanslar

Benzer Belgeler

Sanatıma tutkunluğum yanında, iş sahasında-kıskançlıktan uzak-namusluluğu, dürüst çalışmayı amaçlayarak,toplumun yararın doğrultusunda,onun sevgisine layık

Aralık ayının sonunda kavuşum nok- tasından ayrılan Satürn Ocak ayının ilk günlerinde, gökyüzünde Güneş’e yakın konumda olacağından, gözlem- lenmesi de mümkün

Osman Cemal, eskileri tanıdığı kadar, yenileri de tanımak için, gözü­ nü ve kulaklarını açardı.. Eyüpte doğmuştu, Eyüpte bü yüdü, Eyüpte yaşadı ve

Melek Lampe'nin oğlu, Güler Behçet'in sevgili eşi, İstanbul Barosu Avukatlarından..

Üsküdar Yüksek Öğrenim ve Öğrenci Dernekinin çabası ile yaptırılan ünlü tiyatro yazarı Musahipzade Celâl’in büstü 20 Şubat Cuma günü Üsküdar

Çalışmada, labo- ratuvarımızda izole edilen S.pneumoniae suşlarının çeşitli antibiyotiklere karşı direnç oranlarının belirlen- mesi amaçlanmıştır.. GEREÇ

değişmeler ve gelişmelerdir. Hızlı değişmeler ve gelişmeler sonucunda BT örgütler- de neredeyse tüm işlevlerde, süreçlerde ve uygulamalarda kullanılabilir bir konuma

GalatasaraylIlar Demeği’nin düzenlediği keman din­ letisinden sonra, TYS Genel Başkam Enver Ercan’ın açış konuşmasıyla başlayacak toplantıda, Türkiye Ga­