et Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Genel Yavm Müdürü: Haran Cemal. Müessese Müdürü:
Yazı İsleri Müdürü: Oka» Gönensin. • Haber Merkezi îaver. Sayfa Düzeni Yönetmeni: Ali Acar 0 Temsilciler. I Tan. İZMİR: Hikmet ÇeUnkaya, ADANA: Çetin Yigenojlu
İs Politika- Celal Baylaafi». Di» Haberler: Lrfua Biler, Ekonomi. C e a fü lurkao. ti-Sendıka: » a lr a a Kelenci. Kullür. Celal t ster.
İstanbul H aberkn: kemal Batak. ERİıım: C anon Sarlaa. Yurt Haberleri: Necdet D o * .., Spor Damtmanıı AM alkadlr Yüeelmau.
Din Yarılar; Kerem Ç *h ,k lu . Araştırma: Ş a k ı. Alpa». Durelıme: Abdıdlab Yarıcı 0Koordınaıor: Ahmet kom lsau • Malı İtler: Erol Eehul 0Sluhasebr B ok ol Yeaer 0Bıırçe-Plaıdama.- S esfi O sınaabeseoihı • Reklam: Ajse Toru» % Ek Yayınlar
Hidra A ksal • İdare; Hiıserlp Curer • İsletme: Önder Çelik • Bügi-lslem: Nail İnal • Personel: Sergi Bosiancıoglu
Yayın Kurulu Başkan: Nadir***adi Oktay Akbal, \ a içi a Bayer. Haşan Cemal. Hıkmel Çetinkaya. Oka* Gönensin. Uğur Mumcu, Ilhan Selçuk. Ali Sirmen, Ahmet Tan
Basan ve Yayan. Cumhuriyet Matbaacılık vı 34334 Ut. PK: 246 - İstanbul. Tel: 512 0:
B ü ro la rAnkara: Ziya Gökalp Biv. İnkılap S 05 65 • İzm ir H. Ziya Blv. 1352 S 2
A Adana: İnönü Cad. 119 S. No: 1 Kat 1,
ARALIK 1990 İmsak: 5.45 Güneş: 7.17 Öğle: 12.06 İkindi: 14.25 Akşam: 16.45 Yatsı: 18.12 / ■ 'i
-Frarısız pasaportlu Kenize Murat
,
*Saraydan Sürgüne* adlı kitabında OsmanlIları anlatıyor
İstanbul’da ‘Son Hanedan’
LEYLA TAVŞANOĞLU Osmanlı Hanedanından Re nize Murat İstanbul’da. Fransız pasaportlu, sürekli oturduğu kent Paris. Babası Badalpur Ra cası, annesi Padişah 5. Murat’ ın torunu Selma Hanım sultan. ikinci Dünya Savaşı başların da Paris’te doğan Kenize Murat annesini bir buçuk yaşındayken kaybettiği için isviçreli bir aile tarafından büyütülmüş. Babası nı ise ancak 21 yaşma geldiği za man, o da kendi çabasıyla .tanımış.
Gazeteci olarak Lübnan’da, İran’da, Suriye ve İsrail’de ça lışırken Ortadoğu Mu aslım araş tırma fikri aklına gelmiş. Uzun çalışmalardan sonra da annesi nin ve anneannesi Hatice Sul- tan’ın öykülerini yazmaya karar vermiş. Türkçeye ‘Saraydan Sürgüne’ adıyla çevrilen kitabı işte bu öyküleri anlatıyor.
Kenize M urat’la Cihangir’de kaldığı otelin lobisinde bir ara ya geliyoruz. Çok ince, zarif bir kadın. Açık kumral saçları kı sa kesilmiş. Sırtında devrik ya kalı bol, uzun siyah bir kazak, çorap havasında siyah strec pantolon, ayağında siyah potin ler var. Soğuk aldığı için üzerin den siyah vizon ceketini çıkar mak istemiyor.
Kitabı yazarken hiç gerçek bir sultan olma isteği duyup duy madığını soruyoruz ona. Diyor ki:
“ Hayır, duymadım. Artık Osmanlı Hanedanı diye bir ha nedan yok ki iktidarda. Ama bir Ingiliz Kıraliyet Ailesi gibi bir ailenin üyesi olmayı belki ister dim. Çünkü onlar h&lâ hüküm
Artık Osmanlı
Hanedam diye bir
hanedan yok ki
iktidarda. Ama bir
İngiliz kraliyet ailesi
gibi bir ailenin üyesi
olmayı belki isterdim.
Halkım için bir şeyler
yapar, çalışırdım. Ama
bugün böyle bir istek,
benim için çağdışı da
olabilirdi.
KENİZE MURAT — Annesi 5. Murat’ın torunu Selma Hanım- sultan. Babası Badalpur Racası.
Padişah, Mustafa
Kemal’i Anadolu’ya
göndermişti. İngiliz
tehlikesine karşı
durabilecek tek
generalin Mustafa
Kemal olduğunu
biliyordu. Ama kendi
yerini alacağını, daha
sonra olayın bir halk
hareketine
dönüşeceğini hiçbir
zaman tahmin
edememişti.
sürüyorlar. Öyle bir hanedanın üyesi olsaydım ben de halkım için bir şeyler yapar, çalışırdım. Ama bugün için böyle bir şey söz konusu değil. Böyle bir is tek benim için çağdışı da olabi lirdi.”
Annesi Selma Hammsultan’- m, doğumdan sonra uzun süre ‘çocuk ölü doğdu’ diyerek ken disini ‘kafasında öldürmüş ol duğunu’, bu nedenle annesini uzun süre bağışlamadığını anla
tan Kenize Murat, “ Ama daha sonraları düşündükçe onun ne kadar zor bir yaşam mücadele si verdiğini, sürgünde tek başı na yaşamasının hiç de kolay ol madığını anladım” diyor.
Osmanlı Hanedam üyelerinin 1924 yılında sürgüne gönderil meleri kararıyla ilgili duygula rım Kenize Murat şöyle dile ge tiriyor:
“ O dönem bunun yapılması
3 çocuktan biri yetersiz besleniyor
Haber Merkezi — UNICEF ÇocuklaraYardım Fonu verilerine göre ‘çocuk felci halen yılda 200 binden fazla çocuğun sakat kalmasına neden olmakta. Ancak çocuk felci aşısı bugün gelişmekte olan ülkelerdeki çocukların yüzde 80’ine ulaşmış durumda ve her yıl yaklaşık 400
bin olay bu sayede önlenebilmekte. 1990’lı yılların sonuna kadar bu hastalık tamamen ortadan kaldırılabilecek. Bu arada dünyadaki her üç çocuktan biri beslenme yetersizliğiyle karşı karşıya. UNICEF’in dünya çocuklarının beslenme düzeyiyle ilgili bu yılki
değerlendirmesinde ilk defa Çin de yer aldı. UNICEF’in verilerine göre beslenme yetersizliğinin rakamlarla dağılımı şöyle: Amerika kıtası 8 milyon, •Çin 24 milyon, Afrika 30 milyon, diğer
Asya ülkeleri 39 milyon, Güney Asya 76 milyon.
dincilik hareketleri yasaklama larla, baskılarla engellenemez. Gerekli olan şey, İslamiyette rö- nesanstır. Örgütlü olarak bütün Türk aydınlarına, bilim adam larına gerçek İslamiyet öğretil diği ve bunun onlar tarafından halk kitlelerine öğretilmesi sağ landığı zamandır ki köktendin- cilik tehlikesi ortadan kalkar. Aksi halde köktendincilik, ce halet ve ekonomik zorluk or tamlarında yeşerme fırsatı bul duğu için iyice güçlenme yolu na gidebilir.”
Burada Kenize Murat sözü
A tatürk’e de getiriyor ve diyor ki:
“ Padişah, Mustafa KemalM Anadolu’ya göndermişti. İngi liz tehlikesine karşı durabilecek tek generalin Mustafa Kemal ol duğunu biliyordu. Ama kendi yerini alacağım, daha sonra ola yın bir halk hareketine dönüşe ceğini hiçbir zaman tahmin ede memişti.” . _____
Hindistan’da
kuşkusuz gerekliydi. Çünkü bir ihtilal olmuştu. Ama hilafetin kaldırılması hiç doğru değildi. Çünkü bugün halifelik sürsey- di, Türkiye bütün Müslüman dünyasının hâkimi, büyük bir güç durumunda olacaktı.”
Bu kararın, büyük ölçüde Türkiye Cumhuriyetinde irtica tehlikesini engellemek için alın dığı konusunda da Kenize Mu r a t ’ın görüşleri şöyle oldu:
“ Evet, doğru. Ama
kökten-Kenize M urat’a, zor geçen çocukluk ve genç kızlık yılların dan sonra babasıyla karşılaşma sı ve şu andaki ilişkilerini soru yoruz:
“ 21 yaşıma geldiğimde, Hin distan’a, babamın yaşadığı kent olan Lucknow’a gittim. Koca man bir evde hizmetkârlarıyla yaşıyordu. Orada iki hafta kal dım. Ama o yaşama dayanama yarak Paris’e geri döndüm. Sık sık buluşuyoruz. Yani ben Hin distan’a gittiğimde. Yine aynı evde yaşıyor. Çok eski bir ev bu. Hizmetkârlar da artık çok yaşlandı. Üstelik üstleri başlan da dökülüyor. Babam şimdi 81 yaşında. Çalışmıyor. Zaten mesleği avukatlık olmasına kar şın yaşamı boyunca hiç çalışma mış. Racahk kaldırılınca, devle tin bağladığı aylıkla geçiniyor. Arada bir de Lucknow Times gazetesine yazılar yazıyor.”
Peki, Kenize Murat babasıy la nece konuşuyordu?
“ İngilizce konuşuyoruz. Çok da iyi anlaşıyoruz onunla.”
Kenize Murat, hiç Türkçe bil miyor. Ana dili gibi konuştuğu dil Fransızca. Kitabım da Fran sızca yazmış. İstanbul’da hiç akrabası var mı?
*‘Var. Neslişah Sultan ve kı zı İkbal var. Kitabı yazarken de zaten bir şiire Neslişah Saltan ’- la oturttum. Bir d« dayım Prens Celal İris var. O padişah 5. Mu rat’ın kızı Fatma Sultan’m oğ lu. Sürgün karan çıkınca Bulga ristan’a gitmişler. Daba sonra Bulgarlar Celal dayımı Türkiye hesabına casusluk yaptığı suçla masıyla yedi yıl hapiste tutmuş lar. 30 yıl önce Celal dayım Türkiye’ye dönmüş.”_______
Kitap gecikti
Kenize M urat ‘Saraydan
Sürgüne’ kitabını üç yıl önce yazdığı ve bu arada 16 dile çev rildiği halde, Türkçe tercümesi neden bu kadar gecikti?
“ Çok ilginçtir, ilk olarak Türkçe’ye çevrilmesini istemiş tim. Ama bir türlü olmadı, iki ayn yayıneviyle bu konuda an laşmıştım. Bir tanesinin buldu ğu çevirmen, Fransızca bilmi yordu. Öbür çevirmen, belki da ha iyiydi, ama o da kitabın ru hunu kavrayamamıştı. O ne denle bu kadar gecikti. Aynı so runu İngilizceye çevirisinde de yaşadım. Çevirmen, Osmanlı Hanedanı olayını anlamaktan yoksun bir tngilizdi. İngilizce çeviriyi elime aldığımda tam 60 sayfasını atladığım da fark edin ce, sil baştan yeniden yaptırmak zorunda kaldım.” Sonunda ki tabı Esin Çelikhan çevirdi.
Kenize M urat’a isminin ne anlama geldiğini soruyorum:
“ Kenize ‘Arapça kenz’ söz cüğünden geliyor. Küçük hazi ne demek.” Konuşmamızın bu rasında içeri dayısı Prens Celal İris giriyor. Uzun boylu, beyaz saçlı, orta yaşı geçkin, yakışıklı bir erkek... Birbirlerini Fransız ca selamlayıp konuşmalarını bu dilde sürdürüyorlar... Dayı- yeğeni baş başa bırakıp yanla rından ayrılıyoruz.
Taha Toros Arşivi