• Sonuç bulunamadı

'Sanki konferans süsü verilmiş bir komedya':Ataol Behramoğlu'nun "Lozan" adlı oyunu bu sezon Antalya Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenecek

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "'Sanki konferans süsü verilmiş bir komedya':Ataol Behramoğlu'nun "Lozan" adlı oyunu bu sezon Antalya Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenecek"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ataol Behramoğlu’nun ‘Lozan’ adlı oyunu bu sezon Antalya Devlet Tiyatrosu’nda sahnelecek

‘Sanki konferans süsü verilmiş bir kom edya’

A N IL AL__________________________ “ Büyük bir ring. Oyuncular boks eldi­ venleri takmış olarak küme küme ayrıl­ mışlardır. Bir köşede TÜ R K ÎY E- İSM E T P A Ş A , bir başka köşede SO V Y E T R U SY A -Ç İÇ E R tN . İN - G İLT E R E -L O R D C U R Z O N , FR A N SA BAR ER R E, İTA LY A - M ARKİ G A R R O N İ, A M FR İK A - C H İL D , JA P O N Y A -B A R O N H A - Y A SH İ... Gazeteciler, izleyici, uğultu., gong çalar 1. raund.”

Ataol Behramoğlu’nun “Lozan” adlı tiyatro oyununda Lozan Barış Konfe- ransı-Boğazlar Oturum u’nun ‘oynana­ cağı’ sahne böyle betimleniyor. Bu ring­ de güreşçiler ünlü devlet adamlarıdır, güreş sonunda galip gelen ise Boğazların kontrolünü elde edecektir.

Behramoğlu’nun 1978’den 1992’ye uzun bir zaman içinde yürüttüğü titiz ta­ rihi araştırmalara ve belgelere dayanan oyunu “ Lozan” önümüzdeki sezon 27 ekimden itibaren Antalya Devlet Tiyat­ rosu’nda sahnelenmeye başlayacak. Ya­ zar, Lozan görüşmeleri üzerine bir oyun yazma fikrini ilk 1978’de Beklan Algan’- ın ortaya attığını söylüyor. O zamanlar Behramoğlu, Şehir Tiyatroları’nda dramaturg olarak çalışıyor, Beklan Al- gan ise Tepebaşı Tiyatrosu’nu yöneti- yormuş. Çalışmalar başlıyor, fakat ara­ ya 12 Eylül’ün girmesiyle proje bekle­

mek zorunda kalıyor taa ki Behramoğlu 1ar inleyerek televizyonculara demeç ve- o dönemde yazdıklarını 92 yazında tek- rirken halkımız tavla oynuyordu. Oyunda

rar ele alana dek. tavla oynayan insanlarla anlattığım işte

Dönemin başlıca tarihsel kişilikleri aynı halktır”,

oyunda çeşitli imajlarla veriliyor. Istan- Oyunun bir başka kişisi ise gözleri bul’un işgalini ve kurtuluşunu yaşamış, bağlı tarihçide simgeleşen kafası karışık beklentileri olan fakat bu beklentileri aydın tipi. Behramoğlu, 1923’tcn 1993’e gerçekleştirecek kimlikten uzak bir halk, birşey değişmediğini aydınlarımızın hala tavla oynayan kişilerle gösterilmiş. Beh- kafa karışıklığı içinde olduklarını söylü- ramoğlu’nun bu tavla oynayan kişilerle yor. Bir başka tarihsel grup olan manda ilgili bir de tatsız bir deneyimi var: taraftarlarına ise çok insafsız bir eleştiri

“ Beni dehşetle ürperten bir olay bu. Bü- yönelttiğini açıklıyor yazar:“ Çünkü bi-

yükada’dayız ve evimde televizyon yok, linçli ya da bilinçsiz mandacılar, bugün de 20.00 haberlerinde Sivas olaylarını iz- haddinden fazla bulunmaktadır ülkemiz- lemek üzere kahveye koşuyorum. Kahve- de”.

de tavla oynayan iki kişi var. Dışında da Oyunun belki de en karikatürizc, en

iyi giyimli orta yaşın üzerinde insanlar, kaba çizilmiş kişilikleri ise “aç gözlü em-

Televizyon, Erzincan’daki katliamı verdi, peryalistler”. Görüşmelerde katıldıkları

O tavla oynayan halktan iki insan, bir tek ülkelerin çıkarlarını temsil eden bu ki-

kere bile başlarını çevirip bakmadılar, barlıkları takım elbiselerine kadar ışlc-

Orda ölümden dönmüş ağır yaralı insan- miş(!) diplomat cinsi, asıl yüzlerini

hay-Lozan’ı doğrudan oyun olarak tasar­ ladım. Konu beni çok ilgilendirmişti ta­ bii ki. Unsurlarını da sanatsal ve teatral açıdan ilginç bulmuştum. Konuyla ilgili belgeler çıktıkça alıp saklıyordum.

-Böyle tarihi bir olaya, aslında belgeler­ le aktarılabilecek bir yaşantıya teatralite kazandıran dramatik öz nedir?

H akikat beni her zaman her şeyden çok ilgilendirir. O bakımdan tarihsel metinler üzerinde çalışmak heyecan verici. K ur­ gusal, daha doğrusu imajiner bir şeyden daha çok ilgilendiriyor beni hakikat. Hakikatten yola çıkarak imajlar yarattı­ ğınızda o artık sanat eseri olur. Çok klasik bir örnek:‘Suç ve Ceza’. Bir gazete haberi, bir cinayet olayından yola çıka­ rak Dostoyevski hayati meselelerin tartışıldığı psikolojik bir roman yazmış. Lozan tarihsel belgelerin ağırlık taşıdığı bir oyun.. Bu tarihsel belgeleri inceler­ ken çelişkileri, karşıtlıkları görmeye çalıştım. Oyunda imajlarla anlatılan bu çelişkiler, dramatizmin kendisini oluş­ turdu. Bir yanda bıkkın diyebileceğiniz bir halk, öbür yanda garip çıkar çatı­ şmaları olan am a yine de beraber hare­ ket edebilen emperyalistler, aydınlar arasındaki çelişkiler... Bunlan bir araya getirdiğinizde dramatik bütünlük ortaya çıkmış oluyor.

-Sirk çığırtkanlarının, maskeli hayvan- A taol Behram oğlu )ann geçiş yaptığı, Hacivat Karagöz oyunlarının oynandığı, labirentlerin,

de açıklamış oluyor. Oyundaki yazarın pandomim bölümlerinin yer aldığı oyunu- sözleri ise gerçek hayattaki yazarımızın nuzda geleneksel Türk tiyatrosunun yanı

düşüncesini netleştiriyor: sıra modem tiyatro unsallarından da

va-Yazar: “Oyunu yazarken, başlangıçta rarlandığmızı söylüyorsunuz,

belli bir tarihsel kesit olarak Lozan’ın Oyunda belgeden hayali olana geçili-

kendisini almanın yeterli olacağını düşün- yor, hayali olanla belgesel olan arasında

müştüm. Fakat çalışmalar ilerledikçe bir bağlantı kuruluyor. Hangisi tarihsel,

yanı geçmişe bir yanı bugünlere uzanan hangisi imajiner kahraman, hangisi ha-

bir labirent içinde buldum kendimi.” kikaten söylenmiş, hangisi yazarın kur- Yönetm enin yanıtı, “ Yazılışta da gusu. Bunlar bir yerde birbirine kanşı-

sahneierken de amacımız bu değil miy- yor. M odem tiyatro derken böyle bir şey

di? Geçmişi anlamaktan çok bugünü kastediyordum. Hayalle gerçek olanın

anlamaya çalışm ak.” birbirine geçmesi. Halk tiyatrosundan

-Neden Izızan gibi bir oyun yazmak is- ise karagöz-hacivat ve sirk oyunları gibi

tediniz? unsurları kullandım.

-Ben yakın tarihe ilgi duyan bir in- Behramoğlu sözlerini İnönü'nün Lord sanım. Herhalde bunun en belirgin gös- Curzon’a söyledikleriyle bitiriyor: tergesi de Mustafa Suphi Destanı’dır. Bu “Sanki konferans süsü verilmek istenen

bütün 70’!i yıllar boyunca üzerinde ça- bir sahne oyumındayız. Bütün bu tartışma lıştığım bir konuydu. 1980’de yayı- ve görüşmelerimiz de bana bazen bir ku­

mlandı. Sonra oyunlaştınldı. medyadan ibaretmiş gibi görünüyor.”

van maskeleri taktıkları maskeli baloda gösteriyorlar. Behramoğlu, emperyalist­ lerin açgözlülüklerini, kurduğu bir ziya­ fet sofrasında iyice vurguluyor.

Bir de yazarın gizli meclis tutanakları­ na başvurarak aktardığı bir meclis at­ mosferi var ki karmakarışık. Birbirine bağıran, hakaret eden millletvekillcri.

“Herhalde bugünkü meclis ortamını ga­ yet iyi hatırlatan bir meclis. Böyle bir meclisle hangi savaşa girilebilir, hangi Musul geri alınabilirdi bilemiyorum”

Kitabının önsözünde Behramoğlu, Lozan’ın bir açık oyun olduğunu, amacının anlaşmanın bir başarı mı yenil­ gi mi olduğunu tartışmak değil, emper­ yalizm üzerine düşündürtmek olduğunu söylüyor. Yazar bu sözleriyle bütün mo­ dem yapıtlarda olduğu gibi Lozan’ın da hiçbir zaman güncelliğini kaybetme­ yeceğini her dönemde oynanabileceğini

i l l i

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

(各八分) 木防己 巴戟(各七 分) 菟 上九味治下篩,食前酒服方寸匕,日三,常服不絕佳。

Bilim ve Teknik dergisi sayesinde de ilgi alanlarım daha da genişledi ve çok şey öğrendim. Şimdi her iki der- giyi de takip etmeye

adjustment, and social skills. Depresyonda Bilişsel Terapi. Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 1,91-101. İletişim Bilimine Giriş: İnsanlararası İlişkilerin

--- OMANYA’nın hâkimi Nicolae Ceausescu, T ürkçe ya z ılış ıy la N ik o la Çavuşesku. --- <1965'ten beri Romanya Komünist Partisi’nin Genel'Sekreteri.

Nitekim arkıs Balyan bahsinde belirtildiği gibi, babasının ölümün­ den (1866) sonra her iki kardeş HAGOP ve SARKİS BAL- YAN’lar Hassa Mimarı olarak

Basınç dağılımı, basınç merkezi, sağ/sol dengesi, ön/arka dengesi gibi gözle ölçülemeyecek verileri gerçek zamanlı olarak ölçen akıllı ayakkabıyı kullanmaya

Bunlardan biri­ ne Molla Yunus, Sünni Yunus; ötekine Derviş Yunus, Sûfi Yunus diyebiliriz.”.. Bu görüşten yola çıkan yazar Yunus Emre’nin iki dö­ nemine ait ve aynı

Büyük ressamın 35 inci sanat yılında kendi eserlerinden seçilmiş 300 tabloyu, Güzel Sanatlar Akade­ misinde açmış olduğu sergide, re­ sim meraklılarının