• Sonuç bulunamadı

Türk Van Gogh'u Fikret Mualla:Vatansız olmak istemiyorum

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk Van Gogh'u Fikret Mualla:Vatansız olmak istemiyorum"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S a y f a

A R A Ş T I R M A

*

■"

VATANSIZ-“

ölma

T

İSTEMİYORUM

■ Türkiye'nin ilgisizliğine rağmen

vardığı noktada, tek endişesi

Türk tâbiiyetinden çıkarılmaktı

09

R

EÎLLANE’da günler uza­ dıkça, yaşın getirdiği güçsüzlük ve artan has­ talıklar Fikret Muallâ’da bir terkedilmek korkusu, endişesi yarattı. Bugün resimlerini muntazaman yetiştirdiği için onunla iyi geçinen Madam Angles’in, birgün eli fırça tut­ mayınca onu terkedivermesi korkusu vardı içinde. Reillane da öyle sapa bir yerdi ki, kim­ seye sesini işittiremez, işittir- se de oraya kadar gelecek fe­ dai bulamazdı.

Bir zamanlar hakaret mek­ tupları gönderdiği, her girişin­ de gürültü ile terkettiği ve onun için polis ve casus yata- ğı olan Paris Konsolosluğu bi­ le şimdi bir ümit kapısı haline gelmişti. O kadar ki. uzatıl­ ması için gönderdiği pasapor­ tun beraberindeki vatandaşlık ilmühaberi alıkonulunca içini büyük bir telâş kapladı:

«Pek Muhterem Efendim Dün itina ile müddetli ola­ rak gelen pasaportumu aldım, teşekkürlerimi takdim ederim efendim.

Vatandaşlık ilmühaberimi alıkoymak haberi bendenizi : son derece kuşkulandırdı. «Acaba, dedim tâbiiyetten mi atılacağız diye içime bir | korku girdi. Düşüncemi si-

\ ze bildirmek arzusu ile bu cümleyi ilâve ettim. Vatansız olmak istemiyorum bittabi.

Bâkî sonsuz hürmetlerimi sunarak hatmi kelâm ederim. | Pek muhterem efendim.»

Fikret Muallâ - Paris Türk B. Elçiliği ve Konsolosluğu ilişkilerini bilenler için bu : ifade gerçekten sürprizdi

Baş-I

konsolos Olgacay’ın, kanunlar­ da yapılan değişiklikler saye­ sinde artık bu ilmühabere ih­ tiyaç kalmadığını bildiren ve «Sizin gibi büyük bir san’atkâ- rın vatandaşlığımızı muhafaza etmesinden ancak bahtiyarlık duyarız» cümlesini taşıyan mektubu da onda aynı şaşkın­ lık etkisini yarattı.

Derhal kaleme sarıldı: «Pek muhterem efendim, 16 Mart 1965 tarihli mektubunuz bende­ nizi sonsuz bir korkudan kur­ tardı. Ne kadar teşekkür et­ sem azdır. Her sene, sıhhat

müsaade ederse müracaat ede­ ceğimi temin ederim efendim. Teminat mektubunuz elimde oldukça artık tebaadan ihraç olunmak korkum kalmamıştır. Minnetlerimin kabulünü istir­ ham ederek hatmi kelâm ey­ lerim.»

SON KAVGA

Bu, 1939’dan bu yana sür­ dürdüğü, bayraktarlığını yap­ tığı ve kendisinden sonra ge­ len ressamlara miras bıraktığı

F ik re t A dil’e yazdığı son m ektup

y î, : . . JMR&lUkK.

F. MuallA’n ın son resim lerinden biri.

«Paris’teki sanatçılarla ilgile- nilmemesi dolayısıyle Sefaret ve Konsoloslukla savaş»tan şahsen vazgeçmesiydi.

İçindeki bu korku yüzünden bir ara Madam Angles ile de çatıştı. Lüzumundan fazla üşü­ yordu ve madamdan daha faz­ la odun yollamasını istemişti. Angles cevabında, her ay ver­ diğinden daha fazla resim ve­ rirse daha fazla kazanabilece­ ğini ve daha fazla odun alabi­ leceğini belirtti. Bu Fikret’i deli etmeye yetti, yine istismar ediliyordu. Sarhoşlukla Reil- lane’daki bir lokantada, tam eski Fikret Muallâ olup, ma­ damla kocasına öyle bir haka­ ret etti ki, herkes gibi kendisi de, ertesi gün sokağa atılacağı korkusuna kapıldı. Eski dayan­ ma ve savaş gücü kalmamıştı Angles’ler hemen ertesi gün, Fikret’i büyük bir telâş içinde bırakarak Reillane’dan ayrıldı­ lar.

Tin Tin» (Dino) ya yazdığı mektupta «Bizim Madam An- gles’in domuzluğu bu sene tam mânasıyle üstünde. Bana kö­ mür göndermemeye başladı. Kocası da . . . . buna ihtiyar ... illallah. İmdat» diye yazmaktan geri kalmadı/

...VE SON

O sırada ziyaretine gelen Doktor Safder Tanm’ı elçilik­ le Paris’e madama yolladı. Onun teminat vermesine ve «Kadıncağız senin İçin en bü­ yük yatırımları yaptığı gibi ha­ yatı boyunca da buna devam edeceğini söyledi. Bir doktor olarak ben bu kadından daha İyi bir hâmi bulunabileceğini düşünemem. Sen artık rahat ve hiçbir şeyden korkusuz ola­ bilirsin» demesine rağmen, en­ dişeden kurtulamadı. Bu sinir­ lerini tekrar bozdu. Bir za­ manlar «Ayaklan öpülecek ka­ dın» dediği kişi için «Abidin

1967 Mayısında eski asabi buhranları pek şidetli olarak tekrar başlamıştı. Gece yarıla- n karakollara telefon edip im­ dat istiyordu, önce Manosque hastahaneslne, biraz düzelince de Devlete ait bir dinlenme evine naklettiler. Ne kadar ga­ riptir ki buradan Madam An- gles’e gönderdiği mektuplar da imdat kelimesiyle başlıyor: «İmdat benim kurtarıcı mele­ ğim, buradan çıkıp tekrar ça­ lışmaya başlamak istiyorum.»

19 Temmuz akşamı neşeyle yemeğini yedi, televizyon sey­ retti sonra «Sous les Ponts de Paris» (Paris köprüleri al­ tında) şarkısını mırıldanarak, diğer iki hastayla birlikte pay­ laştığı odasına çıktı. Geceyarı- sı kontrolü yapan hastabakıcı keyifle sigara içmekte olduğu­ nu görünce bunun yasak oldu­ ğunu hatırlattı. Fikret de göz­ lerini kapayıp uykuya daldı Sabah saat altıda, günlük ma­ sajını yapmak için uyandırmak istedikleri zaman ölmüş oldu­ ğunu farkettiler. Tam istediği gibi: bembeyaz çarşaflarda ve uyurken.

S O N

WL

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hale Arpacıoğlu bu em osyonel ya­ şantının bereketi içinde onu ge­ lecekteki yaşantımızın biçimleri­ ne, duygularına çevirecek döl­ lenmeyi yaşıyor ve

Okmeydanı ile sim­ geleşmiş her biri birer sanat eseri olarak tasarlanmış bu dikilitaşlan bulabilmek bugün zorlu bir araştır­ mayı, hatta arkeolojik

Kültür endüstrisinin ideolojisi, panzehirini yine kendi içinde taşır (Dellaloğlu, 2001: 96). Endüstri’nin kendisiyle çelişir hale gelebilmesi için, belirli bir

Verilen bilgilere göre ayrıca darülkurra, Cumhuriyet döneminde önce sağlık müzesi, ardından müftülük binası, 1968’den sonra Kültür Bakanlığı’na bağlı

Aya Yorgi manastırı, denize i- nen sert bir yamacın üzerinde inşa edilmiş olduğundan burası halk ara­ sında «Krimnos» yâni «Uçurum» manastırı diye de

Uçucu yağ (5 µl) ile muamele edilmiş kıvırcık örneklerinin 5 günlük depolama periyodu sonrası görüntüsü (a: Kontrol örneği; b: O. vogelii uçucu yağı

Numune Maks.. fazla tokluk kazanımı elde edilerek üstün bir tokluk değerine ulaşılmıştır. Saf epoksi Zn nanopartikül ilaveli numunelerin postkür uygulanmış ve

Kemal paşa zade Sait beyin mnhtumu babaaum- j el yazısile yazılmış bazı notlarını j görmem için bana