• Sonuç bulunamadı

Çay lütfen, yanında bir tutam da anı olsun:Yok olmaktan son anda kurtulan Markiz, aslına uygun olarak onarılarak 1994'te hizmete girecek

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çay lütfen, yanında bir tutam da anı olsun:Yok olmaktan son anda kurtulan Markiz, aslına uygun olarak onarılarak 1994'te hizmete girecek"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İşte Markiz tutkunları: İlk kez 14 yaşındayken Markiz’e adım atıp ka- panuıcaya kadar da sürekli müşterisi olan 74 yaşındaki Meliha Bozkurt, eşi Haldun Taner ile sık sık Markiz’in yolunu tutan Demet Taner ve Gala­ tasaray Lisesi’nde öğrenciyken pastaneyi uğrak yeri seçen Renan Yaman. (Üstte)

Markiz’in o unutulmaz panoları yerinde. Üstelik penceresinin önünden yine tramvaylar geçiyor. (Solda) (Fotoğraflar: Garbis Özatay)

Yok olmaktan son anda kurtulan Markiz, aslına uygun olarak onarılarak 1994’te hizmete girecek

Çay lütfen, yanında bir tutam da anı olsun

DİLEK GİRGİN CAN

Bir yanımızda Araoux imzalı, 1905 tarihli iki büyük duvar panosu, diğer yanda ünlü Mazhar Resmor’- un vitrayları, yıpranmış, yer yer par­ çalanmış tahta kaplamalar, girişte hala üzerinde askıların bulunduğu vestiyer, perişan bir mutfak, geniz yakan bir rutubet kokusu ve hepsin­ den önemlisi her köşeye sinmiş anı­ lar, anılar... Markiz’deyiz.

Oto yedek parçası satan bir dük­ kan olmaktan son anda kurtulan, ama camına asılan “satılık” lev­ hasının bir türlü kaldırılamaması nedeniyle kaderiyle başbaşa kalan Markiz Pastanesi, sonunda geçen günlerde, hemen karşısındaki Rich­ mond Oteli’yle Lebon Pastanesi’nin de sahibi olan Mustafa Aksoy ta­ rafından satın alındı. Ve ardından Markiz’in aslına uygun olarak onarıjacağı, 1994 sonunda da yeni­ den İstanbul yaşamına katılacağı açıklandı. Bu açıklama pek çok çev­ rede derin yankılar uyandırdı. M ar­ kiz sevdalıları hemen koşuverdiler o unutamadıkları mekana.

Richmond Oteli Genel Müdürü Rezan Kulaksız ve Mustafa Ak- soy’un sahibi olduğu Tursoy Otelci­ lik ve Turizm Yatırımları AŞ’nin Koordinatörü Ahmet Sanahmetoğ- lu. Markiz Pastanesi anılarıyla dolu olan herkese kucak açıyor, bu anı­ ların ve eldeki belgelerin yol gösteri­

ciliğinde en doğru onanmı yapmak istiyor zaten. İşte şimdi de pastane­ nin harap mekamnda üç Markiz tutkunuyla birlikteyiz. İlk kez 14 yaşındayken Markız’e adım atıp kapanıncaya kadar da sürekli müş­ terisi olan 74 yaşındaki Meliha Boz­ kurt, eşi Haldun Taner ile sık sık Markiz’in yolunu tutan Demet Ta­ ner ve Galatasaray Lisesi’nde öğ­ renciyken pastaneyi uğrak yeri se­ çen Renan Yaman...

Pastanenin yorgun, örümcek ağlarıyla iyice hüzünlenen görünü­ mü nedeniyle duyulan keder, pek yakında yeniden eski günlerine ka­ vuşacağına duyulan inançla çok de­ rinleşmeden dağılıveriyor. Ardı­ ndan da eski günlerin yadedilmesi başlıyor. “O şokolaların tadım hatırlıyor musunuz?”, “Ya moron glace’lan”, “Soba neredeydi sahi, şurada pencerenin kenarında...”, “Evet, bir küçük soba da vestiyerin yanında vardı, paltolar giyilirken üşünmesin diye” .

Maceralarla dolu yaşam

Mustafa Aksoy tarafından alı­ nmasıyla Markiz Pastanesi'nin ma­ ceralarla dolu yaşamına yeni bir halka ekleniyor hiç şüphesiz. İstan­ bullulara 19. yüzyılın sonlarında “Lebon” adıyla “merhaba” diyen pastane, Fransa’nın Osmanlı sefiri General Sebastian’m pastacısı Edo- uard Lebon tarafından kuruldu.

L

stanbullulara 19. yüzyılın sonlarında

“Lebon” adıyla “merhaba” diyen pastane,

Fransa’nın Osmanlı sefiri General

Sebastian’m pastacısı Edouard Lebon

tarafından kurulmuştu.

Ceviz kaplama masaları, vitrini, Pa­ ris’te özel olarak yaptırılmış duvar panolarıyla da büyük ilgi gördü. 1940 yılında Lebon, caddenin karşı tarafına taşındı, aynı adla ailenin damadı Yanna tarafından açıldı. Boşalan yeri ise Avedis Ohanyan Çakır, “Markiz” adı altında yeni­ den düzenledi. Bay Avedis, bu dö­ nemde ünlü vitraylan yaptırdı ve Markiz’e daha da renk kattı.

1950 yılında Markiz’in üst katı restoran, alt katı ise şekerlemeci ve pastane olarak devam etti, ancak servis güçlüklerinden dolayı resto­ ran tekrar alt kata alındı daha son­ ra. Üst kat bir ara gece kulübüne çevrildi. Yaptığı meyve şekerlemele­ riyle de ünlü olan Markiz, 1980’de yedek parçacı Şükrü Kurtoğlu tara­ fından Madam Verter’den satın alındı. Avedis Ohanyan Çakır, pas­ tanenin yeni sahibi tarafından tahli­ ye edildi. 1983 yılında da öldü. Anıt­

lar Yüksek Kurulu’nun kararıyla oto yedek parçacısı olmasına izin verilmeyen Markiz, uzun süre satıl­ mayı bekledi.

Ve, nihayet, Mustafa Aksoy ta­ rafından satın alındı. Atatürk, Van der Goltz Paşa, Abdülhak Şinasi Hisar, Orhan Veli, Sait Faik, Hal­ dun Taner, Sabri Berkel, Leopold Levy, Zeki Faik İzer, Edip Hakkı Köseoğlu, İsmail Hakkı Oygar, Sa­ lah Birsel, Ragıp Sanca’ya kadar pek çok kişinin ilgisine mazhar olan Markiz, derin bir nefes aldı sonun­ da. Demet Taner, eşi Haldun Taner ile akşam üzerleri Markiz’de buluş­ tuklarını anlatıyor.

“Haldun da. ben de işlerimizden çıkar, pastanede buluşurduk. Hal­ dun çok sık gelirdi Markiz’e. Cu­ martesi günleri Milliyet gazetesine gider, çıkışta mutlaka Markiz’e uğ­ rar, gazete ve kitaplarını burada okurdu. Pastanede kimse kimseyi

rahatsız etmezdi. Sık sık taradıklar­ la karşılaşırdık, yanlarına gidip hatırlarını sorar, sonra kendi ma­ samıza dönerdik. Haldun, Markiz’­ in kapanmaması için çok mücadele verdi. Avedis Efendi’yle birlikte 1980 yılında başlattı mücadelesini. Verilen mücadelelerle Markiz’i sa­ tın alan Şükrü Kurtoğlu, pastaneyi oto yedek parçacısına dönüştüre- medi. Herhalde aldığına da çok piş­ man oldu” diyor.

Meliha Bozkurt da Markiz’in kurucusu Avedis Ohanyan Çakır’a olan sevgisini, onunla ilgili anılarını, işine düşkünlüğünü, müşterileriyle nasıl ilgilendiğini anlatıyor. “Ave­ dis, ikinci babamdır” diyor. Yıllardır muhafaza ettiği Markiz’in parlak günlerinden* kalma bir çay bardağını, deniz ürünlerinin servi­ sinde kullanılan istiridye kabuğunu, pasta kutularını tek tek çıkarıyor çantasından...

Çalışmalarım Almanya’da sürdü­ ren iç mimar Renan Yaman da Markız’in masraflı bir yer olduğunu söylüyor. “Davetlerde Markiz’e şi- pariş verirdik, gider alırdım. 1948’- lerde Galatasaray Lisesi’nde okur­ ken de gitmeye başladım. Sonraları akademiye devam ederken de... Ce­ bimde fazla para yoktu, yine de gelir çay içer, pasta yerdik. Masraflı bir yerdi. Diyelim ki 7 buçuk liraya çay içiyorsunuz, ama bu çay 125 liralık bardakta geliyor, çok dikkat edile­ cek bir yerdi, enteresan değil mi?”

Tabii bu arada herkes, yeni dü­ zenlemelerle pastanenin nasıl ola­ cağım tahayyül ediyor. Renan Ya­ man ‘petit four’lan, marzipanlan, fondan çeşitlerini, profiterolü, eksp- ressoyu, süzme kahve ve Türk kah­ vesini sayarak o günkü menüyü ha­ tırlatıyor, bu menünün de korun­ masını istiyor.

Yeniden düzenleme______

Artık yapılacak olan, en doğru bilgiler ışığında Markiz’i aslına uy­ gun olarak yeniden düzenlemek. Ahmet Sanahmetoğlu, Markiz’i ke­ sinlikle kar amacıyla almadıklarını, Beyoğlu’na, İstanbul’a eski eserleri kazandırmanın şirket olarak politi­ kaları olduğunu, pastaneyi almak için çok mücadele verdiklerini, Anı­ tlar Yüksek Kurulu’yla, ayrıca Çe­ lik Gülersoy ve Markiz’le ilgisi olan herkesle işbirliği içinde olduklarını ısrarla vurgulayarak, düzenlemede kesinlikte hata yapmak istemedikle­ rini söylüyor.

Ahmet Sanahmetoğlu, açılış organizasyonunu şimdiden tasar­ lamış:

“ Bütün eski İstanbullulan çağı­ racağımız bir açılış yapacağız. M ar­ kiz’in müşterileri eski yerlerinde oturacak. Artık aramızda olmayan- lan ise yakınlan temsil edecek. Kö­ şelere plaketler yerleştireceğiz, eskiden orada kimlerin oturduğu bi­ linsin, hatırlansın diye.’

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu zat harbin ari­ fesinde; yukarıda yazdığım gibi; İttihat ve Terakki hükümetinin Fransa’dan akdettiği istikrazda Prensin Fransızlar nezdindeki ta­ vassutunda

(Denizle şaka olmayacağını yine de öğrenememiştim herhalde. Taa 1972 yı­ lında, hergün bir-iki saat yüzmeye alış­ tıktan ve kırkımı geçtikten çok sonra, bir

Doğadan çalışmayı seven ve portre çalışmalarına da ağırlık veren İbrahim Safi, yurt içinde ve yurt dışında yüz sergi açtı, özel­ likle yurt dışında

Depresyonu önlemek için gençlerle konuşan bir sanal terapist, anti- depresan ilacınızı almanızı hatırlatan ve doz ayarlanması gerekiyorsa doktorunuzu uyaran bir ilaç

Şimdi hazırunu tarif edeyim: Yünden örme kırmızı hırkalı, lâcivert eteği diz kapaklarında, 12 - 13 yaşında bir kız çocuğu cüsseli, koııuşuşundan

Yönetim Bilimleri Dergisi (8: 2) 2010 Journal of Administrative Sciences Yaşanan Engel ve Sıkıntılara Yönelik Sonuç ve Değerlendirmeler Yapılan analizler sonucunda,

İnsanların karşıt cinsine duyduğu ilgi, üreme ve çoğalmasına da vesile olduğu için en doğal tavır olarak kabul edilmiştir. Bugün ise kişinin kendi cinsiyetine karşı

Bu kapının bir tarafında Tekfur Sa­ rayı, diğer tarafında az aşağıda sur­ ların üzerinde yükselen bir saray cephesi kalıntısı olduğuna göre, kapı