Fot oğ ra f: G A R B İS Ö Z A T A
2,3
* & •
^
Güler Sabancı: "Gelip gideni çoktu. Sanki köşk, müze olmaya hazırlanıyordu."
Sabancıların yarım asırlık
konutu Atlı Köşk, Sakıp
Sabancı'nın hat ve resim
koleksiyonlarının sergilendiği
bir müzeye dönüştürüldü
■ M Ü Z E N İN
kurulmasında büyük
pay sahibi olan Güler Sabancı:
"Sakıp Bey koleksiyonunun
parçalanmaması için büyük
özveride bulundu. Müze için köşke
yeni galeriler ekledik ama resimlerin
ancak yarısı sığabildi. Amcam
bu yüzden bize sitem ediyor."
" J
MEHMET KENAN KAYA
m a
m üze
P A Z A R $
Milliyet
Pazar
23 Haziran 2002Sabancı Ailesi'nin konutu artık dünya ölçülerinde bir müze
■ Âtlı Köşk uzun yıllar Sabancı Ailesi tarafından konut olarak kullanıldı. Ne hissediyorsunuz şimdi evinizi müze olarak görünce?
Çok özel bir duygu tabii. Bu yüzden de benim bugüne kadar çalıştığım projelerden çok farklı. Duygusal bir boyutu var. Geriye dönüp bakarsak, -şimdi yaşlar çok belli olacak ama- Atlı Köşk alındığı zaman Sakıp Bey 15-16 yaşında. Annemle babam henüz evli değiller. Aile malum Adana’da. Yazlık bir ev olduğu için mayıs başında geliniyor ve eylül sonuna kadar burada oturuluyor. Beyler Adana’ya işe gidip geliyor. Dolayısıyla ailenin hammları ve çocukları hep bu evde vakit geçiriyor. Ardından da Sakıp Bey’in konutu olarak kullanılıyor.
■ Ne zaman taşındı Sakıp Bey köşke?
Dedem 1966’da vefat edince Sakıp Bey ailenin en büyüğü, holdingin de başı olarak sürekli oturmaya başladı bu evde. Ama onun kişiliğine bağlı olarak herkese açık bir evdi. Uzun yıllar Türkiye’ye gelip giden yabancıların sanatımızla buluşmasına vesile oldu, konuklarıyla birçok önemli olaya tanıklık etti. Dolayısıyla Sakıp Bey’in kişiliğinde hep dışarı açık bir yerdi.
■ Yani Sakıp Bey’in konutuyken de müze gibi kullanılıyordu neredeyse.
Evet, resmi olarak bu ay açıldı ama dediğiniz gibi o dönemde de sanat eserleriyle dolu, geleni gideni bol bir evdi. Müze olmaya yavaş yavaş hazırlanıyordu sanki.
■ Ev müzeye dönüştürülürken Sabancı
Ailesi’nin özel eşyaları dahil edildi mi projeye?
Girişte, ailenin hayatını yansıtan üç odayı hemen hemen Hacı Ömer Bey'in dönemindeki eşyalarla, yaşandığı gibi koruduk. Sadece Sakıp Bey’in ilave ettiği resimler ve bazı objeler var o dönemden farklı olarak.
■ Atlı Köşk’ü müzeye dönüştürürken neleri gözettiniz, en çok ne önemliydi sizin için?
Köşkün müze olması kararlaştırılınca önce Sakıp Bey hat ve resim
koleksiyonunu müzeye bağışladı. Köşkü de üniversiteye tahsis etti. Ardından 1998 yılında bu konuyla ilgili özel bir arama konferansı yapıp müzecilik konusundaki uzmanları çağırdık. Projede üç unsur önemliydi bizim için. Birincisi burası bir üniversite müzesi olacaktı. İkincisi bir aile evi
olduğu için ailenin orijinal yaşantısından izlenimler vermesi gerekiyordu. Üçüncüsü de ömrünün büyük kısmını bu işin
oluşmasına harcamış Sakıp Bey'in adını taşıyordu ve onun kişiliğini ifade etmesi gerekiyordu. Müzede bütün bunları kapsayan bir tasarım sürecine giriştik.
■ Sakıp Bey koleksiyonlarını bir gün parçalanmasını engellemek için mi üniversiteye devretti?
En önemli neden buydu; koleksiyonu kurumsal bir yapıya taşıyarak geleceğini
318 parça resim, 415 parça hat var
Müzede 318 resim, 415 hat, 90 parça da farklı obje (saat, ayna gibi) bulunuyor.
Müzedeki “Altın Harfler’’ sergisi daha önce New York
Metropolitan, Paris Louvre, Berlin Guggenheim gibi
müzelerde sergilendi. Çocuklar, yaşlılar, engelliler için özel çözümler üretilen müzede salonlara rampa ve asansörle ulaşılabiliyor.
Müzeye uluslararası sergileri getirebilmek amacıyla ikinci bir bina inşa edildi. Saydam bina modem altyapı sistemiyle eserleri kötü çevre koşullarından izole ediyor.
Müzeye katkıda bulunmak isteyenler için hazırlanan “Müze Gönüllüleri” ve “Müze
Dostları” programları herkese açık. Bu
programlar çerçevesinde isteyen müze faaliyetlerinde gönüllü görev yapıyor, isteyen maddi katkıda bulunuyor.
4 yılda bir değişecek olan Danışma Kurulu’nun ilki Oleg Grabar, Betül
Mardin, Talat Hahnan, Oya Eczacıbaşı, Filiz Çağman, Nazan Ölçer gibi konusunda
uzman isimlerden oluşuyor. Müzenin satış mağazasında modacı Atıl Kutoğlu’nuıı özel olarak hazırladığı özgün desen ve motifler yer alıyor.
Salı, perşembe, cuma günleri 10.00-18.00, çarşambaları 10.00-20.00, hafta sonlan 11.00-
17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilen müzede tam bilet 4, indirimli 1 milyon lira.
Tel: (0212) 277 22 00
garanti altına almak, parçalanmasını engellemek istedi. Tabii bu da çok ciddi bir kişisel özveri. Çünkü onun çok alıştığı, çok sevdiği eserlerdi bunlar.
■ Köşkte birçok mimari değişiklik de oldu sanırım.
Evet, köşke çok önemli bir ekleme yaptık. Toprağın altına girdik ve iki katlı,
1500 metrekarelik galeriler oluşturduk. Bu galerilerde resim koleksiyonumuzu sergiliyoruz. Ama yer darlığından ancak yarısını. Bu da Sakıp Bey’in hassas konusu. “Hepsini koymadınız” diye bize sitem
ediyor. Tabii onun hayatında çok önemli yeri var bu resimlerin, hepsi çocuğu gibi.
■ Hat ve resim Sakıp Bey’in özel ilgi alanları. Neden başka objeler değil de hat ve resim?
Sakıp Bey resim biriktirmeye Raffi Bey’in (Portakal) teşvikiyle başlamış. Çok kimseden de teşvik görmüş bu konuda. Kaligrafiyi sevmesinde de dostu Emin Barın'ın büyük etkisi olmuş. O dönemde kaligrafiye ilgi duymak ciddi bir öngörü. Ama Sakıp Bey’in birçok konuda böyle bir öngörüsü var. ■
Sabancı Ailesi'nin yarım asırlık
konutu Atlı Köşk, Sakıp
Sabancı'nın hat ve resim
koleksiyonlarının sergilendiği
bir müzeye dönüştürüldü.
Müzenin kuruluşunda önemli
rol oynayan Güler Sabancı
"O kadar çok gelip gideni
vardı ki köşk müze olmaya
hazırlanıyordu sanki"
diyor
MEHMET KENAN K A Y A ___
A
tlı Köşk, SabancıAilesi’nin yarım asırlık konutu. DedeSabancı’dan büyük oğul Sakıp’a, yazları Boğaz’a bakan pencerelerde babalarının “dönüşünü” bekleyen torunlardan aile dostlarına birçok kişinin bu köşkte anısı var.
Sabancı Üniversitesi’ne
devredilmesinin ardından bir dünya müzesine dönüştürülen konut, artık ailenin anılarıyla birlikte Türk resim ve hat sanatının şahaserlerine de evsalıipliği yapıyor. Yani Sakıp
Sabancının hat sanatı danışmanı Uğur Derman’ın deyişiyle “Atlı Köşk,
hatlı köşk” artık.
Sabancı Müzesi, Sakıp Sabancı’nın uzun yıllar büyük emek harcayarak topladığı koleksiyonundan oluşuyor ama köşkün müzeye
dönüştürülmesinde koleksiyonu en az amcası kadar seven “büyük yeğen” Güler Sabancı’nın da önemli rolü var.
Güler Sabancı, çocukluğunun “leziz köşkünde” tavanarası olarak kullanılan, şimdiyse bir ofise dönüştürülen odada; köşkü, anılarını ve Sabancı Ailesi’nin Türk sanatına yaptığı bu belki de en büyük katkıyı; Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’ni anlattı:
— .* *.-*•»
s.-,-Fotoğraflar: GARBİS ÖZATAY
Güler Sabancı: "Bu bir üniversite müzesi. Bundan sonra kimimiz eser vererek kimimiz maddi katkıda bulunarak burayı hep beraber yaşatacağız."
Müze Müdürü Emin Mahir Balcıoğlu:
"Hem çok sevindim
hem de endişelendim"
“Bana bu müzeyi kurmak görevi verildiğinde hem çok sevindim hem de endişelendim; bir özel koleksiyon nasıl bir müzeye dönüştürülür diye. Çünkü hiçbir koleksiyoner bir eseri müzeci gözüyle almaz, sevdiği için alır. Bu da antolojik bir bütünlük içermez. Ama Sakıp Bey’in koleksiyonunu görünce bu eserlerle ulusal kültürümüz açısmdan çok önemli bir müze yaratabileceğimizi anladım.”
Hat desenli bluzu
Atıl Kutoğlu yaptı
Güler Sabancı röportajda müzenin açılışında giydiği, çok konuşulan bluzunun hikayesini de anlattı: "Atıl Kutoğlu serginin Frankfurt açılışında hattan esinlenerek bazı eşarplar yapmış, ben de bir tane almıştım. Ama bir siyah-beyazlısı vardı ki, aklımda yer etmişti, iki yıl sonra bir gün Atıl'a 'Açılışta ne giyeceğimi bilmiyorum, o siyah-beyaz kumaştan bulabilir miyiz?' dedim. Ardından o kumaştan bir bluz yaptı bana. Açılışlarda çok
hareketliyimdir ben, hep rahat şeyler giyerim. Karşılamada o bluzu giydim ve çok hoş oldu. Raffi Portakal elimi bile sıkmadan 'Oo, bir karalama giymişsin' dedi, ardından da Uğur Hoca (Derman) adını 'Hat karalaması bluz' koydu."
Sabancıların 1949'da taşındığı Atlı Köşk'te aile üyelerinin heykelleri de var.
"Hatlara baktığımda sanırım en çok huzur hissediyorum. Los Angeles'ta bir gazeteci çok hoş bir tanım yaptı hat
sanatımız için: 'Gözüme gelen müzik diye'. Gerçekten de benim kaligrafide hissettiğimi açıklayan bir söz bu. New York Times da aynı şekilde yazdı: 'Baktığınızda hiçbir şey anlamayabilirsiniz. Ama mutlaka görmeniz gerekir."
hslJü
m\
h
1
1
mKHÊBamam m