• Sonuç bulunamadı

Türklüğümü hiç unutmadım:Yeni Ermeni Patriği Kazancıyan, Türklerle Ermenilerin deri ve kemik gibi birbirlerinden ayrılamayacağını söyledi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türklüğümü hiç unutmadım:Yeni Ermeni Patriği Kazancıyan, Türklerle Ermenilerin deri ve kemik gibi birbirlerinden ayrılamayacağını söyledi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yeni Ermeni Patriği Kazancıyan, Türklerle Ermenilerin

deri ve kemik gibi birbirlerinden ayrılamayacağını söyledi

Geçtiğimiz hafta Türkiye Ermenilerinin 83. patriği olarak seçilen Karakin Bedros Kazancıyan, 1928 yılında İstanbul'da doğdu. Eğitimini 1940-47 yıllarıarasında Kudüs'te yaptı. 1947yılında ABD'ye giden Kazancıyan, burada felsefe okudu. Kazancıyan, 1950'de Türkiye'ye döndü ve askerlik görevini İstanbul'da yedeksubay olarak yaptı. Kazancıyan 1959-66 yılları arasında VVashington'da felsefe dalında yüksek lisans yaptı. Sonra uzun süre Yeni Zelanda'da bulundu. Burada ve Avustralya'da Başpiskoposluk görevi yaptı. 1981 yılında Kudüs'e geçen Kazancıyan, Kudüs Patrikliğinin vekillerinden biri. Karakin Bedros Kazancıyan, 3 hafta içinde Türkiye'ye gelip görevine başlayacak.

Ermerılleri'yle oranın çok sıcak ilişkileri vardır.

► Ben Türkiye'den giden Ermeniler'den söz ediyorum efendim.

- “Amerika'da 7, Avustralya ve Uzakdo­ ğu'da 15 yıl yaşadım. Türkiye'den giden Ermeniler öteki ülkelerdeki Ermenilerle pek karışamıyor, orada bir Türk vatandaşı gibi yaşıyorlar. Bunun nedeni basit: Her ülkede doğan, yaşayan insanın başka bir oryantasyonu olur. Bu oryantasyondan uzaklaşmak kolay değildir. Sözgelimi, Sid- ney'de yaşayan Türk Ermenilerinin kendi sosyal kulüpleri var. Çünkü Avustralya'da 16 ayrı ülkeden gelmiş Ermeni var. Ameri­ ka'da da durum böyle. Ben Hindistan, Yeni Zelanda, Avustralya ve başka ülkelerde bulundum, ama Türklüğümü hiçbir zaman unutmadım.

► ABD'de yaşayan Ermeniler, Türkiye'ye pek sıcak bakmıyorlar. Türkiye aleyhinde lobiler oluşturuyor. ABD ve dünya kamu­ oyunu Türkiye aleyhinde etkilemeye çalişı- yorlar. Bu, Türkiye'de yaşayan Ermeni- ler'in durumunu hem zorlaştıran, hem de sanıyorum pek yakınlık duymadıkları bir durum. Bu konuya nasıl yaklaşıyorsunuz?

- “Türkiye'den giden Ermeniler bu gruba dahil değiller. Bu tür faaliyetlerde bulunan- ar ne Türkiye'den giden Ermeniler, ne de onların ABD'de doğan çocukları. Bunlar O rtadoğu'dan giden E rm e n ile r. Lüb­ nan'dan ve Suriye'den giden Ermenilef'in işi bu. ABD'de doğan Ermeniler'e bunu en-jekte etmeye çalıştılar. Aslında Ame­ rika'da doğan bir Ermeni kendisini Amerikalı hisseder. Bu öteki mil­ letlerden insanlar için de ge­

çerli.

► Kritik dönemlerde bazı problemler olmakla birlikte, Türkler ve Ermeniler, Ana­

dolu

toprakla-Haftanın Sohbeti: KARAKİN BEDROS KAZANCIYAN

OSMAN BALCIGİL

►Sayın Kazancıyan, Sayın Sıvacıyan'ın 46 oyuna karşı, 48 oyla patrik seçildiniz. Se­ çimleri size kazandıran, daha çok Sayın Mutafyan'ın oyları oldu. Mutafyan çok genç bir episkopos; yönetime halkın daha fazla katılmasından yana. Sizin patriklik kuru- muna yaklaşımınız nasıl?

- “ Bundan önceki bir-iki dönem, maale­ sef bizim kilisem izde halkla yönetim arasında bir kopukluk vardı. Oysa 3. asırdan bu yana, yani ilk Hıristiyan kilisesi olarak tesisinden beri, Er­ meni kilisesi dem okrasiyle yö­ netilmiştir. Geçmiş zamanlar­ da, seçimlerde, kralların ve kraliçelerin bile oy verdikleri­ ni biliyoruz. Bundan 127 se­ ne evvel, 1863 ta rih in d e , Sultan tarafından da tasdik olan bir Anayasa yaptık. Bu Anayasa, kiliselerin idaresinin sivillerce ya­ pılacağına işaret edi­ yor. K ilisenin tüm para

işlerinin halk arasından ku­ rulacak bir heyet tarafın­ dan idare edilmesi gere­ kir. Bunun için de hal­ kın katılımı lazım.

► Türkiye, değişik dinlerden, ama ağır­ lıklı olarak Müslü manların yaşadığı bir ülke. Bir patrik olarak, Türkiye'de­ ki öteki dini ce­ m aatlerle ne tür ilişkiler kur­ mayı düşünü­ yorsunuz? - “ Ben 9.5 y ıld ır K udüs'te yaşıyorum . B ili­ yorsunuz burada 3 din bir arada yaşı­ yor: M ü slü m a n lık, Musevilik ve Hıristi­ ya n lık. B a yra m la rd a birbirim izi kutluyoruz,, ziyaretlerde bulunuyo­ ruz. Bir kardeş gibiyiz.

Türkiye'ye geldiğimde, leri'nin bir kısmı ABD Kanada, Fransa'da da bir köprü olmayı düşünüyor musunuz? rında çok uzun zaman ve dost olarak

yaşa-aynı ruhun yaşamasına çalışacağım. yaşıyor. Patrikhanede görev yapmaya - “ Biliyorsunuz, Türkiye'deki patriklik dılar. Pekçok başka ülkede de bu tür prob-► Ermeniler dünyanın değişik yerlerinde başladığınızda, Türkiye'de yaşayan Erme- merkez değildir. Dünya E rm enileri'nin lemler olmuştur. Bir de zaman faktörü var. dağınık olarak bulunuyorlar. Türk Ermeni- nilerle, öteki ülkelerde yaşayanlar arasın- merkezi Ermenistan'dır. Dünyanın bütün Aradan bu kadar zaman geçtikten sonra,

| ( 9 24. sayfada )

(2)

siz bugün; bu iki toplum arasındaki, “sosyal” ve “psikolojik ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

- “ Geçmişte yaşanan va­ kalar karşılıklı olmuştur. Bir taraftan kaynaklanmış değil­ dir. 1463 tarihinde Fatih Sul­ tan Mehmet'in girişimleriyle İstanbul'da ilk kez Ermeni Patrikhanesi kuruldu. Bu za­ mana kadar bizim patrikha­ nemiz yoktu. Bunu unutmak mümkün değil. Buna kar­ şılık tarih boyunca Erme- niler bu vatana hizmet et­ tiler. Ermeniler ve Türkler deri ve kemik gibi, birbirin­ den ayrılmaz birer parçadır­ lar. Ben bugün karşılıklı olarak hiçbir problemin, kır­ gınlığın ve dargınlığın oldu­ ğuna inanmıyorum.

► Bir ülkede azınlık olarak yaşayan, insanlar, zaman içinde kendilerine göre bir davranış tarzı benimsiyor­ lar. Buna “azınlık psikolo­ jisi” diyebiliriz. Birbirlerine kenetleniyorlar; içe kapa­ nıyorlar; dışa kuşku, dö­ nem dönem korkuyla bakı­ yorlar... Türkiye'de ya­ şayan Ermeniierin duru­ munu bu açıdan değerlen­ dirir misiniz?

- “ Bu söylediğinize katıl­ mıyorum. Amerika'da, Fran­ sa'da, Türkiye'de azınlık yoktur. Bu İngilizler'in uy­ durdukları bir şey. insanları birbirinden ayırmanın bir yolu bu. Avustralya'da vardı örneğin. Ben Türkiye'de ya­ şadığım süre içinde, bunu hiç hissetmedim. Hiç “ Ben bir azınlığım” diye düşün­ medim, bir Türk olarak ya­ şadım.

► Peki efendim, Rumiar için ne düşünüyorsunuz? Onlar sizce Türkiye'de azınlık mı?

- “ Rumları siz iyi bilir­ siniz, ben de iyi bilirim. Bu nedenledir ki, konuş­ mamam daha iyi olur.

► Bir din adamı olarak, te­ rörizm konusunda ne dü­ şünüyorsunuz? Bu so­ rumu, ASALA'yı düşü­ nerek cevaplayın lütfen.

- “ Benim yakın arka­ daşım Sidney Konsolosu

Kemal Arıkan'ın eşi, Tür­

kiye'de yayınlanan bir der­ giye Kemal'in ve benim t Ci­ simlerimizi vermiş, altlarına da şöyle yazılmasını iste­ mişti: “İşte en yakın iki

dost! Türkler ve Ermeniler dostturlar.” ASALA'ya ge­

lince; bu hariçten bir kışkırt­ madır. Eğer buna Ermeni- ler'den bir katılım olmuşsa, tamamen hariçteki insan­ ların onları kullanmaları so­ nucu olmuştur. Bunu Tür­ kiye'yi bölüp parçalamayı düşünerek yaptılarsa eğer, 5 ya da 6 kişi öldürerek Tür­ kiye'yi parçalayam azlar. Türkiye büyük bir devlettir.

► Ermenistan'daki son durumu nasıl değerlendi­ riyorsunuz? Bu, Türkiye'yi ve Türkiye'de yaşayan Er- menileri nasıl etkiler?

- “ Benim bildiğim kada­ rıyla, gayrı resmi olarak Türkiye'yle Ermenistan ara­ sında bir pazar, alışveriş vardı. Ermenistan, Türkiye' ye Rusya'dan fazla güvene­ bilir. Biliyorsunuz, Ermenis­ tan 1828 tarihinde Ruslar ta­ rafından zapt edildi. Erme­ niler burada çok zulüm gör­ düler. 1936'da, Stalln tara­ fından Ermenistan'daki bü­ tün bilim, siyaset, din adam­ ları katledildi. O zaman, Ankara'da bulunan Sovyet Büyükelçisi Harahan (yan) Atatürk'ün en iyi dostların­ dan biriydi. Tarih bize, Er­ menistan'la Türkiye'nin, Er­ m en ista n 'la Rusya'dan daha dostane ilişkiler içinde bulunduğunu söylüyor.

► Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı efen­ dim?

- “ Türkiye, her geçen gün ileriye gitmektedir. AvrupalI ülkeler seviyesine yetiştiğini söyleyebilirim. Artık Türkiye 1940'lardaki Türkiye değil. Yapılan yollar, köprüler, hal­ kın yaşayışı... Bunların hep­ si, seviyenin çok yükseldi­ ğini gösteriyor. Bundan bü­ yük sevinç duyuyorum. Bir de şunu söylem ek is ti­ yorum: (Azınlık sözünü kul­ lanmak istemiyorum, ama nasıl olsa üzerinde konuş­ tuk diye o sözü kullanarak ifade edeyim.) Azınlıklar içinde Ermeni cemaatidir ki, ilk olarak bir cumhuriyet ço­ cuğunu bu kadar yüksek bir makama getirmiştir. Bu şe­ ref Ermeni Cemaati'ne ait olduğu kadar Türk Hükü- meti'ne de aittir. Şu ana ka­ dar Patrikier ya dışardan gelmiştir ya da Cumhuriyet' ten önce,, doğmuşlardır. Ay­ rıca, yine azınlıklar içinde hem ruhani olup hem de Türk Ordusu'nda yedeksu- baylık gibi şerefli bir görevi gerçekleştirmiş kişilerin sa­ yısı bir ya da iki kişidir.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

dostla- kalem yürütm esi, başına d e- nna»î(beğmıdirmeğe uğraşsm- ğHse |biie y aşm a "yakışm az. Ağustos böceği aç ve perişan, soğuktan tir tir

öncelikleriyle belediyenin gündemi farklılaşır, belediyeler yaptıkları çalışmaları vatandaşa anlatmakta zorlanırlar. Kaynaklar harcanmasına rağmen beklentiler

Yani esas b ana oldu, çünkü ufak yaşta, yalnız kaldım /'. likte yemeğe filan gidebilirim, ama

miştir. Ancak, soyismin eşlerin kendi soyisimlerinden oluşması duru- munda hangi soyismin önce geleceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Ka- dının soyadı mı, yoksa erkeğin mi? Bir

Sonuç olarak yaptığımız değerlendirmede, kliniğimizde yapılan EKT uygulamalarında indüksyon ajanı olarak 0,75-1 mg/kg dozlarında propofol uygulaması ile

Bükreş diplomatik mahafilinde kendisine pek mümtaz ve şerefli bir mevki temin eden kıymetli se­ firimizin beynelmilel ehemmiyeti olan böyle bir teşekküle girmesi

Paşa, ordu erkânı harbiyesinden izahat alırken, ordu menzil müfettişi Fal­ kenhausen bey (son zamanlarda Çindeki Alman askerî ıslahat heyeti reisi iken

O dönemi vurgu­ layan en çarpıcı olay, hiç unutulmayan, düden dÜe dolaşan, kuşaktan kuşağa aktarılan " kitapların yakılması" eylemi­ dir..