• Sonuç bulunamadı

View of EFFECTS OF MARKET ORIENTATION AND INNOVATION ORIENTATION ON INNOVATION AND EXPORT PERFORMANCE OF EXPORT BUSINESSES

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "View of EFFECTS OF MARKET ORIENTATION AND INNOVATION ORIENTATION ON INNOVATION AND EXPORT PERFORMANCE OF EXPORT BUSINESSES"

Copied!
37
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BUSINESS & MANAGEMENT STUDIES:

AN INTERNATIONAL JOURNAL

Vol.:8 Issue:1 Year:2020, pp. 45-81

ISSN: 2148-2586

Citation: Kılıç, S. & Yörükoğlu Ö. (2020), Pazar Ve İnovasyon Yönelimliliğin İhracat İşletmelerinin İnovasyon Ve İhracat Performansına Etkileri, BMIJ, (2020), 8(1): 45-81 doi: http://dx.doi.org/10.15295/bmij.v7i5.1408

PAZAR VE İNOVASYON YÖNELİMLİLİĞİN İHRACAT

İŞLETMELERİNİN İNOVASYON VE İHRACAT PERFORMANSINA

ETKİLERİ

1

Serkan KILIÇ2 Received Date (Başvuru Tarihi): 26/01/2020

Özkan YÖRÜKOĞLU3 Accepted Date (Kabul Tarihi): 03/01/2020

Published Date (Yayın Tarihi): 25/03/2020 ÖZ

Bu çalışmanın amacı ilgili yazın değerlendirmelerinden hareket edilerek, (1) pazar yönelimliliğin inovasyon yönelimlilik üzerinde etkisini (2) pazar yönelimliliğin inovasyon performansı üzerinde etkisini (3) inovasyon yönelimliliğin inovasyon performansı üzerinde etkisini (4) pazar yönelimliliğin ihracat performansı üzerinde etkisini (5) inovasyon yönelimliliğin ihracat performansı üzerinde etkisini ve (6) inovasyon performansının ihracat performansı üzerinde etkisini belirlemektir. Çalışmada İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği, Uludağ İhracatçılar Birliği ve İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birliklerine üye işletmelerle araştırma yapılmıştır. Araştırma modeli Smart PLS kullanılarak yapısal eşitlik modellemesiyle test edilmiştir. 527 ihracat işletmesinden elde edilen verilere dayalı olarak gerçekleştirilen analiz sonucunda (1) pazar yönelimliliğin inovasyon yönelimlilik üzerinde (2) pazar yönelimliliğin alt boyutlarından olan rakip yönelimliliğin inovasyon performansı üzerinde (3) inovasyon yönelimliliğin inovasyon performansı üzerinde (4) pazar yönelimliliğin alt boyutlarından olan fonksiyonlar arası koordinasyonun ihracat performansı üzerinde ve (6) inovasyon performansının ihracat performansı üzerinde pozitif etkisinin olduğu bulunmuştur. İnovasyon yönelimliliğin ihracat performansı üzerinde anlamlı bir etkisi bulunmamıştır (5). Bu doğrultuda pazarlama yöneticileri, bu etkileri dikkate alarak pazar yönelimlilik boyutlarının ve inovasyon yönelimliliğin performanslarını artırmalarını sağlayacak stratejileri uygulamalıdırlar.

Anahtar Kelimeler: Pazar ve İnovasyon Yönelimlilik, İnovasyon Performansı, İhracat Performansı

Jel Kodlar: M30, M31

EFFECTS OF MARKET ORIENTATION AND INNOVATION ORIENTATION ON INNOVATION AND EXPORT PERFORMANCE OF EXPORT BUSINESSES

ABSTRACT

The purpose of this study is to determine, (1) the effect of market orientation on innovation orientation (2) the effect of market orientation on innovation performance (3) the effect of innovation orientation on innovation performance (4) the effect of market orientation on export performance (5) the effect of innovation orientation on export performance and (6) the effect of innovation performance on export performance. In the study, research was conducted among companies which are members of İstanbul Apparel Exporters' Association, Uludag Exporters’ Association and Istanbul Mineral and Metals Exporters’ Association. The research model was tested with structural equation modeling by using Smart PLS. As a result of the analysis 1Bu çalışma, Doç. Dr. Serkan KILIÇ’ın danışmanlığında Yüksek Lisans Öğrencisi Özkan Yörükoğlu tarafından tamamlanan/savunulan

“Pazar ve İnovasyon Yönelimliliğin İhracat İşletmelerinin İnovasyon, İhracat ve İşletme Performansına Etkileri” isimli Yüksek Lisans Tez çalışmasından geliştirilmiştir.

2 Doç. Dr., Bursa Uludağ Üniversitesi/İ.İ.B.F./İşletme Bölümü, skilic@uludag.edu.tr, https://orcid.org/0000-0001-8060-7504 3 Bursa Uludağ Üniversitesi, İşletme Tezli Yüksek Lisans Mezunu, ozkanyorukoglu16@gmail.com , https://orcid.org/0000-0002-0117-5481

(2)

PAZAR VE İNOVASYON YÖNELİMLİLİĞİN İHRACAT İŞLETMELERİNİN İNOVASYON VE… 46

based on the data obtained from 527 businesses, it was found that (1) the effect of market orientation on innovation orientation (2) the effect of competitor orientation, which is one of the sub-dimensions of market orientation on innovation performance (3) the effect of innovation orientation on innovation performance (4) the effect of interfunctional coordination, which is one of the sub-dimensions of market orientation on export performance and (6) the effect of innovation performance on export performance have positive effects. There isn’t observed any significant effect of innovation orientation on export performance (5). In this context, taking into account these effects, marketing managers implement strategies that will improve their performance on the dimensions of market orientation and innovation orientation.

Keywords: Market and Innovation Orientation, Innovation Performance, Export Performance Jel Codes: M30, M31

1. GİRİŞ

Günümüzün rekabet ortamında işletmeler, rakiplerine göre bir adım önde yer alabilmek için kıyasıya bir mücadele vermektedirler. Ülkemizdeki işletmelerin de özellikle son yıllarda inovasyon geliştirme çabası içerisinde oldukları ve ihracat pazar paylarını arttırmaya çalıştıkları gözlenmektedir. İşletmelerin yeni ürün ve hizmet geliştirmeleri pazar başarılarına katkı sağlar ve bu sayede işletmeler sürdürebilir ekonomik gelişme gösterebilirler. Buna rağmen işletmelerin, performanslarını arttırabilmeleri için öncelikle pazar ve inovasyon arasındaki ilişkiyi kurabilmeleri gerekmektedir. Bu doğrultuda çalışmada ülkemizdeki ihracat işletmelerinin pazar yönelimlilik ve inovasyon yönelimlilik yapıları incelenerek inovasyon ve ihracat performansları üzerindeki etkileri belirlenmeye çalışılmıştır.

Pazar yönelimlilik, inovasyon yönelimlilik ve performans ile ilgili yapılan az sayıda çalışma (Garcia ve Calantone, 2002; Jerrard ve diğerleri, 2004; Atuahene-Gima ve diğerleri, 2005; Davila ve diğerleri, 2005; Akroyd ve diğerleri, 2009; Calantone ve diğerleri, 2010; Tekin ve Hancıoğlu, 2018; Çütçü, 2017; Çetin ve Gedik, 2017; Tekin ve Hancıoğlu, 2017; Şimşek, 2019; Udriyah ve diğerleri, 2019) bulunmaktadır. Bu bağlamda, temel araştırma problemi pazar yönelimlilik-inovasyon yönelimlilik-performans ilişki yapısını belirlemektir. Böylece, işletmelerde tasarlanan pazar yönelimlilik-inovasyon yönelimlilik-performans süreçlerinin nasıl uygulanabileceği ve uygulamalara nasıl aktarılabileceği anlaşılabilir. Çalışmanın temel katkısı, pazar ve inovasyon sürecini performansa çeviren ilişki sistemini netleştirmektir.

Çalışmanın amacını gerçekleştirmek için birinci bölümde pazar yönelimlilik ve inovasyon yönelimlilik kavramları tüm boyutlarıyla incelenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise inovasyon performansı ve ihracat performansı ele alınmıştır. Üçüncü bölümde ise işletmelerin pazar yönelimlilik ve inovasyon yönelimliliklerinin; inovasyon ve ihracat performansları üzerindeki etkileri incelenmiştir. Yapısal Eşitlik modellemesi ile kurulan

(3)

model test edilmiştir. Bu amaçla İTKİB, UİB ve İMMİB birliklerine üye ihracat işletmeleri ile bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Bu anket çalışmasından elde edilen verilerin analizi ile pazar ve inovasyon yönelimlilik, inovasyon ve ihracat performanslarının birbiri üzerindeki etkileri ortaya konulmuş ve pazarlama alanını ilgilendiren çeşitli sonuçlara ulaşılmıştır. Sonuç bölümünde elde edilen sonuçlar, ilgili literatürle karşılaştırılarak, gelecekte yapılacak olan çalışmalar için önerilerde bulunulmuştur.

2. PAZAR YÖNELİMLİLİK VE LİTERATÜR TARAMASI

Pazar yönelimlilik, müşteriler için üstün değer yaratma taahhüdü ile üstün performans üreten bir iş kültürüdür. Bu kültürde ima edilen değerler: 1-) müşterilerin açık ve gizli ihtiyaçları ve rakiplerin yetenekleri ile stratejileri hakkında sürekli çapraz-fonksiyonel öğrenme ve 2-) bilgiyi yaratmak ve kullanmak için çapraz-fonksiyonel olarak koordine edilmiş faaliyetlerdir (Narver ve Slater, 2000, s. 69). Desphande ve Farley (1998, s. 226) ise pazar yönelimliliği bir kültür olarak değil, müşteri ihtiyaçlarını sürekli ölçen ve her şeyden üstün tutan bir süreç ve faaliyetler bütünü olarak değerlendirmişlerdir. Pazar yönelimliliğin temel faaliyetleri; mevcut ve potansiyel müşterilerin ihtiyaçlarını anlamak üzere pazardan gerekli bilgilerin toplanması, bu bilgilerin işletmenin tüm birimleriyle paylaşılması ve bu bilgilere göre işletme içinde bir tepkinin oluşturulmasıdır (Kohli ve Jawaorski, 1990, s. 3-5). Bir diğer ifadeyle pazar yönelimlilik, pazar araştırmasından başlayarak, bilgilerin edinilmesi, dağıtılması, yorumlanması ve elde edilen sonucun değerlendirilmesini içeren çok aşamalı bir süreçtir (Day, 1994, s. 41). Pazar yönelimli işletmeler, müşterilerden ve rakiplerinden elde ettikleri bilgiler doğrultusunda stratejik bir bakış açısına sahip olur, yeteneklerini ve kapasitelerini daha iyi anlar ve bu doğrultuda pazardaki rekabet güçlerini arttırmak için gerekli kaynakları oluşturabilirler (Naktiyok, 2003, s. 99). Ayrıca pazar yönelimlilik satış performansında, hizmet kalitesinde, kârlılıkta, müşteri memnuniyetinde ve işletme içi takım ruhunu geliştirmede artış sağlar (Erdem ve diğerleri, 2013, s. 77).

Yerli ve yabancı literatür araştırıldığında pazar yönelimlilik üzerine birçok çalışma yapıldığı görülmektedir (Atahuene-Gima, 1995; Atuahene-Gima, 1996; Appiah-Adu ve Singh, 1998; Hult ve Ketchen, 2001; Vazquez, Santos ve Alvarez, 2001; Erdil ve diğerleri, 2003; Im ve Workman, 2004; Danışman ve Erkocaoğlan, 2008; Bulut ve diğerleri, 2009; Laforet, 2009; Grawe ve diğerleri, 2009; Naidoo, 2010; Zhang ve Duan, 2010; Hamşıoğlu, 2011; Oflazoğlu ve Koçak, 2012; Erdem ve diğerleri, 2013; Küçük ve Kocaman, 2014; Hamşıoğlu ve Durukan, 2015; Zhang ve Zhu, 2015; Biçimveren ve Koç, 2016; Newman ve Prajogo, 2016; Taşkın ve Kahraman, 2016; Çınar ve Koç, 2017; Ayhün ve Külcü, 2018;

(4)

PAZAR VE İNOVASYON YÖNELİMLİLİĞİN İHRACAT İŞLETMELERİNİN İNOVASYON VE… 48 Şahin, 2018). Bu çalışmalardan birinde, Atahuene-Gima (1995) pazar yönelimliliğin ürün geliştirme sürecinin erken aşamalarında; servis kalitesi, ürün avantajı, pazarlama sinerjisi ve takım çalışması üzerinde güçlü pozitif etkilerinin olduğunu tespit etmiştir. Ayrıca pazar yönelimliliğin yeni ürün başarı üzerinde güçlü bir faktör olmasına karşın bu etkinin geliştirilen yeni ürün çeşidine ve radikal-artımsal inovasyon türüne göre değiştiği sonucuna ulaşılmıştır. Atuahene-Gima’nın (1996) Avustralya’da 275 işletme üzerinde yaptığı diğer bir araştırmanın sonuçlarına göre pazar yönelimliliğin, inovasyon-pazarlama uyumu, ürün avantajı ve birimler arasında koordinasyon gibi inovasyon özellikleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olmasına rağmen; ürün inovasyonu ve inovasyon-teknoloji uyumu üzerinde bir etkisi bulunmamıştır. Im ve Workman (2004) ise pazar yönelimlilik ile yeni ürün başarısı arasında pozitif bir ilişki olmasına rağmen yeni fikirler geliştirebilme beceresinin bu ilişkiyi açıklamada anlamlı bir etkisinin olmadığı sonucuna ulaşmışlardır. Hult ve Ketchen (2001) 181 uluslararası işletme üzerinde yaptıkları araştırmada, pazar yönelimliliğin girişimcilik, yenilikçilik ve organizasyonel öğrenme kapsamında işletmelerin başarıya ulaşmasında çok önemli bir etken olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Appiah-Adu ve Singh (1998)’de müşteri yönelimliliğin işletme performansı üzerinde; Grawe ve arkadaşları (2009)’da müşteri yönelimlilik ve rakip yönelimliliğin hizmet inovasyonu üzerinde; Vazquez ve arkadaşları (2001)’de pazar yönelimliliğin inovasyon ve rekabetçi stratejiler üzerinde; Newman ve Prajogo (2016) ise müşteri yönelimlilik ve rakip yönelimliliğin inovasyon stratejileri üzerinde pozitif ve anlamlı etkilerinin olduğunu bulmuşlardır.

Laforet (2009) yüksek teknolojili olmayan işletmeler üzerinde yaptığı çalışmasında müşteri yönelimliliğin inovasyonun tüm boyutları (ürün, süreç ve organizasyonel) üzerinde etkili olduğunu bulmuştur. Ayrıca müşterilerin organizasyonel inovasyon için tetikleyici rolde olduğunu ve stratejik yönelimliliğin de müşteri yönelimliliğin belirleyicisi olduğunu vurgulamıştır. Naidoo (2010) ise Çin’de üretim yapan KOBİ’ler üzerinde gerçekleştirdiği araştırmasında, pazar yönelimliliğin pazar yeniliği ve işletme stratejileri üzerindeki etkilerini incelemiştir. Araştırmada sonucunda; 1) rakip yönelimli stratejiler geliştiren firmaların hayatta kalma sürelerinin uzadığı, 2) pazarlama yeniliğinin, farklılaşma ve maliyet liderliği stratejilerine dayalı rekabet avantajlarının geliştirilmesi ve sürdürülmesine yardımcı olduğu ve 3) rakip yönelimlilik ve fonksiyonlar arası koordinasyonu yüksek olan KOBİ’lerin daha güçlü pazarlama yeniliği yetenekleri geliştirebildikleri bulunmuştur. Zhang ve Zhu (2015) Çin’de üretim yapan 220 ihracatçı firma üzerinde gerçekleştirdikleri çalışmalarında pazar

(5)

yönelimliliğin, inovasyon yönelimlilik ve ihracat performansı üzerindeki etkilerini çevresel faktörler (teknolojik değişim, pazar değişimi, rekabet yoğunluğu) kapsamında araştırmışlardır. Araştırma sonucunda pazar yönelimliliğin çevresel faktörlerin her bir unsuru ile inovasyon yönelimlilik ve ürün inovasyon performansı üzerinde pozitif etkisi bulunurken; teknolojik değişimin pazar yönelimliliğin ihracat performansına olan etkisini pozitif ve anlamlı yönde etkilediği fakat pazar değişiminin ve rekabet yoğunluğunun bu ilişkide önemli bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Zhang ve Duan’ın (2010) Çin’de faaliyet gösteren 227 imalatçı firma üzerinde yaptıkları çalışma sonucunda da hem proaktif hem de tepkisel pazar yönelimliliğin inovasyon performansını arttırdığı görülmüştür. Tepkisel pazar yönelimlilik inovasyon performansını doğrudan etkilerken; proaktif pazar yönelimliliğin, inovasyon yönelimlilik aracılığı ile inovasyon performansı üzerinde pozitif ve anlamlı bir etkisi bulunmuştur. Ayrıca çalışma sonucunda tepkisel pazar yönelimliliğin inovasyon performansına olan etkisinin istikrarlı teknolojik sektörlerde daha önemli olduğu, teknolojik değişimin yüksek olduğu pazar koşullarında ise proaktif pazar yönelimliliğin inovasyon performansını büyük ölçüde geliştirdiği vurgulanmıştır. Udriyah ve arkadaşları (2019) tarafından da pazar yönelimliliğin ve inovasyonun rekabet avantajı ve işletme performansı üzerindeki etkileri Malezya’daki 150 tekstil işletmesi üzerinde araştırılmış ve pazar yönelimliliğin ve inovasyonun rekabet avantajı ve işletme performansı üzerinde pozitif ve önemli etkileri bulunmuştur.

Yerli literatürde de pazar yönelimlilik üzerine yapılan birçok çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalardan birinde Erdil ve arkadaşları (2003) pazar yönelimliliğin, inovasyon yönelimlilik ve inovasyon performansı üzerindeki etkilerini araştırdıkları çalışmalarının sonucunda pazar yönelimliliğin üç boyutu (pazar bilgilerinin toplanması ve kullanımı, pazar yönelimli stratejilerin geliştirilmesi ve bu stratejilerin uygulanması) ile beraber inovasyon yönelimlilik ve inovasyon performansı üzerinde önemli etkilerinin olduğunu bulmuşlardır. Biçimveren ve Koç (2016) Balıkesir ve Bursa illerinde ihracat yapan 168 firma üzerinde gerçekleştirdikleri çalışmalarında müşteri yönelimlilik ve rekabet yönelimliliğin pazarlama inovasyonu üzerinde, pazarlama inovasyonunun da uluslararası pazar performansı üzerinde olumlu ve pozitif etkilerinin olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Benzer şekilde Bulut ve arkadaşları (2009) yaptıkları çalışma sonucunda pazar yönelimliliğin üç alt boyutunun (müşteri yönelimlilik, rakip yönelimlilik ve fonksiyonlar arası koordinasyon) ayrı ayrı ve birlikte işletmelerin inovasyon ve finansal performansları üzerinde anlamlı ve pozitif etkilerinin olduğunu bulmuşlardır. Taşkın ve Kahraman (2016) ise fonksiyonlar arası

(6)

PAZAR VE İNOVASYON YÖNELİMLİLİĞİN İHRACAT İŞLETMELERİNİN İNOVASYON VE… 50 yönelimliliğin ise pazarlama inovasyonu üzerinde pozitif etkilerinin olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Çınar ve Koç’un (2017) Kayseri OSB’de 153 ihracatçı firma üzerinde yaptıkları çalışmada müşteri yönelimlilik ve rekabet yönelimliliğin pazarlama karması üzerinde pozitif etkiye sahip olduğu fakat stratejik pazarlama üzerinde bir etkisinin olmadığı, buna rağmen stratejik pazarlamanın ihracat performansı üzerinde anlamlı ve pozitif bir etkisi olduğu bulunmuştur.

Şahin (2018) Ankara’da faaliyet gösteren startuplar üzerinde, pazar yönelimlilik bileşenlerinin işletme performansı üzerindeki etkilerini incelemiştir. Çalışma sonucunda, tepkisel pazar yönelimliliğin işletme performansının tüm boyutları (finansal, pazar, yenilik performansı) üzerinde etkili olduğu görülürken, proaktif pazar yönelimliliğin ise sadece inovasyon performansı üzerinde pozitif etkili olduğu bulunmuştur. Oflazoğlu ve Koçak’ın (2012) 845 işletme üzerinde yaptıkları araştırmaya göre ise tepkisel pazar yönelimlilik ile inovasyon arasında bir ilişki olmamasına rağmen proaktif pazar yönelimlilik ile inovasyon arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki tespit edilmiştir. Hamşıoğlu’nun (2011) İstanbul ilinde 140 ilaç firması üzerinde yaptığı araştırmada kalite yönelimliliğin, pazar yönelimlilik ve işletme performansı üzerinde ve pazar yönelimliliğin de işletme performansı üzerinde pozitif ve anlamlı bir etkisinin olduğu bulunmuştur. Hamşıoğlu ve Durukan’ın (2015) Ankara’da faaliyet gösteren 225 ihracat firması üzerinde yapmış oldukları çalışmada ise pazar yönelimlilik, pazarlama yetenekleri ve ihracat performansı arasında pozitif ve anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Danışman ve Erkocaoğlan’ın (2008) İMKB işletmeleri üzerinde pazar yönelimlilik ile işletme performansı ilişkisini inceledikleri çalışmada, pazar yönelimliliğin temel boyutu olan müşteri yönelimliliğin satışlarda büyüme düzeyini önemli ölçüde etkilediği fakat kârlılık göstergeleri üzerinde bir etkisinin olmadığı bulunmuştur. Erdem ve arkadaşlarının (2013) Ankara’da faaliyet gösteren dört ve beş yıldızlı otel işletmeleri; Küçük ve Kocaman’ın (2014) ise Ağrı il merkezinde yer alan otel işletmeleri üzerinde yapmış oldukları çalışma sonuçlarına göre pazar yönelimlilik, inovasyon yönelimlilik ve işletme performansı arasında pozitif ve anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Son olarak Ayhün ve Külcü’nün (2018) otomotiv sektöründe yapmış oldukları çalışma sonucunda, pazar yönelimliliğin üç alt boyutuyla birlikte marka yönetim yetenekleri ve işletme performansını pozitif olarak etkilediği sonucu bulunmuştur.

(7)

Narver ve Slater’e (1990, s. 21) göre pazar yönelimliliğin üç davranışsal boyutu bulunmaktadır. Bunlar müşteri yönelimlilik, rakip yönelimlilik ve fonksiyonlar arası koordinasyondur.

2.1. Müşteri Yönelimlilik

Deshpande ve arkadaşlarına (1993, s. 27) göre müşteri yönelimlilik müşteri taleplerini ve isteklerini ilk sıraya koyan ve sürekli bir müşteri değeri yaratabilmek için hedef kitleyi iyi analiz edebilen bir anlayış biçimidir. Müşteriler, üstün değer yaratan işletmeleri tercih eder ve böylece işletmeler kendilerine uzun süreli sadık ve kârlı müşteriler elde edebilirler (Savaşçı ve Günay, 2008, s. 254). İşletmeler, müşterilerin sürekli artan ve değişen isteklerini karşılayabilmek ve rakip işletmeler karşısında sürdürebilir bir rekabet avantajı elde edebilmek için müşteri yönelimlilik çalışmalarına çok önem vermektedirler (Papatya ve diğerleri, 2006, s. 342). Ayrıca işletmeler hem şimdiki hem de gelecekteki müşteri ihtiyaçlarını tespit etmek ve bu ihtiyaçları karşılayabilmek için sürekli ve aktif bir tutum geliştirmeyi, satış sonrası hizmetlere önem vermeyi, üstün müşteri değeri oluşturma yollarını sürekli araştırmayı ve müşteri memnuniyet seviyesini sürekli olarak ölçmeyi amaç edinmelidirler (Akman ve Yılmaz., 2008, s. 85).

2.2. Rakip Yönelimlilik

İşletmelerin müşterileri için üstün değer yaratabilmesi, rakiplerinin güçlü ve zayıf yönleriyle, kapasitelerini ve stratejilerini anlamalarına bağlıdır (Slater ve Narver, 1994, s. 23). Bu kapsamda rakip yönelimlilik, kısa vadede mevcut rakiplerin güçlü ve zayıf yönlerini, orta vadede potansiyel rakiplerin tespitini, uzun vadede ise mevcut ve potansiyel rakiplerin tedarik, üretim ve dağıtım faaliyetlerini, ürün ve pazarları ile ilgili bilgileri analiz edebilen bir işletme felsefesi ve kültürüdür (Bulut ve diğerleri, 2009, s. 520). Rakip yönelimlilik, rakip işletmelerden daha üstün müşteri değeri yaratabilmek için sürekli olarak rakiplerin izlenmesi ve analiz edilebilmesini gerektirir (Usta, 2001, s. 67). Rakip işletmelerin faaliyetlerine ilişkin bilgilerin işletme çalışanları ile paylaşılması ve bunun çalışanlar tarafından benimsenmesi, işletmeye daha yüksek performans kazandıracaktır (Bulut ve diğerleri, 2009, s. 521).

2.3. Fonksiyonlar Arası Koordinasyon

Bir işletmenin yaşamını devam ettirebilmesi için dış çevresindeki unsurlar ile iç sisteminin uyum içerisinde çalışması gerekmektedir. Ayrıca bu uyum, pazar yönelimlilik anlayışı için de bir ön koşuldur (Naktiyok, 2003, s. 101). Bu açıdan işletmenin sahip olduğu

(8)

PAZAR VE İNOVASYON YÖNELİMLİLİĞİN İHRACAT İŞLETMELERİNİN İNOVASYON VE… 52 fonksiyonlar arasında bir koordinasyon olmalıdır. Fonksiyonlar arası koordinasyon, üstün müşteri değeri yaratabilmek için işletme çalışanlarının ve diğer işletme kaynaklarının kullanımındaki koordinasyonu ifade etmektedir (Narver ve Slater, 1990, s. 22). Bulut ve arkadaşlarının (2009) yaptığı tanıma göre ise fonksiyonlar arası koordinasyon, işletme bünyesindeki tüm bölümlerin ve çevre birimlerin karşılıklı iletişimine, iş birliğine, uyumuna, taleplerine ve müşteri ve rakip yönelimlilik faaliyetleri ile edinilen bilgi ve tecrübelerin paylaşımına dayalı işletme kültürüdür.

3. İNOVASYON YÖNELİMLİLİK VE LİTERATÜR TARAMASI

Manu’ya (1992, s. 334) göre inovasyon yönelimlilik, işletmelerin toplam inovasyon programlarından oluşup, stratejik bir yapıdır. Çünkü pazarla olan ilişkilerde işletmelere rehberlik eder. Manu ve Sriram (1996, s. 81) da inovasyon yönelimliliği yeni ürün tanıtımı, Ar-Ge harcamaları ve pazara giriş süreçlerinden oluşan çok bileşenli bir yapı olarak açıklamışlardır. Berthon ve arkadaşları (1999, s. 37) inovasyon yönelimliliği teknolojik üstünlük açısından ele alarak “enerjisini üstün ürünlerin icat edilmesi ve geliştirilmesine harcayan işletme kültürü” olarak ifade etmişlerdir. Homburg ve arkadaşlarına (2002, s. 91) göre inovasyon yönelimlilik, bir işletmenin gerçekleştirdiği inovasyonların sayısı, bu inovasyon ürünlerinin sunulduğu müşteri sayısı ve bu inovasyonların ne kadar güçlü olduğu ile ilgilidir. Worren ve arkadaşları (2002, s. 1128) inovasyon yönelimliliği, daha hızlı ve daha fazla inovasyon gerçekleştirebilmek için organizasyon içinde kasıtlı ve hesaplanmış bir plan veya stratejik bir amaç olarak tanımlamaktadırlar.

Yeni ürün geliştirme, pazara yeni bir ürün sunma sürecinin tamamını ifade eder. Bu süreç fikir geliştirme, ürün tasarımı, detaylı mühendislik ile pazar araştırması ve analizi aşamalarından oluşur. Mevcut ürünlerde inovasyon yapma; ürünün fonksiyonel özelliklerinde, teknik yeteneklerinde ya da kullanım kolaylığında yapılan geliştirmelerle sağlanır. Bu inovasyon, genellikle ürünün satışları düşmeye başladığında ya da ürünün kullanım ömrünü uzatma amacıyla yapılır (Erkman, 2013, s. 37). Ortak misyon ve yeni fikirlerin inovasyon iklimi, yeni fikirlere açık inovasyon yönelimliliğin ortak kültürü, değişen teknolojilere çalışanların uyumuna izin veren bir çevre gibi kavramsallaştırmalar, öğrenme felsefesinin inovasyon yönelimliliğin doğasında yatan bir unsur olduğunu göstermektedir. Bu öğrenme felsefesi, işletmeye özgü yaratıcılığın önemini, inovasyona açıklığı, riske karşı olumlu tutumları güçlendirebilir. Tüm bu açıklamalar, inovasyon yönelimliliğin işletmeyi kuşatan ve

(9)

organizasyonun tüm fonksiyonlarını içerecek şekilde stratejik olduğunu göstermektedir (Siguaw ve diğerleri, 2006, s. 559).

İşletme yöneticilerinin stratejik inovasyon yönelimlilik kavramı çerçevesinde, dışa dönük, yeniliklere açık ve fırsatları keşfeden, farklı görüşlere ve iş birliğine açık, yaratıcı düşünen, diğer bir ifadeyle işletmeye yeni değerler ve iş modelleri yaratabilecek ve pazar yönelimli bilgilere değer veren bir amaç ve vizyona sahip olmaları akla gelmektedir (Johnston ve Bate, 2003, s. 15). Ayrıca işletmelerin insan kaynakları uygulamaları, çalışanların değişen teknolojiye ayak uydurmalarını sağlayarak yenilikçi ve riskli davranışlara destek veren yapıda olmalıdır (Gima ve Ko, 2001, s. 61). Amabile (1997, s. 52) inovasyon yönelimliliğin en önemli unsurlarını; yönetim kadrosunun genel olarak yaratıcılık ve inovasyona verdiği değer, mevcut yapıyı korumak yerine inovasyon yönelimli olmak için alınan risk ve ‘geleceğin lideri olmak için neler yapabiliriz’ sorusuna duydukları heyecan olarak sıralamıştır. İnovasyona yönelen işletmeler, en az Ar-Ge çalışmalarına olduğu kadar pazarlama ve tanıtım alanlarında yatırım yapmaya eğilimlidirler. Ayrıca yeni fırsatlar ve ürün geliştirme üzerine yoğunlaşırlar. İnovasyon yönelimli bir işletme Ar-Ge çalışmalarına daha fazla mali kaynak tahsis eder, yüksek nitelikli personel istihdam eder, öğrenmeyi ve yaratıcılığı destekleyen bir örgüt kültürü yaratır (Biçimveren, 2017, s. 38).

İnovasyon yönelimlilik ile ilgili literatür taraması yapıldığında, çalışmaların çoğunlukla birbirine paralel olarak seyrettiği görülmektedir. Araştırmacılar genellikle pazar yönelimlilik ve işletme performansı değişkenlerini inovasyon yönelimlilik ile birlikte incelemişlerdir. Yabancı literatürde Siquaw ve arkadaşları (2006) inovasyon yönelimlilik kavramına ilişkin yapmış oldukları çalışmada şu sonuçlara varmışlardır: 1) inovasyon yönelimlilik bakış açısı, inovasyonu işletmenin tüm alanlarına entegre ederek uzun vadede sürdürebilir bir rekabet avantajı yaratılmasını öngörürken, sadece ürün ve süreç inovasyonu gibi sınırlı alanlara odaklanmak inovasyonu dar bir alana hapsedebilir; 2) ürün ve süreç inovasyonu olarak sınırlandırılmamış geniş kapsamlı bir inovasyon yönelimlilik anlayışı, inovasyon modellerinin işletme tarafından kontrol edilebilmesi, yönetilebilmesi ve kullanılabilmesi için şarttır; 3) işletme içinde resmi bir inovasyon yönelimlilik tanımının belirlenmesi ve kabul edilmesi, mevcut literatürdeki farklı inovasyon tanımlarından oluşan belirsizliği azaltmaktadır. Simpson ve arkadaşları (2006) inovasyon yönelimliliğin olumlu ve olumsuz sonuçlarını araştırmışlardır. Araştırma sonuçlarına göre inovasyon yönelimliliğin olumlu sonuçları; daha fazla, daha hızlı ve daha kaliteli inovasyonların ortaya çıkması, çalışan-müşteri-rakip avantajları sağlaması ve operasyonel üstünlük olarak belirlenmiştir.

(10)

PAZAR VE İNOVASYON YÖNELİMLİLİĞİN İHRACAT İŞLETMELERİNİN İNOVASYON VE… 54 Olumsuz yönleri ise öngörülemeyen değişiklikler, pazarda oluşabilecek riskler, çalışan memnuniyetsizliği ve artan maliyetler olarak sıralanmıştır.

Verhees ve Meulenberg’in (2004) 152 gül yetiştiricisi üzerinde yaptıkları çalışmada işletme sahiplerinin yenilikçiliğinin pazar yönelimlilik, inovasyon yönelimlilik ve işletme performansı üzerinde etkileri olduğunu saptamışlardır. Ayrıca işletme sahibinin yenilikçiliğinin zayıf ya da güçlü olması durumuna göre müşteri pazar istihbaratının yeni ürün inovasyonu üzerindeki etkisinin pozitif veya negatif olarak değiştiği görülmüştür. Carmen ve Jose (2008) İspanya ve Fransa’da 276 müze üzerinde inovasyonun aracı etkisini araştırdıkları çalışmalarının sonucunda; teknolojik ve organizasyonel inovasyonların ve pazar yönelimliliğin müzelerin ekonomik ve sosyal performanslarını arttırmada oldukça güçlü bir aracı değişken olduğunu saptamışlardır. Benzer şekilde Mahmoud ve arkadaşları (2016) Gana’da 28 banka yöneticisinden elde ettikleri veriler sonucunda, pazar yönelimlilik ile işletme performansı arasındaki ilişkide inovasyon yönelimliliğin oldukça önemli bir aracı unsur olduğunu vurgulamışlardır.

Otero-Neira ve arkadaşları (2009) İtalya, İspanya ve Finlandiya’da düşük teknolojiye sahip mobilya işletmeleri üzerinde yaptıkları çalışmalarında inovasyonun işletme performansını olumlu yönde etkilediğini bulmuşlardır. Çalışmada, geliştirilen inovasyon türüne göre farklı işletme performans düzeyleri elde edildiği fakat bu farkı açıklamada sektördeki teknolojik ve pazar gelişmelerinin kritik bir unsur olmadığı ve farklı türden inovasyonların performansına göre kârlılığın sektörel düzeyde değil ülke düzeyinde farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Rosenbusch ve arkadaşları (2011) ise KOBİ’ler üzerinde yaptıkları araştırmada; işletme yaşı, inovasyon türü ve kültürel durum bağlamında inovasyonun işletme performansı üzerindeki etkisini incelemişlerdir. Araştırma sonuçlarına göre işletmenin yaşı inovasyon-işletme performansı ilişkisini etkilemekte olup, inovasyonun yeni kurulan işletmelerde daha güçlü etkileri olduğu saptanmıştır. Buna rağmen inovasyon yönelimlilik ve inovasyon süreç çıktıları işletme yaşından bağımsız olarak KOBİ’lerin işletme performansları üzerinde pozitif etkiye sahiptir. KOBİ’ler stratejik inovasyon yönelimliliğe odaklanarak yeni ürün geliştirme sürecinden daha fazla yarar sağlayabilirler.

Alegre ve arkadaşları (2005) tarafından İspanya’da 57 Seramik Çini üreticisi ile yapılan çalışmada, ürün inovasyonu ve ürün karmaşıklık düzeyine odaklanılmış ve ürünlerde yenilikçilik profili ortaya konulmuştur. Çalışma sonucunda, pazara ticari olarak daha fazla yeni ürün süren işletmelerin ürün inovasyonunda daha fazla deneyime sahip olduğu, ve yeni

(11)

ve karmaşık ürünler geliştirmek için daha iyi yeteneğe sahip oldukları bulunmuştur. Oke (2004) tarafından İngiltere’de 63 işletme üzerinde inovasyonun işletmeler tarafından algılanma şekli, potansiyel sınırlarının belirlenmesi ve inovasyon performansına etki eden faktörler üzerinde bir araştırma yapılmıştır. Bir inovasyon sınırlaması olarak üst yönetimin desteğini almadaki zorluğun, algılanan inovasyon performansı üzerinde negatif etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Ayrıca inovasyon performansının ölçümündeki yetersizlikler ve inovasyonlar için etkili geliştirme süreçlerini kullanmanın zorluğu, inovasyonlarda temel sınırları oluşturmaktadır.

Yerli literatürde de Taşkın ve Kahraman’ın (2016) KOBİ’lerde inovasyonu arttıracak değişkenleri belirlemek için yapmış oldukları çalışmada; yenilikçilik boyutu ve tedarikçi işletmelerle iş birliği boyutlarının süreç inovasyonu, ürün inovasyonu ve organizasyonel inovasyonu etkilediği, müşteri işletmelerle iş birliği boyutunun ise sadece ürün inovasyonunu etkilediği bulunmuştur. Paksoy ve Ersoy (2016), Antalya’daki dört ve beş yıldızlı otellerde inovasyon ve işletme performansı arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Araştırma sonucuna göre işletmelerin inovasyon düzeyleri ile işletme performansları arasında pozitif ve anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Benzer şekilde Akgün ve arkadaşları (2007) Türkiye’de 106 işletme üzerinde ürün inovasyonu ve işletme performansı arasındaki ilişkiyi araştırdıkları çalışmalarında, müşteriler, rakipler ve pazar hakkındaki örgütsel öğrenme kabiliyetlerinin inovasyon yapabilme yeteneklerini arttırdığını, bu durumun da işletme performansı üzerinde olumlu etkileri olduğunu bulmuşlardır.

4. İNOVASYON PERFORMANSI VE LİTERATÜR TARAMASI

Müşteri talepleri ve ihtiyaçlarındaki hızlı değişimler ve global pazarlardaki güçlü rekabet ortamı işletmeleri yenilikçi olmaya itmektedir. Bu nedenle inovasyon performansı, işletme performansını etkileyen önemli bir etken haline gelmiştir (Karaboğa, 2018, s. 822-823). İnovasyon performansı, yeni bir fikrin ortaya çıkması ile başlayarak, Ar-Ge, patent, tanıtım ve ürünün pazara sunulmasına kadar geçen bir süreci kapsar. İnovasyonun teknik özelliklerine ve pazarda tanıtılmasına odaklanılarak, ürün veya hizmeti geliştirme, pazara sunma ve tutundurma faaliyetleri gibi üretimsel, yönetimsel ve pazarlama süreçleriyle ilgilidir (Yavuz, 2010, s. 151). İşletmelerin gerçekleştirmiş olduğu yeni ürün inovasyonlarının hacmi, bu yeni ürünlerin satış miktarı ve rakiplerine göre pazara yeni ürün sunma gücü inovasyon performanslarını ifade eder. Ayrıca, işletmenin yeni ürünlerde hedeflediği kârlılık ve pazar payı da inovasyon performansının belirleyicileridir (Kılıç, 2013, s. 18).

(12)

PAZAR VE İNOVASYON YÖNELİMLİLİĞİN İHRACAT İŞLETMELERİNİN İNOVASYON VE… 56 İnovasyon performansı ile ilgili literatür incelendiğinde yabancı ve yerli yazında çeşitli araştırmaların bulunduğu görülmektedir. Cooper ve Kleinschmidt (2007) 161 işletme üzerinde yeni ürün performansına etki eden başarı faktörlerini araştırmışlardır. Araştırmada performans; kârlılık, yeni ürünlerin satışlar içindeki yüzdesi, projelerinin ticari başarıya dönüşme oranı gibi farklı yollarla ölçülmüştür. Araştırma sonucuna göre, yüksek kaliteye sahip yeni ürün geliştirme süreci, açık ve belirgin bir yeni ürün stratejisi ve Ar-Ge çalışmalarına ayrılan bütçenin büyüklüğü yeni ürün performansını etkileyen faktörler olarak bulunmuştur. Ayrıca üst yönetimin sürece verdiği destek ve katılımı, yeni ürün proje ekipleri, işletmede yenilikçi bir iklim ve kültürün varlığı da inovasyon performansı üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Atuahene-Gima ve arkadaşları (2005) 175 işletme üzerinde yaptıkları araştırmada, tepkisel ve proaktif pazar yönelimlilik arasındaki ilişki ve bunların ürün geliştirme performansı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Araştırma sonucunda tepkisel ve proaktif pazar yönelimlilik arasındaki ilişkinin ürün geliştirme performansı üzerinde negatif etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Ancak, inovasyon performansı için hem tepkisel hem de proaktif pazar yönelimliliğin gerekli olduğu, bu iki yönelimlilikten biri yüksek, diğeri düşük düzeyde olduğu durumlarda yeni ürün programı performansının arttığı görülmüştür. Son olarak, tepkisel pazar yönelimliliğin sadece yöneticiler arasında stratejik bir uzlaşmanın yüksek olduğu koşullar altında yeni ürün programı performansıyla pozitif ilişkili olduğu; proaktif pazar yönelimliliğin yeni ürün program performansı üzerindeki pozitif etkisinin ise işletmelerin bilgi yönelimli ve pazarlama gücü yüksek olduğu durumlarda daha güçlü olduğu bulunmuştur. Adams ve arkadaşları (2019) tarafından da müşteri, teknoloji ve bütünleşik müşteri/teknoloji yönelimliliğin inovasyon performansı üzerindeki etkileri incelenmiştir. 1603 Fransız üretim işletmesiyle yapılan çalışmada sadece müşteri veya teknoloji yönelimliliğe göre bütünleşik müşteri/teknoloji yönelimlilik ile işletmelerin daha üstün performans gösterdikleri ortaya konulmuştur. Şimşek (2019) de pazar yönelimlilik ile inovasyon performansı arasındaki ilişkiyi Antalya Organize Sanayii bölgesindeki çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren 214 işletme üzerinde regresyon analizi ile araştırmış ve pazar yönelimliliğin tüm boyutlarının inovasyon performansı üzerinde etkili olduğunu, rakip yönelimliliğin ise diğer boyutlara göre inovasyon performansı üzerinde daha fazla etkili olduğunu bulmuştur.

Prajogo ve Ahmed (2006) Avustralya’da 194 işletme yöneticinden elde ettikleri veriler doğrultusunda inovasyon teşviki, inovasyon kapasitesi ve inovasyon performansı arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Çalışma sonucunda inovasyon teşviklerinin, inovasyon kapasitesi

(13)

üzerinde; inovasyon kapasitesinin de inovasyon performansı üzerinde anlamlı ve güçlü etkisinin olduğu bulunmuştur. Bununla birlikte, inovasyonun teşvikinin inovasyon performansı üzerindeki etkisinin inovasyon kapasitesi aracılığı ile olduğu bulunmuştur. Araştırma sonucunda işletmelerin yüksek inovasyon performansı sergileyebilmeleri için öncelikle işletme içinde davranışsal ve kültürel uygulamalar geliştirmeleri gerektiği belirtilmiştir. Mardani ve arkadaşları (2018) tarafından 120 İran işletmesiyle yapılan çalışmada bilgi yönetiminin inovasyon ve firma performansına etkileri yapısal eşitlik modellemesiyle analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda bilgi yönetiminin inovasyon ve işletme performansını doğrudan etkilediği, inovasyon yapabilirliklerindeki artışa bağlı olarak da dolaylı etkilediği bulunmuştur. Zeng ve arkadaşları (2010), Çin’de 137 imalatçı KOBİ üzerinde gerçekleştirdikleri çalışmalarında farklı türdeki işbirliği ağları ile inovasyon performansı arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Araştırma sonucunda, firmalar arası işbirliği, aracı kurumlarla işbirliği ve araştırma kuruluşları ile işbirliği ile KOBİ’lerin inovasyon performansları arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu ortaya konulmuştur. Fakat ilginç bir şekilde, devlet kurumlarıyla olan işbirliğinin KOBİ’lerin inovasyon performansları üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı bulunmuştur. Erdil ve arkadaşları (2018) tarafından Türkiye’de gerçekleştirilen birleşme ve satın alma işlemleri kapsamında, işletmelerin inovasyon performanslarının rekabet gücü, işletme performansı ve ihracat performansına olan etkileri ölçülmüştür. 303 işletme üzerinde gerçekleştirilen çalışma sonucunda birleşme ve satın alma işlemi gerçekleştiren işletmelerin inovasyon performanslarının, işletme performansı, ihracat performansı ve işletmelerin rekabet gücü üzerinde pozitif etkilerinin olduğu görülmüştür.

5. İHRACAT PERFORMANSI VE LİTERATÜR TARAMASI

Çavuşgil ve Zou’ya (1994) göre ihracat performansı, işletmelerin pazarlama stratejileri kullanarak uluslararası pazarlara ürün satması ve bunun sonucunda ekonomik ve stratejik işletme hedeflerinin gerçekleştirilme derecesidir. Cadogan ve arkadaşlarına (2002) göre işletmenin dış pazarlardaki ekonomik başarısı; Shoham’a (1998) göre ise ihracat performansı, bir işletmenin üç alt boyutunu (ihracat satışları, ihracat karlılığı ve ihracat büyümesi) içeren uluslararası satışlarının karma bir sonucudur. Diamantopoulos ve Kakkos (2007) ihracat performansını, işletme kaynaklarının pazar faaliyetlerine etkili bir şekilde tahsis edilerek, başarıya götüren bir pazarlama stratejisinin oluşturulması şeklinde tanımlamışlardır. Bu stratejide, işletmelerin uluslararası pazarlara sundukları ürün ve hizmetlerin fiyatlandırması, dağıtımı ve tutundurulması gibi faaliyetler de ihracat başarısını etkilemektedir (Biçimveren ve Koç, 2016, s. 3647).

(14)

PAZAR VE İNOVASYON YÖNELİMLİLİĞİN İHRACAT İŞLETMELERİNİN İNOVASYON VE… 58 İhracat performansı ile ilgili literatür incelendiğinde yabancı ve yerli yazında çeşitli araştırmaların bulunduğu görülmektedir. Al-Aali ve arkadaşlarının (2013), ihracat katılımı pazarlama kabiliyeti, ihracat performansı ve ihracat yoğunluğu arasındaki ilişkileri araştırdıkları çalışmada, küçük ölçekli ihracat işletmelerinde ürün ve dağıtım yeteneklerinin, ihracat performansı üzerinde önemli bir etkisinin olduğu; büyük ölçekli ihracat işletmelerinde ise ürün tanıtım ve dağıtım yeteneklerinin ihracat performansı üzerinde önemli bir etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca ihracata katılım seviyesine bağlı olarak, işletmelerin ihracat performanslarını arttırabilmeleri için özgün pazarlama yetenekleri geliştirmeleri gerektiği vurgulanmıştır. Majlesara ve arkadaşları (2014) da İran ve Azerbaycan’da 65 imalat işletmesinde, ihracat becerilerinin ihracat performansı üzerindeki etkilerini araştırmışlardır. Çalışma sonucunda, uluslararası finans ve risk yönetimi becerilerinin, uluslararası ticaret araştırma becerilerinin, uluslararası pazarlama becerilerinin ve uluslararası ticaret düzenlemeleri becerilerinin ihracat performansında en etkili faktörler olduğu bulunmuştur.

Tekin ve Hancıoğlu (2017) tarafından inovasyon düzeylerinin gelişmekte olan ülkelerin ihracat performansında etkili olup olmadığı araştırılmıştır. Panel veri analiziyle 27 gelişmekte olan ülkenin 2011-2015 yılları arasındaki ihracat performansı ile inovasyon faaliyetleri arasındaki ilişkiler analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda inovasyonun gelişmekte olan ülkelerin ihracat performansını olumlu yönde etkilediği ve gelişmekte olan ülkelerin inovasyon etkililiğini arttıran faaliyetlere önem vermeleri gerektiği ortaya konulmuştur (Tekin ve Hancıoğlu, 2017). Benzer bir çalışmada da Avrupa İnovasyon Karnesi’nde yer alan 36 ülkenin 2008-2015 yılları arasındaki verileri panel veri analiziyle incelenerek ihracat performansında etkili olan inovasyon belirleyicilerinin neler olduğu araştırılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, inovasyon ile ihracat performansı arasında pozitif bir ilişki olduğu ve ihracat performansı üzerinde insan kaynağı, araştırma sistemleri, fikri varlıklar, inovatörler ile bağlantılar ve girişimcilik inovasyon belirleyicilerinin daha fazla etkili olduğu ortaya konulmuştur (Tekin ve Hancıoğlu, 2018). Ülkemizde Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde tekstil ihracatı yapan 207 işletme ile yapılan bir diğer çalışmada inovasyonun ihracat performansına etkisi yatay kesit analizi yöntemiyle araştırılmıştır. Çalışmada inovasyon belirleyicileri olarak Ar-Ge, patent, çalışan sayısı, eğitim, faaliyet yılı, üniversite mezunu çalışan sayısı, yatırım planı, fuar katılımı ve kalite belgesi değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda çalışan sayısı, Ar-Ge, üniversite mezunu çalışan sayısı, faaliyet yılı, kalite belgesi, fuar katılımı değişkenlerinin ihracat performansı (ihracat miktarı) üzerinde anlamlı etkileri bulunurken;

(15)

diğer değişkenlerden eğitim, yatırım planı ve patentin ihracat performansı üzerinde etkileri anlamsız çıkmıştır (Çütçü, 2017). Ülkemizde Çetin ve Gedik (2017) tarafından Karaman ilinde faaliyet gösteren 108 işletme üzerinde gerçekleştirilen diğer bir çalışmada da inovasyon ve ihracat performansı ilişkisi regresyon analizi ile değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda inovasyonla ihracat performansı arasında olumlu ilişkiler olduğu ve inovasyon düzeyi arttıkça ihracat performansının da arttığı bulunmuştur.

Bir başka çalışmada Polat (2018) tarafından gelişmekte olan Asya Ülkelerinin 1996-2016 dönemi verileri panel veri analiziyle incelenmiş ve Ar&Ge harcamaları, inovasyon, Ar&Ge’de çalışan araştırmacı sayısı ve reel efektif döviz kurunun ihracata etkileri değerlendirilmiştir. İnovasyonun ihracat üzerindeki etkisinin sadece Hong Kong, Kazakistan ve Singapur’da pozitif ve anlamlı olduğu görülmüştür. Ar&Ge alanında çalışan araştırmacı sayısının ihracat üzerinde sadece Hindistan’da pozitif ve anlamlı bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Reel efektif döviz kurundaki azalışların, Çin ve Filipinler’de dış ticarette rekabet gücünü artırarak, ihracatı artırdığı görülmüştür. Bir başka çalışmada Koç ve arkadaşları (2018) tarafından firma yenilikçiliği ile ihracat performansı arasındaki ilişki üzerinde rekabet yoğunluğunun düzenleyici etkisinin var olup olmadığı incelenmiştir. Balıkesir, Bursa ve Kayseri illeri Organize Sanayi Bölgelerinde faaliyette bulunan ve ihracat yapan 321 işletme ile gerçekleştirilen regresyon analizi sonucunda rekabet yoğunluğunun firma yenilikçiliği ile ihracat performansı arasındaki ilişki üzerinde düzenleyici etkiye sahip olduğu ortaya konulmuştur.

Olabode ve arkadaşları (2016) Nijerya’da 249 küçük ve orta ölçekli ihracat işletmesi üzerinde yaptıkları araştırma sonucunda; pazar yönelimli anlayışın ihracat performansını pozitif olarak etkilediğini; 2) pazar yönelimli bir işletme kültürünün benimsenmesinin ihracat yapma becerilerini geliştirdiğini; 3) ihracat becerilerinin pazar yönelimlilik ile ihracat performansı arasında aracı rolde olduğunu; 4) ihracat çevresel türbülansının arttığı durumlarda, ihracat becerilerinin ihracat performansı üzerindeki etkisinin azaldığını bulmuşlardır. Lachenmaier’in (2006) yaptığı araştırmaya göre ise hem ürün hem de süreç inovasyonlarının işletmelerin ihracat payı üzerinde istatistiksel olarak anlamlı etkileri olduğu; her iki inovasyon türünün ihracat payı üzerindeki ayrı ayrı etkilerinin ortak olarak etkisinden daha büyük olduğu görülmüştür (ancak istatistiksel olarak anlamlı değildir). Süreç inovasyonunun ihracat üzerindeki etkisi, ürün inovasyonuna göre daha yüksek olsa da bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Çavuşgil ve Zou’nun (1994) yaptığı çalışmada, ihracat pazarlaması stratejisinin, işletmenin uluslararası pazardaki yeterliliğinin ve işletme

(16)

PAZAR VE İNOVASYON YÖNELİMLİLİĞİN İHRACAT İŞLETMELERİNİN İNOVASYON VE… 60 bulunmuştur. Ayrıca, ihracat pazarlaması stratejisinin endojen (işletme ve ürün özellikleri) ve ekzojen faktörlerden (endüstri ve ihracat pazarı özellikleri) etkilendiği sonucuna ulaşılmıştır. Kahveci’nin (2012) işletme stratejileri ile ihracat performansı arasındaki ilişkiyi incelediği çalışmada; Kaynak Temelli Stratejiler (KTS) kapsamında işletme kaynaklarının, yeteneklerinin, güçlü ve zayıf yönlerinin belirlenmesi; Endüstriyel Organizasyon Temelli Stratejiler (EOTS) kapsamında ise işletmenin faaliyet gösterdiği sektör, piyasa koşulları, çevresel faktörler ve ihracat stratejisinin belirlenmesinin ihracat performanslarını pozitif ve anlamlı bir şekilde etkilediği görülmüştür.

6. ARAŞTIRMA MODELİ VE HİPOTEZLERİ

Pazar ve inovasyon yönelimliliğin, inovasyon ve ihracat performansı üzerindeki etkilerini ölçmede ilgili literatürden yararlanılarak aşağıda şekil 1’de yer alan model oluşturulmuştur. Araştırma modelinde yer alan değişkenlerin inovasyon ve ihracat performansına etkilerine ilişkin kurulan hipotezler de aşağıda verilmektedir.

H4 H2 H6 H1 H3 H5

Şekil 1. Araştırma Modeli

H1: Pazar yönelimliliğin inovasyon yönelimlilik üzerinde pozitif etkisi vardır.

H1a: Müşteri yönelimliliğin inovasyon yönelimlilik üzerinde pozitif etkisi vardır. H1b: Rakip yönelimliliğin inovasyon yönelimlilik üzerinde pozitif etkisi vardır.

H1c: Fonksiyonlar arası koordinasyonun inovasyon yönelimlilik üzerinde pozitif etkisi vardır.

H2: Pazar yönelimliliğin inovasyon performansı üzerinde pozitif etkisi vardır.

H2a: Müşteri yönelimliliğin inovasyon performansı üzerinde pozitif etkisi vardır.

İnovasyon

Performansı İhracat Performansı Pazar Yönelimlilik -Müşteri Yönelimlilik -Rakip Yönelimlilik -Fonksiyonlar Arası Koordinasyon İnovasyon Yönelimlilik

(17)

H2b: Rakip yönelimliliğin inovasyon performansı üzerinde pozitif etkisi vardır.

H2c: Fonksiyonlar arası koordinasyonun inovasyon performansı üzerinde pozitif etkisi vardır.

H3: İnovasyon yönelimliliğin inovasyon performansı üzerinde pozitif etkisi vardır.

H4: Pazar yönelimliliğin ihracat performansı üzerinde pozitif etkisi vardır.

H4a: Müşteri yönelimliliğin ihracat performansı üzerinde pozitif etkisi vardır. H4b: Rakip yönelimliliğin ihracat performansı üzerinde pozitif etkisi vardır.

H4c: Fonksiyonlar arası koordinasyonun ihracat performansı üzerinde pozitif etkisi vardır.

H5: İnovasyon yönelimliliğin ihracat performansı üzerinde pozitif etkisi vardır.

H6: İnovasyon performansının ihracat performansı üzerinde pozitif etkisi vardır.

7. ARAŞTIRMA YÖNTEMİ VE ÖLÇEKLER

Araştırma verileri, 13 Mayıs - 03 Temmuz 2019 tarihleri arasında İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birliği (İTKİB), Uludağ İhracatçılar Birliği (UİB) ve İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birliği’ne (İMMİB) üye işletmelerden web tabanlı anket yöntemiyle toplanmıştır. Araştırmada, kolayda örnekleme yönteminden yararlanılmıştır. 527 işletmeden toplanan veriler, IBM SPSS 23 ve Smart PLS paket programlarıyla analiz edilmiştir.

Araştırmada kullanılan anket formunun ilk bölümünde, katılımcıların ve işletmelerin demografik özelliklerine ilişkin sorular yer almaktadır. İkinci bölümde, pazar ve inovasyon yönelimliliğin, inovasyon ve ihracat performansı üzerindeki etkilerini ölçmede literatürde yer alan ölçeklerden yararlanılmıştır. Pazar yönelimlilik boyutuna ilişkin 14 soru Narver ve Slater’in (1990) çalışmasından, inovasyon yönelimlilik boyutuna ilişkin 7 soru Calantone ve arkadaşlarının (2002) çalışmasından, inovasyon performansı boyutuna ilişkin 5 soru Chen ve arkadaşlarının (2009) çalışmasından, ihracat performansı boyutuna ilişkin 9 soru Adu-Gyamfi ve Korneliussen’in (2013) çalışmasından yararlanılarak oluşturulmuştur. Bu ifadeler 5’li Likert ölçeği (1: Kesinlikle katılmıyorum, 2: katılmıyorum, 3: kararsızım, 4: katılıyorum, 5: kesinlikle katılıyorum) ile değerlendirilmiştir. Ölçeklerde yer alan ifadeler ve ifadelerin kodları aşağıda Tablo 1’de verilmektedir.

(18)

PAZAR VE İNOVASYON YÖNELİMLİLİĞİN İHRACAT İŞLETMELERİNİN İNOVASYON VE… 62

Tablo 1. Ölçek Boyutları, Ölçeklerde Yer Alan İfadeler ve Kodları

Boyut İfadelerin Kodları İfadeler

Müşteri Yönelimlilik

MÜŞY1 Müşterilerimizin ihtiyaçlarını ne düzeyde karşıladığımızı sürekli olarak takip ederiz. MÜŞY2 Rekabet üstünlüğü stratejimiz müşteri ihtiyaçlarını anlama üzerine kuruludur. MÜŞY3 İşletme stratejilerimizi müşterilerimize nasıl daha fazla değer yaratabileceğimize göre belirleriz. MÜŞY4 Müşteri memnuniyetini sistematik olarak ve sık sık ölçeriz.

MÜŞY5 Müşterilerimize satış sonrası hizmetler verme konusuna büyük önem veririz. Rakip

Yönelimlilik

RAKY1 Satış elemanlarımız rakiplerimizin stratejileri ile ilgili bilgileri düzenli olarak işletmemizle paylaşırlar.

RAKY2 Rakiplerimizin işletmemizi tehdit eden hamlelerine karşı hızla cevap veririz. RAKY3 Üst yönetim düzenli olarak rakiplerin güçlü yönlerini ve stratejilerini tartışır. RAKY4 Rekabet avantajı sağlayabileceğimiz yerlerdeki müşterileri hedefleriz.

Fonksiyonlar Arası Koordinasyon

FONK1 Her birimin üst düzey yöneticisi mevcut ve potansiyel müşterilerimizi düzenli olarak ziyaret eder.

FONK2 Başarılı ve başarısız olduğumuz müşteri deneyimlerimiz hakkında tüm birimlere bilgi veririz.

FONK3 Tüm birimlerimiz hedef pazarların ihtiyaçlarına cevap verebilmek için birbiriyle koordineli şekilde çalışır.

FONK4 Tüm çalışanlarımız müşteri değeri yaratma sürecine katılım sağlamakta ve katkı vermektedir.

FONK5 Sorunları çözmek için tüm birimlerimiz ayrıntılı ve koordineli bir biçimde çalışır.

İnovasyon Yönelimlilik

İNOY1 İşletmemiz, yeni ürün/hizmet geliştirme konusuna önem verir.

İNOY2 İşletmemiz, sıklıkla yeni fikirler dener ve bunları hayata geçirmeye çalışır. İNOY3 İşletmemiz, yeni yöntemlerin bulunmasında oldukça yaratıcıdır.

İNOY4 İşletmemizde, yeni ürün/hizmet geliştirebilmek için yeterli ölçüde harcama yapılmaktadır. İNOY5 İşletmemizde, işlerin daha iyi yapılabilmesi için sürekli olarak yeni yollar aranmaktadır. İNOY6 İşletmemizde, inovasyon riskli görülmez.

İNOY7 Mevcut ürünlerimize zarar vereceğini bilsek de inovasyondan vazgeçmeyiz. İnovasyon

Performansı

İNOP1 İşletmemiz ürün kalitesini inovasyon faaliyetleri ile artırmaktadır. İNOP2 İşletmemiz yeni ürünlerin ticarileşme hızını inovasyon ile artırmaktadır. İNOP3 İşletmemiz yeni ürünlerinden önemli miktarda kar elde etmektedir.

İNOP4 İşletmemiz operasyon sürecini iyileştirmek için yeni teknolojiler geliştirmektedir. İNOP5 İşletmemiz verimliliğin/üretkenliğin artırılabilmesi için yeni ekipmanlar satın almaktadır.

İhracat Performansı

İHP1 İhracat rakamlarımız tatmin edicidir. İHP2 İhracat satış karlılığımız tatmin edicidir. İHP3 İhracat büyüme hızımız tatmin edicidir. İHP4 İhracattaki pazar paylarımız tatmin edicidir.

İHP5 İşletmemizin ihracat pazarlarına giriş başarısı tatmin edicidir. İHP6 İhracat ürünlerimizin rekabet gücü tatmin edicidir.

İHP7 İhracat satışlarımızdaki artış oranı yüksektir. İHP8 İhracatımızın karlılığımıza katkı oranı yüksektir.

(19)

8. BULGULAR

8.1. Katılımcıların Demografik Özellikleri

Araştırmaya katılan katılımcıların ve işletmelerin özellikleri frekans analizi ile değerlendirilmiştir. Aşağıdaki Tablo 2’de katılımcıların ve Tablo 3’te işletmelerin özellikleri görülmektedir.

Tablo 2 incelendiğinde erkek katılımcıların baskın olduğu görülmektedir. Katılımcıların %19,9’unu (105 kişi) kadın katılımcılar oluştururken, %80,1’ini (422 kişi) erkek katılımcılar oluşturmaktadır. Ankete katılanların yaş dağılımı incelendiğinde 31-40 yaş aralığındaki katılımcıların %35,9 (189 kişi) ile ağırlıkta olduğu görülmektedir. Katılımcıların büyük çoğunluğu en az üniversite mezunudur (%87,2, 460 kişi). Katılımcıların pozisyonlarına bakıldığında %55,6’sının (293 kişi) Genel Müdür veya CEO pozisyonunda olduğu görülmektedir. Katılımcıların %26,9’sı (142 kişi) kendi pozisyonunda 1-5 yıldır çalışmaktayken, %27,1’inin (143 kişi) pozisyon deneyim yılı 5-10 yıl arasındadır. 11 yıl ve üzeri aynı pozisyonda çalışanların sayısı ise 228’dir (%43,2). Son çalıştıkları şirketteki çalışma yıllarına bakıldığında 122 kişinin (%23,1) 1-5 yıl, 155 kişinin (%29,4) 5-10 yıl, 234 kişinin (%44,4) ise 11 yıl ve üzeri süredir aynı işletmede çalıştığı görülmektedir.

Tablo 3 incelendiğinde işletmelerin yarısından fazlasının 20 yıldan fazla süredir faaliyet gösterdiği görülmektedir (267 işletme, %50,7). 135 işletme (%25,6) 1-5 yıldır, 136 işletme (%25,8) 5-10 yıldır, 242 işletme (%46) ise 11 yıl ve üzeri süredir aktif olarak ihracat yapmaktadır. Ankete katılan işletmelerin %53,3’ünü orta ölçekli işletme, %35,7’sini küçük, %11’ini ise büyük ölçekli işletmeler oluşturmaktadır. Türkiye’de ihracat yapan sektörlerin verisi Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin veri tabanından alınmıştır (TİM İhracat Rakamları, 2019). Ankette bu 26 sektörün hepsine yer verilmiştir. İşletmelerin faaliyet gösterdiği sektörler incelendiğinde en çok cevap alınan sektörlerin; makine (56 işletme, %10,6), tekstil (51 işletme, %9,7), elektrik-elektronik (40 işletme, %7,6) ve otomotiv (40 işletme, %7,6) sektörü olduğu görülmektedir. 109 işletme ise (%20,7) ankette yer almayan diğer sektörlerde faaliyet göstermektedir. Ayrıca fındık ve mamulleri, kuru meyve ve mamulleri, zeytin ve zeytinyağı sektöründeki hiçbir işletmeden cevap alınamamıştır.

(20)

PAZAR VE İNOVASYON YÖNELİMLİLİĞİN İHRACAT İŞLETMELERİNİN İNOVASYON VE… 64

Tablo 2. Katılımcılara İlişkin Özellikler

Cinsiyet n Yüzde Erkek 422 80,1 Kadın 105 19,9 Toplam 527 100,0 Yaş n Yüzde 21-30 Yaş 60 11,4 31-40 Yaş 189 35,9 41-50 Yaş 170 32,3 51-60 Yaş 82 15,6 61-70 Yaş 23 4,4 71 Yaş ve üzeri 3 0,6 Toplam 527 100,0 Eğitim n Yüzde İlköğretim 5 0,9 Lise 62 11,8 Üniversite 318 60,3 Lisans Üstü 142 26,9 Toplam 527 100,0 Pozisyon n Yüzde CEO 111 21,1 Genel Müdür 182 34,5 Genel Müdür Yardımcısı 54 10,2 Pazarlama Müdürü 65 12,3 Pazarlama Müdür Yardımcısı 24 4,6 Ar-Ge Müdürü 12 2,3 Ar-Ge Müdür Yardımcısı 7 1,3 Koordinatör 26 4,9 Diğer 46 8,7 Toplam 527 100,0

Pozisyon yılı n Yüzde

1 yıldan az 14 2,7 1-5 Yıl 142 26,9 6-10 Yıl 143 27,1 11-15 Yıl 88 16,7 16-20 Yıl 65 12,3 21 Yıl ve üzeri 75 14,2 Toplam 527 100,0

Çalışma yılı n Yüzde

1 yıldan az 16 3,0 1-5 Yıl 122 23,1 6-10 Yıl 155 29,4 11-15 Yıl 87 16,5 16-20 Yıl 63 12,0 21 Yıl ve üzeri 84 15,9 Toplam 527 100,0

(21)

Tablo 3. İşletmelere İlişkin Özellikler

İşletme yılı n Yüzde

10 yıldan az 119 22,6

11-20 Yıl 141 26,8

20 Yıldan fazla 267 50,7

Toplam 527 100,0

İhracat yılı n Yüzde

1 yıldan az 14 2,7 1-5 Yıl 135 25,6 6-10 Yıl 136 25,8 11-15 Yıl 88 16,7 16-20 Yıl 81 15,4 21 Yıl ve üzeri 73 13,9 Toplam 527 100,0

İşletme ölçeği n Yüzde

Küçük Ölçekli İşletme 188 35,7

Orta Ölçekli İşletme 281 53,3

Büyük Ölçekli İşletme 58 11,0

Toplam 527 100,0

İşletme yapısı n Yüzde

Şahıs İşletmesi 185 35,1 Yerli Ortaklık 304 57,7 Yabancı Ortaklık 38 7,2 Toplam 527 100,0 Sektör n Yüzde Çelik 17 3,2

Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürünleri 7 1,3

Demir ve Demir Dışı Metaller 35 6,6

Deri ve Deri Mamulleri 8 1,5

Diğer Sanayi Ürünleri 19 3,6

Elektrik Elektronik 40 7,6

Fındık ve Mamulleri 0 0,0

Gemi ve Yat 2 0,4

Halı 9 1,7

Hazır Giyim ve Konfeksiyon 24 4,6

Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri 8 1,5

İklimlendirme Sanayii 10 1,9

Kimyevi Maddeler ve Mamulleri 35 6,6

Kuru Meyve ve Mamulleri 0 0,0

Madencilik Ürünleri 15 2,8

Makine ve Aksamları 56 10,6

Meyve Sebze Mamulleri 4 0,8

Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri 15 2,8

Mücevher 6 1,1

Otomotiv Endüstrisi 40 7,6

Savunma ve Havacılık Sanayii 4 0,8

Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller 4 0,8

Süs Bitkileri ve Mamulleri 1 0,2

Tekstil ve Hammaddeleri 51 9,7

Yaş Meyve ve Sebze 8 1,5

Zeytin ve Zeytinyağı 0 0,0

Diğer 109 20,7

(22)

PAZAR VE İNOVASYON YÖNELİMLİLİĞİN İHRACAT İŞLETMELERİNİN İNOVASYON VE… 66

8.2. Ölçeklerin Geçerlilik ve Güvenirlik Analizi Sonuçları

Araştırmada yer alan yapıların geçerlik ve güvenirliği, iç tutarlılık güvenirliği, birleşme geçerliği ve ayrışma geçerliği ile değerlendirilmiştir. İç tutarlılık güvenirliği için Cronbach’s Alfa ve birleşik güvenirlik (CR) değerleri; birleşme geçerliğinin analizi için faktör yükleri ve açıklanan ortalama varyans (AVE) değerleri kullanılmaktadır. Hair ve arkadaşları (2014), faktör yüklerinin 0,50’nin, Cronbach’s Alpha ve birleşik güvenirlik değerlerinin 0,70’in, açıklanan ortalama varyans değerinin 0,50’nin üzerinde olması gerektiğini ifade etmektedirler. Aşağıda Tablo 4’te araştırmada yer alan yapıların ölçüm modeli analiz sonuçları verilmektedir.

Tablo 4. Ölçüm Modeli Analiz Sonuçları

Değişken İfade Faktör Yükü Cronbach’s Alpha Güvenirlik Birleşik (CR) Açıklanan Ortalama Varyans (AVE) Müşteri Yönelimlilik MÜŞY1 0.761 0,762 0,840 0,513 MÜŞY2 0.621 MÜŞY3 0.753 MÜŞY4 0.760 MÜŞY5 0.676 Rakip Yönelimlilik RAKY1 0.742 0,737 0,835 0,562 RAKY2 0.820 RAKY3 0.816 RAKY4 0.598 Fonksiyonlar Arası Koordinasyon FONK1 0.630 0,830 0,882 0,601 FONK2 0.754 FONK3 0.867 FONK4 0.790 FONK5 0.814 İnovasyon Yönelimlilik İNOY1 0.767 0,883 0,909 0,591 İNOY2 0.828 İNOY3 0.831 İNOY4 0.811 İNOY5 0.757 İNOY6 0.736 İNOY7 0.632 İnovasyon Performansı İNOP1 0.872 0,871 0,907 0,662 İNOP2 0.886 İNOP3 0.728 İNOP4 0.820 İNOP5 0.749 İhracat Performansı İHP1 0.799 0,920 0,934 0,614 İHP2 0.676 İHP3 0.869 İHP4 0.853 İHP5 0.848 İHP6 0.720 İHP7 0.844 İHP8 0.704 İHP9 0.707

(23)

Tablo 4 incelendiğinde tüm ifadelerin faktör yüklerinin 0,50 eşik değerinin üzerinde olduğundan, ölçüm modelinden herhangi bir ifade çıkarılmamıştır. Analizde kullanılan yapıların Cronbach’s Alfa katsayıları, 0,737 ile 0,920 arasındadır. Birleşik Güvenirlik (CR) değerleri de 0,835 ile 0,934 arasındadır. Tablodaki güvenilirlik değerlerine göre iç tutarlılık güvenirliği sağlanmıştır. Yapıların faktör yükleri, 0,598 ile 0,886 arasında; Açıklanan Ortalama Varyans (AVE) değerleri ise 0,513 ile 0,662 arasındadır. Bu sonuçlara göre de birleşme geçerliliği sağlanmıştır.

Ayrışma geçerliliğinin tespitinde, Fornell-Larcker Kriteri (Fornell ve Larcker, 1981) ve Heteotrait Monotroit Ratio (HTMT) kriterleri (Henseler ve diğerleri, 2015) kullanılmıştır. Buna göre, ayrışma geçerliliği sonuçları aşağıdaki Tablo 5 ve Tablo 6’da görülmektedir.

Tablo 5. Fornell ve Larckell Kriterine Göre Ayrışma Geçerliliği Sonuçları

şt er i Y ö n elim lil ik R a ki p Y ö n elim lil ik F on k si yon lar A ra K oor d in as yon İn ovas yon Y ö n elim lil ik İn ovas yon Perf orm an İh ra ca t Perf orm an Müşteri Yönelimlilik 0,717 Rakip Yönelimlilik 0,415 0,749 Fonksiyonlar Arası Koordinasyon 0,556 0,485 0,775 İnovasyon Yönelimlilik 0,494 0,366 0,509 0,769 İnovasyon Performansı 0,440 0,369 0,449 0,734 0,814 İhracat Performansı 0,214 0,175 0,288 0,305 0,363 0,783

Tablo 5’teki değerler incelendiğinde her bir yapının açıklanan ortalama varyans karekökü diğer yapılarla korelasyonundan daha yüksektir. Bu nedenle Fornell ve Larcker (1981) tarafından önerilen kriter sağlanmıştır.

Henseler ve arkadaşlarına (2015) göre HTMT değeri, 0,85’in altında olmalıdır. Tablo 6’daki HTMT değerlerinin bu eşik değerin altında olması nedeniyle yapılara ilişkin ayrışma geçerliliğinin sağlandığı görülmektedir.

(24)

PAZAR VE İNOVASYON YÖNELİMLİLİĞİN İHRACAT İŞLETMELERİNİN İNOVASYON VE… 68

Tablo 6. HTMT Kriterine Göre Ayrışma Geçerliliği Sonuçları

şt er i Y ö n elim lil ik R a ki p Y ö n elim lil ik F on k si yon lar A ra K oor d in as yon İn ovas yon Y ö n elim lil ik İn ovas yon Perf orm an İh ra ca t Perf orm an Müşteri Yönelimlilik Rakip Yönelimlilik 0,550 Fonksiyonlar Arası Koordinasyon 0,689 0,637 İnovasyon Yönelimlilik 0,599 0,451 0,592 İnovasyon Performansı 0,529 0,450 0,524 0,827 İhracat Performansı 0,238 0,207 0,325 0,326 0,403

8.3. Araştırma Modelinin Test Edilmesi ve Sonuçlar

Araştırma hipotezlerinin test edilmesi için gerçekleştirilen yapısal eşitlik modellemesi analiz sonuçları Şekil 2’de görülmektedir. Araştırma modelinin analizinde kısmi en küçük kareler yol analizi (PLS-SEM) kullanılmıştır. Modelin değerlendirilmesinde R2, β ve

t-değerleri, tahmin gücü (Q2) ve etki büyüklüğü (f2) değerlerine bakılmıştır. Ölçüm modeli için PLS algoritması gerçekleştirilmiştir. Tahmin gücü (Q2) değerini hesaplamak için ise Blindfolding analizi yapılmıştır. Yeniden örnekleme (bootstrapping) tekniğiyle de örneklemden 5000 alt örneklem alınarak t değerleri hesaplanmış ve PLS yol katsayılarının anlamlılıkları ölçülmüştür. Araştırma modeline ilişkin sonuçlar aşağıdaki Tablo 7’de görülmektedir.

(25)
(26)

PAZAR VE İNOVASYON YÖNELİMLİLİĞİN İHRACAT İŞLETMELERİNİN İNOVASYON VE… 70

Tablo 7. Araştırma Modeli Katsayıları

H ip o tezl er Yollar St a nda rdi ze β K at sayı S ta n d a rt H a ta t d eri P değ eri R 2 f 2 Q 2 VI F So nuç H1 H1a MÜŞY İnovasyon Yönelimlilik 0,284 0,052 5,514 0,000 0,331 0,080 0,181 1,509 Desteklendi H1b RAKY 0,101 0,047 2,141 0,032 0,011 1,362 Desteklendi H1c FONK 0,302 0,054 5,584 0,000 0,084 1,632 Desteklendi H2 H2a MÜŞY İnovasyon Performansı 0,057 0,037 1,525 0,127 0,555 0,004 0,342 1,630 Desteklenmedi H2b RAKY 0,086 0,035 2,433 0,015 0,012 1,377 Desteklendi H2c FONK 0,043 0,041 1,054 0,292 0,002 1,769 Desteklenmedi H3 İnovasyon Yönelimlilik İnovasyon Performansı 0,652 0,028 22,969 0,000 0,555 0,638 0,342 1,495 Desteklendi H4 H4a MÜŞY İhracat Performansı -0,004 0,051 0,073 0,942 0,150 0,000 0,082 1,637 Desteklenmedi H4b RAKY -0,015 0,046 0,320 0,749 0,000 1,394 Desteklenmedi H4c FONK 0,156 0,056 2,777 0,006 0,016 1,773 Desteklendi H5 İnovasyon Yönelimlilik İhracat Performansı 0,024 0,063 0,379 0,704 0,150 0,000 0,082 2,449 Desteklenmedi H6 Performansı İnovasyon Performansı İhracat 0,280 0,067 4,213 0,000 0,150 0,041 0,082 2,245 Desteklendi

Tüm değişkenlere ait VIF (Variance Inflation Factor) değerleri, eşik değer olan 5’in altındadır. Buna göre, doğrusallık probleminin olmadığı ifade edilebilir (Ringle ve diğerleri, 2015).

Modeldeki araştırma hipotezlerinin sonuçları detaylı olarak değerlendirilecek olunursa araştırma hipotezlerinin p değerleri 0,05’den küçük olup anlamlı olanlar desteklenmiş olup, p değerleri 0,05’den büyük olan hipotezler ise desteklenmemiştir. Sırası ile açıklayacak olursak; H1 hipotezinin alt hipotezleri olan H1a müşteri yönelimliliğin inovasyon yönelimliliği

(β=0,284; p<0,05) etkilediği, H1b rakip yönelimliliğin inovasyon yönelimliliği (β=0,101;

p<0,05) etkilediği ve H1c fonksiyonlar arası koordinasyonun inovasyon yönelimliliği

(β=0,302; p<0,05) etkilediği görülmektedir. Dolayısıyla H1 hipotezinin tüm alt hipotezleri

desteklenmiştir.

H2 hipotezinin alt hipotezleri olan H2amüşteri yönelimliliğin inovasyon performansını

(β=0,057; p>0,05) etkilemediği, H2b rakip yönelimliliğin inovasyon performansını (β=0,086;

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışma, hem inanç faktörlerinin (bilgilendirme, ekonomik fayda, zevk/hoşnutluk, materyalizm); hem de reklama yönelik genel tutumun, davranışsal ve mekanik

[r]

Gerçi, merkezî Romada olan ka- toliklerle, merkezî Bizans olan şark kilisesinin arasında daha evvel bazı ihtilâflar zuhur etmiştir.. Katolikler, İncilin yalnız

Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, kadınların depresyon ölçeğinden aldıkları puanların düzeylerinin, erkeklere göre daha yüksek olduğu, klinik olarak

1 995 yılını Salâh Birsel üç yeni şiir k itabıyla uğurluyor: Rumba da.. Rumba

Brucella Diskiti ile Spinal Tüberküloz Birlikteliği Türk Osteoporoz Dergisi.. 2014;20:

Mg eksikli¤i, s›kl›kla Mg kayb›na neden olan üriner, gastrointestinal sistem rahats›zl›klar›na, Mg absorbsi- yon azl›¤›na veya kronik olarak az Mg

Bu çalışmada, Türkiye Türkçesinde kullanılan atasözlerinin bazılarında, adil dünya inancı ve dinî inancın yansımaları incelenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla ön-