• Sonuç bulunamadı

View of Karayolundan Geçen Motorlu Taşıtların Kızılçam (Pinus brutia Ten.) Ağaçlarında Göğüs Yüzeyi Artımına Etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "View of Karayolundan Geçen Motorlu Taşıtların Kızılçam (Pinus brutia Ten.) Ağaçlarında Göğüs Yüzeyi Artımına Etkisi"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Karayolundan Geçen Motorlu Taşıtların Kızılçam (Pinus brutia Ten.)

Ağaçlarında Göğüs Yüzeyi Artımına Etkisi

Yılmaz ÇATAL1* Serdar CARUS2

1Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, Isparta, TÜRKİYE 2Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, Isparta, TÜRKİYE

*Sorumlu Yazar Geliş Tarihi :29.12.2009

e-posta: ycatal@orman.sdu.edu.tr Kabul Tarihi : 22.01.2010

Özet

Bu çalışmada, Isparta-Antalya karayolunu kullanan motorlu araçlardan salınan egzoz gazlarının kızılçam meşcerelerinde göğüs yüzeyi artımı üzerinde etkisi incelenmiştir. Yol kenarından 60 m uzaklığa kadar olan meşcere kısmı zarar grubu, daha sonraki uzaklık ise kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Kontrol ve zarar gruplarında aritmetik ortalama bakımından bazı meşcere özellikleri için istatistik açıdan benzer (meşcere ağaç sayısı, orta çap, meşcere hacmi, meşcere göğüs yüzeyi, üst boy ve orta boy) olduğu t-test ile belirlenmiştir. Tek ağaçta göğüs yüzeyi artımının belirlenmesi için kontrol (125) ve zarar (125) gruplarındaki 250 ağaçta göğüs yüksekliğinden öze kadar uzanan artım kalemleri alınmıştır. Artım kalemlerinde yıllık halka kalınlıkları ölçülerek, kontrol ve zarar gruplarındaki göğüs yüzeyi artımları belirlenmiştir. Zarar grubunda tek ağaçta göğüs yüzeyi artımı yıllara göre (%2-74) arasında ve aritmetik ortalama olarak ta %27 oranında azalma tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Artım ve büyüme, egzoz gazları, kızılçam

Motor Vehicles of Transport on Highway Effect on Basal Area Increment in

Pinus brutia Ten. Trees of Road Near

Abstract

In this study, gases of emit from highway motor vehicles impact of basal area increment in a Pinus brutia Ten. stand was investigated at Isparta-Antalya highway. Up to 60 m away from roadside, which damaged group of stand, was later identified as the control group. According to arithmetic mean for some stand characteristics statistical very similar (number of trees, mean diameter, volume, basal area, top height and mean height) have been found out in the damage group of control, damage group with t-test. The changes of annual basal area increment of single trees have been determined by measuring the annual radial increment (annual ring analyzes) from increment cores in 250 trees which are in the control group (125) and damage group (125). As a result, it has been observed the decreases in the damage group according to years at the basal area increment (%2-74) and for the arithmetic mean 27% decrease have been identified.

Keywords: Increment and growth, exhaust gases, Pinus brutia Ten.

GİRİŞ

Orman vejetasyonu üzerinde etkili olan biyotik faktörlerden biri de ortam kirlenmesi zararıdır. Günümüzde insan aktivitelerindeki hızlı artış, sağlığımız üzerinde olumsuz yönde etki eden atmosfer kirleticilerinin önemli derecede artmasına sebep olmuştur [1]. Çevresel sorunlar son yıllarda, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de günlük yasam problemleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır [2]. Hava kirliliğinin en büyük kaynaklarından biri motorlu taşıtların egzozlarından çıkan metallerdir. Son yıllarda bir takım önlemler alınmasına rağmen birçok ülkede motorlu araçların sebep olduğu kirlilik problemi hala tam olarak çözümlenememiştir [3]. Günümüzde ülkemizdeki hava kirliliğinin esas nedenlerinin başında trafik kaynaklı kirlenme gelmektedir. Trafikteki motorlu araçların egzozlarından çevreye yayılan ağır metaller (kurşun, kadmiyum, demir, çinko vb.) bitkilerin

gelişimine olumsuz etki yapabilmektedir. Kirlenmiş havada bulunan çeşitli gazlar bitkileri dıştan ve içten etkileyerek zararlı olur. Havadaki gazların ormandaki direkt etkileri arasında artımın azalması, yaprakların dökülmesi, tepe ve dalların kuruması başta gelmektedir. İlerleyen dönemlerde ağaçlarda ölmeye de neden olmaktadır. Dolaylı olarak ta ormanda böcek ve mantar zararlarını artırır [4].

Motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazların yer alan ağır metallerin neden olduğu kirliliğin ortaya koyulmasında ve kirliliğin boyutlarını belirlemede yol kenarında yer alan toprak, havadaki toz partikülleri, su sistemlerindeki sedimentler ve yol kenarında yetişen bitkiler kullanılmaktadır [5-9]. Zararın belirlenmesinde bitkisel materyalin ağaç kabuklarından ve yıllık halkalarından yararlanılmaktadır [10,11].

Egzoz gazında yer alan geçiş metaller bitkiler için gereklidir [12,13]. Bakır, demir, mangan ve çinko gibi

(2)

metaller bitki için mikro besin elementidir. Bu elementler genellikle düşük konsantrasyonda bitkide bulunurlar. Ancak yüksek seviyede bir yoğunlukta bulundukları zaman bitkide toksit etki yaparlar [14-16].

Motorlu taşıtlardan çevreye salınan egzoz gazında yer alan ağır metaller bitki kökleri ve stomaları aracılığıyla bitki içerisine girerek, bitkinin değişik kısımlarında birikmektedir. Bu birikim sonucunda ağacın büyümesinde [17] ve besin zincirine girerek dolaylı olarak veya solunumla doğrudan insan sağlığını bozmada etkili olabilmektedir [18,19].

Egzoz gazında yer alan kirleticiler ağaçta gelişme, biyokimyasal olaylar ve fotosenteze olumsuz etkileri ortaya koyan çeşitli araştırmalar vardır. Motorlu araç kirliliğinin Azadiracha indica, Guaiacum officinale ve

Eucalyptus sp. türlerinde de tohum 1000 tane ağırlığı ve

dal uzunluğu üzerinde olumsuz yönde etki yaptığı ortaya koyulmuştur [20]. Motorlu taşıtlardan çıkan gazların zararının miktarı kaynağına olan yakınlığı ile orantılıdır. Yoldan uzaklaştıkça motorlu taşıtlardan çıkan gazın bitkilerdeki gelişme üzerine etkisi kaybolmaktadır [17]. Zehirli maddeler, bazen yağış suları ile toprağa geçerek toprak zehirlenmesine neden olur. Bu koşullarda gaz zararı görülen ağaçların yapacağı fotosentez miktarı da azalacağından artım ve büyüme kayıpları meydana gelmektedir [19, 21].

Bu çalışmanın amacı, Isparta-Antalya karayolundaki Köroğlubeli mevkisindeki kızılçam (Pinus brutia Ten.) ağaçlarında yoldan geçen motorlu taşıtlara ait egzoz gazlarının meydana getirdiği göğüs yüzeyi artımı ve büyümesi kayıplarının ortaya koyulmasıdır.

MATERYAL VE YÖNTEM

Kızılçam (Pinus brutia Ten.)

Kızılçam, bitkiler âleminin tohumlu bitkiler

(Spermatophyta) bölümü, açık tohumlular

(Gymnospermae) alt bölümü Coniferae sınıfı Pinaceae familyasının Pinus cinsi içerisinde yer almaktadır. Türkiye’de doğal yayılış gösteren beş çam türünden birisidir. Kızılçamın tepe yapısı genç yaşlarda piramit, ileri yaşlarda yayvan görünümdedir. Dalları gövdeye dik açıyla birleşmiş ve uçlarında çok kez kısa sürgünler bulunur. Kabuğu düzgün, boz renkte, ileri yaşlarda kalın, derince yarıklı ve esmer kırmızımsıdır [22]. Genç sürgünleri tüysüz, önceleri kırmızımsı, gelişimiyle birlikte yeşimlisi kahverengi renktedir. Adını genç sürgünlerinin renginden dolayı almıştır [23]. İğne yapraklar 10-18 cm uzunlukta, yumuşak, açık yeşil renkte kenarları ince dişli, kısa sürgünleri dalların ucunda toplanmış ve fırça biçiminde görülür [22]. Tomurcuklar, genel olarak yumurta biçiminde ve 15-20 mm uzunlukta olup, tomurcuk pulları aşağıya doğru bakar ve kenarları kirpiklidir, reçinesiz, erkek çiçekler sivri piramit

görünüşündedir [24]. Kozalak 6-11 cm boyunda, parlak açık kahverengi ve topaç biçimindedir. Çok kısa saplı veya sapsız kozalak sürgünlere dik oturur yada yan durumlu olarak çoğunlukla 2-6 adedi bir arada çevrel halde bulunur. Apofiz yan pervazlı, göbek büyük, içe doğru hafifçe basıktır [25,26]. Kızılçam odunu kereste, inşaat malzemesi, ambalaj sandığı, tel direği, maden direği, çit kazığı, döşeme, travers, tarım aletleri, mobilya yapımında kullanılmaktadır. Ayrıca, kontraplak ve selüloz sanayinde önemli bir ham madde ve kabukları tanen üretiminde değerlendirilmektedir[27]. Ayrıca, odunu sülfat yöntemiyle selülozik madde elde edilmesinde gerek lif morfolojisi, gerekse kimyasal bileşim ve fiziksel dayanım özellikleri bakımından elverişli bir hammadde olduğu saptanmıştır [28].

Çalışma Alanı

Çalışma alanı olan kızılçam meşceresi Isparta ili ile Antalya ilini bir birine bağlayan yolun Köroğlubeli mevkisinde yer almaktadır. Söz konusu yerde SDÜ Orman Fakültesine ait araştırma ve uygulama ormanı da bulunmaktadır. Söz konusu ormanda örnek alan alınan kızılçam meşcerelesinin yaşı 91 ile 99 arasında değişmektedir. Yine örnek alan alınan meşcerelerin bonitetleri [29]’a ait bonitet tablosu verilerine göre III. bonitet sınıfında yer almaktadır

Örnek alan alınan meşcereler yaklaşık olarak 37º50’ kuzey enlemleri ile 30º31’ doğu boylamında yer almaktadır. Denizden ortalama yüksekliği 1015 m ve araştırma alanın bakısı Güney-Doğudur. Toprak özelikleri, eğim, bakı ve sıklık bakımından homejen yapı gösteren meşcere doğal olarak alana gelmiştir. Genel olarak meşcere saf ve aynı yaşlı yapıya sahiptir.

Verilerin Toplanması ve Değerlendirilmesi

Araştırma materyalinin toplanması amacıyla çalışma alanı olarak Isparta ili Antalya illerini bir birine bağlayan karayolun Köroğlubeli mevkisi seçilmiştir. Seçilen alan Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi Araştırma ve uygulama alanını da kapsamaktadır. Söz konusu karayolun kenarında kalan kızılçam meşceresi zarar ve kontrol zarar ve kontrol şeridi olarak ayrılmıştır. Örnek alanların konumları ve araziye dağıtımı Şekil 1’de verilmiştir.

Araştırma amacını gerçekleştirmek için, araştırma sahasında yol kenarından itibaren 10 m’lik bir ayrım şeridi bırakılarak yola paralel zarar şeridinde 30 m

sistematik aralıklarla örnek alan merkezleri (500 m2;

r=12.62 m) tespit edilmiştir. Bu merkezlerden meşcere içerisine doğru 60 m uzaklıkta paralel olarak (kontrol şeridi) örnek alan merkezleri belirlenmiştir. Her bir şeritte 25’şer olmak üzere, meşcerede toplam 50 örnek alan alınmıştır.

(3)

Şekil 1. Örnek alanların çalışma alanına dağılımı

Örnek alan içerisine giren tüm ağaçların göğüs yüksekliğindeki çapları milimetre, boyları da metre olarak ölçülmüştür. Her bir örnek alanda, galip durumda beş örnek ağaç seçilmiştir. Seçilen örnek ağaçlarda gövde ve tepe kusuru olmamasına, gölge baskısında kalmamasına dikkat edilmiştir. Örnek ağaçlarda Pressler artım burgusu ile göğüs yüksekliğinden öze kadar uzanan birbirine dik yönde iki artım kalemi alınmıştır. Artım kalemlerinde yıllık halka kalınlıkları 1/100 mm duyarlılıkta mikroskop ile ölçülmüştür.

Örnek alandan elde edilen ağaç sayısı hektara çevirme katsayısı ile çarpılarak, birim alan hektardaki ağaç sayısı bulunmuştur. Örnek alanlardaki ağaçların göğüs çapları kullanılarak göğüs yüzeyleri hesaplanmış ve hektara çevrilmiştir. Orta çap ve orta boy için, örnek alandaki tüm ağaçların göğüs çapları ve boylarının aritmetik ortalaması kullanılmıştır. Üst boy olarak ta örnek alan içerisinde kalan veya örnek alan yakınında yer alan, en galip 5-6 adet ağacın boylarının aritmetik ortalaması üst boy olarak belirlenmiştir. Meşcere hacminin belirlenmesinde örnek alanda ölçülen tüm ağaçların hacmi çap ve boylarından yararlanılarak çift girişli gövde hacim tablosundan bulunmuştur. Çatal (2009) tarafından hazırlanan kızılçam çift girişli gövde hacim tablosu hacim hesaplamalarında kullanılmıştır. Kontrol ve zarar grubunun meşcere hacim ve hacim elemanları değerleri istatistik karşılaştırmalarda kullanılmıştır. Yıllık halka kronolojilerinden yararlanılarak, yıllara göre göğüs yüzeyinde artım değişimleri belirlenmiştir.

Elde edilen artım kalemlerinden yıllık çap artımı ölçümlerine göre yıllık göğüs yüzeyi değerleri hesaplandıktan sonra yıllık göğüs yüzeyi artımları denklem 1 ile bulunmuştur. Ayrıca, ağaçlarda yıllık göğüs yüzeyi artımına göre zarar yüzdesini belirlemek için de denklem 2 kullanılmıştır.

1 2

g

g

g

i

=

(1) ZY(%)=

x

100

KGD

ZGD

KGD −

(2)

Denklemlerde

g

i=ağaçta göğüs yüzeyi artımı

(cm2/yıl),

2

g

=periyot sonu göğüs yüzeyi (cm2),

2

g

=periyot başı göğüs yüzeyi (cm2), ZY(%)=zarar yüzdesi,

KGD ve ZGD=kontrol ve zarar gruplarında yıllık göğüs

yüzeyi artımı (cm2/yıl).

İstatistik Değerlendirme

Zarar ve kontrol grubuna ait örnek alanlardan sağlanan

ağaç sayısı, orta çap, meşcere hacmi, meşcere göğüs yüzeyi, üst boy ve orta boy değerleri Student’in t-testi yöntemi ile karşılaştırılmıştır. Verilerin karşılaştırılmasında SPSS istatistik program kullanılmıştır. Kontrol grubu ile zarar grubuna ait verilerin istatistiki olarak karşılaştırılması sonucunda elde p değerleri 0.05’den küçük olduğunda (P<0.05) istatistiksel açıdan önemli farkın olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca, grupların yıllık göğüs yüzeyi artımı grafik olarak verilmiştir.

BULGULAR

Karayolundan geçmekte olan motorlu taşıtlardan çıkan gazların çevrede var olan ormanlarda artım ve büyüme kaybına olan etkisinin ortaya koyulması bu çalışmada amaçlanmıştır. Bu amaçla, yol kenarından alınan zarar ve kontrol grubuna ait örnek alan ölçümleri ile meşcere hacim-hacim elemanlarının aritmetik ortalamaları arasında istatistik açıdan anlamlı bir farklılık olup olmadığının belirlenmesi için yapılan t-testi sonuçları Çizelge 1’de verilmiştir.

Çizelge 1. Zarar ve kontrol gruplarında meşcere hacim ve

hacim elemanlarının karşılaştırmasına ait t-testi sonuçları

Değişkenler GrubuZarar KontrolGrubu t değeri Olasılık (p) Meşcere Ağaç Sayısı

(ad/ha

)

623 590 -2.061ns 0.131 Meşcere Orta Çapı (cm) 38.75 40.50 -0.606ns 0.570

Meşcere Hacmi (m3/ha) 645.30 615.15 -0.289ns 0.779

Meşcere Göğüs Yüzeyi

(m2/ha) 7.343 7.585 -0.425ns 0.680

Meşcere Üst Boyu (m) 22.55 23.13 -0.866ns 0.450

Meşcere Orta Boyu (m) 18.25 19.15 0.333ns 0.761 ns=non-significant (p>0.05)

Kontrol ve zarar grubuna ait örnek alanlardan alınan meşcere özelliklerinin karşılaştırıldığı eşleştirilmiş t-testi sonucunda meşcere ağaç sayısı, orta çapı, hacmi, göğüs yüzeyi, orta boyu ve üst boyu bakımından istatistik açıdan %95 güven düzeyinde bir fark bulunamamıştır.

Zarar ve kontrol grubuna ait örnek ağaçlarda göğüs yüksekliğinden alınan artım kalemlerinden yıllık halka kalınlıkları belirlenmiştir. Daha sonra yıllık halka kalınlıklarından yararlanılarak denklem 1’e göre

hesaplanan yıllık göğüs yüzeyi artımları (cm2) Şekil 2’de

verilmiştir. Yol Zarar Şeridi Kontrol Şeridi Zarar Şeridi Kontrol Şeridi

(4)

0 2 4 6 8 10 12 1920 1930 1940 1950 1960 1970 1980 1990 2000 Yıllar G öğüs Y üz eyi A rtı m ı ( cm 2/ yı l) . Kontrol Grubu Zarar Grubu

Şekil 2. Zarar ve kontrol grubunda göğüs yüzeyi artımının

yıllara göre değişimi

Şekil 2’den de görüleceği gibi meşcerede zarar grubunda yer alan ağaçlar kontrol grubuna göre sürekli daha az yıllık göğüs yüzeyi artımı yapmaktadır. Bu fark özellikle 1975 yıllardan itibaren artmaktadır. Bu sonuçta motorlu taşıt yoğunluğunun oluşmasının başlaması ile göğüs yüzeyi artımında ki farkların kontrol ve zarar grubu arasında oluştuğunu göstermektedir.

Motorlu taşıtlardan salınan egzoz gazlarının yol kenarı kızılçam meşcerelerinde göğüs yüzeyi artımı üzerinde olumsuz etkisinin yüzde olarak ortaya koyduğu değerler denklem 2 ile elde edilmiştir. Kontrol grubuna göre elde edilen zarar yüzdeleri yıllara göre 1920 yılından başlamak üzere Şekil 3’de verilmiştir.

-100 -80 -60 -40 -20 0 20 40 60 80 100 1920 1930 1940 1950 1960 1970 1980 1990 2000 Yıllar G öğüs Y üz eyi Z ar ar Y üz de si ( % ) .

Şekil 3. Zarar grubunda kontrol grubuna göre yıllık

göğüs yüzeyi artım kayıpları

Yıllara göre kontrol ve zarar gurubu göğüs yüzeyi artım değerleri karşılaştırıldığı Şekil 3’den görüleceği gibi kızılçam göğüs yüksekliğine ulaştığı yılından itibaren örneklerin alındığı zamana kadar, zarar grubunda kontrol grubuna göre yıllık göğüs yüzeyi artımında önemli miktarlarda azalmalar görülmüştür. Yıllık göğüs yüzeyi artımı değerleri kullanılarak elde edilen zarar yüzdesi değerleri %2 ile %74 arasında değişmektedir. Ortalama olarak %27 artım kaybı belirlenmiştir. Meşcerenin göğüs yüksekliğine ulaştığı yılları itibariyle denklem 2 ile hesaplanan zarar grubundaki zarar yüzdeleri, 1980’li yıllarda %75 değerlerine ulaşmaktadır.

TARTIŞMA VE SONUÇ

Gelişen teknoloji, ulaşım imkânları ve sanayileşmenin bir sonucu olarak karayolların motorlu taşıtlar tarafından kullanım yoğunlu artmaktadır. Bu yoğunluğun artması sonucunda motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları çevrede bulunan orman bitki örtüsü üzerinde olumsuz etkiler yapmaktadır (Igbal vd., 1994). Bu çalışma ile de karayolundan geçmekte olan motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazlarının çevrede var olan meşcere üzerindeki etkilerinin ortaya koyulması amaçlanmıştır. Bu amaçla, karayolu kenarında bulunan kızılçam meşcerelerinde zarar ve kontrol grubuna ait veriler karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmalarda eşleştirilmiş t-testi ile grafik yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar ve öneriler aşağıda verilmiştir.

Meşcere oluşturulan zarar ve kontrol grubunda ölçülen örne alanlardan elde edilen meşcere hacim ve hacim elemanlarının aritmetik ortalamalar bakımından istatistik açıdan farklı olup olmadığının belirlenmesi için yapılan t-testi sonucu kontrol ve zarar gruplarında meşcere ağaç sayısı, meşcere orta çapı, meşcere hacmi, meşcere göğüs yüzeyi, meşcere üst boyu ve meşcere orta boyu arasında ise istatistik açıdan anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (Çizelge 1).

Ayrıca, zarar ve kontrol grubuna ait örnek alanlarda ağaçlardan göğüs yüksekliğinden alınan artım kalemlerinden oluşturulan ortalama yıllık göğüs yüzeyi artımı kronolojileri dikkate alındığında, zarar grubunun kontrol grubundakilere daha az göğüs yüzeyi artımı yaptığı belirlenmiştir (Şekil 2). Zarar grubunda, denklem 2 ile hesaplanan zarar yüzdeleri kontrol grubuna göre %2-74 arasında değişmekte ve ortalama olarak %27 bulunmuştur (Şekil 3).

Sonuç olarak, kontrol ve zarar şeridinde meşcere hacim ve hacim elemanları bakımından %95 güven düzeyinde fark bulunamamıştır. Karayollarında motorlu taşıtların yoğunluğunun artması ile zarar grubunda artım kayıplarının oluştuğu grafiksek olarak görülmüştür.

KAYNAKLAR

[1] Pasqualini, V., Robles, C., Garzino, S., Greff, S., Melau, A.B., Bonin, G., 2003. Phenolic compounds content in Pinus halepensis Mill. Needles: a bioindicator of air pollution. Chemosphere, 52:239-248.

[2] Aslan, A., Budak, G., Karabulut, A., 2005. The amounts Fe, Ba, Sr, K, Ca and Ti in some lichens growing in Erzurum province (Turkey). Journal of Quantitative Spectroscopy & Radiative Transfer, 88 (4): 423-431.

[3] Gratani, C., Taglioni, S., Crescente, M.F., 1992. The accumulation of lead in agricultural soil and vegetation a long a highway. Chemosphere, 24:941-949.

(5)

(Arnold) subsp. nigra var. caramanica (Loudon) rehder türünün yapraklarında kurşun birikiminin araştırılması. SAÜ Fen Bilimleri Dergisi, 11(1): 42-46.

[5] Mellor, A., 2001. Lead and zinc in the Wallsend burn, an urban catchment in Tyneside, UK. The Science Total Environment, 269: 49-63.

[6] Culbart, E. B., Thornton, I., Watt, J., Whealtly, M., Moorcroft, S., Thompson, M., 1988. Metal contamination in British Suburban dusts and Soils. Journal Environmental Quantitative, 12: 226-234. [7] Moir, A.M., Thornton, I., 1989. Lead and cadmium

in urban allotment and garden soils and vegetables in the United Kingdom. Environmental Geochemistry Healthy, 11:113-119.

[8] Bubb, J. M., Lester, J. N., 1994. Anthropogenic heavy-metal inputs to lowland river systems, a case study the river Stour, UK. Water Air Soil Pollution, 78: 279-296.

[9] Kelly, J., Thornton, I., Simpson, P.R., 1996. Urban geochemistry a study of the influence of antropogenic activity on the heavy metal content of soils in traditionally industrial and nonindustrial areas of Britan. Applied Geochemistry, 11:363-370. [10] Markert, B., 1993. Plants as biomonitors/indicators

for heavy metals in the terrestrial environment. VCH Pres, 515s., Weinhem

[11] Jean, G.S., Medeiros, Mario, T., Francisco J.K., Ana, E.S.V., 2008. Tree-ring characterization of

Araucaria columnaris Hook and its applicability

as a lead indicator in environmental monitoring. Dendrochronologia , 26:165–171.

[12] Akbulut, M., Çalışır, S., Marakoglu, T., Çoklar, H., 2008. Chemical and technological properties of European Cranberrybush (Viburnum opulus L.) fruits, Asian J. Chem. 20:1875–1885.

[13] Sofuoglu, S.C., Kavcar, P., 2008. An exposure and risk assessment for fluoride and trace metals in Black Tea, J. Hazard. Mater. 158:392-400.

[14] Divrikli, U., Soylak, M., Elçi, L., Doğan, M., 2003. The investigation of trace heavy metal concentrations in the street dust samples collected from Kayseri-Turkey, J. Trace Microprobe Technol. 21:713–720.

[15] Soylak, M., Tüzen, M., Narin, I., Sarı, H., 2004. Comparison of microwave, dry and wet digestion procedures for the determination of trace metal contents of spice samples produced in Turkey, J. Food Drug Anal. 12:254-258.

[16] Jamali, M.K., Kazi, T.G., Arain, M.B., Afridi, H.I., Jalbani, N., Sarfraz, R.A., 2008. Amultivariate

study: variation in uptake of trace and toxic elements by various varieties of Sorghum bicolor L., J. Hazard. Mater. 158: 644–651.

[17] Carus, S., Çatal, Y., Örücü, Ö.K., Demirkol, M., 2010. Karayolu Motorlu Taşıtlarından Çıkan Gazların Bir Toros Sediri Yol Kenarı Ağaçlandırmasında Artım ve Büyümeye Etkisi. III. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi, Artvin. [18] Onar, A. N., Temizer, A., 1987. Çevre kirliligine

etkisinin ölçüsü olarak Cd ve Pb derisimlerinin idrarda tayini. Doga Mühendislik ve Çevre Dergisi, 11(2):254-267.

[19] Toker, M.C., 1988. Uptake of lead by barley (Hardeum distichon L.) roots and its relation to potassium. Doga: Turk Biyoloji Dergisi, 12(2):128-133.

[20] Igbal, M.Z., Shafig, M., Ali, S.F., 1994. Effect of automobile pollution on seed weight and Branch length of some plants. Turkish Journal of Botany, 18:475-479.

[21] Çepel, N., 2004. Ekolojik Sorunlar ve Çözüm Önerileri. Tübitak Popüler Bilim Kitapları, 183, Ankara.

[22] Anşin, R., 1994. Tohumlu Bitkiler Gymnospermae (Açık Tohumlular). KTÜ Orman Fakültesi Yayın No 122/15, 262s. Trabzon.

[23] Davis, B.H., 1965. Flora of Turkey and The East Aegean Islands. Volume I, University of Edinburgh Press, 74-75, Edinburgh.

[24] Gökşin, A., 2001. Kızılçamın Botanik Özellikleri, Kızılçam El Kitabı, Ormancılık Araştırma Enstitüsü Yayınları, Muhtelif Yayınları 52:11-14. Ankara. [25] Yaltırık, F., 1993. Dendroloji, Gymnospermae

(Açık Tohumlular). İÜ Orman Fakültesi Yayın No 3443/386, 320s. İstanbul.

[26] Anşin, R., Özkan, Z.C., 1997. Tohumlu Bitkiler (Spermatophyta) Odunsu Taksonlar. KTÜ Orman Fakültesi Yayın No 167/19, 512s. Trabzon.

[27] Erten, P., Taksın, O., 1985. Kızılçam (Pinus brutia Ten.) Kabuklarında Tanen Miktarının Saptanmasına İliskin Arastırmalar. Ormancılık Arastırma Enstitusu Teknik Bulten Serisi No 147, Ankara. [28] Göksel, E., 1984. Kızılçamın Lif Morfolojisi ve

Odunundan Sülfat Selülozu Elde Etme Olanakları Üzerine Araştırmalar. İÜ Orman Fakültesi Yayın No 3204/364, 120s. İstanbul.

[29] Çatal, Y., 2009. Batı Akdeniz Bölgesi kızılçam (pinus brutia Ten.) Meşcerelerinde Artım ve Büyüme. SDÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi, 281s. Isparta.

Referanslar

Benzer Belgeler

十六、 相關附件 附件一:講座宣傳海報

Oysa aynı örnek alanların karışma göstergesi kullanılarak mekansal analizleri yapıldığında ise grafik olarak doğal ve dört senaryo alanın farklı meşcere mekansal

Kontrol yongalarından üretilen levhalardan itibaren uygulanan sıcaklık derecesi arttıkça ısıl işlem görmüş yongalardan üretilen levhalarda elde edilen

Dikim zamanları yörelerin eğer varsa gerçek meteo- rolojik değerlerine göre yapılacak toprağın su ekonomisi (Thornt- waite metoduna göre) ya da

Bölüm 3.4 ve bölüm 3.5’te elde edilen bulgulara göre; kırık ve devrik olaylarından sonra hem karaçam hem de kızılçam meşceresinde boy artım ve hacim artım

Analiz sonucunda satış elemanlarının sentez becerisi, iletişim becerisi, ikna becerisi ve problem çözme becerisinin algılanan satış performansı üzerinde pozitif etkiye

yoğunluklarına göre boy, çap, hacim ve gövde düzgünlüğü için tahmin edilen genetik kazanç oranları... Kızılçam (Pinus brutia Ten.,)

subtraction of the private changing costs made for producing this product from the total production value attained from the products. While calculating SPG according