• Sonuç bulunamadı

Üniversite öğrencilerinin iletişim becerilerin etkileyen faktörlerin sıralı logit ve probit modelleriyle analizi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Üniversite öğrencilerinin iletişim becerilerin etkileyen faktörlerin sıralı logit ve probit modelleriyle analizi"

Copied!
120
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EKONOMETRĠ ANABĠLĠM DALI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

ÜNĠVERSĠTE ÖĞRENCĠLERĠNĠN ĠLETĠġĠM

BECERĠLERĠNĠ ETKĠLEYEN

FAKTÖRLERĠN SIRALI LOGĠT VE PROBĠT

MODELLERĠYLE ANALĠZĠ

BÜġRA TOPALOĞLU

TEZ DANIġMANI

PROF. DR. NURCAN METĠN

(2)
(3)
(4)

Tezin Adı: Üniversite Öğrencilerinin ĠletiĢim Becerilerini Etkileyen Faktörlerin Sıralı Logit ve Probit Modelleriyle Analizi

Hazırlayan: BüĢra TOPALOĞLU

ÖZET

Çağımızdaki hızlı teknolojik geliĢimler, geliĢen ve değiĢen dünyamızı oldukça etkilemektedir. 21.yüzyıl çağı bilgi çağı olarak kabul edilmekle birlikte teknolojik araçların bu kadar yoğun kullanımı aynı zamanda iletiĢimsizliği de beraberinde getirmektedir. ĠletiĢim bireyin aile, okul ve çalıĢma ortamında bilgi ve duygu aktarımı ile paylaĢımını sağlayacak bir yaĢam becerisidir.

Bu araĢtırma Trakya Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi öğrencilerinin iletiĢim becerilerini ölçmeye yönelik bir çalıĢmadır. AraĢtırmada “ĠletiĢim Becerileri Envanteri” kullanılmıĢtır. Ġ.Ġ.B.F. öğrencilerinden rastgele 360 öğrenci seçilerek anketler uygulanmıĢtır.

AraĢtırmada Sıralı Logit ve Probit metodları uygulanmıĢ ancak paralel regresyon varsayımının sağlanamaması nedeniyle daha güvenilir sonuçlar için GenelleĢtirilmiĢ Sıralı Logit ve Probit analizleri uygulanarak sonuçlar elde edilmiĢtir. Öğrencilerin iletiĢim beceri faaliyetlerine katılımlarının ve günümüz teknolojik aletlerin yüz yüze iletiĢime olumsuz etkisine yönelik frekans değerleri hesaplanmıĢtır. Analiz sonuçlarında öğrencilerin iletiĢim becerilerini “her zaman” etkileyen faktörlerin ise; anne eğitim düzeyleri, baba eğitim düzeyleri ve genel not ortalamalarının olduğu sonucuna varılarak, aile faktörünün ve okul baĢarısının öğrencilerin iletiĢim becerilerinin geliĢiminde önemli bir etkisi olduğu tespit edilmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: ĠletiĢim, ĠletiĢim Becerisi, Sıralı Logit Model, Sıralı Probit

(5)

Name of Thesis: Ordered Logit and Probit Models Analysis of Factors That Affect Communication Skills of University Students

Prepared by: BüĢra TOPALOĞLU

ABSTRACT

In our age, the rapid technological developments have a great impact on our developing and changing world. Although the 21st century is known as the age of information, the intensive use of technological tools also brings the lack of communication. Communication is a life skill which provides information and emotional transmission and sharing for family, school and work environment.

This study aims to measure the communication skills of Trakya University Faculty of Economics and Administrative Sciences students. In the search, ”Communication Skills Inventory“ was used. 360 students were selected randomly from Faculty of Economics and Administrative and the questionnaires were applied to each student individually.

In this study, Ordered Logit and Probit methods were applied and the methods did not provide the assumption of parallel regression. After that, for more reliable and valid results Generalized Ordered Logit and Probit analyzes were applied. Frequency values for the participation of students in communication skills activities and negative effect of today 's technological tools on face to face communication were calculated. In the analysis results, the factors that affect students‟communication skills „always‟ are; parents‟ education levels and grade points averages, so,‟the family factor and school success have an impact on the development of student communications skills‟ was detected.

Keywords: Communication, Communication Skills, Ordered Logit Model, Ordered Probit Model, Generalized Ordered Logit Model, Generalized Ordered Probit Model

(6)

ÖNSÖZ

Bu tez Trakya Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi öğrencilerinin iletiĢim becerilerini etkileyen faktörleri ekonometrik analizler ile ölçmeye yönelik bir çalıĢmadır.

Tez çalıĢmam boyunca isteklerimi göz önünde bulundurup benden bilgilerini, değerli zamanlarını ve yardımlarını esirgemediği ve tecrübelerinden yararlanırken göstermiĢ olduğu hoĢgörü ve emekleri için değerli tez danıĢmanım Prof. Dr. Nurcan METĠN‟e sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

ÇalıĢma sürecinde anketimin uygulamasında bana yardımları olan Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesindeki tüm değerli hocalarıma da ayrıca anlayıĢlarından dolayı çok teĢekkür ederim.

Hayatım boyunca hep yanımda olan ve maddi, manevi desteklerini benden esirgemeyen, bu zorlu süreçte her zaman beni motive eden aileme en içten teĢekkürlerimi sunarım.

(7)

ĠÇĠNDEKĠLER

ÖZET ... i

ABSTRACT ... i

ÖNSÖZ ... iii

ĠÇĠNDEKĠLER ... iv

TABLOLAR LĠSTESĠ ... vii

ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... viii

KISALTMALAR LĠSTESĠ ... ix

GĠRĠġ ... 1

BÖLÜM 1 ... 5

1. ĠLETĠġĠM VE ĠLETĠġĠM BECERĠLERĠ ... 5

1.1. ĠletiĢim Kavramı ve Tanımı ... 5

1.2. ĠletiĢimin Amacı ve Önemi ... 8

1.3. ĠletiĢim Süreci ve Unsurları ... 10

1.3.1. Gönderen:... 11 1.3.2. Alıcı: ... 12 1.3.3. Ġleti: ... 12 1.3.4. Kodlama: ... 13 1.3.5. Kod Açma: ... 13 1.3.6. Geri Bildirim: ... 14 1.3.7. Kanal: ... 14 1.3.8. Gürültü: ... 15 1.4. ĠletiĢim Türleri ... 16 1.4.1. Sözlü ĠletiĢim ... 16 1.4.2. Sözsüz ĠletiĢim ... 17 1.4.3. Sembolik ĠletiĢim ... 19

(8)

1.4.4. Yazılı ĠletiĢim ... 20

1.4.5. Sözel ĠletiĢimle Yazılı ĠletiĢimin Etkilerinin KarĢılaĢtırılması ... 21

1.5. ĠletiĢimin ĠĢlevleri ve ĠletiĢim Becerileri ... 22

1.5.1.Sözlü iletiĢim becerileri ... 24

1.5.2. Sözsüz ĠletiĢim Becerileri ... 24

1.5.3. Etkili Dinleme ve Etkili Tepki Verme ... 25

1.5.4. Öğrencilerin ĠletiĢim Beceri Faaliyetlerine Katılım Değerleri ... 26

1.5.5. ĠletiĢim ve Sosyal Uyum Becerilerini Etkileyen Unsurlar... 27

1.5.5.1. Aile Faktörü ... 28

1.5.5.2. ArkadaĢlık ĠliĢkileri ... 28

1.5.5.3. Sosyo-Ekonomik Düzey ... 29

1.5.5.4 Kitle ĠletiĢim Araçları ... 30

1.5.5.5. Eğitim ... 31

1.6. Konu ile Ġlgili AraĢtırmalar ... 32

BÖLÜM 2 ... 38

2. LOGĠT VE PROBĠT MODELLER ... 38

2.1. ĠKĠLĠ TERCĠH MODELLERĠ ... 38

2.1.1 Doğrusal Olasılık Modeli ... 39

2.1.2. Logit Model ... 41

2.1.3. Probit Model ... 43

2.1.4. Logit Model ve Probit Modelin KarĢılaĢtırılması ... 44

2.2. SIRALI TERCĠH MODELLERĠ ... 46

2.2.1. Sıralı Logit Model ... 48

2.2.2. Sıralı Logit Modelde Parametre Tahmini ... 51

2.2.3. Sıralı Logit Modelde Katsayı Yorumu ... 53

(9)

2.2.5. Sıralı Probit Modelde Katsayı Yorumu ... 55

2.2.6. Marjinal Etkiler ... 55

2.2.7. Model Uyumluluk Testi ... 56

2.2.7.1. Pearson Ki-kare Ġstatistiği ... 57

2.2.7.2. Sözde R2 Değeri ( Pseudo R2 ) ... 58

2.2.8. Paralel Regresyon Varsayımı ... 59

2.2.9. GenelleĢtirilmiĢ Sıralı Logit ve Probit Modeller ... 63

BÖLÜM 3 ... 66

3. ÜNĠVERSĠTE ÖĞRENCĠLERĠNĠN ĠLETĠġĠM BECERĠLERĠNĠ ETKĠLEYEN FAKTÖRLERĠN SIRALI LOGĠT VE PROBĠT MODELLERĠYLE ANALĠZĠ... 66

3.1. AraĢtırmanın Amacı, Kapsamı, Önemi ... 66

3.2. AraĢtırmanın Yöntemi ... 68

3.3.Bulgular ve Değerlendirme ... 69

3.3.1 DeğiĢkenlerin Tanımlanması ve Tanımlayıcı Ġstatistikler ... 69

3.3.2. Modelin Kurulması ... 75

3.3.3 Modellerin Uygunluğu ve Uyum Ġyiliği ... 76

3.3.4. Sıralı Logit ve Probit Modeller ile Analizler ve Paralel ... 79

Regresyon Varsayımı ... 79

3.3.5. GenelleĢtirilmiĢ Sıralı Logit ve Probit Modeller ile Analizler ... 83

SONUÇ ... 89

KAYNAKÇA ... 96

EKLER ... 105

EK-1 ETĠK KURUL ĠZĠN BELGESĠ ... 105

(10)

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1. Öğrencilerin ĠletiĢim Beceri Faaliyetlerine Katılım Değerleri... 27

Tablo 2. DeğiĢkenlerin Tanımlanması ... 70

Tablo 3. DeğiĢkenler için Tanımlayıcı Ġstatistikler ... 71

Tablo 4. Nitel DeğiĢkenler için Frekans Değerleri ... 72

Tablo 5. Nicel DeğiĢkenler için Betimsel Ġstatistikler... 73

Tablo 6. Soru 45 için Frekans Değerleri ... 74

Tablo 7. Modellerin Uygunluk Değerleri ... 76

Tablo 8. Modellerin Uyum Ġyiliği Değerleri ... 78

Tablo 9. Sıralı Modeller için Katsayı Tahminleri ... 80

Tablo 10. Paralel Regresyon Varsayımının Testi ... 82

Tablo 11. GenelleĢtirilmiĢ Sıralı Modeller için Katsayı Tahminleri ... 83

Tablo 12. GenelleĢtirilmiĢ Sıralı Modeller için Fark Oranları ... 85

(11)

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil 1. Shannon ve Weaver ĠletiĢim Modeli ... 11

(12)

KISALTMALAR LĠSTESĠ

AIC : Akaike Information Criteria (Akaike Bilgi Kriteri)

BDF : Birikimli Dağılım Fonksiyonu

DOM : Doğrusal Olasılık Modeli

GANO: Genel Ağırlıklı Not Ortalaması

GOLOGĠT: Generalized Ordered Logit (GenelleĢtirilmiĢ Sıralı Logit)

GOPROBĠT: Generalized Ordered Probit (GenelleĢtirilmiĢ Sıralı Probit)

ĠBE: ĠletiĢim Becerileri Envanteri

ĠĠBF : Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi

LR: Likelihood Ratio (Benzerlik Oranı)

MYO: Meslek Yüksek Okulu

OLOGĠT: Ordered Logit (Sıralı Logit)

OPROBĠT: Ordered Probit (Sıralı Probit)

OR: ODDS Ratio (Fark Oranı)

SD: Serbestlik Derecesi

SEK : Sıradan En Küçük Kareler

TDK : Türk Dil Kurumu

TÜĠK : Türkiye Ġstatistik Kurumu

(13)

GĠRĠġ

ĠletiĢim son yıllarda çok sık kullanılan bir kavram olarak, iki kiĢinin duygu, düĢünce ve bilgilerini birbirine aktararak anlamasını sağlayan çok kanallı bir süreçtir. ĠletiĢim, yaĢamsal bir öneme sahiptir çünkü kiĢisel bir yetenek değil, öğrenilen bir dizi tekniktir. ĠletiĢim tekniği, kiĢilik, kiĢisel güven ve kiĢisel kavram ile yakından iliĢkilidir. Sözün nasıl söylenildiği kurulan iletiĢimde söylenilen söz kadar önemli bir etkiye sahiptir. Sorumlulukların bilincinde olunması da iletiĢim kurulmasını etkileyen önemli özelliklerden birisidir. ĠletiĢimde baĢarılı olan bireyler, genel olarak kendisine güvenen, kendisinin ve baĢkalarının sorunlarına dönük çözüm arayıcı, iĢbirliği ve paylaĢmaya istekli, saygılı kiĢilerdir. Güvensiz, korku içinde yaĢayan, inatla fikirlerini savunan, kendi görüĢlerinden baĢka doğru kabul etmeyen bireyler ise, çoğunlukla iletiĢim kuramayan tipleri oluĢturmaktadır. Amaç birliğinin sağlanması da bireyler arasında baĢarılı bir iletiĢim için önemlidir. Gönderilen mesajlar, bireyler arasında amaç birliği sağlandığı zaman daha kolay bir Ģekilde yerine ulaĢır. ĠletiĢim, buradan da anlaĢılacağı gibi kiĢisel bir beceridir.

Günümüzde insanlar teknolojik ilerlemenin sunduğu kolaylıklar nedeniyle birbirleriyle olan yüz yüze iletiĢimlerini azaltmıĢtır. Ġnternet ortamında özellikle sosyal paylaĢım siteleri üzerinden iletiĢim kurmayı yüz yüze iletiĢim kurmak yerine tercih eder hale gelmiĢlerdir. Bu nedenlerle geliĢimsel özelliklerin etkisiyle aileden çok çevreye odaklanan ve sosyal iliĢkilerin önem kazandığı genç yetiĢkin popülasyonda, kiĢiler arası iliĢkilerde kendine güvenmeyen, yüz yüze iletiĢimde sorun yaĢayan bireyler oluĢmaktadır.

Türkiye Ġstatistik Kurumu‟nun (TÜĠK) yaptığı araĢtırmalara göre, 2018 yılı verilerine baktığımızda bireylerin yaĢ grubuna göre son üç ay içinde bilgisayar ve internet kullanımı oranlarında, bilgisayar kullanım oranı %68.2 ve internet kullanım oranı %90.7 olarak 16-24 yaĢ grubunda en yüksek kullanıma sahip olduğunu görmekteyiz. Bireylerin eğitim durumuna göre baktığımızda ise en yüksek bilgisayar

(14)

ve internet kullanım oranının üniversite öğrencilerine ait olduğunu görmekteyiz. Bu oran 2018 yılı bilgisayar kullanımında %89.1 ve internet kullanımında ise %97.7 olarak çok yüksek bir orana sahiptir. Bu bilgilerde göz önünde bulundurularak bu yaĢ aralığına uygun olarak üniversite öğrencileri üzerinde araĢtırma yapılmıĢtır.

Etkili iletiĢim becerileri, iliĢkileri kolaylaĢtırarak her türlü insan iliĢkisinde ve her türlü meslek alanında gerekli olmaktadır. ĠletiĢim kiĢilerarası etkileĢimin temelini oluĢturduğundan her bireyin yaĢamında önemli bir yeri vardır. Bu nedenle hepimizin ortak kaygısı olan anlaĢabilmek ve karĢımızdakini anlayabilmek toplumsal düzlemde kurulan iliĢkilerde iletiĢim tekniklerini doğru olarak kullanmaktan geçiyor.

Meslek sahiplerinin baĢarılı olmaları da onların iletiĢim becerilerine bağlıdır. ĠletiĢim, insan yaĢantısında zorunlu ve önemli bir boyutunda yer alır. Farkında olsun veya olmasın toplum içinde yaĢayan her insan, birbirleriyle iletiĢim kurmaktadır. Ġnsanlar iletiĢimle düĢüncelerini, hayallerini, duygularını ve sorunlarını birbirleriyle paylaĢırlar. ĠletiĢimle insanlar sorunlarını birbirlerine aktarırlar, problemlerine çözümler üretirler, birbirlerini anlarlar.

Ekonometri'de 1960'lar ve 1970'lerde kaydedilen en büyük aĢamalardan biri de makroekonomik analizlerin yanı sıra mikroekonomik analizlere de baĢlanmasıdır. Böylece iktisadi birimlerin davranıĢlarına iliĢkin, bağımlı değiĢkenin nitel olduğu durumlar da Ekonometri'nin uğraĢı alanına girmiĢtir. Bundan dolayı da Ekonometrideki en önemli geliĢmelerden biri de nitel veya süreksiz bağımlı değiĢken modelleri olarak adlandırılan alanda olmuĢtur.

Sosyal bilimlerde yoğunluklu olmak üzere, birçok alanda kullanılan regresyon analizi, bağımlı değiĢken ile bağımsız değiĢkenler arasındaki istatistiksel iliĢkiyi matematiksel bir fonksiyon elde edilerek açıklamaya ve değerlendirmeye çalıĢan bir analiz yöntemidir. Bu analizin oldukça yaygın olarak kullanılmasının baĢlıca sebepleri vardır. Bunlardan biri, çok değiĢkenli yapısı sayesinde birden fazla

(15)

bağımsız (açıklayıcı) değiĢkeni kullanabilme imkânı sağlamasıdır. Bir diğeri ise, kolay yorumlanabilir olması ve bazı varsayım ihlallerinde bile anlamlı sonuçlar verebilecek olmasıdır. Ancak bazı varsayımlar altında regresyon analizinden elde edilen tahminler, hataya karĢı güçlü olabilmelerine rağmen önemli varsayımların gerçekleĢmemesi durumunda, yetersiz olabilmekte ve oldukça anlamsız tahminlerle karĢılaĢılabilmektedir. Bağımlı değiĢkenin sürekli ya da aralık düzeyinde ölçülmüĢ olması yerine nitel ölçümlü olması durumunda bu sorunla karĢılaĢılır.

Bağımlı değiĢkenin kategorik olduğu regresyon tahminlerinde, bağımsız değiĢkenlerin etkilerinin büyüklükleri tahmin edilemez. Hipotez testleri, güven aralıkları gibi istatistiksel sonuçların hepsi anlamsızlaĢır ve regresyon tahminleri bağımsız değiĢkenlerin gözlemlenen belirli değerlerinde yüksek hassasiyete sahip olur.

Regresyon analizlerinde ve diğer çalıĢmalarda kategorik değiĢkenlerle sıkça

karĢılaĢılmaktadır. Bu değiĢkenler nicel olabildikleri gibi nitel de olabilirler. Nitel değiĢkenler birçok araĢtırma için bağımlı ve bağımsız değiĢken olarak regresyon analizinde sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak, bağımlı değiĢkenin iki ya da daha fazla düzeye sahip nitel bir değiĢken olması ya da en azından öyle gözlenmesi durumunda, etkin parametre tahminlerine ulaĢmak için sıradan regresyon analizi yetersiz kalır ve regresyon analizinde en küçük kareler (ekk) yönteminin kullanılması birçok varsayım ihlalinden dolayı mümkün olmaz. Böyle durumlarda bilinen sıradan regresyon analizini kullanmak doğru ve yeterli sonuçlar vermeyebilir. Bu sakıncaları ortadan kaldırmak için farklı süreçler ve analizler kullanılmaktadır. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanları; Doğrusal Olasılık Modeli, Logit Model ve Probit Modeldir. Nitel değiĢkenli ekonometrik modellerde üç veya üçten fazla alternatife sahip olan bağımlı değiĢken üzerinde yapısal olarak bir sıralamanın yapılabilmesi mümkün oluyor ise bu durumda kurulacak olan modeller ise; sıralı tercih modelleri olarak adlandırılmaktadırlar.

(16)

Sıralı modellerin uygulanabilirliği açısından ve elde edilen bilgilerin anlamlı ve güvenilir olması bakımından modelin tahmin etme aĢamasında paralel regresyon varsayımının sağlanması gerekir. Bazı durumlarda ise bu varsayımın sağlanmadığı durumlar söz konusu olabilmektedir. Bu durumlarda ise bu çalıĢmamızda olduğu gibi “GenelleĢtirilmiĢ Sıralı Logit veya GenelleĢtirilmiĢ Sıralı Probit Modeller" kullanılarak daha ayrıntılı, bağımlı değiĢkenin her seçeneğinin ele alındığı modeller kullanılarak sonuçlara ulaĢmak mümkündür.

(17)

BÖLÜM 1

1. ĠLETĠġĠM VE ĠLETĠġĠM BECERĠLERĠ

Bu bölüm içinde “iletiĢim” kavramı ve tanımları üzerinde durulacak, iletiĢimin amacı ve önemi belirtilerek daha sonra yaygın kabul gören iletiĢim modeli ile iletiĢim süreci ve unsurları açıklanacaktır. ĠletiĢim türleri, iletiĢimin iĢlevleri ve iletiĢim becerileri ele alınacak ve konu ile ilgili araĢtırmalara yer verilecektir.

1.1. ĠletiĢim Kavramı ve Tanımı

“ĠletiĢim”, Latince kökenli “Commun” ve “Communis” sözcüğünden türetilmiĢ olan “Communication” sözcüğünün Türkçedeki karĢılığıdır. Bu sözcüğün anlamı ortaklık, bilgi veya haberi paylaĢma, yayma ve toplumsallaĢmayı içermektedir (Kılıçaslan, 2014: 12). ĠletiĢim ile ilgili birçok tanımlama bulunmaktadır.

Sabuncuoğlu (1982), iletiĢimin bir bilgi paylaĢımı olduğunu söylerken bunun bilgi alıĢ veriĢi ve anlamların iletilmesi olduğunu ve bir bilgi aktarımı faaliyeti olan iletiĢimin, kiĢilerin kendini ifade edebilme gereksinimlerinden kaynaklanarak ortaya çıktığını belirtir.

Dökmen (1994) iletiĢimi, bilgi aktarma, anlamlandırma ve üretme süreci olarak nitelendirmektedir.

Hall (1997), En temel faktör olarak insanoğlunun tüm baĢarısının arkasında iletiĢim yeteneği vardır. Bu yetenek insanoğluna daha ilkel bir yaĢamı daha uygar bir yaĢama dönüĢtürebilme ve soyut düĢünebilme olanağı sağlamıĢtır.

(18)

Eren (1998)‟e göre iletiĢim insanları birbirine bağlayan önemli bir bağdır ve iletiĢim sürecinin gerçekleĢebilmesi için insanlar arasında bir iliĢkinin kurulması zorunludur.

Ferguson (1998), Communation Skills isimli çalıĢmasında iletiĢimin günlük hayatın önemli bir parçası olduğunu ifade eder. ĠletiĢim günlük rutinlerin önemli bir parçasıdır. Okulda oturup öğretmeni dinlerken, kitap dergi okurken, izlerken, arkadaĢlarımızla konuĢurken, televizyon ve internet üzerinden karĢılıklı iletiĢim kurarız, der.

Bülbül (2001) , ĠletiĢim, bir ortamdan yararlanarak bilgi göndermedir. KiĢi bazında değerlendirdiğimizde; KiĢinin aklı ve duygularıyla çevresinden algıladığı iletileri çözümleme ve yeni düĢünce, davranıĢlar geliĢtirme sistemidir.

Oskay (2001), Birbirlerine bulundukları yerlerde olan nesneler, olaylar, olgularla ilgili değiĢiklikleri haber veren, bunlara iliĢkin bilgilerini birbiriyle paylaĢan insanların oluĢturduğu topluluk ya da toplum yaĢamı içinde gerçekleĢtirilen tutum, yargı, duygu, düĢünce bildiriĢimlerini iletiĢim olarak tanımlamaktadır.

Zıllıoğlu (2003), Gün içinde uyku dıĢında kalan zamanımızın çoğunda baĢkalarıyla anlamlı/yüzeysel, gelip geçici/sürekli, yüz yüze/dolaylı, içten/mesafeli iliĢkiler içinde bulunmaktayız. Yalnız kaldığımız zamanlarda ise televizyon, radyo, kitap, gazete gibi araçlardan yararlandığımız göz önüne alınacak olursa, iletiĢimin hayatımızın yaklaĢık dörtte üçünü kaplayan bir olgu olduğunu ifade etmiĢtir.

Açıkgöz (2003) iletiĢimin bilgi paylaĢımı yönüne dikkat çekmiĢ; “iletiĢimde en önemli noktanın bilgi aktarımının iki yönlü olması” olduğunu belirtmiĢtir. Ayrıca

bilgi aktarımının, tek yönlü gerçekleĢtiğinde bilgilendirme, çift yönlü

(19)

Bıçakçı (2004) iletiĢimi, anında ve hızlı haberleĢme kavramıyla özdeĢleĢerek araç merkezli yapısıyla insan merkezli yüz yüze etkileĢimi ikincil konuma indirgeyen ve gündelik hayatta kiĢiler arası iliĢkileri gerçeklikten sanal ortama taĢıyan yeni bir anlayıĢ biçimi olarak tanımlamıĢtır.

Nazik ve Bayazıt (2004) iletiĢimi, insan yaĢamını kapsayan ve insanların belirli bir yapı içinde anlaĢmalarını sağlayarak iliĢkilerini sürdürmeleri için gerekli olan temel bir öğedir Ģeklinde ifade etmiĢlerdir.

Burak (2005) iletiĢimi, etkileĢim halindeki taraflar arasında bilgi üretme, anlamlandırma ve aktarma süreci olarak tanımlamıĢtır.

Oskay (2005) iletiĢimi, “insanın hayatını devam ettirme çabasının bir ürünü ve insanın hayatını devam ettirirken yaĢadığı geliĢmelere göre değiĢime uğrayan bir olgudur”, Ģeklinde tanımlamıĢtır.

Özden (2011)‟e göre iletiĢim, sürekli toplumsal bir iĢlevdir. ĠletiĢimin temel iĢlevleri; bilgilendirme, bilgi ve becerileri geliĢtirme, toplumsal iliĢkiler kurma, denetleme, sorun çözüp kaygı azaltma Ģeklinde sıralanabilir. ĠletiĢim bireysel ve toplumsal bir olgudur, iletiĢimin bireysel olgusunun nedeni deneyimlerin, düĢüncelerin, tepkilerin, duyguların paylaĢımını sağlayan simgeleme gücüdür.

ĠletiĢim kavramının görüldüğü gibi birden çok kaynakta çeĢitli tanımı vardır. ĠletiĢim, Türk Dil Kurumu‟na göre ise “Duygu, düĢünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla baĢkalarına aktarılması, bildiriĢim, haberleĢme, komünikasyon” olarak tanımlanmaktadır ( www.tdk.gov.tr ).

(20)

1.2. ĠletiĢimin Amacı ve Önemi

ĠletiĢim birey açısından özel amaçları ne olursa olsun, temeldeki amacı çevre üzerinde etki oluĢturmak, baĢkalarında tutum, davranıĢ geliĢtirmek ve değiĢtirmektir. ĠletiĢim olmadan insanlaĢma süreci olamazdı; bu nedenle iletiĢim toplumsallaĢma sürecinin özü ve toplumsal yaĢamın temelidir (Özden, 2011: 14).

“ĠletiĢim öğrenme sürecinde belirleyici bir öğedir. Çünkü insanlar yaĢamları boyunca kendilerini koruyacak, sosyalleĢmesini sağlayacak bütün bilgi, beceri ve tutumlarını da iletiĢim yoluyla elde etmektedir” (Güney, 2001: 197).

En temel davranıĢ olarak insanın yaĢamını devam ettirmesi için gerekli maddi ve sosyal gereksinimlerin giderilmesi iletiĢimin esas amacıdır. Ġnsanlar için iletiĢim

kaçınılmaz bir eylemdir. ĠletiĢim amaçsız olarak gerçekleĢtirilmez.

Sınıflandırmaların bazılarına göre iletiĢimin amacı Ģunlardır;

Var Olmak: Sosyal bir varlık olan insan toplum içerisinde yaĢamını sürdürebilir. Toplum içinde varlığını sürdürmek, kendini diğerlerine tanıtmak, gerçekleĢtirmek ve kabul görülmesi için iletiĢime geçmesi Ģarttır.

Öğrenmek: Ġnsan öğrenme merakı ve ihtiyacını iletiĢimle karĢılayarak toplumu anlayabilir, kavrayabilir ve belirsizlikleri azaltabilir.

PaylaĢmak: GeliĢme, değiĢme, öğrenme ve yenilik yapabilme düĢünce, bilgi ve duygu paylaĢımı olmadan sağlanamaz.

Etkilemek ve Yönlendirmek: Ġnsanoğlunun gücü ve imkânları sınırlı iken istek, arzu ve ihtiyaçları da hayalinin ulaĢtığı kadar geniĢtir. Sınırlarını aĢan hedeflere sınırlı bir imkânla ulaĢmak ancak iĢ birliği ile gerçekleĢtirilebilir. ĠĢbirliğinin sağlanması ise diğerlerini belli amaçlar doğrultusunda yönlendirme, isteklendirme ve etkilemeyle mümkündür.

(21)

Eğlenmek ya da Üzülmek: Yapısı itibariyle insan dinlenmek, duygusal boĢalma-rahatlama sağlamak, unutmak ve dıĢa vurum için oyun oynar, eğlenir ve bundan haz duyar. ĠletiĢim baĢkalarıyla kurulan ve paylaĢımı sağlayan haz verici bir eylemdir. Hayata dair en önemli iki unsur eğlence ve acının paylaĢımı ile ilgili olmaktadır. Örneğin, düğün törenleri insanların yakınlarını ve sevdiklerini davet edip eğlendikleri mutluluğu çoğalttıkları iletiĢim ortamları olarak görülmektedir. Aynı Ģekilde cenaze törenleri de insanların bir araya gelip acıyı, hüzünlerini paylaĢarak azalttıkları iletiĢim ortamları olarak algılanmaktadır (Kılıçaslan, 2014: 67-68; Sabuncuoğlu ve GümüĢ, 2012: 6-7).

Etkili ve iyi iletiĢim kurmak günümüzde hemen hemen yaĢamın her alanında çok önemli hale gelmiĢtir. SanayileĢme sonucu teknolojik ve bilimsel geliĢmelerin meydana gelmesi ile insan nüfusunun artması ve insan iliĢkilerinin karmaĢıklaĢması iletiĢimi sosyal hayatın anahtarı olarak göstermektedir ( Kılıçaslan, 2014: 68 ).

ĠletiĢimin önemini ve insanlara sağladığı yararları Ģu Ģekilde belirtebiliriz:

ĠletiĢim insanın kendisini ifade etmesini ve karĢısındakini tanımasını sağlar.

ĠletiĢim insanların fizikî ve sosyal çevreye uymalarını sağlar.

ĠletiĢim insanın bilgilenmesini ve donanımını sağlar.

ĠletiĢim insanları etkilemek ve davranıĢa yöneltmeyi temin eder.

ĠletiĢim insanlar arasındaki arkadaĢların ve dostlukların kurulmasına zemin hazırlar.

ĠletiĢim insanın olumlu düĢünmesini ve davranmasını sağlar.

ĠletiĢim insanları ikna etmeyi ve etkilemeyi sağlar.

ĠletiĢim amaçların gerçekleĢtirilmesinde insanları moral ve motivasyon açısından olumlu ekiler.

ĠletiĢim insanların birlikteliğini ve ortak hareket etmesini temin eder.

ĠletiĢim bireylerde davranıĢların, tutum ve değer yargısının oluĢmasına yardım eder ( Kaya, 2006: 94 ).

(22)

1.3. ĠletiĢim Süreci ve Unsurları

Birbirleriyle süreklilik ve etkileĢim iliĢkisi içinde olan iletiĢim durumlarını inceleyebilmek için ortak unsurları belirlemek zorunludur. Bu nedenle, iletiĢimin bir süreç olarak düĢünülmesi ve bu unsurların bilinmesi gerekmektedir.

Ekonomi biliminde insanların yararlanabileceği kaynaklar sınırlı iken gereksinmeleri sonsuzdur. Ekonomik davranıĢ, bu gereksinimlerin giderilmesi için kaynakların ne kadar ve nasıl kullanılacağını belirleyen davranıĢtır. Aynı Ģekilde insanın iletiĢim gereksinmeleri de sınırsız ve değiĢkendir. ĠletiĢim bu gereksinmelerin karĢılanmasında kullanılan tekniklerin, araç gereçlerin ve dağarcığın devamlı olarak değiĢtirilip geliĢtirilmesi çabasıdır. Kısaca, iletiĢim bireyin bilgi edinmesini ve buna göre tutum ve davranıĢıyla tepki geliĢtirmesini sağlayan süreçtir (Akgül, 2014: 13).

Farklı modellerle iletiĢim süreci ifade edilebilir. Bunlardan en kapsayıcı olduğu düĢünüleni ve en çok kullanılanı Shannon ve Weaver‟ınkidir. (1989, akt. McShane&Glinow, 2000). Model, ġekil 1‟de gösterilmiĢtir.

ġekil 1‟de gösterilmiĢ olan modelde iki temel iletiĢim birimi olan gönderici ve alıcı vardır. Modele baktığımızda iletiĢimi göndericinin ileti oluĢturması ve iletiyi kodlaması, kanallarla iletinin alıcıya gönderilmesi, alıcı tarafından iletinin alınması, çözümlenmesi ve geribildirim verilmesi ile gerçekleĢtiğini görmekteyiz.

(23)

ġekil 1. Shannon ve Weaver ĠletiĢim Modeli

1.3.1. Gönderen:

ĠletiĢim sürecini baĢlatan iletiyi gönderendir. Gönderen kim sorusunun cevabıdır ve iletiĢim sürecinde özne durumundadır. Özne olan kaynak kiĢi, iletiĢimi baĢlatan tek bir kiĢi olabileceği gibi, kitle iletiĢim aracı, gazete, radyo, televizyon, bilgisayar ya da grup olabilir. Ġletiyi gönderen kiĢi ise kiĢiler arası iletiĢim, bir kitle iletiĢim aracı ise kurumsal yapı ile iletiĢim söz konusudur (Oskay, 1992: 16).

Gönderen mesajın içeriğini belirleyen kiĢidir. Mesajın içeriğinin belirlenmesi belli koĢullara bağlıdır. Gönderen kiĢinin zihinsel sürecinde oluĢan bilgi, duygu, düĢünce ya da tutum karĢı tarafa sözcük, rakam, sembol, Ģekil, davranıĢ olarak aktarılır ve

(24)

iletiĢim süreci baĢlatılır. Göndericinin alıcıya yönelik yaptığı her Ģey iletiĢim sürecinde kodlama olarak adlandırılmaktadır. Kodlama süreci hedef alıcının anlayacağı Ģekilde yapılırsa iletiĢim süreci baĢarılı olmuĢtur denilebilir. BaĢarılı bir iletiĢim göndericinin iletiyi aktarma yeteneği ile çok ilgilidir. Alıcı gönderilen iletiyi doğru algılayabildiyse baĢarılı bir iletiĢim sürecinden bahsedebiliriz.

1.3.2. Alıcı:

Ġletinin gönderildiği kiĢi, grup ya da topluluk olabilir. Alıcı kaynağın amacına göre Ģekillenir. Reklamlar için alıcı reklamı yapılan ürünün hedef kitlesidir, siyasetçi için alıcı oy alabileceği herkestir, anne için çocuğu, öğretmen için öğrencisi vb. olabilmektedir. Sosyal düzlemde girdiğimiz iletiĢim süreçlerinde statü ve rollerimize göre hem alıcı hem de gönderen olma durumunu yaĢamaktayız.

Gönderici tarafından kodlanan mesaj alıcı tarafından doğru anlaĢıldığında baĢarılı bir iletiĢimden söz edebiliriz. Bu durumda etkili ve baĢarılı bir iletiĢim için gönderenin kodladığı mesajın alıcı tarafından algılanması ve çözümlenmesi sonucunda ortaya çıkan fikirler, bilgiler, duygular aynı olmalıdır. Ġletiyi gönderenin amacı gerçekleĢmiĢse yani alıcıda davranıĢ değiĢikliği meydana gelmiĢse iletiĢimin amacına ulaĢtığını söyleyebiliriz (Kılıçaslan, 2014: 69-70 ).

1.3.3. Ġleti:

Gönderenin oluĢturduğu sözlü ya da sözsüz göstergelerdir. KonuĢulan ve yazılan kelimeler, rakamlar, grafik ve resimler, çeĢitli çizimler, bedensel duruĢlar ve hareketler, vücuttan çıkan çok sayıda iĢaretler, jestler ve mimikler gibi semboller bir anlamda kaynağın değiĢik Ģekillerde kodlandığı ve belirli anlamlarla yüklendiği mesajlardır. Bu çerçevede mesaj kaynağın alıcıya göndermek istediği anlayıĢı temsil eder ve bu yönüyle de iletiĢim sürecinin en asli unsurlarından birini oluĢturur (Erdoğan, 2006: 278).

(25)

Ġletide önemli olan içeriktir. Ġletinin içeriği ile ilgili yapılan pek çok çalıĢma iletinin sınıflandırılması ve belirttiği anlamlar üzerinde durmuĢtur. Alan çalıĢmaları ise iletinin içeriğinin etkisi üzerinde çalıĢmıĢtır. Sözlü veya sözsüz olsun gerçekte iletiler göndericinin iletiĢim sürecinden beklediği amaçların bir ifade ediliĢ biçimidir (Gibson, 1976: 320).

1.3.4. Kodlama:

KonuĢarak yaptığımız iletiĢim biçimi kodlamalara dayanmaktadır. Gibson (1976: 320)‟a göre, göndericiden alıcıya aktarılmak istenen anlamların iletiler, gönderilebilir mesajlar haline çevrilmesi iĢlemine kodlama denir.

Kodlamalar dilin kullanımı ile ilgili olmaktadır. Dili oluĢtururken kullandığımız her sözcüğün insan hayatında soyut ya da somut bir karĢılığı bulunmaktadır. Gönderici alıcıya aktarmak istediği iletiyi anlaĢılabilir iĢlemler haline dönüĢtürmektedir. Bu durum kodlama olarak adlandırılmaktadır. Her ileti kodlanarak gönderilmektedir. Kodlama iletinin iĢaret haline dönüĢmesidir. Kodlamalar göndericinin duygu, düĢünce ve bilgisini sembolleri kullanarak alıcının anlayacağı bir Ģekilde gönderme iĢlemleridir. Kodlama sözlü, sözsüz, grafik, resim, jest ve mimik olarak yapıldığı gibi en fazla dil kullanılarak yapılmaktadır. Bazı mesleklerde ve özellikle bilimsel alanda özelleĢtirilmiĢ kodlamalar bulunmaktadır (Kılıçaslan, 2014: 71-72).

1.3.5. Kod Açma:

Gönderilen iletinin alıcısının yaptığı iĢlem sürecidir. Kodu açan alıcının dilin özelliklerini iyi bilmesi doğru iletiĢim açısından önem taĢımaktadır. Mesajın kodlanması ile oluĢan mesajların içerdiği fikirlerin, bilgilerin, tutum ve değerlerin,

(26)

duyguların diğer bir deyiĢle alınan mesajların taĢıdığı anlamların alıcı tarafından zihninde anlaĢılır bir düzene getirilip algılanması kodların çözülmesi olarak ifade edilebilir.

Ortak bir dilin kullanılması toplumsal iliĢkinin en önemli özelliklerinden birisidir. Çünkü kodlamada kullanılan kelimelerin, cümlelerin herkes tarafından kolayca anlaĢılmasını sağlayabilmek bu zorunluluğu yaratmaktadır. Daha açık ifade edecek olursak, Türkçe konuĢulup anlaĢılan bir yerde Ġngilizce konuĢulmasının yani kodlamanın farklı bir dilde kelime ve cümleler ile oluĢturulması bireylerin bu kodlamayı yani konuĢmayı anlayamamaları baĢka bir ifade ile kodları çözememeleri gibi bir sonuç meydana getirir (Eroğlu, 2007: 279)

1.3.6. Geri Bildirim:

ĠletiĢim sürecinin en temel unsuru olan geri besleme kısaca iletiyi gönderene alıcının cevabı yani geri bildirimidir. Alıcının aldığı iletiyi doğru algılayıp algılamadığı geri besleme sürecinde ortaya çıkar. ĠletiĢimde her zaman geri besleme olmayabilir. Geri bildirim iletinin gönderiliĢine ve koduna göre değiĢiklik gösterir pozitif ya da negatif olabilmektedir. Alıcı tarafından alınan ileti zihinde anlaĢılır bir hale getirilip çözümlendikten sonra oluĢan etki sonucu verilen geri tepkiye “geri besleme” ya da “feed back” denilmektedir. Alıcının aldığı iletiye verdiği olumlu ya da olumsuz yanıt olarakta adlandırılmaktadır. Yani alıcıdan belirli bir tepki veya geriye besleme gelinceye kadar iletiĢim süreci devam etmektedir (Dawling, 1998:230).

1.3.7. Kanal:

Ġletinin gönderen ile alıcı arasında gitmesini sağlayan araçtır. Bu araç dil ya da kitle iletiĢim aracı olabilmektedir. Kanallar göndericinin düzenlediği mesajları alıcıya ulaĢtıran nesnel araçlardır. BaĢlıca kanallar ses dalgaları, radyo dalgaları, ıĢık,

(27)

dalgaları, telefon kabloları, sinir sistemi ve benzerleridir ( Bıçakçı, 2002: 19). Bu nedenle karĢılıklı yüz yüze olan bir konuĢmada hava seslerin ulaĢmasını sağlayan bir iletiĢim kanalı sayılabilmektedir. Bundan baĢka, bilgisayar, telefon, mektup, telgraf, telsiz ve faks gibi basılı yayınlar; tiyatro, sinema gibi görsel sanatlar; televizyon ve radyo gibi elektronik kitle iletiĢim araçları; e-mail, internet, disket, CD, DVD gibi biliĢim teknolojisi ürünleri günümüzün iletiĢim araçlarını meydana getirmektedir. ĠletiĢimin baĢarılı olmasında bütün kanalların açık olması ve sağlıklı iĢlemesi oldukça önemlidir (Kılıçaslan, 2014: 74).

1.3.8. Gürültü:

ĠletiĢimin kalitesini bozan bir unsur olarak nitelendirilmektedir. ĠletiĢimin baĢarılı ve etkili olmasında mesajların aktarıldığı kanalların açık olması ve herhangi bir parazitin yani gürültünün olmaması iletiĢimin baĢarısı açısından oldukça önem taĢımaktadır. Bu bağlamda Eroğlu (2007:280)‟nun ifade ettiği gibi “kaynak ile alıcı arasındaki mesaj alıĢ veriĢi sırasında kanallarda meydana gelen bir karıĢıklığa ve iletiĢim sürecini engellemeye yönelik istenmeyen durumlara” gürültü demek mümkündür. GeniĢ bir tanımlamaya göre gönderilen ileti ile alınan ileti arasındaki farkı doğuran nedenler gürültüdür.

Gürültü Kaynakları;

Gürültü; fiziksel gürültü, fizyo-nörolojik gürültü, psikolojik gürültü, toplumsal-kültürel gürültü olmak üzere dört farklı nedenden kaynaklanmaktadır.

 Fiziksel Gürültü:

KonuĢma seslerini bastıran uçak sesleri, radyoda ve telefonda parazitler, çocuk ağlamaları, televizyonda görüntü kaymaları, yazıda silinmiĢ ya da alıcının bilmediği iĢaretler vs.

(28)

 Fizyo-Nörolojk Gürültü:

Zihinsel engeller, görme bozuklukları, iĢitme, konuĢma bozuklukları, kısaca kodlama ve kod açma sistemlerinde ya da merkezdeki doğal sorunlar, yorgunluk, açlık gibi durumlar.

 Psikolojik Gürültü:

Ruhsal durumlar Ģiddetli heyecan, sevinç, korku gibi gönderene veya alıcıya iliĢkin olumsuz tutumlar, ön yargılar vb. gibi

 Toplumsal-Kültürel Gürültü:

Tarafların kültürel çevre ve yaĢantıları, bilgi düzeyleri arasındaki farklılıklar vb. gibi (Özden, 2011: 30).

1.4. ĠletiĢim Türleri

ĠletiĢim türleri sözlü iletiĢim, sözsüz iletiĢim, sembolik iletiĢim ve yazılı iletiĢim baĢlıkları altında açıklanmaktadır. ĠletiĢimde etkili yazılı anlatım kuralları belirtilerek sözel iletiĢimle yazılı iletiĢimin etkileri de karĢılaĢtırılmıĢtır.

1.4.1. Sözlü ĠletiĢim

Sözlü iletiĢim, konuĢma olarak adlandırdığımız dil yetisi aracılığıyla yaptığımız bir özelliğimizdir. Ġnsan sosyal bir varlık olduğundan sosyal iliĢkilerin oluĢmasında konuĢma en temel unsurlardandır. KonuĢma yetisi insanda doğuĢtandır ve sosyal iliĢkiler ile ortaya çıkıp geliĢmektedir. Ġnsan toplum içinde yaĢamaktadır bu nedenle kiĢilerarası iliĢkilerini konuĢarak anlamlandırmakta ve sürdürmektedir. KonuĢma, insanın sosyal hayatını sağlıklı yürütebilmesi için en gerekli beceridir.

(29)

Ġnsanlar arasında en yoğun kullanılan iletiĢim biçimi sözlü iletiĢimdir. Sözlü iletiĢim “dil ve dil ötesi” olarak ikiye ayrılır. Dille iletiĢimde kiĢiler, ürettikleri bilgileri birbirlerine ileterek anlamlandırırlar. Dil ötesi iletiĢim, sesin niteliği ile ilgilidir; ses tonu, Ģiddeti, ses hızı, hangi kelimelerin vurgulandığı, duraklamalar ve benzeri özellikler, dil ötesi sayılır (Dökmen, 1994: 27).

Sözlü iletiĢimde konuĢmanın önündeki engeller Ģunlardır: toplumsal baskı, özgüven eksikliği, hata yapma kaygısı, tepki alma korkusu, bilgi yetersizliği, unutma kaygısı ( ġengezer, 2009: 6). Sosyal gücümüzün göstergesi sözlü iletiĢimlerimizin gücüdür. Bu neden kiĢisel geliĢim açısından yukarıda belirtilen engellerin kaldırılması önem taĢımaktadır.

Günlük hayatımızda sözlü iletiĢim oldukça önemli yer kaplamaktadır. Sözlü iletiĢimde, iletiĢim süreci gönderenin bilgi, duygu, düĢünceleriyle alıcıya dil sembolleri aracılığıyla göndermesi ve geri bildirim almasıdır. Sözlü iletiĢimlerde ileti aktarımı yapılırken çoğunlukla sözsüz iletiĢimle yani jest ve mimiklerle anlattıklarımızı destekleriz. Ayrıca iletiĢimlerimizi güçlendirmek için sözlü iletiĢimleri kurarken duygu, bilgi ve düĢünce aktarımında zaman-mekan iliĢkisine de dikkat etmemiz gerekmektedir. Sözlü iletiĢimlerde karĢımızdaki kiĢinin ses tonunun yüksek ya da alçak, canlı ya da cansız olması iyi iletiĢim kurulması açısından önem taĢımaktadır ( Kılıçaslan, 2014: 34).

1.4.2. Sözsüz ĠletiĢim

Sözsüz iletiĢim kiĢinin çeĢitli beden hareketleri, fiziksel görünümü, duruĢu, göz, saç, ten rengi, giyilen kıyafet, mimik ve jestler, ses tonlamaları, mekânın fiziki kullanımı ve kiĢisel özellikler gibi görsel birçok unsuru içermektedir. Sözsüz iletiĢim biçimleri, jest-mimik yani beden diline ait her Ģeyle birlikte simgesel iletiĢimi de içermektedir.

(30)

Sosyal düzlemde kurmuĢ olduğumuz iletiĢim biçimlerimizde sözsüz iletiĢim çok önemli yer tutmaktadır. Bedene ait duruĢlar ya da hareketler iletiĢim açısından içine anlam yüklediğimiz ve karĢımızdakine gönderdiğimiz bir iletiler grubudur. Günlük yaĢantımızın büyük kısmı beden dili ile geçmektedir. Bıçakçı (1998: 25)‟ya göre, “çatık kaĢlar kızgınlığı, üzüntüyü, sık sık açılan kapanan kirpikler eĢliğinde yana kaçırılan gözler utanma, çekinme duygusunu ya da özgüven eksikliğini; açık burun delikleri Ģiddet, ihtiras ya da öfkeyi” nitelerler.

Mimik, yüzümüzle oluĢturduğumuz davranıĢlara denir. Bu mimikler istemli ya da istem dıĢı kullanılmaktadır. Duygularımızı bu mimiklerle ifade ederek anlamlandırmaktayız. Ağız kıvırmak, göz süzmek, kaĢları kaldırmak, burun kıvırmak, alnı buruĢturmak vb. bu tarz oluĢturulan mimikler insanın duygularının yüzüne yansımasıdır. Yüz mimikleri doğrultusunda insanlar hakkında çeĢitli düĢüncelere sahip oluruz ve kararlar veririz. Örneğin, heyecanlı, sempatik, sıcakkanlı, soğuk vb. Özellikle gözlerimizdeki bakıĢlar hakkımızda bilgi vermektedir (Kılıçaslan, 2014: 38-39).

Sözsüz iletiĢim, kiĢilerin bastırılan duygularını ve düĢüncelerini ya da söz ile söyleyemediklerini çeĢitli Ģekillerle aktarılmasını sağlamaktadır. Kısaca sözsüz iletiĢim insanların dile getiremedikleri bütün duygu ve düĢüncelerini ve hatta bilinçaltına ait pek çok mesajı içerebilmektedir. Örneğin iç dünyasında huzursuz olan bir insan dıĢarıya sürekli saçıyla oynayarak ya da bacağını sallayarak sözsüz iletiĢim mesajları gönderebilir (Hellriegel and Slocum, 1989:192).

ġengezer (2009: 5)‟e göre sözsüz iletiĢimde baĢarılı olmak için, kiĢinin vücudu ile uygulaması gereken teme esaslar vardır. Vücut hakimiyeti en önemlisidir. Vücudun duruĢu, el, kol gibi uzuvların kullanılıĢı, nefes alıĢ veriĢi ve heyecan düzeyini ayarlaması gibi unsurlar vücut hâkimiyetine girer.

(31)

Sonuç olarak, duygu ve düĢüncelerimizin dıĢ dünyamıza yansıması sözsüz iletiĢimle de gerçekleĢmektedir. Hissettiklerini ya da beden isteklerini simgesel davranıĢlara çevirerek sözsüz iletiĢimle ifade etmektedir. Bu nedenle sözel mesajlardan daha çok beden dilimizle de iletiĢim kurmaktayız. Farklı dillerden birçok insanda ortak iletiĢim kurabilmek için bilinçli veya bilinçsiz simgesel davranıĢlara yönelmektedir ( Kılıçaslan, 2014: 41-42).

1.4.3. Sembolik ĠletiĢim

Ġnsanlar karĢılarındaki kiĢilere bir Ģeyler anlatabilmek ve topluluk halinde yaĢarken birbirlerini daha iyi anlayıp hayatlarını kolaylaĢtırmak adına birçok, iĢaret, resim, yazı, dil vb. sembolleri kullanmaktadırlar. Semboller çoğunlukla duyularla ifade edilemeyen bir soyut durumu ya da soyut Ģeyleri somut olarak anlatmaya çalıĢan iĢaretlerdir. Bu nedenle iletiĢimin özellikleri, geliĢmesine ve artmasına rağmen semboller insanlar için vazgeçilemez iletiĢim biçimlerinden olmaya devam edecektir.

Semboller geniĢ bir kullanım alanı içerir ve farkı gruplar halinde ayrılabilmektedirler. Biçimsel, siyasi, sanatsal, bilimsel, dini, askeri semboller gibi daha birçok isim altında ayrılarak incelenmektedirler. Logo ve amblem ile sembolleri karıĢtırmamak gerekmektedir. Logo ve amblemler evrensel bilgileri değil bireysel amaçları göstermektedir. Oysa semboller evrenseldir.

Görsel iletiĢim biçimleri olarak semboller önemlidir. Örneğin; ülkelerin bayrakları önemli sembolik iletiĢim araçlarından biri olarak gösterilebilir. Bunun gibi bazı durumlarda sözlü ya da sözsüz iletiĢim biçimlerinden daha etkili olabilmektedirler. Bayrağın fiziksel yapısı sadece bir çeĢit kumaĢtır ama bayrağın göstereni toplumsallaĢma sürecinde kültürel öğelerle içselleĢtirilir ve çoğu kiĢi bayrağın saygı duyulması gereken önemli bir nesne olduğunu bilmektedir.

(32)

Sembolik iletiĢim özellikle halkla iliĢkilerin reklam, pazarlama bölümünde yoğun olarak kullanılır. Marka yaratmak amaçlandığı için burada sembol kullanımı önem taĢımaktadır. Sosyal düzlemde insanlar iliĢkilerinde kullandıkları markalar ile diğer insanlara kendi sosyal statülerine iliĢkin iletiler göndermektedirler (Kılıçaslan, 2014: 53-55).

1.4.4. Yazılı ĠletiĢim

Ġnsanın zaman ve mekândaki iliĢki sınırlılıklarını geniĢletmede yazılı iletiĢim en etkin ilk iletiĢim biçimidir. Yazmanın amacı, düĢüncelerimizi, duygularımızı, bilgimizi ya da yaĢam deneyimlerimizi geleceğe ait düĢlerimizi yazı dilini kullanarak anlatmaya çalıĢmaktır. Ekonomik gereklerle ortaya çıkan, bazı toplumsal, kültürel iliĢki ve kurumlar üzerinde etkili olmuĢtur. Yazılı iletinin hızla çoğalması, bilgi ve düĢüncelerin yayılması, Avrupa'da 15. yüzyılda matbaanın icadı ve yoğun kullanımı ile gerçekleĢmiĢtir (Zıllıoğlu, 1996).

Yazmak zihinsel bir aktivitedir yani düzenli ve sistematik düĢünme ile ilgilidir. Gazete, dergi, kitap kitlesel iletiĢimin tarihteki en önemli yazılı iletiĢim göstergeleri olmuĢlardır. Yazılı iletiĢimin türleri; mektup, basın bültenleri, formlar, küçük ilanlar, raporlar, elektronik araçlar (elektronik posta, faks, tele mesaj vb.), haftalık dergiler, eğitim, sağlık ve güvenlik el kitapçıkları, çeĢitli doküman ve ilanlar dâhildir.

Yazılı iletiĢim, belgelerin saklanabilir olması, gönderici ve alıcının tekrar mesajı okumasına olanak sağlaması ile hataların en aza indirilmesini sağlamaktadır. Belgelerin saklanabilir olması özellikle örgütsel iletiĢimde kurum içi ve kurum dıĢı iletiĢimin sağlanmasında önem taĢımaktadır (Uysal, 2010).

(33)

ĠletiĢimde Etkili Yazılı Anlatım Kuralları;

1. Anlatmak istediğimiz Ģeyi önem ve ilgi derecesine göre cümledeki yerine yerleĢtirmeliyiz.

2. Paragraflar konuya göre uygun bir Ģekilde bölünerek aralarındaki bağlantılar doğru ve özenli bir Ģekilde kurulmalıdır. Her paragrafta tek bir düĢünce, duygu ya da olay yer almalıdır.

3. Yazı mantıksal açıdan bir bütün olmalıdır. 4. Konu dıĢı düĢüncelere yer vermemek gerekir. 5. Bilgi ve düĢünce yanlıĢı yapmamak önemlidir. 6. Yazdıklarımız arasında çeliĢki olmamalıdır. 7. Açık ve anlaĢılır dil kullanılmalıdır.

8. Sözcük ve düĢünce tekrarı yapılmamalıdır.

9. Bilgi ve düĢünce anlatımında kavramlar doğru kullanılmalıdır. 10. Dilbilgisi kurallarına dikkat edilmelidir ( Sillars, 1995: 18).

1.4.5. Sözel ĠletiĢimle Yazılı ĠletiĢimin Etkilerinin KarĢılaĢtırılması

Sözel iletiĢimin en büyük avantajı yüz yüze yapılmasıdır. BaĢka iletiĢim biçimlerine oranla yüz yüze iletiĢim biçimleri her zaman daha etkili olmaktadır. Çünkü burada taraflar birbirlerini karĢılıklı olarak değerlendirebilmekte yani birbirlerini görmekte, ses tonlamaları ve ifadelerini duymakta birbirlerine ilettikleri mesajları en iyi Ģekilde almaktadırlar. Sözel iletiĢim kiĢiler arası iliĢkilerde, yazılı iletiĢime oranla sorunları daha hızlı çözebilme olanağı sağlar, çabuk sonuç alma ve hız açısından avantaj sağlamaktadır.

Sözel iletiĢimin dezavantajı kiĢisel çatıĢmaların yoğun olduğu ortamlarda sözel iletiĢim tıkanma gösterebilmektedir. Bu tür tıkanmalarda sorunların çözümü ve iĢlerin iĢleyiĢi açısından özellikle örgütsel iletiĢim biçimlerinde yazılı iletiĢim daha avantajlı kabul edilmektedir (Kılıçaslan, 2014: 57).

(34)

Yazılı iletiĢimin avantajı iletinin gönderilmeden kontrol edilerek hata yapma riskinin azaltılmasıdır. Alıcının cevap vermeden önce kendi araĢtırmalarını yapmasına, düĢünmesine fırsat oluĢturarak baĢka iletiĢim çeĢitleriyle cevap vermesine olanak sağlamaktadır. Yazılı iletiĢimin diğer önemli avantajları olarak arĢivleme ve resmi ortamlarda kayıt tutulması gösterilebilir. Özellikle yazılı iletiĢim toplantılarda sözel iletiĢime göre daha çabuktur çünkü konuĢmacıların önceden hazırladıkları metinler ile bazı katılımcıların gereğinden fazla bazılarının ise hiç konuĢmaması gibi durumlar ortaya çıkmaz; karmaĢıklık önlenebilir (Sillars, 1995: 18).

Yazılı iletiĢimin dezavantajları ise fikirlerin yazılı kaynaklarda kalıcı olarak kayıtlanmalarından dolayı değiĢtirilemezken sözel iletiĢimde daha kolay değiĢtirilebilmesidir. Ayrıca yüz yüze yapıldığı için sözel iletiĢim olumlu bir özellik taĢırken yazılı iletiĢim daha resmi ve mesafeli bir iletiĢim biçimidir.

1.5. ĠletiĢimin ĠĢlevleri ve ĠletiĢim Becerileri

ĠletiĢimin insan hayatını kolaylaĢtıran ve toplumsallaĢma sürecinde oldukça etkili olan iĢlevleriyle insan hayatında önem taĢımaktadır. ĠletiĢimin bilgi sağlama işlevi en temel iĢlevidir. Birey, iletiĢim kurarak bilgiye ulaĢır ve bilgi, çevre ile uyumlu iliĢkiler kurulabilmesi ve böylelikle toplumsallaĢabilmek için gereklidir. Karar

verme süreci de iletiĢim açısından önemlidir. Çünkü doğru ve yeterli bilgiye ulaĢma

ile yakından iliĢkilidir. Öğreticilik, iletiĢimin bir diğer iĢlevidir. Öğrenme süreci de iletiĢimi gerektirmektedir. ĠletiĢimin bir baĢka iĢlevi, ikna etme ve etkileme iĢlevidir. Ġkna etme ve etkilemede, karĢı tarafı değiĢtirme amacı bulunmaktadır. Ġkna etmede kiĢinin istek, düĢünce ve tutumlarının aksi yönünde bir değiĢim amaçlanırken, etkilemede istek ve tutumlarına aykırı düĢmeyen bir değiĢim amaçlanmaktadır.

Birleştiricilik ise iletiĢimin bir diğer iĢlevidir. Toplum içinde bireylerin bir arada

(35)

ĠletiĢimde anlaĢmayı sağlamak en temel amaçtır. ĠletiĢimde anlam uyuĢmazlığının olması gönderici ve alıcı arasında sorunlar yaratmaktadır. ĠletiĢimde yanlıĢ kanal seçimi, geribildirim verilmemesi ya da geribildirimde yapılan hatalar iletiĢimi kötü yönde etkileyen sürece iliĢkin diğer etmenlerdendir. ĠletiĢim sürecine bakıldığında bireylerin etkili bir iletiĢim sağlayabilmesi, farklı etmenlere bağlı olduğu görülmektedir. Bunlar; iletiĢim becerisi, bireylerin tutumu, iletiĢim kurulan konuya iliĢkin deneyim, bilgi ve toplumsal ve kültürel etmenlerdir (Gürgen, 1997).

Doğru ve etkili bir iletiĢimin kurulmasında, iletiĢim çatıĢmalarının ortadan kaldırılması veya azaltılmasında iletiĢim becerisi büyük bir etkiye sahiptir. Mesajların sözlü, sözsüz veya yazılı olarak istenen iliĢki biçimine uygun verilebilmesi, iletiĢim becerilerinin geliĢtirilmesi ile mümkündür. Gönderme becerileri, mesajın aktarılması için seçilmiĢ olan sözcükler, beden dili ve sesten oluĢan bir bütündür. Bir iletiĢimin yapılandırılmasında ortalama olarak kelimeler %10, ses tonu %30 ve beden dili %60 etki eder (Özden, 2011: 25-26).

Dilin kullanımını ifade eden sözlü iletiĢim, dille iletiĢim ve dil-ötesi iletiĢim olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bir iletiĢimde “ne ” söylendiği dille iletiĢim kapsamına girerken, “nasıl” söylendiği dil-ötesi iletiĢimle ilgilidir. Ses tonu, Ģiddeti, ses hızı, vurgulamalar, duraklamalar ve benzeri özellikler yani sesin niteliği ile ilgili her Ģey dil-ötesi kapsamına girmektedir. Dilin kullanımı dıĢındaki iletiĢim biçimleri sözsüz iletiĢim kapsamında yer almaktadır. Yüz ifadesi, göz teması, mimik, jest ve vücut duruĢu yüz ve beden iletiĢimine iliĢkindir. Bedensel temas, karĢı tarafa sözel olmayan yolla mesaj verme yöntemlerinden biridir. KiĢisel alan ve mesafe kullanımını ifade eden mekan kullanımı da sözsüz iletiĢim yöntemlerinden biridir. Giyilen kıyafetten, takılan rozet ya da sürülen kokuya kadar değiĢik araçların kullanımı yoluyla baĢka insanlara ileti aktarılması de bir baĢka sözsüz iletiĢim yöntemidir. Her iki gruptaki iletiĢimler de, niyetlenilmiĢ ya da niyetlenilmemiĢ davranıĢlar olabilir. (Dökmen, 2002).

(36)

1.5.1.Sözlü iletiĢim becerileri

Dil ve dil ötesi iletiĢimin etkili bir Ģekilde kullanımıyla ilgili becerilerdir. Dili iyi kullanabilen insanlar doğru kelimeleri seçebilen, ne söylemek istediğini bilen ve bunları yerinde kullanabilen kiĢilerdir. DüĢünceleri aktarmada baĢarılı olamayan kiĢiler ise, doğru kelimeleri belirlemede yetersiz kalır, sözcüklerin sonunu yutar ve ses tonlarını ayarlayamazlar (Gökdağ, 2008: 112). Dile iliĢkin iletiĢim becerisi, iyi söyleyiĢ, sözcük zenginliği, iyi tümce kurma, uyumlu söz dizimi, gerekli ve uygun sözcüklerin seçimi gibi konuları kapsar (Gürgen, 1997). Dilin etkili kullanımına iliĢkin beceriler genelde akıcılık, doğruluk ve zengin kullanım açısından ele alınmaktadır. Doğruluk, dilin kullanımında anlamsal, biçimsel ve sözlüksel hataların yapılmaması ve telaffuz ile iliĢkilidir (Oya, Manalo ve Greenwood, 2004).

Ses tonu, sesin hızı, Ģiddeti, vurgulamalar, duraklamalar gibi sesin niteliğiyle ilgili özelliklerin doğru ve etkili kullanımı dil ötesi iletiĢim becerileri ile ilgilidir. Etkin bir sözlü iletiĢim kurulabilmesi için dikkat edilmesi gereken hususlardan söz etmektedirler. ĠletiĢimde karĢılıklı olarak paylaĢım ve katılımı sağlamak için ileti (mesaj) gönderen kiĢinin alıcının tepkilerini ölçmesi, anlaĢılıp anlaĢılmadığını kontrol etmesi gerekir. Ayrıca konuĢmayı devam ettirmek, sağlıklı ve etkili bir Ģekilde ilerlemesini sağlamak için karĢı tarafın sözünün kesilmemesi; açık uçlu sorular, kapalı uçlu sorular ve araĢtırıcı sorular gibi etkili soru sorma yöntemlerinin kullanılması sözlü iletiĢimi baĢarılı kılan davranıĢlardandır (Akvardar ve ark, 2005).

1.5.2. Sözsüz ĠletiĢim Becerileri

Sözsüz iletiĢimde ise beden duruĢu, yüz ifadeleri ve göz iliĢkisi, el/kol hareketleri (jestler), mesafe-“kiĢisel mekan” ve giyim ile ilgili iletiler söz konusudur ve tüm bunların doğru ve etkili Ģekilde anlamlandırılması ve kullanımı sözsüz iletişimle ilgili

(37)

kod çözme açısından, diğer bir deyiĢle ifade etme ve yorumlama açısından ayrı ayrı değerlendirilebilmektedir (Malatesta ve Izard,1987; Cunningham, 1977).

Birçok araĢtırma beden dili ile duygular arasında bir etkileĢim olduğunu belirtmektedir. Örneğin duruĢ biçimi ya da giyim tarzı duyguları etkilemektedir. Ġnsanlar cenazelerde giysilerini koyu renk giymeyi tercih etmekte, bunu ise yas ortamında fazla dikkat çekmemek, bazı toplumlarda ise siyah ve koyu renklerin matem rengi olarak kabul edilmesi Ģeklinde açıklanmaktadır. Kolların öne bağlanması; algının yavaĢladığı, duyguların olumsuz olduğu ve bunun sonucu olarak da iletiĢimin zayıfladığı Ģeklinde yorumlanmaktadır. Dolayısıyla algıların ve duyguların değiĢmesi için duruĢun değiĢmesi etkili olmaktadır (Ġzgören, 2009: 169). Yukarıda Özden (2011)‟in ifade ettiği Ģekilde iletiĢim sürecinde sözlü ifadelerin (%10) ve ses tonunun (%30) etkisinin yanında beden dilinin (%60) ne kadar etkili bir unsur olduğu görülmektedir.

1.5.3. Etkili Dinleme ve Etkili Tepki Verme

ĠletiĢim becerileri için etkili dinleme ve etkili tepki verme de önemli unsurlardır. ĠletiĢimin ilk basamağı olan dinleme, edilgen dinleme ve etkin/etkili dinleme olarak ikiye ayrılmaktadır ancak dinleme, “sessel uyaranları alma süreci” olarak tanımlanmakta ve dinlemenin edilgen olmaktan çok etkin bir süreç olduğu ifade edilmektedir (Mutlu,2008: 77).

Edilgen dinlemede, kiĢi genelde sessiz kalmakta, “hı-hı”, “evet”, “anlıyorum” gibi kabul tepkileri ve “kapı aralayıcıları” olarak isimlendirilen cesaretlendirici sözler kullanabilmekte ya da kiĢiyi dinlediğini göstermek için baĢ sallama gibi beden iĢaretleri kullanılabilir. Fakat yine de bunlar, kiĢinin karĢısındakini anlayabildiğini tam olarak gösterememektedir.

(38)

Etkin dinleme, karĢıdaki kiĢiden gelen iletiye sözlü tepki verme becerisini içermektedir. Bu dinleme biçiminde kiĢi, iletiyi alır, anlar, çözümleme yapar ve geri iletir. Etkili geribildirim kullanılması etkin dinlemenin kilit noktasıdır (Akvardar ve ark, 2005). Etkin dinleme bireylere (öğrencilere) düĢüncelerinin saygıyla karĢılandığı, anlaĢıldığı ve kabul edildiği duygusunu verir. Gerçek ya da altta yatan sorunların tanımlanmasını kolaylaĢtırır. Sorun çözme olgusunu baĢlatıp, sürekliliğini sağlar. KarĢılıklı anlayıĢ ve saygının olduğu bir iliĢkinin oluĢmasını sağlamıĢ olur (Özen, 2011: 27).

Etkili tepki verme ise alıcının verdiği geribildirim ile ilgilidir. Anlatanın sözlerini ve duygularını uygun biçimde yansıtma, sorular sorma, özetlemeler yapma ve baĢka sözcüklerle tepki verme iletiĢimin etkili olmasını sağlayan becerilerdendir (Korkut, 1996).

1.5.4. Öğrencilerin ĠletiĢim Beceri Faaliyetlerine Katılım Değerleri

ĠletiĢim becerilerini etkin kullanan kiĢiler, içinde bulunduğu durumu doğru algılayabilen ve davranıĢ gösterebilen toplumsal becerileri yüksek bireyler olmaktadırlar (Hartley, 2010: 103). Yapılan araĢtırmada da iletiĢim becerileri envanterindeki bazı sorular üzerinden öğrencilerin iletiĢim beceri faaliyetlerine katılımları ile ilgili frekans değerleri ise Tablo 1‟de gösterilmiĢtir.

Ankette 5‟li likert ölçeği kullanılmıĢtır. Tablo 1‟deki iletiĢim becerileri ile ilgili sorulara verilen yanıtların frekans değerlerini incelediğimizde, Trakya Üniversitesi, Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi öğrencilerinin vermiĢ oldukları cevaplara göre; öğrencilerin “%43‟ünün genellikle”, “%33‟nün ise her zaman” konuĢurken etkili bir göz iletiĢimi kurabildiğini söyleyebiliriz. Öğrencilerin “%55‟nin genellikle”, “%32‟sinin her zaman” kiĢilerin, anlatmak istediklerini dinlemek için yeterince zaman ayırdıklarını söyleyebiliriz. Öğrencilerin “%49‟nun genellikle”, “%25‟inin her zaman” dinlediği kiĢiyi daha iyi anlamak için sorular yönelttiğini söyleyebiliriz.

(39)

Öğrencilerin “%60‟ının genellikle”, “%28‟inin her zaman” konuĢurken açık, sade ve düzgün cümleler kurabildiklerini ve “%44‟nün genellikle”, “%31‟nin her zaman” ses tonunu konunun özelliğine göre ayarlayabildiğini söyleyebiliriz.

Tablo 1. Öğrencilerin ĠletiĢim Beceri Faaliyetlerine Katılım Değerleri

ĠletiĢim Becerisi

Her Zaman

Genellikle Bazen Nadiren Hiçbir Zaman Frekans (%) Frekans (%) Frekans (%) Frekans (%) Frekans (%) Ġnsanları anlamaya çalıĢırım. 171 143 33 11 2 (47.5) (39.7) (9.2) (3.1) (0.6) KonuĢurken, etkili bir

göz iletiĢimi kurabilirim. 119 156 66 16 3 (33.1) (43.3) (18.3) (4.4) (0.8) KiĢilerin, anlatmak

istediklerini dinlemek için yeterince zaman ayırırım.

116 199 37 5 3 (32.2) (55.3) (10.3) (1.4) (0.8)

Dinlediğim kiĢiyi daha iyi anlamak için sorular yöneltirim.

93 177 72 14 4 (25.8) (49.2) (20.0) (3.9) (1.1) KonuĢurken açık, sade

ve düzgün cümleler kurarım.

102 219 23 14 2 (28.3) (60.8) (6.4) (3.9) (0.6) Ses tonumu konunun

özelliğine göre ayarlayabilirim.

112 160 60 19 9 (31.1) (44.4) (16.7) (5.3) (2.5)

1.5.5. ĠletiĢim ve Sosyal Uyum Becerilerini Etkileyen Unsurlar

ĠletiĢim ve sosyal uyum becerilerini etkileyen unsurlar ise; Aile faktörü, arkadaĢlık iliĢkileri, sosyo-ekonomik düzey, kitle iletiĢim araçları ve eğitim olmak üzere bu baĢlıklar altında açıklanmıĢtır.

(40)

1.5.5.1. Aile Faktörü

Ailede kurulan sağlıklı iletiĢim bireyin kiĢilik geliĢiminde etkili olmakta ve çevresiyle de olumlu iliĢkiler kurmasını sağlamaktadır (Türkel, 2010: 11). Bireyin sosyalleĢme süreci ailede baĢlamaktadır bu nedenle aile içi bireylerin iletiĢim için zaman ayırması, birbirlerine saygı göstermesi ve birbirlerini dinlemesi yani anne-baba etkileĢimi önemli rol oynamaktadır (Kandır ve Orçan, 2011: 42-43). Bireylerin birbirlerine saygı ve sevgi göstermediği hatta Ģiddetin ortaya çıktığı aile ortamlarında iletiĢimin de olması beklenemez.

Bu bireylerarasında bağların kopmasına yani anlaĢmazlıklara yol açmaktadır. Bunların olmaması için aile bireylerinin bilinçli olması ve destekleyici, sevgi, saygı ortamının oluĢturulması gerekmektedir. Böylece bireyin büyümesindeki süreç içerisinde öğrendiği davranıĢlar daha sonrasında girdiği okul, arkadaĢ çevresi gibi ortamlarda etkili olmaktadır (Özer, 2011: 49).

1.5.5.2. ArkadaĢlık ĠliĢkileri

ArkadaĢları tarafından kabul edilen insanlarla anlaĢmayı ve bir gruba uyum sağlamayı öğrenen bireylerin kiĢilik özellikleri olumlu değerlendirildiği, sorunları, paylaĢmayı, duyguları, çatıĢmaları ve çözümlemeyi öğrendiği anlamına gelir. Bununla birlikte arkadaĢlık iliĢkileri kendine güven duygusunun geliĢmesine, sadakat ve cesaret duygularının geliĢmesine, toplumda yasak görülen konuların özgürce tartıĢılabilmesine, iĢbirliği yapmayı öğrenmesine olanak tanımaktadır (Avcı, 2006: 54).

Bireyin kendisini daha rahat iletiĢim kurduğu arkadaĢ çevresinde yeni bilgiler, grup içinde rol sahibi olma, davranıĢlar edinme ve buna göre uyum sağlama öğrenilmektedir. ArkadaĢ iliĢkilerinin paylaĢma, boĢ zaman değerlendirme, iĢbirliği, sorumluluk alma, dayanıĢma, toplumsal yaĢamı ve görgü kurallarını öğrenme gibi

(41)

konularda geliĢmesi yani bireyin sosyalleĢmesi ve kendisini geliĢtirip uyum sağlaması açısından önem arz ettiği belirtilmektedir (Doğan, 2009: 63).

1.5.5.3. Sosyo-Ekonomik Düzey

Bireylerin sosyo-ekonomik durumlarının yapılan araĢtırmalarda baĢarılarını ve sosyal uyumlarını etkilediği ortaya koyulmaktadır. Kızıltan (1984; Akt. Doğan, 2009:66), yaptığı araĢtırmada üniversite öğrencilerinin kiĢisel ve sosyal uyum düzeylerini etkileyen etmenleri incelemiĢ, kalabalık ve ekonomik olanakları sınırlı olan ailede yetiĢen bireylerin sosyal uyumlarının düĢük olduğunu ortaya koymuĢtur.

Birçok çalıĢmada sosyo-ekonomik düzeyi düĢük olan ailelerde çocuk sayılarının fazla olmasına dikkat çekilmiĢ, orta ve üst sosyo-ekonomik düzeye sahip ailelere göre çocukları ile daha az vakit geçirdikleri, oyun oynamaya daha az zaman ayırdıkları, olgunlaĢmaya bağlı baĢarılarını daha az ödüllendirdikleri söylenebilir. Dolayısıyla sosyal geliĢim eksiklikleri, ebeveynin geliĢime yönelik bilinçsiz davranıĢları bireyin akademik ve sosyal baĢarısını etkilediği sonucuna ulaĢılmıĢtır (Ogbu, 1988: 35; Akt. Türkel, 2010: 22).

Sosyo-ekonomik düzeyin yükselmesi ile bireyin kendini kabul, kiĢisel, sosyal ve genel uyum düzeyleri de yükselmektedir. Ayrıca bireylerin yaĢadıkları yerleĢim yerlerinin ne kadar büyük olduğuna göre de uyum düzeylerinde farklar olabilmektedir (Bilge, 1997: 73). Ailenin yetiĢtirme tarzı, çevreden destek görememe, arkadaĢ çevresinden dıĢlanma, ekonomik yetersizlik gibi sosyal, çevresel ve ekonomik faktörlerden kaynaklanan sebepler sonucunda bireyler sosyal ortamlara girmekten kaçma eğilimi gösterebilmekte bu da iletiĢim becerisini olumsuz etkilemektedir. Dolayısıyla sosyo-ekonomik düzeyin iletiĢim becerileri ve uyum düzeyi üzerine belirleyici bir rol oynadığı söylenebilir.

(42)

1.5.5.4 Kitle ĠletiĢim Araçları

Kitle iletiĢim araçları bireyler üzerinde olumlu ya da olumsuz sosyal ve davranıĢsal etkileri olabilmektedir. Kitle iletiĢim araçları kullanım amacına ve süresine göre bireyler için faydalı olabilmektedir. Fakat bireylerin sosyal yaĢamlarını kısıtlayıp, toplumdan uzaklaĢmalarını ortaya çıkarabilecek sonuçlar da göz ardı edilmemektedir.

Ġnternet kullanımı üzerine yapılan araĢtırmalarda sanal sohbetlerin çoğunluğu asosyal tipteki kiĢiler tarafından yapıldığını ya da bireylerin zamanla gerçek dünyadan koparak sanal ortamda daha fazla vakit harcamaya baĢladığını ortaya çıkarmaktadır(Denizci, 2009: 52; BölükbaĢ ve Yıldız, 2005: 103-113).

2018 yılı TÜĠK verilerine baktığımızda son üç ay içinde bireylerin yaĢ grubuna göre bilgisayar ve internet kullanımı oranlarında, bilgisayar kullanım oranı %68.2 ve internet kullanım oranı %90.7 olarak 16-24 yaĢ grubunda en yüksek kullanıma sahip olduğunu görmekteyiz. Bireylerin eğitim durumuna göre baktığımızda ise en yüksek bilgisayar ve internet kullanım oranının üniversite öğrencilerine ait olduğunu görmekteyiz. Bu oran 2018 yılı bilgisayar kullanımında %89.1 ve internet kullanımında ise %97.7 olarak çok yüksek bir orana sahiptir (www.tuik.gov.tr).

KiĢilerin yüz yüze iletiĢim içinde olmamaları, bilgi, beceri, iletiĢimsel ifade düzeylerini saklayabilmeleri gibi sosyal, kültürel ve fiziksel yaĢantı özelliklerini gizlemenin daha kolay olması sanal sohbetleri daha çekici kılabilmektedir. Sosyal yaĢamda arkadaĢ edinme ve iliĢkileri yürütebilme becerilerinde eksiklik ya da problem yaĢayan bireylerin bu yöndeki baĢarısız deneyimleri onları sosyal yaĢamın içinden kopmalarına neden olabilmektedir.

(43)

Yaygın kitle iletiĢim araçlarından biri olan cep telefonuyla iletiĢim kurmak ise yüz yüze iletiĢimde istenileni ifade etmek, beden dilini kontrol etmek, ses tonuna hâkim olabilmek sosyal etkileĢim becerisi gerektirdiğinden karĢılaĢılacak olumsuz durumları ortadan kaldırmakta ve bireye rahat bir ortam sağlamaktadır. Bir diğer taraftan Uslu (2007:228)‟nun ifade ettiği gibi “mesajla iletiĢime geçen bireylerin duygu, düĢünce, istek ve ifadelerini karĢı tarafa iletme biçimi de dilin yozlaĢmasını, bireylerin etkin ve güzel konuĢmalarının önünde engel olmaktadır.”

Sanal ortamlarda yapılan iletiĢim türlerinin bireyleri yüz yüze iletiĢim olanağından yoksun bırakmakta ve özellikle çekingen bireyler için cezbedici olan sanal sohbet alanları kendi çevrelerinde arkadaĢlık giriĢiminde bulunmalarını engellemekte ve sosyal geliĢimlerini de olumsuz olarak etkilemektedir (Yavuzer, 2005: 12).

1.5.5.5. Eğitim

ĠletiĢim becerisi ve sosyal uyum süreci bireyin toplumsallaĢması, devamlı öğrenmesi, eğitim düzeyi, kendini geliĢtirmesi ile birlikte yaĢamı boyunca süreklilik göstermekte, insanlar arası iliĢki kurmasına, iletiĢim ve sosyal becerilerin geliĢmiĢ olmasına bağlı olmaktadır.

SosyalleĢme, “gerek toplumun norm ve değerlerini içselleĢtirerek, gerekse toplumsal rolleri yerine getirmeyi öğrenerek toplumun üyesi haline gelmeyi öğrenme süreci” olarak tanımlanmaktadır (Marshall, 1999: 760).

Öğrenme sürecinde de öğrencilerin konuyla ilgili olmaları gerekmektedir. Konuyla ilgili problem çözme ve düĢünmede model alma çok önemli olduğundan öğretmenlerin model olma yoluyla öğrenmede isteklilik, yol gösterici olması etkilidir. Öğretmen, bir problemi sesli düĢünerek çözdüğünde, öğrenciler öğretmenin

Referanslar

Benzer Belgeler

Finally, CFA with covariates or multiple indicators multiple causes (MIMIC) confirmatory factor analysis was carried out in all language-based subsamples to test the construct

This study was de- signed to investigate AsAA in association with PV and the endothelial markers of fibrinogen, nitric oxide (NOx), and asymmetric dimethylarginine (ADMA)..

Çinko Oksite % 0,6 Kobalt Katkılı Numunenin Sıcaklığa Bağlı İletkenlik Sonuçları Sinterleme sıcaklığının iletkenliğe etkisinin anlaşılabilmesi amacıyla % 0,6 kobalt

If we can understand “commonsense” here, as Schaffer appears to, in the sense of the most basic assumptions that seem to be operative in all thinking, then we can say

[r]

[r]

[r]

[r]