• Sonuç bulunamadı

Nazım Hikmet'in bulunmayan bir şiiri ve iki mektubu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nazım Hikmet'in bulunmayan bir şiiri ve iki mektubu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Nazım Hikmet’in bulunmayan bir şiiri ve iki mektubu

ı

l 'd !

Asım

BEZİRCİ

Ttim Eserleri dizisi üstüne ça­ lışıyor, birtakım araştırmalar ya­ pıyordum. Bu arada mutlu bir rastlantıyla Nârım Hikmet'in bir »liri ile iki mektubunu gördüm. Bunlar birkaç kişinin bildiği,

ama şimdiye kadar kimsenin bu­ lamadığı ürünlerdi.

BİLİNEN BİR MEKTUP VE YAYIMLANMIŞ BİR ŞİİR Nârım Hikmet, Bursa Cezae­ vinde eşi Hatice Zekiye

Pırayen-dp fkisâ : artıyla Piraye) hanım İçin 1933 yılında iki «manzum mektup» yazmıştır. Bunlardan İkincisi «Karıma Mektup» başlı­ ğıyla Portreler (1935, S. 49 51) adlı esere alınmıştır. Şiirin sol

başında «Karıma Mektup» ve o- nun altında sağda:

33.11.11 Bursa Hapisane

sözleri vardır. Buradan, şiirin

11 kasım 1933'te Bursa’da ceza­ evinde yazıldığı anlaşılmaktadır. Nâzım Hikmet’in tarihsiz bir mektupla karısına gönderdiği bu ünlü şiir aşağıdaki çeşitli yayın­ larda yer almıştır.

Nâzım Hikmet karışma gön­

derdiği bir mektupta şiiriyle 1- gili olarak şunları yazmıştır:

«Karıcığım,

Şeker gibi bir mektubunu al­

dım. Akrabalarım düğünümüze

razı oldular diyorsun. Hangile­ ri? Kimlerle görüştün? (...) Sa­ na bir İkinci manzum mektup daha yazdım, birincisini yazıp göndermiştim. Almışsındır. Bu İkincisi bir mektubuna cevaptır. Dinle:

«Karıma 2'ncl mektubumdur». Bundan sonra, yukarda sözü edilen «Karıma Mektup» şiiri gel enektedir.

Kitap.. Kitap..

Atilla ÖZKIRIMLI

• N A Z IM İ L E P İ R A Y E , d e r l e y e n m e -M E T F U A T , D E Y A Y I N E V İ , 320 S., 25 L İR A . .

G enel anlam d a m ektup bir edebiyat tiirü değildir. G e rç i kim i edebiyat ü rünleri m ek ­ tup la rd an oluşur, a m a b içim sel bir özelliktir bu. B ir anlatım tekniğid ir. O y sa sanatçıların , y a k ın la rın a , d o stların a y a z d ık la rı m ektuplar, ya p ıtla rı ölçüsünde önem taşır. B u m ektup­ lar a r a c ılığ ıy la onun y a ra tıc ı d ü n y a sın a girer, san atın ın gizle rin i öğreniriz.

N âzım H ik m e t’in cezaevinden K e m a l Ta- h ir e, M em et F u a t'a , V a - N û 'la r a y a zd ığ ı m e k ­ tupla r daha önce k lta p laşm ıştı. Y eni D e rg i'- de y a y ım la n a n örneklerden k a rıs ı P ira y e 'y e y a zd ığı m ektupların a y r ı bir önem ta şıd ık la ­ rı da b iliniyord u. İşte M em et F u a t ( P lr a y e '- nln ilk koc a sın d a n olan oğlu) notlar, a ç ık la ­ m a la r da ekleyerek btı m e ktu p la rı «N âzım İla P ira y e » ad ıyla ya y ım la d ı.

M e k tu p la rd a o la ğ a n ü stü b ir a şk ın y a n s ı­ sını buluyor, b ir k ad ın ın b a ğ lılığ ın ın ve s e v g i­ sinin cczaevlndekı şa ire n asıl direnm e gücü v e rd iğ in i gö rü yorsu n u z. İşte k a rısın a y a zd ığ ı b irk a ç sa tır: « Y a ra tıcın ı, beni halkedenim , her şeyim , en k u vv e tlim ve en zayıfım , on a k ıllım ve en çocuğum . Sen uzun seneler y a şa , nefes al kİ ben cehennem in dibinde de olsam senin ye ryü zü n d e ışığı g ö rd ü ğü n ü bilm ek ba­ na yeter, bana kuvvet ve ümit olur.»

A y rıc a N â z ım 'ın , hiç bir yerde y a y ım la n ­ m a m ış ş iirle rin in b u lu n m a sı yap ıtın değerini arttırıyor. • Y A Ş A M I V E Y A P I T L A R I Y L E N A Z IM H İ K M E T , E K B E R B A B A Y E V , C E V . A. S E H R A M O G L U , C E M Y A Y I N E V İ , 376 S., 30 L İR A . . E k b e r B a b a y e v A ze rî a sıllı b ir T ü rkolog. S ov ye tle r B irliğ i B ilim le r A ka d e m isi D oğ u D ille ri E n stitü sü n d e görevli. N âzım H ik m e t’in 1951'd e n ölüm ün# k a d a r en yakıtı a rk a d a şı, ya n ıtla rın ın İlk o k u yu cu su olm uş. D a h a onun sa ğ lığ ın d a y a ş a m öykü sü n ü ya z m a y a b a şla ­ m ış, y a z d ık la rım ba sılm a d a n oku m u ş N âzım H lkm o*. « S a y fa k en a rla rın a k u rsu n kalem le rolla.“ d üşm üş. A la b ild iğ in e a la y c ı ve sert notlar..»

Hem şa irin ya şa m ın ın b ir bölüm ünün ta­ nığı olm ak, hem de onun yu rt d ışın d a k i y a ­ şam ın ı yan sıtan belgolerin elinin altında el­ m a sı a r a ş tırm a c ıy a b ü y ü k olana k sa ğlıyor. Böylec», Nâzım ın y a şa m ıy la y a p ıtla rın ın a y ­ rılm a zlığ ı yöntem ini de benim seyen B a b a ye v b ir bütüne u la şm a y ı b a şa rıy o r.

R a b a y e v ’ln yapıtı, özellikle, N âzım Hlk- m ct'ln sanatını, bütün ya p ıtla rın ı İnceleyip değerlend irerek bir yo ru m a gitm esi açısın d an ( D e v a m ı 9. S a y f a d a )

YERİNE ULAŞMAYAN BİR MEKTUP VE

BULUNAMAYAN BİR ŞİİR Bu mektuptan da anlaşıldığı gibi, Nâzım Hikmet’in karısına yazdığı bir başka mektup ve şiir daha vardır. Memet Fuat, bunla­ rın, «eldeki mektuplar arasında bulunamadığını» ve bu yüzden yayımlanamadığını «Nâzım île Piraye» derlemesinde açıklıycr.

Memet Fuat’ın açıklamasıyla, söz konusu mektup ile şiirin eşi­ ne ulaşmadığını ya da kayboldu­ ğunu düşünerek üzüldüm. Fakat iyi bir rastlantı beni sevindirdi: Şerif Hulûsi’nin eski eşi sa­ yın Melâhat Babacan’ı görmeğe gitmiştim. Kocasının notlarım karıştırırken önce adı geçen şii­ ri. ardından da mektubu buldum. Mektupla şiir Piraye hanıma gitmemiş. Nasıl olmuşsa, avukat İsmail Hakkı Balamir’in eline geçmiş. Şerif Hulusi de ondan almış. Mektubun üzerinde «33.11. 10» yani 10 kasım 1933 tarihi var.

Mektupta şöyle deniyor: «Biriciğim,

«Nasılsın? Ben hep bildiğin gi­ biyim. Bugün cuma, ayın onu. Daha müstantlk kararnamesini yazmamış. Bekliyorum. Bakalım o zatı muhterem de bizim kelle­ yi mi isteyecek? Eğer o da is­ terse. mesele hafif miktarda cid. dileşir. Mamafi, elden ne gelirse şimdiden yapmalı!

Neyse, olan olur, bunları geç... Geçen ayın 25’inde sana bir mek­ tup yazdmı. gön.Ieremedimdl. O- nu şimdi gönderiyorum, işte.»

Bu satırlardan sonra araya şi­ ir giriyor. Şiirden sonra da mek tup şu sözlerle bitiyor:

«Bilmem beğendin mi? Simdi senden bir rica. Bilmem akimda mı?»

Görüldüğü gibi, mektup eksik. Fakat mektuba konulan şiirde herhangi bir eksiklik yok

(«Karıma Birinci Mektup» bas- u 1 bu şiiri ilişikte sunuyoruz).

BİLİNMEYEN BtTt MEKTUP VE YAYIMLANMIŞ

BİR ŞjjR

mm. bu mektun da eksik ve y no Piraye hanım yerine Isına Hakkı Balamir’e gitmiş. Orada da Şerif Hulusi’ye geçmiş

f i S £ k « P* DÖrt »»O *«««*«

GOfifi. S. 31-33) adlı eserde bı lunan ve ilk mısraı «Senin ad nı» olan şiirle ilgili. Bilindiği g ü. bu şiir «Bir Cezaevinde, Te< çitteki Adamın Mektupları» ba: lığı altında toplanan üç şiirde: birincisidir. Ankara Merkez K( mııtanlıgı Askeri Cezaevinde yi zılmıştır.

Bu şiirle ilgili olup da şimdiy x (Devamı 9. Sayfada

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

birlerini pencereden, kapıdan göre göre birbirlerine gönül verdikten son ra mektuplaşmağa girişmiş, bundan bir müddet sonra daha ötelere gittik leri halde

Tablo 8: "Türk iĢletmeleri yabancı sözcük içeren marka adını dıĢ pazara açılırken tercih etmemelidir." Fikrine Katılma Düzeyi Türk işletmeleri yabancı sözcük içeren

Kassing ve Avtgis [11], içsel kontrol odağına sahip çalışanların orta derece ya da dışsal kontrol odağına sahip çalışanlardan daha fazla açık muhalefet

İnsanlığın başlangıcından bugüne değişime uğrayan doğada görülen farklılıklar, değişen toplumsal değerler ve doğa insan ilişkisi ve sanat- sal

Bü­ yük bir m ünevver, tevazuundaiı vakar fışkıran bir devlet adamı, zarif bir ar­ kadaş, iyi bir nâsir Türk ve Fransı» dillerinde mühim bir hatip ve

Nine apansızın ölüp varı yo ğu ka­ panım elinde kalınca baskısız kalan Sadi, K avuklu H am dinin orta oyun­ larında, Şevkinin tiyatrosunda aktör lüğe

A number of independent practice tasks can be suggested for the client following the first consultation, for example, collection of stuttering severity scores during everyday talking

BEN DE FOTOĞRAFINI ÇEKİYORUM — Sami Güner’e göre Yunus Emre’den Tlırgut Uyar’a şairler, insanın ve doğanın şiirini yazıyor, kendisi de fotoğrafını