• Sonuç bulunamadı

Bir yangının külünü:Belgeleriyle açıklıyoruz. Yorgun Savaşçı yakılmadı, MİT kasalarında saklıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir yangının külünü:Belgeleriyle açıklıyoruz. Yorgun Savaşçı yakılmadı, MİT kasalarında saklıyor"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

150 Lira___

6 Aralık 1987

“Komünist partisi

aydın desteği

alamaz“

Çetin Âltan

ile

TBKP hakkında

söyleşi

■ Yarın SÖZ’de

Kamuoyu aldatıldı. Suçlanan filim MİT kasalarında saklanıyor

‘Yorgun Savaşçı’

Yıl 1984. “Yorgun Savaşçı Yakıldı.” Ka­ muoyu bu inanılmaz haberle sarsılırken, basmda Başbakan Bülend Ulusu’nun “yak

emri” belgesi yayınlanıyor. Filmin, Ankara

21. Noteri Fatma Sevinç Düşünsel ve no­ terlik yetkili memuru Hüsnü Işık’ın huzu­ runda noterlikte yakıldığı açıklanıyor. Fil­ min kopyasının alınması da yasaklandığı için “Yorgun Savaşçı” sonsuza kadar ka­ rardığa gömülüyor.Ve yaküma açıklama­ sından üç yıl sonra, SÖZ “Yorgun Savaşçı- "nın yakılmadığmı belge ve ilgililerin bant kayıtlı ifadelerine dayanarak ortaya çıkardı. Dönemin TRT Genel Müdürü Macit Ak­

man, SÖZ’e yaptığı açıklamada, kendisinin

ü

TRT’nin o dönemdeki Genel Müdürü Macit Akman

“Yakıldı” denilen“ Yorgun Savaşçı”mn kopyasının

alınıp saklandığını açıkladı

“filmin tamamen yok etmenin büyük so­ rumluluk olacağını ” düşündüğünü ve bu

nedenle bir kopyasının saklanmasını öner­ diğim belirtiyordu.TRT eski Genel Müdürü, sözü edilen kopyanın şu anda nerde olduğu sorusunu ise arımda şöyle yanıtlıyordu :

“Herhalde devlet kasasında bir yerde ol- mah.’’Böylelikle Ankara 21. Noteri Fatma Sevinç Düşünsel ve noterliğin imzaya yet­

kili memuru Hüsnü Işık yakılma olayının tek ve gerçek tanıkları olarak ortaya çıkı­ yordu. Fatma Sevinç Düşünsel, SÖZ’e yaptığı açıklamada “Biz yakılmayı görme­

dik.” diyordu.

■ Yorgun Savaşçı’nın öyküsü Hilkat SAYDAMER’in haberi SAYFA / 2’de

(2)

PAZAR 6 Aralık 1987

ÖZEL HABER

E 3 3

Belgeleriyle açıklıyoruz. Yorgun savaşçı yakılmadı, MİT kasalarında saklanıyor.

Bir yangının külünü...

Hilkat SAYDAMER

“Bu film toplumumuzun bugün de içinde bulunduğu sorunlara toplumsal ve siyasal açıdan ışık tutmalı, kamuoyunda müşte­ rek bir heyecan dalgası yaratacak ulusal bir destan özelliği taşımalı.”

Bu “ulusal destan" özelliği taşıyacak film ‘Yorgun Savaşçı'ydı. Bugüne kadar bütün kamuoyunun yaküdığmı sandığı Yorgun Sa­ vaşçı filmi. Genel Kurmay’la

TRT’nin ‘Yorgun Savaşçı’ ya­ yınlansın konusundaki ortak görüşlerine, senaryonun Genel Kurmay’ca onaylanmasına, TRT denetiminin “bu yapıt çok güzel bir TV dizisi olur" görüşü­ ne rağmen,'güya yaküan Yor­ gun Savaşçı filmi...

Tümüyle araştırma, belge ve ilgililerin bant kayıtlı ifadelerine dayanarak ortaya çıkardığımız gerçekleri açıklamaya başlama­ dan, “Yorgun Savaşçı neydi?”, TRT bu filmin çekilmesine nasıl karar verdi? Kısaca gözden ge­ çirelim.

YORGUN SAVAŞÇI KAÇ DE­ NETİMDEN GEÇMİŞTİ ?Yor­ gun Savaşçı’nın çekimlerine si­ vil, askeri gereken her yerden izin alınarak başlanmıştı. TRT, Yönetmen olarak Halit Refiğ’le anlaşmış, filmin senaryosunu da ona sipariş etmişti.

Refiğ TRT için neyin nasıl ya­ pılacağım en iyi bilen rejisörler­ dendi. TRT tarafından denen­ miş, Aşk-ı Memnu gibi bir dizi yapmış, izleyicilerin de beğenisi­ ni kazanmıştı, işini bilirdi. TRT’de bu görüş hakimdi.

Tabi, filmin çekimine başlan­ dığı tarih olan 11 Aralık 1979 ile,

“Yorgun Savaşçı Yakıldı”, id­

dialarının ortaya çıktığı 1984 yı­ lma kadar geçen 5 yıllık sürede TRT’nin Halit Refiğ’le ilgili gö­ rüşlerinde anlamsız değişikler oldu.

Her yönetim değişen her yet­

kili ‘Yorgun Savaşçı’ gerçeğinden değil, Ha­ fit Refiğ hakkındaki farklı görüşlerinden yo­ la çıkmaya kalktılar. Herşeye rağmen Yor­ gun Savaşçı çekimi en uzun süren TV dizisi olarak tam beş yüda ortaya çıktı.

Belki bir talihsizlik belki de işin o kadar uzaması sonucu Yorgun Savaşçı olayının fi­ nali, Askeri Yönetimin Genel Müdürü Macit Akman’ın dönemine rastlıyordu. Sonunda Macit Akman sorumluluğun büyük bir

kıs-levizyon birimine teslim edilecekdi. Yorgun Savaşçı’nm buradaki banyo, seslendirme montaj işlemleri tam iki yıl sürecekti. Döne­ min TRT Genel Müdürü Macit Akman’m resmi evraklara aynen geçen ifadesine göre, Yorgun Savaşçı’nın yayına hazırlanma iş­ lemleri aksatılmış, çok uzatılmıştı.

BELGELERİ KONUŞTURUYORUZ Daha sonra kamuoyunda Yorgun Savaşçı’yı ha- ketmediği sona götüren kurum olarak en çok TRT eleştirilecekti. Oysa bugün olayları

orgun Savaşçı TRT’nin kalkıştığı

Kurtuluş Savaşını konu alan ilk

prodüksiyondu. Herşeyin

mükemmele yakın olması

isteniyordu. Sonunda filmin resmi kişilerin

önünde yakıldığı iddia edildi. SÖZ, Yorgun

Savaşçı’nın yakıldığına dair ifadeleri

çürütüyor. Basında filmin yakıldığına dair

sunulan tek belge Bülend Ulusu’nun yak emri.

Ortaya çıkan belgeler TRT’nin Başbakanlıktan

gelen “yak” emrine uymadığım gösteriyor.

değerlendirdiğimizde Macit Akman’m o dö­ nemde çok dikkatli ve sağduyulu davrandığı ortaya çıkacaktı.

Macit Paşa’yı en çok Yorgun Savaşçı’nın çalınacağına dair gelen ihbarlar rahatsız edi­ yordu. Bunca resmi izne rağmen bu ihbarla­ rın arasında devlet kademesinin önemli bi­ rimlerinden de yapılanlar vardı.

Macit Akman devlet tecrübesi olan bir in­ sandı. Yorgun Savaşçı’nm başma bir şey ge­ leceğini sezmişti. TRT’yi devreden çıkarmak gerekiyordu. Bu filmin başma gelecek olan­ lardan tek başına TRT sorumlu olmamalıy­ dı. Macit Akman topu dışarıya atacaktı. İşte dır?

raz ettiniz mi?

- Şöyle. Bir kopyasmı saklıyafim dedim. Ta­ mamını yok etmek büyük sorumluluk de­ dim.

- Başbakanlıkla aranızdaki bu yazışma üç kez tekrarlandı galiba?

- Evet. Olabilir. Ben saklansın diyordum.

- Bu gayretiniz nasıl sonuçlandı?

- Ben bir kopyasını saklamak üzere gereken yere filmi teslim ettim.

- Yani filmi siz yakmadınız. Ya da herhan­ gi bir kopyasının saklanıp __ saklanmadığından emin

değil-^ ' siniz?

- Hayır, yakma işlemini biz ger­ çekleştirmedik. O bizim dışımız­ da bir olaydı.

- Peki, siz iddia edildiği üzere filmin bir video kopyasını al­ dınız mı?

- Başbakanlığın emri vardı. Ben itiraz ettim. Madem istikbalde gösterilmesin isteniyordu, video tehlikeli bir yoldu.

- Siz nasıl bir kopya aldınız?

- İki inçlik, telesine cihazına ta­ kıldığı anda anında göterilebile- cek, orijinalinden renkli bir kop­ ya.

- Bu kopyanın şu anda nerede olduğunu biliyor musunuz?

- Her halde devlet kasasmda bir yerde olmalı.

RESMİ TANIĞIN HABERİ

YOK Bülend Ulusu’nun yak

emrine iki şekilde uyulmamıştı. Aslı ve tüm kopyeleri deniyor­ du.

Bu gerçekleşmemişti. Macit Akman’ın ilk kez itiraf ettiği gibi orijinalinden farksız bir kopya bizzat TRT tarafından gerekli

mercie teslim edilmişti. Yak

emrinin üzerinden bir ay geç­ mesine rağmen TRT bu emre uymamıştı.

Yak emrinin tarihi 28.6.1983’dü, TRT’nin yak emri­ ne karşı yazdığı gizli yazının ta­ rihi ise 20.7. 1983’dü, Yak emri-... . nin üzerinden bir ay geçmesine rağmen TRT buna uymamıştı. Bütün bunların arasında en ilginç nokta şuydu. TRT’nin ve yakıldı diyen herkesin gösterdiği tanık Ankara 21. Noteriydi. İfade­ lere göre Noter TRT tarafından çağrılmış, ya­ kılma işlemini tespit edip tutanaklarını tut­ muştu. Hatta Ankara 21’inci Noter’in yetkili memuru Hüsnü Işık “Yakümayı gördüm, subaylar, siviller vardı” şeklinde bir açıkla­ ma yapmıştı. 21 Noter TRT’nin anlaşmalı no­ teriydi. Peki yakma işlemiyle hiç bir ilgisi ol­ mayan ve filmi yakılmak üzere gerekli mer­ cilere teslim eden TRT, kendi bulunmadığı yakma işlemine niye noteri kendi

çağınyor-Y

orgun Savaşçı’ran

önemli bir rolünde de

Can Gürzap oynadı.

Sanatçı filmin

yakılması olayına tepki

göstermişti. İçi rahat olsun.

Yorgun Savaşçı yakılmadı.

Resmi tutanakların hiçbirinde

filmin yakıldığından söz

edilmiyor. Yakılmanın tek

resmi tanığı olarak açıklanan

Noter, yakılma işleminde

bulunmadı.

mim da üstlenmek zorunda kalıyordu. Oysa ortada bir sorumluluk varsa filmi onaylayan ya da çekimine katkıda bulunan herkes Ma­ cit Akman kadar sorumluluk taşıyordu.

Bu “sorumluluğa” ortak olanları tanıya­ bilmek için kısaca Yorgun Savaşçı’mn hangi denetimlerden geçtiğine, hangi merciler ta­ rafından onaylandığına bir göz atalım.

Yıl 1978. Dönemin TRT denetim yetkilile­ ri, toplanıp Kemal Tahir’in romanım enine boyuna incelemişler, ‘Bu roman güzel bir TV dizisi olur’ demişlerdi. Sonra 13 Ekim’de tek­ lif Yönetim Kuruluna sunulmuş, Yönetim Kurulu hayatının en hızlı kararlarından biri­ ni vererek, bir gün sonra “uygundur” demiş­ ti. Daha sonra Hafit Refiğ tarafından yazılan senaryo Televizyon Dairesi Başkanlığınca bütünüyle olumsuz bulunacak ve Daire Baş­ kanlığının önerisi üzerine Genel Müdürlük­ çe yeni bir komisyon kurulacak, film bu ko­ misyonca tekrar tetkike alınacaktı.

Yapılan tetkik sonucu bir takım deyimle­ rin ve bazı bölümlerin düzeltilmesi, tarihi gerçekler açısından da titizlik gösterilmesi şartı ile Yorgun Savaşçı’nın çekimine izin verilmişti. Yönetim Kurulu bir kez daha top­ lanacak ve kararı teyid edecekti. Çekime he­ men başlanabilirdi.

GENEL KURMAY DA ONAYLIYOR Bu noktadan itibaren TRT’nin başvurusu ile Genel Kurmay Başkanlığı da işin içine gire­ cek, yalnızca filmi onaylamakla kalmayıp, TRT’ye filmin hazırlanması, çekimleri anın­ da her türlü yardımm yapılması konusunda da hazırız diyecekti.

Genel Kurmay Başkanlığı Genel Sekre­ terliğinden çıkan bir emirle Yorgun Savaşçı- ’nın çekiminde yardımda bulunmak üzere bir koordinatör subay bile görevlendirilmiş­ ti.

Bu kadar destek ve yardımla filmin çeki­ mine gönül rahatlığı ile devam edilmiş ve çe­ kim 14 Eylül 1981 tarihinde bitmişti. Bu ta­ rihte renkli olarak çekimi tamamlanan film, Mimar Sinan Üniversitesine bağlı Sinema

te-bizim bu düşüncemizi doğrulayan gizli ev-' raktaki bölüm:

“Bu işlemler sırasında adı geçen Sinema- Televizyon ünitesince, filmin çalınması ihti­ malinin çok kuvvetli olduğu ihban üzerine kurumda kapalı bir odada muhafaza edilen filmin, mutad işlemlere tabi tutulmadan Ge­

nel Kurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliği ilgililerinden kurulacak

bir heyet tarafından tetkiki teklif edilmiş ve teşkil edilen heyet 10-13 Haziran 1983 tari­ hinde filmi seyrederek ilgi a’daki emre ekli olarak gönderilen tutanak tutulmuştur.” Bu tutanak daha sonra yak emrine temel olacak tutanaktı. Burada Yorgun Savaşçı filminin sekiz açıdan devlet güvenliğine zararlı oldu­ ğu bildiriliyordu.

Şimdi de Macit Akman’m “TRT’de 3 Yıl” adfi kitabında açıklamakta sakınca görmedi­ ği bir bölümü aynen aktarıyoruz: “Raporlar ışığında TRT Genel Müdürü olarak, eserin TRT denetleme kademelerine intikaline ge­ rek kalmadığım düşünerek, raporlara istina­ den verilen emirler muvacehesinde filmin bir kopyası muhafaza edilmek üzere emredi­ len makama teslim edilmiş, geri kalanlar ise yedi kişilik bir heyetçe ve Ankara 21. Noteri huzurunda yakılmış, durum bir tutanakla tespit edilmiştir.”

“YAK” EMRİNİN HİKAYESİ Bu açıklamayı daha önce bir yerden hatırlayanlar olabilir. Ama burada gözden kaçan iki önemli nokta var. Kitaba alınmayan TRT’nin Baş­ bakan Bülend Ulusu’nun yak emrine karşı İçişleri Bakanlığına yazdığı o gizli, ele geçirileme- yen belge. Şimdi Ulu­ su’nun yak emrini, tarihi­ ni ve belgede­ ki yakılmaya dair maddeyi bir kez daha hatırlatıyoruz. Bülent Ulu­ su’nun “Yak” emrinin üçün­ cü maddesi: “İstikbalde de bu filmin tele­ vizyonda ya­ yınlanma ihti­ malini önle­ mek maksa- .dıyla filmin aslı ve kopya­ lan Başba­ kanlıktan, Milli Savun­ ma ve İçişleri Bakanlıkların­ dan birer yet­ kilinin iştira­ kiyle oluşan heyet önünde yakılacaktır.” Filmin aslı ve

kopyalan yakılacaktı. Burada Macit Akman­ la yaptığımız konuşmayı aktaralım:

- Sayın Akman siz bu emre hemen uydu­ nuz mu?

- Bu konuda bir şey söyleyemem

- Peki bu emre herhangi bir şekilde yazılı, sözlü resmi ya da gayriresmi biçimde

iti-Başağrısı. Tunca Toskay, Yorgun Savaşçı’nın yeniden yayınlanması konusunda kesin bir şeyler söylemiyor. Ama başını ağrıtmaya da hiç niyeti yok.

Daha da önemlisi Noter’in yakılma işle­ minden haberi yoktu. Yakılma anında orada bulunmamıştı. Bu konudaki Noter tutanağı­ nın tarih ve sayısını bularak, Ankara 21. No­ teri Fatma Sevinç Düşünsel’e gidiyoruz.“Ha- yır Efendim, yakılmayı görmedik. Bir kere zaten ben yoktum. İmzaya yetkili memurum Hüsnü Işık da yakılma işleminde bulunma­ dı. Biz sadece Yorgun Savaşçı’mn metraj mı tespit için çağrıldık.” Bizim “Sizin ve görevli memurunuzun ağzından bir gazetede Yor­ gun Savaşçı’mn yakıldığım gördüğünüze dair açıklamalar çıktı.” dememiz üzerine, Sevinç hanım kesinlikle hiç konuşmadıkla­ rım kanunen tekzip haklan olmadığı için de olayın üstüne gidemediklerini söylüyordu.

Yakılmanın tek resmi tanığı olduğu iddia edilen, "Yorgun Savaşçı huzurunda yakıldı” denilen 21. Noterin bunu tutanakla tespit et­ tiği resmi makamlarca açıklanmıştı. Noter şimdi, “Ben olayı görmedim” diyordu.

Bize sözde yakılma tutanağı olarak göste­ rilen belgenin de tarihi çok ilginçti.7 Kaşım 1983, yani yak emrinden tam 7 ay sonra. Üs­ telik Noter yakılmayı görmemişti.

YORGUN SAVAŞÇI MİT’DE DİNLENİYOR

Peki bu yak emriyle yakılmaya dair Noter tutanağının düzenlediği gün arasında, yedi ayda neler olmuştu. Neden bu kadar sakın­ calı bulunan bir konunun imhasına süratle geçilmemişti? Hayır, bunların hiçbiri olma­ mıştı, çünkü olamazdı.

Başbakanlık ikinci bir yak

¡mri gönder- eden belki u emri bütün ndişelerden uygulaya- ıfimek için Te temasa ;eçiyordu. orgun Savaş­ tı hakkında bir ¡kez de oradan görüş alınacak­ tı. Başbakanlık sorusu “Yor­ gun Savaşçı­ nın MIT’e gö- e sakıncalı lup olmadı- ıydı. Bu soru- a gelen cevap aşırtıcı oluyor- u. MİT’e göre orgun Savaş­ ıl temizdi, sa­ ca görülme­ di. Bu kez aşbakanlık d bir endi- esini dile ged­ ecek ve Yor- Savaşçı- mn adı ya da erhangi bir erinde milli bütünlüğe ters düşecek her­ hangi bir nokta olup olmadığı­ nı soracaktı. MÎT’in ceva­ bında “Hayır” deniyordu, böyle bir şeye rast­ lanmamıştı. Başbakanlık, aradan geçen za­ man içinde Yorgun Savaşçı ile ilgili, hem de kendi biriminden iki tane temiz raporu al­ mıştı.

Bunun üzerine Başbakan Bülend Ulusu- kendi verdiği o ilk yak emrine uymama

ka-TRüTnin süper prodüksiyonu “Ateşten Günler”!

ranna vardı. Film onca gürültüden sonra ek­ rana da çıkmayacaktı, ilk “Yak” emrkgeri alınmamıştı ama ikind bir emre de hiç bir yerde en gizli evraklar arasında bile rastlan­ mayacaktı.

Basın ve basının oluşturduğu kamuoyu­ nun dikkatleri bir yangın olayma çekilecek ve asıl önemli olan kurtarma operasyonu gizlenecekti.

İşte “Yak” emrine cevaben TRT’nin İçiş­ leri Bakanlığına yazdığı gizli evraktaki bu bölüm:

Üç sayfalık ve 10 maddelik evrağm son maddesi.

10) İlgili emrin 2’n d maddesine göre se­ naryo metni ile film arasındaki farklılıkları gösterir kurum çalışması ek I de sunulmuş­ tur. Senaryo, Genel Kurmay Başkanlığına kadar, bir çok kademelerin denetiminden geçirilerek çekim karan alındığına göre, yö­ netmen tarafından senaryonun çekim ena- sındaki yorumlanışı çok büyük önem taşı­ maktadır. Bu sebeple kurum dışından teşkil edilecek bir heyetle senaryo ve neticelenmiş çekimin tekrar denetlenerek yönetmenin durumunun teshirinde büyük yarar olduğu düşünülmektedir. Bu teklifle ilgili bir karar alınıncaya kadar filmin muhafazasına de­

vam edileceğini, eğer böyle bir tetkike ge­

rek görülmüyor ise ilgili emir 3’üncü madde­ sinin (yak emri kastediliyor) uygulanması ile ilgili iş’ar beklendiğini emirlerinize arz ede­ rim.

Bu beklenen ikinci emir hiç bir zaman gel- miyecekti.

VE FİNAL Halit Refiğ o dönemde kendini te­ mize çıkarmak için “beni yargılayın, varsa suçum, yoksa suçsuzluğum kanıtlansın” di­ yordu. Bu yargılama yapılamayacaktı. Çün: kü ortada suç yoktu. Bunun yerine göster­ melik bir yangınla ortalık dumana boğula­ caktı.

Dört yıl önce yıkılan, yakılan bir şey ol­ muştu. Ama bu Halit Refiğ’in filmi değildi.' Göstermelik Yorgun Savaşçı yangım ile hiç bir devlet sırrının milletin haklarının üzerin­ de olmadığı düşü yıkılmıştı.

Gerçekte o yangından, önemli bir şey kur­ tarılmıştı. Bir Başbakan’ın kendi emrine kendisinin uymaması pahasma Yorgun Sa- vaşçı’nın orijinalinden farksız renkli kopya­ sı, bililerinin yeni emirlerini bekliyordu. Bu arada da emniyetli bir biçimde çelik kasada dinleniyordu Yorgun Savaşçı.

Dört yıldır kamuoyu aldatıldı. Resmi ma­ kamlar kendi çarkları içinde kamuoyunun gerçekleri bilme hakkını öğüttüler. Filmin yaratacağı en büyük sakıncanın yakılması olduğunu yak emrini bizzat verenler anla­ mışlar. Yorgun Savaşçı yakılmadığma göre artık kamuoyunun sağduyusuna sunulmak.

Süper yapım. Ateşten Günler'in çekimleri sırasında gerçekten etkileyici sahneler çıkıyor ortaya. İnsan sarfedilen emekleri görünce ‘Yorgun Savaşçı’nın akıbetine daha çok üzülüyor.

Piknik sefası. Bayan özal her yere kendi kişisel havasını taşımayı biliyor. Yakından ilgilendiği ‘Ateşten Günlerin çekiminde de Bayan ö z a lin varlığı hissediliyordu.

Bunlar da

'dinamik’

savaşçdar

TRT için artık Yorgun Savaşçı bir sorun olmak­ tan çıktı. Şimdi TRT yetkililerinin hedefi arka ar­ kaya planlanan iki süper yapımı gerçekleştirerek, Kurtuluş Savşanı konu alan filmler konusunda var olan açığı kapatmak.

TRT Genel müdürü Tunca Toskay eski huzur­ suzluk çıkarıcı meselelerin unutulmasını istiyor. Yorgun Savaşçı ile ilgili fikri sorulduğunda “O bir Yorgun Savaşçıydı. Hemen hemen aynı konuda ben ‘Ateşten Günler’i yapıyorum. Türkiye’nin en büyük prodüksiyonlarından biri olacak. Sonra

‘Kuruluş’ geliyor. Daha da büyük bir yapım ola­

cak” diyor.

Ateşten Günler’in çekimleri de bu arada hızla ilerliyor. Tıpkı Yorgun Savaşçı’da olduğu gibi, bu­ rada da ordu birlikleri çekimlerde kullanılıyor, TRT’nin önemli isimleri, yönetmen ve prodüksi­ yon amirlerinin yanısıra çekimleri izliyor. Basm da Yorgun Savaşçı’yı çoktan unuttu, şimdi bütün dik­ katiyle ‘Ateşten Günler’i takip ediyor.

Aeşten Günler’in Yorgun Savaşçı’ya nasip, ol­ mayan bir şansı var. Başbakan’m eşi Semra Özal da filmin kaderiyle yakından ilgili. Bayan Özal en son Ankara yakınında yapılan ve büyük savaş sahnelerinin canlandınldığı çekimlerde oradaydı. Büyük bir ilgiyle çekimleri izledi. Çekimler hak­ kında bilgi aldı, teknik ayrıntılarla ilgilendi, yönet­ mene çeşitli sorular yöneltti. Semra Hanım ger­ çekten zevk alıyordu çekimleri izlerken. Hatta ve­ rilen molalardan birinde ekipten biri gibi askerin tayınım paylaştı.

İnsan Ateşten Günler’in çekimini izlerken, veri­ len emeğe harcanan çabaya şaşırıyor. Aklına he­ men Yorgun Savaşçı’mn çekimi, yapılan harcama­ lar geliyor. Bakalım etkin bir başbakan eşinin des­ teğinden mahrum kalan Yorgun Savaşçı’ya göre Ateşten Günler’in kaderi daha mı iyi olacak ?

Referanslar

Benzer Belgeler

Buna göre titreşim ve dinamik yükler altında kendiliğinden gevşemeyi önlemek için çinko fosfat kaplı ince diş cıvatalar kullanılabilir. Böylece hem gerilme korozyonu

All studies indicate that some of the Köprübasi uranium deposits are amenable to usually low cost heap leaching and a small central processing facility with an 80

3.. Towards the end of 1975, the development of a calibration system has been completed to determine the amounts of three natural radioactive source, uranium,

Les askis qui surprennent aussi bien par leur valeur artistique que par leur valeur matérielle intrinsèque sont tous faits sous différents padichahs soit pour

Yeşilbahar Sokağı'nda bulunan Tevfik Efendi Köşkü daha önce, oldukça büyük, ahşap ve üç kath olarak Cengiz

Yapılan projelerin geri ödeme süreleri sırasıyla indüksiyon ocaklarında kapak kullanım projesi için 0,42 yıl, basınçlı hava sistemindeki kaçakların giderilmesi

Ekibe katılmak için başvurular artınca durum başka bir hal alıyor; ana ekip bir yana ayrıldıktan sonra, sadece ders vermek için bile öğrencileri sınava sokmak

[r]