esintiler
\
Nâzım’m doksanıncı
yaşma hazırlanırken...
ZEYNEP ORAL
OSKOVA Gözyaşlarına inanmıyor..."
Hayır, hayır, sinema günlerini, sinemalı günleri — yaşıyoruz diye, aklıma çakılıveren, ünlü filmin ad: değil bu... Bu, MoskovalIların küçük bir değişiklikle, dil lerinden düşürmedikleri bir tümce. “Moskova Gözyaş
larına inanmıyor”, küçük bir değişiklikle, “Moskova’nı" gözyaşlarına Gorbaçov inanmıyor” olmuş...
Evet, Moskova gözyaşları döküyor. Çünkü Moskova aç, MoskovalI aç. Yani yüksek bürokrat olmayan, mafya ilişkilerine girmeyen ve cebinde doları olmayan Mos kovalIlar aç... Ama onlar yine de mizahı, gülme yetene ğini, fıkra üretme tekniklerini elden bırakmıyorlar.
İşte son günlerde Moskova'da en sık duyduğum fık ra:
Millet, Gorbaçov’a amansızca hücum edip eleştiri yor, bizi nasıl bu hale getirdin diye. Gorbaçov, “Durun” diyor, “Durun, yeryüzündeki her cumhurbaşkanının bir
sorunu vardır. Örneğin Mitterrand’ın yüz sevgilisi var, içlerinden biri AIDS’ti, ama hangisi olduğunu bilmiyor... Örneğin BustYun yüz muhafızı var, içlerinden biri Sov yet casusu ama hangisi olduğunu bilmiyor... Benim de yüz tane ekonomi danışmanım var, içlerinden biri işe yarar, ama hangisi olduğunu bilmiyorum...”
Herkes bu fıkraya çok gülüyor... Ama inanın, Mos kova’da geçirdiğim bir hafta boyunca kahkahadan çok gözyaşlarına tanık olacaktım...
■ Tanıklık ettiğim bir başka olay da Nâzım Hikmet Yı- lı’yla ilgili ön hazırlıklar.
Önümüzdeki yıl, 1992, Nâzım Hikmet’in doğumunun 90. yıldönümü. Sovyet Yazarlar Birliği, şimdiden kutla malar için ön hazırlıklara başlamış. Görkemli, şölen ni telikli bir anma gecesinin yanı sıra, “Nâzım mkmet’in
Çağdaş Kültür İçindeki Yeri” başlıklı bir dizi konferanslar
düzenlemeyi, çeşitli yayın organlarında Nâzım’ın eser lerinin yanı sıra, Nâzım üzerine incelemeler yayımlamayı düşünüyorlar.
Moskova Şarkiyat Enstitüsü çeşitli ülkelerden, sa- , yısız bilim adamı, araştırmacı ve yazarların katılacağı,
“Nâzım Hikmet: Yirminci Yüzyılın Hümanisti” başlıklı
! bir seminer düzenlemek istiyor.
Sovyet Tiyatrolar Birliği Genel Sekreteri Alexander Svobodin İse şimdiden ülke çapında tüm tiyatrolarla iliş kiye geçtiklerini, önümüzdeki yıl Nâzım’ın oyunlarını oy namaları için tiyatrolara öneride bulunduklarını belirti yor. Ayrıca ülkede yayımlanan belli başlı beş tiyatro der gisi de sayfalarını şimdiden Nâzım’ın tiyatrosuna ayır mış durumda.
Bunların yanı sıra daha birçok hazırlık var. Bütün bunlarda dikkatimi çeken, Sovyetler Birliği’nde şimdi Nâzım’ın özellikle lirik şiirine, aşk şiirlerine de dikkat lerin yoğunlaşması. Belki de, bugün de bu şiirleri geri plana attıkları için, aradaki boşluğu kapamaya, denge sağlamaya çalışıyorlar. Nâzım ve eseri bir bütün oldu ğuna göre, şimdi bu bütünlüğün vurgulanması, bu bü tünlüğün tanıtılması ve yaygınlaştırılması kanımca an cak sevindirici olabilir.
Sovyetler Birliği’ni ya da Nâzım Yılı’nı kutlamak is teyen öteki ülkelere değil de biz bize bakalım. Biz ne yapıyoruz, ne yapacağız? 1
Türkiye Yazarlar Birliği ve kurulmakta olan Nâzım Vakfı mutlak kendi programlarını düzenleyecektir. Adam Yayınları zaten müthiş bir titizlikle şairin tüm eserleri ni yeniden yayınlıyor. Ancak bunlar yeterli değil.
Bu konuda en büyük görev Kültür Bakanlığı'na dü şüyor. Kültür Bakanlığı, hem Nâzım'ın adına, eserleri ne yaraşır, hem de bu millete yaraşır bir şeyler düşüne cektir sanıyorum. Ancak bunun aceleye gelmemesi, şimdiden hazırlıklara başlanılması gerekiyor.
Yine başta Devlet Tiyatroları ve Şehir Tiyatrolari ol mak üzere, tüm tiyatrolar, önümüzdeki yıl için repertu arlarını hazırlarlarken, Nâzım’ın 90. yıldönümünü akıl dan çıkarmamalı.
Nâzım’ın 90. yaşı, onun ve eseri üzerine araştırma, inceleme yapacak olanlar için bir itici güç oluşturursa, ne mutlu bize.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi