• Sonuç bulunamadı

Yetim

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yetim"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

akan zaman, duran zaman

{

melih cevdet anday

Yetim

C

ahit Sıtkı Tarancı’nın insansever ligi sözde (şiirde) kalmazdı; sevgi, kar­ deşlik, iyilik duygulan kişiliğinin göze çarpan özellikleri idi, ozanlığın ge­ reği sayılan eğreti gösterişler deği İdi. Hele içki masasında büsbütün orta­ ya çıkardı bu. Öyle ki, onu tanımay anlar, bu duygusallığı içkinin geçici bir

ürünü sayabilirlerdi. Çünkü içine kapalı idi genellikle, kimse ile, kimsenin so­ runu ile ilgili görünmezdi. Bir akşam onunla başbaşa yiyip içerken, Peyami Safa'ya atıp tutmağa başlamıştım. Peyami’nin ideolojik konulardaki saldırı­ larını yeriyordum. Cahit Sıtkı, önce sessiz sessiz dinledi beni, ama ben kim bi­ lir ne denli hızlanmış olacağım ki, so­

nunda Cahit’in gözleri yaşardı. — Konuşma böyle, adamcağız ye­ tim, dedi.

Çünkü Peyami’nin saldırganlığını da beğenmiyordu gerçekte, bu yüzden beni ancak onun «yetimliği» ile yu­ muşatmak yolunu tutmuştu. Oysa ya­ şını başını almış herkes yetim ve ök­ süzdür. Cahit, o «yetim» sözcüğünü, Nazım Hikmet’in Peyami Safa için yaz dığı ünlü şiirdeki «Ey yetim-1 Safa» dizesinden esinlenerek, şaka için kul­ lanmamıştı, İçtenlikle söylediği, gözle­ rinin yaşarmasından belliydi. Peyami Safa, Cahit Sıtkı’yı ilk tutan, ilk öven yazarlardandır, ama arkadaşımın onu savunmağa kalkması, vefa duygusun­ dan değildi sadece, insanların btrbir- leriyle çatışmaya girmelerini isteme- diğindendi sanıyorum.

Peyami Safa’yı, daha şiirlerimizi yeni yeni yayımlamağa başladığımız günlerde, Orhan Veli ile bîr İstanbul’a gidişimizde tanımıştım. Beyoğlu’nda bir meyhanede, biz, Cahit Sıtkı Taran- cı, Ahmet Muhip Dıranas, dört kişi bu­ luşmuştuk. Başka bir masada da Peya­ mi Safa, bir arkadaşı ile oturuyormuş. Arada konuşmalar oldu, sonra masa­ ları birleştirdik Cahit, Orhan’la beni tanıttı Peyami Safa’ya.

O akşamki konuşmalar aklımda kalmamış da, Peyami Safa’nın bize bir alaturka şarkıyı öğretmeğe çalıştığını ansıyorum. Ahmet Rasim’tn. güftesi de, bestesi de kendisinin olan.

Ben öyle gönüller yakıcı besteni-gârım dizesinin geçtiği, bestenigâr makamın daki şarkısı İdi bu. Ahmet Rasim, Çamlıca’daki zengin bir ailenin evlât edindiği Bestenigâr adında bir kıza özel öğretmenlik edermiş, aşık olmuş derken, bu şarkıyı bestelemiş.

Meyhaneden kalktığımızda, Peya- frıi Safa, hep birlikte geneleve gitme­ mizi önerdi. Yolda, biz daha Besteni­ gâr’! iyi öğrenmediğimiz için, cebin­ den çıkardığı kalemle koroyu yönete­ rek ve önümüzde geri geri yürüyerek şarkıyı bir kaç kez daha geçti. Hiç unutmam, geneleve de geri geri girdi.

Peyami Safa ile. aradan yıllar geç tikten sonra, İstanbul’da, eski Tercü­ man Gazetesi'nde bir daha karşılaş­ tım. Rahmetli Semih Tuğrul genel ya­ yın müdürü idi gazetenin. Ben de ora­ da Yaşar Tellidede takma adı ile kö­ şe yazarlığı yapıyordum. Gazetenin patronu, Peyami Safa ile anlaşmış, o da Tercüman'a yazmak için birtakım

koşullar öne sürmüş, bunlardan birin­ de benim çıkarılmamı önerlyormuş.

Bir gün gazeteye geldim, dostum Semih Tuğrul, sıkılarak durumu açtı bana ve,

— Yarınki yazını da yaz da, hesa­ bı keselim, dedi.

Ben yazı makinesinin başına geç­ tim, .zımı yazmağa başladım.

O sırada kapı açıldı, Peyami Sa­ fa, yanımda Vecdi Bürün ile İçeri gir­ di. Semih Tuğrul ayağa kalktı, «Bu­ yurun» dedi. Sanırım ilk karşılaşmala­ rı idi bu. Peyami Safa beni tanımadı, akimda kalmamış anlaşılan yıllar ön­ ce bize Ahmet Rasim’in şarkısını geç­ tiği akşam. Ben de yazmayı bıraktım, onların konuşmalarını engellememek İçin.

Derken konu bana gelmez mi! Peyami Safa:

— Melih Cevdet beyin çıkarılma­ sını istememi anlayışla karşılayacağı­ mızı umarım, dedi Semih Tuğrul’a, tki miz bir gazetede yazamayız. Sanırım o da istemez bunu.

Sesimi çıkarmadım. Benim ağzım­ dan da konuştuğu için ne diyebilirdim ki! Üstelik nezaketle söylenmiş sözler­ di bunlar.

.

1

"

(v

$z

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

görünüyor. Korkarım, Sayın Yılmaz’m ken­ disi, duyduğu büyük infialin etkisiyle Prof. Arsel’e karşı “seviyesiz ithamiar”da bulun­ maktan kendini alamamış.

[r]

[r]

Suların dezenfeksiyonu aşamasında ve özellikle dirençli mikroorganizmaların eliminasyonu söz konusu olduğunda, gama ışınlama kesin sonuç veren, enerji ve

Each year 48 million cargo containers move among the world’s sea ports and only a small fraction are thoroughly inspected. This means that seaports are

Sultan Süleyman, payitahtın levazım ikmali ve muhaberesi için çok önemli gördüğü Çekmece Köprüsü’nün yeniden yapılmasını Mimar Sinan’a emretti ve

“ İsmi yeni Türkiyenin bütün mil­ lî kurtuluş hareketine bağlı olan Ke­ mal Atatürkün vefatı, Türk milleti için büyük bir ziyadır. Müstakil Tür

beklenmedik bir şey • İnönü dolu bir kadehle yanıma geldi ve, Karakız, benim elimden bir şampanya içer misin?’ diye sordu.. Alkol kullanmadığım halde şampanyayı