• Sonuç bulunamadı

Yeni Symposium Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Symposium Dergisi"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 60 Nisan 2009 | Cilt 47 | Say› 2

Psikanaliz’in Eflcinselli¤e Yönelik

Tutumuna Tarihsel Bir Bak›fl

Umut Mert AKSOY

Uzm. Dr., Samsun Ruh ve Sinir Hastal›klar› Hastanesi Yaz›flma Adresi:

Uzm. Dr. Umut Mert Aksoy,

Samsun Ruh ve Sinir Hastal›klar› Hastanesi, Samsun Tel: +905058255800; +905324271597

E-Posta: drumutmertaksoy@gmail.com

Ö ÖZZEETT

Bu yaz›da özellikle 20. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda yükselen psikanalizin eflcinselli¤e yaklafl›m›na ›fl›k tu-tacak literatür gözden geçirilmifl ve 1973 APA tarihsel oylamas›na kadar olan dönemde psikanali-zin eflcinselli¤e yönelik mütereddit tutumu ile bu alanda yap›lm›fl genifl çal›flmalar›n k›sa bir özeti-nin yap›lmas› amaçlanm›flt›r. Yaz›da döneme iliflkin ders kitaplar› ve literatürden de örnekler sunul-mufltur.

Anahtar Kelimeler: psikanaliz, cinsellik, eflcinsellik A

ABBSSTTRRAACCTT

A Historical Look at the Psychoanalytic Approach Towards Homosexuality

This article demonstrates the approach of psychoanalysis on the issue of homosexuality. The aim of this review is to discuss the ambivalent attitude of psychoanalysis toward homosexuality until historical decision of APA in 1973. Examples from Turkish psychiatric textbooks and literature ha-ve also been assessed.

Keywords: psychoanalysis, sexuality, homosexuality

G‹R‹fi

20. yy’›n ikinci yar›s›nda psikanaliz okulu, psiki-yatri içerisinde belirleyici bir rol oynam›fl ve mühim konularda psikiyatrinin genel tavr›n› belirlemifltir. Dolay›s›yla psikanalizin eflcinsellik konusundaki “be-lirli” veya “belirsiz” olan tavr›n› ortaya koymak önem tafl›yacakt›r.

Eflcinsellik konusunda psikanaliz mütereddit bir tutum sergilemifl, bilimsel “inançlar›n” bilimsel veriler ile s›n›rlar›n›n silindi¤i bir dönem yaflanm›flt›r. Bu ya-z›n›n amac› psikanalizin bir bilimsel teknik ve terapi yönteminin ötesinde, bir dünya görüflü ortaya koya-rak eflcinsellik konusunda ortaya koymufl oldu¤u psi-kopatolojik modeli sunmak ve bir “psikanalitik psiko-patoloji modelinin” ortaya ç›k›fl biçimini tart›flmakt›r.

FREUD VE EfiC‹NSELL‹K

Freud’un eflcinsellik konusunda karmafl›k ve

tu-tars›z ifâdelerinin bulundu¤u çeflitli yazarlar taraf›n-dan dile getirilmesine karfl›n (Friedman 1998, King 1999), tutars›zl›ktan öte, bir tamamlanmam›fll›ktan söz edilebilir.

Freud, kendi yaflam öyküsünün ve do¤a bilimleri ile u¤rafl›s›n›n verdi¤i bir disiplin ile psiflenin psika-naliz yoluyla âdeta parçalar›na ayr›larak, rûyalar›n, fantezilerin ve bilinç-öncesinde var olan materyalin bir patolojik-morfolojik çal›flma tekni¤i ile incelenebi-lece¤i ve s›n›fland›r›labiincelenebi-lece¤i, bunun ötesinde tera-pötik olarak bu parçalanan ö¤elerin bütünlefltirilebile-ce¤i varsay›m›ndan yola ç›km›flt›r. Eflcinsellik temas›-n›n incelenmesinde de ayn› metodun izlerini sürmek mümkündür. Az say›daki “olgu” örneklerinden -ör-ne¤in kad›n eflcinselli¤i söz konusu oldu¤unda Fre-ud’un 1920 y›l›nda yay›nlad›¤› bir olgusu ve analitik literatürde 1989 y›l›na kadar toplam 68 olgu (Frieman ve Downey 2002)- büyük genellemelere gitmek

(2)

yoluy-New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 61 Nisan 2009 | Cilt 47 | Say› 2

la bu seksüel davran›fla aç›klama getirmeye çal›flm›fl-t›r. fiüphesiz ki tav›rda 19 yy.’›n bilim felsefesinin ve Ayd›nlanma’n›n etkileri söz konusudur. Gerçekte Fre-ud’un yapt›¤› “yar›-natüralistik bir tutumla, insan ya-flam›n› yöneten nedensel a¤› ortaya koymaktan ve bu yüzden nedensel aç›klamalar yapmaktan” ibârettir (Göka 2006).

Freud, Berlinli bir KBB uzman› olan Fliess ile olan yaz›flmalar›nda nevrozlar›n etiyolojisinde temel bir biseksüalitenin varl›¤› yan› s›ra, burun iç mukozas› ile genital bölgeyi döfleyen mukozal yap›n›n benzerli¤in-den yola ç›karak insanda burun, cinsellik ve menstrü-asyon siklusunu da içeren döngüsellik arz eden bir iliflkiden söz etmifl, hâttâ buruna yönelik cerrahi giri-flimler ve uygulanacak, farmasötik ajanlar –kokain gi-bi– nevrozun tedavisinde bir basamak olaca¤›n› öne sürmüfltür (Lohmann 1998, Masson 1985).

1905 y›l›nda yay›nlanan Cinsellik Üzerine Üç De-neme’de (Freud 1905) çocu¤un anneye bir nesne ola-rak fiksasyonu sonras›nda, kad›n figürü ile özdefllefl-ti¤ini ve kendisini bir aflk nesnesi olarak seçti¤i, böy-lelikle narsisistik bir flekilde otoerotik döneme özgü bir nesne seçimi yapt›¤›n›, bu seçimin tüm yaflamda sürdü¤ü hipotezini ortaya koymufltur. Freud’un bu ve di¤er sözü edilecek olan hipotezleri, erkek eflcinselli-¤ini anlamaya yöneliktir. Hipotezlerin neden erkek eflcinselli¤i üzerinde odakland›¤› ise tart›fl›lmas› gere-ken baflka bir noktad›r.

Tarihte biseksüel yönelimiyle bilinen Leonardo Da Vinci’yi inceledi¤i yaz›s›nda (Freud 1910) eflcinselli¤in oluflumunda çocu¤un anneye güçlü fiksayonunun ya-n› s›ra baba veya yerine geçen bir figürün olmay›fl›ya-n›n önemine iflaret etmifl, kastrasyon korkusunun bast›-r›lmas›yla penise sâhip bir ilk figür aray›fl›na girdi¤ini belirtmifltir. Bu baba yoklu¤u veya yetersiz babal›k daha sonraki literatürde “homoseksojen baba” tan›-m›yla karfl›l›k bulacakt›r. Bu ilk figür ruhsal olarak ve çözülmemifl ödipal çat›flmalar neticesinde çift cinsi-yetlidir. Annenin hem bir penise sâhip oldu¤u hem difli oldu¤u zannolunur.

1920 y›l›nda kad›n eflcinselli¤inin geliflimiyle ilgili yaz›s›nda ise Oedipus kompleksinin üç sonucundan biri olarak kad›n eflcinselli¤inin olufltu¤unu, babadan sâhip olunmas› istenen bebe¤in bir penis eflde¤eri ye-rine geçmesi, böylece kastrasyonun yaratt›¤› anksiye-teden uzaklaflt›¤›, bebe¤e yâni penise sâhip olmak için babaya yöneldi¤i, ancak annenin hâmileli¤inin buna engel olmas›yla kad›ns›l›¤› terk eden çocu¤un anneyi aflk nesnesi olarak tercih etti¤i ve babayla özdeflleflti-¤ini ifâde etmifltir (Freud 1920).

1918 y›l›nda yay›nlanan “Kurt Adam” olgu

öykü-sünde Oedipus kompleksine kiflinin sâhip olaca¤› ak-tiflik/pasiflik – erillik/diflilik özelliklerinin oluflu-munda temel bir rol verildi¤i gözlenmektedir. Baba fi-gürüyle narsisistik bir özdeflleflme sonras›nda “Kurt Adam” k›z kardefli taraf›ndan bafltan ç›kar›l›r ve fallik eril bir durumdan anal faza gerileyerek pasif difli bir konuma ulafl›r. “Baba gibi” olmak yerine baba taraf›n-dan aflkla sevilmeyi tercih etmifltir (Freud 1918).

1922 y›l›nda yay›nlad›¤› “k›skançl›k, paranoya ve eflcinsellik” yaz›s›nda eflcinselli¤in kardefl k›skançl›¤›-n›n bast›r›lmas› sonucu olufltu¤u hipotezini ortaya koymufltur. Burada daha önce paranoya için ortaya koydu¤u yans›tma düzene¤inin tersine çevrilmesi söz konusudur. Dr. Schreber olgu öyküsünde (1911), para-noyan›n eflcinsellik korkusuna karfl› gelifltirilen bir sa-vunma mekanizmas› oldu¤u, böylece sevilenin kor-kulan persekütöre dönüfltü¤ü, eflcinselli¤in parano-id bir biçimde yans›tma yoluyla yads›nd›¤› hipotezini öne sürmüfltür. Bu eflcinsellik biseksüelite zemininde aç›klama bulur, heteroseksüel iliflkiler yaflanabilmek-tedir. Daha sonra paranoya ve süblimasyon mekaniz-mas› konusunda Jung ile yapt›¤› mektuplaflmalar›nda s›kça bahsedilmektedir (Mc Cuire 1973).

Freud’un eflcinsellik üzerine bu karmafl›k görüflle-rini sunarken, Amerikal› bir eflcinselin annesine yan›t olarak yazd›¤› tarihsel öneme sâhip mektuptan söz et-mek gereklidir. Bu et-mektubunda Freud eflcinselli¤in bir hastal›k veya ahlâks›zl›k olmad›¤›, insan cinselli¤i-nin bir varyant› oldu¤undan söz etmifltir. Eflcinselli-¤in insan cinselliEflcinselli-¤inin gelifliminin bir evresinde du-raklamas› ile meydana geldi¤ini belirtmifltir (Fried-man 1991).

FREUD SONRASI PS‹KANAL‹Z’‹N EfiC‹NSELL‹⁄E BAKIfiI

Freud’un yap›sal ve biyolojik etkenlere gönderme yapm›fl olmas›na karfl›n izleyen dönemde eflcinsellik patolojik bir konuma indirgenmifl ve farkl› “psikopa-tolojik modeller” yoluyla aç›klanmaya çal›fl›lm›flt›r. Freud’un eflcinselli¤i özgül bir fenomen olarak tan›m-lamaya çal›flmas›na karfl›n, Freud’u takip eden psika-nalistler eflcinselli¤i perversiyonlar (sap›kl›klar) bafll›-¤› alt›nda s›n›fland›rm›fllard›r. Bu dönemdeki analitik kuramc›lar cinsel nesne seçimini zorunlu olarak cinsi-yet kimli¤ine ba¤layarak, eflcinselli¤i pre-ödipal sap-malara atfetmifllerdir (Düzyürek 1997).

Freud’un yap›sall›¤a yapt›¤› vurgudan uzaklafl›l-m›fl ve yap›sal temel biseksüalite kavram›ndan uzak-lafl›lm›flt›r. Eflcinsellik pre-ödipal dönemde oral evre-de fiksasyon ile oluflan karakter bozukluklar›n›n bir yan türevi olarak de¤erlendirilmifl ve “homoseksüel”

(3)

New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 62 Nisan 2009 | Cilt 47 | Say› 2

hastada görülen mazoflistik tutum, öfke ve patolojik süperegonun geliflimiyle tan›mlanm›flt›r.

Bir grup psikanalist freudiyen teoriyi izlemifl ve farkl›laflan yaklafl›mlar›yla psikoseksüel teoriye ba¤l› kalm›fllard›r. Ferenczi, Rado ve Bergler ‘in görüflleri bu çerçevede de¤erlendirilebilir. Psikoseksüel gelifli-min ketlenmesi veya duraksamas› ile oluflan bir sa-vunma olarak eflcinselli¤i de¤erlendirmifllerdir. Narsi-sizm, otoerotizasyon ve patolojik özdeflimler temel ya-p›lar› oluflturmaktad›r.

Bu psikanalistler içerisinde Socarides kariyerini ho-moseksüellik konusunda yapt›¤› çal›flmalar üzerine kurmufltur. Socarides, normâl psikoseksüel geliflimin zorunlu olarak heteroseksüellik ile sonland›¤›n›, eflcin-sel yönelimin geliflimin do¤al bir parças› olarak ilk üç y›l görüldü¤ünü, gerçek eflcinselli¤in ayr›mlaflma ve bireyselleflme aflamas›nda oluflan bir bozukluk ile meydana geldi¤ini, pre-ödipal bir çat›flamaya yönelik gelifltirilmifl nörotik bir adaptasyon oldu¤unu, bu afla-mada sorun yaflayan bireylerin s›n›rda bir kiflilik örün-tüsüne sâhip oldu¤unu ve bir kiflilik bozuklu¤unun mutlaka bu duruma efllik etti¤ini ifâde etmifltir. Yalan-c› eflcinsellik ise Socarides’e göre ödipal dönem çat›fl-malar› sonucu oluflmaktad›r ve narsisistik bir seçim ile birliktedir (Friedman 1998). Di¤er ilginç bir husus ise Socarides’in en büyük o¤lu Richard Socarides’in eflcin-sel kimli¤i ile tan›nm›fl bir politikac› olufludur.

Ülkemizde döneme âit psikiyatri ders kitaplar› in-celendi¤inde benzer psikanalitik görüfllerin etkisi gö-rülebilir (Dinçmen 1969, Özayd›n 1975). Sözü edilen eserlerde eflcinsellik psikopati ana bafll›¤› alt›nda DSM II’ye uygun bir biçimde s›n›fland›r›lm›fl olup, seksüel bozukluklar alt bafll›¤›nda ve “seksüel perversiyon – sap›kl›k” alt bafll›klar›nda incelenmifltir. Bu konuda yaz›lm›fl olan “homoseksüellik türde cinsellik sapma-lar›” adl› genifl araflt›rma yaz›s› incelendi¤inde homo-seksüellili¤e sosyal ve tarihsel bir girifl yaz›s›n› taki-ben 1965–71 tarihleri aras›nda homoseksüel kiflilerle yap›lan bir çal›flma sunulmufl ve erektil disfonksiyon, empotans ve latent eflcinsellik alt gruplar› temelinde incelemeler yap›lm›flt›r (Koptagel 1974).

Kleiniyen görüfllerin etkisiyle di¤er bir grup psika-nalist eflcinselli¤in öfke, narsisizm ve nesnelere hük-metmeyle belirlenen bir süreçte geliflti¤ini, eflcinselli-¤in erken paranoid anksiyeteye karfl› gelifltirilmifl bir savunma mekanizmas›yla aç›klanabilece¤ini öne sür-müfllerdir (Lingiardi 2004).

Kohut eflcinselli¤i aflk nesnesi ve narsisistik nesne seçimi aras›nda bir konum oldu¤unu belirtmifl, eflcin-selli¤i genifl bir spektrumda de¤erlendirmifl, eflcinsel-li¤in heteroseksüaliteden farkl› bir durum olmaks›z›n

bir ucunda olgun sevgi, bir di¤er ucunda patolojik nesne seçimi bulunan genifl bir yelpazede de¤erlen-dirmifltir.

Farkl› teorik modelleri temel alan ancak eflcinselli-¤in psikoseksüel geliflimin do¤al bir parças› olarak de-¤erlendiren di¤er bir grup psikanalist ise eflcinselli¤in yap›sal yönüne vurgu yapm›fllard›r, bu analistler psi-kanalizin rolünün kiflide var olan bilinçd›fl› homofobi ile çal›flmak olarak belirlemifllerdir.

SONUÇ

Freud sonras›nda psikanalizin eflcinselli¤e bak›fl› yap›sal olandan patolojik klinik bir sapk›nl›¤›n (diver-sity) aç›klanmas›na do¤ru bir geliflim göstermifltir. Psi-kanalizin az say›da eflcinsel bireyden yola ç›karak ge-nellemeler yoluyla oluflturdu¤u teorik zeminde 60–80 y›llar› aras›nda eflcinsel bireyler perversiyonlar bafll›¤› alt›nda s›n›fland›r›lm›fl ve Socarides’in görüflünü izle-yen analistler dönüflüm terapisiyle sa¤alt›m› önermifl-leridir. 1973 y›l›nda APA’da yap›lan tarihî oylamayla eflcinsellik hastal›k s›n›fland›rmas›ndan ç›kar›lm›flt›r. Bu yaz›da bu alanda yap›lm›fl genifl çal›flmalar›n bir özetinin yap›lmas› amaçlanm›flt›r. Psikanalizin eflcin-selli¤e yaklafl›m›n›n baflka çal›flmalarla da incelenme-si bilimin az say›da veriyle yola ç›karak yap›lan büyük genellemelerin sonuçlar›na iflaret etmesi ile psikanali-zin fenomenleri nesnellefltirme çabas›n› ortaya koy-mas› ve metodoloji sorunlar›n›n incelenmesi aç›s›ndan de¤er tafl›yacakt›r.

KAYNAKLAR

Friedman RC, Downey JI (1998) Psychoanalysis and the model of homosexuality as psychopathology; a historical overview. Am J Psyhoanalysis; Vol.58 No:3;249-270

King M, Bartlett A (1999) British psychiatry and homosexuality. Br J Psychiatry; 175: 106-113.

Friedman RC, Downey JI (2002) Sexual Orientation and Psycho-analysis - Sexual Science and Clinical Practice. Columbia: Columbia University Press.

Göka E (2006) ‹nsan K›s›m K›s›m. Topluluklar, Zihniyetler, Kim-likler - Heidegger’in Dasein’› 1. Bölüm”. Ankara: Aflina Ki-taplar.

Lohmann H (1998) Sigmund Freud. Rowohlt Monographien Ro-wohlt Taschenbuch Verlag.

Masson JM, editor (1985) The complete letters of Sigmund Freud to Wilhelm Fliess, 1887-1904. Cambridge: Harvard Univer-sity Press, http://www.haverford.edu/psych/ddavis/ffli-ess.html

Freud S (1905) Cinsellik Teorisi Üzerine Üç Deneme. Cinsellik Üzerine Öteki Freud Dizisi. Budak S, çeviren. Cilt VIII. Öte-ki Yay›nevi, 43–85.

Freud S.(1910) Leonardo da Vinci’nin Bir Çocukluk An›s› - Sanat ve Sanatç›lar Üzerine. fiipal K, çeviren. ‹stanbul: Yap› Kredi Yay›nlar›, 9–91.

(4)

New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 63 Nisan 2009 | Cilt 47 | Say› 2 Freud S (1920) E¤rilmez A, çeviren. Bir kad›n eflcinsellik

olgusu-nun ruhsal kaynaklar›. Freud Kitapl›¤› Olgu öyküleri 10. ‹s-tanbul: Payel Yay›nevi, 321–357.

Freud S (1918) E¤rilmez A, çeviren. “Bir çocukluk dönemi nev-rozu öyküsü Kurt Adam”. Freud Kitapl›¤› Olgu öyküleri II. ‹stanbul: Payel Yay›nlar›, 195–297

Freud S (1911) E¤rilmez A, çeviren. “Bir paranoya olgusunun öz yaflamsal öyküsünün üzerine ruhçözümsel notlar”. Freud Kitapl›¤› Olgu öyküleri II. ‹stanbul: Payel Yay›nlar›, 111–189. Friedman RC (1991) Contemporary psychoanalysis and

homose-xuality. Exp Clin Endocrino; 2: 155–161.

Mc Cuire (1973) Tüzel M, çeviren. “Freud-Jung mektuplaflmala-r›”. Mektuplar Dizisi:19. ‹stanbul: Düflün Yay›nc›l›k.

Düzyürek S (1997) Eflcinsel bireylerle psikoterapi. Nöropsikiyat-ri Arflivi; 34: 192–213.

Dinçmen K (1969) Deskriptif ve Dinamik Psikiyatri. ‹stanbul: At-las Kitabevi Özayd›n Matbaas›.

Özayd›n S (1975) ‹stanbul üniversitesi Klinik Ders Kitaplar› Cilt. 7 Psikiyatri “Psikopati”. 106–111.

Koptagel G (1974) Homoseksüel türde cinsellik sapmalar›. ‹stan-bul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi yay›nlar› Psikiyat-ri Kürsüsü 1973–1974 y›l› Konferans ve SeminerlePsikiyat-ri, 79–105. Lingiardi V, Capozzi P (2004) Psychoanalytic attitudes towards homosexuality, an empirical research. Int J Psychoanalysis; 85: 137–158.

Referanslar

Benzer Belgeler

Değerli gündem okurları, 2005 yılının bu ilk günlerinde, kı- saca da olsa 2004 yılını değerlen- dirip, Birliğimizin faaliyetleri ile il- gili gelişmeleri özetlemek

TEKHARF çalışması orijinal kohortundan 930 kadında yaş gruplarına göre ortalama total kolesterol değerlerin seyri. olup

Görme engelli oldu¤um için, yaflanmas› do¤al baz› sorunlarla karfl›laflm›fl olmama ra¤men kampüs ve Da¤c›l›k Kolu’nun ortam› benim için

¤i, Avrupa Gö¤üs Cerrahisi Derne¤i üyeli¤i, Türk Gö¤üs Cerrahi- si Derne¤i kurucu üyeli¤i, Türk Gö¤üs Cerrahisi Derne¤i Board Kurulu Baflkanl›¤› yapm›flt›r..

‹stanbul Üniversitesi’nde Gö¤üs Cerrahisi, Kalp-Damar Cerrahisi’nin yan›nda ikincil bir birim olarak kalmaktan onun sayesinde kurtuldu.. Say›s›z hastaya, meslektafl›na

Geçmifl zamanlara ait yunus fosillerin- de görülen arka üyelerin, günümüz yunuslar›nda bu flekilde aniden ortaya ç›k›fl› da bir atavizm örne¤i kabul edi- liyor..

Bu bölge bizden ›fl›k h›z›- na göre daha h›zl› uzaklaflt›¤› için, kay- naktan bize do¤ru gelmeye çal›flan ›fl›k, hiçbir zaman bize ulaflamayacakt›r.. Bu, yürüyen

Her iki kardefl kendisi- nin yafll› ve di¤erinin daha genç oldu¤unu iddia etti¤i için burada gerçekten bir çeliflki varm›fl gibi görünü- yor.. Ama gerçek bir