SAYFA CUMHURİYET 2 23 EYLÜ L 1993 PERŞEM BE
6
Türk sinema tarihinde günümüze kadar sürdürülen bir yanlış daha
• •
Ülkemizde ilk sinema gösterisini W einberg m i yaptı?
BURÇAK EVREN____________
Ülkemizde herhangi bir sanatın tarihini yazmak, hem keyifli hem de oldukça zorlu bir uğraştır. Keyfi, bi linmeyeni ya da az bilineni günümü ze taşımak, zorluğu ise bilinmeyenin peşinde yorucu ve çoğu kez de düş kırıklığı ile noktalanan bir araştır ma yapmaktan kaynaklanmakta dır. Hele söz konusu, ardında çok az belge bırakmış sinema olunca, zor luğa bir de olanaksızlıklar eklen mektedir. Gerçekten de sinemamı zın geçmişine ilişkin belgeler yok de necek kadar azdır. 1900’lerin ba şında bu hareketli görüntülerin
‘ayıp’ ve ‘günah’ sayılması, daha
sonraki yıllarda ise bir panayır eğ lencesi ile bir tutulması, sinemanın ciddi bir sanat dalı olarak benimsen mesini güçleştirirken, ipuçları yaka layacağımız belgeleri de bu bakış açılarının gereği yok etmeye sürük lemiştir.
Ülkemizde Türk sinema tarihine ilişkin çalışmalar bir elin parmak sa yısından da azdır. Ve ne yazık ki çoğu, belgelerden çok gözlemlere ve anılara dayanmaktadır. Belgelerin oldukça az oluşu, sinema tarihçileri ni ister istemez bu tür bir yaklaşım içine itmiştir. Tabii böylesine bir yaklaşımın sonucunda da bir dizi yanlışlıklar günümüze dek ‘değiş
mez doğrular’ biçiminde gelmiştir.
Örneğin ilk Türk filmi “Avastafanos-
taki Rus Abidesinin Yıkılışı”nda ol
duğu gibi, sinema tarihçilerinin ağı zbirliği etmişçesine sürdürdükleri bir diğer yanlış da, ülkemizdeki ilk sinema gösterisinin Sigmund Wein
berg tarafından yapıldığına ilişkin
iddialarıdır. Oysaki bugüne kadar
bu gösterinin Weinberg tarafından yapıldığına ilişkin hiçbir belge ele geçmemiştir.
Öysaki bu gösterinin tanıkların dan biri de Ercüment Ekrem Talu’-dur. Talu, bu gösteriyle ilgili anıla rında Weinberg'den hiç söz etme mektedir. Ayrıca bu gösterinin ilanında da Weinbcrg'in adı yoktur. Ama nedense tüm tarihçiler Galata saray dönemecindeki Sponeck Biı a- hanesi'ndeki ilk gösteriyi hep Wein- berg’e mal ederler. Nedeni ise kay nakların azlığı ve ilk kaynaklara inilme gereksiniminin duyulmama- sıdır.
Bu ilk gösteriden söz eden kay naklardan biri, Hilmi A. Malik in 1933’te yayımlanan “Türkiye’de Si
nema ve Tesirleri” adlı kitabıdır.
Sözü edilen kitapta, “İlk sessiz film
ler 1901 senesinde Beyoğlu’ndaki Concordia Tiyatrosu’nda 30-40 met re uzunluğunda ve vodvil numaraları arasında Weinberg isminde bir ecne bi tarafından gösterilmeye başlan mıştır” denilmektedir. Malik’in yapıtı tümüyle okuduğunda pek çok bilginin sağlıklı olmadığı ortaya çıkmaktadır. Onun için bu ilk göste riye ilişkin bilgi de hem yetersiz hem de yanlıştır. Kaldı ki elimizde ilk gösterinin tarihi ve yeri hakkında belgeler de bulunmaktadır.
Daha sonraki tüm sinema tarihle rine kaynaklık eden Rakım Çala-
pala’nın ‘Türkiye’de Filmcilik ve Filmlerimiz’ adlı yapıtında da (1947), bu ilk gösteri Weinberge mal edilmektedir. Türk sinema tari hi üzerine en kapsamlı araştırmayı yapan Nijat Özön de ilk gösteriye ait yer ve kişi hakkında dipnot verme den şöyle yazmaktadır:
“Weinberg"-ınema
tarihçilerinin
hemen hemen
tümü ülkemizde ilk
sinema gösterisinin
Sigmund Weinberg
tarafından
Sponeck
Birahanesi'nde
yapıldığını yazıyor.
Oysa ki bunu
kanıtlayan hiçbir
belge yok.
Sponeck Birahanesi'nde 1897'de yapılan ilk gösterinin ilanı. Ama nedense diğer ilanlarda olduğu gibi bunda da Sigmund VVeinberg’in adı yok.
L f •— /- t» Ajj #_u / O.
1 ^ z z z ' , j . \ Jz4 jt *4. J - j . Jj_e_ı • z > ü ' 'y r ' j L J ¿Yji j : t .'
Spectacle merveilleux et saisissait,
qui a fait courir tout Paris.
Visible pour la prem ière fols à Constantinople
REPRESENTATION TOUS LES SOIRS
i B
t8
l8 % et 9 %
e t V e n d r e d i » , m » l l n € « »
in bu ilk gösteriyi yapmak için seçtiği zamanın ünlü birahanesi Sponeck berg tarafından düzenlenen ilk göste- yer, İstanbul’da Galatasaray'daki idi” Giovanni Scognamillo ise Türk rinin ilanı elimizdedir” diyerek ilanı tramvay yolu dönemecinde bulunan o Sinema Tarihi’ kitabında “ yayımlamakta, ama bu ilanın
Wein-berg tarafından düzenlendiğine iliş kin hiçbir bilgi vermemektedir. Üs telik ilanda da Wcinbcrg’in adı geç memektedir. İlk gösteri ile Spo- neek'in, Sponeck ile de Wcinbcrg’in özdeşleşmesi böylesine eksik bir bil gi hiç araştırmaksızın günümüze
‘doğru’ olarak taşımıştır. Bu konu
da en dikkatli davranan ise Metin
And olmuştur. Yazar ‘Türkiye’de Sinema Arkeolojisi’ adlı derleme
sinde Sponeck’den söz etmekte, ama Wcinberg’in adını hiç kullan mamaktadır.
Sinema tarihine ilişkin belgeleri aramakla ünlenen Mustafa Gök
men ise ilk gösterinin Weinberg ta
rafından yapıldığına ilişkin hiçbir yazılı belge olmadığını iddia etmek tedir. Gerçekten de Sponeck’dcki ilk gösteriyi yansıtan o günkü ga- zctc-dergilerde ne Wcinbcrg’in ne de bir başkasının ismi yer almıştır.
Sponeck salonunda seyirciler sine- vitografm ışıklı projeksiyonlarını (canlı fotoğraflarını) dikkâtle seyre diyor
Akşamları saat 6 ile 10 arası.
Theorkntal Advertiser-Le Moni teur Oriental ( 16.1.1897)
Sinevilogrufı ve sürekli olarak ye nileşen tabloları ile Sponeck salonu büyük rağbet görmektedir. Seyirciler canlı fo to ğ r a f gösterisini sevmekte, bilhassa Çarın Paris’e gelişi, Sen Nehri'ndeki gemiler, deniz banyosu ve saire görüntüler ilgi ile seyredil mektedir. Gösteriler akşam 5.10-8. 30 ve 9.30 da
The Oriental Advertiser-Le Moniteur Oriental (22.1.1897)
Sinevitograf, bu gece ve y ur m Sponeck Salonunda akşam saat 5 He 10 arası yeni tablolar
gösterecek-tir.
The Oriental Advertiser-Le Moniteur Oriental (23.1.1897)
Sponeck Birahanesi’nde ilk göste riyi yapan kişinin ilanda adının yazılmaması çeşitli şekillerde yo rumlanabilir. Ercümcni Ekrem Ta- lu’nun anısının bir yerinde “Kimi,
bu sihirli icadı gidip görmeyi günah sayıyor; kimi, gördüğünden dolayı tövbe istiğfar ediyor” denilmekte
dir. Belki de ilk gösteriyi yapan kişi ahlaksal ve dinsel nedenlerden ötü rü kamuoyunun bu yeni buluşa gös tereceği tepkiden tedirgin olduğu için isminin yazılmasını pek uygun görmemiştir. Ama aynı yıllarda benzer gösterinin İstanbul’un Pera’- ya oranla daha tutucu çevresi olan Fevziyc Kıraathanesi bahçesinde hem de ramazan ayında yapılması sırasında çıkan bir ilanda kumpan ya müdürü Hanri’nin adına rastla mak mümkün olmuştur.
Öte yandan her yeni buluşu, her yeniliği İstanbul halkına tanıtmakla ünlenen Sigmund Weinberg’in iyi bir tüccar olduğu da bilinmektedir. Dışarıdan getirdiği mallan satmak için her bir reklam-promosyonu de neyen, bu arada vitrinini kandillerle ışıklandırıp bir otomobili rahatlıkla teşhir eden, fotoğraf malzemelerini satmak için banyolannı bedava ya pan, kısacası tanıtımı çok iyi kulla nan bir kişinin böylesine önemli bir gösteriye adını koymaması düşün dürücüdür. Kaldı ki, Weinberg işiyle ilgili her tanıtımı, dönemin ga- zetc-dcrgilerine ilanlar vererek sür dürmeyi kendine prensip edinmiştir. Tüm bu varsayımlar, Weinberg’in ilk gösteriyle pek ilgili olmadığını ortaya koymaktadır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi