• Sonuç bulunamadı

Düşündüğüm gibi:Hamdullah Suphi Tanrıöver

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Düşündüğüm gibi:Hamdullah Suphi Tanrıöver"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

D ü ş ü n d ü ğ ü m Q i b i

H a m d u l l a h S u p h i T a n r ı ö v e r

M U N İ S F A İ K O Z A N S O Y

H

er milletin düşünce tarihinde şahsı eserlerini aşan büyük adamlar var­ dır. Onların, hareket ve söz halinde, yaşadıkları devrin olaylarını etki­ leyen, toplum hayatına yön veren çalışmalarından, kâğıt üstünde iz olarak, fazla birşey kalmaz. Bizim yakın fikir ve siyaset tarihimizin seçkin si­ malarından olan Hamdullah Suphi Tanrıöver de bu çeşit büyük adamlardandı. Doğru düşünür, iyi yazar ve hepsinin üstünde güzel konuşurdu. Söyle­ dikleri yazdıklarını gölgede bırakmış, sesi kalemini susturmuştur.

Hamdullah Suphi adı, bugünün hattâ dünün gençlerine pek birşey söy­ lemez. Ölümünü bildiren ajans haberindeki saygı ifadesini belki de yadırgıyan- lar, tertiplenen resmî cenaze törenini, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünün il­ gilenmesini aşırı bulanlar olmuştur. Gençler bunda haklı olmasalar da, mâzur- durlar. Bizi dünkü ümmet anlayışından bugünkü millet şuuruna getirmiş olanı lan onlara hakkiyle tanıttığımızı söyliyebilir miyiz? Millî mücadelenin ateşli hatibi de, birçoklarımız için sadece eski bir Maarif Vekili, emekli bir Büyükelçi ve nihayet «Türk Ocağı»mn Genel Başkanlarından biri idi. Bütün bu şerefli sıfatların ötesinde, bir Türk ve insan Hamdullah Suphi vardı; bu memleketin toprağına ve insanına inanmış, tarihine ve geleneklerine bağlı, yaşama ve ya­ ratma gücüne güvenen bir Hamdullah Suphi ki, tâbutunun arkasında saygıyla yürüyenlerin kafasında ve kalbinde hep o yaşıyor, hafızalarının kulaklarında onun gür ve ahenkli sesi çınlıyordu.

Tanrıöver çeşitli yönleri olan bir fikir ve sanat adamı idi. Her biri bir fa­ niyi milletinin hafızasında ve tarihinde yaşatmak için yeter güçte olan bu sıfatlarını tahlil edecek değilim. Bir eleştirmeden çok bir ağıt niteliği taşıyan bu yazımda onlara sadece işaret etmekle yetineceğim.

Hamdullah Suphi, edebiyat ve sanat hayatına şair olarak girdi. «Fecri âtî» topluluğu içinde yayınladığı şiirler, bu türde devam etmiş olsa, o mek­ tebin sayılı ustalarından biri olacağına tanıklık eder. Şairliği kısa sürmüştür. Şiiri değil şairliği bıraktı. Nesrinde, özellikle hitâbetinde şiirin yeri büyüktür. Konuşmalarındaki sürükleyici akış, inandırıcı güç, büyüleyici ahenk, hiç şüp­ he yok, ruhundaki şiirden geliyordu.

İyi nâsir, büyük hatipti. Yakın siyasî tarihimizde hitâbeti sanat yapan odur. Bu sanat, kelimelerden olduğu kadar sesden de geliyor­ du.

(2)

Sanat tarihçisi, fikir adamı, siyaset adamı idi. Bu üç kajmağı da yalnız bir ülkünün, Türk­ lük şuurunun emrinde kullanmıştır. Türk Ocak­ larının kurucularından biri ve nihayet tek yaşatı- cısı idi.

Bütün ömrü, hangi yerde ve mevkide olur­ sa olsun, ayni ülkünün savunması ile geçm iştir: Türk milliyetçiliği.. Bir fikre bağlılığın şahıslaş- mış, hayatlaşmış örneği idi.

Siyaset ve idare tarihimize ünlü adlar kayd­ etmiş köklü bir aileden geliyordu. Soyundan ve tarihimizden tevarüs ettiği değer hükümlerini, kü­ çük yaşta başladığı Batılı öğrenim ve eğitim için­ de kaybetmemiştir. O da, Halide Edip gibi, yerli geleneklerimizle Batı medeniyetini uzlaştıran bir terkibi kafasında ve kalbinde kolayca yapabilmiş­ tir. Bu vasfiyle Hamdullah Suphi Tanrıöver, yurt dışında Elçi olarak yalnız devleti değil bütün soy­ lu gelenekleriyle Türk kültürünü de haysiyetle temsil etmiştir.

Zarif adamdı. Türk nezâket ve terbiyesinin

belki de aramızda son temsilcisi olmuştur. Güzeli, iyiyi, doğruyu söylemeğe alışık ağzından, kaba de­ ğil, ahneksiz bir kelimenin çıkabilmiş olacağına ihtimal veremem.

Fikirlerine olduğu kadar şahsına da özel bir saygı beslediğim Hamdullah Suphi Tanrıöver’i dönülmez yolculuğunda uğurlarken, bütün bunla­ rı düşünüyordum. Üsdadın ömrünü vakfettiği fi­ kir, bir millete milletliğini hatırlatan, kimliğini ta­ nıtan ülkü idi. Aziz naaşı ile birlikte bu ülküyü Merkez Efendi mezarlığında bırakmamak bize dü­ şüyor. Ona bugün de ihtiyacımız var, varın da ola­ cak.

Bu ağıtı onun ruhunu huzura kavuşturacak bir inançla bitirmek istiyorum : Hamdullah Sup­ hi’nin ölürken bıraktığı Bayrak — Fikir’i taşıyacak eller ve kafalar bu milletin soylu çocukları arasın­ da her zaman bulunacaktır.

GELECEK SAYIMIZDA :

Tannöver'i Orhan Seyfi'nin kaleminden okuyacaksınız.

QÜN BATM ADAN EVVEL

Yitirdiğim anıların rüzgârı esiyor Yıldız yıldız yüzünden, ellerinden Akkavaklar yollara düşmüş Gecenin sellerinden...

Bu kentler, bu köyler, bu insanlar Bir düze yürür gider

Sularla, bitkilerle.

Seni götüren yeller geri döner Sabahlara boş ellerle.

Ben ağacım, ben kuşum, ben toprak Sırtıma yağmurlar yağdı uzak yıldızlardan . Top top kara bulutlar olmuş anılarım Kalkıyor turna sürüleri vadilerden. Ve sen ey örtülü yaslarla susan yüz, Konuşan e l!

Bir dağbaşı çağırıyor ikimizi

Gün batmadan evvel. Mehmet Astan

B A K İ

S Ü H A

E D İ B O C / L ü

4

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ve onlar Arif beyin âdetini çok iyi bildikleri için hayvanını da alırlar, ilerlerler, uzaklaşırlar, sa­ natkârı kendi kendine bırakır­ lardı. Arif bey

Bana kattığı- nız her şey için TÜBİTAK ve Bilim ve Teknik ailesine çok teşekkür ediyor başarılarınızın devamını diliyorum.. İyi ki varsın Bilim

Bunun yanı sıra tıbbi ve aromatik bitkilere ilgi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok fazla... Bilim ve Teknik

Bu çeşit bir malzeme elektromanyetik dalgalara karşı koruyucu bir zırhlama aracı olarak kullanılmak istenirse, çözüm uygun bazı iletken maddelerle bu polimer mal-

Askerliğini Ellise Sarayfnda Cumhurbaşkanı François Mitterand'a yemek hazırlayarak yapan Cyrill Laugier ve Gilles Grillot'in aşçı olarak görev yaptığı bistroda Fransız

[r]

An­ ka ra da olduğu gibi, bir konserva­ tuvar tiyatro okulunun açılması, ayrıca bir tatbikat sahnesinin ku­ rulması gerekir.. İstanbul şehrinin en büyük

Bu umumi vazife taksimi arasında kadınlar kendilerine ait olan vazifeleri yapacakları gibi aynı zamanda topluluğun refahı, saadeti için zorunlu olan umumi çalışmaya