6^c^roA W /
i &>
3
, ( • • '2
- °^ 7
£ Q J U ^ t
Sabahattin Eyuboğlu’nun denemeleri “Mavi” adıyla yeniden yayımlandı
IGiılenıden kallanlana bir sellaın
Mavi-I ve Mavi-II muhakkak
okunması gereken iki güzel
kitap. Bir güzel insanın çekip
gittikten sonra geride
bıraktığı güzelliklerden biri...
İnsanlar okusun, donansın,
E
aylaşsın ve mutlu olsun diye
ıraktığı güzelliklerden...
Eyuboğlu’nu hep yaşatacak
olan güzelliklerden...
ABDULLAH TEKİN *
S
abahattin Eyuboğlu’nun kim oldu ğu sorusunun en güzel yanıtım Azra Erhat verir: Erhat, Sabahattin Eyu boğlu’nu önce bir aydın ve düşünür b o yutunda sergiler, daha sonra çevirmen, eleştirmen ve eğitimci yönlerine değinir. O nu bu boyudan ile anan Erhat devam eder: “N e yaptıysa, ne yazdıysa hepsini yaşayarak yapa ve yazdı. Bir yaşam ada mıydı Sabahattin Eyuboğlu. Bu yönünü vurgulamak, kendisine en uygun, en doğ ru tanımı vermektir.” (Azra Erhat, Sevgi Yönetimi, s. 200)İlhan Selçuk, Eyuboğlu’nun erişilmez bir Türkçeye sahip olduğunu belirtir. Da ha sonra bu tür bir insanın ulusun yaşa m ında zor bulunacağından söz eder: “Tath bir adamdı Eyuboğlu. Öfkesi bile tadıydı. Adam gibi yaşar, gösterişten ka çınırdı. Öğretmek ve öğrenmek yolunda bitmez tükenmez seferberliğin neferiydi. Böylesine bir adam bir ulusun yaşamın da zor bulunur.” (İlhan Selçuk, Yeni Krallar, Yeni Soytarılar, s. 230)
H ep beğenmeden, iyimserlikten, olumluyu görüp göstermeden yana oldu ğu için dostlan tarafından takdir edilen Eyuboğlu’na Ataç “Hayran Çelebi” der di. (Erhat, s. 9)
Azra Erhat, Eyuboğlu’ndan “Ustam Sabahattin Eyuboğlu” diye söz eder ve ekler: “Benim büvuk talihim total insan diyebileceğimiz iki insana rasdamış ol maktır. Bunlardan biri Halikamas Balık çısı, öbürü Sabahattin Eyuboğlu’dur.” (Erhat, s. 179)
Halkbilim çalışmaları
Sabahattin Eyuboğlu, A tatürk’ün ör nek bir yaklaşımla Avrupa’ya okumaya gönderdiği ilk öğrencilerden biridir. 1908 yılında doğan Eyuboğlu, Bedri Rahmi Eyuboğlu’nun ağabeyidir. Eyuboğlu yük seköğrenimini Fransa’da yaptıktan son ra bir süre İÜ Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünde doçentlik görevinde bulun du. “Sanat Üzerine Denemeler’ / “Yunus Emre’ye Selam” / “Şiir Çevirileri” ve “Pir Sultan Abdal” 1959 yılında TDK çeviri ödülüne layık görülen Eyuboğlu’nun eserlerinden bazdandır.
Eyuboğlu dönemin Milli Eğitim Baka nı Haşan Ali Yücel tarafından Ankara’ya çağrılmış ve Hasanoğlan Köy E nstitü sü’ndeki gençlere eğitim vermesi sağlan mıştır. Enstitü öğrencilerine Yunan kla siklerini okutmuş, tiyatro çalışmalan yap tırmış ve türkü geceleri düzenletmiştir. Görüleceği gibi Eyuboğlu’nun üstün gü cü ve çabalan, salt çeviri ve eleştiri boyut- lan içermiyor, mavi yolculuklardan fo toğraf çekimine, eğitimcilikten halk bilim çalışmalarına uzatılacak boyutta verimli, yapıcı ve yaratıcı öğeler içeriyor.
Sabahattin Eyuboğlu’nun iki çevirisi oldukça önemlidir. Bunlardan biri M on taigne in “Denemeler” adlı yapındır. Bu çeviri 1940, 1950 ve 1964 yıllarında ol mak üzere toplam üç kez gerçekleştiril miştir. 1940 yılındaki ilk baskıya yazdığı
önsözde Eyuboğlu “Yeni düşünce, fert şuurunun insanı ve tabiatı serbestçe tanı mak çabası ise, Montaigne bu çabanın ilk büyük hamlesidir. Bugün bizim de ka vuştuğumuz serbest düşünceye o dört yüz yu önce ve bizim uyanış devrimize birçok bakımlardan benzeyen coşkun bir devirde kavuşmuştur” der. (Montaigne, Denemeler, s.l)
İkinci çeviri ise ortaçağ ile yeniçağ ara sında köprü kuran yazarlardan Rabela- is’nin “Gargantua”sıdır. Hümanizma ha reketinin en büyük savaşçılarından biri olan Rabelais varlığın üstüne varlık kat mayı bir yaşam biçimi olarak gören insan lardan biridir. Eyuboğlu bu çeviriyi yal nız yapmamış, Azra Erhat ve Vedat Gün- yol’la birlikte çalışmıştır. Erhat onun “Mavi Yolculuk" arkadaşlarından biridir. Mavi yolculukların yaygınlaşmasında Eyuboğlu’nun somut çabaları vardır. Yurdumuzun güzelliklerini, insanım,
do-e
;ını tanıtma konusundaki çalışmalarıa zamanda ürününü vermiş ve yat tu rizmi hızla yaygınlaşmıştır.
İş Bankası’nın yayımladığı “Mavi” iki
Sabahattin Eyuboğlu, Rabelais’nin "Gargarı- tua 'sını Azra Erhat ve Vedat Cünyoi'la birlik te çevirmiştir. Eyuboğlu ve Vedat Günyol bir yargılanma sırasında.
cilt olarak göze çarpıyor. Birinci cilt “Söz Sanatları Üzerine Denemeler ve Eleştiri ler”, ikinci cilt ise “Görsel Sanatlar Üze rine Denemeler ve Eleştiriler” adım taşı yor. Yazılar zaman sırası göz önünde tu tularak sergilenmiş. Birinci ciltte şiir, m ü zik, kültür, roman, dil, türküler, destan gi bi konularla Namık Kemal, Fuzuli, O r han Veli, Halikamas Balıkçısı, Başaran, Külebi, Can Yücel, Ataç, Veysel ve Tan- pınar örneği kişiler yer alıyor. İkinci cil din içerik ve önemini, kitaba önsöz yazan Azra E rhat’ın kaleminden öğrenelim: “İkinci ciltte çıkan yazılan bir okuyun, bunlarda bugünün resmini, heykelciliği ni, seramikçiliğini daha birçok kollan ile Türk m odem sanatının temellerini bula bilirsiniz.” (Mavi-2, s. 9)
Kültürel birikim ve altyapı
Mavi’yi okurken insan bir kitapla baş başa olmaktan ötede Sabahattin Eyuboğ lu ile dostça bir söyleşi içinde duyumsu- yor kendisini. Onunla doğruyu, güzeli, iyiyi ve gerçekleri paylaştığını görebili yor. Dikkatle okunduğunda birinci ki tapta yer alan kimi konuların inşam şaşır tan boyutta farklılıklar içererek sergilen diğine tanık olunur. Örneğin Türkiye’de çocuk edebiyaü içeriğinde sınıflan dirilip o yönde değerlendirilen ve fazla önem senmeyen Don Kişot’un aslında öncelik le büyükler için önem taşıyan boyutunu ve zengin içeriğini sergiliyor Eyuboğlu. Avrupa’daki şövalyelik dönemini “humo- u r” boyutuyla sergileyen kitabın bu ve buna benzer ironik yönlerim karşımıza çı karıyor. Böyle bir çaba okuyucuya salt bilgi birikimi açısından değil, kültürel bi rikim ve altyapı boyutlarıyla da büyük katkılar sağlıyor kuşkusuz. Eyuboğlu so nuçta Don kişot için şu genellemeyi ya pıyor:
1) Don Kişot bütün insanların romanı dır.
2) Don Kişot bütün romanların roma nıdır.
3) Don Kişot gerçekçilik çağının, yeni zamanların romanıdır.
Yine bu örneğe koşut bir biçimde şiiri mizin has isimlerinden O rhan Veli’yi ta nıtıyor Eyuboğlu. Eyuboğlu’nun Orhan Veli üstüne yazdıklarım okudukça, genç yaşta yitirdiğimiz bu şairi iyi tanımadığı mız ortaya çıkıyor. “Sen Dalgacı M ah mut, sen doğan güne karşı gerinen, sen Süleyman Efendive mezar taşı yazarken Süleyman Efendilerin hışmına uğrayan, sen Nurullah Ataç’ı da Nâzım FEkmet’i de hem kazanıp hem kızdıran, birini söz, birini inanç gücüyle kazanan güzel insan, renkli, kokulu, ışıklı düşünen gülüşlü, gü len düşünüşlü O rhan Veli, merhaba, biz den sana selam ola.” (Mavi, s. 301)
Mavi-I ve Mavi-II muhakkak okunma sı gereken iki güzel kitap. Bir güzel insa nın çekip gittikten sonra geride bıraktığı güzelliklerden biri... İnsanlar okusun, do nansın, paylaşsın ve m udu olsun diye bı raktığı güzelliîderden... Eyuboğlu’nu hep yaşatacak olan güzelliklerden... ■
(*) Öğr. Gör. Akdeniz Üniversitesi
Mavi I H / Sabahattin Eyuboğlu/îş Ban
kası Kültür Yayınlan, 2001/408+274 s.
S A Y F A 7