"u
um
w
uu
uu
m
um
uu
um
uw
uu
ui
uu
uw
vu
uw
"”
'
Z>-&
•z ~
' / ? tyS*
U L U S
Y edi yıl geçti, şimdi daha iyi anlıyoruz. Öğretmen kitlesinin hangi bakanları unutmadığını, u- nutamadığını.
Daha ön cek ileri' bilmiyoruz. Mustafa N ecati’den beri gelip geç miş bakanlar öğretmenlerin gö - i nüllerinde ve belleklerinde dört
ayrı yer tutarlar:
UNUTULANLAR:
Sunlar eğitimimizde belli bir iz bırakmamış olanlardır. O kadar unutulmuşlardır ki, geçmiş gün ler konuşulurken adları bile zor hatırlanır, kim ileri hepten unutu lur.
FIKRALAŞANLAR:
Anıldıkça gülünenler veya Ka zılanlardır. Gülünenlcrm gülünç tarafları belleklerde yer tutmuş tur; o yaıılariyle değerlendirilir ler, başkaca anılacak bir durum ları yoktur.
Kazılanlar da duygusuzlukları, başarısızlıklariyle, hele tğretm en lere yaptıkları haksız işlemler ve kaba davranışlariyle anılırlar. Bunlardan öyleleri vardır ki, ken di değersizliklerini, olumsuzluk larım uzun süre kamu oyundan saklayabilmiş, çevrelerini yanıtta bilmişler, fakat öğretmenler çok, önceden onların özlüğünü sezmiş, yargılarını vermiş, deyim lendir- mişlerdir.
SEVİLENLER,
BEĞENİLENLER:
Bunların sayıları çok azdır. K ı sa süren bakanlığında Üniversite devrimini yapan, çok yeni ve iyi şeyler yapmak istediği belli olan Dr. Reşit Galip sevilendir. 2 yıllık bakanlığında ilk ve orta öğretimde tıkanıklıkları, kördü Sümleri çözen yığınla ilkokul öğ
ÖĞRETMEN GÖZÜYLE
HASAN Â LI YÜCEL
Ü N U T U IM A
M. RAUF İM
retmenine seaksiyonla ortaokul öğretmenliğini sağlıyan, onlara Gazi E ğitim Enstitüsünün kapı larını ardına kadar açan. köy eğitim i için Atatürk’ün buluşunu uygulayarak eğitmen örgütünü kuran, ikinci kez köy muallim m ektepleriyle K öy Enstitülerinin ilk denemesinin adımını atan, Mu suki Muallim Mektebim örgüt leten Saffet Arıkan da çok be ğenilendir.
DESTANLAŞAN,
İKİ BAKAN VARDIR:
Mustafa Necatı ve Haşan Alı Yücel. Onlar ölüm yıldönümlerin de öğretmen örgütlerince her yıl anılırlar: Ocağın ilk günü Necati, Şubat’m 26 sı Yücel.
Bu iki Bakam öğretmen gönül, lerinde destanlaştıran özellikleri ni araştıfm ca şu dört yanlarında buluyoruz:
1. Özellikle halk için ve halka inen, m illet bütünü ne yayılan eğitim ve kül tür hizmeti amaçları, bu amaçtaki çalışmaları ve başarıları;
2. öğretm enlere huzur, güven ve saygı sağlamala rı;
3. Ehil adamlarım bu lup, işleri onlara verm ele ri, değerleri bıJup yerin de kullanmaları ve g e liş . tirmeleri, değerli bir kad ro kurmaları;
4. Bütün olanaksız ko şullar içindeki büyük ba şanları, m illî eğitimim ize, kültürümüze sağ-adıkları engin gelişm eler ve atılım lar, hem de en olanaksız koşullara karşın.
Bu bakımdan Yücel dünya m illî eğitim bakan larının başında gelir. * Onun Bakanlık süresi dünya nın en karışık ve yurdumuzun en sıkıntılı, en tehlikeli y ılla n dır. Dünya İkinci M illetler Sa vaşı içindedir. Türkiye dört hat tâ havadan da olduğu için beş yanından harp yangınlarıyla çev rilidir ve her an bu yangının i- çine düşmek üzeredir. Üretici yüz binler sınır boylarında sa vaşın ateşini bekliyor, tüketici ol muştur. Bütçelerin ve bütün o- lanakların onlara çevrili olması gerektir. H er alandaki kıtlık, her yanda olanakları kısmış, kimisi ni yok etmiştir. Türkiye Cum huriyeti tarihinin en kısıntılı en sıkıntılı ve en tehlikeli yıllarını yasamaktadır.
İşte bu durum, bu Koşullar E çinde Yücel m illî eğitimin her yönünde hızlı atılım lar sağlamak tadır. Milyonlar, bugünün karşılı ğı ile milyarlar bularak başardı ğı işlerin bir müfredatını (en vanterini) sıralamak yeter, mem leket o büyük seferberlik zorluk lan, sıkıntıları içinde olduğu halde.
Yücel’in bakanlıktaki hizm etle rini, başarılarını şu üç temel bö lüm içinde gözden geçirmek ge rektir:
Eğitim.
Yayım ve Sanat.
EĞİTİM:
İlköğretim , köy eğitim i sefer berliği, (K ö y gerçeklerine uygun bir eğitim seferberliği);
öğretm en yetiştirme seferberli ği, (Y u rt .gerçeklerine ve ihtiyaç-' larına uygun bir öğretmen yetiş tirm e);
Yüksek teknik okullar, Teknik ve meslek eğitimi se ferberiiğl, geleceğin önceden sap tanan ihtiyaçlarını karşılayacak bir seferberlik.
Yüksek öğretim, fakülte ve ü- niversite özerkliği.
YAYIM:
Kütüphaneler, klâsikler, ansik lopediler, (İslâm , İnönü - Türk. Sanat), lügatlar. sözlükler (Son Sadrâzamlar, Hukuk, Türkçe * Fransızca, Osmanlı deyim leri ve terimleri, terim sözlükleri) dergi ler, (İlköğretim , Güzel Sanatlar. Meslekî ve Teknik öğretim , Maa rif Vekâleti - Kültür Bakanlığı Tercüme, Tarih vesikaları, Ka dm - Ev, K öy Enstitüleri, Tebliğ ler) ve bütün okulların kitapları ile yayın seferberliği
SANAT:
Devlet Konservatuarı, operalar, konserler, tiyatrolar, sergiler, mü
zeler ,eski eserler, sanat yayınla rı, Devlet Resim ve Heykel Ser gileri,
ö z e l Kaabiliyetli Çocuklar Ka nunu ve uygulaması ile dünya ça pında sanatkârlar yetişmesi,
O olanaksız koşullar içinde Yü cel’in diktiği anıtlardır, ki her biri yalnız başına bir bakanın' adını sonsuzluğa ulaştırmaya ye ter.
Onun bakanlığından sonra ge çen şu 22 yılın geniş elverişli koşulları içindeki duraksamalar, gevşeklikler, yavaşlıklar, dur - gunluklar Yücel’in hizmetlerinde, başarılarındaki azameti daha kes. kin ışıkların ölçüleri ile ortaya koydukları gibi, Türkiye’nin az gelişmiş bir ülke durumuna, dü şürUldüğü nedenlerini de aydın lattı.
V e görüldü ki olanaklar içinde bir şey yapamayan ve ouna ba haneler bulanlar cücelikleriyle bu yurdu az gelişmişliğe düşü ren gerçek etmenlerdir.
Ve görüldü ki, destanlaşan a- dam olanaksız koşullar içinde o- lanaklar yaratmayı bilen ve ge> çekleştirendir. 1
Taha Toros Arşivi