• Sonuç bulunamadı

Spor yayıncılığını başlatmak lazım gerek

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Spor yayıncılığını başlatmak lazım gerek"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

ADAM okuruna rapor: 4

Türk okuru için yeni yazarlar

A dam Yayıncılık İkinciydim doldururken,

yayın listelerinde, çok sayıda yerli

ve

yabancı yeni yazar adı yer almaya başladı.

Bu durum, edebiyatın bütün türlerinde yayın yapm ayı amaçlayan

A dam Yayıncılığın, “değerli kitaplar yayım lam ak” ilkesinden

en küçük bir ödün vermeden okurlarına

yeni yazarlar tanıtma konusunda önemli bir

atılım içinde olduğunu göstermektedir.

Bu yargıyı kanıtlamak için Adam yayın listesinin son durumuna bir göz atalım.

Roman türünde Türk okuruna ilk kez su­ nulan şu yapıtlar var: Latife Tekin’in Sevgili Ar­ sız Ölüm’ü, Kostas Kodzias’ın Yedi Numaralı Dehliz’i. Tayeb Salah’ın Göç Mevsimi, Margue- rite Yourcenar’m Hadriamıs’un Anılan, Ten- nessee Williams'ın Mrs. Stone’un Roma Bahan; öykü türünde ise Nursel Duruel'in Geyikler, An­ nem ve .Almanya’sı ile Vasili Şukşin'in Yaşamak Tutkusu.

Köyden büyük kente gelen bir ailenin bu yeni ortama ayak uydurmaya çabalarken geçir­ diği sarsıntıları çocuksu bir duyarlığın çarpın şiir­ selliği ile dile getiren Sevgili Arsız Ölüm, Latife Tekini, bu yılın üzerinde en çok durulan genç yazarlanndan biri yapacak nitelikte bir ilk roman.

Kodzias'ın savaş sonrası Yunanistan’ında ortaya çıkan tarihsel ve toplumsal olayları derin bir düşünsel yaklaşımla sergilediği Yedi Numara­ lı Dehliz de Türk okurlarının kolay kolay unuta­ mayacakları bir yapıt.

' Nili Bilkur, Marguerite Yourcenar’dan çe­ virdiği Hadrianus’un Anılan ile, tanımakta ge­ ciktiğimiz önemli bir üslupçuyu belki de en yet­ kin yapıtı ile bize tanıtıyor. Bu romanı okurken tarihin insan değerlerine, barışa ve özgürlüğe gö­ nül vermiş bilge bir yöneticisinin, günümüz için de geçerli olan görüşleri üzerinde yeniden dü­ şünme fırsatını buluyoruz.

Tennessee Wiiliams Türk okurunun, oyun­ larından taradığı bir yazar. Fatih Özgüven’in çe­ virdiği Mrs.Stone’un Roma Bahan, onun roman türündeki ustalığını da belgeliyor.

Tayeb Salah’m Göç Mevsimi’nde ise Su­ danlı bir yazarın kaleminden doğu ile batı, ku­ zey ile güney arasında parçalanmış bir kimliğin aranışma tanık oluyoruz.

Varlık Özmenek Bilim ve Sanat dergisinde. Yaşamak Tutkusu’ndaki öyküleriyle Şukşin’i ilk

kez tanıdığımızı belirtirken şöyle diyordu: “Ama ne güzel, ne sıcak bir tanışıklık oluyor bu; oku­

madıkça anlatılır gibi değil. Yalın, duru ve dingin anlatım yollarını kırda gezinti yapar gibi izlerken yüce dağ doruklarında buluyor insan kendini.”

Adam Yayıncılık şiir türünde de üç yeni ya­ pıtla başlangıçtaki savını sürdürüyor: Zamanımı­ zın Bir Kahramanı adlı yapıtıyla romana olarak tanıdığımız Lermontov,"Ataol Behramoğlu’nun Hançer adlı kitapta bir araya getirdiği seçme şiir­ leriyle Türk okurunun karşısına daha önemli bir yarayla, şair kimliğiyle çıkıyor. Bademlerden Say Beni ise Gertrude Durusoy ve Ahmet Necdet’in çevirisiyle bize önemli bir AvusturyalI şairi, Paul Celan’ı tanıtıyor. Tahsin Saraç’ın çevirdiği René Char’ın Seçilmiş Şiirleri de yirminci yüzyıl Fran­ sız şiirinin yaşayan en büyük ustalarından birini tanımamızı sağlıyor. Zaman zaman Nobel Ödü- lü’ne de aday gösterilen René Char’ın bu şiirle­ rinde doğa sevgisini, şiddetle yumuşaklığı uzlaş­ tıran özlü bir şiirsellikle yansıttığını görüyoruz.

İnceleme türünde E.M.Forster’ın Roman Sanatı, İngiliz ve dünya romanından geniş bir alanı kapsayan örnekleriyle, ülkemizde sürege­ len romanla ilgili tartışmalara aydınlatın, öğreti­ ci yaklaşımlar getiren bir yapıt. Anatoli Luna- çarski’nin Sanat ve Edebiyat Üzerine adlı yapıtı da iki ayrı kültür dünyası arasındaki bağlan usta­ lıkla ele alırken, eski ile yeni arasındaki estetik sürekliliği eleştirel bir bakışla değerlendiriyor.

Bilim türünde, Annemarie Schimmel’in Tasavvufun Boyutları adb çalışması İslam misti­ sizminin, başlangıandan on dokuzuncu yüzyıl sonlanna kadarki evrimini değerlendirerek ben­ zeri bulunmayan bir yapıt olarak karşımıza çı­ kıyor.

Adam Yayıncılık, Arnold Wesker’in Seçil­ miş Oyunlar 1 adlı kitabında Mutfak, Dört Mev­

sim ve T adr’le yazann üç değişik döneminin en başanlı örneklerini bir araya getirirken, tiyatro kitaplığımıza önemli bir yapıt daha katıyor.

ADAM spor kitapları

Sporun insan sağlığındaki önemi, toplumsal ilişkilerdeki yapıa rolü, bugün herkesin bildiği, kabul ettiği bir gerçek.

Ama başıboş itişme, koşuşma, didişmeler değil bu sözünü ettiğimiz; bilimsel verilere uyula­ rak, insan bedeninin olanaktan, toplumsal ilişki­ lerin işleyişi bilinerek düzenlenen ve uygulanır­ ken kuramsal bilgilerle denetlenen SPOR...

Spor, okullarda başlatılmalı deniyor. Ço­ cuktan spora başlatacak yetkili, bilgili eğitmen­ ler, öğretmenler yetiştirmek için spor okullan, spor akademileri kuruluyor. Bu arada kuramsal bilgiler vermek için değerli kitaplar da yayımla­ nıyor.

Ama her şey o kadar dağınık ki...

ADAM Yayıncılık spor kitaplan dizisiyle çeşitli sporlar için gerekli kuramsal bilgileri, ay­ dınlık bir anlatım ve pml pin! bir baskıyla, yaygın okur kitlelerine ulaştırmak amacındadır.

Spor yapmak için de, sporlan izlemekten tad alabilmek için de mutlaka bu kuramsal bilgi­ lere gerek vardır ve mutlaka bu kuramsal bilgile­ ri getiren kitaplar herkesin eli altoda bulunma­ lıdır.

ADAM Yayıncılık ilk olarak Sağjık İçin Spor elkitabı ile birlikte dünyanın en yaygın spor oyunlan olan voleybol ile basketbolün her kitap­ lıkta bulunması gereken iki temel yapıtım sunu - yor: Voleybol (Mehmet Bengü); Basketbol (Wooden ve Sharman).

Bunlann peşinden Futbol, Atletizm, Jim­ nastik kitaplan gelecek ve yalanda bütün spor dallannı içeren geniş bir kitaplık oluşturulacak.

TÜRKİYE GENEL DAOlTlM I: YADA Yayın • Dağılım A.Ş. Doktor Şevki Bey Sokak No: 6 Divanyolu. İstanbul Tel: 52074 72

ANKARA DAĞITIMI: YADA A.Ş. Ankara Şubesi Konur Sokak No: 17/5 Kızılay. Ankara Id: 18 9099

İZMİR ve ECE DaCITIMI: DATİC aş.

452. Sokak No 5 Konak. İzmir Tel: i 3 87 86

A D A M Yayıncılık, 180’in üstünde kitap sayısına ulaştı.

Özenli, temiz baskılar... Eksiksiz ve düzgün çeviriler...

Geleceği kucaklayan bir yayın programı ve yayıncılık anlayışı ve... değerli kitaplar!

A D A M Yayıncılık okum na değerli kitaplar sunmaya devam edecek.

(3)

K İT A P

3

TÜRK DİT,

KURUMU

YAYINLARI

Atatürk Bulvarı No. 221 Ankara

Telefon: 26 65 24

Yönetici: Prof. Şerafettin Türan

Türkçe Sözlük

ve Yazım

Kılavuzu adeta

kapışılıyor

T

ürk Dil K urum u 12 tem m uz 1932’de kuruldu. İmparatorluk dö­ nem inin son zam anlarında aydın­ larla halk arasında büyük bir dil uçurum u doğmuştu. İşte bu uçurum u, iki dil varlığı arasındaki boşluğu olabildiğin­ ce ortadan kaldırm ak ve ulusal temeller üzerine kurulm uş Türkiye Cum huriyeti halkı için ulusal bir dil yaratm ak amacıyla kuruldu. Kökeni kendi öz kaynakları olan, yüzyıllar boyu gelişmesiyle varlığım bulmuş halk dilini ortaya çıkarmak.. Çağdaş kül­ tü r ve teknolojinin ortaya çıkardığı terim ve kavramları Türkçe olarak karşılayan bir dil yaratm ak amacını taşıyordu. 1932’den 1983’e kadar süren 51 yıl 3 ay 7 gün boyun­ ca Dernekler Yasası’na göre işleyen özel hu­ kuk kurallarına bağlı bir tüzel kişilik ola­ rak çalışan TDK şimdi kam u tüzel kişili­ ğine dönüştü.

I

DERLEME

SÖZLÜĞÜ

x

K urum un nereden nereye geldiğini sapta­ mak için elimizde üç veri var. Sırasıyla şunlar:

1) TDK’dan önce, Osmanlı İm paratorluğu­

nun son dönem inde söz varlığını gösteren, bir kaynak, 1900 yılında basılan, Şemset­ tin Sami’nin Kamus-u T ürkî’si.

2) TDK ’dan hem en sonra hazırlanıp 1935’de basılan Cep Klavuzu.

3) 1983’te, genişletilmiş yedinci baskısı ya­ pılan iki ciltlik Türkçe Sözlük. Bu üç kay­ naktan birincisinde yaklaşık 17 bin sözcük vardı. Osmanlıca, Farsça, A rapça da bun­ ların içinde. Bu 17 bin sözcüğün % 24-25’i Türkçeydi. Cep Kılavuzu Osmanlı sözcük­ lere Türkçe karşılık bulm ak amacıyla çıka­ rılan ilk sözlük olduğu için, Türkçe sözcük sayısı fazla değil, am a yine de bu oran <%34. Türkçe Sözlük’te ise yaklaşık 38 bin söz­ cük bulunuyor. Yani 51 yılda % 33’lük bir artışla bu oran %67 oluyor. Son teknik te­

rimler Türkçeye yığılmamış olsaydı bu oran daha da yüksek olacaktı. Tüm bu anlattık­ larım, dil konusunda çalışmalar yapm ak üzere kurulm uş TD K’nun gelişme çizgisi­ ni gösteriyor.

TDK’nun yayınladığı kitap sayısı 646. Bun­ ların bir kısmı hizmete özgü kitaplar. O n­ ları çıkardığımız zaman bu sayı 514 oluyor. Bu 514 kitabın 102’si terim sözlüğü. (De­ ğişik alanlarda, 87 terim sözcüğü yayınlanmış), yayınlanmış).

En çok Türkçe Sözlük ve Yazım Kılavuzu satılıyor. Bir sayı vermek gerekiyorsa şunu söyleyebilirim. 1983 başında 100 bin bası­ lan Türkçe Sözlük bitmek üzere. Görev sü­ rem elverseydi yeni baskısı için hazırlanı­ yorduk. Yazım Kılavuzu da çok kapışılan bir kitabımız. Sonra A tatürk Dizisi, Dil Bil­ gisi yayınlarımız çok gidiyor. Burada he­ men şunu eklemek istiyorum. Türkçenin artık sağlıklı bir Dilbilgisi Kitabını yazabilir durum a geldik, yani bir sentez aşam asına ulaştık. En çok satılan kitaplarımızdan söz ederken, her yıl çıkarmayı planladığımız, am a çok düzenli çıkaramadığımız Türk Dili Belleteni’ni de saymalıyım. Sonra 1915’den bu yana düzenli olarak yayınladığımız, sü­ reli yayınımız Türk Dili dergisini. Prof. Şerafettin Turan’ın verdiği bilgiye göre TDK’nun kitap dışı çalışmaları “Derleme-

Tarama, Türk Dilini Yaygınlaştırma ve Sev­ dirme” olarak özetlenebilir.

Derleme çalışmaları için köylere varınca­ ya kadar araştırm alar yapılmış. H alkın di­ li, kullandığı sözcükler, bunları nasıl kul­ landıkları araştırılmış. Ve sonunda 13 cilt­ lik Derleme Sözlüğü çıkarılmış. Tarama ça­ lışmalarında, Türkçenin eski yazılı kaynak­ ları elden geçirilip, onlardaki Türkçe söz­ cükler ayıklanmış ve sonunda 8 ciltlik Ta­ ram a Sözlüğü yayınlanmış.

Türkçeyi yaygınlaştırmak ve sevdirmek yo­ lundaki çalışm alar süreli yayınlarla, bası­ lan kitaplarla yürütülmüş. Yayın, Radyo ve TV aracılığıyla çalışmalar yapılmış. Sonra, Kurum’da va A nadolu’nun çeşitli kentlerin­ de düzenlenen h afta sonu konuşm aların­ daki seminer ve konuşm alarla, kitap ser­ gileriyle, Türkçeyi çok güzel kullanan ya­ zar ve sanatçıları ödüllendirm ekle de sür­ dürülm üş bu çalışmalar.

“Bir de tarihsel sözlük çalışmalarımız var­ dı” diyor Şerafettin Turan. Bu çalışmalar

13’üncü yüzyıldan 20’inci yüzyıla değin, A nadolu’yu merkez alan, Türkçenin gerek sözcük olarak, gerekse sözcüklerin yazın ve konuşm a dilinde uğradığı değişiklikleri saptayan bir çalışma oluyormuş. Çalışm a­ lar sırasında yüz binlerce fiş derlenmiş, tik cilt 13-15’inci yüzyılları kapsayacak biçimde planlanmış. İlk ciltte yer alan, A ve B harf­ leriyle başlayan sözcüklerin dizelgesi de ya­ pılmış. “1984’te basılacaktı” diyor ve ekli­ yor Prof. Turan “Bundan sonra ne olur bi­

lemem.”

P rof. Şerafettin Turan ülkemizde yayıncı­ lığın geleceğini de şöyle ö ze tliy o r:

“Bu ülkede kalkınma denildiği zaman yal­ nızca maddî kalkınma amaçlanıyorsa, bu anlayış gelecekte de sürecekse, bir kültür ve eğitim kalkınmasının sağlıklı biçimde ele alınması daha da uzayacaksa, eğitim sefer- * berliği yalnızca okuma yazma öğretmek, kültür etkinliği ülkemize gelenlerin karşı­ sında gençlerimizi oynatmak olarak anla­ şılacaksa işimiz zor. Buna bir de şunu ek­ lemek gerek. Eğitim ve kültürün hammad­ desi ve araçları gittikçe artan zamlar görü­ yor. Bu tutum sürecek olursa ve hele hele yüksek öğrenimin de paralı olması gerçek­ leşirse, bu, Atatürk Türkiye’sinde ne yazık ki belli bir grubun dinlenmesine yarayacak ve renkli yayınların egemenliği daha da güçlenecektir.”

EVRENSEL

KİTABEYİ

M it hat paşa Caddesi No. 24 Ankara

Telefon: 33 72 85

Yönetici: Serpil Bozer

Teknik kitap

ve plak ithali

E

vrensel Kitabevi I977’de kuruldu. Bugüne kadar bir tek kitap yayın­ ladık. Haşan Hüseyin’in derlediği

Bedrettin Cömert hakkındaki bir

kitaptı bu. Asıl yayınımız önüm üzdeki yıl başlayacak. Evrensel Kitabevi, SSCB’deki

MEZHDUNARODNAYA KNİGA Yayı-

nevi’nin Türkiye temsilcisi. Bu yayınevinin ABD’den Kıbrıs’a tüm dünyada temsilcilik­ leri var. Evrensel, bu yayınevinin teknik ya­ yınları olan Mir yayınları ile Melodia plak­ larını getiriyor. İthal ettiğimiz Teknik ki­ taplarla bugüne kadar eksikliği duyulan, bu ülkenin bilim ve teknolojisini bilim adamlarımıza kısmen de olsa sunmaktayız. K itaplarımızın iki özelliği var: Birincisi, baskı kalitesi ve ciltleri batı kitapları dü ­ zeyinde olmasına karşın fiyatlar onların en az yarısı kadar düşük. İkincisi, içerik ve teknolojisi ile Türk bilim adam larının so­ runlarına daha yakın.

En çok sattığımız kitaplar Cevdet Kudret’in “Benim Oğlum Bina Okur”, Emin Çöla- şan’ın “24 Ocak Kararları”, Emin Özde- mir’in “ Nasıl Okumalı” Oktay Akbal'ın “Luna Park,” Mayakovski’nin “Şiir Nasıl Yazılır”, Sadun Tanju’nun “Hacı Ömer Sa­ bancı”, Necmi Onur’un “Orospu”, Fahir Armaoğlu’nun “Yirminci Yüzyıl Siyasi Ta­ rihi”, Ayla Kutlu’nun “Cadı Ağacı”, ve Ata- lay Yörokoğlu’nun “ Değişen Toplumda Çocuk ve Aile” adlı kitabı.

Yayıncılık bir dar boğazda bugün. A m a bu dar boğazdan çıkacağına inanıyorum. Çün­ kü genç kuşakta okum a sevgisi, alışkanlı­ ğı olduğunu görüyorum . İki gün öğle ye­ meği yemeyip kitap alan öğrenciler var. Tüm bunlar bu konuda iyimser olm am ın nedenleri. Yayıncılıkdaki dar boğaz ekono­ mik bunalım ın yayıncılığa yansımasından başka bir şey değildir. Ve aşılacaktır!’

OSMANLI

YAYINEVİ

Ticarethane Sok. Güle Güle Apt. No. 2 Sultanahmet-lstanbul

Telefon: 528 17 71

Yönetici: Abdülkadir Dedeoğlu.

Dini ve tarihi

kitaplar

O

smanlı kuruldu. İslamiyeti tanıtan, İs­Yayınevi 1976’da lam tarihi ve Osmanlı tarihini konu olan kitapları yaymlıyo- * ruz. Bugüne kadar 25 kitap yayınladık. En çok O sm anlılar Albüm ü, Çocuk K itapla­ rı ve Ahlak Serisi satılıyor.

Bugün için en büyük sorunum uz kitap fi­ yatlarının sık sık artm ası kitap fiyatlarının değişmesi okuyucuda tepki yaratıyor hem de satışların az olmasına yol açıyor. Bunun dışında tanıtım ve dağıtım sorunum uz var. Türkiye’nin her yerine, her sınıfına hitap edecek bir dağıtıcı yok. Oysa bir kitap çı­ kar çıkmaz Türkiye’nin her yerine aynı an­ da dağıtılabilmeli.”

Yeni yayın dönem i için Çocuk K itapları­ nın 2. serisini, Osmanlı A lbüm ü’nün 2. ki­ tabını ve H at Sanatıyla ilgili yayınları prog­ ramımıza aldık.

(4)

Cumhuriyet

K itap Kulübü

Daha ucuz kitap için...

E

İstediğiniz kitabın ayağınıza gelmesi için...

E

Bedava armağan kitapları da binlerce seçenek arasından

seçmek için...

•E

Hiçbir yükümlülük altına girmemek, tam tersine

sürekli genişleyen olanaklardan yararlanmak için...

E

Beklenmedik armağanlar almak için...

E

cumhuriyet j£jtap sevenıer> kitap okuyanlar, kitap izleyenler

aşağıdaki formu doldurun, kesin ve gönderin

Broşürümüz hemen adresinize postalanacaktır.

Cumhuriyet

K i t a p K u l ü b ü

Tür koçağı Cad. 39-41

Cağaloğlu - İstanbul

Hiçbir yükümlülük altına girmeden Cumhuriyet Kitap Kulübü

broşürünün adresime gönderilmesini rica ederim

Ad, soy ad:

Adres

İmza

(5)

K İT A P

ST TN GUR

YAYINLARI

Babıali Cad. No: 16/403-405 Cağaloğlu-Îstanbul

Tel: 527 33 08

Sahibi: Aynur Tuncer

Yalnız çeviri

S

ungur Yayınları 1.3.1982’de kuruldu. İlk olarak “Bizi Aşktan Koru”yu daha sonra “Gernikalı Çocuklar”, “Dok­

torunuz” ve “Gecelerin Veziri” ni yayımla­

dım. Şu sıra "Bitkilerin Gizli Yaşamı”nı ha­ zırlıyorum. Kitaplarım çeviri türünde. Bun­ lar arasında “Bizi Aşktan Koru” ikinci bas­ kısını yaptı.

O kur azlığı ve okum a alışkanlığının eksik­ liği yayımcılığın değişmeyen sorunu. Birçok kişi günde iki video kaseti alabiliyor, bu­ nun yanı sıra kitap okum a ihtiyaç sayılmı­ yor. Bütün dünyada yapılan araştırm alar gelir düzeyi ile kitap okuru sayısının oran­ tılı olmadığını gösteriyor. Bugün Batı Av­ rupa’da en çok kitap okunan ülke Fransa ve Fransa’da en çok kitap okuyanlar da bir istatistiğe göre taksi şoförleri.. Kitapların maliyetleri bir yılda iki misli yükseliyor. Ge­ çen yıl aldığımızkâğıdı şimdi iki misline alı­ yoruz. Buna karşın kitap fiyatlarını aynı oranda artıramıyoruz.

Benim yayıncı olarak kişisel sorunum çev­ rilecek kitabı seçtikten sonra o kitabı Türk­

ç e ’ y e aktarabilecek çevirmeni bulm ak. Çe­

viriden sonuçta çevirmenin değil yayınevi­ nin sorumlu olduğunu inanıyorum.

Türkiye’de kitap satım mekanizması batı- dakinin tersine işliyor. Batıdaki yayınevi ki­ tabı yayımlamadan önce tanıtıcı malzemeyi hazırlar. Bunları, satış şansına ilişkin an­ ket soruları ile birlikte dağıtım örgütlerine ve kitapçılara gönderir. Kitapçılar kitap ba­ sılmadan önce sipariş verirler. Yayımcıla­ rın kitapçılardan aldıkları bilgi kitabın ti­ rajını belirler ve yayınevi bu bilgi ile kitabı basar bunda da hiç yanılmaz, çünkü kitapçı kitapla yakından ilgilenir. Türkiye’de çıkan kitapları okuyan inceleyen çok az kitapçı vardır. Bizde 2-3 okur kitapçıya başvura­ rak bir kitabı isterse kitapçı dağıtıcıya 2-3 sipariş verir dağıtıcı da kitapçıdan sipariş gelirse sayıyı iki katına çıkarıp yayınevine başvurur.

Yeni dönem program ım ızda“ A naisnin”

“Aşk Yuvasındaki Casus” Brigitte Schvva- iger’in “Denizin Tuzu Nereden Geliyor” Mario Vrangas Llosa’nın “Pantoleone ve Ziyaretçileri çevirileri basılmak üzere bek­

liyor. R ic h a rd B a ch ’ın so n y ap ıtı “ llusions” u Tomris Uyar Türkçe’yi aktarı­ yor.

ÜCCİCEK

KİTAPLARI

Bağımsız

kültürel

yayıncılığın

genç sesi

m asına işaret eder. Tüm b u n lan n yapıla­ bilmesi için düzenli çıkan bir Kültür-Sanat- Edebiyat Kitabı’na gereksinim duyduk ve sermayemiz ve de kadrom uz gereği üç ay­ lık bir süre ile bu yayını kitaplarım ızın ya- nısıra yayınlamaya koyulduk.

— Üç Çiçek sanat-edebiyat-kültür kitap­ larının yazı kurulu kimlerden oluşuyor? ÖZER — Yazı kurulumuz yayınevimiz bün­

yesinde ve dışında yukarıda belirttiğimiz kaygıları duyan arkadaşlar tarafından oluş­ turulmaktadır. Kadro ele alman konuya gö­ re değişkendir. Çizdiğimiz geniş perspek­ tifler ve demokratik tutum um uz dolayısıyla pek çok aydın, sanatçı ve yazarla çalışa­ bilmekteyiz.

Üç Çiçek sanat-edebiyat-kültür kitapları­ nın çıkış amacı nedir?

ÖZER — A maçlarım ızın bir döküm ünü

yapm adan önce önsöz niyetine birkaç söz etmek isterim. Kültür, hayatın her alanına kopm az bağlarla bağlıdır; ve her insanın, her halkın en soylu değerlerini dile getirir. Kültürüm üzün yükselmesi, hayatımızın yükselmesi, insanlığa ve hayata olan inanç ve bağlılığımızın artm ası demektir. Kültürel kimliğimizi sürekli yenilenen öz­ gün bir bireşim öğesi olarak görüyoruz. Za­ ten çağdaşlaşm a, bir kültürün özgül görü­ nüm ünü oluşturan biçim, ilişki ve simge­ lerinin güncelleştirilmesine bağlı değil midir?

Kendi kültür ve edebiyatımızı geleneğin, klasizmin değerlerine edebiyat temel alına­ rak yeni bir ilmekle bağlanm ak ve edebi­ yatımızın gelişmekte varsaydığımız ucunun daha rahatça serpilmesine çalışmaktayız. Genç edebiyatçıların ürünlerini yayımlama­ ya birincil önemi verirken bir gençlik miti peşinde olmadığımızı vurgulamak isterim.

5

Ancak yazınsal gücün yanlış şekillendiği ve onun oluşturduğu profesyonellik, kurum ­ laşma, meşruluk zeminleri yüzünden, ger­ çekten yetenekli, sorum lu genç yazarların bir ürün yayma zorluğu var. Bunu yetenekli genç yazarlara bir tertip kurulduğu anla­ m ında söylemiyorum. A ncak genç bir ya­ zarın ürünlerini yayımlayabilmesi için Ye- şilçamvari handikaplardan geçmesinin de önlenmesi gerek. Bu söylediğim Üç Çiçek Sürekli Sanat Edebiyat Kitabı’nm fizikse! varlığının nedenlerini açıklıyor. Manevî varlığı ise -genel birşey söyleyeceğim- şiirin, öykünün ve diğer yazımsal türlerin kendi­ si temel alınarak ürünlerinin ve sorunları­ nın aktarılm ası görüşündeyiz. Yani sözge­ limi şiir, şiir temel alınarak yayınlanır, so­ runları tartışılır.

— Türkiye’deki sanat dergilerinin değerlen­ dirilmesini yapar mısınız? Buna ek olarak başka bir soru daha: Bir sanat dergisi na­ sıl olmalı?

ÖZER — Ülkemizde sermayenin bu alana

girmesiyle sorunuzun anlam ı da değişiyor. Şu güne kadar çok “olum suz” olduğu gö­ rüşünde değilim. A ncak, oralarda yeralan ilerici sanatçılarımızın yakın bir zam anda “su alacak” bu sandaldan atlam ayı iyi za­ m anlam aları gerekecek. Bir kere sanat- edebiyat dergilerinin sanat-edebiyat temel alınarak olumlu bir işlevi olması düşünü­ lüyorsa buancakonun sorunlarım , kişilik­ lerinin ve yaratıcılıklarının ayrılmaz bir par­ çası olarak gören, “öncü”, “ fedakâr” insan­ lar eliyle olur. Bunun böyle olduğunu ta ­ rih, örnek aldığımız, coşku duyduğum uz olaylarla ne güzel gösteriyor. Yazar daya­ nışması adı altında örgütlenen atıl, kalite­ siz bir forum niteliğindeki dergiler başta belli bir işlev görebilirler; ancak bu ucu git­ tikçe kütleşen bir kaleme döner ve yarattı­ ğı yazınsal kalabalık ve ko f iktidar yüzün­ den yeni gelişmelere sürekli bir engel ve da­ yatma olur.

A d n a n Ö z e r :

Genç edebiyat­

çılara birincil önem veriyoruz

ama bir gençlik m iti peşinde

değiliz.

— Üç Çiçek sanat edebiyat yayıncılığın ku­ ruluş nedeni nedir?

ÖZER — Bağımsız kültürel yayıncılığın

genç sesi olan Üç Çiçek Yayınevi edebiyat ağırlıklı bir yayın kuruluşudur. Kitap ya­ yınlam a geleneği ve kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır. Klasizmin ve yakın geçmişin de­ ğerlerini yeni bir şekilde sunmaya çalışır­ ken edebiyatımızın gelişen ucunda olmaya büyük özen ve önem gösterir. Dünya ede­ biyatının ulusal kimliğini kanıtlamış ve ev­ renselliğe yol açan kanadını sosyo-kültürel bağlarını gözardı etmeksizin yayımlamaya çalışır. Dünya edebiyatını iletme açısından ise, ticaret, politika ve çeşitli yapay eğilim­ ler yüzünden bazı kültürel aleyhine bozul­ muş dengenin am atör bir heyecanla

kurul-Ü Ç Ç İ Ç E K

Cep Kitapları

tüm yayınlarıyla TÜYAP Fuarı’nda...

(e Yayınları A.Ş. standında)

Çağdaş Roman Dizisi:

Casuslar ve insanlar Graham Greene 300 -Erkekten Erkeğe Elia Kazan 450 -Kör Randevu Jerzy Kosinski 300 -Benciller Lawrence Sanders 4 0 0

-Formül Steve Shagan 350

-Kadının Fendi Anne Tolstoi Wallach 4 0 0

-Takip Robert Fish 4 0 0

-Mülteci Evelyn Anthony 350

-Ölüm Yolu Evelyn Anthony 3 5 0 -Zorlu Düşman Jack Higgins 2 0 0 -Elmas Kavgası Robert Fish 350 -ihanet Çemberi Steve Shagan 3 5 0 -Eroin Örgütü Evelyn Anthony 3 0 0 -Hayat iksiri Fred Mustard Stewart 300

-Kertenkele Morris West 450.—

Truvanın Altınları Ftobert Fish 500 -Albatros Evelyn Anthony 3 5 0 -Kokain Tutkunları Marie Gisele L.Fuss 3 0 0 -Tanrının Soytarıları Morris West 5 0 0 -Şeytan (çıkacak) Max Enrlich —

Bilgi Dizisi:

Tanrıların Ayak izleri Erich von Daeniken 3 0 0 -Nostradamus Kurt Allgeier 2 0 0 -Yıldızlara Dönüş E von Daeniken 2 5 0 -Doludizgin Bir Öenizci Irving Stone 3 5 0 -Değiştokuştan Süpermarkete Rene Sedillot 450 — Tanrıların Stratejisi E. von Daeniken 350 — Dünya Dışı Uygarlıklar Isaac Asimov 4 0 0 .-Tohum ve Evren E. von Daeniken 250 -(açıklamalı yayın listemizi isteyiniz)

(6)

6

K İT A P

HÜRRİYET

GÖSTERİ

Genel Yayın Müdürü: Doğan Hızlan

Her dalı

kapsayan çizgi

çeşitliliği

H tzla n :

Bir konuyu gündem e

getirirken karşıt görüşleri aynı

bölüm de buluşturuyoruz.

— Gösteri Dergisi ne zaman kuruldu? HIZLAN — Hürriyet G österi sanat-

edebiyat dergisi kasım sayısıyla 36’ya ulaş­ mış oluyor. 1980 ağustosunda derginin yo­ ğun hazırlıklarına başladık. Dergiyi kurar­ ken am acımız Türkiye’deki edebiyat ve sa­ nat ortam ını çeşitli yazı türlerinde y a n s ı­ masıydı. Resimden edebiyata, sinemadan tiyatroya, mim ariden müziğe uzayan çizgi­ mizin çeşitliliği, bu am acın doğrultusunda değerlendirilmelidir.

BKjun-tue-t

Gösteri

o m»» to « fc * K M n « o u m re i m j a r

— Bir yazı kurulu var mı? Varsa kimler­ den oluşuyor?

HIZLAN — Sürekli bir yazı kurulum uz

yok. .Ama ilgili dallarda yazarımız olan uz­ m anlara danışıyoruz. Ben ve yazıişleri m ü­ dürü arkadaşım Salim Alpaslan sayının is­ keletini çatıyoruz, bu iskeleti çatarken de güncel olaylara ağırlık vermeye çalışıyoruz. Güncel olaylar deyimini biraz açıklam alı­ yım. Hürriyet Gösteri, güncelliğin kalıcı yanlarını araştırıp yansıtmayı amaçlıyor. Bu açıdan güncel olanı yalnız güncel kimliğiy­ le, kalıcılığım unutarak dergiye alamıyoruz.

Bir ayın dergisini hazırlarken danıştığımız kişilerin yardımı ve katkısı oluyor. Ayrıca ben ve yazıişleri m üdürüm üz dışında der­ gide çalışan arkadaşların da öneri ve dü­ şüncelerini hep birlikte tartışarak değerlin- diriyoruz.

— Derginin çıkış amacı neydi?

HIZLAN — Hürriyet Gösteri, Türk ede­

biyatının ve sanatının sorunlarını gündeme getirmeyi çıkış am acı olarak saptadı. Kül­ türüm üzün geleneksel değerlerinin bugü­ ne bilgili bir biçimde ulaştırılmasını gerçek­ leştirme çabasına giriştik. A m açların ger­ çekleşmesi kağıt üzerinde düşünüldüğü oranda kolay olmuyor. Folklor konusun­ da bir çalışmaya yöneliyorsunuz, bir dos­ ya hazırlamak niyetindesiniz bu alanın nasıl çorak kaldığını birdenbire farkediveriyor- sunuz. Ayın Dosyası adıyla özel bölümler düzenliyoruz. Gerek güncel gerek güncel olması gereken konuları çeşitli görüşler ve kişilerin odağında vermek de dergicilik an­ layışımızı simgeliyor. Dergi olarak belli bir konuyu gündeme getirince at gözlüğünden bakar gibi davranmamayı da ilke edindik. Karşıt düşünceleri, karşıt görüşleri aynı bö­ lümde buluşturduk. Böyle bir arena an la­ yışım yansızlıkla yorumlamanızı isterim. Derginin, hiç kuşku yok ilkelerinin, dünya görüşünün, başarm ak istediği işlevlerin ge­ tirdiği zorunlu kurallar bu düzenlemeler­ de rol oynar.

Sanat ortamını hem yazıyla hem görsel ola­ naklarla okura yansıtmanın amacımızın ge­ nel çizgilerini oluşturduğunu söyleyebilirim.

— Türkiye’deki sanat dergilerini nasd değerlendiriyorsunuz?

HIZLAN — Türkiye’nin kültürel ve eko­

nom ik olanaklarının elverdiği ölçüde ba­ şarılı oldukları kanısındayım. Az dergi ya­

yınlandığından, dergiler çeşitli dallan, alan­ ları içermek zorundalar. Okur, bütün tü r­ lerin bilgisini ve yazısını aynı dergide bul­ m ak eğiliminde. U zm anlaşm anın dergici­ liğe de girdiği dönem ler başlarsa iş değişir. Her alanın kendi dergisi çıkar, o zaman uz­ manlık egemen olur. En yaygın tür oldu­ ğundan dergilerimizin çoğu edebiyat ağır­ lıklı yayınlanıyor.

RİLİM YE

SANAT

Emek İşhanı, Kat 13, No. 1300 Kızılay Ankara

Toplumsal

bütünlüğü

için bilim ve

sanatı birlikte

ele almak

Ö z m e n e k :

Sanata bilim sel

yaklaşım temeldir.

— Derginiz kaç yılında çıkmaya başladı? ÖZMENEK — Bilim ve Sanat Aylık Kül­

tü r Dergisi, 1 ocak 1981’de yayınlanmaya başladı. Şimdi 36. sayısında.

— Çıkış amacınız neydi?

İletişim Yayınları

"kitaplığınız için önemli,,

flütü"Eset'er' ,VA' ■ S\NA • dW t9 e t\en İÜ * * 1* * İN S \ T ^ ' V tV ü t° L O ^ AV.»1 • v vT: ^ n k v î^ 1 Asat yjü Nü . ST*N • UeıüV itEllSV james VI\S\V \n g t o n \W

îKV*1

Cumhuriyet Dönemi

Türkiye

Ansiklopedisi

• ftenvaMR O ^ N ^ ' \ v a ş İ L E T İ Ş İ M Y A Y I N L A R I

Klodfarer Ca ddesi,No.7 İletişim H a n .C a ğ a lo ğ lu lS T A N B U L Telefon: 5 2 0 14 53 - 5 2 0 14 54 - 5 2 0 14 55

Dağıtım: Y A ■ DA A . Ş . Dr. Ş e v k i B e y Sok. N o . 6 Divanyolu ■ İ S T A N B U L T e l e f o n : 5 2 0 74 72

Genel Yayın Yönetmeni: Varlık Özmenek

ÖZMENEK — Bilim ve Sanat Dergisi’nin

amacı, ilk sayısını sunuşunda da açıklan­ dığı gibi sürekli bir yayın organı olarak bi­ lim va sanat alanlarını hem birbirleriyle hem de toplum sal yaşamın bütünüyle sıkı ilişkileri içinde ele alıp yansıtmaktır. Bu iliş­ kilerin kavranış ve yansıtmışında ise bugün­ kü geçmişin taşıyıcısı olduğu kadar, gele­ ceğin de habercisi olma anlam ına kesinti­ siz, tarihsel ve dinamik bir süreç olarak gör­ me ve gösterm e amacı esas alınm aktadır.

i — Bir yazı kurulunuz var mı? Kimler? ÖZMENEK — Bilim ve S anat’ın dondu­

rulm uş bir yazı kurulu sınırlaması hiç ol­ madı, şimdi de yok. Böyle bir katı çerçe­ velemeye gitmeyi de uygun bulmuyoruz. Ancak, esnek bir organik işleyiş içinde der­ ginin bilim yanı için Güney Gönenç’in sa­ nat yanı içinse Yılmaz Onay’ın gerekli yo­ ğunlaşma durum larında daha fazla ağırlık yüklendikleri oluyor. Ancak zaten bu iki alanın birbirinden hiçbir şekilde koparıla- mazlığını da bu esnek işleyiş içinde esasen gözetmemiz gerekiyor.

— tyi bir sanat dergisi nasıl olmalıdır? ÖZMENEK — İyi bir sanat dergisi her şey­

den önce sanatsal yaşamın toplum un b ü ­ tününü düzeylice kapsam asındaki çok önemli kopukluklarla uğraşmak durum un­ dadır. Sanatın birbirinden ayrılmaz olan içerik, biçim ve işlev boyutlarından bir yan­ da özellikle biçim abartılırken öbür yanda içerik geri düzeye itilip, işlev ise tümüyle gözden uzak tutulabiliyordu. Bu ise bir yandan sanatın sanatlıktan çıkmasını, öbür yandan da çok geniş bir toplum kesiminin sanat yaşamı anlam ında çölleşmesini gör­ memek ya da görememek oluyor. İşte iyi bir sanat dergisi herşeyden önce bu yanlışı doğrultm anın, bu eksiği bütünlem enin bir organı olmaya uğraşmalı. Sanata bilimsel yaklaşım da biraz bu değil midir zeten?.”

r , ;

i » 2 i İ r

i H v Á » « gjSfeİK w A

(7)

YAYINLARI

OKURLARIMIZA ÖNEMLİ

DUYURU

PTT giderlerinin yeniden artışı nedeniyle ödemeli kitap yollamak çok patla­ klaştı. Neredeyse PTT ücreti, istenen kitabın ederine eş duruma geldi. Bu nedenle, kitap isteyenler ödemeli isteme yerine bedelini ve PTT giderlerini peşin yollarlarsa yararlarına olur.

Okuyucular peşin sipariş turarına ortalama: 1 kitap için 80.—

2 kitap için 100.—

3-5 kitap için 125.— 6-10 kitap için 175.— lira

olan PTT giderlerini eklemelidir. İstek mektubunda gönderilen para makbu­ zunun tarih ve numarasını da belirtmek yararlı olur.

Kitap bedelini pul olarak gönderip, istekte bulunacakların yukarıda belirti­ len PTT giderlerini de sipariş tutarlarına eklemelerini önemle rica ederiz.

Önemli Not: 1500 TL.’den az siparişlerin ÖDEMELİ istenmemesini dileriz. Aksi halde yollayamayacağımızı bir kez daha belirtiriz.

Bu konuşlarda ödemeli kitap isteyen okurlarımızdan isteklerini yenilemele­ rini rica ederiz.

BULUN ABİLEN M EVCUT

YAYINLARIMIZ

DENEME DİZİSİ

Oktay Akbal: ... Ahmet Rasim:... Vedat Nedim T ö r :... Prof. Akşit Göktür: ... Şevket Süreyya Aydemir: Prof.Macit Gökberk: ... Nadir Nadi: ... Hıfzı V.Velidedeoğlu: ... İhsan Selçuk: ... Prof.Nusret Hızır: ... Mehmed Kemal: ... Oktay Akbal: ... Nadir Nadi: ... Samim Kocagöz: ... EDERİ EDERİ .Yaşayıp Görmek: ... 250.— .Anılar ve Söyleşiler... 300.— .Kemalizmin Öramı...200 —

.Okuma Uğraşı 2. bası... 150. —

.Kırmızı Mektuplar ve Son Yazıları. 150.— .Değişen Dünya Değişen Dil...150.—

Uyarılar 3. bası...250.—

.Yol Kesen Irmak... 350.—

.Atatürkçülüğün Alfaben 2. Bası....200 —

.Felsefe Yazıları 2. bası...250.—

.Şairler Dövüşür... 250.—

.Dünyaya Açılmak...200.—

Ben Atatürkçü Değilim, 4. bası— 200.— .Roman ve Yazarlık Onuru...200 —

TARİH - ANI - GEZİ - OLAY DİZİSİ

Mehmed Kemal:... Hıfzı V.Velidedeoğlu: Hıfzı V.Velidedeoğlu: Hıfzı V.Velidedeoğlu: Azra Erhat: ... Kemal Ü stü n :... Oktay Akbal: ... Nadir Nadi: ... Meral Tolluoğlu: ... Sadi Borak: ... Nadir Nadi: ... Ebubekir Hazım... Erol Ulubelen: ... Cemal Madanoğlu: . Talip A paydın:... .Türkiye’nin Kalbi Ankara... 350.—

Ailenin Çilesi Boşanma...200.—

.Söylev 12. bası...400.—

.Söylev Belgeler.300.— .Mektuplarıyla Halikarnas Balıkçısı 2. bası...200 —

Menemen Olayı ve Kubllay 3. bası150.— Geçmişin Kuşları... 250.—

Perde Aralığından 3. bası... 250 —

Babam Nurullah Ataç... 200 —

.Öyküleriyle Atatürk’ün Özal Mektupları...250.—

.Olur Şey Değil 2. bası... 200 —

Belgelerle Kurtuluş Savaşı Anıları...200 —

.İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye...350.—

.Antlar 1.Bölüm... 400 —

.Köy Enstitüsü Yılları... 300 —

BAĞIMSIZ DİZİ

Philipp Şoupoult: .... Kemal Özer: ... Atena Deponte: ... Benjamin Farrington: Şarlo.150.— Sanatçılarla Konuşmalar...150.— .Yaşayan Kosta...150.— Darwin Gerçeği... 200.—

ÇAĞDAŞ YAYINLARI

(8)

K İT A P

s

ÇAĞDAŞ

ELEŞTİRİ

DERGİSİ

Hüsrevgerede Cad. Tozan Apt. 75/1 Daire \ 3 Teşvikiye

Telefon: 148 61 82 - 83

Yazı İşleri Yönetmeni: Adnan Benk

Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni: Tanju Gökçöl

göjtSrk, tomofc* L bfxiavti. iaürôu, gokUn*«» rymaacUifcmf anlBhyflmr ^ ^

"bir vct?.m>>aiya.ra(':yi ¿rdeitfæôye yöaeiik

ha* ffiûné» sosunda gelir

tide 'iayaoir" amiri ö?4ftrmr kulîüriliaiiî!«n Ögalarüd yeşesır kılmaya

yönelik bir çaba: sfdai sevinçli İzmir’d» 1883*1928 aresı «M*gf y # & m m araşürıyar s .f . fcmkogbi, '"ba^

yaliiisti« bir ya zer: başka bir $cy na

sade filîr.ak istiy<

diyen kalka yi itural bir

« teati r;‘ eniayısı

örnekçelere dayalı bilimsel bir temele oturtm ak.

— Derginizin bir yazı kurulu var mı? Gökçöl — Hayır. Tek seçici ve yazı işleri

yöneticisi Adnan Benk.

— Piyasadaki sanat dergilerini değerlendi­ rir misiniz? İyi bir sanat dergisi sizce nasıl olmalı?

Edebiyat

eleştirisini

Gökçöl — Bir dergi yayıncısı olarak piya­

sadaki sanat dergilerinin değerlendirilme­ si bize düşmez. İyi bir sanat dergisi bizim­ ki gibi olmalı.

bilimsel temele

oturtmak

T a n ju G ö k ç ö l:

İyi bir sanat

dergisi bizim ki gibi olmalı.

— Çağdaş Eleştiri Dergisi kaç yılında çık­ maya başladı?

Gökçöl — 1982’nin m art ayında çıkmaya

başladı. Bugün 21. sayısında.

— Derginin çıkış amacı neydi?

m i l l i y e t

SANAT

Genel Yayın Danışmanı: A kal Atilla

Sanatın

gazeteciliği

ve güncellik

Gökçöl — Amacımız edebiyat eleştirisini,

edebiyat incelemelerini geleneksel yapıt- sanatçı ilişkisinden kurtararak dilbilimsel

A k a l A t illa :

Sanat dergisi

için bir reçete olmaz.

0 Y A Z YAYINLARI

Çocuk Kitapları

A ltın Saray-

Son Çağrı

Fareler Cum huriyeti

Avcı Kekliği

Köy Çocuğundan Anılar

Rüzgâr Salıncağı

Sakar Tay

Kuğular

Sevgi Çiçekleri (oyun)

K üçük Balıkçı

Erol Toy

Erol Toy

Erol Toy

Erol Toy

Fevzullah Eftuğrul

Fevzullah Ertuğrul

Abdülkadir Bulut

Ziya Gökalp (Ahmet

Köklügiller)

Mustafa Gezer

Duran Yılmaz

Mollafenari Sokak No: 33 Cağaloğlu- İst.

Tel.: 522 35 23

— Milliyet Sanat Dergisi kaç yılında ku­ ruldu, kaçıncı sayısında?

ATİLLA — Milliyet Sanat Dergisi, Milli­ yet Gazetesinin haftalık eki olarak 29 ey­ lül 1972 tarihinde yayınlanmaya başladı. 70. sayıda (8 m art 1974) bağımsız niteliği­ ni kazandı. Kısa bir süre (şubat-eylül 1980) aylığa dönüştü. 1 ekim 1980’den bu yana da 15 günde bir yayımlanıyor.

— Kuruluş amacı nedir?

ATİLLA — Milliyet Sanat Dergisi’nin baş­ langıçtaki amacı, “sanatın gazeteciliği” ni yapm aktı; yani, dünyada ve ülkemizdeki sanat olaylarım geniş kitlelere duyurm ak, bu olaylar çerçevesinde yoğunlaşan tepki­ leri ve tartışm aları gündem e getirerek, ha­ beri, eleştirisi, yorumu ve değerlendirme­ siyle Türkiye’de bir sanat ortamı yaratmak­ tı. Milliyet’in eki olm aktan çıkıp özgün ni­ teliğine bürününce, doğal olarak boyudan­ dı, sayfa sayısı arttı. Böylece, haber ve eleş­ tirilerin yanı sıra, araştırma ve inceleme ya­ zılarına, kapsamlı röportajlara, beş-altı sayı süren dizilere yer verme olanağı doğdu. Bu gelişme çizgisi içinde, iki konuda özen gös­ terildi: Bir, güncelliği elden bırakm am ak; iki, güncellik çerçevesi içinde, bir ayırım yapm adan, tüm sanat dallarına eğilebil- mek. Bu arada, yılda birkaç kez düzenle­ nen özel sayılar ve ekler dışında, edebiya­ tın yaygın türlerine, şiirlere ve öyküye du­ rup dururken yer vermekten kaçınıldı (Bu­ nu gerçekleştiren yüzlerce dergi var ülke­ mizde). Ama, sözgelimi, bir Marquez No- bel’i kazandığında, en son öyküsünü ya­ yımlamak onuru da Milliyet S anat’ın olmuştur.

— Türkiye’deki sanat dergilerinin değerlendirilmesi...

ATİLLA — Sanırım, hepsi, kendi doğrul­

tusunda ve olanakları ölçüsünde üstlerine düşen görevi yerine getiriyorlar.

— Bir sanat dergisi nasıl olmalı? ATİLLA Bir sanat dergisi “nasıl olma­

sı isteniyorsa” öyle olmalıdır ve öyle olmak­

tadır. Dergiyi çıkaranlarla dergiyi yöneten­ lerin bileceği iştir bu. Bu kpnuda bir “re­

çete” bulunduğunu duymadım.

hil yayın

___ DİVANYOLU IŞIK SOKAK ÖREN HAN 29 İST

YARLIK

Yönetmen: Kemal Özer

Dinamik bir

dergi için

K e m a l Ö z e r :

Kim i olumlu

ama dar olanaklı dergiler

der­

leme■

” niteliğine dönüşüyor.

Derginiz kaç yılında kuruldu?

Ö ZER — 1933’te ilk sayısı 15. Temmuz 1933’te yayımlandı.

Kuruluş amacı neydi?

ÖZER — 50 yıllık geçmişi olduğu için Var- lık’ın çeşitli yayın ilkelerinden söz edilebi­ lir. Bunlardan, etkin bir dergi olmasım sağ­ layan, kimi ilkeleri bugün de sürdürülmek­ tedir. Örneğin yeni imzalar tanıtmak, dün­ yadaki sanat olaylarına pencere açmak gi­ bi. Bugün 50. yılında bunlara yeni ilkeler ve am açlar eklenmiş bulunuyor. En önem ­ lisi, dinamik bir dergi olmayı seçmesi. Bu­ nu ülkemiz edebiyatı için yaptığımız bir gözlemden yola çıkarak saptadık. Dinamik bir ülke, dinamik bir edebiyat, dinamik bir dergi. Bir yandan ürün yayınlamayı sürdü­ rürken, bir yandan da sanat kamuoyumuz­ da gereksinim olarak belirmiş sorun ve ko­ nuları toplu çalışm alarla okur önüne ge­ tirmek, tartışmak, artık baş ilkemiz olacak.

Bir yazı kurulu var mı? Varsa kimler?

ÖZER — Yukarda özetlediğimiz ilke ve am açlar çerçevesinde, dergi yönetimi bir kurulla değil, genel yayın danışm anı eliy­ le yürütülüyor. Bu açıdan, ne bilinen an ­ lamıyla bir kurul var, ne de sürekli bir ya­ zı kadrosu. Temel tutum um uz, “Hangi ül­

kede, hangi koşullarda, nasıl bir sanat?”

sorusuna verilecek genel yanıta uygun be­ lirleniyor. A m a bu, bizi öneriler alm aktan ve çalışma isteklileriyle işbirliği yapm ak­ tan alıkoyacak katılıkta değil. Önerisi olan ve ortak çalışma yatkınlığı taşıyan herke­ se açığız. Yeter ki genel tutum um uza ters düşmesin!.

Sanat dergilerinin bugünkü durumunu de­ ğerlendirir misiniz? Sanat dergisi nasıl olmalı?

ÖZER — Yukardan beri sıraladığımız gö­ rüşler zaten bugünkü durum u bir bakım a değerlendirmiş, sanat dergisi nasıl olmalı sorusuna karşılık vermiş oluyor. Am a bu genellemeden öte şunları da söyleyebiliriz: Bol alonaklı kimi dergiler, bu olanakları­ nı (şu ya da bu nedenle) ülkemiz kam uo­ yunu çağdaş isterler doğrultusunda besle­ mek ve oluşturm aktan uzak kalırken, ki­ mi olum lu am a dar olanaklı dergiler de yanlış yöneticilerin elinde edilgin bir “der­

leme” niteliğine bürünüyorlar. Güncel ve

tarihsel koşulların gerektirdiği dinamiklik içinde bulunan, sağlıklı gelişimini sürdü­ ren dergiler de var.

(9)

K İT A P

YAZKO

EDEBİYAT

YAZKO Edebiyat sorumlusu ve Yazı İşle­ ri Müdürü: Adnan Özyalçıner.

Salt bir

edebiyat dergisi

Ö z y a l ç ı n e r :

Ü lk e m izd e

sanat-edebiyat dergisi çok az.

YAZKO Edebiyat kaç yılında yayınlandı, kaçıncı sayısında, bir yazı kurulu var mı? ÖZYALÇINER — YAZKO Edebiyat’m ilk

sayısı, kasım 1980’de yayımlandı. Bir yayın kooperatifinin organı olarak ku­ rulan YAZKO Edebiyat’ın başlangıçtan 1983 eylülüne dek bir yazı kurulu vardı. Bu dönem içinde yazı kurulum uz, başta dergi yönetmeni Memet Fuat ve yazı işleri m ü­ dürü olarak ben olmak üzere şu yazarlar­ dan oluşuyordu: Salim Şengil, Asım Bezir­

ci, Ahmet Oktay, Afşar Timuçin, Zeynep Avcı, Hüseyin Haydar ve Atlila Birkiye. Ya­

zı kurulu beş kişiden oluşuyordu. Memet

Fuat ve ben değişmeksizin öteki yazarları­

mız belli dönemler içinde yazı kurulum uz­ da görev aldılar. Eylül 1980’den bu yana, dergi yönetmeni Memet Fuat’ın ayrılma­ sıyla, yazı kurulunun çalışmaları da sona erdi. Şimdi tek sorumlu olarak ben, dergi­ nin yayımını sürdürüyorum .

YAZKO Edebiyat’ın kuruluş amacı nedir? ÖZYALÇINER — YAZKO Edebiyat’ın

kuruluş am acının başında bir yayın koo­ peratifi olan Yazko’yu aylık bir yayın or­ ganına kavuşturm ak dileği yatıyordu. Ni­ tekim, kooperatifin yayma başlamasından, fiilen kurulm asından 6 ay YAZKO Edebi- yat’ın ilk sayısı çıktı. O günden bu yana ya­ yımı düzenli olarak sürüyor. Kooperatife süreli bir yayın organı kazandırm anın ya­ nı sıra asıl amacımız edebiyat dünyamıza her ay şiir, öykü, anı, inceleme, deneme, eleştiri türünden yeni ürün ve çalışmalar sunm aktı. Bu yolla edebiyatın geniş kitle­ lere yayılmasını sağlam ak, yeni okurlara

Epyazko

edebiyat

ulaşmaktı dileğimiz. Ayrıca incelemeler ve eleştiri yazılarıyla çağdaş edebiyatımızın sorunlarını gündem e getirerek tartışmaya açmak istedik. Bu am açlar doğrultusunda belli başarılara ulaştığımızı söyleyebilirim. Alışılmışın tersine tiyatro, müzik, sinema ve çeviri yazılar yayımlamaksızın yalnızca kendi edebiyatımızın ürün ve çalışm aları­ nı yayımlayarak bir dergiyi yürütm ek bile başlı başına bir başarı sayılır. YAZKO Ede­ biyat, karm a bir sanat dergisi olm ak yeri­ ne salt bir edebiyat dergisi olma savıyla çık­ tı. Onun için yalnızca kooperatife ortak ya­ zarların ürünleriyle yetinmedik. Ülkemizin tüm yazarlarının ürünlerini demokratik bir anlayışla sergileme ve değerlendirme yoluy­ la çağdaş edebiyatımıza dergi sayfaların­ da yer vermeyi görev saydık. Bugün de b ü ­ tün bu am açlara bağlı kalarak yayınımızı sürdürüyoruz.

Türkiye’deki sanat dergilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

ÖZYALÇINER — Ülkem izde sanat-

edebiyat dergisi azlığıyla karşı karşıya ol­ duğumuzu söyleyebilirim. Bellibaşlı sanat- edebiyat dergilerinin sayısı bir elin parm ak­ ları kadar az. Bunun çeşitli nedenleri var. Başta kâğıt ve basım giderlerinin yüksek­ liği, dah a önceleri bol bol çıkm akta olan am atör dergi çalışm alarına olanak bırak­ mıyor. Bu tür çalışmalar olmayınca da ede­ biyat ve sanat alanında canlılık sağlanamı­ yor. Yeni yazarlar çıkamıyor, yeni atılım- lar yapılamıyor. Ç ıkm akta olan sanat ede­ biyat dergileri, belli bir sermayeye dayan­ dıklarından, bu tür am atör çalışmalara ye­ terince olanak tanı yamıyorlar. Böylece can­ lılık ve hareketlilik kurumlaşmış dergilerin elverdiği ölçüde sürdürülüyor. H üküm et­ lerin kısır kültür politikaları da dergileri et­ kiliyor. Bir de dergi çıkarmaya Sıkıyöne­ timce getirilen kısıtlamayı eklersek her şey­ den önce sayısal olarak olumsuz bir d u ­ rum da olduğum uzu söyleyebiliriz. Bunun dışında Basın Yasaları’nın sanat ve düşünce özgürlüklerini önlememesi gerekir. Sana­ tın, edebiyatın, düşüncenin yeterince su ve­ rilmeyen bir toprakta gür olarak fışkıraca­ ğına inanasım gelmiyor.

Önce ekonomik ve yasal kısıtlam alara bir çare aranıp bulunm alı, sonra da çık­ m akta olan dergiler içerik yönünden güç­ lenmeli. Geniş kitlelere ulaşabilmek için de yaygın bir dağılım sistemi gerçekleştiriime- lidir.

YAZKO

ÇEVİRİ

Yönetmen: A hm et Cemal

Çeviribilim

ve dilbilim

araştırması

eğitimi

A h m e t C e m a l:

Bu koşullar­

da kültürel dergilerin çıkabilmesi

de başarıdır.

YAZKO Çeviri ilk kez kaç yılında yayın­ landı, şimdi kaçıncı sayısında?

CEMAL -YAZKO Çeviri dergisinin hazır­

lıklarına 2 nisan 1981 günü, yani benim bu derginin yönetmenliğine getirilmemle baş­ landı. tik sayı aynı yılın 1 tem m uz günü çıktı.

Bir yazı kurulu var mı? Varsa kimlerden oluşuyor?

CEMAL — YAZKO Çeviri’de uzun süre

bilinen yazı kurulu sistemiyle çalıştık. Ama bir kaç ay önce, genelde derginin yapısın­ dan ve işlevinden kaynaklanan bazı zorun­ luluklar, bu sistemin yerine daha hiyerar­ şik bir yapının geçirilmesini gerekli kıldı. Bu hiyerarşik yapı yönetmen, yardımcı yö­ netmenler, dergideki birimlerin yöneticileri biçiminde oluştu. Dergi politikasına ilişkin son kararların tartışıldığı organ, yönetmen ve yardımcı yönetmenler, dergideki birim ­ lerin yöneticileri biçiminde oluştu. Dergi politikasına ilişkin son kararların tartışıl­ dığı organ, yönetm en ve yardımcı yönet­ menlerden oluşan üç kişilik bir kurul. Yar­ dımcı yönetmenlikler halen Özcan Özbil-

ge ve Ufuk Akdağ tarafından yürütülüyor.

Bu yardımcı yönetmenler aynı zam anda üçüncü kişilere karşı dergi yönetimini tem ­ sil ediyorlar. Dergideki birimlerin yöneti­ cileri (Mehmet Rıfat, Yurdanur Salman,

Aziz Çalışlar) ise yukarda sözü edilen ku­

rula değil, doğrudan dergi yönetmenine bağlı.

YAZKO Çeviri’nin kuruluş amacı neydi? CEMAL — YAZKO Çeviri’nin kuruluş sü­

recindeki ağırlık amacı, ülkemizde çeviri sorunlarını sürekli gündemde tutm ak, B a­ tıda hızla gelişmekte olan ‘çeviribilim’in ve­ rilerini de göz önüne alarak çeviri sorun­ ları için sürekli bir tartışma ortamı olmaktı. Bu am açlar doğrultusunda örnek çeviri metinler ve çeviri üstüne incelemeler yayın­ ladık. D aha sonra, ‘çeviri edimi’nin bir dil uygulaması edimi olduğunun bilinciyle, Dil Yazıları başlığı altında dilbilim, gösterge- bilim ve yazınbiliın alanındaki başlıca akım ve kavramları, temel metinlerin dilimize çevrilmesiaracılığıylaîunmaya başladık. Bu temel metinlerin verilmesi düşüncesi ise bizi ülkemizde ilgi duyulan, am a temel m etin­ lerin eksik olduğu alanlarda da sürekli çe­ viri yapılması girişimine götürdü. Estetik

9

vardır hiç kuşkusuz. A m a ben, günüm üz Türkiye’sinin kültürel koşullarında salt der­ gilerin çıkabilmelerini ve ayakta kalabilme­ lerini başarı saydığım için, izninizle b u n ­ ların olumsuz yanlarına değinmeyeceğim. İnancım, her dergi yönetiminin kendi ak­ sak yanlarını gördüğü ve bunlar düzeltme bilincini taşıdığı yolunda. Uzak ve yakın geçmişte, dergilerimizi, “azaldılardı, çoğal- dılardı” diye, çoğu kez kuru sıkı, epey eleş­ tirmiştik. Bütün bu sözde eleştiriler, ülke­ mizde okur yetirtirme am acına ne ölçüde katkıda bulundu bilemiyorum. Onun için isterseniz gelin de, biraz olum suzlan bıra­ kıp, zaten türlü güçlüklerle ve özverilerle yayınlarını sürdüren sanat dergilerinin olumlu yanlarından söz edelim. Çıkan sa­ nat dergilerini ayakta tutm aya yetecek kap­ sam da bir okur kitlesine sahip olm adan, bu dergilerin olumsuz yanlarını sayıp d ök­ meyi, “Bunlar nasıl olumluya dönüşür?” sorusu üzerine kafa yormayı, ülkemizin kültür yaşamı açısından biraz lüks sayıyo­ rum! Belki “ Eleştirmeyelim mi?” diye so­ rulacak; eleştirelim hiç kuşkusuz; am a işe lütfen olum suzla başlamayalım.

EDEBİYAT 81

Yönetmen: Tanju Cılızoğlu

“Siyasi” bir

sanat dergisi

C ılız o ğ lu :

Sermayenin sana­

ta eğilimi sanat sevgisinden

kaynaklanmıyordu

Edebiyat 81 kaç yılında yayınlandı, şimdi kaçıncı sayısında?

CILIZOĞLU — 1 haziran 1981 yılında ku­

ruldu. 22. sayısında. Türkiye’de tek siyasi sanat dergisi Edebiyat 81. Bunun gerekçe­ si var. Bizim o zam anki ve bugünkü Basın K anunum uzda mevkut çıkarırken bir be­ yannam e alırlar. O beyannam ede siyasi olup olmadığım sorarlar. Bu dergi siyasi değil dediğiniz zam an dünyayı ilgilendiren konularda, örneğin bir nükleer silahlanma konusunda yayın yapamazsınız. Oysa bu­ gün sanatın işlevi ve boyutu politikadan ay­ rılamaz. Bizde siyaset denilince particilik akla gelir. A m a tanımı belirlerseniz, silah­ lanm aya karşı çıkm akta bir siyaset oluyor aslında.

Edebiyat 8 !’in kuruluş amacı neydi? CILIZOĞLU — Holdingler, büyük serma­

ye kuruluşları sanata girdiler, yatırım yap­ maya başladılar. Sermayenin sanata eğili­ mi sanat sevgisinden kaynaklanmıyordu. Topluma karşı varlıklarım savunmanın ge­ reklerinden doğan bir yatırımdı. Sanata bu eğilim girdi, peşinden yeni bir takım eği­ limler de girecektir. Bu da Türkiye’de ye­ niden bir Lale Devri edebiyatı başlatacak­ Yazıları, bu girişimin sonucudur. G ünü­

müzdeki konum uyla YAZKO Çeviri “Dil

Yazıları”, “Estetik Yazıları”, “Çeviri Kura­ mı ve Çeviribilim” ve “Karşılaştınlmalı Çe­ viri” gibi sürekli birimlerinin başlıkların­

dan da anlaşılacağı gibi, bir “çeviri, dil ve

kültür” dergisi niteliğini taşım aktadır. Bu

arada “Karşılaştırmalı Çeviri” bölüm ü­ müzdeki iki dilde metinlerin yayınlanm a­ sı, 1940’larda çıkan Tercüme dergisinden sonra ilk kez yinelenen bir girişim olup, hem çeviri eğitimi, hem de yabancı dil eği­ timi am açlarına hizmeti öngörmektedir.

Türkiye’deki sanat dergilerini nasıl değer­ lendiriyorsunuz?

CEM AL— Ülkemizde çıkan sanat dergi­

lerinin eleştirilebilecek bir takım yanları

tı. Türkiye’nin gerçeğinden kopuk. Sanatı çağının ve gerçeğinin dışına düşüren eği­ limlerdi bunlar. Bunların altyapıları vardı. Karşılarında da çok küçük, sanatın işlevi­ nin bilinci içinde am a am atörlüğü aşam a­ mış dergiler vardı. Biz bunu aşacak, bu der­ gilerin karşısında belli bir profesyonellik­ le kendi tavrını koyacak, bu eğilimlerin sa­ katlıkları üzerinde çağdaş görevini yapa­ cak bir dergi am açladık. Amacımız hol­ dinglerin sanatım ıza kurduğu tuzağı bozm aktı.

Bir sanat dergisi nasıl olmalı?

CILIZOĞLU — İçinde yaşadığımız süreçte

sanat dergileri olabilecek kadarını özveri ve duyarlılıkla yapm aktadır. Hepsinin eli­ ne sağlık.

(10)

K İT A P

10

SANAT

ÇEVRESİ

Yazı İşleri Müdürü: Hamit Kmaytürk

Ağırlık,

sanatlar ve

resimde

K ın a y tü r k : Büyük bir boş-

|

luğu doldurm ayı amaçladık.

Sanat Çevresi kaç yılında yayınlanmaya başladı?

KINAYTÜRK — 1978 yılında yayınlanma­

ya başladı. Aralık ayında 62. sayısı çıka-

i

cak.

Derginin bir yazı kurulu var mı? KINAYTÜRK — İlk kurulduğu yıllarda

vardı. Ancak yazı kurulunu bir araya top­ lam ak çok güç oluyor ve yazı kurulu üye­ leri arasında dergide yer alacak yazılar ko­ nusunda tartışm alar çıkıyordu. Bu yüzden yazı kurulunu kaldırdık.

Derginin çıkış amacı neydi?

KINAYTÜRK — Biz yalnızca görsel sanat­

lara yöneldik. Derginin ağırlık noktasını plastik sanatlar ve özellik resim sanatı oluş­ turuyor. Bunun yanı sıra mim arlık, tiyat­ ro ve sinema konularına d a yer veriyoruz. Plastik sanatlar dışında sadece mimarlık var. Bu alanda büyük bir boşluk vardı biz çıkarken bu boşluğu doldurmayı amaçladık.

Türkiye’deki sanat dergilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

KINAYTÜRK — Hepsinin kendilerine gö­

re fonksiyonları var. Yalnız dergileri genel olarak tahlil edecek olursak bütün sanat dallarına yer verdiklerini görürüz. Zaman zam an da plastik sanatlara yer veriyorlar. Bence bir dergi bir konuya ağırlık vermeli A dan Z ye b ütün konulara ağırlık verdiği takdirde doyurucu olmuyor.

SOMUT_______

Kültür gazetesi

olarak geniş

kitleye

sesleniyoruz

A s ıly a z ıc ı:

Klikleşmeler der­

g ic iliğ im iz in b itm e y e n h a s­

talığıdır.

Somut kaç yılında kuruldu? Bir yazı ku­ rulu var mı?

ASILYAZICI —- H aftalık kültür ve sanat

gazetesi Somut, 4 şubat 1983 günü yayım yaşam ına girdi. Çeşitli edebiyat ve sanat dergilerinin ve günlük gazetelerin kültür ve sanat üzerine yapılan yayınlarının yeterli olmadığı bilinen bir gerçekti. Yazarlar ve Çevirmenler Yayın Üretim K ooperatifinin (YAZKO) ülkemizde gerçekleştirdiği haf­ talık günlük gazeteler boyutundaki So- m ut’un, kendi alanında ve türünde yayım­ lanan tek ve ilk gazete olduğunu söyleye­ biliriz. Zam an zam an edebiyat gazeteleri

yayınlandı ülkemizde. Ancak çok yönle kültür ve sanat gazetesi niteliğindeki So­ m ut gibi bir gazete yayınlanmadı. Somutt­ un bir yazı kurulu yok. Yayın politikasını YAZKO’nun kuruluş ve işlevinden alm ak­ tadır. Somut Genel Yayın Yönetmeni Erol

Toy ve sorumlu yazıişlerinin sorumluluğun­

da genç kadrosuyla dem okratik yöntemler­ le çalışm alarını sürdürm ektedir.

Somut’un kuruluş amacı neydi?

ASILYAZICI — A macını ilk soruda kısa­

ca yayınlamış olduk. Kültür ve sanat ga­ zetesi olarak büyük bir boşluk vardı ülke­ mizde. Som ut, bu boşluğu doldurduğu inancındadır. Çalışm alarını geniş kitlelere seslenerek yapm aktadır. Örneğin; kültür olayına önem veriliyor, sanatın her dalın­ da inceleme, araştırma, eleştiri, tanıtm a ya­ zıları, söyleşiler, konuşm alar, röportajlar değişik nitelikli yazılarla sürdürülüyor. G ü­ zel sanatların tüm dallarına eğilen bilim­ sel yazılara, sağlık, gençlik konularına ön­ celikle yer verilen kitap tanıtm a, tiyatro, müzik, bale opera, plastik sanatlar, işçi- kültür, ekonom i-politik, toplum sal ve si­ yasal yaşamın, dış olayların yer aldığı bir gazetedir Somut. Doğal olarak ülkemiz sa­ natını, kültürünü tanıtmaya, yönelik oldu­ ğu söylenebilir, amacımızın.

Türkiye'deki sanat dergilerinin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sorumlu Yazıişleri Müdürü: H ayati Asılyazıcı

ASILYAZICI — Sanat dergileri kendi yön­

temleri içinde kendi çizgilerinde tutarlılık­ larını sürdürüyorlar. İçerik ve nitelikleri belli olan dergiler için bizim yorumlayaca­ ğımız bir durum yok. Her dergi kendi gö­ rüşüyle değerlendirilmeye açık yorum ge­ tirm ektedir. Ekip çalışması yerine, takım- laşm a ön planda tutuluyor. Bu tutum d a­ ha geniş kitlelere seslenmeyi önlüyor. Bu tür tutum da olan dergilerin yaşamlarının güçleştiği bir gerçek, öden ek li kuruluşa yaslanan dergiler, ekonom ik güçlük pek hissetmezler am a yazar kadrosuyla kısır döngüye girerler. D aha açık söylemek ge­ rekirse “kiikleşme’Ter dergiciliğimizin bit­ meyen hastalığıdır.

Bir sanat dergisi nasıl olmalı?

ASILYAZICI — Bir sanat dergisinin na­

sıl olması gerektiğini sözle tanım lam adan <?k gerçekleştirilen dergiyle ölçmek gere- ir. Sözgelimi gazete boyutunda olmasaydı boyut içerik açısından ve niteliksel yönler­ den değişmezdi. B urada kuşkusuz düşün­ düklerimizin büyük bir bölüm ünü gerçek­ leştirdiğimiz için uğraşımız olan gazeteden söz ediyorum .

Örnek Yayınları

GASTON BOUTHOUL

POLİTİKA SANATI

İKİM I BASKI vevwrtler: VVddt G un y o l, Sabahattin Eyuhoftiu

hüzündür

k

kirnest

Politika Sanatı / Gaston BOUTHOUL... 350 TL

Hüzündür ilk Kelimesi / Serhan ÖZDEMİR 150 T.L

- Toplu isteklerde indirim yapılır.

— Tek isteklerde ederi kadar posta bulu gönderil­

mesi yeterlidir.

Pul karşılığı isteme adresi: Sehzadebaşı Cad. Arslantaş Çarşısı No: 520 Vezneciler / İSTANBUL

DERGAH

YAYINLARI

N uriosm aniye Cad. N o :3/1 Cağaloğlu-Istanbul

Tel: 526 53 70

Yönetici: Mustafa Kutlu

Ansiklopedi,

sözlük ve

bazı külliyatlar

D

ergah Yayınları 1974 yılında kuruldu. Ansiklopedi, sözlük, kültür kitabı, tıp kitapları ve bazı külliyatları yayınladık. Bugüne kadar kaç kitap yayınladığımı­ zı söylemem imkansız. En çok satan kitap­ larımız üniversitelere yönelik kitaplar.

Yayıncılığın sorunları anlatılam ayacak kadar çok, geleceği de karanlık

Bugüne kadar 5 cildi çıkan “Türk Dili

ve Edebiyatı” ansiklopedisi 10 cilt olacak. 1 cildi çıkan “İslam Bilgileri” ansiklope­

disinin 9 cildi daha yayınlanacak. Bunun yanı sıra bazı yazarlarımızın bütün eserle­ rini yayınlamayı sürdüreceğiz.

EREN

YAYINCILIK

Sahaflar Çarşısı No:16 Beyazıt-İstanbul

Telefon: 522 85 31

Şube: A la y k ö şk ü Cad. No: 6 /2 Cağaloğlu-Istanbul

Sanat, tarih ve

kültür kitapları

B

iz aslın d a kitapçıyız. B aba­dan oğula geçen bir kitabevi b u ­ rası. Kuruluşu 1942’lere dayanır. Yayınevi olaraksa 1977’den beri çalışıyoruz. Sanat, tarih ve kültür kitapla­ rı yayınlıyoruz.

Bugüne kadar 3 kitap yayınladık. İsmail

Hakkı İzmirli’nin “Kuranı Kerim ve Türk­ çe Açıklaması”, Etem Ruhi Üngör’ün “Türk Musikisi Güfteler Antolojisi” ve Belkıs Acar’ın “Kilim Cicim Zili Sumak”

adlı kitabı. Bu kitap üç ayrı dilde yayınlandı.

Kitabın satış şansı az. Az sattığı için az basılıyor, bu maliyeti yükseltiyor, maliyet yükselince fiyatları da yükseliyor, kitap çok pahalı olunca az satılıyor... Böylesine bir kısır döngü var, yayıncılıkta... Bunun

Referanslar

Benzer Belgeler

BP’nin yan ı sıra konuya ilişkin platformun sahibi &#34;Transocean&#34; şirketinin de haberdar edildiğini belirten Benton, sızıntının olduğu kontrol tankının tamir

Kontrollu ve modifiye atmosfer: Gıdaların depolama, taşıma ve ambalajlanmasında ürünün MODIFIED ATMOSPHERE PACKAGING OF etkileşimde bulunduğu hava bileşiminin, oksijen,

Başbakan Tayyip Erdoğan 'ın isteği üzerine anayasa taslağına vakıfların yanı sıra özel şirketlerin de üniversite kurabilmesine ilişkin bir hüküm konulması benimsendi..

 Tüm kuralları yerine getiren ve her iki takım içinde anlaşmazlıkları çözebilen, oyunun devamlılığına katkı da bulunan, hatta oyun kalitesini yükselten bir.. unsur

kütüphanesinde kullanılan teknoloji Adobe kaynaklı olup, “Adobe Digital Editions” (ADE) yazılımını esas almaktadır.. DRM korumalı e-kitapları okuyabilmeniz için bu

2015 yılında nere- deyse 1 milyon kişinin Avrupa’ya ulaştığıve bu sa- yının yaklaşık 160.000’inin Doğu Akdeniz rotası üzerinden olduğu düşünülürse Doğu Akdeniz’in

Türkiye hem görsel hem de bilimsel bir değere sahip jeolojik oluşumların çok bol bulunduğu bir bölge.. Türkiye Jeoloji tarihi boyunca birçok büyük okyanusun

Antik bir yerleşim yerindeki mermer blokların dizilişi veya bunlardan üretilen yapılar kültürel jeoloji incelemesine girmez ve fakat bu mermer blokların,