ü İSTANBUL
Rumelika v ağı
B
oğaziçi vapurlarının son uğradık'ları iskele Rumelikavağıdır. Köp rüden ¡mesafesi 25 kilometredir.
Köyün üst tarafında ve Karataş deni len mevkide Rumelikavaği kalesinin son enkazı hâlâ mevcuttur. Bizans devrin de bu kaleye «A zizler» kalesi derlerdi. Bu isim ise, Emanuel Komnen (1143 - 1180) tarafından melâikeden Mikail’e ithaf edilmiş olan civaıdalü Ka taskepe manastırından gelmedir. Gerek bu kalenin, gerek karşı sahildeki o za - snanki iamile îyeron kalesinin duvarları denize kadar inmekte idi. Anadolu ta - rafında îyeron ve Rumeli tarafında Se- rapyon denilen hu kalelerin dibinde ge lip geçen gemilerden müruriye alan gümrük mevkileri vardı ve her iki sa - ihil arasında da karşıdan karşıya bir zincir uzatılmıştı. Karadenizden gelen bütün gemiler bu zincirin önünde dur - mağa mecbur kalır ve taşıdıkları mal - larm müruriye resmini ödedikten sonra, zincir gevşetilir ve gemiler de yolları na devam ederlerdi.
Cenevizler on dördüncü asırda Bizans imparatorluğu ile alâkalarını kestiler, istiklâllerini ele alarak bu kaleleri zap tettiler. Bir çok yerlerini tamir ettiler, yeni kaleler yaptılar, artık ondan sonra da müruriye resmini kendi hesaplarına tahsile başladılar.
Bugün bunlara «Ceneviz kalesi» den - meşinin sebebi budur.
Müverrihlere göre, Miiâddan evvel bu iki kalenin bulunduğu yerde iki mâbed vardı. Biri Rumeli cihetinde BizanslIla rın, öteki de Anadolu tarafında Kalke - dünyalıların idi.
Bizanslılarmki ilk önce «Serapis» e, sonradan Firicyalıların büyük ilâhesi o- lan Sibel’e ithaf olunmuştu. Zira Jayon bir muharebe dönüşünde îyeron un on İki büyük âlihine kurbanlar kestiği za man, BizanslIların mabedine giderek Sibel namına kurban kesilecek bir yer yaptırmıştı.
Tepede, eskiden Mavromulos denilen yerin üstünde yuvarlak bir kulenin kai dese hâlâ görülmektedir. Fakat bu kai de eski bir fener kulesinin bakiyesin - den başka bir şey değildir. Bu civarda bir de imparator Romen Diyojen’in (3068 - 1071) karısı Evdoksiya tarafın dan inşa edilmiş Mavromolyotisa ma - nastırı vardı. Taliinin bir cilvesi olarak oğlu Paraplnas Kadını bu manastıra hapsetmişti. Raşit tarihinin yazdığına göre bu manstir 1713 de yıktırılmıştır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi