• Sonuç bulunamadı

Piyanist Banu Sözüar, dış turnelerden sonra İzmir'deydi:genç kuşağın seçkin yorumcusu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Piyanist Banu Sözüar, dış turnelerden sonra İzmir'deydi:genç kuşağın seçkin yorumcusu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Piyanist Banu Sözüar dış turnelerden sonra İzm ir'deydi

i

Genç kuşağın seçkin yorumcusu

Müziği yaşamak ve yaşatmak — Piyanist Banu Sözüar’ın, son 2 yıl içinde gösterdiği gelişmenin yanı sıra değişmeyen özelliği, müziği yaşamaya ve ya­ şatmaya kendini adamış olması.

Banu Sözüar, İzmir’deki

resitalinde, son dış

turnesindeki ve Ankara

Festivali’ndeki programını

sundu. Sanatçı Brahms,

Beethoven ve Chopin’in

yapıtlarını yorumladı.

ÜNER BİRKAN_________

İZM İR — Genç kuşağın seçkin yorum cularından, piyanist Banu

Sözüar’ı, 26 nisan akşam ı Devlet

K onservatuvarı’nda, T urgut Pu- ra V akfı’nca düzenlenen bir resi­ talde dinledim. Kendisini son ola­ rak dinlediğim 1987 m artından bu yana, ilginç, olumlu gelişmeler ol­ m uş S özuar’m yorum culuk nite­ liklerinde. Bizden Özen Veziroğ-

lu’ nun Batı’dan Jenner, Brendel, Badura-Skoda, Demus ve son yıl­

larda Brumberg gibi ustaların ya­ nında oluşturduğu sağlam , ta rtı­ şılmaz tekniğinin, şaşmaz müzikal içgüdüsünün, sağduyusunun, pro­ fesyonelliğin gereklerini eksiksiz yerine getirmek sorum luluğunun, hiçbir şeyi rastlantıya bırakm a­ yan, titiz ve sağlam mesleki bağ­ lılıklarının yanı sıra, kişiliğine öz­ gü bir yorum a ulaşma bilinci, kül­ türlü, ince, kılı kırk yaran bir yo­ rum bütünlüğü gerçekleştirme sü­ recine girmiş bu iki yıl içinde. De­ ğişmeyen tem el özelliğiyse, her şeyden önce, hangi o rtam içinde, hangi koşullar altında olursa ol­ sun, sevgiyle, müziği yaşamaya ve y a ş a tm a y a k e n d in i a d a m ış olm ası.

Geçen güz aylarında büyük ba­ ş a r ıy la g e rç e k le ş tird iğ i Avustralya-Güneydoğu Asya tu r­ nesi sırasında, Sidney’de, Canber­ r a ’d a Singapur’d a, B om bay’da, Yeni D elhi’de yayım lanan belli- başlı gazetelerin m üzik eleştir­ menleri de Banu Sözüar’ın bu seç­ kin nitelikleri üzerinde sözbirliği ediyorlar. Ö rneğin, Times o f In- dia’da (17.10.1988) Jayanti Ghost adlı eleştirmen, genç piyanistim i­ zin Chopin (24 Prelüd) yorum la­ rı üzerine, “ Banu’nun bu olağa­

nüstü güzellikteki müziği tam is­ tenen, özlenen kıvamda yorumla­ dığını; dengeli, güçlü bir cümle- leme duygusu ve tonlama güzel­ liği s e r g ile d iğ in i” y a z ıy o r.

H industan Times’da (16.10.1988)

Raghava R.M enon, ‘‘Banu’nun zamanlama duygusunun bir kro­ nometre şaşmazlığı içinde çalıştı­ ğına, yorumlarının dramatik can­ lılık taşıdığına” dikkatleri çeki­

yor. Önceki yıllarda A lm anya’da, A vusturya’d a, Sovyetler Birliği’- nde derledikleriyle birlikte, T ürk o larak göğüslerimizi kabartacak bir “ övgüler demeti” b u ...

Banu Sözüar, resitalinde, bu son turnesindeki ve A nkara Fes­ tivali’ndeki program ım sundu İz­ mirli dinleyicilerine: J.Brahms’ın aydınlık, geniş, güçlü, olgun dö­ nem biçemini yansıtan op. 79 iki R apsodi’sinde tu tk u n u n , enerji­ nin, ritm ve melodi zenginliğinin doyurucu dozu, göz kam aştıran parlaklığı; L. van Beethoven’in

“ klasik” sonatlarının sonuncula­

rından, op. 10/3 Re m ajör So- n a t’ta, zam anın genç, kabına sığ­ m ayan bestecisinin, yenilikler ara­ yan, kabuğundan çıkm aya hazır kişiliği ve “ largo e mesto” işare­ tini taşıyan derin duygululuğu; sonra da, ikinci bölüm ün tü m ü ­ nü kapsayan, 1839 M ajorka ürü­ nü C hopin Prelüdleri: Düşler, içe dönük düşünceler, anılar, doğa iz­ lenim leri, coşku, özlem , başkal­ dırı, yaşam -ölüm ikilem i... Önde gelen kü ltü r ve müzik yetkilileri­ m izin, özellikle piyano otoritele­ rinin, Banu Sözüar’ın kültürlü, arı, ince, dengeli yorum larını din­ lemelerini, Sözüar’m sanatını dik­

katle değerlendirm elerini ister­ dim . En azından, H in d istan ’da­ ki, A vustralya’daki ve Batı d ü n ­ yasındaki m üzikçilerin duyarlık­ ları, nesnellikleriyle...

İzmir DSO’da 28-29 nisan haf­ ta sonunun solistleri, orkestranın yaylı çalgı üyelerinden ikisiydi. Viyolacı Zeliha Küyel ile viyolon­ selci Hakkı Öztürk. İkisini de da­ ha önce, solistlik görevi üstlendik­ lerinde dinlem iştim . Bu kez, ses­ lerini yalnız başına duyurm a, ki­ şisel stil edinme sürecinde daha da ilerlemiş buldum onları. Zeliha Küyel aydınlık, sevecen anlatım ı,

parlak to n u , temiz entonasyonu, a ç ık se ç ik c ü m le le m e siy le ,

C.M.von Weber’in pek tanım adı­

ğımız “ Andante ve Macar Ron- d o su ” nu yorum ladı, başarılı ses­ lendirm esini J.S.Bach’ın Birinci Viyolonsel Süiti ’nden Sarabande bölüm ü ile daha da değerlendirdi.

H akkı Ö ztürk, mesleğinin da­ h a pek başlarında olan bu çiçeği b urnunda viyolonselci, çalgısının en dolu ve yoğun, içeriği zengin, am a teknikte ve anlatım da solis­ te en büyük sorunları yükleyen partilerinden birini, İsviçreli bes­ teci Ernst Block’un “ Schelom o” (Kral Süleyman) adlı “ Rapsodi” - ini seçmişti. Musevi bestecinin, İsrail kavmi tarihi içinde önemli yeri olan Süleyman Peygam ber’i, zam an zaman yakarı tonunda bir konuşm a, zam an zam an bir kük­ reyiş gibi beliren, güçlü, sert, ka­ rarlı çizgilerle anlattığı Schelo- m o ’da genç solist, eserin bu nite­ liklerini kusursuz, tertemiz, ancak büyük ustalarınkilerle kıyaslana­ bilecek bir seslendirmeyle çıkar­ dı ortaya. H akkı Ö ztü rk ’e, bu parlak viyolonsel solistini, mesle­ ğinde kendine yakışan yere ulaş­ tırm ak için elbirliğiyle çalışılm a­ sı gerektiğine inanıyorum . O nu m üzik dünyasına bir an önce ta ­ nıtm am ız, kazandırm am ız gerek­ tiğini düşünüyorum .

İzm ir D SO ’nun, çalışm alarını İtaly a’da sürdürm ekte olan genç yönetm en E.Güven Yaşlıçam’m yönetiminde sunduğu eşlik rah at­ lığını övgüye değer bulduğum u belirtm ek isterim . K onserin ikin­ ci yarısını (özel nedenlerle) dinle­ yemediğini için üzgünüm. Yurtdı- şındaki müzikçilerimiz arasında adı önlerde duyulanlardan biri olan yönetm en Y aşlıçam ’ı ö n ü ­ müzdeki mevsimlerde de İzm ir’­ de dinlemek isterim.

BORNOVA İCRA TETKİK MERCİİ

HÂKİMLİĞİNDEN

Alacaklıları ile konkordato akdetmek üzere mühlet talebinde bı lunan Bornova’da 71 Sokak No: 1/B’de ticaretle iştigal eden, PULA EMAYE SANAYİ VE TİCARET A.Ş. vekili Av. Huriye Arga’nın ta lebi üzerine yapılan inceleme sonunda, alacakları ile konkordato ak detmek üzere, l.l.Klnun 287’nci maddesi gereğince İKl AY mühlet ve rilmesine ve Bornova 2’nci icra Müdürü BAHRİ ÖZTÜRK’ün ko­ miser olarak tayinine 24.4.1989 gün ve 1989/88, 1989/105 sayı ile ka­ rar verilmiştir.

İşbu mehile ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde itiraz olunabile­ ceği, keyfiyeti ilan olunur. 26.4.1989

Basın: 1-8462, 22921____________________

T

T"-İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak, kredilendirdiği firmaların stratejik ortağı konumunda olan bankaların aktif kalitesine zarar vermeyecek en iyi finansman tekniğini uygulaması doğru bir

Ahmet Haşim hakkında Orhan Okay hocamızın bu dikkatlerinden sonra Haşim'in şiirleri·.. nin tahlil edilmesi

(Reschid-Pachn, nommé grand \izr.) u présent du bfitiment dont il lui a été fait don, il voulait.. lersonnellement exprimer

Eski Türk ve traıı saıı'atini sevdiği kadar Yunan san'ntiııi, onlar kadar Hint düşünce ve saıı'atini seviyordu.. Her birinde hakikatin bir manzarasını

Ayrıca bu hatip sayılabilecekleri de orta ha­ tip, iyi hatip, çok iyi hatip diye sı­ nıflandırmak yerinde olur.. Tabii sınıflandırmada hangi noktaların göz

önce, hep birlikte gizlice, kilise bahçelerinde sigara içe­ rek; sonra yine aynı gizlilik içinde ve aynı kilise bahçesin­ de, politik toplantılar

Sonuç olarak, bu olgu viral baskılanma olsa dahi ileri yaş, trombositopeni gibi HSK risk faktörlerine sahip kronik hepatit B hastalarında, kontrol ve HSK taramasının düzenli

Kısa süre sonra, ‘Toto'nun Sabahattin A li oldu­ ğunu anladık, o sırada polisçe aranıyordu; o da bu evde saklanmak­ taydı.. Giydiği Arap giysisini de Layla