Geçmiş günlerin kitapları
-77ZXOÔ&S'
Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri
S E M A İ k a h v e l e r i MEYDAN ŞAİRLERİ
Geçmişin kahvehaneleri “nerede o
kahvehaneler” dedirtecek biçimde
varlıklarını yitirmişler. Bu kahvehanelerde
kendisine yer bulabilmiş bir edebiyattan, o
mekanlardan ve insanlardan söz ediyor
Osman Cemal Kaygılı'İstanbul Semai
Kahveleri ve Meydan Şairleri” adlı
çalışmasında.______________
hemen her semtte bir tane olduğum kaydeden yazar, aynı zamanda orala rın en gözde tulumbacı kahveleri ol duklarını belirttikten sonra, bunların arasından çıkan manicilerden, koşma- cılardan, semaicilerden ve destancılar dan bazılarının adlarını sayıyor. Acem İsmail, Kafesçi Arif, Dolmacı Mihran, Efe Mehmet, Defterdarlı Asaf Bey, Yenimahalleli Çiroz Ali, Tersaneli Os man Nuri, Üsküdarlı Vasıf, Darbukacı Sadık, Balatlı Nesim, Galatalı
Mat-n
ru ş...
Bir de tulumbacı olmadıkları halde sadece onların kahvelerinde çalıp, söy leyenler var. Bakırköylü Zil İzzet, Ba lıkçı Agop, Galatalı İnce Arap, Çarkçı Baladı Ethem, Kayıkçı İbrahim bunla rın en meşhurlarından. Kimisi sadece “okuyan” bu halk sanatçılarından ba zdan da hem okuyup hem çalıyor, an
cak son dönemlerde sazın, yerini klar nete bırakt iğini görüyoruz.
O.C. Kaygdı sözünü ettiği insanların
bir bölü m ü n ü n ö ld ü ğü n ü söyled ik ten
sonra, halen sağ olanların ne gibi işler yaptıklarını yazmış, çoğu mütevazi bir işte çalışıyor.
Çalgdı kahvelerdeki program üzeri ne, yazar şu bilgileri veriyor: “Önce bir mani başlanırdı. Fakat asd mani, koş ma, semai faslı başlamadan önce müzi- ka başlardı. Yukarda da yazdığım gibi AHMET EKEN
rtık var olmayan kahvehaneler
-A
de kendine yer bulabdmiş bir edebiyattan, o mekânlardan veinsanlarından söz ediyor çalış masında Osman Cemal Kaygdı (1890-1945).
Zaman içerisinde “bir şeyler” olmuş, “âşık kahveleri” yerini, “çalgılı kahve lere” bırakmış, daha sonra onlar da kalmamış, yazar bunu şöyle belirtiyor: “Eski açık kahvelerinin devamı demek
olan İstan bu l’un y en i çalgdı kahveleri
1908 inkılabından sonra hayli sarsıl mış, yalpalamış ve 1910’dan sonra büs bütün sönmeye yüz tutmuş ise de yine köşede bucakta tektük yaşayan bu kahveler, büyük harp sıralarında bÜe tamamıyla kapanmamış ve ancak 1920 senesinin sonlarına doğru ortadan kalkmıştır.”
Çalışmasında “âşık tarzı denden saz şiirinin, on doku zuncu asrın sonlarına doğru çalgdı kahvelere intikalini müteakip geçirdiği safhalar dan ve oralarda yetişen ve bugüne kadar adları çoğu muza meçhul kalan manici lerden, semaicderden, koş- macdardan, destancdardan ve kalen dericderden” söz edeceğini ifade eden yazara göre “bunların hepsi” ondo- kuzuncu yüzydın saz şairleri nin etkisi altında kalmış, on ları taklit etmişlerdir. “Be nim bddiklerim, buldukla rım, okuduklarım veya dinle diklerim içinde fevkalade de- nebdecek bir sanat mahsulü yoktur, hemen hepsi orta de receyi aşmayan eserlerdir” diyor.
Kışın cuma geceleri ve ra mazan ayında çalınıp söyle
nen b u kahvelerden hemen Zaman içerisinde ‘bir şeyler" olmuş, "asık kahveleri" yerini, "çalgılı kahvelere" bırakmış, daha sonra onlarda kalmamış.
bir klarnet, bir çığırtma denden ince tahta, düdük, bir çift nara, bir darbu ka, bir zilli maşadan ibaret olan çalgdı kahve müzikası en önce bir marş ça lardı ve bu marş ekseriyetle alafranga marşlardan biriyidi. Son zamanlarda İspanyol Marşı dedikleri bir marş pek moda olmuştu. ..Sonra ya bir polka, ya polka ayarında bir iki şey çalınıp ni havent makamından kıvrak -ve alaf rangaya yakın şarkdara, kantolara ge- çdir, daha sonra oyun havaları, alatur ka bazı halk şarkdarı çalının söylenir. Bunların arkasından da mandere baş lanırdı. Bazen yarım,- bazen bir saat kadar mani faslı çok defa, alaylar, kah kahalar arasında birtakım atışmalar, birbirlerini bastırmalar, tehzil ve hic vetmeler içinde geçer, sonra sırasıyla koşma, semai, divan, yddız, kalende- riye geçilirdi.”
| Destanlar dışında en çok aşk ve sev da olmak üzere her şeyin mevzu edil diğini belirten yazar, “destanlarda ek seriyetle kabadaydıklar, hazin, feci ölümler, ara sıra harpler terennüm eddirdi” diyor. Tabii dinleyenlerin tepkisi de, söylenene göre değişiyor...
O.C. Kaygdı, kısaca aktarmaya ça lıştığımız tüm bu bdgderi verdikten sonra çalışmasını bitirmiş. Birçok açı dan hayli dginç olan bu kitabm ne ya zık ki, yeni baskısı yok, olurda eskde- r in d en b ir tanesi karşı niza çıkarsa, okuyun ve fotokopisini çıkartın, k i taplığınızda bulunsun. ■
İstanbulda Semai Kahveleri ve Mey dan Şairleri / Osman C em al Kaygılı /
İstanbul Eminönü H alkevi Neşriyatı / 1937
S A Y F A 11
Taha Toros Arşivi